Önceden kulaklığımı takıp hayaller kuran biriydim. Kendime odamda bir hikaye yazar başrol ben olurdum. Galiba kendi hayatımda figüran olmaktan sıkıldığım içindir, bilmiyorum. Hayatı başkaları için yaşayan, sürekli suçlu olmaktan yorulmuş bir çocuğun savunma mekanizması belki de. Zihnimin bu oyuna bir son vermek istemesidir belki de. Hikayemde aşık olduğum erkek figürü yaratır, o kişiyle destansı bir aşk yaşardım. İnsanların imrenerek baktığı bir aşk. Kendimi özel hissettiğim hikayelerdi bunlar. İlgi odağı olduğum hikayeler. Sevgi ve aşka boğulduğum hikayeler. Eşcinsel hayatı duygusal bir zemine oturtabildiğim hikayeler. Cinselliğin olmadığı, aşkı ve sadakati doruklarında yaşadığım, sevilmekten ve görülmekten yorulduğum hikayeler. Fakat son 4-5 aydır adını koyamadığım bir durumun içindeydim. Bugün galiba yaşadığım girdabın adını koydum. Bugün bir televizyon dizisindeki karakterin hikayesini izledim. Kırmızı oda dizisindeki Boncuk karakterinin hikayesi… Bu kadının hikayesinde 3 tane ermişin hayatına girdiği ve bu kişileri halüsilasyon olarak gördüğünü gördüm. Bir tane de aşık olduğu bir adam vardı. İlgi ve sevgi gördüğü bir adam. Terapiler ilerledikçe Boncuğun hayallerini süsleyen bu erkeğin ortadan kaybolduğunu gözlemledim. Sonra kendimle muhakeme yaptığımda, Boncuğun terapileriyle benim terapim arasındaki benzerliği farkettim. Son 4-5 aydır en duygulandığım müzikleri açtığımda bile hayallerimi süsleyen aşk hikayelerini yaratamadığımı gördüm. Odamda (kendi dünyam) hikayemi yaşatamadığımı, karakterlerin hepsinin hikayemden çıktığını farkettim. Galiba bende Boncuk gibi aradığım sevgiyi ve ilgiyi gerçek hayatta bulmuştum. Eksik olan duygularımızı terapistimiz ve hayatımıza aldığımız güzel insanlar vasıtasıyla tamamladığımızda hayal kurmaktan vazgeçmiştik. Aslında daha doğrusu vazgeçen biz değil, hayalaerimizdeki karakterlerdi. Fakat son haftalarda şunu farkettim, hikayemi bir kadınla süsleyebiliyorum. Erkek figürünün yerini bir kadın doldurabiliyor. Hikayemi bu şekilde kurgulayabiliyorum. Fakat o da kısa sürüyor. Galiba artık bu hikayenin sadece içsel dünyamda değil, gerçek hayatta da var olmasını istiyorum.