İstanbul henüz gündüzün koşuşturmasını, insanların iş telaşını, simitçilerin ve büfecilerin ekmek kazanma telaşını yeni bitirmiş, daha nefes almadan kaybolmak isteyenlerin, kafalarını uyuşturmak, uçmak ve unutmak, avlanmak ve avlamak isteyenlerin saatine hazırlanıyordu. Bu ikinci raund geceden sabaha kadar sürecek uzun, zorlu, kimileri için de çılgın bir süreç olacaktı.
Yine İstanbul'un gecelerinde niceleri maskelerini takacak, niceleri kendini birkaç saatliğine de olsa yalancı mutluluklara alkolle, uyuşturucuya, uyuşarak unutmaya ya da birilerinin kollarında yahut göğsünde sahte mutluluğa kendini, ruhunu ve bedenini bırakacaktı.
Başkasını değil o gecede kim bilir; kaç kişi aslında kendini! aldatarak dipsiz kuyulara ruhunu bırakacaktı. O bir gecede kişiliğinde ,Kaç kişilik, doğacak ve kaç kişilikle o İstanbul gecelerinde insanlar başkalarının hayatlarına süzülerek dolaşacaktı. Bütün bunları farkında olarak yaşayanlarından çok;
farkında olmayanlarıyla nefes alacaktı bu şehir yine de yeniden. Sabahı, sahte kahkahalarıyla, sahte aşklarıyla, sahte mutluluklarıyla, kendine ait olmayan hayatlarla, yine kendini arayan peri kızlarıyla uyanacaktı belki de bu şehir kim bilir.
Kaç kişi erkek cinsiyet kimliğinden, kadın kimliğine bu gece bürünecek, kadın cinsel kimliğine sahip kadın ise ;erkeklere meydan okurcasına en kalabalığa aldırmadan aradığımı buldum mutluyum demek istercesine kadın sevgilisinin dudaklarına şehvetli bir şekilde bu gece yapışarak, kendini mutluyum diye kandırmaya devam edecekti. Kaç kadın erkek gey dansöz oynatacaktı. Kaç travesti magandalar tarafından tecavüze uğrayacaktı.
İnsanların bir kısmı da Boğazın en güzide yerinde , veya Boğaza nazır 5 yıldızlı otellerin exquiti katlarında yani en özel katında 24 saat açık büfe eşliğinde, şampanyalar tokuşturarak kendi dünyalarında yok olacaklardı, paralarıyla, aşkı, mutluluğu satın alacaklardı. İş toplantısındayım maskesi altında.
Kaç evli adam, başka kadınlara da sahip olmak isteyecek, kaç evli kadın başka bir erkeğin hayali ile geceleri yanıp tutuşacak , onu bulabilmek için kocasını terk edip İstanbul gecelerinde beyaz atlı prensimi bulayım derken kadın simsarların eline düşecek ve sabaha gözyaşlarıyla uyanacaktı. Senaryo değil İstanbul'un ve gecelerin karanlık yüzü ta kendisi bu .
Bazılarının da karşısına peri kızları çıkacak, peri kızının mahsun bir melek sanarak kalbini kaptıracak sonunda kendini bir canavara dönüşmüş kadın düşmanı olarak kaç erkek bu sabaha uyanacaktı.
.
Kimileri ise zengin patronların satış mağazaları zincirleri bayilerinin birinde çalışan, köylü tezgahtar kızı; Gece boğazda bulunan teknesinde bekaretini, ve hatta tüm hayatını çalacaktı. Herkesin, herkesten bir şeyler çaldığı, veya aradığı geceye doğru ilerlerken neler yaşanacaktı yine kim bilir.
İstanbul için her zamanki gecelerden biriydi ama benim için bu gece çok farklıydı bilmediğim bir gece ye doğru gitmeye karar vermiştim çünkü. İstanbul ki içinde Milyonları barındırıyordu ,doyuruyor, okutuyor yaşatıyordu, fark edilme şansında fazla yoktu ya sen onda kaybolursun yada o sende ama benim gibi peri kızını İstanbul bile yakalayamıyordu o denli hızlı uçup kayboluyordum çünkü. Geceleri yanıp sönen ışık böcekleri gibi. Peri masallarındaki tıpkı peri kızları gibi bir var, ama bir bakmışsın ki yok.
