İSLAMIN DİRİLİŞİ: MEDENİYETTİR!
Allah'a bağımlı olan insanlar yani dindarlar, muhafazakarlar ve İslamcılar; çocuklara masal anlatır gibi işi gücü olmayan insanlara ilk fırsatta biteviye Allah'ı anlatırlar. Oysaki İslam bir diriliş dinidir; özü insan olan bir medeniyet dinidir. İnsana insan olmanın biricikliği anlatmadıkça insanı Allah'la asla kuşatamazsınız. İnsana öncelikli anlatılması gereken Hz Muhammet ve Hazreti Muhammet’in meclislerinde bulunmuş, onun söyleşilerini dinlemiş, davranışlarına tanık olmuş Müslümanlardır. Hz Muhammet yol arkadaşlarıyla birlikte bir medeniyeti inşa etmiş tek peygamberdir. Din adına bezirganlık yapanlar, çocukluktan ergenliğe ve ergenlikten yetişkinliğe ruhsal hayatımızın oluşum sürecinde Hz Muhammet'le bağlarımızın köklenmesini engellemektedir.
İnsana anlatılması gereken öncelikli insan olacağı içindir Hz Muhammet'siz dindarlardan, muhafazakarladardan ve İslamcılardan şeytandan kaçarcasına Allah'a sığınmak gerekir.
De ki: Yaratılmışların şerrinden, karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden, düğümlere üfleyenlerin şerrinden ve haset edenin, içindeki hasedini dışarıya vurduğu vakit, şerrinden; şafak aydınlığının Rabbine (Allah'a) sığınırım.
De ki: "Cinlerden olsun insanlardan olsun, insanların kalplerine vesvese sokan sinsi şeytanın şerrinden insanların rabbine, insanların mâlik ve hâkimine, insanların mâbuduna sığınırım!"
İslam bir medeniyet dinidir. Medeniyetimizi yeniden inşa etmedikçe iki yakamız bir araya gelmeyecektir. Çoluğumuzun çocuğumuzun nafakasını kurda kuşa yedirdikçe "Beka Sorunu"muz asla bitmeyecektir. Hz Muhammet'in şahsiyet hırkasını çoluğumuza çocuğumuza giydirmedikçe genç kuşakların deist, ateist, eşcinsel kimliklerine ah edip vah edip inlemenin günahından kurtulamayacağız. Özetle Hz Muhammet'e olan büyük aşkımızı insan olarak diriltmedikçe devlet olarakta şaha kalkamayacağız.
İstanbul'umuzu diriltemek adına Diyarbekir'den Ahmet Arif'in Anadolu aşkına kulak verelim:
Beşikler vermişim Nuh’a
Salıncaklar, hamaklar
Havva Anan dünkü çocuk sayılır
Anadoluyum ben
Tanıyor musun?Utanırım
Utanırım fukaralıktan
Ele, güne karşı çıplak…
Üşür fidelerim
Harmanım kesat.
Kardeşliğin, çalışmanın
Beraberliğin
Atom güllerinin katmer açtığı
Şairlerin, bilginlerin dünyalarında
Kalmışım bir başıma
Bir başıma ve uzak.
Biliyor musun?
Binlerce yıl sağılmışım
Korkunç atlılarıyla parçalamışlar
Nazlı, seher-sabah uykularımı
Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar
Haraç salmışlar üstüme.
Ne İskender takmışım
Ne şah, ne sultan
Göçüp gitmişler, gölgesiz!
Selam etmişim dostuma
Ve dayatmışım…
Görüyor musun?
Nasıl severim bir bilsen.
Köroğlu’yu
Karayılanı
Meçhul Askeri…
Sonra Pir Sultanı ve Bedrettini.
Sonra kalem yazmaz
Bir nice sevda…
Bir bilsen
Onlar beni nasıl severdi.
Bir bilsen, Urfa’da kurşun atanı
Minareden, barikattan
Selvi dalından
Ölüme nasıl gülerdi.
Bilmeni mutlak isterim
Duyuyor musun?
Öyle yıkma kendini
Öyle mahzun, öyle garip…
Nerede olursan ol
İçerde, dışarda, derste, sırada
Yürü üstüne – üstüne
Tükür yüzüne celladın
Fırsatçının, fesatçının, hayının…
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
Gör, nasıl yeniden yaratılırım
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım
Oğullarım var gelecekte
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası
Gözlerinden
Gözlerinden öperim
Bir umudum sende
Anlıyor musun?
“Vel bâ'su ba'del mevt”:
insanı merhametle yani eğitimle ölmeden önce yeniden diriltmedikçe Allah'a sığınmak mümkün olmayacaktır. Aile içinde anne babanın yegane görevi Allah'ın kendilerine emanet olarak verdiği çocuklarını ilgi ve sevgiyle yani güven duygusu vererek yetiştirmektir. İslam medeniyetinin kurucusu Hz Muhammet'in temellerini Bedir'de, Uhut'ta, Hendek'te attığı Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinin
kurum ve kuruluşlarından güç alarak Türkiye Cumhuriyeti yeniden büyük rüyasını görecektir.
İslam; Anadolu'dan şahlanarak Ortadoğu'dan güçlenerek yeniden Asya, Afrika'dan dirilerek Avrupa'nın kalbinde Roma'da soluklanacaktır.
“İstanbul, yalnız bir devlet başkenti olmak nitelik ve yeteneğinde değildir. Medeniyetler başkentidir de. Roma-Bizans ve İslam Medeniyetlerinin başkenti (…) Şimdi İstanbul’u Başkent olmaktan çıkarmak, hele Ayasofya’yı Cami olarak kapatmakla Kızılelma Roma’nın üzerinden kalkmış, gerileyerek tekrar Ayasofya’nın üzerine konmuştur. İstanbul’u Başkent Ayasofya’yı açarsak, Kızılelma, tekrar ileriye gidecek, İslam ideali, Batı’yı hedef alacaktır” (Sezai Karakoç, 1988).
Geleceğin mimarisi, mazlûmların en mazlûmu olan İslam ülkelerinde İslamın dirilişine kendini adamış kahraman diriliş neslinin kalbinde oluşmaktadır. (Sezai Karakoç, Çağ ve İlham 2. Cilt)
İslam'ın
Diriliş Neslinin Amentüsü: Roma'dır!