Gönderen Konu: YOK OLMAMAK İÇİN SAVAŞMAK...  (Okunma sayısı 4435 defa)

KİNG

  • Newbie
  • *
  • İleti: 25
    • Profili Görüntüle
YOK OLMAMAK İÇİN SAVAŞMAK...
« : 20 Eylül 2022, 12:51:25 öö »
Yok olmak anne babanınız sizi anlamadığı düşüncesiyle yaptığınız hatarların getirisidir. Yıllarca anne babam beni neden anlamıyor sorusuyla yaşadım. Acı çektiğimi gözlerimden anlamalarını bekledim. Çünkü Türkiyede ben eşcinselim bana yardım edin demek bir hayli zor oluyor. Karşınızdaki kişinin Allah ile olan ilişkisindeki bağ ailenizin bu konuda size sert çıkacağı düşüncesini yaratıyor. Bu konuda anne babanıza öfke duymaya başlıyor ve bu öfkeyi içinizde nefrete dönüştürüyorsunuz. Aslında bu ince çizgi sizi yanlış yapmaya sürüklüyor. Kendi hayatımdan örnek vermem gerekirse ben anne babamın beni anlamadığını ve yeteri sevgiyi alamadığını düşünen bir çocuktum. Annem sürekli karı gibi kıvırtma der dururdu. Kaşlarımın, gözlerimin, bacaklarımın ablamdan daha güzel olduğunu söylerdi. Bu beni çok kötü etkilerdi. Çünkü eşcinsellikten kurtulmanın yollarını arayan bir çocuktum. Bir süre sonra eşcinsel siteleriyle tanıştım. Sanki ebeveynlerimden görmek istediğim sevgiyi oradaki insanlardan arıyor gibiydim. Biriyle tanıştım o siteden. Benimle buluşmak istediğini beni anladığını ve onun için özel olduğumu belirtmişti. Aldandım. Kabul ettim. Yanına gittiğimde evine çok yakın olduğumuzu söyledi. Dışarıda o kadar para vermeye gerek yok dedi. Bende tamam dedim. Zaten amacımın muhabbet etmek derdimi anlatmak olduğunu biliyordum. Ama karşı tarafın düşüncesinin benimle ilişkiye girmek istediğini bilmiyordum. Evine gittik. Son derece mesafeli, beni anlayan ve önemseyen bir yaklaşımı vardı. Duygulanmıştım. Evet, beni anlayan biri demiştim. Bir süre sonra yavaş yavaş bana dokunmaya başladı. Sanki duygularım bedenimde bir el gibi geziyordu. Kalbim hızlı çarpıyor, kendimi denizin üstündeymiş gibi hissediyordum. Bir anda bir dudak hissettim boynumda. Olayın erotik kısmını görmezden gelen bir yanım vardı. Galiba annemin kızı oluyordum. Ama o yanı görmek istemiyordum. Sadece kendimi güvende ve bir anlık sevilmiş hissetmek istemiştim. Uyuşturucu kullanan biri gibi kendimi kaybetmiş, dertlerimi akıtmış gibi hissettim. Bir süre sonra karşımdaki kişi soyunmaya başladı. Daha da yanaştı. Beni sırt üstü yatırdı. Yavaş yavaş dokunmaya ve cinsel organını sürtmeye başladı. Canım acımaya başlamıştı. Ama acı çekmek bana zevk veriyordu. Eşcinselliğin insana verdiği bir özellik olsa gerek mazoşist bir yanım vardı. Sanki ilişkiye devam ettikçe annemin beni koymak istediği tabunun hakkını veriyormuş gibi hissediyordum. Artık karı gibi değil, bir kadın olmuştum. İlişki bittikten sonra anüs kısmımdan bir kan geldiğini gördüm. Makat yırtığı oluşmuştu. Tuvaletten çıktıktan sonra beni seven, beni anlayan, bana iyi gelen çocuk gitmiş yerine beni evden kovmaya çalışan bir çocuk gelmişti. Elime çöp poşetini tutuşturdu. "Bunu da çöpe atarsın" dedi. Eve doğru giderken kendimi kullanılmış ve değersiz hissetmiştim. Ağlamak istiyordum. Eve nasıl gittiğimi hatırlamıyordum. Sürekli pantolonuma bakıyordum kan var mı diye. Eve girdim hemen kendimi duşa attım. Sonrada cinsel bir hastalık kapmadığıma dair testler yaptırmaya başladım. 1 ayda 20 tüp kan aldırdım. Obsesyonlarım o kadar ağır geliyordu ki. Sağlıklı düşünemiyordum. İçindeki sesleri susturamıyordum. Kendimi çok kötü hissediyor, intihar etmeyi bile düşünüyordum. Uyuyamıyordum. Uyku hapları alıyordum. Kendimi sürekli hüseyin hocanın yanına atıyordum. Karşımda son derece soğuk bir herif vardı. Biraz daha yumuşak davranmasını istiyordum. Tabi şimdi daha iyi anlıyorum neden öyle davrandığını. İçimdeki güce sarılmam için bir yol gösteriyordu. Öyle de oldu. Kendi içimdeki güce sarıldım. Obsesyonlarım azaldı. İyileşme sürecim hızlandı. Böylece daha sağlıklı düşünmeye başlamıştım. Allah'a karşı daha sorumlu hissediyordum kendimi. Allah'a daha çok bağlanmıştım. Bana verdiği desteği hissedebiliyordum. İşte o zaman anladım tek dostumuzun Allah c.c olduğunu. Gözümü kapadığımda sadece o vardı yanımda. Bu yüzdendir ki Allah'a ve Hüseyin hocaya saygım ve sevgim çok artmıştı. Hayatta doğruyu bulmak meğerse yanlıştan geçiyormuş. Acılarım ve yanlışlarım beni iyileştirmişti. Düştüm ama kalkmayı öğrendim. Şimdi ise terapilerim bitti. Mutluyum. Kendime değer veriyorum. Bir dünya yarattım kendime. Sadece istediğim insanlar var dünyamda. Allahın bana verdiği güçle bakıyorum dünyama. İşte yazının başında "yok olmak" ifadesinde demek istediğim şey şu. Eğer ki yaptığınız hatalardan ve yanlışlardan dolayı kendinize ve ailenize sinirlenirseniz bu yanlışı yapmaya devam eder ve seks bağımlısı olursunuz. Böylece daha değersiz hisseder ve yok olursunuz. Ama yanlışlarınızdan ders çıkartır ve içinizdeki güce sarılırsanız bu iyileşmenize vesile oluyor. Çünkü hatalarımız bizi doğrularla tanıştırıyor. Yanlışlarımıza üzülmek yerine ders çıkartmak başlıca sorumluluklarımızdan biridir. Her şeye göğüs gerebilme gücünü kendinizde bulun ve kendinizi sevin. Kendisini sevmeyen Allah'ı sevemez.