Gönderen Konu: LEZBİYENLİK:KADIN OLAMAYAN ERKEK KIZLAR: ACI BÜYÜTÜR KADER AĞLATIR.  (Okunma sayısı 6081 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Telefonu fırlattı yatağının üzerine dünya dönüyordu sanki. Ağlamak istedi ama dizildi hıçkırıkları boğazına. Odadakilerin gülüşmeleri hançer oldu sapladı kalbine, herkes dönüyordu kahkahalarıyla etrafında o donakalmıştı. Gözlerindeki yaşı kurutmuştu midesinden yukarı doğru çıkan ateş. Alevleri teninde hissetti, terledi ve ansızın bir üşüme sardı bedenini… Yarım yamalak sorulan ne oldu sorularına duş diyebildi

-duşa girmeliyim!

Kendini attı duşa aynaya baktı hıçkırıklarını gizlemek için kaçırdı gözlerini aynadaki gözlerinin yansımasından çünkü çocukluğundan beri aynada ne zaman gözlerine baksa dolardı gözleri… Ağladığı duyulmasın diye tüm gücüyle kapattı dudaklarını bastırdı elini azgına nefes bile almakta zorluk çekiyordu. dizlerinde hal kalmamıştı, üzerini çıkarmaya bile mecali kalmamıştı can havliyle attı kendini kaynar suyum altına yakmıyordu su, hissetmiyordu. dizlerinin üzerine çöktü yumruklarını vurdu duvara sessiz sessiz çığlık attı nefes alırken sesi çıkmasın diye kapattı yine elleriyle dudaklarını.öyle ya ona ağlamak bile haramdı…avuçlarının arasına aldı başını ve baktı uzun uzun aynı yere.duştan akan suyun damlalarımıydı yanaklarından düşüp fayansları yalayan yoksa gözlerinden süzülen yaşlar mıydı ayırt edemedi…ellerini gördü sonra ve kendine geldi.sıcak sudan kıpkırmızı olmuştu teni.ve ilk o zaman fark etti suyun kaynar olduğunu kendine geldiğinde yakmaya başlamıştı bedenini su ve çevirdi soğuk suya düğmeyi ve birden etrafında belirdi sureti.aynı insan önünde arkasında sağında solunda avazı çıktığı kadar bağırdı sessizce defolun…siz;ben ,ben;siz değilim defolun. Nefret ediyorum hepinizden defolun… ve şimşek gibi çıktı kelimeler beynine kızın söylediklerini hatırladı ayakları titredi duramadı daha fazla ayakta bıraktı kendini…kapı sesiyle irkildi adı çınladı kulağında anladı orda da daha fazla kalamazdı çıktı havluya uzandı çıplak bedenine değdi gözleri üzerindekileri ne zaman çıkardı hatırlamıyordu duşa kıyafetleri ile girmişti sonra aynaya baktı karşısında şişmiş gözleri yine ağlamak geldi içinden ama artık dökülmüyordu yaşlar üstelik ağlayamazdı duyan gören olmamalıydı.çıktı usulca dudaklarında zoraki bir tebessüm istenileni verdi insanları mutlu göründü görev tamamdı.

Kalabalığın içinde yalnızlığı aradı,koridorda yankılanırken ayak sesleri yurdun öbür yanındaki mescide uzandı,belki huzur verirdi orası ona ama ora dada Rabia vardı.yokmuş gibi geçti gitti rabianın önünden buz gibi duvara yaslandı kulaklarında aynı cümleler;

-sen nasıl olurda böyle şeyler yaparsın?

