Gönderen Konu: PATOLOJİK AİLELER : ZEHİRLİ ANNE BABALAR  (Okunma sayısı 8885 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
PATOLOJİK AİLELER : ZEHİRLİ ANNE BABALAR
« : 03 Şubat 2013, 09:33:40 ös »
PATOLOJİK  AİLELER

Peri Kızı'nın ilk evliliğinden olan 17 yaşındaki oğlu çok utangaç, içine kapanık ayrıca internete bağımlı.
Ders çalışmadığı gibi arkadaş çevresi de yok. Oğluyla ilgili yazdığı e-mail'i sizlerle paylaşıyorum.

" Merhaba Ertuğrul,
Dün gece sabaha kadar büyük acı çektim. Kendimi toparlayabilmek için çabaladım çünkü yarattığım eserin sonuçlarını görmek bana acıların büyüğünü yaşattı.
Oğlumun itiraflarını duymak zor.

Dediğini dün gece yapmaya karar verdim. Oğlunun odasına gir, yanına otur ve on beş yirmi dakika boyunca konuşmadan onu izle demiştin.
Her zamanki gibi bilgisayarın başındaydı. Nelerle meşgul olduğuna baktım. Sevgi, yalnızlık, aşk gibi konular. Ben sessizce izliyordum.
Yarım saat sonra, "Bak bu cümle beni anlatıyor" diyerek konuşmaya başladı

- Biliyor musun anne ben çok mutsuzum, çok  yalnızım. Daha fazla birbirimizi kandırmayalım. Ben seni hissetmiyorum. benim için yoksun. Daha fazla uğrasma boşuna. Yıllardır bana: "Sen sevgisiz büyümedin oğlum." diyerek beni kandırıyorsun. Ben de sen mutlu ol diye sesimi çıkarmıyordum ama gerçek şu ki; ben  insanları hissetmiyorum. Sorunumu buldum, benim en büyük sorunum ve eksiğim sevgi. Ben bunu hiç tatmadım nasıl bir his olduğunu bile bilmiyorum. O yüzden her şeyden ve herkesten nefret ediyorum. Bana sarıldığında sadece 3 saniye hissedebiliyorum sonrası yok. Acıyı bile hissetmiyorum. Bana değer veren hiç kimse yoktu hayatımda. Babam da aynı şekilde, ondan da nefret ediyorum. Ne kadar büyük bir işkence bunu anlayamazsın. Kalbim bomboş.

Oğlum ağlamaya başladı hıçkıra hıçkıra. Dakikalarca ağladıktan sonra devam etti.

- Her şeyin nedeni bu.  İnternetle beynimi uyuşturuyorum, unutmak için. Anneler babalar bunu çocuklarına yapmasın, kaçmasınlar. Yedirmekle, içirmekle olmuyormuş değil mi? Sen yada babam yada herhangi biri yanımda ölse aldırmam bile. Asla evlenmek ,çocuk sahibi olmak istemiyorum eğer ki çocuklarıma değer veremeyeceksem. Bir çocuğa yapılabilecek en büyük işkence bu. Anne ! Kafamda seni canlandırıyorum ve dövüyorum biliyor musun? Sana saygım yok , söylediklerini yapmıyorum çünkü bana ne verdin ki seni dinleyeyim? Odamı toplamıyorum , hayat umurumda değil. Hiç arkadaşım yok, sevgilim yok çünkü yalnızlığa o kadar alıştım ki bir insanın varlığına ihtiyaç duymuyorum. Zaten beni kimse anlamıyor. Belki isteyerek yapmadın  bunları. Çalıştın , boşanmak zorunda kaldın ama üzgünüm yıktın her şeyi. Boşanma nedenlerini yüz yüze soracağım aynı anda babam farklı anlatıyor sen farklı. Babamdan 17 yıldır bir özür bekledim. "Oğlum boşandık, ben seni ihmal ettim ama özür dilerim !" deseydi bir kerecik. Belki yüküm hafiflerdi. O kim bunu yapmak kim ! Size göre hep haksızdım,  değil mi?

"Oğlum sen haklısın diyecek tek sözüm yok sana , telafi de edemem" derken ağladım, paramparça olmuştum. Oğlumun problemlerini nasıl  fark edememiştim. Elimden geleni yaptığımı sanıyordum ama görüyorum ki yapamamışım.  Ona yaşanmamış çocukluğunu veremem. O da beni affetmeyecek belki. Oğlumun bana duyduğu nefret benim anneme duyduğumdan da öteydi. Ona bebekliğimi ve hayat hikayemi anlattım , "Demek sen de"  dedi, o da ağladı. 

Ben 33 ümde anneme dediğim acı sözlerin milyon katını duydum. Annemden bin kat daha perişan oldum. Bedelini mi ödedim? Çünkü annem de beni sevgisiz büyütmek istememiştir eminim. O bana pişmanlığını dile getirmişti ben de oğluma. Ona nefretini kus ki rahatla dedim.

Anlayacağın Ertuğrul , yenildim, mağlubum.
OĞLUM  HISSEDEMEDİĞİ İÇİN GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ACI ÇEKIYOR
İçinde büyük bir öfke taşıyor. Nefretle yok etmek, yıkmak istiyor önüne çıkanı ama bunu da yapamıyor. İki arada sıkışıp kalmış.
 
Benim annemden ne farkım kalmış. Değiştirmeye çalışmıştım ama olmamış işte.
Belki bundan sonra hatalarımı düzeltme şansım olacak, belki olmayacak.
Ama şuna eminim oğlum beni affetmezse ben huzurlu olamam.


PERİ KIZI "

E-postayı okuyunca  anne baba olarak sorumluluklarımız çok büyük olduğunu fark ettim. Anne sevgi duygusunu, baba güven ortamını çocuğa veremiyorsa çocuk psikolojik anlamda sağlıklı olamayacaktır.

Peri Kızı' nın feryadı kulaklarımda çınlarken , şu sorulara cevap aradım;

Acaba , bilinç dışında kalmış, çözemediğimiz problemlerimizi, çocuklarımıza mı bulaştırıyoruz.
Onların rahatsızlıkları , aslında  kendi sorunlarımızı gösteren birer işaret midir?

Ertuğrul TULPAR

(*) Patolojik  1) Bozulmuş, işlemeyen 2) Normal dışı seyir gösteren . hastalık işareti olan


27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.


http://www.youtube.com/user/escinselterapi tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

« Son Düzenleme: 04 Şubat 2013, 11:45:09 öö Gönderen: psikolog »