Gönderen Konu: mesnevi yakarış  (Okunma sayısı 6716 defa)

huzeyfebirkan

  • Newbie
  • *
  • İleti: 4
    • Profili Görüntüle
mesnevi yakarış
« : 23 Mayıs 2009, 05:02:01 öö »
Ey toprağı altına çeviren , başka bir toprağıda beşerin babası yapan!

Senin işin eşyayı değiştirmek ve Bağış yapmaktır;benim işim yanılmak , unutmak ve yanlış yapmaktır.

Yanılmayı ve unutmayı bilgiye dönüştür ; ben hep öfkeliyim ; beni sabır ve dayanıklılık yap.

Ey çorak toprağı ekmek yapan sen ! ey ölü ekmeği can yapan sen !
Ey hayret içindeki canı rehber eden ! ey yolu olmayanı peygamber eden sen !

Yeryüzünün parçasını gökyüzü yaparsın ;yıldızlardan yeryüzüne eklersin.
Bu dünyadan ab-ı hayat oluşturana başkalarından daha çabuk ölüm gelir.
Aleme bakan gönül gözü ,burada heran işlemecilik yapıldığını görür.
Beden hırkasının dikişsiz uyuşması , varlıkların dönüşmesidir ve kuşatıcı bir iksirdir.
Sen varlığa intikal ettiğin günden itibaren ateş veya rüzgar veya topraktın .

Senin kalışın o durum üzere olsaydı senin bu yükselişin nasıl gerçekleşirdi?
İlk varlık , değiştirenden dolayı kalmadı;onun yerine daha iyi varlık yerleştirildi.
Böylece binelrce varlık birbiri ardınca yöneliyor;ikincisi , ilkinden daha iyi.
-bunları- değiştirenden bil ,vasıtaları bırak;çünkü vasıtalarla onun aslından uzaklaşırsın.
Vasıtanın arttığı yerde kavuşma kaçar.; vasıta az olunca kavuşma zevki daha fazladır.

Sebepten bilirsen hayretin az olur;hayretin ,seni huzura ulaştırır.
Bu kalıcı olmayı ,yok oluşlarla buldun;onun için yok olmaktan neden yüz çeviriyorsun?
O yok oluşlardan sana ne zarar oldu da kalıcı olmaya yapıştın ? Ey köstebek!
Madem ikinci , senin için birinciden daha iyidir,ozaman yok olmayı ara ve değiştirene ibadet et.
Ey inatçı!varlığın başlangıcından şimdiye kadar yüz binlerce dirilme gördün;

Haberin olmaksızın cansızlıktan yeşermeye doğru ve yeşermeden hayata ve imtihana doğru .
Yine akla ve güzel ayırt etmelere ;yine bu beş duyu ve altı yönün dışına doğru;
Deniz kıyısına kadar bu ayak izleri vardır.sonuçta denizin içinde ayak izi yoktur.
Çünkü karadaki konak yerlerinde ihtiyat için köyler ,yurtlar ve hanlar vardır.
Ancak denizde duruş sırasındaki konaklma yerleri , dalga ve hapis vaktinde yersiz ve tavansızdır.

O konak yerlerinin tepeleri gözükmez ; o konak yerlerinin ne izi vardır nede adı
Bitkiden ruhun kendisine kadar iki konak arasında yüz o kadarıda vardır.
Yok oluşlarda bu kalışları gördün ;bedenin kalışına nasıl yapıştın ?
Dikkat et ! Ey karga! Bu canı ver ; doğan ol .ALLAH’ın değiştirmesi önünde canıyla oynayan ol .
Yeniyi al ve eskiyi bırak;çünkü senin için her bu yıl , önceki üz yıldan daha fazladır.

Hurma gibi dağıtıcı olmazsan , eskiyi eskiye ekle ve ambara koy .
Eski kokmuş ve çürümüşü görmemişlere hediye götür.
Yeniyi gören seni satın almaz.;o,Hakkın avıdır. Sana yakalanmaz.
Ey acı sel suyu ! kör kuş bölüğü nerede olsa senin üzerine toplanır.
Böylece suların acılığından körlük artar;çünkü acı su körlüğü artırır.

Dünya ehli olanlar o nedenle kör gönüllüdürler;su ve çamurun acı suyunu içerler.
Gizlide abı hayatın yoksa dünyada acı ver kör satın al
Böyle hale rağmen ebediliği istiyorsun. Zenci gibi siyah yüzlülükte mutlusun sen
Zenci doğuştan ve soydan zenci olduğu için siyahlıkta huzurludur.
Birgün güzel ve güzel yüzü olan kişi siyahlaşırsa çare arar.

Uçan kuş yerde kalırsa kederli dertli olur ve inler.
Tavuk yerde hoşça yürür;yem toplar mutlu ve neşeli koşar.
Çünkü o,soy itibariyle uçamaz diğeri uçar ve kanat çırpar.