Dünyada ülkeden ülkeye değişmekle beraber, her yüz çocuktan bir ile 10u istismara uğrarken; Türkiyede bölgeden bölgeye değişmek kaydıyla bu rakamlar 10 ile 53 arasında değişiyor. İstismara maruz kalan çocukların yaşa göre dağılımlarına bakıldığında; yüzde 30unun iki ile beş, yüzde 40ının altı ile 10 yaş grubunda olduğu görülüyor. UNICEF Türkiye Temsilciliği de doğru istatistiki verilerin varlığından söz etmenin zor olduğunu belirterek Pek çok vaka resmi kurumlara rapor edilmiyor diyor. Uzmanlar altını çizerek tekrardan belirtiyorum ki, Her yüz çocuktan 10 ila 53ü taciz mağduru diyor. Aradaki farkın nedeni şöyle açıklanıyor: İstismar bir sır gibi saklanıyor.
Bugün toplumsal olaylara, çıkan haberlere baktığımda tecavüzün akıl almaz boyutta örtbas edildiğini, normalleştirildiğini görüyorum. Neredeyse gelenekselleştirilmiş bir durum var. Bundan sadece kız çocukları değil, erkek çocukları da çok ciddi oranda etkilenmektedir. Sadece tecavüz değil, her türlü cinsel ve duygusal istismarın karşısında durmalıyız. Bu durum toplumsal bir vaka olarak gözlemlenmeli. Aileler yüzleşmek istemiyor, olan çocuklara oluyor. Tecavüz akıl almaz boyutta örtbas ediliyor, normalleştiriliyor.
Adli Tıp uzmanı Selim Özköke göre, cinsel istismar oranı; kız çocuklarda her 3 kız çocuğundan 1, erkek çocuklarda ise her 5 çocuktan 1dir. Peki, bu tecavüze uğrayan yavrularımızı gelecekte nasıl bir hayat bekliyor? Tecavüze uğrayan çocuk eğer uzman yardımı almaz ise; Kaygı bozukluğu, depresyon, ilişkilerde sorun, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar, cinsel kimlik karmaşası ile karşı karşıya.
45 günahsız çocuğa tecavüz eden sınıf öğretmeni Muharrem B, ifadesinde başta ev özlemi çeken, gece korkan çocukların zaman zaman yanında yattığını söylese de sonra itiraf ediyorum diyerek on yaşından beri erkeklere ilgi duyduğunu, çocuklarla dayanamayıp ilişkiye girdiğini tedavi olmak istediğini anlattı. Bu çocukları gelecekte nasıl bir hayat bekliyor. Bir Psikolojik Danısman olarak yorumumu söyleyeyim, uzman desteği alamasalar Suçluluk duygusu ile birlikte yoğun bir kirlenmiş hissi! en çıkılmaz bir girdap olacaktır onlar için. Cemre Soysal adında bir kişi, Twietterdan şöyle yazıyor; Tecavüze uğramış bir çocuk ile hiç yüzleştiniz mi? Ben aylarca seans yaptım. Ve aylarca şunu sordu: Bu benim suçum mu? Sizce bu suç kimin? Bu psikolojik vaka için gerekli çalışmalar yapmamış üniversitelerin mi? Yoksa bu işi normalleştiren, yok muş gibi davranan popülist köşe yazarlarının mı? Ülkemiz de bu konu ile ilgili kaç ciddi istatiki veri mevcut? Devletin pedefoli ve ensest mağdurluları için hizmete açmış bir kurumu bile yok
İpek İzcinin Radikal gazetesinde kaleme almışbir yazısı gözüme çarpıyor. Başlık; Ensest mağdurları sesinin yükseltiyor!.Sonra devam ediyor; 25 Kasım 2007de, Aile İçi Şiddetle Mücadele Gününde yapılan bin kişilik bir toplantıda kadınlara aile içi şiddeti ölçmeye yarayan uluslararası formatta bir soru formu veriliyor. 300ü yanıtlıyor. Soru formunda ensestle ilgili tek bir şey olmamasına rağmen, bazı kadınlar formları iade ederken küçük kâğıt parçalarına, aile ve yakın akrabaları tarafından ensest ilişkiye maruz kaldıklarına dair notlar iliştiriyor: İmdat, Bana yardım edin, İntihar edeceğim
1959 yılında Yaşar Kemal, yani bundan yaklaşık 60 yıl önce insanların doğayı katlettiğini yazdığında düşüncesi popülist söylemin dışında kaldığı için sözleri kayda değer görülmemişti. Daha bugün ki felaketleri belirtisi yokken hükümetler bu uyarılara kulaklarını tıkamış, gündelik politika ile kar hırsına kapılmışlardı. Şuan ki aşamada bilim adamları; kutuplar eriyor diyor. Arılar kayboluyor, toprak bitiyor, sular zehirleniyor diye de ekliyorlar. Stephen Hawking kendimize yeni bir gezen bulmamız gerektiği konusunda ciddi ciddi uyarıyor. Söylediklerinin onda bir gerçekleşse, felaket kapıda. Bununla birlikte insanlığı tehdit eden unsurlardan birisi de birçok medeni ülkelerde aile kurumunun çökmekte oluşudur. Ülkemiz de bugünlerde tecavüz olayları patlak veriyor, gazetelerin iç sayfalarında her gün üç çocuğun tecavüze uğramasını kanıksıyor haldeyiz. Turkiye Cumhuriyeti Basbakanlıgından arzum; ülke çapında taciz ve tecavüz ile ilgli geniş çaplı bir araştırma yapılması; pedefoli ve ensest ilişkiye maruz kalmıs kişilere hizmet veren kurumların özellikle de Güneydoğuda ivedelikle açılmasıdır.
25.03.2016
Hüseyin İNCİ
Psikolojik Danışman ve Rehber