Gönderen Konu: SİHİRLİ KUTU TELEVİZYON ve TÜRK AİLE YAPISI NASIL YOZLAŞTIRILIR?  (Okunma sayısı 6034 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
SİHİRLİ KUTU TELEVİZYON ve
TÜRK AİLE YAPISI NASIL YOZLAŞTIRILIR?

Kara Sevda dizisinde Kemal ve Emir arasında kalmış Nihan yada Cesur ve Güzel dizisinde babası Tahsin ile Cesur arasında bocalayan Sühan, Türk Kadın'ının tipik kaderidir. Türk kadınına, diziler yoluyla narsist kişilik bunalımı yada kişilik bozukluğu yaşayan erkekler "erkek rol modeli" olarak her hafta belli dozda sunuluyor. Narsist erkeklerin gerilimli yaşantıları arasında gösterişli-acılı yaşamlar yaşamaya mahkum olan kadının kaderini ruh sağlığı bozuk erkekler belirlemektedir. Böylece kadınların bilinçaltını ve bilincini süsleyen Kemal ve Cesur'lar mutluluğun ön koşulu olmaktadır.

Akıl ve Ruh sağlığı yerinde olan kadınlara küçük bir önerimiz olsun:
Kemal ve Cesur gibi erkeklerden uzak durun. Bu dizilerde kadınların bilinçaltına erkek modeli olarak sunulan erkeklerin psikolojileri ne kadar sağlıklıdır bir düşünün isterseniz?

Aşk-ı Memnu'da Bihter ve Behlül'den yeni kurtulmuşken, Kara Sevda ve hemen arkasından Cesur ve Güzel'le kadınların psikolojileri hedef alınmıştır.  Narsist erkeklere çarpılan Türk kadını Obsesif kişilik özelliklerine sahip olmaktadır. Obsesif ruh halinde olan kadınlar mutlu olmayı sürekli olarak ertelerler. Bitmek bilmeyen dizilerdeki gibi bu kadınların dertleri de çileleri de bitmemektedir. Hata yapmaktan korkarlar ve yanlış yaptıklarında kendilerini savunmasız hissederler. Ellerindeki en büyük silahları saçlarını süpürge edecek kadar çok çalışmaktır. Bu diziler sayesinde Narsist erkekler; Obsesif kadınların dünyası Türk'lerin dünyası olmaktadır. Toplumsal hayatımızda mükemmelliyetçilik peşinde koşarken kusurlu hayatlar yaşayan insan kümeleri oluşmaktadır. Türk toplumu mutlu olmak istiyorsa Narsist erkekler, Obsesif kadınlar birlikteliğine doğru evrilmemelidir.

İyisinden midir yoksa en kötüsü müdür Edirne'nin gecekonmuş evlerinde yetişmiş, otuz beşinde evlenmiş; evli bir Türk erkeği olarak son günlerde beni en mutlu yada çok huzurlu eden şey, sabahları koşuşturma içinde küçük kızımızı kreşe yetiştirme telaşında olan eşimizin evin bir kaç köşesini dağınık değil belki ama toplamadan çıkmasıdır.  Kadınlar için obsesyonlar kırılmak için vardır yaşanmak için değil... Erkekler de narsist kimliklerinden kurtuldukça erkekleşeceklerdir... Yoksa narsist erkeklerin ne kadar erkek oldukları tartışma konusudur. Para, güç ve şehvet peşinde koşturan narsist erkekler büyük egolarının katkılarıyla  işadamı olabilirler, büyük siyasetçi olabilirler en bilimselinden bilimadamı olabilirler ama ne kadar ahlaklı erkek oldukları tartışılmalıdır.

