1
Eşcinsel Terapi ile ilgili tepkiler / Ynt: EŞCİNSELLİĞİN ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEMİ: Sessiz Çocuk ve Yalnız Akademisyen
« Son İleti Gönderen: psikolog Bugün, 03:03:28 ös »Sessiz Çocuk, Yalnız Akademisyen – 5
İkinci Terapi: Korkularla Yüzleşmek
Bu haftaki yazımda ikinci terapi seansımı anlatmak istiyorum. Bu terapi, geçmişe – özellikle de çocukluğuma – dönerek erkeklere olan ilgimin nedenlerini anlamaya çalıştığımız bir seanstı. Çünkü terapistim, eşcinselliği güçlendiren en önemli faktörlerden birinin özgüvensizlik olduğunu söyledi.
Korkak Bir Çocukluktan Yalnız Bir Hayata
Çocukken o kadar korkak, ürkek ve özgüvensizdim ki, büyüdüğümde bu özellikler tüm hayatımı şekillendirdi. İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçan, sürekli alay edildiğini düşünen, hatta sınıfta iki kişinin gülmesini kendine yoran bir çocuk oldum.
Benden daha iyi bir üniversiteden mezun birini gördüğümde içimde derin bir eziklik hissediyordum. Bu yüzden meslektaşlarımla görüşmemeye, sosyal etkinliklerden kaçmaya başladım. Toplantılara gitmez, kutlamalara katılmazdım. Üst düzey biriyle konuşmam gerektiğinde ise elim ayağım titrer, sesim kısılırdı.
Kısacası sosyal hayattan kendimi tamamen izole ettim. İnsanlar pandemide bu duruma bir yıl bile dayanamazken, ben ömrümün büyük kısmını bu şekilde geçirdim. Adeta bir mağarada inzivaya çekilmiş bir âlim gibiydim.
Değişim Başlıyor: Kitaplar, Notlar ve Ödevler
Bir gün Nicolas’ın Onarım Terapisi ve Homoseksüelliği Engelleme kitaplarını okumaya başladım. Çok etkilendim. Notlar aldım, kendime ödevler verdim. “Benim Ailem” belgesellerini izledim, eşcinsellerin hikâyelerinden özel bilgiler öğrendim. Ayrıca Anna Erdoğan’ın YouTube’daki videolarını da takip ettim.
Bu kaynaklar sayesinde ilk kez kendimi derinlemesine gözlemlemeye başladım.
Özgüvenin İlk Adımı: Göz Teması
İkinci terapiye geldiğimde elde ettiğim bu bilgilerden ve tecrübelerden bahsettim. Daha önce insanların gözlerine bakarak konuşamayan ben, artık göz teması kurabiliyordum. Göz teması, iletişimin en önemli ilk adımıymış; bunu yaşayarak öğrendim.
Özgüvensizlikten kurtulmak için elimizden geleni yapmalıyız. Araba kullanmak, yüzmeyi öğrenmek, spor yapmak, bir müzik aleti çalmak, resim yapmak… Kısacası bir hobi edinmek çok önemli. Çünkü bu tür uğraşlar insana güç ve özsaygı kazandırıyor.
Artık Susmuyorum
Hüseyin Hoca ile terapide “haksızlık karşısında susmamak” üzerine uzun uzun konuştuk.
Eskiden bana yapılan haksızlıklar karşısında hep susardım. Şimdi ise güzel bir şekilde itiraz ediyorum.
Bu tutum, karşımdaki insanın bana duyduğu saygıyı artırdı. Her defasında kendimi daha güçlü, daha maskülen hissediyorum.
Stresle Baş Etmenin Sağlıklı Yolları
Hocam, stres altında olan birinin genellikle mastürbasyona yöneldiğini veya eşcinsel sitelere girerek partner aradığını anlattı. Oysa stresle baş etmenin başka yolları da var: maça gidip bağırmak, slogan atmak, bir kafede arkadaşlarla oyun oynamak, nargile içmek gibi.
Bana “Erkek ortamını artır ama erotize etme.” dedi. Ben de bu sözü tuttum.
Şu an nargile kafelere gidiyor, erkek arkadaşlarla zaman geçiriyorum ama onları erotize etmiyorum.
Ayrıca spor salonu arıyorum; çünkü spor yaparken insanlarla tanışmak, özgüven kazanmak için harika bir fırsat. Erkeklerin benden farklı olmadığını fark ettikçe onları erotize etmeyeceğim.