Yanında duran Rabia ya baktı sonra hemen öbür yanındaki terminatöre, uzağındaki casper, kıvrılmış onu izliyordu, sevda da oradaydı nefret dolu gözlerle ona bakıyordu. Hepsine teker teker göz gezdirdi ve yaslandı arkasına kapadı gözlerini ve birden uyandı başka bir yere. Uyandığında kumun üzerindeydi yanı başında kendisinden biraz büyük bir erkek çocuğu duruyordu abisi olduğunu düşündü ve devam etti kamyonunu kumun içerisinde ilerletmeye tuhaf bir mutluluk vardı içinde sanki daha önce hissetmediği bir şey..yabancıydı o duyguya yadırgamıştı ama sevmişti de yeni bir hisle tanışmıştı…

Uzaktan çok uzaktan  bir toz bulutu fark etti sonra içindekinin kim olduğunu önemsemeden koştu arabanın önüne ve ilk inenin atladı kucağına kim olduğunu düşünmeden ağabeyi sarılmıştı çünkü o sarıldıysa sarılması gereken birisiydi. Fark etti sonra evet yabancının yanındaki teyzesinin oğluydu ama sarıldığı kimdi bilmiyordu sanırım ağabey sarıldı diye sarıldı ama bir dakika zaten açılan her kucağa sarılmaz mıydı? oda onlardan biriydi işte.birisi kucak açmıştı oda oda sarıldı ama yine de merak etmekten alamadı kendini. Kimdi o?ve adam usulca karşısına aldı ikisini de,dokundu.bir tuhaflık vardı bu işte teni sanki çoktandır tanıdığı birinin teni andırıyordu kocaman meraklı gözlerini dikti adamın gözlerine ve sordu;

-sen kimsin?

Adam gülümsedi ve o asla vermemesi gereken cevabı verdi

-ben sizin babanızım!

Çocuk bir hışımla avazı çıktığı kadar bağırdı

-benim babam öldü!

Mesaj sesiyle kendine geldi, terminatör ve sevda eline aldı telefonu sevda baktı mesaja ve gülümsediler okuduklarında mesajı ve hiç zaman kaybetmeden cevap yazdılar sırıtarak Rabia öfkeyle baktı onlara mesajı görünce. Mesajda şöyle yazıyordu

-ben sana aşık oldum aptal ben sana deli divane aşık oldum…

Aslına bakarsan sonradan terminatöründe hoşuna gitmedi ki zaten o sadece insanların acı çekmelerinden hoşnut oluyordu bu sözleri söyleyen sevdaydı. Onun demin ona acı veren sözleri söyleyen kızı elde etme çabasıydı onu kendine âşık edip o sözlerine pişman etmek istiyordu zaten hep arsızdı gönlü her gün birini isterdi.

Kız uzaktan izledi olanları ve sustu sadece sustu kendi başlarına bıraktı onları..sıyrılmak istedi ve merak etti bundan sonra olacakları ve vazgeçti anlamaya çalışmaktan sadece kenara çekilip izledi..

Çok geçmeden herkesin meraka beklediği mesaj geldi

-biliyorum aptal bende sana…

Sevda mutluluktan göklere uçtu kutladı zaferini, teminatör kızı bulsaydı oracıkta onulmaz acılarla öldürecekti, Rabia haykırdı imansızlar… casper kafasını gömdü kuma moron anlamadı olanları…

Kız lanet okudu içinden olanlara bir rabiaya baktı umutsuzca, sevinen sevdaya iğrenerek terminatöre sonra katletmek istercesine ve caspere baktı boşuna bekleme der gibi morona bakma gereği bile duymadı anlamamıştı nasılsa olanları. Hepsini bıraktı orada ve o kadar insanın içinde kazanan sadece sevda oldu mutluydu…

yUmdu yine gözlerini ve bir hatıranın içindeydi afalladı önce rabiayı düşündü sevda yok yok burada hiçbirisi yoktu burası neresiydi…

Bir çocuğun hıçkırıklarını duydu kendi sesiydi kapağı bile olmayan sarı renkli ucuz bir kumaşla perde yapılmış bir yatak gardırobunun içinde buldu kendini evet yine orda çocukluğundaydı.tuhaf bir şekilde sanki onu orda hiç kimse bulamayacak gibi hissediyor sanki bir fanusa yada demirden kapıların ardına sığınmış gibi güvende ve yalnız hissediyordu kendini…elleri..sonra fark etti elleri yine sesi duyulmasın diye kapatıyordu dudaklarını ama acemiydi nasıl yapılacağını bilmeyecek kadar küçük ve acemi…aman Allah’ım eskiden de mi gizlerdi ağlarken çıkardığı sesi eskiden de mi istemezdi görmesin kimse ağladığını oysa o daha 3yaşında olmalıydı…böyledir işte gözyaşları bazıları dışına akıtır zehir gibi yük etmez yüreğine bazıları akıtır içerisine.ama bazıları var ki ne dışına akıtabilir ne içine ağlamak istese ağlayamaz içinde taşıyamaz gözyaşının da arafı oluyormuş demek…

