Yaklaşık 3 yıl önce başladığım hüseyin kaçın'ın terapilerine, bende birşeyler yazmak istiyorum, tabi bu 3 yılda neden düzelmedin diye sorarsanız ben sık sık gelmiyorum terapileri sürekli erteliyorum, mesela bazen 2 ayda bir geliyorum, yada 6 ayda bir geliyorum ama artık tekrar başladım. Şimdi aklımda bu terapiler doğru mu değil mi, düzelen var mı yok mu diye bi şüphe yok artık, terapide düzelenler olduğunu biliyorum, şuan 21 yaşına gircem sayılırım, 18-19 yaşımda başladığımı hatırlıyorum terapilere, ilk terapiye geldiğim gün annemin zoru ile gelmiştim, ilk 4 ay zorla terapiye getirildim istemiyerek, sonra bu böyle olmaz diyerek terapilerde değişen insanları gördüm, ve yavaş yavaş inanmaya başladım, siteye takma ad ararken Danışan diye bir ad buldum, herneyse ailem dindar bi aile sayılır annem çok dindar, ( Baba) pek dindar değil küçükken en az 10 kere laptobunda açık kalan pornolarına denk gelmişimdir ( işyerinde vesayre), benimde ilk pornolara bakma hevesim burdan başlamıştı sanırım. Hüseyin hocanın bana verdiği görevlerin hiçbirini yapmıyorum, kendimi intihara sürüklüyorum hep, ama hüseyin hoca bana bunun hiçbir faydası olmadığını sadece sen kaybedersin dediğini, senden çaldıkları hayatı kaybedersin dediğini hatırlıyorum, o yüzden benden çalınan hayatı geri kazanmak için tekrar burdayım. Hüseyin hocanın dediğine göre, terapiler bittikten sonra düzeldikten sonra, daha az stres ve depresyona giriceğimizi söylüyor.
Annem beni sürekli etrafımdaki erkeklerle kıyaslar, mesela benden daha atik daha zeki olan amcamın oğlu ile kıyaslar, yada benden daha çalışkan olan teyzemin oğlu ile kıyaslar, oysaki o 2 kuzenimde de eşcinsellik sorunu yoktur bizzat şahit olunmuştur, ikisininde kız arkadaşları olmuştur, hatta biri sürekli başka bi kızla sevişiyodur, bizzat görmedim ama en az 10 kızla çıkmıştır, oysaki benim 21 yaşıma kadar 1 tane sevgilim olmadı. Herneyse terapiye başladıktan sonra annemin bu kıyaslamaları sona erdi, psikologum sayesinde.
Birde şöyle bir anım var, Annem bi ara eşcinsel olduğumu bilmediği zamanlar bana köydeki bir kızı ayarlıycağını söylemişti, yani böyle 10 yıl sonra evlenicekmişiz onla, oysaki ben o sıralar deli gibi erkekleri arzuluyorum, kızlardan hoşlanmıyodum bile, hatta tiksinme seviyesindeydim. Ne kadar komik bi anım aklıma geldikçe gülerim.
Ailem varlıklı sayılır, tabi o varlığa ulaşmanın benimde faydam var, dedemin 2009 yılında Fransadan gelir, ve 20-40 yıl içindeki kazandığı paralar ile petrol açar Türkiyede, ve işte benim cehennem yıllarım o zaman başlar, açılan petrol sayesinde her gün müşteri gelir, ve biraz para kazanılmaya başlandığında inşaat malzemeleri dükkanı açılır, 1 günde en az 200 müşteri gelir ve banada iş öğretmeleri açısından okuldan geldiğimde işe çağrılırım, o zamanlar 10-15 yaşlarımdı iyi hatırlıyorum, birde kilolu olmama rağmen hep insanlardan çekinerek çalıştım, anneme 100lerce kez çalışmak istemediğimi söyledim, ve bana işi öğrenmek için çalışman lazım dedi, herneyse bu sıralar çok içime kapandım, erkekleri arzuluyorum hep, okuldaki bazı erkek öğretmenlerim aklımdan çıkmıyodu. Hergün o işyerinde çalışmak beni dahada çok azdırıyodu.
Şimdi size bu işyeri muhabbetini daha net anlatıcam,
Bizim işyerimiz evinmizin altında sayılırdı, yani kaçıcağım bi yer yoktu kabus gibiydi her gün, ben okuldan eve gelip işyerinde çalışmak istemediğimide, açıkça belirtirdim ama annem sürekli mecburuz derdi, derslerime de çalışmak istemezdim, akşam ders çalışmaya vaktim olurdu evet ama ben bunca stresin altında nasıl ders çalışabilirim? O zamanlar da küçüğüm açıkça durumumu ifade edemiyodum, erkeklerden hoşlanıyorum diyemiyodum, cinsel stres, iş stresi derken ders umrumda bile değildi. Birde Bazı cumartesi tatil günleri, Dedem beni zorla petrole götürürdü ( Petrol evimizden uzak ) ben gitmek istemezdim 13 yaşlarımda filan, beni ağlıyarak zorla arabasına bindirdiğini hatırlarım, ama bana işleri öğretmek için gönderiyolarmış. Ama öyle öğretilmez ki ben robot değilim ki
bana hiçbizaman etrafımdaki erkekler ( Babam, Dedem) duygusal bir bağ göstermedi, zorla erkek işlerini yaptırdılar ama kimse bana işin duygusal tarafını göstermedi. Ki öğrettikleri işlerde çöpü gitti malum şuan evden çok uzaktayım. Neyse buda intahar etmek için güzel bi sebep, hayatta kalmam mucize.
Okul hayatımdan da biraz bahsedeyim, 8. Sınıfa kadar gittim, liseye birkaç gün gitmiştim, biz o sıralar başka bir yere ev yaptık. bu seferde Süt Toplama Merkezi açmıştık, bu sefer ki yer bakın en heyecanlı yeri iyi okuyun, biz köy gibi bi yerde kalıyoruz tamam mı, yeni bir yere ev yaptık köyde, ve burda 50 metre ilerde lise var, komşumuz lise yani, ama ben tam orta okul bitince liseye gitmiyorum tam da taşındığımız sene 😄😄😄, okula gitmeme sebebi ne peki biliyomusunuz, derslerime kafamın almaması ve o sıralar deli gibi erkekleri arzuladığım için utangaçlık seviyemin'de en üst'de olduğu için bende gitmedim okula 😄😄, durumumu kimseye anlatamıyodum, aslında tek sebep de bu değil. İşi öğrenmek için gitmedim biliyosunuz bu işler hayat kurtarıcak ilerde. Okula en yakın insan beniken en uzak insan ben oldum, aslında amaç okumak değildi, amaç ordaki çocuklardı gibi bende genç biri gibi lise hayatı geçirmekti. Zaten anneme eşcinsel olduğumu söylediğim zaman birgün lise muhabbeti açtım ve annem bana erkek sevgili yapıcaktın, değil mi dedi.
Haklıydı aklımdan geçen şeylerden biriside oydu. Devamını atarım yakında görüşürüz.