Anne dizisindeki küçük kızın psikolojisi nereye evrilecektir? Türk erkekleri Behlül, Kemal, Cesur olduğunda, Türk kadınları Bihter, Nihan ve Sühan olacaktır. Türk kız çocuklarını bekleyen mutlu sonda Anne dizisindeki Melek'in kaderidir. Melek genç kız olduğunda kişilik yapısı nasıl şekillenecektir onu da siz düşünün isterseniz. O Melek gibi kızcağız en sonunda yıllar önce yayınlanan Kara Melek dizisindeki Yasemin Saylan karakterine dönüşecektir belki de. Yasemin Saylan karakteri, Sabah gazetesinin Kültür-Sanat bölümü tarafından hazırlanan "Türk Dizilerinin Gelmiş Geçmiş En Kötü 10 Karakteri" listesinde 4. sırada yer almış.

Melek gibi kızlarımız Kara Melek olmasın istiyorsak bilincimizi arttırmak yetmiyor. Bilinçli olmak adına anne babalar kitaplar okuyorlar, seminerlerde bilgi küpüne dönüyorlar, psikologların kaliteli zaman önerileri ile alışveriş merkezlerinde en kalitelisinden koşturuyorlar. Ama nafile çabalar bunlar. Şeytanın avukatlığını yapalım bilincinizi arttırmak bir işe yaramaz. Çocuk psikolojisinin çözüm yeri anne babaların bilinçleri değil bilinçaltlarında gizlidir. Müsadenizle sorulmamış sorumuzu soralım: bilinçaltında anne babalar işe nereden başlayacaklar?
80'ler öncesi ve sonrasındaki anne babaların yerini alan bilinçli anne babalar 2000'li yıllarda çocuklarının psikolojilerini yeteri kadar bozdular. Bilinçli anne babaların çocukları hiperaktif ve dikkati dağınık oldular. 2023 ve sonrasına yaklaştığımız zamanlarda, 15 Temmuz sonrası kaliteli aydınlık nesiller yetiştirmek istiyorsak bilinçlerine değil bilinçlerinin altına odaklanmış anne babalar olmak zorundayız.
Sevgili Anne Babalar çocuk yetiştirirken artık bilinçlerinize değil bilinçlerinizin altına yolculuk yapın. Bilinçaltı her insanın sırlı dünyasıdır. Bilinçaltınıza erdiğinizde Şirin Baba'nın değil Tanrı'nın sesini bile işitebilirsiniz. Bizden söylemesi... Allah yolunuzu açık etsin...

Psikolog www.huseyinkacin.com


Not: İslami televizyon tartışmaları 1990'larda önemli bir konuydu.  Abdurrahman Şen, "Hilal'i Beklerken" kitabında  İslam'i televizyon nasıl olmalı sorusuna cevaplar aradı. İhsan Işık, "Kültürümüzün Kimliği"nde bu konuları kurcalıyordu.  İslami televizyonlar ne kadar İslami olabilmişlerdir? İslami televizyonlarda program yapanların, yönetenlerin ne kadar İslami hayatları vardır? Televizyondaki ana haber bülteni sunucularına ‘anchorman’ ya da Türkçe yazılımıyla ‘ankırmen’ deniliyor. En İslami kanallarımızda yetişen ankırmenlerimiz hangi kanallara transfer oldular. İslami kanallara yar olmayan ankırmenler kimlerin yari oldu? Bu ankırmenlerimiz başka kanallara kaçıp giderken onların arkalarından salya sümük küfretmek ne kadar müslümanca? Peyami Safa'nın Fatih Harbiyesi artık Eyüp Nişantaşı oldu. Sahi İslami bir kanal var mı?
« Son Düzenleme: 16 Şubat 2017, 02:18:02 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: SİHİRLİ KUTU TELEVİZYON ve TÜRK AİLE YAPISI NASIL YOZLAŞTIRILIR?
« Yanıtla #1 : 16 Şubat 2017, 02:02:47 öö »
LEZBİYENLİK TEDAVİ EDİLİR Mİ: BABAM TRAVESTİLERE GİDİYORMUŞ O DA EŞCİNSEL Mİ?

