Son İletiler

Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 10
31
EŞCİNSEL İLGİLER, SEBEPLERİ VE ONARIMI
Cinsel istek ve arzuların bize deneyimsel getirileri ve bu getirilerin açılımı şu şekilde üç ana temelde toparlanabilir:

Eşcinsel ilgilerin tamamı cinsellik amacının varlığını gerektirmeden psikolojik altyapıların bir isteğe dönüşüm hali olabilir.
Eşcinsel ilgilerin bir kısmı sadece cinsellik oluşumlu olmamakla birlikte cinsel temelli bir arzu olabilir.
Eşcinsel ilgiler psikolojik bir altyapı ürünü olabilen ve biyolojik farklılıklarla desteklenen bir arzu olabilir.

1- İnsan psikolojisinin insan duygu, düşünme biçimi ve düşüncelere ilgisinde çok geniş bir alanı kapsaması cinselliğin bu alandan ayırt edilmemesine sebeptir. Cinselliğin bir tür arzu oluşu onun psikolojik ürün oluşuna engel değildir. Cinselliğin nöro-kimyasal (bilişsel ve hormonel) bir sonuç oluşu ve psikolojiyle bilişselliğin bağdaşması beraber düşünüldüğünde cinselliğin psikolojik bir etkilenme sonucuna varılabilir. Eşcinsel ilgi cinsel bir arzu sebepli düşünülmesi aslında onun psikolojik bir altyapının ürünü olduğunu belirtir. Cinsel etkilenme eşcinsel ilginin doğuşuna sebep olmaz. Eşcinsel ilgi cinsel etkilenmelere sebep olabilmektedir. Sonuç olarak eşcinsel ilgiler cinsel arzulara sebep olabilirken bu cinsel arzuların psikolojik bir altyapıdan gelebileceği söylenebilir. Eşcinsel ilgi sadece cinsel etkilenmeleri doğurmaz. Psikolojinin ürünü olan arzu geçmişe dayalı, ilgi alanındaki yoksunluğun sonradan dışa vurumu olabilir. Bu tarz bir eşcinsel ilgi eşcinsel psikolojik onarım tedavisini mümkün kılar.

2- Eşcinsel ilgi tamamen cinselliğe bağlanamaz. bunun sebebi cinselliğin temelde psikolojiyle bağlantılı olmasıdır. Psikolojik geçmişte şuan ilgi duyulan alanla ilgili yoksunluğun sonradan farklı dışa vurum yollarıyla telafi edilmeye çalışılması bireyde bazı normal olmayan sonuçları doğurur.. Doldurulmamış psikolojik yoksunluğun kişi tarafından arzularla doyurulmaya çalışılması arzularda aşırılığa, bozukluğa sebep olabilir. Bu aşırılık ve bozukluğun ortaya çıktığı alanlardan biride cinselliktir. Cinselliğin bozulacak alan olarak seçilmesi bazen tesadüfen bazen de başlangıçtan beri süregelen bozuk cinsel duyguların varlığıyla kendiliğinden gerçekleşir. Cinsellik ilerleyen dönemlerde bireyin doyurulmamış psikolojik  kişiliği çerçevesinde gelişim gösterir. Bireyin cinsel arzuları kişiliğindeki eksik parçaların türüne göre değişkenlik gösterebilir. Eşcinselliğin doğuştan geldiğinin düşünülmesinin en temel sebebi bireyin cinsel kimliğinin sadece cinsel ilgilerinin göstergesi olduğu düşünülmesi ve psikolojik altyapılarının görünmez olmasındandır. Bu tarz bir eşcinsel ilgi cinsel arzuların yönlendirilmesi ve temel sosyal psikolojik altyapının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.

3-Eşcinsel ilgi psikolojik bir altyapı bozukluğunun yanı sıra bu bozukluğu biyolojik farklılıkların da desteklediği bir yönelim olabilir. Bu ilginin temelinde psikolojinin bulunması ve bu bozuk temelli psikolojinin oluşmasına imkan veren hormonel bazı farklılıkların bulunması böylesi bir kimlik karışıklığını oluşturabilmektedir. Cinsel arzular bilişsel aktivite sonucu ortaya çıkar. bilişsel aktivite düşünme tarzlarından oluşur. Bu düşünce tarzları kişinin geçmiş düşünsel ve psikolojik birikiminin yansımasıdır. sonuç olarak cinsel arzular psikolojik geçmişin izleridir. Bireyin hormonel sistemindeki farklılıklar duyguların büyüklük derecesini farklı oluşturacaktır. Bu nedenle yaşamın getirileri farklı hormonel sistemdeki bireyleri psikolojik olarak daha derinden etkileyebilecektir. Bunun sonucu olarak biyolojik farklılığı bulunan daha kadınsı yada daha erkeksi bireyler cinsel yönelim olarak normalin dışında bir kimlik benimseyecektir. Hormonları sebepli eşcinsel ilgi inancı bu nedenle geçersizdir. Biyolojik farklılıklarının yoksun psikolojik altyapılarını destekleyerek eşcinsel ilgi duyan bireyler  psikolojik altyapılarının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.
32
EŞCİNSEL İLGİLER, SEBEPLERİ VE ONARIMI
Cinsel istek ve arzuların bize deneyimsel getirileri ve bu getirilerin açılımı şu şekilde üç ana temelde toparlanabilir:

Eşcinsel ilgilerin tamamı cinsellik amacının varlığını gerektirmeden psikolojik altyapıların bir isteğe dönüşüm hali olabilir.
Eşcinsel ilgilerin bir kısmı sadece cinsellik oluşumlu olmamakla birlikte cinsel temelli bir arzu olabilir.
Eşcinsel ilgiler psikolojik bir altyapı ürünü olabilen ve biyolojik farklılıklarla desteklenen bir arzu olabilir.

