Gönderen Konu: %10 Vişne Suyu  (Okunma sayısı 4377 defa)

visnesuyu

  • Newbie
  • *
  • İleti: 19
    • Profili Görüntüle
%10 Vişne Suyu
« : 29 Nisan 2013, 03:39:41 ös »
Diğer yazılarımı ''eşcinsel'' olduğumu kabul ederek yazmıştım. Bu yazımı da biseksüel olduğumu kabul ederek yazmalıyım galiba. HK biseksüelsin artık bu bir gelişme dedi. Evet erotik olarak erkekleri hayal ederken duygusal olarak kızlara yönelebilme benimkisi henüz. Rol yapmak zarar veriyor. Biraz daha özgür takılmak lazım gibi geliyor bana hep. Çünkü üzüntü ruhu tüketiyor. Gay cafe'lere takılmaya başladım bu aralar ama bir amacım, bir beklentim yok buralardan. Sadece incelemek istiyorum eşcinselleri ve kimseyle konuşmasam bile, beni anlayabilecek insanlarla aynı yerde olmak beni mutlu ediyor. Eşcinsel olup da yakışıklı olan insanları görmek de ayrıca göz zevkime hitap ediyor tabii, bu da ayrı bir mesele. Daha demin bir konuşmaya kulak misafiri oldum. Cafe sahibi, eşcinselerin sevgili olamayacaklarını sadece kısa süreli ilişkiler kurabileceklerinden bahsediyordu. Yani her şey cinsellik boyutunda. Burada bir eksik var işte, görün artık bunu.  Geçici mutluluk istiyorsunuz hepiniz. Sürekli daha yenilerini isteyeceksiniz. Ben bunu uyuşturucu olarak görmeye başladım iyice. Başlarsınız sonra dozu artırırsınız ya hani, aynen böyle eşcinsellik de bana göre. Tatmin olma diye bir şey yoktur. Fakat kendinizi avutursunuz, porno yıldızlarıyla. Bir yandan da o porno yıldızları gibi kişilerin gerçek hayatta varolmadıklarına şahit olursunuz. Var olduklarını bile görseniz onlara yaklaşmaktan korkarsınız. Şuan öyle bir aşamadayım ki kızlar ve erkekler eşit konumda gözümde. Kızlardan hoşlandıklarıma da erişemeyeceğimi düşünüyorum, aynı şey erkeklerden hoşlandıklarım için de geçerli. Gerçi ince bir ayrım var, kızlardan cinsel olarak nefret ediyorum. Her neyse ben hoşlandıklarıma ulaşmak için bir çaba göstermediğim gibi, hoşlanmadıklarımla da iletişim kurmuyorum haliyle. Derken kendimi yalnızlık içinde bulmam gayet normal bir şey. Düşündüm de cesaret edememek de değil bu.

Bir adam 20 yıl hapis yattıktan sonra serbest kalıyor, ardından kuru sıkı tabancayla bir mağazaya soygun için giriyor. Ateşliyor kuru sıkıyı falan, fakat herhangi bir şey çalmadan geri çıkıyor ve teslim oluyor. Polisler onun ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamıyor. Amirleri onunla konuşuyor en sonunda. Adamın cevabı beni özetliyor sanki.

- İçeride o kadar uzun süre geçirdim ki artık dışarıda mutlu değilim. Burada yaşamayı beceremiyorum. Hapishanede yaşamak benim için daha kolay.


Bu beni gayet iyi özetliyor...
Ben o kadar uzun süre yalnız kaldım ki artık biri beni zorla çekmeden bu yalnızlıktan ben kendi isteğimle çıkmak niyetinde değilim. Ben yalnız olarak yaşamayı biliyorum, öğrendim ama yalnız olmazsam nasıl yaşarım sorusunun cevabını vermeye hazır değilim henüz.
Hem yalnız olmak istemiyorum hem de yalnız kalmaya alıştım.
Evet ben hala birinin beni bu yalnızlıktan zorla çekmesini istiyorum. Bir hayatımız olsun beraber istiyorum ama korkuyorum tabii. Zavallı ben...

Vişne suyunu hangi kafayla yazmıştım merak ediyorum gerçekten. Herkes beğendi arkadaş, ben hala neden beğendiklerini kavrayabilmiş değilim. Ben asla bir vişne suyu daha yazamam bu yüzden.

Samimiydi galiba vişne suyu. Bunları yazarken kendime bile dürüst olamıyorum. Çünkü korkuyorum eskisi gibi olmaktan. Ama dediğim gibi istediğimi yapıyorum şuan. Bir gay cafede kimseyle iletişim kurmadan oturuyorum. Bu da biraz daha dürüst yazmamı sağlar belki. Hayır ben dürüst de olamıyorum. Kendimi kandırmayı çok güzel beceriyorum. Bugün istediğim şeyi yapmaktan vazgeçiyorum ertesi gün. Şizofren miyim acaba ben. Yada başka bir şey miyim? Ben neyim? Kimim ben?

Lanet olsun!!! Kaçmak istiyorum buralardan yine. Dağa kaçmak istiyorum. Bi kulübem olsun, bi de köpeğim. Yalnız yaşayan insanlar olur ya filmlerde, ben onlardan biri olmak istiyorum. Kolay bir hayat istiyorum. Yaşım ilerledikçe daha da zorlaşıyor çünkü. Ama ben önceki sınavları geçemediğim için, sürekli yığılıyor yeni dersler. Her yıl bana birkaç ders daha yüklüyor. Ben de kolaylık istiyorum haliyle. Bir tez sundular bana, kaçmak eşcinselliği tetikler diye. Peki ben kabul ediyorsam erkeklere olan duygularımı daha fazla ne tetiklenebilir ki?
Tamam denedim, bi kız arkadaşım olsun istedim. Denedim en zorunu seçtim, kaybettim. Hep kaybettim. Kaybetmek alışkanlık çünkü. Aman be!!!

iletişim: visnesuyu94@gmail.com

www.facebook.com/efsarac