On yedi yaşımdaki hakikatim.Benim hakikatim.Hakikatimi,on yedi yaşımdaki hakikatimi işittinizmi.İşitmediniz, duymadınız tabi.Belkide acımasızlığın en rezil olmuş haliydi bana karşı tavırlarınız.Duyupta duymamışı oynamak ,işitip arkanızı dönmek.Yüz çevirmek gerçeklerden.En aşşağılık gördüğünüz şey bendim belkide.Belkide aynadaki kendinizdi aşşağılığın kendisi.Masumane sevmiştim ben öğretmenimi.Anlam verememiştim kalbimin hızlı çarpışlarına onu görünce.Herşey gerçekti.Zaman , mekan ve kalbimin sabırsızca atışı gerçekti.Yalan olan laflarınızdan başka bir şey değildi.Bu bir hastalık değil derken elinizdeki raporlara tetkiklere göre konuşuyordunuz.Fırlattığınız tiksintili bakışlarınız ruhumun hastalığına tercüman oluyordu adeta.On yedi yaşımdaki hakikatim.Sizin geçiştirdikleriniz ,sizin ihmaliniz ve sizin yalanlarınız asla örtmeyecek hakikatimi.Ama sen erkeksin sözünüze bir çift lafım var.Ben erkeğim evet ama siz en aşufte karısınız.Yalanlarınızla sevişmeye devam edin.Yeter bu kadar edebiyat hakikate gelelim.On yedi yaşımda aşık olmuştum yakışıklı boylu poslu geometri öğretmenime.Ben bir erkektim nasıl olurdu böyle bir vaka.Kimseye söylemedim kalbime gömdüm ızdırabımı.Bir yılım böyle heba oldu .Stres...Sivilce...Halsizlik...Ruhumu ve bedenimi adeta sarmaladı.Ünüversteyi kazandığımda devam etti sıkıntılarım.Herkezin hayattan beklediğini bulamadım ben hayattan ve içmiş olduğum haplarla son vermek istedim ızdırabıma.Ama aşkın taktiri bu ya ölmedik.Yoğun bakımda yoğun olmayan bir ilginin neticesinde tekrar hayatın ızdıraplı yollarına koyuldum.Hazır hastaneye yolumuz düşmüşken derdimizi anlatalım dedik.Dinlemediler bile antidepresan yut ,rahatla ,gevşe...Aşkın taktiri buya dondurduğumuz okul bir tarafta dururken kahve köşesinde ruhumu dinlediğimi sanıyordum.Tam stresten sıkıntıdan kurtuldum sanarken karşıma hayatımın ikinci aşkı çıktı.Yakışıklı uzun boylu ve tam bir delikanlı.Bedenim artık ikinci bir sırrı taşıyacak durumda değildi.Tüm cesaretimi topladım.Öncekine söylememiştimde elime ne geçmişti sanki.Söyleyecektim onu nekadar sevdiğimi söyleyecektim.Ama yüzyüze söyleyecek cesareti bulamadım.Facebook tan onu sevmiş olduğumu beyan ettiğim mesajın son satırlarını yazıp enter tuşuna bastığımda ruhumu kaplayan pişmanlığı hiç unutmuyorum.Pişmanlığın korkuyla yoğrulanıda ayrı bi iğrenç oluyormuş.Neyseki sonuç korktuğum gibi olmadı.Bu sefer karşımdaki yakışıklı beni telefonla arayıp beni anladığını bana yardımcı olmak istediğini söylediğinde ona olan aşkım ve bağlılığım iki kat artmıştı.Yaklaşık üç ylıım hayatımın yeni aşkıyla telefonda görüşerek geçti.Ne yazıkkı aşkın bir taktiri daha beni bekliyordu.Gerçekten aşık olduğun insanın düğününü seyretmek insana çok koyuyormuş.Aşık olduğum insan evleniyordu herkez çok mutuluydu bense dolu dolu gözlerle nikah masasında oturan aşkıma son kez bakıyordum.Artık yapa yanlız kalmıştım ne yapacağımı bilmezken aşkın yeni bir taktiri işte.Herkülle karşılaştım.İlk defa birisi bana hasta olduğumu söylüyordu.Çok şaşırdım ve korktum .Her defasında kaçtım onda.Ama herkül bu işte her yerde karşıma çıktı ve sihirli iksirinin olduğunu ısrarla beyan etti.Bu satırları herkülle entersan bir şekilde üçüncü kez karşılaşıp konuşmamızdan sonra yazıyorum. Kimbilir GERÇEK AŞKIN YANİ AŞKIN KENDİSİNİN YARATICISININ TAKTİRİ BELKİDE BÖYLEDİR....