Gönderen Konu: BİLİMSEL FETÖ ARTIK DİN YERİNE PSİKOLOJİ BİLİMİYLE ZİHİNLERİMİZİ UYUŞTURUYOR!  (Okunma sayısı 2347 defa)

Yavuz Efe

  • Newbie
  • *
  • İleti: 21
    • Profili Görüntüle
Günümüz Türk toplumunda halkın önüne çıkmış ve psikoloji bilimiyle kitle oluşturmuş şahsiyetlere baktığımızda, karşımızda insana sorunların çözümü noktasında fayda sağlayan sağlıklı birini görememekteyiz. Türk toplumu genellikle acılarla yoğrulduğu ve birçok travmatik olaylar içerisinde kaldığı içindir ki yüreği mahzunlaşmış, karakteri, silikleşmiş gücü zayıflatılmıştır. Önceden bu kitleye din yoluyla hitap ederek ruhuna yara almış insanları elinde bulunduran FETÖ gibi çeşitli cemaatler ve dernekler son zamanlarda gerçekleşen gelişmelerle duygusal nüfuzunu din yoluyla değil psikoloji yoluyla yaparak yöntem değiştirdi. İnsanların acılarını din yoluyla inançsal hassasiyetlerini kullanarak adeta duygusal mastürbasyon yaparak, devlet ve toplum yapısında emelleri olan bu gibi yapılar zamanla dernek ve cemaatlerden yüzü gülmemiş kitleleri bugün psikoloji biliminden ve sosyolojiden yararlanarak zayıflatmaya devam ediyor. Türk toplumunun Cumhuriyet öncesi dönemdeki toplum gücüne göre çok fazla sömürülmüş olmasının ve lise jargonu kullanacak olursak ezikleşmesinin sebebi, ülkemiz dolaylarında insanların güçlerini kıraraktan önce silikleştirmeye ve sonra da sindirmeye çalışmak isteyenlerin faaliyetleri yüzündendir.  Bugün din-dernek eylemlerine toplumun bakış açısının zamanla kirlenmesiyle artık yöntem olarak psikolojiyi kullanmaya ve bunu da daha kendi ezikliğinden kurtulup bir güç olamamış mazoşistlerle ve yahut gizli eşcinseller aracılığıyla yapmaktadırlar. Babasının cinsel istismarı ve annesinin duygusal istismarıyla çocukluğunda ruhuna yara almış ve bu yaraların neticesini eşcinselleşerek ödemiş biri olarak, hayatımın çocukluk döneminde zayıflığa boğulmuş ve zamanla içindeki bu ezikliğe rıza göstermeyip terapiler aracılığı ile birey olabilmiş biri olmam sebebiyle bu kişileri hedef olarak gösterme cesaretine sahibim. Bu proje elemanlarını birlikte inceleyelim.

Doğan Cüceloğlu

Kendisi hakkında çok fazla araştırma yapmadan bile sadece hitap ettiği kitleye bakarak karakter analizi yapmak mümkün. Kitapları eşe dostu tavsiye edilen ve sevilen bu psikoloğumuz özellikle benim kendi çevrem ve sosyal medya üzerinden edindiğim izlenimlere göre, yakın tarihte dini vecibelerini yerine getirmesi yasaklanan mağdur kadınlara hitap ediyor. Son derece zayıf erkek psikolojisi içerisinde olan psikoloğumuz adeta ezikliğin edebiyatını ve analizini yaparak kendisiyle çok ortak özelliği bulunan kitlesinin sevgisini kazanmayı başarıyor. Bazı video ve kitaplarında yer verdiği ve dile getirdiği gibi kendisi erkekleşme konusunda problemleri olmuş ve bu problemleri her ne kadar psikoloji bilerek analizlemişse de çözümleyememiştir. Çözümleyemediğini kullandığı erkeksilikten ve güçlü psikolojiden uzak bir anlatım dilinden de çıkartabiliriz. Kendi hayatımda da bu konularda problemi olmuş ve bu problemleri çözmek adına çaba sarfetmiş biri olarak terapiler aracılığıyla fark ettiğim bir şey var ki oda eğer probleminiz varsa bu problemi sadece çözümlemenin yeterli olmadığıdır. Asıl beni ve benim gibi terapi süreci atlatmış ve iyileşme gösteren eşcinsel danışanların bugün sağlıklı birey olmasının altında yatan ana sebep, ezikliği ve güçsüzlüğe rıza göstermeyip bu ruhsal problemlerimizi çözmek için cesaret göstermektir. Ama toplumun önüne konulmuş bu psikoloğumuz sadece zayıflığı normalize ederek, rıza göstermeyi ve bu problemleri kabullenmeyi başarı gösteren tamamen toplumu pasifleştirici bir tutum sergiliyor. Bende diyorum ki bu şekilde bizler travmalarımızın ruhsal sonucu olan bu halimizi bu sözde psikologlar aracılığıyla kabullenerek ne sağlıklı bir birey ne de güçlü kişilik olabiliriz. Bu travmalar sözde psikoloğumuzun takındığı tarzla bazı mecralarda ah vah ederek durumu kabullenmemiz için değil bu acılara rağmen başarı çıkartmamız içindir. Eğer benim hikayemde olduğu gibi erilleşme önünde bu travmalar bir engel olarak varsa onların sadece varlığını kabullenmekle başarıya ulaşmış olmayız, o engeli geçip ezikliğe ve silik ruhlu biri olmayı kendi yaratılma gayesine ters görerek cesaret edip aşmakla ancak başarmış oluruz. Eğer bizler kendi hayatımızın belli dönemlerinde ruhumuza yara almışsak Doğan Cüceloğlu’nun bize çözümmüş gibi sunduğu ezik yaşam modelini kabul etmeyerek ve daha sonrasında engelleri aşarak bu yaraları sarıp tatmin olabiliriz.