İstanbul'un gecelerinin tüm hallerini , alemlerini, barlarını gece kulüplerini o zamanın en ünlü sosyetenin takıldığı kulüpleri de gezen ben Peri kızı bir türlü tatmin olamamıştım. çünkü yıllardır aradığım şey belkide oradaydı. Bakmadığım bir tek yer sanki orası kalmıştı;gitmek oraya gitmemekten daha iyiydi belki sorularımın cevabi belkide orada gizliydi kim bilir.
Çok sevdiğim bir arkadaşımdı Mario 33 yaşında,orta boylu ,kumral,gözlüklü sakin ve yumuşak görünümlü bir insandı.
Kendisi Almanya'dan İstanbul'a çalışmaya gelmiş bir gey arkadaşımdı. Görünümü tamamen erkek olan, ama pamuk gibi bir kalbi olan Marioyla bir arkadaşım vasıtasıyla tanışmıştım. Beşiktaş'ta oturuyordu. Onu çok seviyordum, ondan korkmuyordum nedense, biliyordum ki benim canımı yakmayacak, bana tecavüz etmeyecek. Bu yüzden ona güvenebiliyordum ama sadece sevgi almak için beslendiğim bir kaynaktı. Darbe yemekten bitkin düştüğüm ,tacizlerden bıktığım ve peri kızı olmayı bıraktığım saatlerde,sadece onun yanında birkaç saatliğine o minik küçük masum kız olurdum.Sonra tüm maskelerimi takar peri kızına bürünür uçarak gülerek acımasızca olan hayata geri dönerdim.
Bir kedinin sevgi almak için sırnaştığı gibi ona sırnaşırdım. Mario derdim sana geleceğim gel zauberfee
derdi yani peri kızı herkes bana peri kızı derdi.Onun evine girdiğimde bana brokoli çorbası pişirirdi,sohbet ederdik ,bazen ağlardım yanında çok şey anlatmazdım, kafamı okşardı rahatlamaya başlardım,bir morfine ,bir uyuşturucuya , bir alkole bağımlılık gibi yalvarırdım;Mario ne olur göğsüne uzanıp sana sarılabilir miyim diye.
-Mario,Zauberfee derdi (peri kızı) inan seni bilmesem,bu kadar sevmesem, bu kadar haline üzülmesem asla izin vermezdim bana dokunmana , ama derdi çok mahsunsun der kollarını uzatirdi.Kafami göğsüne yasladigim anda,biraz olsun ruhum sakinleşmeye baslardi,ama nedenini bilmeden de taaa derinlerimden çok derinlerden göz yaşlarımı tutamaz birkaç damla damlatırdım.
-Mario ‚‘‘ Yine dayanamadın döktün gözyaşlarını kalbimin üstüne dimi der, kafamı okşardı‘ onun da bazen gözlerinin dolduğuna şahit olurdum.
Biraz sevgi stokladıktan sonra hemen ayağa kalkar, gözyaşlarımı siler,hiçbir şey olmamış gibi kahkahaları atar, Mario'yu da güldürmeye çalışırdım.
Güzel bir taraf daha vardi Mario ya ona para,yada hediyeler yada başka bir şey vermeme gerek yoktu.
Kız arkadaşım hiç yoktu, kadınlardan hiç haz etmiyordum,onlarla zaten sürekli yarış halindeydim,hepsi benim için birer rakipten başka bir şey değildi. Bana göre hepsi ezikti,zavallıydı. Hepsinden daha güzel ve sexi olabilmek için her zaman bakımlı ve suhdum. Bir toplum için girsem ve o toplumda erkek olsa , oradaki erkeklerin dikkatini üzerime çekmek için her şeyi yapardım en delice şeyleri bile, yeter ki erkeler beni tercih etsin.
