Buraya dışı süslü, içi boş cümleler kurmayacağım.
Her biri samimi, her biri içten.
Aileler ve okuyan eşcinsel'ler için bir farkındalık olabilir diye yanlışları da olsa yazmak istedim.
Biraz uzunca yazdım ama..
....daha uzun olabilirdi!
Ben oğluma verdiğim zararın ta ki eşcinsell olduğunu öğrenmeden öncede farkındaydım!
Kendi kendime içim acıyordu ve şöyle diyordum;
Bu acı hepimizi yakacak..
Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum.
Bu çocuğu kendi ellerimle kaybettim...
...vb çok düşüncelerim olmuştu.
Oğlumun eşcinsell olduğunu öğrendiğim zaman aklıma ilk gelen ve beni dehşete düşüren daha önce düşündüğüm bu düşüncelerdi.
Ama öncesinde bunları düşünürken aklıma Eşcinsell veya ona benzer bir durum asla gelmemişti..
Bunlar bize veya düşüncelerime çok uzaktı.
Eşcinsel bir hayat nasıl olur,
Eşcinsell bireyler nasıl düşünür...
...bunların hiçbiri hakkında bilgim ve öngörü'm yoktu.
Öğrendikten sonra taşlar öyle güzell yerli yerine oturdu ki..
Çok fazla üzüldüm, net, karşı tavırlar koydum ama sonrasında böyle olduğunu ve gerçekten isterse iyileşebilecek olduğunu kabullenmekte zorlanmadım.
Bir eşcinsel'in lgbt propagandası yapar gibi konuşmaları da..
Aniden sert bir ruh haline girmesi de..
İyileşebilirsin...denildiğinde aniden kabarıp sinirlenmesi de..
Babasına; Siktir git..
Annesine; Kes sesini..
Hüseyin Kaçın'a; Çatlak psikolog..
Prof.Dr.Zeki Bayraktar'a; Kitabını satmak isteyen bir Ürolog...
....demesinin de eşcinsel dürtüler ve savunmaya geçmek istemesi ile ilgili olduğunu artık çok net görebiliyorum.
Kızgın olduğu zaman;
Kabuğuna çekilmesi, bakmıyor ve ilgilenmiyor gibi yapıp aslında bir adım beklemesi de..buna dahil.
Annesi oğluma; telefonundan araca müzik bağla diyince...Hayır istemiyorum...dedikten sonra..
Ben annesine, O kaç yaşında, ne yapacağını bilir...dedikten sonra oğlumun telefonunu aniden araca bağlaması da bu sürece dahil.
Onlarla inatlaşmanın asla bir faydası olmadığını!
Onlara samimi ve gerçek sevgi ile yaklaşıp zaman geçirildiğinde daha mantıklı, babasını, annesini kırmak istemeyen, bundan imtina eden bir birey olduğunu daha fazla anlamaya başladım.
Sorgulaması ve karşı görüşlerle savunmaya geçmesinin de iyileşme sürecinin içinde olduğu..vs
İyileşebilecek miyim..
Gerçekten bir çaresi var mı..
Bize sadece umut mu aşılıyorlar..
Bilimsel bir kanıt olsa iyi olmaz mı..
Söylenilen sözleri ve tavırları sürekli sorgulama düşüncesi..
" Bende bir değişiklik yok, düzelemicem...diyip karamsarlığa kapılması da iyileşme sürecine ait " .... olduğunu yeni farketmeye başladım.
-----------------------------------------------------
Hüseyin hocadan izin alıp görüştüğüm bir eşcinsel..
Ama Lgbt propagandası yapıyormuş gibi serzenişte bulunan, homo ve hetero kıyaslaması yapıp ikisininde ne zararı var?...dedikten sonra;
Afedersiniz..Bu bok gibi durumdan kurtulmak istiyorum, bok yoluyla sevişmenin zararlı olduğunu ve anatomik olarak ne kadar acı verici olduğunu biliyorum...ama bana bir kanıt gösterin..diyen, aynı zamanda psikoloğun tarzını eleştirip, sonra da farklı ve ondan öğreneceğim çok şey var gibi hissediyorum...diyen bir eşcinsel.
Ona gerçekler söylenildiğinde sinirlenmeyen her iki tarafıda eleştirip gerçekten kurtulmak isteyen bir eşcinsel.
Benim ona söyleyebileceğim çok şey yoktu..
Çünkü bu konu hakkında izlenimlerim olsa da bu işin uzmanları gibi bir tavsiyede bulunamazdım.
Sadece içimden gelen ve gerçekten böyle olduğunu düşündüğüm bir cümle söyledim;
--------------------------------------------
Şuanda dahi senin iyileşme sürecinde olduğunu görebiliyorum.
SADECE SÜRECİN BÖYLE İŞLEDİĞİNİ, İŞLEMEK ZORUNDA OLDUĞUNU BİLMİYORSUN, FARKEDEMİYORSUN!
---------------------------------------------
...dedim
Bu cümlenin dahi bir umut hissedip, mutlu olduğunu gözlemleyebildim.
Elbette oğlumu seviyorum..burada olan her ailede seviyor..
Ama geç sevmişiz!
Bazı şeyleri geç anlamışız.
Bizim buralarda bir söz vardır;
" O türküyü galandar'da söyleyecektin..geçti."..diye
Artık...geçti.
Her şey ile yüzleşip yeni türküler söylememiz gerekli..
Yani şu var ki;
Onlar ailelerden çok daha fazla zor durumda..
Onların ailelerini anlamasını beklemektense, bizlerin onları anlayabilmemiz gerekli.
Onların babasına; Siktir git...
Annesine; Kes sesini..
Psikoloğa; Çatlak psikolog...
......demeleri gerek ki...iyileşsinler.
Benim bir baba olarak oğluma yapamadığım, yaşatamadığım her şeyi, her sevgiz davranışımı, zaman ayırmamamı, onu sadece annesinin ellerine mahkum etmemi;
Bunların hepsini;
Oğlum yüzüme kusamadıktan sonra iyileşmesi asla mümkün olmayacaktır..
...diye düşünüyorum..
Ne kadar doğru bilmiyorum..
Oğlum gibi yüzlercesi ile karşılaşan ve onlar konuşmadan onları anlayabilen buradaki hocalarım ve Hüseyin hocam daha iyi bilir;
Bu pınarın yanına uğramak zorunda kalan bütün gençler..
Bu pınarın nefret ve nefretini kusma suyundan içmeden mutlu olamayacaklardır...derim.