Sinan Canan;

 Kendisini bir dönem takip etmiş bilimsel anlamdaki içeriklerini severek izlemiş biri olarak neden bu kişiden uzaklaştığıma geri dönüp baktığımda şunu görüyorum. Bu gibi bilim adamlarımız insana dair söylemleriyle evet dikkatimizi çekiyor ama sadece çekiyor! Uzun dakikalar konferanslarında dinleyicinin dikkatini bilimsel ve nörolojik bilgisiyle toplayan bu akademisyenimiz özellikle genç üniversiteli gençlerin ilgisini çekmeyi başarmıştır. Lakin günün sonuna baktığımızda öğrendiğimiz ve karmaşık bir yapıda bulunan beynimize dair bilgileri nereye koyacağımızı ve nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Evet dikkatimizi çekiyor ama ne kendi günlük yaşantımızda ne de farklı alanlarda Sinan Canan’ın verdiği bu bilimsel malumatı kullanarak kazanacağımız bir şey bulunmuyor. Her ne kadar dikkat çekmiş olsa da eğer bir şey fayda sağlıyorsa kıymetlidir. Eğer izlediğimiz içerikler hayatımızda tatbik olacak bir yer bulmuyorsa verilen içeriğin fayda değil ancak ilgi ve dikkat çekmek olduğunu düşünmek gerekir. Etkilenilerek izlenilen bilim adamımızın verdiği içeriklerin herhangi bir işe yaramaması veya size fayda sağlamayarak sadece etkilemede kalmasının belki de sebebi kişinin psikolojisi içerisine saklanmış ilgi çekme çabası olmasından kaynaklıdır. Bu tarz şahsi çıkarlara hizmet eden ama sanki topluma yönelikmiş gibi gözüken çalışmalar her ne kadar yapan kişinin hedefine ulaşmasına neden olsa da içerisine düştüğü çıkmazlardan kurtulmak isteyen kişiler için kaybedilmiş birer zamandır. Farklı bir perspektiften bakacak olursak sadistler, narsistler, gizli eşcinseller ve eşcinseller psikolojilerine yarar sağlamak için ilgi, değer ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kendilerini belli alanlarda gösterebilecekleri yerler için çabalıyorlar. Bu ilgi ve değer arayışı içerisinde manipüle etme yetenekleri ve dikkat çekici bazı özellikler kazanmaları iyi bir şey gibi gözükse de çoğu zaman bencil amaçlara hizmet etmektedir. Spesifik örnek verecek olursak manipüle etme yeteneği benim kendimde de gördüğüm bir özellik olup eğer bu manipülatif özelliği, zararlı tutumları şeytan kurnazı olan kişilerin yanlışlarını ortaya koymak adına kullanırsam iyi bir şey ancak doğruları saptırarak yanlışa barınma ortamı sunuyorsam kötü bir özelliktir. Günümüze baktığımızda eşcinsellerin ve eşcinselleşme korkusu taşıyan gizli eşcinsellerin başta moda, dizi film, müzik gibi sanatsal alanlarda başı çekmelerinin temeli ruhsal anlamda toplumun vermediği bazı istek ve ihtiyaçların karşılanma biçimidir. Her ne kadar kişiye kazanç sağlasa da bu gibi ilgi çekme faaliyetleri toplumun gelişmesi ve sorunlarını çözerek seviye atlaması önünde engeldir. Evet sanat, bilim gibi alanlar iyi bir kendini ifade etme aracı olsa da kişilerin psikolojisini tatmin ederek bencil amaçlar uğruna topluma faydasız hale gelmesi ve bu uğurda kullanılması son derece yanlıştır. Doğan Cüceloğlu, Sinan Canan özelinden çıkarmamız gereken bazı derslerden en önemlisi, artık toplum önüne gerek televizyon gerek sosyal medya aracılığıyla konulmuş kişilerin karakter analizini doğru yapmalı ve olası zararlardan korunmalıyız. Bunun teşhisini ben bu kişilerin dedikleri şey beni daha güçlü yapıyor mu, benim problemlerime ve toplumun problemlerine kalıcı çözüm oluyor mu, sorularına tatmin edecek cevap vermesine bakarak yapıyorum. Sayısal bir derinlik kazandırmak için bir örnekle yazıyı tamamlayacak olursak ruhun yara alarak parçalanması, nasıl ki atom parçalanmasıyla büyük bir enerji ortaya çıkartıyorsa aynı şekilde büyük bir güç ortaya çıkartır. Ama ortaya çıkan her güç ancak kişinin ve içerisinde bulunduğu toplumun faydasınaysa başarılı olur. Durumu özetlerler nitelikte.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle

