Adım Adım
Resul’üm sen karanlık bir dönemde geldin, aydınlattın bizleri. Güneşin karanlığı delip sabaha kavuşması gibi bizde sana kavuşmuştuk. Çok uğraşlar verdin insanların Müslüman olması için. Şimdi yaşadığımız devirde insanların Müslüman olup olmadığını kendileri belirleyemiyor. Doğarken elimize bir kağıt parçası veriyorlar. O kağıt parçası dinimizi belirliyor. Adının nüfus kağıdı olduğunu öğreniyorum bir süre sonra. Nüfus kağıdının arkasında dini İslam yazıyor. Kulağa çok hoş geliyor. Mutluluk verici bir şey. Daha sonra yanıldığımın farkına varıyorum. İnsanların Müslüman olduğu bu şehirde her köşe başında bir pislik, her ağaç dibinde günah var. Bu canımı acıtıyor Resul’üm. Ne çabuk unuttular seni, oysaki anlattıkların bu kadar kolay unutulacak şeyler değildi. Sen sıradan biri değildin ki seni unutsunlar. Sen son Peygamber Muhammed Mustafa(s.a.v) din. Nasıl bir cehalet seni unutturabilir ki. Bize üç tarafı denizlerle çevrili bu şehri müjdelemiştin Resul’üm. Buraya geldiğimizde deniz mavi renginde, İstanbul’da cennetten bir köşeydi adeta. Şimdide bu şehrin etrafı denizlerle çevrili ama mavi renginde değil. Siyah küfür renginde. Günah deryasında yaşıyoruz Resul’üm.
Her dönemde bizi Kur’an’dan uzaklaştırmak için pervasızca çırpınışlar olmuştur. Yine öyle bir devirde sen geldin Üstadım. Kur’an-ı cemaatsiz bırakmamak için gelmiştin. Ama biraz acele edip erken gelmiştin Üstadım. Zamanın bediisiydin sen Üstadım. Sen erken geldiğini söylüyordun. Bizim zamanımızdan bahar diye bahsediyordun. Evet Üstadım bizler sizin ektiğiniz Nur tohumlarıyla Cennet-asa bir baharda geldik. Baharımızı yaşamamıza izin vermediler Üstadım. Baharımızı kışa çevirdiler. Kur’an-ı anlamak için uğraşmanın yasak olduğu bir dönemde geldik. Üstadım kitaplarını köşe bucak sakladığımız bir dönemde geldik. Niçin bu pervasızca çırpınışları? Kur’an-ı’n cemaatsiz kalmayacağını hala anlamadılar mı? Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Allah’ın Nurunu söndüremeyeceklerini anlamadılar mı?
Rabbim her adım atışımızda bir günah, her köşe başında haram var. Bir ömre kaç adım sığar bilmiyorum Rabbim ama iznin olursa bir ömür her adım atışımızı sevaba, her adım atışımızı helale çevirmek istiyoruz.
Hasan AKAR