1- İnsan psikolojisinin insan duygu, düşünme biçimi ve düşüncelere ilgisinde çok geniş bir alanı kapsaması cinselliğin bu alandan ayırt edilmemesine sebeptir. Cinselliğin bir tür arzu oluşu onun psikolojik ürün oluşuna engel değildir. Cinselliğin nöro-kimyasal (bilişsel ve hormonel) bir sonuç oluşu ve psikolojiyle bilişselliğin bağdaşması beraber düşünüldüğünde cinselliğin psikolojik bir etkilenme sonucuna varılabilir. Eşcinsel ilgi cinsel bir arzu sebepli düşünülmesi aslında onun psikolojik bir altyapının ürünü olduğunu belirtir. Cinsel etkilenme eşcinsel ilginin doğuşuna sebep olmaz. Eşcinsel ilgi cinsel etkilenmelere sebep olabilmektedir. Sonuç olarak eşcinsel ilgiler cinsel arzulara sebep olabilirken bu cinsel arzuların psikolojik bir altyapıdan gelebileceği söylenebilir. Eşcinsel ilgi sadece cinsel etkilenmeleri doğurmaz. Psikolojinin ürünü olan arzu geçmişe dayalı, ilgi alanındaki yoksunluğun sonradan dışa vurumu olabilir. Bu tarz bir eşcinsel ilgi eşcinsel psikolojik onarım tedavisini mümkün kılar.

2- Eşcinsel ilgi tamamen cinselliğe bağlanamaz. bunun sebebi cinselliğin temelde psikolojiyle bağlantılı olmasıdır. Psikolojik geçmişte şuan ilgi duyulan alanla ilgili yoksunluğun sonradan farklı dışa vurum yollarıyla telafi edilmeye çalışılması bireyde bazı normal olmayan sonuçları doğurur.. Doldurulmamış psikolojik yoksunluğun kişi tarafından arzularla doyurulmaya çalışılması arzularda aşırılığa, bozukluğa sebep olabilir. Bu aşırılık ve bozukluğun ortaya çıktığı alanlardan biride cinselliktir. Cinselliğin bozulacak alan olarak seçilmesi bazen tesadüfen bazen de başlangıçtan beri süregelen bozuk cinsel duyguların varlığıyla kendiliğinden gerçekleşir. Cinsellik ilerleyen dönemlerde bireyin doyurulmamış psikolojik  kişiliği çerçevesinde gelişim gösterir. Bireyin cinsel arzuları kişiliğindeki eksik parçaların türüne göre değişkenlik gösterebilir. Eşcinselliğin doğuştan geldiğinin düşünülmesinin en temel sebebi bireyin cinsel kimliğinin sadece cinsel ilgilerinin göstergesi olduğu düşünülmesi ve psikolojik altyapılarının görünmez olmasındandır. Bu tarz bir eşcinsel ilgi cinsel arzuların yönlendirilmesi ve temel sosyal psikolojik altyapının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.

3-Eşcinsel ilgi psikolojik bir altyapı bozukluğunun yanı sıra bu bozukluğu biyolojik farklılıkların da desteklediği bir yönelim olabilir. Bu ilginin temelinde psikolojinin bulunması ve bu bozuk temelli psikolojinin oluşmasına imkan veren hormonel bazı farklılıkların bulunması böylesi bir kimlik karışıklığını oluşturabilmektedir. Cinsel arzular bilişsel aktivite sonucu ortaya çıkar. bilişsel aktivite düşünme tarzlarından oluşur. Bu düşünce tarzları kişinin geçmiş düşünsel ve psikolojik birikiminin yansımasıdır. sonuç olarak cinsel arzular psikolojik geçmişin izleridir. Bireyin hormonel sistemindeki farklılıklar duyguların büyüklük derecesini farklı oluşturacaktır. Bu nedenle yaşamın getirileri farklı hormonel sistemdeki bireyleri psikolojik olarak daha derinden etkileyebilecektir. Bunun sonucu olarak biyolojik farklılığı bulunan daha kadınsı yada daha erkeksi bireyler cinsel yönelim olarak normalin dışında bir kimlik benimseyecektir. Hormonları sebepli eşcinsel ilgi inancı bu nedenle geçersizdir. Biyolojik farklılıklarının yoksun psikolojik altyapılarını destekleyerek eşcinsel ilgi duyan bireyler  psikolojik altyapılarının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.
33
 
EŞCİNSEL İLGİLER, SEBEPLERİ VE ONARIMI
Cinsel istek ve arzuların bize deneyimsel getirileri ve bu getirilerin açılımı şu şekilde üç ana temelde toparlanabilir:

  • Eşcinsel ilgilerin tamamı cinsellik amacının varlığını gerektirmeden psikolojik altyapıların bir isteğe dönüşüm hali olabilir.
  • Eşcinsel ilgilerin bir kısmı sadece cinsellik oluşumlu olmamakla birlikte cinsel temelli bir arzu olabilir.
  • Eşcinsel ilgiler psikolojik bir altyapı ürünü olabilen ve biyolojik farklılıklarla desteklenen bir arzu olabilir.

1- İnsan psikolojisinin insan duygu, düşünme biçimi ve düşüncelere ilgisinde çok geniş bir alanı kapsaması cinselliğin bu alandan ayırt edilmemesine sebeptir. Cinselliğin bir tür arzu oluşu onun psikolojik ürün oluşuna engel değildir. Cinselliğin nöro-kimyasal (bilişsel ve hormonel) bir sonuç oluşu ve psikolojiyle bilişselliğin bağdaşması beraber düşünüldüğünde cinselliğin psikolojik bir etkilenme sonucuna varılabilir. Eşcinsel ilgi cinsel bir arzu sebepli düşünülmesi aslında onun psikolojik bir altyapının ürünü olduğunu belirtir. Cinsel etkilenme eşcinsel ilginin doğuşuna sebep olmaz. Eşcinsel ilgi cinsel etkilenmelere sebep olabilmektedir. Sonuç olarak eşcinsel ilgiler cinsel arzulara sebep olabilirken bu cinsel arzuların psikolojik bir altyapıdan gelebileceği söylenebilir. Eşcinsel ilgi sadece cinsel etkilenmeleri doğurmaz. Psikolojinin ürünü olan arzu geçmişe dayalı, ilgi alanındaki yoksunluğun sonradan dışa vurumu olabilir. Bu tarz bir eşcinsel ilgi eşcinsel psikolojik onarım tedavisini mümkün kılar.