Bir Sürecin İçindeyim
Bu bir süreç ve ben bu sürecin içindeyim. Epey yol aldım ama hâlâ gidecek çok yolum var.
Erkek öğrencilerime ilgi duymam beni rahatsız ediyor. Bunu söylediğimde hocam,
“Suçluluk duyma. Erkekleri seçebilirsin ama erotize etme.” dedi.
Çünkü suçluluk duygusu eşcinselliği daha da güçlendiriyor.
Mastürbasyon ve Zihinsel Temizlik
Hocam, mastürbasyon konusunda da uyardı. Özellikle porno izleyerek yapmanın zararlı olduğunu, kuru bir şekilde yapılmasının yanlış olduğunu anlattı. Eğer illa yapılacaksa, bir kadını hayal ederek ve bebek yağı kullanarak yapmanın daha sağlıklı olacağını söyledi.
Kadın hayal edemiyorsam bile, en azından sonlara doğru kadını düşünmemin önemli olduğunu belirtti.
Bunları yazarken utanıyorum ama belki birilerine faydalı olur diye paylaşıyorum.
Eşcinsel Yaşamın Riskleri
Eşcinsel yaşamın tehlikelerinden de bahsetti. Her aktif bireyin, zamanla pasif olma ihtimali bulunduğunu söyledi. Çünkü ilerleyen süreçte aktif birey pasif partnere aşık olabilir ve onu tatmin etmek için pasif olmayı teklif edebilir.
Ayrıca HIV, HPV ve prostat gibi hastalıkların riskinin çok yüksek olduğunu da vurguladı.
“Strese girdiğinde hemen uğraş değiştir.” dedi. “Yoksa mastürbasyon ve seks tehlikesi var.”
Ben kadınlara ilgi duyamadığımı söyledim. O ise bunun zamanla değişeceğini, eşcinselliği güçlendiren davranışlardan uzaklaştıkça ve kadınlarla ilgili hayal gücümü geliştirdikçe bu ilginin oluşabileceğini söyledi.
Son Söz
Bu süreç kolay değil. Ama değişim mümkün.
Korkularla yüzleşmek, kendini yeniden inşa etmek ve adım adım özgüveni geri kazanmak...
İşte ben şu anda bu yolculuğun tam ortasındayım.
Bir gün dönüp baktığımda “İyi ki pes etmemişim.” diyebilmek için yürüyorum.
İkinci Terapi: Korkularla Yüzleşmek
Bu haftaki yazımda ikinci terapi seansımı anlatmak istiyorum. Bu terapi, geçmişe – özellikle de çocukluğuma – dönerek erkeklere olan ilgimin nedenlerini anlamaya çalıştığımız bir seanstı. Çünkü terapistim, eşcinselliği güçlendiren en önemli faktörlerden birinin özgüvensizlik olduğunu söyledi.
Korkak Bir Çocukluktan Yalnız Bir Hayata
Çocukken o kadar korkak, ürkek ve özgüvensizdim ki, büyüdüğümde bu özellikler tüm hayatımı şekillendirdi. İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçan, sürekli alay edildiğini düşünen, hatta sınıfta iki kişinin gülmesini kendine yoran bir çocuk oldum.
Benden daha iyi bir üniversiteden mezun birini gördüğümde içimde derin bir eziklik hissediyordum. Bu yüzden meslektaşlarımla görüşmemeye, sosyal etkinliklerden kaçmaya başladım. Toplantılara gitmez, kutlamalara katılmazdım. Üst düzey biriyle konuşmam gerektiğinde ise elim ayağım titrer, sesim kısılırdı.
Kısacası sosyal hayattan kendimi tamamen izole ettim. İnsanlar pandemide bu duruma bir yıl bile dayanamazken, ben ömrümün büyük kısmını bu şekilde geçirdim. Adeta bir mağarada inzivaya çekilmiş bir âlim gibiydim.
Değişim Başlıyor: Kitaplar, Notlar ve Ödevler
Bir gün Nicolas’ın Onarım Terapisi ve Homoseksüelliği Engelleme kitaplarını okumaya başladım. Çok etkilendim. Notlar aldım, kendime ödevler verdim. “Benim Ailem” belgesellerini izledim, eşcinsellerin hikâyelerinden özel bilgiler öğrendim. Ayrıca Anna Erdoğan’ın YouTube’daki videolarını da takip ettim.
Bu kaynaklar sayesinde ilk kez kendimi derinlemesine gözlemlemeye başladım.
Özgüvenin İlk Adımı: Göz Teması
İkinci terapiye geldiğimde elde ettiğim bu bilgilerden ve tecrübelerden bahsettim. Daha önce insanların gözlerine bakarak konuşamayan ben, artık göz teması kurabiliyordum. Göz teması, iletişimin en önemli ilk adımıymış; bunu yaşayarak öğrendim.
Özgüvensizlikten kurtulmak için elimizden geleni yapmalıyız. Araba kullanmak, yüzmeyi öğrenmek, spor yapmak, bir müzik aleti çalmak, resim yapmak… Kısacası bir hobi edinmek çok önemli. Çünkü bu tür uğraşlar insana güç ve özsaygı kazandırıyor.
Artık Susmuyorum
Hüseyin Hoca ile terapide “haksızlık karşısında susmamak” üzerine uzun uzun konuştuk.
Eskiden bana yapılan haksızlıklar karşısında hep susardım. Şimdi ise güzel bir şekilde itiraz ediyorum.
Bu tutum, karşımdaki insanın bana duyduğu saygıyı artırdı. Her defasında kendimi daha güçlü, daha maskülen hissediyorum.
Stresle Baş Etmenin Sağlıklı Yolları
Hocam, stres altında olan birinin genellikle mastürbasyona yöneldiğini veya eşcinsel sitelere girerek partner aradığını anlattı. Oysa stresle baş etmenin başka yolları da var: maça gidip bağırmak, slogan atmak, bir kafede arkadaşlarla oyun oynamak, nargile içmek gibi.
Bana “Erkek ortamını artır ama erotize etme.” dedi. Ben de bu sözü tuttum.
Şu an nargile kafelere gidiyor, erkek arkadaşlarla zaman geçiriyorum ama onları erotize etmiyorum.
Ayrıca spor salonu arıyorum; çünkü spor yaparken insanlarla tanışmak, özgüven kazanmak için harika bir fırsat. Erkeklerin benden farklı olmadığını fark ettikçe onları erotize etmeyeceğim.
Bir Sürecin İçindeyim
Bu bir süreç ve ben bu sürecin içindeyim. Epey yol aldım ama hâlâ gidecek çok yolum var.
Erkek öğrencilerime ilgi duymam beni rahatsız ediyor. Bunu söylediğimde hocam,
“Suçluluk duyma. Erkekleri seçebilirsin ama erotize etme.” dedi.
Çünkü suçluluk duygusu eşcinselliği daha da güçlendiriyor.
Mastürbasyon ve Zihinsel Temizlik
Hocam, mastürbasyon konusunda da uyardı. Özellikle porno izleyerek yapmanın zararlı olduğunu, kuru bir şekilde yapılmasının yanlış olduğunu anlattı. Eğer illa yapılacaksa, bir kadını hayal ederek ve bebek yağı kullanarak yapmanın daha sağlıklı olacağını söyledi.
Kadın hayal edemiyorsam bile, en azından sonlara doğru kadını düşünmemin önemli olduğunu belirtti.
Bunları yazarken utanıyorum ama belki birilerine faydalı olur diye paylaşıyorum.
Eşcinsel Yaşamın Riskleri
Eşcinsel yaşamın tehlikelerinden de bahsetti. Her aktif bireyin, zamanla pasif olma ihtimali bulunduğunu söyledi. Çünkü ilerleyen süreçte aktif birey pasif partnere aşık olabilir ve onu tatmin etmek için pasif olmayı teklif edebilir.
Ayrıca HIV, HPV ve prostat gibi hastalıkların riskinin çok yüksek olduğunu da vurguladı.
“Strese girdiğinde hemen uğraş değiştir.” dedi. “Yoksa mastürbasyon ve seks tehlikesi var.”
Ben kadınlara ilgi duyamadığımı söyledim. O ise bunun zamanla değişeceğini, eşcinselliği güçlendiren davranışlardan uzaklaştıkça ve kadınlarla ilgili hayal gücümü geliştirdikçe bu ilginin oluşabileceğini söyledi.
Son Söz
Bu süreç kolay değil. Ama değişim mümkün.
Korkularla yüzleşmek, kendini yeniden inşa etmek ve adım adım özgüveni geri kazanmak...
İşte ben şu anda bu yolculuğun tam ortasındayım.
Bir gün dönüp baktığımda “İyi ki pes etmemişim.” diyebilmek için yürüyorum.