hüseyin hocam merhaba
yarınki terapiden önce tacizle ilgili bir yüzleşme mektubu yazdım. terapide konuşamadığımız bazı şeyleri daha rahat ifade edebildim sanırım.
görüşmek üzere.
"İnsanın aynı odada tek başına kalmak istemediği kaç kişi vardır?
Veya aynı odada kalabildiği, onunla yüzleştiği için büyük bir güç ve dayanıklılık göstermiş sayılacağı kaç kişi olabilir?
Benim hiç tereddüt etmeden sayacağım birkaç isim var. kötü bir hikayede birleşen birkaç isim
değil aynı odada baş başa kalmak, karşılaşmak hatta adını duymak bile vücut kimyamı değiştiriyor. Onların başında da sen geliyorsun Harun, Harun abi!
Ne yazık ki çocukluğumdan çaldığın parçaların hesabını sormak için bunu yapmak zorundayım. Şimdi yüzüme bak. O çocuk büyüdü. Ama kullandığın, sömürdüğün, dokunduğun hiçbir yerim bir daha hiç iyileşmedi. Eksik parçalarım benimle beraber büyüdü. Bugün hayatımda derin boşluklar, üstü kapatılmış acılar ve dolduramadığım eksiklikler yaşıyorum. Senin yüzünden! Farkında bile değilsin. Bilmiyorsun. Öyle sanıyorum ki pişmanlığını bile duymuyorsun.
Gel seninle geçmişe bir yolculuk yapalım.
Ne kadar da küçüktüm değil mi? küçüklüğümün farkında bile olamayacak kadar küçük
geçen gün çocukluk fotoğraflarıma bakarken fark ettim bunu. Bir avuç veletmişim. O fotoğrafı çektiğim yıl beni taciz etmeyi bıraktığın yıldı. Demek ki çok daha küçük bir oğlan çocuğuyken dokundun bana. Üstüme çullandın. Kullandın, kirlettin.
Beni kucağına alıp kilere indirdiğin günü dün gibi hatırlıyorum. Kucağına alıp merdivenleri indireceğin kadar küçük bir çocuğu, geleceğini kirletmeye götürdün sen. Nasıl da uslu ve sessizdim değil mi. Tam istediğin gibi. Damda tek başıma oyun oynarken yanıma gelmiştin. Sadece oyunumu değil hayatımı bölerek kucağına alıvermiştin beni. Ahhh o ana bir gidebilsem. Bir durdurabilsem o anı. Sana engel olabilsem. O masum çocuğu senden kurtarabilsem. Olmadı
ne istediysen onu elde ettin. Ve ben neye sahipsem hiç bilmeden, tanımadan kaybettim.
Şimdi sana ne sorabilirim.beni gözüne nasıl kestirdiğini söyleyebilirsin belki. O korkunç düşüncenin nasıl ortaya çıktığını .o an mı yaşandı her şey. Yoksa bir süre uzaktan bakıp küçücük bedenim üzerinde planlar mı yaptın?
Öyle böyle değil sen bütün sapkın düşüncelerine alet ettin beni. Bir oyuncak gibi kullandın. Hepsini hatırlıyorum.
Üstüme çullanıp şehvet yaşarken kimi s....im diye sorduğunu, bana sülaledeki bütün bekar kızların adını saydırdığını hatırlıyorum şerefsiz. Onları hayal ederken benim bedenimde boşalıyordun!
Oyun oynadığım bir çocuk vardı. Sizin komşu,aile dostunun oğlu. Hatırlıyor musun bir defasında beni kaş göz işaretiyle çağırmıştın. Ben de çocuğu eve gönderip yanına gelmiştim. Neden çağırdığını biliyordum tabi. O gün çocuğu gönderdiğim için bana kızdın. Aklında onu da taciz etmek vardı. Ben hatırlıyorum. Çocuk aklımla belli belirsiz çocuğu gönderdiğim için suçlulukla karışık olumlu bir duygu hissettiğimi de anımsıyorum.