2- Eşcinsel ilgi tamamen cinselliğe bağlanamaz. bunun sebebi cinselliğin temelde psikolojiyle bağlantılı olmasıdır. Psikolojik geçmişte şuan ilgi duyulan alanla ilgili yoksunluğun sonradan farklı dışa vurum yollarıyla telafi edilmeye çalışılması bireyde bazı normal olmayan sonuçları doğurur.. Doldurulmamış psikolojik yoksunluğun kişi tarafından arzularla doyurulmaya çalışılması arzularda aşırılığa, bozukluğa sebep olabilir. Bu aşırılık ve bozukluğun ortaya çıktığı alanlardan biride cinselliktir. Cinselliğin bozulacak alan olarak seçilmesi bazen tesadüfen bazen de başlangıçtan beri süregelen bozuk cinsel duyguların varlığıyla kendiliğinden gerçekleşir. Cinsellik ilerleyen dönemlerde bireyin doyurulmamış psikolojik  kişiliği çerçevesinde gelişim gösterir. Bireyin cinsel arzuları kişiliğindeki eksik parçaların türüne göre değişkenlik gösterebilir. Eşcinselliğin doğuştan geldiğinin düşünülmesinin en temel sebebi bireyin cinsel kimliğinin sadece cinsel ilgilerinin göstergesi olduğu düşünülmesi ve psikolojik altyapılarının görünmez olmasındandır. Bu tarz bir eşcinsel ilgi cinsel arzuların yönlendirilmesi ve temel sosyal psikolojik altyapının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.

3-Eşcinsel ilgi psikolojik bir altyapı bozukluğunun yanı sıra bu bozukluğu biyolojik farklılıkların da desteklediği bir yönelim olabilir. Bu ilginin temelinde psikolojinin bulunması ve bu bozuk temelli psikolojinin oluşmasına imkan veren hormonel bazı farklılıkların bulunması böylesi bir kimlik karışıklığını oluşturabilmektedir. Cinsel arzular bilişsel aktivite sonucu ortaya çıkar. bilişsel aktivite düşünme tarzlarından oluşur. Bu düşünce tarzları kişinin geçmiş düşünsel ve psikolojik birikiminin yansımasıdır. sonuç olarak cinsel arzular psikolojik geçmişin izleridir. Bireyin hormonel sistemindeki farklılıklar duyguların büyüklük derecesini farklı oluşturacaktır. Bu nedenle yaşamın getirileri farklı hormonel sistemdeki bireyleri psikolojik olarak daha derinden etkileyebilecektir. Bunun sonucu olarak biyolojik farklılığı bulunan daha kadınsı yada daha erkeksi bireyler cinsel yönelim olarak normalin dışında bir kimlik benimseyecektir. Hormonları sebepli eşcinsel ilgi inancı bu nedenle geçersizdir. Biyolojik farklılıklarının yoksun psikolojik altyapılarını destekleyerek eşcinsel ilgi duyan bireyler  psikolojik altyapılarının iyileştirilmesiyle tedavi edilebilir.
34
02.02.2025 tarihinde ki terapimde;
Çalışma ve kurs saatlerimin uygun olmamasından dolayı kick boks eğitimime başlayamadım öyle bir planım vardı, ama kendimi geliştirme olarak ingilizce eğitimime başladım ve güzel bir başlangıç oldu benim için. Babam ağır bir grip geçiriyordu bende kendisine maddiyat vs muhabbetinden kızgındım. Çünkü o sözde ben sizin için uğraşıyorum derken verdiği, vereceğinin sürekli lafını eden bir SÖZDE DİNDARDI BABAM. Sürekli laf çarpıtırdı ve ben hasta olduğu süre zarfında onu aramadım daha sonra belli bir süre geçtikten sonra o beni aradığında niye aramadım diye imalı konuştu bende geçiştirici laflar söyledim sürekli aşağılanıp ezilen taraf olmak istemiyor ama aynı zamanda baba ata olduğu için saygısızlıkta etmek istemiyordum bu durum benim için çok zordu. Ama bir nebze olsun değişmiştim daha önce alttan alıp ortamı yumuşatacak şeyler söyleyen ben gitmiş artık beni ilgilendirmez küsersen küs, laf sokarsan sok diyen ben vardım. Öyle de yaptım taviz vermedim alttan almadım yine başladı kul hakkı babalık analık hakkından vallahi bıktım... Allah bu insanlara iyi ki böyle bir hak vermiş bu kadar mı acizsin başın sıkışınca bir insanın hassas olduğu yerden vuracak kadar mı bile ADAM olamadın. Sonra konuşma bittikten sonra yine bana geldi vesveseler gece yattım uyuyamıyorum yine kafamda babam yine babam bıktım artık bırak yakamı ben kendi hayatımı yaşamak istiyorum çık hayatımdan o kadar zoruma gitmişti ki şöyle dua ettim. ALLAHIM YA BENİ AL YA ONU ARTIK BU RUHSAL BUNALIMDAN BIKTIM BİRİMİZ GÖÇSÜN BU DÜNYADAN DİYE. Sonra Allah hatırlattı ki bana amcam var benim babamdan büyük ertesi gün amcamı aradım uzun uzadıya konuştum amcam biraz daha halden anlayabilen bir insandı ona durumumu anlattım düşüncelerimi benim de bir insan olduğumu benim de kalbimin kırılabildiğini vs. dedim ya düzgün bir şekilde duracaksa babam hayatımda dursun ya da tamamen hayatımdan çıksın diye. Sağolsun ne anlatmak istediğimi anlamış olmalı ki babamı arayıp fırçalamış birkaç gün sonrasında babam beni aradığında benden af diledi bana karşı daha anlayışlı olacağını vs. dile getirdi İNANDIM SAYDIM BAKALIM ZAMAN GÖSTERECEK BENİM ÜMİDİM ÇOK YOK AMA OLSUN.
İş yerimde biraz daha muhabbet edip sosyalleşeceğim bir ortam oluşturuyorum. Haftasonları vs. artık daha çok verimli geçirmeye çalışıyorum boş zamanlarımı değerlendirmeye özen gösteriyorum yemeklerimi artık dışarıdan söylemek yerine kendim yapıyorum daha sağlıklı bir düzenim olması için giyim, kuşam, saç bakımım, koku kullanmam da ekstra cabası oldu. Hatta dersimiz oluyordu bizim haftalık saçlarımı uzatmıştım beni uzun süredir öyle görmeyen arkadaşlarım çok yakıştığını söyledi hocamız da dersi yarıda bırakıp arkadaşlar bence yaşlanınca bile çok yakışıklı olacak dedi benim için onurum okşandı çok hoşuma gitti iltifat duymayı özlemişim...
İçimdeki bu isteksiz ve tembel duygunun eşcinsel ilişki hayatı içine fazlaca olmamdan olduğunu söyledi hocam çünkü ben anı yaşamak istediğim için her seferinde daha fazlasını istediğimden kendimi mesleki gelişime vermek istememiştim, ayrıca sağolsun Hocamın dediği (çok hoşuma gitti ben diyemiyorum diye :) ) babam olacak öküzün de etkisi çok olmuş.
Dışarıda herhangi bir kıza baktığından vajina, anal gibi hissiyatlar ile cümleler kullanan erkeklerin aslında porno bağımlısı olduğunu söyledi hocam o yüzden bana da bir kızı gördüğümde beğendiğim zaman cinsel uzvumda hareketlenme olmamasını problem etmemi normal sapkın olmayan heteroseksüel bir erkeğin beğendiği bir kız ile aslında onunla romantik bir hayal kurduğunu söyledi ve bu çok önemliydi benim için puzzle da boş yerler dolmaya devam ediyordu.
35
3. Seans sonrası 2.yazı

