Gönderen Konu: İLİŞKİLER Psikolog Hüseyin KAÇIN 0 555 326 22 91  (Okunma sayısı 8898 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
İLİŞKİLER Psikolog Hüseyin KAÇIN 0 555 326 22 91
« : 11 Kasım 2010, 09:18:08 öö »
gokkusakgok@mynet.com


Cumartesi günkü seans‏

Hocam merhaba

Maili yazmak için özellikle bugünü bekledim size, dün seans sonrasında çok rahatlayarak çıktım, fakat eve geldiğimde üzerime yoğun bir yorgunluk vardı, hemen 1 2 saat uyudum, birtakım şeyler düşündüm. Bugün de yine yaşadığım hem iyi hem de endişe verici şeylerdi. İyi düşünceler kendim için bir şeyler yapmaya başlamam eski halime dönmemi istemem gibi şeylerdi, kötü düşünceler ise sürecin çok kolay geçmeyeceği yönünde. Bugün arkadşaımın doğum günüydü zorla da olsa evden çıktım ve iyi ki çıkmışım dedim, şu an daha rahat hissediyorum kendimi. eve tıkılmanın çok doğru olmayacağını fark ettim.
cumartesi günü yaptığımız seasnta hep ben konuşacağım ilk seans olduğu için diye düşünürken, sizin konuşmanız, örnekler vermeniz ve benim algıladığım ve çok da doğru olmayan şeylere getridğiniz yeni bakışlar hep kulağımda. acizlik değil deneyimsizlik gibi. bunlar hep böyle kafamın içinde dönüyor. evet sahiden de bu kadar kötü değilmiş cümlesini kuruyorum kendi kendime ve düşünüyorum. Şimdilik siiznle paylaşmak istediklerim bunlar. ilginize teşekkür ederim.

24 Ekim 2010
« Son Düzenleme: 05 Ocak 2012, 10:31:14 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: İLİŞKİLER
« Yanıtla #1 : 11 Kasım 2010, 09:21:02 öö »
gokkusakgok@mynet.com

Bu maili yazmak şu ana kadar beni en çok zorlayan şeylerden biri oldu. Cumartesi gününden beri şu an neler hissediyordum, neler oluyor, neler yaşamışım bunların hepsini gözden

geçiriyorum. birtakım sonuçlar elde ettim, bir kısmı olumlu, bir kısmı olumsuz. ilk olarak bu 2. seansımızdan sonra, kemoterapi almış bir hasta gibi yorgun olduğumu hissediyorum,

Gerçeklerle yüzleşmek gelişim gösterebilmek adına gerekli, bunu biliyorum ama açıkçası ağır geldi. bazı şeylerin ortaya çıkacağını biliyordum ama yüzleşince, görünce farklı oluyormuş.

şimdiye kadar en çok sıkıntısını çektiğim konu, kendime olan güven eksikliğimdi. bir şekilde üstünü kapatmaya çalışıyordum bunun sanırım, ama şu an başa çıkmam gereken bir şey olarak

bunun söyleme gelmesi bana bunları hisettirdi. her gelişim sancılı olur derler, buna inanıyorum. ama bu sürecin başlangıcı zor geçiyor şu an.

bu maili yazarken bir arkadaşımın kullandığı şunu bu aralar onun söylediği her şeye sinirlendiğim ve eski Ebruyu istediğiydi. bu da rahatsız olduğum bu durumu etrafımdakilere de ister

istemez aksettirdiğimi gösterdi bana. bunu söyleyen yakın bir arkadaşım ve size gittiğimi söylemeye başladığım hiç psikolojik danışman psikoloğa gider mi dedi, ve bununla ilgili

açıklama yapma gereği duymadan sen doktorların hasta olmadığını sanıyorsun cümlesini kurdum

arkadaşlarımla olan ilişkilerimi sorgulamaya başladığımda, onlarla iletişim şeklime baktığımda etrafımdakilerin benim ilgi ve isteklerimi, benim durumumu anlamadıklarını gördüm.

burağı paylaştığım kaç tane arkadaşım şu anda nasıl olduğumu srmaktansa ee var mı yeni birileri demeyi tercih etmiişler.

