Gönderen Konu: GİZLİ EŞCİNSELLİK, KADINLARDA TRAVMA YARATIYOR...  (Okunma sayısı 5591 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4387
    • Profili Görüntüle
GİZLİ EŞCİNSELLİK, KADINLARDA TRAVMA YARATIYOR...
« : 04 Haziran 2012, 11:04:59 öö »
GİZLİ EŞCİNSELLİK, KADINLARDA TRAVMA YARATIYOR...

Eşcinselliği genetik olarak taşıyanların yanı sıra, çocuklukta psikolojik gelişim döneminde cinsel sapma yaşayarak, kendi cinsine ilgi duyma sürecine giren erkekler de var. Buradan yola çıkarak, eş cinselliği genetik ve psikolojik kaynaklı olarak, iki farklı boyutta görebiliyoruz. Toplumumuzda eşcinselliği yaşama şeklini de ikiye ayırabiliriz. Bir kısım eşcinsel erkek, bu cinsel seçimlerini yaşamlarına olduğu gibi yansıtırlarken, bir kısım erkek de, gerek geleneksel aile yapısının etkisi, gerekse toplumun baskısı nedeniyle, eşcinselliklerini gizleme yoluna gidiyorlar. Bu gizli eşcinsellerin bir kısmı, evlenmeyi hiç seçmez iken, bir kısmı da eşcinselliklerinin çevre ve toplum tarafından hiç anlaşılmaması için evlenmeyi seçebiliyorlar. Eşcinsel bir erkeğin evlenmesi ile birlikte, hem kendi içinde, hem de evliliğinde büyük sorunlar çıkabiliyor. Hele ki, karısı bu durumu anladıysa, hayat her iki taraf için de işkenceye dönebiliyor. Sizlere psikotarepi seanslarında, eşinin eşcinselliği ile ilgili duygularını paylaşan, kadınların ifadelerini aktarmak istiyorum.

 

“Kocamı Sevgilisiyle Yakaladım,Sevgilisi Erkekti”: Bunu söyleyen kadın yedi yıllık bir evliliğe sahipti. Eşiyle flört ederek evlendiğini ama hiçbir zaman aralarında derin bir tutku olmadığını anlatıyordu. Bir çocukları vardı.  Gün boyunca yardımcımı aramış ve çok acil seans istediğini söylemişti. Terapi odasına girdiğinde ise, bitkin bir hali vardı. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüş, konuşmaya bile dermanı olmayan bir ses tonuyla fısıldar gibi kelimeler ağzından dökülüyordu. “ Sabah işe gittim,bir iki saat sonra evde bir şey unuttuğumu hatırladım ve eve döndüm. Anahtarla kapıyı açtığımda, holde eşimin ayakkabılarını gördüm ancak hemen yanında bir çift erkek ayakkabısı daha vardı. Önce hiçbir anlam veremedim. Açıkçası aklıma hiç bir şey gelmedi. Antrede yürümeye başladığımda, yatak odasından sesler geldiğini duydum. Hala aklıma bir şey gelmiyordu. Ta ki kapıyı açıp, eşimi bir erkekler sevişirken görene kadar”.

Bu kadıncağız, boşanmak istiyordu ama eşi boşanmaya asla yanaşmıyor, bunun böyle devam edeceğini, ancak evliliğini de bitirmek istemediğini söylüyordu. Şimdilerde boşandılar, ama danışanımın erkeklere ve hayata karşı müthiş güvensiz. Üstelik kendisine olan özgüvenini de yitirmiş durumda.

 

“Sevgilim,Erkek Bir Sevgilisi Olduğunu Söyledi”: Bu durumu yaşayan genç kız, kulaklarına inanamadığını söylemişti. Altı aydır birlikte olduğu erkek arkadaşı, ona bir başka sevgilisi daha olduğunu ama o sevgilisinin bir erkek olduğunu söylemişti. İlişkide dürüstlük adına bunu açıkladığını da ifade eden bu genç erkek, ona aşık olan genç kızın bütün iç dünyasını bir anda küle çevirmişti. Genç kız, sevgilisini çok sevdiğini ama bu ilişkiyi de daha fazla yürütemeyeceğini söyleyerek, ayrılmayı tercih etmişti.

 

“Başka Çarem Yok, Evliliğim Devam Ediyor”: Panik bozukluk ya da halk arasında panik atak diye bilinen psikolojik rahatsızlıktan dolayı terapi almaya gelen bir kadının sorununun altından, eşinin eşcinsel olduğu çıkmıştı. Üç çocuk annesi ve ekonomik özgürlüğü olmayan  bu kadıncağız, çaresizlik yüzünden evliliğini sürdürdüğünü ancak çok uzun yıllardır eşiyle hiçbir iletişimlerinin olmadığını anlatmıştı. Eşinin soyun devamı için çocuk yaptığını, zaten erkek çocukları doğduktan sonra da, bir daha ona dokunmadığını hıçkırıklara boğularak anlatmıştı.

 

GİZLİ EŞCİNSELLERİN EŞLERİ, KENDİLERİNE OLAN GÜVENLERİNİ YİTİRİYORLAR

Evlilik ya da flört, her iki tarafında cinsel kimliği ve kişiliği açısından, özgüvenlerini pekiştirdikleri bir süreçtir. Erkek eşi ya da sevgilisi tarafından ne kadar beğeniliyor, onaylanıyor ve ilgi görüyorsa, o kadar kendine güvenir. Kadın için de aynı duygu durumu söz konusudur. Kocası tarafından güzel bulunan, kişilik özellikleri beğenilen, arzu edilen, istenen kadınların kendilerine güvenleri artar. Bu insan yapısının çok doğal bir tepkisidir.

Meslek yaşamımda görüyorum ki, eşleri ya da sevgilileri eş cinsel olan kadınların kendilerine güvenleri oldukça yıpranmakta. Sorunu karşı tarafa iade etmeden önce, uzun bir süre kendilerini sorguluyorlar; “Acaba neyim eksikti? Demek ki ona bir kadın olarak çekici gelmiyorum? Beni seksi ve güzel bulmuyor?” gibi çelişkiler içinde boğuşup duruyorlar. Kadın için psikolojik bir travma (şok) yaratan bu durumda, kadınların pek çoğu, evliliği ya da ilişkiyi bitiriyor. Ekonomik özgürlüğü olmayan, gidecek yeri olmayan kadınlar ise,  bir işkenceden farksız olan hayatlarına devam ediyorlar etmesine de, ruhlarındaki fırtınayı bir tek onlar biliyor...


Dünya ruh sağlığı örgütü, son yıllarda eşcinselliği “hastalık” olmaktan çıkardı. Eşcinsellik, kişinin “seçimi”dir. Her insanın özel yaşamı, kendisine aittir. Ancak gizli eşcinsellerin evlenmeleri ve eşlerinin bu durumu öğrenmeleri, kadınların ruh sağlığına zarar veriyor. Bunu da göz ardı etmemek gerek diye düşünüyorum.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4387
    • Profili Görüntüle
Ynt: GİZLİ EŞCİNSELLİK, KADINLARDA TRAVMA YARATIYOR...
« Yanıtla #1 : 04 Haziran 2012, 11:05:35 öö »
“EŞCİNSELLİĞİ ÖRTMEK İÇİN…”

Evlilik ve Aile Terapisti İlkim Öz, erkekleri aldatmaya iten nedenleri sıralarken çarpıcı bir tespitte bulunuyor. Çok aldatan ve çok fazla kadınla birlikte olan erkeklerin gizli eşcinseller olduğunu savunan Öz, çapkınlığın cinsel kimliği örtbas etmek için kullanıldığını söylüyor: “Davranış ve kişilik bozukluğu olan erkekler aldatır. Hiperaktif erkekler, tek eşli olamazlar. Kompleksli erkekler, kendilerini ispat için sürekli aldatırlar. Gizli eşcinseller, eşcinselliklerini örtmek için aldatırlar. Böylelikle bilinçaltlarında, topluma ve eşlerine karşı ‘tam bir erkek’ oldukları mesajını verirler. En çok da eşleriyle mutlu olamadıklarında, cinsel açlık yaşadıklarında aldatırlar. Bir de, eşiyle mutlu olsa da, değişiklik olsun diye paralı ilişkiler yaşayan yani eşlerini fahişelerle aldatan erkekler vardır. Onlar bu durumu ihanette saymazlar. Ancak benim en önemli tespitim şudur; erkek birden fazla kadınla birlikte oluyorsa, sürekli bir hovardalık sürecindeyse, cinsel kimliğinde bir sıkıntı var demektir. Eşcinselliğini örtmek için kadınları kullanıyordur.”

“PENİSİM KÜÇÜK, O YÜZDEN!”

Kadınların, eşlerinden ilgi görmedikleri zaman aldattıklarını söyleyen Öz, “Kişilik ve davranış bozuklukları yine devreye giriyor. Ancak kadınlar daha çok uzun zaman ilgi, sevgi ve cinsellik görmedikleri zaman aldatıyorlar. En çok da aşık oldukları zaman” diyor.

Öz, aldatılmanın, kadınlar ve erkekler üzerindeki farklı psikolojik yansımalarını şöyle anlatıyor: “İhanete uğrayan kadın, yıkılır, çöker, depresyona girer, erkeklere karşı güvensizlik geliştirir. Ruhunun onarılması zaman alır. İhanete uğrayan erkek ise, savunma mekanizmalarını devre sokar. ‘Yok canım isteyerek yapmamıştır. Bunalımdaydı o yüzden’ der. Erkekte önce kabullenememe, ihaneti inkar, sonrasında yüzleşme ve cinsel gücünü sorgulama geliyor. Kadınlar aldatıldıklarında, ‘Benim neyim eksikti?’ diye duygusal bir sorgulamaya giriyorlar. Erkeklerse, ‘Demek ki, cinsel olarak onu doyuramadım. Zaten penis boyum küçük’ gibi laflarla cinsel güçlerini sınıyorlar.”

“HERKES ZENGİN EŞ İSTİYOR”

Öz, kadınların daha detaycı, analizci ve iyi gözlemci oldukları için, eşlerindeki değişiklikleri hemen fark ettiğini söylüyor: “Eşini seven bir kadın aldatıldığını anlar. Ama her kadın aldatır diye bir şey yok. İhanetin olmadığı evlilikler de var. Çiftlerin kişilikleri uyumluysa, cinsel aşkları, tutkuları ve sevgileri devam ediyorsa ihanet olmuyor.”
Güzel kadınların daha çok aldatıldığına dair bir araştırma sonucu olmadığını söyleyen Öz, “Allah çirkin şansı versin, derler. Güzel kadın, kendinden emin ve özgüvenli olduğu için eşini çok da mercek altına almıyor olabilir. Bir başka sebep de erkekler eşlerinin güzelliği karşısında eziliyor olabilirler. ‘Sen çok güzelsin ama ben seni aldatabiliyorum’ gibi bir başkaldırı olabilir. Artık insanlar, daha materyalist. Sevgiden daha çok, para, şahsi çıkarlar, kariyer ve mevki peşindeler. Kadınlar gibi erkekler de, zengin eş arıyor. Bu temeller üzerine kurulu ilişkiler, aldatmaya çok açık. Bilinçaltları, ‘Daha zenginini bulduğunda ona git’ sinyalini veriyor.”