Hz Yusufun atıldığı kıskançlık kuyusundan , müslüman evlatların atıldığı eşcinsellik kuyusuna ….

Muhafazakar aileler eşcinsel birey yetiştirme noktasında daha mı başarılılar ?

İlginç bir başlık değil mi ? Sanki islam düşmanı birinin ağzından çıkmış gibi !

İslam ve eşcinseller değil.
Muhafazakar aileler ve eşcinseller…

Eşcinsellik tarih boyunca alimler,hocalar tarafından boş bırakılmış , göz ardı edilmiş , ağza alınmayacak şeyler olarak tabulaştırılmış bir mevzudur. Kimse bu hastalığı dert edinmemiş , dert edinenlerde tarih boyunca her hangi bir çözüm her hangi bir tedavi bulumamış. Tarih boyunca günümüze kadar bu hastalığa düçar olan insanlardan kimileri bu duyguları baskılayarak amel defterlerini kapatıp başarılı bir şekilde ahirete irtihal etmiş kimisi gizli gizli cinsel dürtülerini imkan ölçüsünde fiiliyata dökmüş. Tarihsel örnekleri olsa da günümüzdeki kadar yaygın ve göz önünde olmamıştı.

Aslında günümüze nazaran eskilerde bu tarz vakaların olması yahut az gibi görünmesi normal. Çünkü eski insanlar ne günümüz teknolojisine sahipti ne de bu duygular günümüzde ki gibi rahat bir şekilde söylenebiliyordu.

Günümüze geldiğimizde ise birinin eşcinsel bir birey bulması o kadar kolaylaştı ki … bırakın eşcinsel birini bulmak, aradığınız yaşa göre , ten rengine , cinsel yönelimine , aktifliği pasifliği , boyu kilosu , vucüt kıl yapısına kadar en ince ayrıntısına kadar istediğiniz birini bulmak çok çok kolaylaştı

Günümüzde bu kadar yayılmasında şu faktörlerde etkili ;

-internetin her cebe girmesi
-bu yönelimlerin çeşitli örgütlerce (dernek değil örgüt) desteklenmesi teşvik edilmesi
-son dönem ailelerin yeni nesil evlatlarla girmiş olduğu çatışmalar ve bilinçli aile olamamaları
-yapılan tv,dizi,film proğramlarının eşcinselliği özendirmesi
-pornografi bağımlılığında rutin olan erkek-kadın ilişkilerinin artık zevk vermemesi ve insanların haz noktasında hep doruk noktayı arama isteği vs vs…

Eskiye kıyasla günümüzde eşcinsel birinin eşcinsel birini bulması , evlenebileceği bir karşı cinsi bulmasından bile kolaylaştı.

Artık cami bahçesinde bile gizli eşcinsel birini bulmak bile mümkün…

İşin tedavi noktasına geldiğimizde ise ;

Destek almak için gittiğimiz büyük hocalar bile çözüm noktasında çaresiz kalmış hatta bir kaç yıl öncesine kadar sunmuş oldukları evlilik önerisinin bile işe yaramadığını ve kurtuluş olmadıklarını kendi gözleriyle gözlemlemişlerdir.
Büyük yangınları söndürmesini beklediğimiz büyük hocalar bile bu noktada Allaha sığınmayı telkin etmekten öte gidememişlerdir.

Psikologlara gelince … %5 lik kesim hariç bütün psikologlar bunun bir hastalık olmadığını , doğuştan gelen bir şey olduğunu , bunu kabul etmemiz gerektiğini hatta ve hatta buna göre yaşamamızda bir problem olmadığını söylüyor … müslüman olduğu halde böyle düşünen operasyon çocuğu psikologlar…
Tedaviye inan psikologlar içerisinde de gerçekten faydalı olup tedavi sunanların sayısıda bir elin parmaklarını geçmiyor. Ki tedavi sunanlar bile lgbt dernekleri tarafından engelleniyor bir şekilde susturuluyor. Hemde müslümanların eliyle ha öyle dış minnaklar tarafından değil …

Hocalar çözüm olamadı , çözüm bulamadı , Din korudu ancak kurtaramadı …
Verilen tavsiyeler , Allaha sığınma telkinleri pisliği halının altına atmaktan öteye geçemedi. Evet belki kimileri bu telkinlerle kendilerini korudu , temiz bi şekilde öbür tarafa intikal etti ancak yangın giderek büyüyor.

Artık müslüman , en dindar ailelerin çocukları bile bu hastalığa düçar olmuş durumda.

Eşcinselliğin bu kadar özendirilip , dört bir yanı ateşle çevrili olan bu dönemde bu dürtüleri bastırmak Allaha sığınmak işe yaramıyor…

Evlatlarımız , kardeşlerimiz bu bataklığın içerisinde boğazına kadar batmış durumda. Müslümanlar bu durumun farkında , bataklığın kenarından batmakta olanları izliyor lakin ellerinden hiç bir şey gelmiyor.

Gelelim konumuz asıl noktasına … müslüman ailelere ….

Hüseyin kaçın hocamla terapi sonrasında lobide otururken gözlemlediğim şeyler şunlar oldu.

-tedaviye gelenler hep bizim dindar çevreden.
-kimisi baş örtülü
-kimis hafız
-kimisi x cemaatinden
-kimisi de ben gibi imam

Ne kadar acı bir durum değil mi benim yaşadıklarım.

Topluma önder olması gereken ben , çıkıp kürsülerde vaaz veren ben , bu hastalışa düçar olmuş vaziyetteyim.

Hüseyin kaçın hocamla tanışana kadar kendimi aşağılık, şerefsiz , namussuz biri olarak görüyor ve kendimden nefret ediyordum. Terapilerle beraber bunun Allahtan gelen bir imtihan olduğunu , aileden kaynaklanan bir hastalık olduğunu kendi gözlem ve tecrübelerimde gözlemlemiş oldum.

Bir hoca olarak neden dindar ailelere dem vuruyorum hemen onuda açıklayayım.

Bu hastalık sürecinde benim gibi eşcinsel olan 100 lerce kişiyle sohbet etme imkanım oldu.

Her branştan öğretmen , hoca , hakim , savcı , polis , memur , amir , işçi , işveren , 18 yaş , 70 yaş , aktif pasif ne ararsanız. 

Aslına bakarsanız bu problem dindarların değil toplumumuzun problemi ve yansıması.

Tedaviye gelenlerin sürekli dindar camiadan olmasının sebebiyse , amiyane tabirle dindar olmayanların %90 ı bu durumu dert etmiyor zaten.

Haydi diyelim ki dindar olmayan ailelerde böyle sorunların çıkması normal de , sürekli kur’an okuyan , dini olarak temel aile kurallarına vakıf , dini eğitim almış dindar ailelerde neden bu problemler var ?

Bana  “hocam , şüphesiz ki namaz fuhşiyattan ve kötülükten alıkoyar” . Namaz kılıyorum ama bunlardan uzak duramıyorum diyenlere , problem namazda değil , sen namazı kılış şeklinde yahut namaz algında diyorum.

Bizim dindar ailelerimiz aynı şekilde dini şeyleri gerçek manası ile algılayadıklarından hayata yansıtamayışlarından malesef dindarlıkları sakal-cübbe-baş örtüsü üçgeninde dönüp dolaşıyor.

Eğer dindar aileler islamı gerçekten sindirmiş olsalar, hayatlarına etki ettirmiş olsalar baş örtülü ailelerin çocuklark eşcinsel olur muydu ?

Yahut çocukluğundan beri namaz kılan , dindar ailenin çocuğu olan , ilahiyat okuyan ben eşcinsel olur muydum ?

Hadi Biz dindarların din algısında bir problem olmadığını varsaysak bile şüphe yok ki evlat yetiştirme noktasında çok eksiğiz.

Örneğin evlat yetiştirme de her müslüman evlatları için “hepsi bir elin parmakları gibidir “ derler ama muamelede bu surum asla böyle değildir.

Yüce Rabbimiz ta 1400 yıl önce bize hz yakup hz yusuf kıssasını anlatıyor , biz ise kur an yarışmalarında kim daha güzel okuylr algısından öteye gidemiyor ve bu kıssanın ne anlatmak istediğini asla anlayamıyoruz.

Yahu ne alakask var eşcinsellik ile hz yakup hz yusuf kıssasının ?

Kardeşleri yusufu niçin kuyuya attılar ? Babaları onu daha çok sevdiği için dimi ?

Orta yollu olmamızı söyleyen peygamberin ümmeti , çocuk yetiştirmede asla orta yolu tutturamıyor. Ya çocukları eşit sevmiyor , yahut çocuklardan birine hiç sevgi göstermiyor yahut birini aşırı sevgici aşırı korumacı yapısıyla , çocuklarını farkında olmadan eşcinsellik kuyusuna atıyor.

Tek sebep bu değil , her sevgisiz büyüyen eşcinsel olmuyor lakin bu sebeplerden bi tanesi. Doğru bir dini okuma yapıldığı takdirde kim bilir daha nelere ulaşırız … bir sonraki yazıda görüşmek üzere…
36
3.terapi sonrası

Eşcinsellik çıkmazı : çocukluktan erilliğe geçemeyiş

Porno ve masturbasyon bağımlılığı dini olarak her ne kadar günah yahut haram olarak değerlendirilip , bundan kurtulmanın yolu olarak nefis terbiyesi olarak gösterilse de , bu bataklığa düşen bilinçli herkes bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunun farkına varır.

Porno izleyenlerin , izledikleri başlıklara bakarsanız , aynı başlıktaki pornoları izleyen insanların aynı psikolojik problemlere ve travmalara sahip olduğunu göreceksiniz , kanaatindeyim.

Porno bağımlılığına düşen herkesin ortak noktası şudur ki ; stresin zirve yaptığı zamanlarda porno izleme isteğide zirve yapar. Çünkü bu bir kaçış yoludur. Ancak asla kurtuluş değildir.

Hüseyin kaçın hocamla terapilere devam ediyoruz. İlk terapiden bu yana porno izleme ve mastürbasyon yapma isteğim baya azalmıştı , özellikle de eşcinsel pornolar…
Hocanın dediklerini harfiyen yapıyordum. Kafa dinlemek için yanına geldiğim arkadaş namazı bırakmış olmamdan dolayı baskı yapınca bilinçsizce kendimi tekrarda porno izleme ve mastürbasyon bağımlılığında buldum.

Eğer eşcinsellikten kurtulmak istiyorsanız ve tedavi aşamasında yani dönüşüm terapilerindeyseniz , kesinlikle “ zinaya yaklaşmayın “ ayetinde ki gibi stresten değil uzak durmak , ateşten kaçarcasına kaçmak gerekiyor.

Evet stres gerçeği sadece eşcinsellerin hayatında değil tüm insanlarda var. Lakin diğerlerinden farklı olarak izlenilen pornolar kadın-erkek arasında geçen değil hemcinsler arasında geçen pornolar. Normal insanlar bu bataklıktan kurtulmaya çalışırken eşcinseller ayrıca eşcinsel pornolardan kurtulmaya çalışıyor. Yani burda eşcinseller için asıl aşılması gereken şey pornonun kendisi olmaktan çıkıp eşcinsel pornoları terketmeye dönüşüyor.

Gözlemim odur ki (ergenlik dönemi hariç, burda cinsel dürtüler ön plandadır) porno izleyen herkesde mutlaka psikolojik bir problem var.

Eşcinseller için , erilliğini arttırmak noktasında yahut cinsel duyguları kontrollü yöneltmek noktasında erotik filmlere (pornografik olmayan , eşcinsel olmayan ) müsamahakar davranılabilir( baskılama asla tavsiye edilmez , çünkü insan bastırdığı duyguların esiri olur)

Dönüşüm isteyen bir eşcinsel birey bu dönüşümi bence proğramlı ve bilinçli bir şekilde yapmalıdır. Başa çıkılması gereken diğer problemler gibi hayatın akışına bırakılıp su akar yolunu bulur denilerek aşılabilecek bir problem değildir. En azından herkes bunu başaramaz. Mesela ben başaramadım.

Hem hayatındaki diğer problemlerle uğraşıp hem de eşcinselliği yenmeye çalışmak bir avuçta iki karpuz taşımaya benzer. Mutlaka yolda düşürülür.

Eşcinsellik noktasında terapi alan bir kişi kesinlikle bu problemi hayatının merkezine almalı sadece bu probleme odaklanmalı. Hayatın geri kalanında yaşamış olduğumuz problemler gözümüze dağ gibi gözükse de , everest gibi büyük  olan eşcinsellik problemin yanında diğer problemler ancak bir tümsektir.

Bu süreçte stres eşcinsel bireyin baş düşmanıdır. Kişinin gireceği her türlü stres her türlü kaygı her türlü korku eşcinselliğini daha da arttıracak ve süreci baltalayacaktır.

Bu süreçti insan olabildiğince relax olmalı.

Konu başlığında da değindiğim gibi eşcinsellik yuvadan uçamayıp bir birey olamayan kuş gibi , çocuksuluktan erilliğe yada dişilliğe geçememektir.

Eğer dikkatli gözlemlerseniz eşcinsellerin çoğunda bu çocuksuluk vardır.

Şahsi fikrim burda 50 yaş üstü full aktif olduğunu söyleyen ve karılarını tatmin edemediği için 20 li yaşlardaki erkekleri cinsel obje olarak gören domuzlar hariç. Bence eğer sapıklık olarak niteleyeceğimiz bir kitle varsa onlar bu domuzlardır.

Eşcinsel bir bireyin hayatında oturmuş yahut şekillenmiş bir karekter yoktur. İnsan 30 lu yaşlarına geldiklerinde tıpkı gövdesi genişlemiş sapa sağlam bir ağaç gövdesi gibi olması gerekirken eşcinseller bu çocuksu ruhlarını terk edememiş , katılaşmamış , hem fikren hem de karekter olarak girdiği kaba göre şekil almaya müsayit sıvı gibidirler. Henüz ben buyum diyebilecekleri bir karekterleri oluşmamış , oturmamıştır. Yahut oturduğunu zannederler. Eğer kendilerine bakarlarsa günlük hayatta onlar için haklı ve ya haksız olan taraflar değişebilir yahut dini, siyasi vs görüşleri tarafların tezini dinledikten sonra kolayca değişebilir.

Eşcinsel terapilere dönüşüm terapileri denilmesi aslında çok manidar. Çünkü buradaki dönüşüm sadece cinsel noktada değil , karekter oluşumu noktasında da bir dönüşümdür. Eşcinsellikten kurtulmuş olan bir bireyin hayatında her şeyden önce karekteri değişmiş , dönüşmüş ve oturmuş olacaktır…

Eşcinsellikten kurtulma , tıpki bir kuş gibi yuvadan uçuş bir birey olmaktan bir fert olmaktan geçiyor.

Son bahsettiklerime örnek olarak eşcinsellerin hayatında çok kolay tavizler verilebilmekte , sınırlar eşcinsel duygular sebebiyle çok kolay aşılabilmekte.