 televizyon dizisi olan
Anne'den açıldı konu ve ben de bir iki bölümünde cidden hüngür hüngür ağladım dedim.
Hüseyin hocam da aslında senin hikayene çok benziyor dedi ne yalan söyleyeyim
önce bi afalladım onun açısından bakamadığım için tuhaf geldi başta.
sonra açıklamalarını yani benzetmelerini yaptı ve neden hüngür hüngür ağladığımı bulduk.
Tam olarak beni küçüklüğüme götürmüştü hatta sanki kitap yazmışım da benim hayatım oynanıyo gibiydi.
Aslında diziye değil kendime ağlıyormuşum farkında değildim.
Yani bunu okurken belki bi çoğunuz bu yaşımıza kadar bir sürü dizi film izledik yeri geldi ağladık
hepsi bizim hikayemiz mi saçma diyebilirsiniz. Hiç saçma değil aslında yaşanan olaya üzülmekle kalmayıp
hikayeye indiğinizde kendinizden bir parça görüyorsunuz aslında bana bunu hocam öğretti..
Ben 21 yaşındayım ve Lezbiyenim Anne dizisinde ki Turna yani Melek aslında tamamen benim küçüklüğüm
tek farkı o yaşlarda babamda olup üvey annem olmasıydı yaşadıklarımızın bir çoğu tıpa tıp aynı
yani normal şartlarda o hayatın için de olup büyüyen bir kız ya benim gibi lezbiyen ya da
uyuşturucu bağımlısı çok pasif bir kadın olabilir yüz de yüz böyle olur demiyorum ama yüksek
oranla olabilitesi mümkün. Sonrasında ona annelik yapan bir öğretmen..
Öğretmeniyle hayatı aynı gibi onunda annesi hapise girmeden önce kızını evlatlık olarak başka
birine veriyor kız bunun farkında olacak yaşlarda tabiki annesizliğin ne denli ağır olduğunu biliyor..
ve o öğretmen de şu bölümler de benim büyümüş halim tanımadığı bir öğrencisini kaçırıp ona annelik
yapmaya çalışıp göremediği bütün ilgi ve sevgiyi ona veriyor..
Erkek aarkadaşı yok bu öğretmenin zorlarsak aslında oda gizli bir lezbiyen..




Olayın içinde ben olunca Anne dizisinden esinlendi ve üçümüzü resmen diziye uyarladı.  İnanılır gibi değildi.  Travestilerle birliktelikler yaşayan kişi daha kabadayı olsaydı meleğin üvey babası olabilirdi bu durumda melek ben oluyorum ve üvey babam annemi pazarlıyor gibi bişey...  Normal hayatta bu üçlü şu şekilde birbirlerini görebilirdi oda şöyle deyip başladı Hüseyin Hoca. Babası tarafından tecavüze uğrayan A.  İlerde travesti olurdu. Travestilerle birlikte olan A.  ise onun müşterisi olur.  Ve ben ise ikinci A. nın kızı oluyorum ve Lezbiyen olaya bak.... Anlatsak inanmazlar Hüseyin Hoca yine benzetmeleriyle beni şaşırttı 🙂 ve sonra tabiki İLAHİ ADALET diye birşey var dedi ve yine haklıydı. Bir travestiyle birlikte olan bir adamın kızının da normal olması beklenemez.  Sen git topluma herşeyine karşı geliyorum bütün tabuları yıkıyorum der gibi git öfkeni kinini o insandan çıkar ve sonra İlahi Adalet ne ya bana birşey olmaz de 🙂  Anlatmak istediğim babamın kimlerle yatıp kalktığı değil sonuçta ben de terapiye giden bir eşcinselim.  Babama göre çok fazla öndeyim ilerde bir şekilde evlenirsem en azından çocuğuma babamın bana yaptığını yapmamak için ya da içinde olduğum durumu kabullenmeyip melek gibi eşimi benimle birlikte tüketmemek için.. 