Gerçekten de basarili olurdum, çünkü güzel ve çekici bir kadındım, taabi o zamanlar daha yolun başında olduğum için, yani yeni boşanıp özgür olduğum için bu bana zevk veriyordu. Sadece gösterip gösterip vermeyen cinsten derler ya.Ama erkekle de bir de baktım ki, sevgiden önce benden sex istekleri , tacizleri beni iyice yormuştu. Artık erkek de görmek istemiyordum. Onlardan da nefret etmeye başlamistim. Bu duygular içerisinde boğuşurken:
Bir gün, Mario ile bir baska bulusmamizda artık kararimi vermistim ne oldugumu ve ne istedigimi bilmeliydim. Evet öyle bir an ve öyle bir gün gelmistiki artık - Marioya ya benide götür dedim! -Mario,Nereye dedi ? Gittigin yere dedim,hani eglendigin ve arkadaşlarının olduğu yere.Senin mekanlarına yani.
-Mario ,Emin misin dedi ? - Evet hem de çok dedim .-Mario pek ala dedi gidiyoruz .Ve Beşiktaş'tan yola çıktık, ah Beşiktaş ne de cok severdim.iskelesiyle,Vapuruyle,Ortaköy ve Boğazı ile neler yasatmisti bana. Beşiktaş'tan Taksime geçtik.
Aksam saat 23:00 civarinda Taksime vardik ortalik civil civildi,herkes takmis takistirmis binbir renkten,kültürden ve dinden insane vardi.Herkes cilyavrusu gibi etrafa dağılıyor, ve gece nerede eğlenecekse oranın yolunu tutuyordu.
-EE Taksimin İstiklal caddesiydi bu,orada yasanan hayatlar ve hikayelerde türlü türlü değil miydi, pek çok gecede peri kızı oralarda da dans etmemiş miydi.
Ama bu gece o parlak ve sah sahalı barların dışında bir adrese gidecektik, çok heyecanlıydım
Mario ve ben taksimde indik, ben gayet sade giyinmiştim bir jean pantolun ve üstüme bir tişört, ve hoş yüksek ökçeli ayakkabılar. Bu sadeliğimin içinde bile dikkatleri yine üstüme çekiyordum .
Belime kadar uzanan tatli acik kahve saclarim,cikik elma kemiklerim, zarif ve Uzun boyum vücut ölçulerim,jenefer Lopezi andirir kalcalarim neler cekmistim o kalcalar yüzünden ve masumiyetim hemen dikkat cekiyodu.Geriliyodum yine ama bugun takmiyacaktim ve herzamankinden daha sade giyindigim icin, ancak bu kadar peri kizini kamufle edebilmistim.Bugün neyle karsilasacaktim acaba sabirsizlikla Marionun arkadaslarini beklemeye koyulduk,.
Taksimde fazala göze batmayan bir kafede beklemye basladik.Etraf karanlikti , cok kalabalikti,her yer isil isildi ,heryerden bir ses gelmeye baslamisti barlar acilmisti. Insanlar akin akin gelmeye basliyordu taksime.
Bir ara Mario ya ya baktim nasil bir ruh halinde diye;Mario gayet kuhl bir sekilde benden rahatsiz olmadan tüm dünyasini bana göstermeye ,hatta beni o dünyanin icine sokmaya hazirdi. E ne de olsa o da ilk defa gey olduktan sonra bir kadina bu kadar yakindi onun icinde pek kolay degildi bir kadinla görünmek ve hatta yanindayken oraya gitmek.Tabularini yikmak , ama dedik ya peri kizi bu, bosuna peri kizi degil ;ikna edemeyecegi,tavliyamiyacagi,kalbini calamayacagi, kandiramiyacagi hicbir erkek varlik yok veya kisi yok.
Kadinlar haric elbet, onun icin rakip cephesi Kadinlar, gerci Marioda peri kizi sadece sevgisini göstermisti o kadar,o yüzdende güzel ve karsilikli güvene dayanan bir arkadaslik kurulmustu peri kizi ile Mario arasinda.
Tam kahvelerimizi yudumlarken taksimin göbeginde ,ilk arkadasi göründü yanimiza gelen ve selam veren hos ,yakisikli bir o kadarda kültürlü bir erkekdi,birden ürperdim dedim- Eyvah erkek
Mario ile tokalasti bana bakti, Mario göz kirpti kafa salladi bizden korkma der gibi.Sonra- Mario: Tanistirayim bu peri kizi ; buda Serkan dedi .Hali biraz cekingendi ,bende Kendi kendime neden benden cekindi ki acaba ? demeye kalmadi nedeni cikti ortaya.