pazartesi günü olan bir olay, bir arkadaşım dışarı çıkmak için çok ısrar etti, ben kendimi iyi hissetmiyordum, grip olmaya başlıyor gibiydim, bütün gün evde dinlendim, 3 defa mesaj attı, ve

3 defa bıkmadan tekrarladım iyi olmadığımı, okula bile gitmediğimi, sonra o da geçmiş olsun dedi.bu noktada ısrar eden tiplerden sıkılmışken bunun üstüne gelmesi, itiraz etme konusunda

beni daha çok güçlendirdi. Hayır dedim bir yerde. canım istemiyor da olabilir. etrafımdakilerin istediklerini yapmak zorunda değilim dedim.

gördüğüm birşeyler var iyiye giden kendimde, ama geçmişten gelen birtakım şeylerin şu ana etkileri nasıl gidecek o konuda düşünmüyor değilim. başta hani ben zaten biliyorum çoğu

şeyi, işte açığa çıkarırız, yaparız planı şeklinde olur diye düşünmüştüm, ama sanırım bu da benim bu kontrol etme zihniyetimden kaynaklanıyor gibi bir çıkarım yapıyorum bundan

cümleleri yazarken zorlandım toparlama. şimdilik sizinle paylaşmak istediklerim bunlar. mesleki anlamda hissettiklerimi de yarın yazacağım.
                                                           teşekkürler. Ebru


« Son Düzenleme: 08 Şubat 2011, 04:19:52 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: İLİŞKİLER
« Yanıtla #2 : 19 Kasım 2010, 06:38:45 ös »
gokkusakgok@mynet.com

Hocam merhaba

Dün akşam uzun zamandan sonra yapmadığım bir şeyi yaptım. Akşam yakın bir arkadaşımla kahve içmeye çıktım. bundan önce bu teklif edildiğinde çıkamam, babam akşam dışarı çıkmamı

hoş karşılamıyor vs gibi bahaneler uyduruyordum, ama bugün bir şey oldu artık çıkiym dedim, dışarı çıktığımda uzun süre hapiste kalmışım ve sonra dışarı çıkmışım ve dışarısı bana yeni bir

çevre gibi geldi. güzel de yeni akşam oturup birileriyle sohbet etmek, dışarıda olmak

bazı sabahlar çok mutlu yüzüm gülerek uyanıyorum rüyamda yanımda elimi tutan veya bana sarılan erkek arkadaş görüyorum ve o gün güzel başlıyor, güzel devam ediyor daha enerjik

oluyorum böyle üzerime güneş doğmuş gibi hissediyorum.

ama bazı sabahlar halen devam ediyor bu, yataktan dışarı çıkmamak ve sürekli uyumak, bir şey düşünmemek istiyorum, önceye göre azalmasına rağmen bu hala devam ediyor.

geçen seansta konuştuğumuz bendeki bu kontrol etme durumunun nedne olduğunu düşünüyorum ve korktuğumu düşündüm birçok şeyden, kontrol bende olmadığında zarar göreceğimi

düşünüyorum sanırım, bu her yere işlemiş durumda, ele geçirilmek istemiyorum çünkü, özellikle son zamanlarda insanlarla yaşadığım ilişkilerden sonra, ele geçriildiğim anda

yargılanacağım, benim adıma karar verilecek, bir şeyi yapmayınca laf işiteceğim gibi endişelendiğim şeyler var. ama kontrol bende olursa, ya da o endişe yaratacak insanlarla hiç

görüşmezsem, bir yandan rahatım, ama bir yandan da bu doğru mu yanlış mı diye tereddüt yaşıyorum.



