HK'nın istediğinin aksine bu yazımda ilk terapimden bahsetmeyi düşünmüyorum. Uzun süredir anlatmayı istediğim içimde kalan şeyleri anlatmak istiyorum. Uzun süredir yazmamış olmanın vermiş olduğu heyecanla ne yazacağımı da şaşırmış durumdayım.
Yazdığım yazılarda kendimi en iyi ifade ettiğim yazı Vişne Suyu'ydu galiba. Onun haricindekilerin bilinçaltında bir amacı vardı. HK yüzünden her yaptığım hareketin altında bilinçaltından bir şey olduğunu düşünmeye başladım ve bu da beni deli gibi göstermeye başladı. Bu yüzden artık söylediğim bir söz diğerini desteklemez duruma gelmeye başladı. Eskiden rol yaparken rolüme sadıktım en azından. Şimdi bir dürüstüm, bir rol yapıyorum bundan dolayı da kardeşim bile benim sözlerime olan güvenini yitirmeye başlamıştı. İlk bahsetmek istediğim konu kardeşim Alperen konusu. HK'nın görüşmemin çok uygun olmayacağı ve içimde bir çıkar ilişkisi güttüğümü anlatmasından dolayı ben de bir süredir Alperen'le görüşmedim. Bir buçuk iki ay gibi uzun bir süre. Görüşmek istediğinde bile HK'nın içimde olduğunu söylediği bu çıkar ilişkisi durumu yüzünden görüşmeyi sürekli erteledim. Onun uzun ısrarlarına bile karşı koydum. Ama bu bana çok kötü şeylere mal oldu. Yangından kaçayım insanlara bağlılıktan kaçayım derken bu sefer de onun eski sevgilisi Nihal'le konuşmaya başladım. Bana Alperen'i hatırlatıyordu çünkü. Özlemiştim onu gerçekten hatta Nihal'le çok yakın olmuştuk ama bana yeterli gelmemeye başladı bir zaman sonra. Çünkü yine de tam bir Alperen olamıyordu gözümde. Hatta ona aşık olduğum yalanını bile söyledim. Bu sırada birkaç kızla daha yakınlık kurmaya çalışıyordum. Biri Zonguldak'taydı ve kendisi teklif etti bana bu yüzden de ben reddetmek zorunda kaldım. Çünkü bir kızın bana çıkma teklifi etmesi bana çok saçma geliyor ve o kız gözümden aniden düşüyor. Neyse zaplamak huyum beni ben yapan şey zaten, artık garip gelmiyor. Kübra vardı bir tane aynı sınıfta okuyoruz. Kızla yakın olmaya başladım konuştuk falan sürekli hatta sabahlara kadar. Ardından kızı sevmeye başladım çünkü çok iyi geliyordu onunla konuşmak. Derken ona sevdiğimi söyledim fakat yorum yapmadı o. Konuşmaya devam ettik ona bir kızı seçmek için bir tablom olduğunu söyledim. O da benden kendisine kaç puan verdiğimi öğrenmek istedi söyledi. Söyledim Kübra'ya puanını. Bana iyi davranmaya devam ediyordu hala. Bir seferinde bana onu sevip sevmediğimi sordu ben de sevdiğimi söyledim fakat bunun senin için bir anlamı yok dedim. Derken öğrendim ki kendisinden, sevgilisi varmış Bursa'da. O olmasa bir ilişkimiz olabilirmiş. Peh. Bu duygularla oynamak değildir de nedir? Bir yandan Nihal, bir yandan yakınlaşamadığım Merve, bir yandan Zonguldaktaki Gözde ve şimdi de Kübra... İçmek için aradığım bahaneyi nihayet bulmuştum. Bir insan böyle bir durumda içmez de ne zaman içer. Bugün içeyim bir kere falan derken hergün içmeye başladım tekrar. Bi de viski içiyodum. İki günde bi 35'lik Ballantines Scotch. Bu da 43 lira yapıyordu. Derken