Gönderen Konu: AŞK "GÜÇ"LÜ KADINLARA MI YAKIŞIR?  (Okunma sayısı 7990 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
AŞK "GÜÇ"LÜ KADINLARA MI YAKIŞIR?
« : 08 Ağustos 2011, 04:12:53 öö »
gokkusakgok@mynet.com

Aşk güçlü kadınların işidir. Oyunu kuralına göre oynar, kendi isteklerinizin esiri olmazsanız, ilişkiyi dizginlerin ele alınması gereken bir at yarışı olarak görmezseniz ancak başarıya ulaşırsınız.
Şimdiye kadar hep sığınabileceğim liman gibi gördüğüm sevgilimi listeme baktığımda hepsinin şimdi dönüp bakmayacağım erkekler olduğunu rahatça söyleyebilirim. Birçoğu dönmeyi denedi, 3 gün öncesinde hayatımızın vazgeçilmezi olan Facebook denilen siteden bir girişimde bulundu eski sevgililerimden biri. Hissettiğim tek şey umursamamaktı ve itiraf ediyordum bir çeşit zafer kazanma duygusuydu, ama bu zafer geri dönmeme veya etkilenmeme gücümün verdiği bir zafer, ve tabii ki az da olsa bir kadın içgüdüsü olan evet işte döndü bana ama ben yüz vermedim zihniyeti. 2010 ekim ayının sonunda da biten bir ilişkim yüzünden gelmiştim size, halbuki o ilişkinin içinde neler varmış; ağbim, babam, annem, kendim, cinselliğim, gururum, güvensizliğim, güçsüzlüğüm, ve bir çok şey.
Peki şimdiki durum nedir diye sorguluyorum. İlk defa başlayan bir ilişkimi değerlendiriyorum aslında, aynı zamanda karşımdaki insanı da değerlendiriyorum. Bundan önce kollarına atladığım, kendimi bıraktığım adamlara yaptığımı yapamıyorum, tam tersi sarmalanmak istendiğimi hissettiğim anda o zincirlerden kurtulmaya çalışıyorum artık. Yaklaşık 1 ay oldu bu ilişkiye başlayalı ve ben hayatımda ilk defa bir erkek arkadaşıma, sert bir mesaj attım, kaba bir tabirle posta koydum ve 1 gün boyunca mesaj yollamadım ve aramadım. Bu tabii ki bir mağrifet değil, ama bu benim yapmak istediğim bir şeydi, bir sefer de ben sinirleneyim, ben telefon açmayayım, ben alttan almayayım diye düşünürken bun yapma fırsatı elimde geçti. Eski sevgilisinden rahatlıkla bahseden bir erkeğe haddini bildirmek gerekiyordu, yargılamak bir kul olarak bana düşmez belki de, ama içimden böyle davranmak geldi. Ben oturup eski sevgililerimle olan iyi veya kötü anılarımı anlatmıyorum, evet bazen laf arasında geçebilir, ben bir sevgilimle de şöyle yapmıştım gibi bir cümle, ama
‘bir erkeğin evinden çıkan eski sevgilisine ait olan ojeyi babası sorduğunda ev arkadaşına (erkek) ait olduğunu söylemesi bunu dalgaya alması ve facebook denilen tuvalete gittiğimizi bile neredeyse yazacağımız sitede ilan etmesi’. He bir de bunu pişkin pişkin yeni sevgilisiyle paylaşması
bana sıradışı geldi açıkçası. Bunu ilan etmesi önemli değil, önemli olan buradaki içerik. Eski sevgiliniz bir zamanlar sizin evinize girip çıkıyor, ondan kalma oje geçiyor babanızın evine hah hah babacığım ev arkadaşımın tabii diyorsunuz, ve bunu yeni sevgilinizle çok komik bir şeymiş gibi paylaşıyorsunuz. Hemen ipe götürmeyelim bu erkeği, alternatifleri düşünelim:
1.   Olaydaki erkek gerçekten masumdur, oje çıkıvermiştir bir yerder, kız facebooktan bu olayı görüp hesabı sorunca dürüst davranmak istemiştir
2.   Olaydaki erkek, eski sevgilisi ile ilgili bazı duyguları henüz bitirememiştir, belki de unutmak için yeni kız arkadaşı ile birliktedir
3.   Bu erkek çok rahattır, ee ne olmuş yani, o eskisiydi sen yenisisin ne kıskançlık yapıyorsun şimdi diye düşünerek bunu söylemiş olabilir

Olaydaki kızı yani beni en çok rahatsız eden ciddiyetsiz bir tavırla bunun deşifre edilmesi, erkeklere bazı şeyler serbest mi, aldatmak, evinden oje çıkması, kadına ait bir kıyafet çıkması, neden bunlar çıktığında çapkın oğlum benim, aynı benim gençliğim gibi yorumlar gelir anne ya da babalardan,hatta daha çok babalardan. Bu olaydaki baş karakter bir kız olsaydı, utançtan yerin dibine girer ne yalan söyleyeceğini şaşırırdı herhalde, erkek arkadaşının bir şeyi çıksa evden. Hemen kötü kız olurdu galiba. En azından benim ailemi göz önüne alırsam böyle davranırladı.