Benimlede tokalastiktan sonra Mario dan aldigi güven isareti ile aninda Sekanin ses tonu degisti elini cebine atti hemen küpesini cikardi , bir hamlede sag kulagina takti,sol elinden alyansini cikararak onuda cebine sakladi. ve Serkan hos ve kadinsi bir bir edayla: - ``Ay kiz dedi, ammada ürkekmissin ``dedi bana, sonra devam etti -Serkan: ``Benden sana zarar gelmez kizzzzzz´´ dedi ve basti kahkahayi. -Serkan , his yok kizim his kadin cinsiyetine karsi naparsin .Ama dedi
- Serkan : duymadin ,görmedin.Elbetteki dedim ve gülümsedim.Iyice rahatlamistim ben artik derin bir nefes aldim, bu gece taciz yoktu.Ama biryandan da garip bi durumdu kafa karistiriciydi ama neyse dedim devam peri kizi .
Serkanda bir kahve söyledi;cok rahat ve sempatik bir uslupla , -Merak etme bende de sizin cinsiyetinize karsi his yok,karsilikli zit kutuplar herkes rahat merak etme manitana sarkmam ; ben erkek almim kalsin.
-SekanGözlerini oyarim valla kiz,benden baskasi benimkine dokunamaz .Sonrada bir kafa cevirerek devam etti- Serkan Zaten bakmaz ki;Kalkmaz ki sana kiz dedi ve kahkayi yine basti.Hos bes bir sohbetten sonra ortam iyice isininca .Baktim ki bana güveni olustu , samimi oldugumu anladi , ve benden hoslandi, kil olmamisti bana ,bende bunu hissetigimden dayanamadim ve sordum.
-Serkan : Az evvel alyansini cikardigini gördüm ,sen evlimisin dedim?
-Serkan: Bak sen peri kizininda gözünden bir sey kacmazmis,evet evliyim maalesef 7 aydir dedi.
Kizim yas geldi 30 a , bizim pederi ve valideyi oyalamak artik mümkün olmadi ,tutturdular illede evlen diye,bizde evlendik napalim, bosaninca biter bu eziyet dedi .
-Ben Saskin bakislar arasinda hadi ya dedim;peki sen dedim karinlada birlikte olabiliyomusun cok pardon ama dedim.
-Serkan: Yüksek bir kahkaha atarak ,kiza bak dedi ,kizim siftah yok ,gerdege girecek adam nerdeeee dedi.
Saskinligim daha da artmisti, ve merakimi daha fazla gizliyemiyerek sinirlari zorlamaya devam ederek sormaya devam ettim.Cünkü anlatmak ister gibiydi hatta ici dolup tasiyor du herhalinden belliydi bu.
Peki dedim ,bu isin sonu ne olucak ,esin anlamiyor mu?
-Serkan:O zavalli dedi,bende cinler var cinler alemindeki kadinlarla birlikte oluyorum,bu yüzden onunla beraber olamiyorum ona karsi ereksiyon olamiyorum zanediyo. Nasil senaryo ama benimkisi ,habire hocalara tasinarak bana muska getiriyo ve sabirla bekliyo .
Ben:Peki neden onunla evlendin Serkan bunu ona neden yaptin? dedim.
Serkan birden ciddileserek anlatmaya devam etti:
-Serkan: Peri kızı benim annem babam hacı, ille de evleneceksin diye üstüme gelince,gidim su kızı bir göreyim,hem bunların çenesinden ve baskısından kurtulurum diye düşündüm. Görmeye gittiğimizde kız bana o kadar güzel geldi ki ,o kadar masum ve temiz tesettürlü imanlı bir kızdı ki bir an kendi kendime dedim ki. Serkan belkide bu kız seni değiştirebilir kim bilir dedim. Ve onunla evlenmek istedim ve evlendik. Ama sonrasında maalesef değişen bir şey olmadı, asla ona cinselliğim uyanmadı. Cinselliğim uyanmayınca da bu cin meselesini uydurdum. Kız da bekliyor tabi.
Konuşma tüm harareti ile devam ediyordu: