Gönderen Konu: “ AYNALAR KORİDORUNDA EŞCİNSEL AŞK ”  (Okunma sayısı 4223 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4381
    • Profili Görüntüle
“ AYNALAR KORİDORUNDA EŞCİNSEL AŞK ”
« : 25 Ocak 2013, 02:58:52 ös »
Bir Eşcinselin “AYNALAR KORİDORUNDA AŞKI”

Bu yazı S.  Şehrindeki  son yazı olacak. Üniversite bitmek üzere ve aile baskısıyla İstanbul’a dönme vakti. İstanbul’da  yaşamak sıkıcı olsa bile. Ya da uzun süren üniversite hayatından sonra bana öyle geliyor. Çünkü hakikaten şehrin insanın üzerinde etkisi var. Aslında bazı özel sebepler de var. Cemaatte 5 yıla yakın bir süredir kalıyorum. Kendi kurallarım ve cemaat kuralları. Aslında kalma sebebi belliydi. Şimdi artık ailemin yanında yaşamak ve sosyal bir hayatım olsun istiyorum. Ki terapi söz konusu olmazsa başka planlarım olacaktı. Haliyle para söz konusu olmayınca çalışmayı bir şekilde erteleyecektim.
Uzun zaman oldu yazı yazmayalı. Final sınavlarının akabinde yazmayı düşünmüştüm. Aslında bazen yazı yazmaya korkuyorum. İnsan kendi mahremini birilerine anlatırken kimseyi bilemem ama ben utanıyorum. Ama kendi alemimde bir ton yazı yazarım. Gerçi yazılar hep sansürlü ne diye kafa patlatıyorsam. Neyse kafamda kurgular kurup neler yazabilirim diye biraz çaba harcadım. Ama yazmaya kalkınca o büyü kalmıyor. Çok değişik konular vardı. Cemaat hayatımdan bişeyleri  yazmayı kafaya koymuştum. Ama bu kadar özeli yazmaya cesaretim yok. Zaten öyle şeylere pekte gerek yok…
Daha önceki yazdıklarıma bakıyorum. “Araf’taki umutlu bekleyiş; Eşcinsel ve Dindar olmak” yazısı bana bayağı dokunaklı geldi. O yazı, öyle bir ruh halinde yazılmış ki şimdi okursam sanki bana sirayet edecekmiş gibi geliyor.  Hiç ben yazmamışım gibi bir kenarda kalsın :) Eskiden elem akıtan yazılar yazmak isterdim. Şimdi artık değil. Aslında ben yön vermiyorum duygularıma. Ne yaşanmışsa kalemimin ucuna o geliyor.
Bu geçen zamanda pek iniş olmadı. Bazı kararlarımın hala arkasındayım. Fake(sahte) facebook hesabımı kapatalı 4-5 ay oldu. İyileşmedim ve hala erkeklerden hoşlanma olmasına rağmen.. Geri adım atmaya niyetim yok. Vakit kaybından başka bişey değil. BİRİLERİNİN PEŞİNDEN KOŞMAYA ARTIK NİYETİM YOK. BOŞ HAYALLERLE ELEM ÇEKİP DEMORALİZE OLMAK KÂRI AKIL DEĞİL. ÇÜNKÜ ŞU ANA KADAR BU KIYMETE DEĞEN BİRİNİ GÖRMEDİM. HEM ZAMANIMI DAHA FAYDALI ŞEYLERE HARCIYORUM. HEM BUNDAN ÖNCEKİ YAZIMDA “BİR EŞCİNSELİN UYMASI GEREKEN ALTIN KURALLARI” FANTEZİ OLARAK BOŞUNA YAZMADIM. ÇÜNKÜ KURALLARI GELİŞİGÜZEL YAZIP DA HAYATINA TATBİK ETMEMEK FANTEZİDEN ÖTEYE GEÇMEZ.