Gelelim bu olaydaki kızın ne yaptığına. Bundan rahatsız olduğunu anlatan bir mesaj yazar, ve ne tesadüftür ki o akşam aralarında buzdolabında gibi bir konuşmalar geçer, kız sabah kalktığında sevgilin olduğumu hissetmek istediğini ona göre samimi cümleler duyana kadar konuşmamak istediğini söyler, ve kızın hayatında ilk defa olan şey gerçekleşir, bu tavırdan sonra hiç mesaj gelmez, kız da mesaj atmaz. Bu kadar zor mu bazı şeyleri anlamak, çok mu kalın kafalı hayatıma giren erkekler de akıllarına girmiyor bazı şeyler, rahatsız olduğum şeyi söyleyemeyeceksem hayatımdaki insana, bir şeyleri paylaşamayacaksak, nasıl gidecek bu ilişki, ne konuşacağız, sürekli cinsel obje olarak mı hayal edeceğiz birbirimizi. Bu yazıyı psikolojiden uzak biri okuduğunda büyük ihtimalle, PDR ya da Psikoloji okuyan biriyle birlikte olmanın zor olduğunu düşünür hele ki bu bir kadınsa. Ama mesele sadece bu değil, ben bu ilişkinin terapistliğini yapmıyorum. Kadın kimliğimle ilişkimin ciddiye alınmasını, saygı görmesini istiyorum, sadece eski sevgili anıları anlatmak da değil konu, bir ilişki yaşamak, amaan buldum nasılsa birini yanında göbeğimi de kaşırım, en bakımsız halimle de dolaşırım rahatlığımı veriyor, yoksa tam tersi, hem kendinizi, hem karşınızdakini incitmeme adına bazı şeyleri hoş görme, ince düşünüp konuşma gibi sorumluluklar mı veriyor size. Bana açıkçası bu 2. Alternatifi veriyor. Evet kendim gibi davranmaya çalışıyorum, ama bunun yanında aklıma her geleni, canımın her istediğini yapmıyorum, yapmanın da doğru olduğunu düşündüm. Şimdiye kadar 1 gün süren bu sessizlik ne kadar sürer bilmiyorum ama, kırgınım ve bu konuda anlaşılmayı ve daha itinalı davranılmasını istiyorum. Ve bu sefer cesurum, en kötü ihtimali düşünüp, bu ilişki bittiğinde benim başarısızlığım değil, aksine onun korkaklığı olacak, çünkü ben biliyorum ki en güçsüz olduğum anda bile aslında içimde kendime olan bir güven besliyorum ve oldukça yüksek bir güven bu. Çünkü ben şanslıyım, öğreniyorum, evet belki yanarak öğreniyorum, görüyorum sadece bakmıyorum, ama yolumu buluyorum, ama bu dünyada bir şeyleri duymaktan korkan, kendisiyle yüzleşmekten korkan, geçmişinde yaşayan, kötü tecrübeleri yüzünden hep başkalarını suçlayan çok fazla insan var, hatta bir kısmı burnumun dibinde. Bu işe yarıyor mu peki, yarıyor olsaydı şu an onlar çok farklı durumda olurdu, ve ben düşündüklerimi savunmaktansa, şu an o çocuktan çoktan özür dilemiş ve lütfen bir daha bu olmasın gibi yakarışlarda bulunacaktım.
Bir yandan da egoma mı yeniliyorum diye düşünüyorum. Bunu anlamanın en iyi yöntemi aslında bu olayı karşılıklı konuşmak, ama karşımdaki insan henüz buna hazır değil belki de ya da yüz yüze konuşmayı bekliyor, bunu zaman gösterecek. Ama bildiğim şu ki istediğim, beklediğim şeyden oldukça eminim. Doğru veya yanlış, iyi veya kötü ama bir şey istiyor bu kız, bir şey bekliyor, bir derdi var ve bunu açıkça anlatıyor. Köle değil artık, efendisine hizmet etsin, ilişkisi bitmesin diye uğraşmıyor, o kadar umarsız ki hatta bu konuda neredeyse biterse bitsin, kaybeden o değil, bu kızı kaybettiği için o üzülsün dedirtecek neredeyse.
Bir insanı tanımak sonra hoşlanmak ve en son sevmek diye tanımladığımız süreç bu belki de, böyle şeyleri tecrübe etmek bazı anlarda dert ya da eziyet değil bir lütuf gibi geliyor. Bunu yaşayarak keşfettim ne istediğimi. Bugün kendimi tebrik ediyorum, cesaret göstererek yaptığım şeyden ve bunları bu sayfaya dökebilmekten dolayı.
« Son Düzenleme: 08 Ağustos 2011, 04:19:05 öö Gönderen: psikolog »