Toplumda herhangi bir birey için ahlaksızlık sayılabilecek ensest ilişkiler , anal ya da oral sex , şusu busu , hatta aşık oldukları kişiler için “fedakarlık” adı altında yaptıkları ve kendi benliklerini , kendi öz saygılarını hiçe sayarak yaptıkları uç şeyler bunlara örnek olarak verilebilir …
Bu noktada eşcinsel bireylerin bu hastalıktan kurtulmasıyla beraber , aynen günahından tevbe edenin yeniden doğduğu gibi yeniden doğmuş bir karekter inşası olacaktır…
37

GAY THERAPY

The way homosexuals feel themselves as quilty,angry, depressive is a very common occassion. to act as a homosexual even it is not suitable for ones "being, existence and soul"(!) can lead these persons to depression. Homosexuality is a traumatic aspect of a mislead childhood often neglected by parents. Thus, homosexual...ity is a gender disorder, pathologic disorder and a menthal disorder. Thus physchology as a science has the responsibility to search, analyze the structure and the reasons of homosexuality and will always have it. According to this theory not remediating the homosexuals who want to get rid of their homosexuality and calling it "not remediable" is an attitude insulting homosexuals and is immoral.

Psikolog Hüseyin Kaçın - 0555 326 22 91 -


Eşcinsellerin kendilerini suçlu, huzursuz, yalnız, depresif, sıkıntılı ve gergin hissetmeleri sık rastlanan bir durumdur. Yani ruhuna ve benliğine aykırı olduğu halde eşcinsel eylemlerini sürdürmek zorunda kalmak veya dürtüyü kontrol edememek kişide ruhsal sıkıntı yaratabilir. Ayrıca eşcinsellik; özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve (anne-baba) ihmallerin bir sonucu gelişen bir durumdur. Bu açıdan baktığımızda da eşcinsellik ruhsal bir bozukluktur, bir cinsel eğilim bozukluğudur, bir cinsel kimlik bozukluğudur. Bu neden psikoloji biliminin eşcinsel yaşam tarzının ve toplumsal kimliğin sağlıklı olup olmadığını ayrıştırma, eşcinselliğin nedenini, yapısını ve tedavisini araştırmaya devam etme sorumluluğu vardır, olmalıdır, olacaktır. Bu bağlamda, kendi özgür seçimi ile eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere tedavi imkanı sağlamamak, "bu tedavi edilebilen bir hastalık değildir" demek gerçekte eşcinselleri küçük düşüren ve ahlaki olmayan bir tutumdur.
38
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://www.instagram.com/p/DGYo63aoBAQ/


https://www.youtube.com/watch?v=-9bPlRuOq-Q&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg









https://www.instagram.com/p/DGYo63aoBAQ/
39
Eşcinsellik özgür bir tercihin değil, genellikle çocuklukta yaşanan travmaların ve ebeveyn ihmallerinin sonucu olarak gelişen bir durumdur. Eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere terapi imkanı sağlamamak, gerçekte eşcinselleri küçük düşüren bir tutumdur.

https://www.instagram.com/p/DGYo63aoBAQ/


https://www.youtube.com/watch?v=-9bPlRuOq-Q&list=UULFEDADUolmKuMyWGRunC3UhQ&index=4

Velev ki Eşcinseliz: Furkan

https://www.youtube.com/watch?v=SK5ycgpoVC8

Velev ki Eşcinseliz: Mert

https://www.youtube.com/watch?v=BI6NM-gENrw

Velev ki Eşcinseliz: Efe

https://www.youtube.com/watch?v=rxfQS3Da1Wg









https://www.instagram.com/p/DGYo63aoBAQ/
40
3.SEANS

Önce o hafta neler yaptığımı anlattım .
2.Seanstan sonra mastürbasyonu  HK nın dediği fantaziyi kurarak yaptım ve beynim o kadar pasif olmaya alışmış ki aktiften neredeyse hiç zevk almıyordum ama o hafta farklı bir şeyler oldu metrobüsteydim ve bir kızdan hoşlandım ilk başta garipsemedim ama daha sonra kendime şaşırdım nasıl oldu bu diye normalde gözü sadece erkekleri gören ben bir kızdan hoşlanmıştım anladım ki gerçekten masturbasyon yaparken kurduğum pasif fantaziler bana baya zarar vermiş bırakıp sadece bir kaç kez aktif fantazi kurmakla beynime erkek olduğunu telkin etmişim demekki . Sonra yine aynı metrobüste bazı yaşıtım olan erkeklere baktım ve bir anda kızdan hoşlanmam geçti çünkü o gördüğüm erkekler benim gözüme güçlü geliyolardı erkek öyle olur diye düşünüyordum bende öyle değildim beynim bunu böyle kabul etmiş [aslında durum olduğundan çok farklıymış da ileriki seanslarda anlatacağım bu yazdıklarımı dikkatli okursanız ilerde parçalar yerine oturacak . Terapi sürecim bir roman gibi gerçekten .] Yine o hafta aklıma güçlü kızlara asalet sahibi kızlara karşı çekim duyduğum ve hayranlık duyduğum aklıma geldi ama o kızlara yeterli olamayacağım için sadece hayranlıkta kalıyordu . HK ya bunlardan bahsettim . Psikolog Hüseyin Kaçın’a bunları anlattığımda hatamın diğer erkeklerle kendimi kıyaslamak olduğundan bahsetti . Hayatımı kendi benliğimin üzerine inşaa etmem gerekiyor anladığım kadarıyla . Başkalarına göre yaşadığım için belkide bu zamana kadar bu kadar zorluklar yaşadım . Belkide kendi isteklerim doğrultusunda yaşasaydım kendi hayatımı kendim oluştursaydım bu kadar rahatsızlanmayacaktım belki de .Bu hastalık beni sadece cinsellik manasında etkilemiyordu bir işe gireşeceğm zaman şiddetli anksiyete krizleri yaşıyordm birilerinin kanadı altında yaşamayı istiyordum tek başıma kaldığım zaman kendimi güvende hissetmiyordum . Bu yüzden de sürekli erkek arkadaşlarıma dost adı altında aşık olup onu elde etmek için hayatımdan fazlasıyla tavsiye veriyordum ve günden güne eriyordum

