Bu bir başarı mı yoksa "yavşaklık" mı bilemedim. Bunu istemli bir şekilde yapmadığımı biliyorum ama biriyle aramda geçen konuşmadan sonra kendi kendime "Ne kadar da çok taviz verdin!" deyip suçlu hissediyorum.
- Ankara daha monoton bir kent değil mi zaten? İstanbul'da okuldan çıkarsın Kadıköy, Eminönü vs. gezersin. Ankara bir süre sonra rutine bağlamaz mı? Bence senin tempoyu artırman lazım biraz.
- Haklı olabilirsiniz.
- Sorunlar olarak bunları mı düşünüyorsun sadece?
- Genel olarak bunlar. Özellikle aile içinde olan şeyler uyku problemi oluşturuyor bende.
- Stresten mi kaynaklanıyor sence?
- Kesinlikle stres. Bu sorunlarla başa çıkabilmek için ders çalışma ve evdeki ortamın yanında başka aktiviteler de yapıyorum. Gitar çalıyorum ve satranç oynuyorum boş zamanlarımda
- Tamam, peki kuzenle olan olay bu stresli dönemin ardından mı oldu?
- Evet.
- Babana bir nevi kızmış mı oldun böyle yaparak?
- Babama her zaman kızgınım zaten.
- Tamam da hani sen bir şeyler yaptın, çaba sarf ettin ama ondan beklediğin karşılığı alamadın.
- Bu arada babam terapiye gelmeyecek büyük ihtimalle, terapiye onsuz devam edelim.
- Gelmesi çok bir şeyi değiştirmeyecekti belki ama senin için bir şey yapmayı göze almış olacaktı.
- Gelmesini de asla istemiyorum bu saatten sonra zaten. "Arabayla gidelim." diyorum, "zamanım yok, benim derdim başımdan aşkın vs." diyor. "Uçakla gidelim." diyorum, "Ben uçağa binmem." diyor. Kısacası sürekli ertelemeye çalışıyor. Ben de içimden "Gelmezsen gelme!" dedim.
- Babanın bu tavrı yalnız hissetmene mi sebep oldu?
- Yalnız kaldığımı düşünmüyorum.
- Ne peki?
- Okulda birçok kişi benim eşcinsel olduğumu biliyor.
- Nasıl öğrendiler? Sen mi söyledin?
- Ben söyledim.
- Erkeklere mi söyledin, kızlara mı?
- İki cinse de söyledim.
- Öğretmenler?
- Öğretmenler bilmiyorlar.
- Neden söyleme gereği hissettin?
- Beraber çözebiliriz diye.
Yahu arkadaş! Bu kadar da yalan söylenmez ki. O sırada söylediğimin yalan olduğunu çok iyi biliyordum. Herkese söyledim çünkü acındırmaya çalışıyordum kendimi. Babamın bu tepkisinin oluşturduğu yalnızlığı başka bir şekilde kapatabilmek gelmemişti aklıma. Nitekim isteğimi bir nebze de olsa elde etmiştim. Hem eskisi kadar yalnız hissetmiyordum hem de babamdan intikam aldığımı hissediyordum.
- Kuzene nasıl döndün peki?
- O konuyu atlayalım. Gereksiz bence.
- Atlamayalım, içinde kaldığı zaman bir kısır döngü oluşuyor ve içini kemiriyor. Gelelim konuya, planlı mı oldu? Uzun aradan sonra mı oldu?
- Bir yıl sonra oldu ve bildiğiniz üzere bir şeyleri planlamadan yaşayamıyorum. Kısacası evet, planladım.
- Nasıl planladın?
- Anneannemin evinde kalacaktık o gün. Evde bizden başka kimse yoktu. Sonra faaliyete geçtim.
- Peki sonrasında bir değerlendirme oluyor mu? Sende veya onda bir suçluluk duygusu oluyor mu?
- Evet, suçluluk oluyor her seferinde.
- Ne konuşuyorsunuz?
- "Bir daha yapmayalım", hatta "Görüşmeyelim." falan diyoruz hep.
- Buraya geldiğini biliyor mu?
- Evet, biliyor.
- Peki tepkisi nasıl?
- Onun anlayabileceğini sanmıyorum. Çünkü kabullenmiyor o. Olayı şehvete bağlıyor sadece. "Her insan cinsel arzular duyar." diyor. Ben de "Erkeklere karşı böyle şeyler hissedilmez durduk yere." diyorum. Bu yüzden anlaşamıyoruz bu konuda.
- Hissedilmez zaten normal şartlarda. Arkada başka bir problem vardır ki böyle bir olay yaşıyorsunuz. Onun yaşı kaçtı?
- Benden üç yaş küçük, şu an lise birinci sınıfta. İleride yanınıza gelmeye başlar bence.
- O henüz arayış safhasında. "Ben eşcinsel miyim, değil miyim? diye sorma aşamasında. Peki şu anki tikin bu olaydan sonra mı gerçekleşti?
- Tiklerimin gerçekleşme zamanları farklı olabiliyor. Tiklerim bir şeyle meşgul olmadığım zaman ortaya çıkıyor.
Saçmalığın daniskası! Çok basit bir cevap gerekiyordu. Evet ya da hayır. Ama ben, ben ki büyük, kutlu insan, konuyu uzattım, başka yönlere çektim. Cevap ise basit bir "Evet." idi.
- Kaygı var mı peki ders konusunda falan?
- Hayır, öyle şeylerle işim olmaz benim, kazanamazsam "Hayırlısı buymuş." deyip geçerim.