baktım ki para durumum gittikçe kötüleşiyor bu içki durumundan dolayı ama bırakamıyordum. Depresyona girdim, sakallarımı uzattım, yatağım odam dağınık olmaya başladı, çamaşırlarımı ütüsüz giymeye başladım. Artık çıkmam gerektiğini hissediyordum fakat sadece yanımda olacak bir destekçiye ihtiyacım vardı. Özel üniversitede okuyanların çoğu zaten İstanbullu. Bir çevreleri var, arkadaşları, dostaları ne bileyim burda zaten düzenleri var. Ben ise kalkmış hataydan gelmişim buraya, haliyle yalnız hissediyorum kendimi. Dostum eskişehirde, kardeşim dediğim kişiyle görüşmüyorum. Ev arkadaşları sadece ev arkadaşları. HK'yla sadece parasal ilişkim var. Geriye kimse kalmadı benden başka haliyle. Bu durum da beni bunalıma sürüklemeye devam etti. HK'ya gitmek fayda etmez gelmeye başladı gözümde ve içki için paraya ihtiyacım vardı. Ben de eniştemin gönderdiği paranın yarısıyla HK'ya gidiyordum. Yarısıyla da geçimimi sağlıyordum, babamın gönderdiği parayla da içki alıyordum. Arada büyük fark var, enişteme söz vermiştim bu yüzden onun parasıyla içki içemezdim. Ama HK'ya da gidemezdim çünkü gereksiz gelmeye başladı artık gitmem. Eşcinsellik sorununu hallettim zaten uzun zaman önce. Artık sadece içki sorunu kaldı bunu da tek bir şekilde çözebilirdim artık HK'ya olan güvenim azaldığı için. Alperen'le tekrar görüşmeye başladım ve bu beni güvende hissettiriyordu. Birkaç kez beraber sarhoş olduk, bena sarılıp ağladı falan kendisini iyi hissetmesine yardımcı oldum bir nebze. Ben de iyi hissettim aynı şekilde. Uzun süre düşünmemden sonra Alperen'le ilgili kafamda bilinçaltı planlar kurmuyor olduğuma karar verdim. Çünkü akışına göre gidiyordu ve kardeşimdi o benim. Atıp satabileceğim bir şey değil. Bir müddet de o bana eskisi kadar güvenemediği için içmeye devam ettim. Sarhoşken söylediklerim onun güvenini kazandırmış tekrardan. İçmek galiba ilk defa bir işe yaramıştı. Derken annesiyle daha da yakınlaştık, aynı şekilde babasıyla da. Artık onlar beni bir yerlere davet eder oldu. Haftasonları geziyorduk eğleniyorduk beraber. Ama en sonuncusu galiba beni en çok etkileyen oldu. Metin Amca bizi yılda bir kere olan bir yere götüreceğini söyledi. Tam olarak kendi de bilmiyordu fakat belirli tarikat şeyhlerinin bir araya geleceğini biliyordu sadece ama gideceği ortamın tam olarak nasıl olduğunu bilmiyordu. İsmail abi götürüyordu bizi hafifçe yaşlı eski istihbarat şefi olan biriydi ismail abi. Daha önceden tanışmıştık ve adamı sevmemiştim. Şeyh torunuydu kendisi de. Hem içki içiyordu ismail abi hem de dinden kitaptan bahsediyordum bunu alçaklık olarak gördüm. Elinde kadeh varken din kitap anlatmak kadar daha saçma bir şey olamaz herhalde. En azından ben içkiyi bıraktığım, namaza başladığım dönemlerde anlatıyorum dini. Bu adam gözüme itikadı bozuk olarak gözükmeye başlamıştı bile zaten. Herneyse gittik dedikleri yere içim sıkıldı zaten ilk girerken de. Saçma sapan hareketler yapıp kapıyı öpüp falan girdi içeri. Derken gitti içerde şeyh dedikleri adama ne bileyim birbirlerine secde ettiler dedim ki tamam burası lanetli bir yer belliydi zaten. Kadınlardan kapalı olan bir tane bile yoktu zaten. Kimisi de yarı kapalıydı yine saçma bulduğum şekilde. 