Bir defasında çalıştığın dükkanda beni daha taciz edip boşaldıktan sonra işine döndüğünü, benim ilişkiye devam etme isteğimi utanarak hatırlıyorum. Senin de tekrar istek duyman için aklımca tahrik edici şeyler yapmıştım. Nasıl bozmuşsun duygularımı, davranışlarımı nasıl şekillendirmişsin. Kendimi sana beğendirmeye çalışmışım. O çocuğun o halini üzülerek hatırlıyorum şimdi.
Bir defasında bayram günü ırzıma geçmiştin. Bir çocuğun elinde torba şeker toplayacağı gün hiç gam duymadan kullanmıştın.
Aynı evde kaldığınız akraban, benim canım f.ablamla ilgili anlattığın şeyi de unutmadım. Onu üstünü değişirken dikizlediğini ve kalçalarını gördüğünü söylemiştin. Bu sapık sırrını 10 yaşında bir çocuğa anlatmaktaki amacın neydi pislik herif. Bu kadar mı şerefsiz bu kadar mı umursamaz vurdum duymaz birisin. Düşündükçe suratının ortasına tekme vurasım geliyor.
Yıllar sonra evlendiğinde düğününe geldiğimde hatta halaya katıldığımda ne hissettin? Dur ben cevap vereyim, hiçbir şey! En fazla her şeyin geride kaldığını falan düşünmüşsündür. Ergenlik döneminin sayısız gelgitlerini yaşarken bir de eski tacizcimin düşününde bulunmak inan hiç normal bir şey değildi. Ve ben maalesef yine farkında olamayacak kadar yaşananları kanıksamıştım. Tuhaf giden bir şeyler vardı. Adını koyamıyordum ama rahatsızlığı ta derinde hissediyordum.
Senin daha 17 yaşında küçük yaştaki bir kızla evlenmen sübyancılığının bir göstergesiydi. Ama bunu 16 yaşındaki yeğenini bir akrabayla evlendirdiğin zaman daha net anladım. Senin için yaş, çocukluk falan önemli değildi. Şartlar uygun olduğunda taciz,evlilik,ilişki her şey yaşanabilirdi.
D. dayının yeni yapılan apartmanını akrabalara gezdirdikten sonra annemlerle gitmeyip senin yanında kalmak istemiştim. Onlar da izin vermişti. Boş binada bir şeyler yaşama fikri güzel gelmişti heralde. Fakat ailemin güvenerek yanında bıraktığı, emanet ettiği çocuğu becermek düşününce aslında ne kadar alçakça. Pisliğin adinin teki olduğun için düşünemedin. Bari en azından basiret gösterip yapmasaydın.
İşte böyle böyle değerlerimi kaybettim. Anormalliklere alıştım. İlişkiyi yaşadıktan sonra beraber görünmemek için önden gidip sen 100e kadar say sonra çık dediğin her defasında duruma ayak uydurmayı öğrendim.
Bayramların sevincini kaybettim, güvenin kötü kullanılabileceğine inanarak büyüdüm, kendimi suçlamayı ama buna rağmen dürtülerime esir olmayı normal gördüm.
Bunların hepsi senin başlattığın hikayenin eseri. Çok daha fazlası var. Onarabildiklerimi onardım. En azından günlük hayatımı normal yaşabilecek kadar. Bazılarının üstünü kapattım ya da kabullendim. Değiştirmeye gücüm yetmedi.
Bunları bilmeni istiyorum. Fakat sana karşı güçsüz ve aciz görünmeyeceğim asla. Bunlar senin eserin. Durumu düzelten adam eden ne varsa da benim
geçen yıl facebooktan eklediğinde hangi yüzle böyle bir şey yaptığını anlayamayıp çok kızmıştım. Yine de isteği reddetmedim. Onu bile yapacak kadar tepki vermek istemedim belki. Şimdi paylaştıklarımı, fotoğraflarımı, hayatımdan kesitleri görebiliyorsun. Yaptıklarına yenilmediğimi, dışarıdan iyi görünen bir hayatım olduğunu görüyorsun. Bu sana bir şey ifade etmiyor olabilir ama benim için anlamlı. Sana o küçük çocuğun hesabını soracak güçlü ve aklı başında biri var karşında.
Artık seni istemiyor, beğenmiyor ve adam yerine koymuyorum! Seninle yüzleşmekten de çekinmiyorum."