Bir psikolojik danışman adayı olarak seanslar devam ettikçe fark ettiğim şeyler oluyor

ben bir psikolojik danışman adayı olarak kimseyi iyi yapmak, kimsenin anlattığına çare olmak zorunda değilim, bu artık bana zarar vermeye başladığı için yavaş yavaş bırakıyorum

bunu. ben bir ilaç değilim, herkes gelsin beni alsın ben onları iyi edeyim durumlarının çok da mantıklı olmadığını görüyorum.

psikolojik danışmanlık yapan kişilerin, psikologların sorunlarını rahatlıkla çözebildiklerini, kişilerle ilişkilerinin harika olduğunu düşünürdüm, kendim örnek oldu ve onların da sorun

yaşayabileceklerini, zaman zaman çıkmaza girebileceklerini görmeye başladım.

artık sıkıntılı filmler, böyle dramatik olaylar insanların anlattıkları ilgimi çekmiyor, çünkü sıkılıyorum. belli bir zaman öncesine kadar ay dinleyeyim, ilginç bir hikayedir, öğreniyim

diyordum kendi kendime. ama bir baktım bunlar beni daraltmaktan başka bir işe yaramıyor. komik diziler, filmler izliyorum bu ara. danışman olmak demek her sıkıntılı şeyi ilgiyle

dinlemek değilmiş.

1.sınıfta sempati duymamak önemli bir kural olarak öğretildi bize, ama açıkçası bu nasıl mümkün olur henüz anlamış değilim, deneyim kazandıkça öğrenilecek bir şey galiba, ama şu an

için bunu yapabilmek zor geliyor. siz benim duygularımı, anlattıklarımı dinlerken, konsantre oluyorsunuz, her söylediğimi duyuyorsunuz, o odada danışan ve danışman biz oluyor,

konuşurken bazen biz diye cümle kuruyorsunuz, ama bu söylenilenler nasıl oluyor sizi, psikolojik danışmanı hiç etkilemiyor bunu şu anda çok anlamlandıramıyorum.

Bu ay paramı henüz alamadım onun için, haftaya cumartesi 27 kasım gelmeyi düşünüyorum. görüşmek üzere.

19 Kasım 2010



« Son Düzenleme: 08 Şubat 2011, 04:18:52 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: İLİŞKİLER
« Yanıtla #3 : 04 Şubat 2011, 01:41:12 ös »
gokkusakgok@mynet.com