Karmakarışık hissediyordu kız geçmiş şimdi hepsi birbirine karımıştı bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışırken diğer taraftan çocuğun hafızasında buldu kendini. Olduğu gardırobun tam karşısındaki masayı gördü hayalinde etrafa bakındı dedesinden başka hiç kimse yoktu. O da duvar kenarına büzülmüş merakla dedesinin elindeki radyoyu dinliyor annesinin ağabeyinin ve ananesinin nerde olduğunu merak etmesine rağmen tuhaf bir şekilde korkuyor ama soramıyordu iyide neden korkuyordu bu kadar dedesinden diye merak etmekten alamadı kendini dedeler hep tonton şirin torunlarını el bebek gül bebek büyütmezler miydi? O bunları düşünedursun birden radyonun sesini açtı dedesi

-bir son dakika haberi şahin…trafik kazsında hayatını kaybetti..

Aman Allah’ım olamaz bu ismi babası için kullanmıyorlar mıydı baban adı şahin dememişler miydi dünyada sadece bir tane şahin var oda benim babam!diye geçirirken aklından dedesi bastı kahkahayı

-oh sonunda ölmüş baban! ha ha ha

Hayır olamaz ölemezdi bir şeyler yapmalıydı o daha hiç görmemişti ki babasını ona çalışmaya gitti gelecek demişlerdi hayır olamaz..anne annesine koşmayı geçirdi aklından annesine söylemeliydi o neydi bir şeyler yapardı mutlaka o korkudan titreyen çocuk can havliyle koştu annesinin olabileceği he yere bakmaya başladı yorgunluğuna aldırmadan ayağına batan dikenlere inat koştu.ve nihayet bir tarlada buldu annesini tütün fidanlarının arasında yabani otları temizliyordu..deminki heyecanının aksine sakinledi nefes nefese olduğunu fark ettirmemeye çalışarak ve gözlerinin ucunda duran yaşları yudumlayarak usulca yaklaştı annesine suç işlemiş gibi…

-ne oldu kızım?

Dede annesi

-hiç…

Dedi önce sanki babam ölmüş derse uç işlemiş olacaktı ya da ağlayabilirdi güvenmiyordu kendisine,çünkü bazı zamanlar konuşmalarına şahit olurdu büyüklerin hep kötü derlerdi babası için konu komşuda öyle söylerdi annesi de isyan eder kızardı kocasına.şimdi o babam ölmüş anne der ağlayıp sarılırsa annesinin boynuna ihanet etmiş olurdu annesine oysa annesi her şeyiydi onun kahramanıydı.en iyisi gülerek söylemek dedi ve başladı

-anne dedem dedi ki o ölmüş

-kim o kızım?

-kocan!

-baban mı?

-Yok, hayır senin kocan?

-nerden çıktı kızım?

-radyoda dinledik…

Ananesine baktı sessiz sessiz kadersiz yavrum dediğini işitti sonra annesine. Kızgındı annesi gözlerinden ateş fırlıyordu sanki utanıp hata ettiğini düşündü birde bu yüzden kızdı çocuk kendine ve ardını dönüp koşmaya başladı orada dökemediği gözyaşlarının hepsini koşarken rüzgâra savurdu. Rüzgâr kurutsun istedi… Ve o gün o çocuğun babası ölmüştü…

Yatak gardırobuna neden sığındığını anlamıştı şimdi nede babasının öldüğünü söylediğini neden ağladığını çok iyi anlamıştı. O adam karşısına geçip seni babanım diyene kadar kimse ona babasın ölmediğini dünyadaki tek şahinin o olmadığını ve soyadı kavramını anlatmamıştı çünkü. O kendini bir damla gözyaşı dökmeden alıştırmıştı babasının yokluğuna ve acısını çekmişti şimdi tamda alışmışken bu fikre yabancının biri ben senin babanım diyordu inanılır gibi değil. Kabul edemezdi bunu. Onun babası ölmüştü…