2-3 dk sonra ben çıktım dışarı ama içeride neler olduğunu mesajla öğreniyordum. Bir yandan şarkı söyleyip saz çalıyorlardı. Daha sonra zikir yapıyorlardı. Namazın güzelliğinden bahsediyorlardı. Ama onlar içerideyken 2 vakit geçti ama namaz kılınmadı. Bu kadar samimiyetsiz, alçak bir ortamla ilk defa karşılaşıyordum. Utanmasalar dansöz de oynatacaklardı içeride. Hani nur yüzlü diye bir tabir vardır bu şahıslar bunun tam tersini gayet iyi yansıtmışlardı. Dışarıda otururken kendi tarikatımın ne kadar güzel olduğunu hatırladım ve birkaç güzel tarikat daha var tabiki. Bu sapıkları gördükçe çıldırıyordum en sonunda gittim camiye namaz kıldım. Tekrar başladım namaza en sonunda. Düzenli kılmaya başladım, içkiyi bıraktım. Merveyle yakınlaşmaya başladım. Depresyondan çıktım ne bileyim hayatım düzene girdi tekrardan. Alperen'i bir daha bırakmam, bu hatayı bir kere yaptım zaten. HK'ya zıt şekilde olan yazıların onun sitesinde yayınlanacak olması etik değil belki ama bu yazı yayınlanmalı. HK eşcinselliği çözmek için gerekli olanları size kazandırıyor ama daha sonra hayatınıza müdahale etmesi onu p.ç ediyor sadece. Daha ileri gidemiyorsunuz. İşinde başarılı bir insan fakat az bulunur böyle psikolog. Ama ne de olsa o da bir insan ve hata yapabilir. Bu yüzden onu suçlamıyorum ne de olsa benim anlattıklarıma göre bir tavır sergiledi. Ama biraz daha temkinli olmalıydı bence. Çünkü ben her şeyi anlatmamıştım. Herneyse artık gitme ihtiyacı duymuyorum ve büyük ihtimalle de bu yazı benim son yazım olur. HK'ya teşekkür ederim tekrardan bana yardımları olmasaydı çözemezdim eşcinsellik olayını. Her şeye rağmen teşekkür ederim. Artık hayatım belli bir düzene girdi, mutluyum düzgün ve rahat yaşıyorum. Dinimin gereklerini yerine getiriyorum ve açıkçası geriye kalan küçük sorunlar için seans başına o kadar fazla para ödemek bana fazla gelir. Çünkü önemli sorunlar kalmadı. Artık karı-kız muhabbeti yapabiliriz sadece yaparsak. HK işinde başarılı onda yanlış anlaşılma olmasın sadece benim için hata olarak görünen ve hata olup olmadığını ilerde anlayacağımız bir meselede ayrı düştük, Alperen... Benim destekçim ve kardeşim. Bunun değişmesini de istemiyorum, bu konuya kimsenin müdahale etmesini de artık. Kuzenim de çok müdahale yapıyor bu konuda onu tanımadığı halde. Neymiş biz internetten tanışmışız bu yüzden olmazmış falanmış ileride anlarmışım onu falan. Canın cehenneme senin, olursa ileride olur o zaman ben zaten görürüm. Ama sorun yokken neye göre yargılıyorsun ki? Sonuç olarak galiba ben yeterli aşamaya geldim bırakmak için. Son yazım da yeterli zaplamalara sahip diye düşünüyorum. Bu yazıyı okuyacak olan enişteme de saygılarımı iletiyor benimle bu yazı hakkında konuşmamasını rica ediyorum.
İletişim: visnesuyu94@gmail.com