Kimi ergenlerin cinsel eylemi yalnızca işlevsel bir olgu gibi görmeye çalıştıklarına şahit oluruz. Cinsel eylem sıradanlaştırılmaya, herhangi bir etkinlik gibi gösterilmeye çalışılır. Böylece cinselliğin bireyi kendi kimliğinin derinliklerine bağlayan boyutlar göz ardı edilir ve neredeyse teknik bir operasyon olarak ele alınır. Cinselliğin benlikte yarattığı uyarılmanın taşkınlığından korkan ergenler, çoğunlukla erkek ergenlerdir bunlar, cinsel eylemin yalnızca fiziksel ve işlevsel yönünü görmeye çalışırlar. Bu noktada cinsel eylem ötekiyle kurulan bir bağ olmaktan çıkar ve yalnızca bireyin kişisel ve niceliksel başarısı olarak sunulur. Şu kadar kadınla, şu kadar kez yapmış olmak veya bir gece de şu kadar posta gitmiş olmak övünç kaynağı olarak ele alınır. Fiziksel gereksinim ve bunun doyurulmuş olması tek gerçeklik olarak ele alınır. Burada asıl amaç cinselliğin duygusal gereksinim boyutundan uzak durmaya çalışmaktır. Yani ergen cinsel ilişkinin yalnızca bedensel değil aynı zamanda duygusal bir gereksinim sonucu ortaya çıktığını yadsımaya uğraşmaktadır.
talat parman