Sen benim nefretimi bile hak etmiyorsun "Baba"...  O kadar iğrenç bir insansın ki ben erkeğim lan deyip kendi cinsinle seviştiğini kabullenmeyip kendini avutmak için travestiye gittin ve geçer diye dolanırken biriyle evlendin hem karının hem kızının ahını aldın... Sen ne biçim erkekmişsin "Baba"... Terapilerde öğrendiğim en önemli şey şu "Travestilere giden erkekler de eşcinseldir...!!! "


Hüseyin Hocayla ne zaman konuşsam hep birşeyleri farkettiyor bana kısa sürede hayatıma büyük dokunuşlar yapıp görmemi sağladığınız için çok teşekkür ederim.  Sevgiler..  M.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1728.0


yazının devamını okumak için linki tıklayınız

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: SİHİRLİ KUTU TELEVİZYON ve TÜRK AİLE YAPISI NASIL YOZLAŞTIRILIR?
« Yanıtla #2 : 16 Şubat 2017, 02:20:08 öö »
Kız çocuklarının yakışıklı babalara değil kendilerine yakışan babalara ihtiyaçları vardır. Kız çocuklarının dokunaklı ve dokunan seven babaları yoksa büyüdüklerinde kadın olamadan anne olurlar.

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1661.0


İkibinlerin anne babaları seksenlerde zeka testleri kurbanı yapıldı ve büyüklerine yani amcalarına teyzelerine ve dahi öğretmenlerine zeki çocuk olduklarını ispatlamak için hafta sonları sokaklarda oyun oynamak yerine okul kurslarında, hipodromda yarışan atlar gibi yarışırcasına anadolu liselerine hazırlandılar...


Doksanlar ve İkibin başlarında ise psikolojide hiperaktif çocuklar rüzgarı esmeye başladı.. Çağ atlayan eğitim sistemimiz  çocuklar için yeni bir oyun alanı keşfetti: Dersaneler. Cumartesi ve pazar günlerinizi  güle oynaya dersane kantinlerinde geçirebilirdiniz artık. Dikkatiniz dağılmışsa ve çok yerinizde duramıyorsanız hiperaktifseniz çözüm basitti. Anne ve babalar, psikyatristlerden reçete reçete aldıkları ritalinle çocuklarını ilaçladılar... Anadolu ve fen liselerinde bir nesil soru bankaları önlerinde yarış atları gibi yemlenircesine soru çözerek gençliklerini kaybettiler...

http://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=1687.0


psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: SİHİRLİ KUTU TELEVİZYON ve TÜRK AİLE YAPISI NASIL YOZLAŞTIRILIR?
« Yanıtla #4 : 25 Temmuz 2019, 02:08:50 öö »
Melek gibi kızlarımız Kara Melek olmasın istiyorsak bilincimizi arttırmak yetmiyor. Bilinçli olmak adına anne babalar kitaplar okuyorlar, seminerlerde bilgi küpüne dönüyorlar, psikologların kaliteli zaman önerileri ile alışveriş merkezlerinde en kalitelisinden koşturuyorlar. Ama nafile çabalar bunlar. Şeytanın avukatlığını yapalım bilincinizi arttırmak bir işe yaramaz. Çocuk psikolojisinin çözüm yeri anne babaların bilinçleri değil bilinçaltlarında gizlidir. Müsadenizle sorulmamış sorumuzu soralım: bilinçaltında anne babalar işe nereden başlayacaklar?
80'ler öncesi ve sonrasındaki anne babaların yerini alan bilinçli anne babalar 2000'li yıllarda çocuklarının psikolojilerini yeteri kadar bozdular. Bilinçli anne babaların çocukları hiperaktif ve dikkati dağınık oldular. 2023 ve sonrasına yaklaştığımız zamanlarda, 15 Temmuz sonrası kaliteli aydınlık nesiller yetiştirmek istiyorsak bilinçlerine değil bilinçlerinin altına odaklanmış anne babalar olmak zorundayız.
Sevgili Anne Babalar,
çocuk yetiştirirken artık bilinçlerinize değil bilinçlerinizin altına yolculuk yapın.
Bilinçaltı her insanın sırlı dünyasıdır.
Bilinçaltınıza erdiğinizde Şirin Baba'nın değil Tanrı'nın sesini bile işitebilirsiniz.
Bizden söylemesi...
Allah yolunuzu açık etsin...

https://www.habervakti.com/sihirli-kutu-televizyon-ve-turk-aile-yapisi-nasil-yozlastirilir-makale,1617.html