Birden kahvaltı zamanı diyen arkadaşının sesiyle uyandı ve irkildi ne ara gelmişti yatağa ne zaman yatmıştı bütün onlar rüyamıydı? Gerçek hayal rüya hepsi birbirine karışmıştı kalkmak istemedi yataktan. Ama kalkıp normal insanlar gibi hayatına devam etmeliydi…Arkadaşlarıyla birlikte pikniğe gidecekti o gün içinden gelmemesine rağmen gülmeliydi çünkü o hep gülerdi. Hiçbirşey yokmuş gibi devam etti hayatına pişmanlık hissediyordu akşam olanları hatırladıkça şimdi nasıl temizleyecekti sevdanın yaptıklarını, Rabia yanından hiç ayrılmıyor sürekli baskı yapıyordu. Allah’a yöneldi Allah’ım kurtar beni dedi ne olur bu girdaptan çıkar al tamda tedavi olacakken Rabia soktu hayatıma bu kızı sonra da sevda aldı dümeni eline. Yardım et ne olur kurtar beni.Ben kalbimi bildim bileli hep dolaştırdım onu insanlarda herkes bir tohum bıraktı yüreğime ve benden bir şey aldı gitti. Tohumlar yeşerdi günah oldu benden gidenler geri gelmedi. Ne olur artık bırakma yüreğimi benim ellerime. İçine kendini doldur…

O gün bir telefon geldi ve daha önce başvurduğu iş görüşmesinden olmlu cevap gelmişti ertesi gün işe başlayacaktı yoğun olacaktı çünkü bir hafta sonra bayramdı,kurban bayramı. Gerçi o asla bayram kutlamazdı evden dışarı çıkmazdı. Sahi neden kutlamazdı ki o bayramı? Kız uyumak istedi her şey unutup kendini uykunun karanlığına saklamak aynı sabahta uyanacağını bile bile yumdu gözlerini kurtulmak istercesine.eskiden böyle düşünmezdi oysa kumda oynadığı zamanlarda hep kendini izldiği türk sinemalarının baş kahramanı yapar öyle uyurdu sanki sabah başka bir sabah uyanacak mutlu sola bitecek gece tıpkı izlediği filmler gbi. Yada belki hiç yaşamamış olacak o günleri çocuk saflığıyla dalar ve hayal eder hatta hayal etmez inanırdı küçük bedeni bir hastalığa tutulmuştu sanki de günlerce uyumuş ve kabus görmüştü uyandığında her şey bitecek ve başka bir aileye uyanacak hep bunu hayal ederdi usanmadan mtluluğuydu o onun. Sahi ne zaman vazgeçmşti hayal etmekten ne zaman anlamıştı ki hayallerin hiç gerçek olmayacağını…bütün bunlar bir sıtma gibi titretirken düşüncelerini artık dayanamayan gözleri bıraktı kendini uykunun kucagına…

Kalktığımda sırılsıklamdı yatağı sebebini bilmediği bir acı hissetti yüreğimde, neden yine o düştü içime. Daha gözlerini açamıyordu oysa dışarısı buz gibi kız sırılsıklam ve yine kendine kızarak özledi onu. sebepler aramaya başladı kendini bu özlemin kucağından alabilmek için..yüreği ağır geliyordu bedenine her bir zerresi donuyordu alevler içinde… doğruldu ve can havliyle aynaya baktı ve yine büyüdü gerçeğe döndü. Çocukluğunu gömdü. Ağlamak ağır geliyordu her zaman ki gibi yüreğine ve o da sustu, sessizliğiyle kuruttu göz pınarlarını. Nasılsa alışmıştı yüreği bu denli sancılara. Gözlerine dikti gözlerini içindeki çocuğun, bir güldü sonra kaldırdı başını ve yürüdü hayalden gerçeğe, geçmişten geleceğe yürüdü kendi gözlerinde. Ağlayan bir çocuk sesi duydu gözlerinde elleri kanlı gözleri yaşlı bir çocuk. Akşamki soru geldi aklına neden bayram kutlamazdı hayl etmekten ne zaman vazgeçmişti?sebebini hatırlamaya çalıştı? ve sonra onda buldu kendini hıçkırıklarında nefes aldı. Ne kadar ağlanacaksa o kadar hıçkırdı bakışlarında. Haykırıyordu o çocuk

-tırnağım ayrıldı etimden artık canım acımayacak mı?