Bahsettiğim bir diğer husus hayatıma giren A kişisiyle alakalı . Ona artık iyice bağımlı olmuştum ve bana iyi davranmadığı için sürekli depresyona giriyordum psikolojim mahvoluyordu bunları HK ya anlattım oda o sırada bekleme odasında olan iki kişiyi çağırıp onların başından geçenleri bana anlatmalarını istedi. Aynı şeyleri yaşamış oldukları için bana tavsiye veriyolardı .Bana söylediği şeylerden ve benimde yaşadığım duygulardan bahsedeyim biraz . Bu süreçte ilk başta karşıdaki kişiyle her şey güzel başlıyor sonrasında onun verdiği ilgi size yetersiz geliyo sürekli onu görmek istiyorsunuz göremeyince strese giriyosunuz kendinizi güvende hissetmiyorsunuz en azından sesini duymak istiyorsunuz . Gün içinde sürekli onunla alakalı hayaller kuruyosunuz . Onu herkesten kıskanıyorsunuz böyle aşırı aşırı dugular ve bu duygular hayatınızı mahvediyor . Sonrasında bu durum iyice ilerliyor ve en sonunda kafanızda kişiyi erotikleştiyosunuz onunla artık cinsel ilişkiye girmek istiyorsunuz . Sonunda üzülen siz oluyorsunuz en güzeli benim kendim için verdiğim karar hiç arkadaşlık ilişkisi kurmamak taaki zihnimdeki güçlü erkeği inşa edene kadar . HK böyle demiyor kur ama erotikleştirme diyor başkalarını bilemem ama bu benim için gerçekten zor .

Birde kurduğum arkadaşlık ilişkileri hiç doğru dürüst insanlarla olmuyor ki hep bana aynı acıyı yaşatacak olan kişileri elimle koymuş gibi buluyorum bu yüzden daha fazla yorulmama gerek yok diye düşünüp böyle bir karara varsamda hayatımda hali hazır da olan bir A vardı önce onu hayatımdan uzaklaştırmam gerekiyordu işin zor kısmı buydu çünkü çocuk benimle aynı yurdun aynı odasında yatıyordu ve o yurda sırf benim için gelmişti . Aramızda iyice bozuluyordu sürekli kalbimi kırıyordu ve özür dileyen hep ben oluyordum çünkü ona bağımlıydım onsuz yapamayacağımı düşünüyordum . Bana neden öyle davrandığını da anlamıyordum narsist işte falan diye düşünüyordum . Mantğım hayatımdan bir şekile çıkarmam gerektiğini bana söylerken duygularım mantığıma baskın geliyordu çünkü içimde kanayan bir yara var ve o yarayı bir şekilde kapatmaya çalışıyordum .

HK bu anlattıklarımı yorumlayıp biraz tavsiye verdi . Kaldığım yere onu sokmamın çok büyük bir hata olduğunu söyledi . Daha sonra ben onun hayatını düzene soktuğum halde bana düşman olduğundan bahsettim oda bir insan kendisine eski hallerini hatırlatan her şeyi hayatından çıkarmak ister dedi kendisinin başına gelip tecrübe ettiği bir kaç olayı da aktardı .Kimsennin hayatının kurtarıcısı olmamam gerektiğinden bahsetti . Kendisinin psikologluğa başladığı ilk zamanlar söylediği bir sözü aktardı “Hayatınızın kurtarıcısı değil hayallerinizin kurucusu olacak bir dostluk iletişimi o kadar" . Devamında da güzel bir noktaya değindi

İnsanlar kurtarıcı ararlar . Kurtarıcılık Tanrı kul ilişkisidir hiç bir insanın tanrısı olmayacaksın . Tanrı kul ilişkisinde tanrı olmak ne güzel zannediyorsun ama asıl malı götüren kullar . Kul çalışmayacak tanrı verecek tanrı verecek . Seni sömürüyor yani . Sonra o kul senin verecek bir şeyin kalmayınca seni ezip geçer .

Duygusal istismara uğradığımı söyledi ve bu ilşikinin simbiyotik bir ilişki olduğunu söyledi onun için kendi hayatımdan fedakarlıklar yapıyordum çünkü . Fakültedeki derslerime girmiyordum . Derslerden iyice geri kalmıştım .

Beni sömüren simbiyotik ilişkilerden uzaklaşmam gerektiğini söyledi onu bir vampir olarak düşün seni ısırmış sen onun etkisi altındasın böyle hissettiğin onun yanında enerjin sömürüldüğü insanlardan uzak durmam gerektiğini söyledi aksi takdirde hayatımın içine edileceğini söyledi .

Arkadaşlık ilişkilerde sen bir adım at o bir adım atar bu şekilde sağlıklı ilişki kurulur dedi hep sen verici olursan ezilirsin insanlar seni zayıf aciz görürler dedi . İlişkilerde kaybetmekten korkan kaybeder dedi gidene kal gelene git deme gibi güzel tavsiyeler verdi . Asr suresinde insanın ziyanda olduğundan bahsettiğini hatırlattı çünkü insanoğlu nankör dedi .

Bu süreçte başka erkeklerin cinsel hayatını dinleme dedi  bu da beni kendi cinsiyetimden uzaklaştıracak bir şey çünkü tiksinme hissi gelecek kendi cinsiyetimden uzaklaşmama sebep olan şeylerden uzak olmam gerektiğini ve ortam yapmam gerektiğini söyledi . Sağlıklı kişilerden oluşan Arkadaş grubumun olması bu süreçte bana destek olacak bir şeymiş .

Bu seans çok tavsiyeler verdi bunları uygulamak için uğraşacağım . Madde madde yazacağım .Bu yazıyıda burada bitiriyorum .

Masturbasyona devam et . Porno izlemek yok
Kimseye acıma düşmüş düşmüştür anaç olma kimseye
Enerjinin sömürüldüğünü hissettiğin ilişkilerden uzak dur .
Erkekler ile kendini kıyaslama
Erkeklerin cinsel hayatını dinleme


Sayfa: 1 2 3 [4] 5 6 ... 10