Raif Efendinin Türk tipi diyebileceğimiz çekingen, derin ve sessiz aşk acısını bir kez daha okumanın en iyi terapi olacağını düşünmüştüm
Tanrının kozmik eğlence anlayışının ürünü olmasından başka ihtimalin bulunmadığı bir şekilde benim üzüntüme neden olan gerçek hayat hikâyesindeki kahraman Maria Pudere hem fiziksel hem de sanatsal özellikleriyle reenkarnasyona inandıracak denli benziyordu. O nedenle de, romanı ikinci kez, üstelik de edebi kıstaslar için değil, sadece Maria Puder ile Raif Efendinin hem saf hem de çaresiz ilişkilerinin kirletilmiş sevgi kavramına dair iyileştiriciliğinden faydalanmak için okurken,(romanı önceden bildiğim için ilk okuduğumda bu tür bir özelliği olabilir diye düşünmüştüm çünkü) melankolinin dehlizlerinde daha önce başarmam birkaç yılımı aldığı gibi çıkış yolu aramaya yeniden koyulacağımdan korkmuştum.
Kürk Mantolu Madonnayı ikinci kez okumak, Maria Puderin güzel kadınların yaşadığı ama kimseye de anlatamadıkları o terk edilme hissinin kontrolünde nasıl seçimler yaptığını
Raif Efendinin de mecburiyetlerin erkeklerin ömürlerinde nasıl bir kahırlı dönüşüme neden olduğunu; sokakta gördüğüm erkek yüzlerinin çizgilerinde neden sahip olamamanın derinliğinin hüzünle yarıştığını daha iyi anlatmıştı
Korkum da boşa çıkmıştı. Çünkü insan, eğer durduramıyorsa zamanı, aşk yaralarının iyileşmesine mahkûmdu
Belki de, Kürk Mantolu Madonna bana gerçek aşkın karşılıklı ve olabildiğince hesapsız yaşanması gerektiğini Maria Puder ve Raif Efendinin aşka dürüstlükleriyle hatırlattığı için iyi hissetmiştim.
Benim için Kürk Mantolu Madonnayı ikinci kez okumanın gerekçesi, edebilikten çok kalbi bir ihtiyaç iken, çok satanlar listesine Sabahattin Alinin adını Kürk Mantolu ile kazıyanların amacı neydi? Sanmıyorum ki edebiyat okuru yapmak için öğretmenlerin ilk önerdiği kitaplardan olduğu ve 17 milyon öğrencimiz bulunduğu için Kürk Mantolu çok satanlar listesinden inmesin
Öyleyse romana olan ve Sabahattin Ali edebiyatına olmadığı konusunda kuşku götürmeyen o sel gücündeki ilginin nedeni; saf aşka duyulan ihtiyaç olmasın sakın!
Bugün, iletişim araçları gelişip, iletişimin mesafesi kalmayıp, hızı da ışıkla yarışır hale gelince ilişkilerde ve aşkta yollar çatallandı. Eskinin zor kurulan ama değeri de o kadar yüksek olan ilişkilerinin yerinde, bugün nasılsa milyarlarcasını yeniden ve çok hızlı kurabilme vaadi taşıyan sosyal medyanın ve iletişim teknolojilerinin gaddarlığı kaynaklı bir samimiyetsizlik ve değersizlik ikliminde yaşıyoruz. İletişimin herkesin özel hayatına bir pencere açıp, dünya üzerindeki tüm sınırları yok etme gücünün tanrısına da, eski zamanların çağdışı insanları gibi ilişkilerimizi kurban veriyoruz. Öyle ya, hem dostluk hem de sevgili ilişkilerinin bir yenisi mekânda ve zamanda yakınlık imkânını sunan iletişim teknolojileriyle kağıt mendil gibi ihtiyaç halinde buruşturup atabilme özgürlüğünü yaşarken; her şey biraz sanal, biraz plastik ve yapayken, sadakat, sevgi için emek ve anlayışa çıkan hoşgörü, günümüzün enayilik hastalığının tipik belirtileri oluverdi
Hal böyleyken de gittikçe dokunmatikleşen yaşamlarımızın yaşam kurulduğundan beri hem tene hem ruha dokunmaya programlı hayatımızın yerini alması, aşkın ömrünün kelebeğin bir günlük yaşamını ölümsüzleştirecek denli kısaltmasının tamamını değilse de önemli bölümünü açıklıyor
Ne ki insan ne denli aç gözlü olsa da, önceliği kendinde olmayanadır. Kürk Mantolu Madonnaya dair bu müthiş ilginin altında yatanın da, pekala Türk edebiyatının en naif ve içten, sadeliğin ihtişamıyla yazılmış, okurunu yormayan aşk hikayesini sosyal medyanın bir fenomen haline getirmesi olduğunu söylemek mümkün. İlişkilerin çabuklaştığı kadar güçsüzleşip değersizleşmesine yol açan iletişim kültürünün/araçlarının aşka dair Kürk Mantolu Madonnaya karşı yarattığı ilgi, biraz da kendini temize çıkartma çabası gibi duruyor. Ama sebebi ne olursa olsun, çoğunluğu para ve ün kazanmaya hesabına dayalı mühendislik çalışmasının ürünü olan çok satanlar listesi arasında belki Kürk Mantolu Madonna ile başlayarak okur olma serüvenine katılmayı isteyeceklere de fırsat sunması açısından romana olan ilgi yabana atılacak gibi değil
Ve mademki Kürk Mantolunun aşka ilişkin bakış açısının deniz feneri marifetinde bu bol ışıklı sanal gerçeklikte yolunu yitirmişlere yol göstermesi de arzulanıyorsa romana olan ilgiyle; Raif Efendinin şu sözleri iş görür fazlasıyla:
Muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ama birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gideceklerdi. Bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden meydana çıkıyor. Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, ruhumuzla yaşamaya başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor. Ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu
http://www.edebiyathaber.net/kurk-mantolu-madonna-neden-cok-satiyor-erdinc-akkoyunlu/