Galiba geçenlerde birine aşık oldum. Daldan dala atlıyorum yine. Evet aşk dedik. “Aşk kelimesini telaffuz edince sanki ağzımda akide şekeri gibi eriyor” demişti bir kitabında Aşk yazarı Elif Şafak.. Aşkı tatmayınca kalp, hissiyatların ne halde olduğunu nerden bilsin kalp..hemcinsim dersem hoşlantı dersiniz :) Ahmet arkadaşıma deyince o da aynı tepkiyi verdi. Sonra ismini bilmiyorum ya onunla art arda karşılaşmalar. Bakışlar birkaç saniyeliğine kilit ve ardından utanma duygusu ile gözleri kaçırma heyecanı. Çekim alanı içerisinde hissettim kendimi. Bir enerji akışı oluyor iki tarafta haliyle..Aşkın bilimsel açıklaması yada çakma aşkın uyduruk hali :) aynı bölümden E.. adında biri. Onunda eşcinsel olduğunu hissettim. Ama böyle kalsın uzaktan sadece. Tek taraflı belki de çift taraflı.. Bende, o da birinin hamle yapmasını bekliyoruz. Gerçek hayatta birinden hoşlanma tercihimdir. Her ne kadar yanlış olduğunu kanıksasam da. Yukarıdaki fikrime muhalifçe bir bakış açısıydı farkındayım. SADECE SAHTE VE MASKELERE BÜRÜNMÜŞ YALANLARA TAHAMMÜL EDEMİYORUM O KADAR..!
Hani kızlarla belki bir muhabbet doğar hayaliyle, İlahiyat fakültesinden ortak bir ders aldım. Allahım o ne öyle.! Pişman oldum çok geçmeden. Ödev ya da not hakkında bişey sormak bir zulüm.  Çünkü profil onu gösteriyor. Sanki sorumu “nikâhıma girer misin?” anlamış olacak ki, tenezzül edip tek kelime etmiyor. Ben zaten başka havalardayım. Kimse yok benim nazımı çeksin :) Hele böyle afra tafra yapıp Angelina Jolie tavırlar beni hepten çıldırtıyor. Aslında bir taraftan da ağır olmalarını anlayabiliyorum. Şu da dikkatimi çekti. Sanki onlarla rekabet halindeyim gibime geldi. Demem o ki onlar beni baştan çıkartsın :) öylelerinden ben hoşlanmam zaten. Çözemediğim birkaç nokta var. Düşününce biraz tuhaf kaçabilir. Tek sorun şu ; kızlar mı beni etkilemeli yoksa ben mi. Doğal olanı aslında erkek daha bir atılgan tavırla kızı göz hapsine almalı. Artık elde karizma ne varsa onlarla kızı cezbetmeli. Doğal haliyle iki taraflı bir etkileşim olur. Artı-eksi zıt kutuplar gibi. Ama bizde roller yer değiştirmişken hislerimizin tam aksine davranmamız abes olur.  Zaten onlarla erkekleri kapışmak için yarışıyoruz. Rakip olarak gördüğün kızlara bazen kıskançlık, bazen kindar bir bakış fırlatma ihtimalin var.
..
Başlıkla içerik pek uyuşmadı farkındayım. Yazıya bu başlığı atmak biraz iddialı gibi. Sanki Aşkın değişik varyanslarını çağrıştırır gibi oldu. Ben farklı anlamlar katıyorum buna. 3-4 ay önce bir kitap okumuştum.  “Aynalar koridorunda Aşk” kitabı.. Gerçi kitap narsist ve mükemmeliyetçilik konularına ağırlık verilmiş. Ama ben kitaptan farklı olarak bu kişilik tipinin eşcinsel kişilere daha yakın olduğu kanaatindeyim.  Biz acaba Aynada akseden her şeyi,  Aşk olarak mı tasavvur ediyoruz.??
Dip not : Aslında bu yazıyı göndermekten vazgeçmek üzereydim. Ahmet arkadaşıma okuttum ve her şeyimi bildiği için yazdığı 2 sayfalık yorum beni çok şaşırttı. Fark edemediğim gerçeklerle beni yüzleştirdiğin için çok teşekkür ederim kardeşim..


                                                            Burak HİSSİ KABLELVUKU
                                                                     30.12.2012