 Nasıl başardı sökmeyi tırnağını oysa sökemiyordu kız hatıralarından onun haykırışlarını…

Kız yine çocukluğuna dönmüştü.Bir bayram sabahınıydı şimdiki durağı yine çocuk olacaktı kız.kırmızı elbisesiyle yeni spor ayakkablarıyla ait olmadığı ve asla olamayacağı bir bayram sabahında tarih yazacaktı kaderinde.bilseydi o bayramdan sonra nefret edecekti bütün bayramlardan, kutlayamadığı son bayram olduğunu bilseydi hiç uyanmazdı sıcacık yatagından sabahın nurunda. Bilseydi hiç giymezdi kırmızı elbisesini ve bilseydi gitmezdi arkadaşlarının ardından eksik oldugunu asla tam olamayacagını bilseydi asla koşturmazdı bayramlarının final cizgisine. Uyandı yine nerdeydi neyi hatırlamıştı.biraz heycan hissetti kalbinde.gözlerini ovuşturarak anne elbisem!.. giydi kırmızı elbisesini koştu arkadaşlarına bilseydi kaderinden düşeceğini adım atmazdı. Namaz vakti bayram namazı vakti bütün çocuklar caminin avlusundaydı bekliyorlardı yolcularını geleceklerdi ama o kırmızı elbiseli yıllar önce ugurlamıştı yolcusunu içinde çok alışık olduğu bir yalnızlık özlem ve acı hissetti.bekleyecek kimsesinin olmadığını fark etti.yanlış limana demir atmıştı sanırım fırtınaya kapılmıştı rüzgar götürmüştü gemisini yanlış limana yoksa gidermiydi umutlarının batacagı iskeleye… işte hasretin dev oldugu zaman beklenen gelmediği an bekleneni geçtim yabancı bir elin bile başı okşamadığı an… etle tırnağın koptuğu an..ağlamak geldi içinden çocukluğunun verdiği güçsüzlükle ağlamak ama o çocukluğuna inat güçlüydü.ama şimdi ne olacaktı ayakları onu daha önce ezber ettiği ama şimdi hatırlamadığı bir adrese götürüyordu.bu acı tanıdık geldi ona her bayram kalbinde hissettiğiyle aynıydı bu acı...annesine koşuyor olmlıydı bu acıyla başka nereye gidilebilirdi ki?

-anne!

Diye bağırdı avazı çıktığı kadar. Ağladığını annesi neden ağlıyorsun diye sorduğunda fark etti…kırmızı kazagının kollarını uzattı sildi gözlerindeki yaşı ve ekledi

-anne,babam ne zaman gelecek?neden gelmiyor?

-kızım çalışıyor gelecek.

-hayır şimdi gelsin,şimdi istiyorum…

-kızım… dedi ve sustu

-yalan söylüyorsun gelmeyecek babam bizi sevmiyor sevse gelirdi. Nefret ediyorum ondan!

-kızım sus!baban o senin et tırnaktan ayrılmaz…

Çocuk annesinin gözlerine baktı ve sordu

-nasıl yani et tırnağımdan ayrılırsa geçecek mi artık acı çekmeyecek miyim?

Dedi ve gülümseyerek uzaklaştı annesinden annesi dizleri üzerine çökmüş ağlamaktan ayğa kalkamıyordu?