Bir şarkıda geçiyordu bu cümle 'Artık zaman hakikatle yüzleşmekte'. Şu günlerde hissettiklerimi güzel özetliyor. Küçükken koltukta otururken ayaklarım yere değsin isterdim hep uzatmaya çalışırdım her çocuğun yaptığı gibi, bir an önce büyümek isterdim, bir büyüyim bak şunu şunu yapacağım bunu yapacağım cümleleri kurardım hep, evet şimdi istediğim oluyor, ama istediğim kolay bir şey değilmiş, hatta belki de hayatımın en zorlu sınavından geçiyorum. farklı şeyler hissettiriyor tabi bu bana. bir yandan alışmadığım bir şey yere basıyorum ve ben basıyorum, biri bana yardım etmiyor artık, düşersem de yerden kalkacağım, biri kaldırmayacak beni. Buna alışmak zor gibi görünüyordu da hayatımda görüyorum artık. X abla bir şeyi benim yerime yapmaya kalkışınca akıl verince hoşuma gitmiyor, bırak ben yapmak istiyorum diye uyarıyorum. Ve anne babaların yaptıkları bu korumacı tutum da bir süreden sonra çığırından çıkıyor bence ve ileride sorun çıkarabilir çocuklar için. Düşünüyorum şu an bunların hiçbirini kat etmiş olmasaydım herhalde babasının dizinin dibinde evinde her şeyi ya babasından ya da kocasından bekleyen bir kadın olurdum. ama şimdi daha farklı düşünüyorum. geçen yaz bir sosyal sorumluluk projesi için epey bir uğraşmıştım, sabah erkenden kalkıp gidiyordum yazın belli günleri de dahil olmak üzere, öğrenci kulüplerinden birinde aktiftim, organizasyonlar yapıyorduk, çünkü geçen sene bir şeyler yapabilmek, başarmak beni mutlu ediyordu. Tabi yaz ayından beri yapmadığım ve kaçırdığım şeyleri de düşünürsek şimdi bir şeyler yapmanın vakti geldi.
bir danışan olarak hep bir anda sıçrama yapacağım diye düşünüyordum da fazla hayalperest olmak işe yaramıyormuş bunu anladım: )
o sıçrama öyle birden olmuyormuş, yavaş yavaş tırmanarak oluyormuş.
bu 3 bilinmeyenli denklemde geçirdiğim trafik kazasını diğerleri ile aynı yere koyamıyorum, çünkü onun etkisi daha fazla diye düşünüyorum ama hesaplamada da hepsi birbirine bağlı tabi ki. Filmlerde bazen felaket gibi görünen olaylar olur, ama o olaylar insanların o kadar çok şey öğrenmesine sebep olur ki neredeyse şükran duyarlar onu yaşadıkları için, sanırım bendeki de böyle bir şey, elbette ki bir daha yaşamak istemem bunu unutmaya çalışıyorum hatta o günleri. Ama bir yandan da etrafımdaki insanları özellikle akraba diye adlandırılan insanların sadece iyi anlarda hatta onlarda bile yanımda görmek istemediğim insanlar olarak düşünüyorum. Bütün kutsal kitaplar, manevi düşüncelere akraba ilişkilerini aile ilişkilerini yazar ama her zaman böyle olmuyor. Benim için en değerli insan anneannemdi, onu da 6 sene önce kaybettim. Sonrasında da annemdi zaten ve hayatımda gördüğüm en güçlü 2 kadındı onlar. Düşünüyorum da acaba onlar gibi olabilecek miyim diye bazı anlarda kendimi evet onların genlerini taşıdığımı hissediyorum. Bazı anlarda da kuyuya düşmüş kedi yavrusu gibi oluyorum. Belki o zamanlar küçük olduğum için hatırlamıyorum ama onlar hayattayken insanların bazılarının bu kadar güvenilmez, kötü niyetli, birtakım şeylerin zor olduğunu bilmezdim. Küçükken kandırılmak daha kolaydı belki de. Daha iyiydi her şey. Şimdi ise belki de ailemize yeni katılan insanlardan kaynaklanıyor bazı şeyler, söylediklerinin çocuğunun zırvalık olduğuna da kanaat geçirdim gerçi, nasıl anlatsam böyle bir aman şunu yapma, aman ortada kuyu var yandan geç, aman şunu yiyelim doktorlar böyle diyor. Tamam yani biz eskiden beri iyi şartlarda yaşayan bir aileydik, bunu dır dır konuşmanın sürekli anlatmanın yani önemli bir mevzu haline getirmenin ne anlamı var doğrusu anlamış değilim henüz.
size ilk geldiğim günü düşündüğümde epey bir yol almışım gibi düşünürken bir yandan da daha emeklemeyi yeni geçiyorsun, bekle daha yürümene var diyorum. Ailem gittikçe arsızlaştığımı düşünüyor. Bu çok hoşuma gitti, kötü anlamda söylemiyorlar da işte çok cevap veriyormuşum. ne güzel işte diyorum ben de tepkilerim eskiye dönüyor: =). Ayrıca duruşum değişiyor yavaş yavaş. X ile yaşadıklarımdan sonra o lafları bilincimi kaybetmediğim sürece işitmeye fırsat vermemek için her şeyi yapacağım bundan sonra. Hep onu suçlarken onun bir sonuç olduğunu öğrendiğimde birçok şeyi değiştireceğime inandım.
Sanırım zamanla bir şeyler başarabilmek, mesleğimde yapacaklarım, çalışmak beni yine eski aldığım keyfe yaklaştıracak.
pdr okuyan biri olarak ne görüyorum bu seanslarda. Bu son 2 haftadır daha keyifli gidiyor bence iki taraf için de. Zaten bu mesleğin en güzel yanı da sanırım bu gelişimi paylaşabilmek. yazdığı yazıların uzadığını görmek, kendini daha iyi ifade ettiğini görmek iki tarafın beraber yaptığı kumdan bir kale gibi. o kadar hassas değil ama. Ya da belki de o kadar hassas, bu yaşanılanlara bağlı belki de. Değeri ölçülemez ama.




03 Şubat 2011
« Son Düzenleme: 08 Şubat 2011, 04:17:59 ös Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4384
    • Profili Görüntüle
Ynt: İLİŞKİLER
« Yanıtla #4 : 08 Şubat 2011, 04:22:46 ös »