ENSEST: BABAM BENİ İSTİSMAR ETMİŞ; PENİS FETİŞİZMİ ve EŞCİNSELLİK

Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla
Ben on altı yaşında bir  gencim.Üç çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm.İki tane de ablam var.Konuya gelelim.Küçüklüğümden beri bende bir farklılığın olduğunu anlamıştım.Diğer çocuklar gibi değildim.Okulda sessiz ,sakin,akıllı,uslu kısacası örnek öğrenciydim.Örnekliğim sadece okulda değildi;akrabalar arasında komşular arasında hep takdir edilen, uslu,sakin akıllı bir çocuktum.
Peki bu çocuk nasıl böyle oldu diye biraz anlatmak istiyorum.Anlatmaya annemden başlayım.Annemin en belirgin özelliği diğer kadınlar gibi olmamasıdır.Süslenmez,makyaj zorlanmadıkça yapmaz,yemek yapmakta beceriksiz,kendine kıyafet almaya gitmez,kendi yakınçevresi dışında asosyal,hep işten kaçan,tembel,küçüklüğünü babaannesinin himayesinde geçirmiş biri.Anneme acıyorum .Zayıflığın ve bunca naksanından dolayı korunmaya muhtaç.Bana ve ablamlara karşı aşırı fedakar,merhametli olan annem bana çok daha bağlı ve beni hep elinde tutmak istiyor.Beni üçüncü sınıf dahil olmak üzere yanında yatırdı.Benim böyle bir isteğim olmamasına rağmen  uzun yıllar annemin yanında yattım.Çok garip karşılıyorum şimdi ama o zaman üşengeçliğine vermiştim,bir yatak daha açmamak içindir diye düşünüyodum.Ah ne yazık ki öyle değilmiş.bunun yüzünden şimdi eşcinsellik gibi büyük bir sıkıntım var.
Babama gelecek olursak kendisi genç yaşlarında çobanlık yapmış , uzaktaki ailesine para yollamış ,kendi babası gibi aksi,huysuz,vara yoğa söylenen,bencil,acizliğinin göstergesi olarak sinirli,zayıflığının göstergesi olarak anneme uzun yıllar şiddet uygulayan,nasihate gelemiyen,narsist bir adam.Son yıllarda ablamlarla benim yoğun uğraş ve dualarımla epey toparladı ama çoğu özelliği duruyor.Benimle küçüklüğümden beri ilgilenmedi,ben onu televizyonun karşısına geçip çocuklar azıcık ses yaptığında Süküt durun!!! diye bana kızan biri olarak hatırlıyorum.Benimle ne top oynadı,ne balığa gitti,ne muhabbet etti,ne gezmeye gitti,nede başka bir aktivite yaptı.Hiçbir şey yapmadı.Sadece arada beni sevdi.Ama sevilirken utandırdı beni.Beni cinselliğimle sevdi.Benim cinsel organımla sevdi.Uzun yıllar utandırdı.Öyle utanıyodum ki.Hiçbir misafir bize babam varken gelmesin istiyordum.Arkadaşlarımı babamdan uzak tutuyordum.Beni yine rezil edecek diye korkuyodum.Daha düşünsenize çocuğum.5,6 yaşlarındayım . Bundan haya ediyorum.Annem ise hiçbirrrrşey demiyor.Beni o durumdan kurtaracak hiç bir insan yok.Sesimi dahi çıkartamadım.Pipi diye,mamuş diye bana hitap ediyordu.Çok fazla utanıyordum bu durumdan ama elimden zerre birşey gelmiyordu.
İşte tüm bunlardan dolayı,asosyal bir çocuktum.Erkeklerden uzaktım,onlarla top oynayamaz,onların muhabbetlerine dahil olamaz,hep kızlarla oynar,futbol yerine evcilik oynayan biriydim.Çocukluğum kızlarla oynamakla geçti.Hep düşünceliyim,hep güvensiz hissediyorum,tehlike altında hissediyorum,ya geçmişteyim ya gelecekte,adeta andan kaçıyorum,stres her daim denecek kadar.Böyle problemli biriyim.                                                                                  http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=2056.0 devamını okumak için linki tıklayınız
« Son Düzenleme: 06 Nisan 2023, 10:09:36 ös Gönderen: psikolog »