Kız daha önce hatırladığı bütün acıların ötesinde bir acı hissediyordu. 22 yaşındaki kalbi mi daha çok yaralıydı yoksa en derin yarası o güne mi aitti..çözemedi..kendini yine gardrobunda buldu elinde annesinden gizlice aldığı bir meyve bıçağı vardı…kız hatırladıklarına inanamadı haykırdı hayır sakın yapma…aklından geçenlere tahamül edemiyordu ama engelde olamıyordu çünkü bütün bunları yapan oydu çcuk hiç düşünmeden sapladı bıçağı etiyle tırnağının arasına müthiş bir acı hissetti ama gülüyordu. Birden çocuğn hislerinin arasında nefrete rasladı kendisine o bıçağı sapladığı anda müthiş bir haz hissedip bunu başkalarınada yapmayı düşündü…kız ürktü anlam veremedi birden terminatörü hatırladı oda aynı şeyleri söylüyordu ona çünkü.bu çocuk,terminatör neler oluyor ?demeye kalmadan çocuk çıkardı tırnağının brazını daha fazla dayanamadı gözlernden istemsiz akan yaşı sildi ve annesine koşmaya başladı.parmağından akan kana aldırmadan,gülerek

-anne.oldu. bak tırnağım ayrıldı anne,

Annesinin dili tutulmuştu

-kızım sen ne yaptın?

-anne artık canım yanmayacak değil mi?babamı özlemeyeceğim?artık canım yanmasın anne!

Kadın eline geçen bütün temiz saydığı bezleri dolamaya başladı parmağına dezenfektan niyetine kolonya döktü,kız birden çığlık atmak istedi ama bir Dakka hissetmiyrdu elinin acısını şuan bruk bir sevinçten başka hiçbirşey hissetmiyordu…yine kimse o gün çocuğa onun bir deyim olduğunu anlatmadı sadece acı çekmeye devam edeceğini anlamıştı çocuk çünkü hala özlüyordu babasını.kız uyanmak istiyordu artık çocukluğundan bütün bunların gerçek olmamasını umut ettiği an fark etti neden bayramlardan nefret ettiğini..cevabı bulmuştu artık ağır olsa da bliyordu ve yine kendi hıçkırıklarına uyandı…hala içi acıyordu..bir hafta sonraki bayram bu hafıza tazelemeden sonr çok daha zor geçeçekti emindi çocukluğunu hatırladı ve şimdi ki güçsüzlüğüne kızdı birkez daha…4 yaşındaki gücünü özledi…artık işe gitme vaktiydi aklından çıkaramıyordu çocukluğunu ve gözlerinin önüne geliyordu birkaç gün önce sosyal ağdan baktığı babasın mutlu aile fotoğrafları. Arasıra girer sitesine bakardı bilenip ayakta kalabilmesi için. Asla onun olmayacak ama ondan çalınmış hayatı görüp vazgeçmemek için. Kendisine acı verse de ayakta durmasını sağlıyor çünkü. Böyle zamanlarda en çok terminatör geliyor yakınına bak alacak intikamın var daha?

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
Ynt: LEZBİYENLİK:KADIN OLAMAYAN ERKEK KIZLAR: ACI BÜYÜTÜR KADER AĞLATIR.
« Yanıtla #1 : 05 Kasım 2013, 07:32:43 öö »
kız uyanmak istiyordu artık çocukluğundan bütün bunların gerçek olmamasını umut ettiği an fark etti neden bayramlardan nefret ettiğini..cevabı bulmuştu artık ağır olsa da bliyordu ve yine kendi hıçkırıklarına uyandı…hala içi acıyordu..bir hafta sonraki bayram bu hafıza tazelemeden sonr çok daha zor geçeçekti emindi çocukluğunu hatırladı ve şimdi ki güçsüzlüğüne kızdı birkez daha…4 yaşındaki gücünü özledi…Neden yaptigini bilmiyorum ama canini cok yakacagini bile bile babasinin face adresini girdi arama butonuna titreye titreye basti butona ve cikti karsisina bir yabanci. Uzun uzun bakti saclarina yuzune teninin rengine hatta o kadar abartti ki kokusu gelecek zannetti telefondan kendine geldi sonra dolan gozlerini farketti ve sakin diye gecirdi icinden onun icin aglayamazsin sakin..Kisisel bilgilerine bakti gormek istedigi evli Olup olmadgi degil cocuk sayisiydi gormek istedi kendisini de saymismiydi evlatlarinin arasinda ama yoktu oyle bi yer. Fotograflar takildi gozune elleri titreyerek gozleri isyandaydi ve tikladi sanki canini yakmak icin ozellikle yapiyordu sanki Kendisinden mi intikam aliyordu ondan mi kestiremedi ve oglum baslikli albume tikladi. Oglunun mezuniyet Fotograflariydi ici sizladi nefret etti icinde cigliklar kopuyordu Asla benim olmayan hep hayalini kurdugu ozlemiyle oldgu aile saadeti parcaladi icini o kadar yaniyordu ki ayaklarindan gozlerine kadar ates bastigini hissediyordu Aglamak istedi ama Gozyaslari bu defa da lav gibi geliyordu.. devam etti baktigi her fotograf icinde kocaman bir nefrete sebep oldu dayanamadi ve kapatti zaman tuneline ilerledi Okumaya basladi iletilerini ve bir ileti takildi gozune..

