Var Olmamis Bir Yolun Sonu - 2
Hayattan zevk alip almadigimi sorgulamaya basladigim donemde, karsima cikan olaylarin tumunde, pasif bir durus sergiliyordum. Hayatin kendisinden pasifize edilisimi hizlandiran olaylar, bir bakima beni kendimle bas basa birakiyordu. Sanirim en cok bu surec icinde kadinlarla olan iliskimi gelistirip, bunu eyleme donustuyordum. Madem tanrimi bulamadim, en azindan bir kadin bulup, yasadigimi hissettirebilir diye dusunuyordum. Bu ugurda yattigim kadinlarin hicbirine karsi en ufak bir duygusal bag kuramadigim gibi, bunu yapamadigimi gormekte beni parcalara ayirmisti ve arayisim dahada genislemisti. Bir suru kadinla iletisim halindeydim ve hepsi icin farkli bir rol oynuyordum. Bu oynadigim rollerin cok azinda gercekten benden birseyler vardi ve bunuda gosterebilecegim kisiyi secerken, oldukca ozenli davraniyordum. Cunku hayatimda olacak insan herkesten ve herseyden ozel olmaliydi.
Birseyler aradigimin farkinda olmadigim zamanlarda bile, mukemmeli ariyor ve her seferinde basarisiz oluyordum. Mukemmeli ariyor olmak icin mukemmel biri haline gelmek gerekiyordu, fakat bu gucu kendimde bulamiyordum. Hayatin herhangi bir alanina hicbir sekilde motive olamiyor ve bunun altinda yatan nedenleri gun yuzune cikaramiyacak kadar batmis bir sekilde hissediyordum. Mukemmel oldugumu dusunuyor, fakat bunu bir eyleme donustemiyordum. Guclu insanlar dikkatimi cekiyordu, onlarla kurdugum bag, guclu olmalarindan oturu degil benim onlardan daha guclu oldugumu hissedebilmek icin gelistirdigim bir dialog sekliydi. Insanlarla dialoga girebilmem icin karsi taraftan bir adim bekler ve bunun yerine getirilebilecegi ortami saglamaya calisirdim. Bu ugurda yaptiklarimla kendime verdigim zarari, kimseye mal edemiyor ve yasadiklarim tamamen icimde kalmaya devam ediyordu. Kimseye kizmiyor, tepki vermiyor ve sessizce durumun nasil duzeltilecegi konusunda stratejiler belirliyordum. Fakat bu stratejileride eyleme donusturemiyecek kadar pasif olusum, bir seyirci olarak hayatima devam etmeme neden oluyordu.
Hicbir cevaptan tatmin olamiyordum, her zaman baska bir ihtimal daha olabilecegine inanmistim. Bir sekilde buna inandim, fakat neden yada nasil gelistigini henuz anlayabilmis degilim ama var olan bu durumun beni gelistirdigine inaniyorum. Dusunsel anlamda bir fikirle yetinmedigimden bu beni dusuncelerin icinde uzun bir seruvene cikardi. Dusuncelerin, kavramlarin icinde boguluyordum. Onume gelen bir fikir, bir kavram yada her neyse hepsini bir sekilde curutecek kanitlar buluyordum. Tum bunlar gelisirken algiminda degistigini hissediyordum ama yasadigim olumsuz hayat yine devam ediyordu. Fakat bunlarin yanina eklenebilecek tek olumlu degisken artik yalniz kalabiliyor olmakti. Yalnizlik diye birsey var ve ben asla yalniz kalamayan biriydim. Yalniz kalmamak adina sacma sapan insanlari dinler, onlarla gezer, yatar, kalkardim ve daha bir cok sekilde eylemlerin icinde bulunurdum. Artik birseyi kendime itiraf edebiliyordum kendime, o da kimseyi sevemedigim ve yalniz kalmakti.
Hicbir insani sevmiyordum ama onlara karsi nefrette gelistirmemistim sadece sevmiyordum yapamiyordum ve bir sekilde olmuyordu. Kendime en cok sunu soruyordum; bu insani gercekten seviyormuyum yoksa ondan bir fayda saglamak adina kendimi mi kandiriyorum. Insanlari sevmek icin cabalamama ragmen, asla basaramiyor ve bunun sorumlusu olarak kendimi goruyordum. Samimi olmaya calisirken dustugum hatalara kimseler dusmuyordu ve herkes bir sekilde iliskilerini yurutebiliyordu. En ufak bir sevgi unsuru gorebilmek icin varimi yogumu ortaya koyuyor, fakat bana ancak yemegin artiklari kaliyordu. Kafamda karsi taraftan nasil sevgi alabilirim diye kurgu yapiyor ama bu kurgunun sonunda duygusal olarak tecavuze ugruyordum. Yinede kimseye kizamiyordum cunku hatali olarak kendimi goruyordum. Birseyler paylastigim insanlarla sevgimide paylasmak istedigimde, bunu alip, yabanciliklarini uzatiyorlardi.
Kendimden bihaber yasadigim bu surede sevgiyi kesfetmis fakat bunu kimseyle paylasamadigim bir doneme girmistim. Yillarca, sevgisiz insanlarin ve onlarin kurduklari hayatlarin icinde, bir rol kapabilmek icin harcadigim cabanin bir sonucu olarak sevgiden mahrum bir insana donusmustum. Insanlarla dialog icin gerekli sevgiyi, yalanlar ve buna bagli baska degiskenlerle surduremiyecegimi gormeye baslamistim. Yavas yavas geri cekildigimi hissediyor ama bunun yaninda disariya olan bagimliligimla mucadeleye devam ediyordum.
Bir koku aliyordum genclik zamanlarimda ve bu kokunun sahibi olan kimsenin haberinin olmadigi bir koku. Oyle bir koku ki basimi donduruyor, karnima agrilar sokuyor ama en cokta beni kendimden uzaklastiriyordu. Bulutlarda ucmaktan bahsederler ya iste ben onu bu koku sayesinde ogrenmistim. Bu koku butun bedenime sinmis ve bir turlu atamiyordum. Kurtulma girisimlerim sonucsuz kaliyordu ve ben daha derinden baglaniyordum...