.- "Kirdiginiz gonlun ahindan korkun "

 Icinde sanki volkan patladi katlanamadi onun bunu yazmasina sabretti ardindan bir fotograf ilisti gozlerine bir cocuk atesler icinde yaniyor Insanlik namina paylasin yaziyordu bu defa nefretini bagirmak kusmak istedi sen ne yaptin ha sen ne yaptin onlar direk olduruyor Ya sen her dakika her saniye 2tane cocugu yakmiyor musun yasarken oldurmedin mi kendi evlatlarini allahin belasi sen degil misin... daha Fazla bakarsa yanina birisinin daha gelecegini farketti terminatoru cagiriyordu ama bunu istemiyordu alen acele kapatti ve cikti sayfadan ici yaniyordu dilinde bi turku nefretinin arasinda kendinden.nefret etmesine sebep Olan,baska bir duygu daha vardi ozlem bunun icin birde kendisinden nefret etti... peki kimdi o daha once hic gormemistim buralardan hangisiydi terminatoru cagirdi ama o degildi rabia hic degil sevda yok artik casper olamaz kimdi o? Bu defa kimdim kız… Arasıra girer sitesine bakardı bilenip ayakta kalabilmesi için. Asla onun olmayacak ama ondan çalınmış hayatı görüp vazgeçmemek için. Kendisine acı verse de ayakta durmasını sağlıyor çünkü. Böyle zamanlarda en çok terminatör geliyor yakınına bak alacak intikamın var daha?ama bu defa başka birini fark etmişti yakınında,nefesini taa yüreğinde hissetti mazoşist birisiydi gelen.Zor birgündü işin ilk günüydü kıyafetlrin arasında koşuştururken paçasından tutup tartaklayan bir çocuğun sesiyle kendine geldi.

-abla babama bu kazak olur mu?

Tebessümle çocuğa baktı 5 yaşında ya var ya yoktu.kız diz çöktü çocuğun önünde ve baban nerde diyecekti ki kız koştup tuttu çekiştire çekiştire getirdi babasını. Kız tam kıyafetlere yönelecekti ki adam çocuğa;

-aşkım kızım…diyiverdi.

Kızın beyninde şimşekler çaktı birden hatırlamakta güçlük çektiği bir anıya firladı aklı,hatırladı…babasının var olduğu zamanlarda ona böyle seslenirdi,sesini hatırladı öyle bir hatırladı ki bütün kalabalıkta sadece o kelimeler çınladı kulaklarında.

-aşkım kızım…

Kız elinde olmaksızın gözlerinin dolduğunu fark etti tamda sırasıydı,birden baktığı fotoğafları hatırladı,canı daha da yandı hiç uğraşmadı aklından çıkarmak için aksine nedendir bilemiyorum hatırlmak için çabaladı o canını yakan fotoğrafları. Bu kadar canı yanarken bütün mağazanın orta yerinde avazı çıktığı kadar bağıran şefe çevrildi gözleri;

-sen ne yaptığını zannediyorsun çık hayal alemlerinden…

Utandı kız ağzını açamadı. Adam elindeki süpürgeyi fırlattı önüne

-7.kattanburaya kadar bütün merdivenleri temizleyeceksin,bir toz tanesi istemiyorum…

Kızın içine başka bir ateş daha düştü oysa onun beynini işgal eden pembe panjurlu evlein hayali değildi,kaytarmak da değildi amacı ama ağzını çamadı. O kadar çok yandı ki canı aklı durdu içinden bağırdı birisi… ve o kadar çaresizdi ki nefret etmeliydi ama etmedi vazgeçti ve affetmeyi tercih etti. O an orda o halde olmasına sebep olan herkesi içren düşünceler yürüdü yüreğinin dudaklarına ve aklının satırlarına şu sözükler sıralandı;

Bugün hayatımdaki herkesi affettim bir kez daha o kadar çok yandı ki canim affetmezsem korktum Baslarına geleceklerden onların.. ben bugün bana rağmen herkesi affettim nefret ettim ama onlardan değil kendimden onları affettiğimden.. Onlardan değil kendimden nefret etmek istedim onları affetmezsem çekeceklerinden korktum... ben bugün sahip olduklarımı attım kenara,sahip olamadıklarımı aldım avuçlarıma ve tuttum sıktım sıktım ben sıktıkça kaydı avuçlarımdan Sıktımm cani yansın diye hayallerin ama benim yandı. sanki kalbimdi avuçlarımdaki…

Kız akşama  kadar hesabini sordu çocukluğunun aksama kadar hayalini kurdu onun olmayanların   kendime Iskence etmek icin yasadi o günü, acilarinin orta yerine oturdu ve yemin etti başarmak için o gün.o gun kimdi?bilmem belki de tam olarak kendisiydi…

Bütün yorgunluğuna rağmen uyuyamıyordu aklı müade etmiyordu hayata mola vermesine. O kadar az kalmıştı ki bayrama düşündükçe cam kesiği ağrılara gark oluyordu…gnler hiç olmadığı kadar hızlı ilerliyor ve bayrama koşuyordu… bir çok insan için vuslatı barındırırken bağrın da o kız hasreti kucaklıyordu.herkesin akrebi yelkovanı raks ederken onunkilerin zamanı geri gitmek istiyordu ve nihayet geldi dayandı. Kederi olanlara gelmemiş miydi bayram İbrahim’in duasına İsmail’in tevekkülüne Hacer’in acısına hediye edilmemiş miydi o zaman yine acısı olanların acılarına perde olmalıydı. Ama olmuyordu acısı olana bayram bir türl doğmuyordu yine firavunlar meşk ediyordu Allah’ı yok bilmelerine rağmen oysa Allah’ı olmayanın bayramı olur muydu? Peki bayrama bu kadar kolay kavuşulur muydu? Acısı büyük  dileği bir nefes kadar küçük olana bayram diye evlat bağışlayan Rab yarası büyük dünyası küçük olana kim bilir neler bağışlardı o yüzden dünyaya sığdırmasıa izin vermiyordu mutluluklarını çünkü kulun bayramı Rabbe kavuşma olmaıydı…Allah yok diyenler Allah’ın bayramıyla raks ededursunlar kl olanlara has bayram sunulmuş ötelerde…kız yandığı halde gözlerini açmak istemedi bir süre uyur taklidi yaptı ve şu sözcükler döküldü yüreğinin dudaklarından içindeki orduya;

Bugün günlerden bayram ve ben gecsin istiyorum. Bitsinn icimden Bi kapi acilsin ve Icime dolan ruzgarlar o kapidan essin gecsin,ömrümden essin gecsin göz yaslari. Bugun bayram ve ben uyumak istiyrum toprak Bile uyanmisken kuslar bile Vazgecmisken Gitmekten ben uyumak ve gitmek istiyorum...bugun bayram ve benim icin normal gunden daha normall hatta o kadar normal ki bu normallik rahatsiz ediyor beni..ben bugun sadeceuyumak istyrum…

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4383
    • Profili Görüntüle
...