1
Eşcinsel Terapi ile ilgili tepkiler / Ynt: EŞCİNSELLİĞİN ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEMİ: Sessiz Çocuk ve Yalnız Akademisyen
« Son İleti Gönderen: psikolog 17 Eylül 2025, 11:16:07 ös »Sessiz Çocuk, Yalnız Akademisyen-4
Bir önceki yazımda, Hüseyin Hoca’yı nasıl bulduğumu anlatacağımı söylemiştim. Hüseyin Hocam’dan önceki terapistimle özgüven sorunumu çözmüştüm. Kendimi suçlama durumundan kurtuldum, kalben huzura kavuştum ve yaşama sevincim geri geldi.
Ama fantezi boyutunda ve ütopik düzeyde erkeklere ilgim vardı. Bayanlara karşı da çok az ilgim bulunuyordu. İlişkilenmekte zorluk çekiyordum ve bu durum beni içten içe çok rahatsız ediyordu. Bunu çözmek için YouTube’da video araştırmaya başladım.
İlk önce Anna Erdoğan’ın videolarını gördüm. Videolarında Joseph Nicolosi’nin Onarım Terapisi ve Homoseksüelliği Önleme Rehberi kitaplarını okumayı öneriyordu. Bu iki kitabı dikkatlice okudum ve çok istifade ettim. Kitaplarda kendi hayatımdan kesitler gördüm. Daha önce yaptığım bazı saçma sapan hareketlerimin ve davranışlarımın nedenini öğrendim. Savunmacı kopma gibi davranışlarımın sebeplerini anladım ve bir aydınlanma yaşadım.
Fakat bunlar bana yetmemeye başladı. Yine YouTube’da video ararken “Benim Ailem” belgesel videolarını buldum. Tüm videoları izledim. İçlerinde kendi hayatımdan parçalar buldum ve çok faydalandım. Bu videolarda Hüseyin Hoca’yı gördüm ve kendisiyle iletişime geçmeye karar verdim.
O süreçte Avrupa’da yaşadığım için Hüseyin Hoca’ya mesaj attım. Bana online terapinin faydalı olmadığını, mutlaka yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Ayrıca bazı yazılar ve videolar gönderdi. Türkiye’ye döndüğümde görüşelim dedi. Ben de Türkiye’ye geldiğimde uçak bileti alarak İstanbul’a geldim ve Hüseyin Hoca ile ilk terapiyi gerçekleştirdik.
Videolarda Hüseyin Hoca çok sinirli ve sert birisi gibi görünüyordu. Fakat ilk terapide gayet yumuşak, samimi ve arkadaşça bir tavır sergileyerek beni rahatlattı. Öncelikle sorunlu aile yapımdan bahsettim. Ailemden sevgi görmediğimi, sevgi depomun çok boş olduğunu söyledi. Bu boşluğu her türlü sevgiyle doldurmam gerektiğini ifade etti.
Ben erkeklere ilgi duyduğum için kendimi suçluyordum. Hüseyin Hoca ise, erotize etmediğim sürece erkeklerle zaman geçirebileceğimi ve sevgi alışverişinde bulunabileceğimi söyledi. Böylece yanlış bir düşünce tabum yıkıldı. Ayrıca, kendimi suçlama durumundan mutlaka kurtulmam gerektiğini de vurguladı.
Dua ederken de “Allah’ım beni kurtar.” gibi ezik bir dille değil, “Allah’ım bana güç ve kuvvet ver.” gibi eril ve vakur bir şekilde dua etmem gerektiğini söyledi.
Benim durumum fantezi boyutunda olduğu için kesinlikle cinsel ilişkiye girmemem gerektiğini belirtti. Bunun çok tehlikeli olduğunu anlattı. Eğer aktif hisseden birisi cinsel ilişkiye girerse, zamanla âşık olup sevgilisini memnun etmek için aktifliği bırakıp pasif olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Aktiflikten pasifliğe geçme durumunda kişinin kendini suçlama eğilimine gireceğini, bunun da kısır döngü şeklinde daha büyük bir bataklığa dönüşeceğini ifade etti.
Bu cümleleri ilk defa duymuştum. Neredeyse 3 yıldır terapi almış, 2 kitap bitirmiş ve sayısız video izlemiştim; fakat hiçbirinde bu tarz bir bilgiyle karşılaşmamıştım. Çok ilginçti: aktif birisi eşcinsellik hayatına devam ederse, eninde sonunda pasif olması kaçınılmazdı. Bu, Hüseyin Hoca’nın uzun süreli terapi tecrübelerinden elde ettiği bir sonuçtu ve gerçek bir vaka tespitiydi.
Terapi sonunda şöyle düşündüm: Fantezi boyutunda girdiğim bu bataklığın biraz ilerisi cinsel ilişki… Daha ilerisi bir pasife âşık olmak… Daha ilerisi ise, âşık olduğum pasifi tatmin etmek için pasifliğe sürüklenmek… Düşünebiliyor musunuz? Kişi gittikçe bataklığa gömülüyor ve çıkmak çok daha zorlaşıyor. Bu yüzden yol yakınken, daha bataklığa tam olarak dalmadan geri dönmek en mantıklı yoldu.
Bir sonraki yazımda Hüseyin Hoca ile ikinci terapi tecrübemi ve elde ettiğim bilgileri paylaşacağım. Dua ve iyi temennilerinize ihtiyacım var.
Bir önceki yazımda, Hüseyin Hoca’yı nasıl bulduğumu anlatacağımı söylemiştim. Hüseyin Hocam’dan önceki terapistimle özgüven sorunumu çözmüştüm. Kendimi suçlama durumundan kurtuldum, kalben huzura kavuştum ve yaşama sevincim geri geldi.
Ama fantezi boyutunda ve ütopik düzeyde erkeklere ilgim vardı. Bayanlara karşı da çok az ilgim bulunuyordu. İlişkilenmekte zorluk çekiyordum ve bu durum beni içten içe çok rahatsız ediyordu. Bunu çözmek için YouTube’da video araştırmaya başladım.
İlk önce Anna Erdoğan’ın videolarını gördüm. Videolarında Joseph Nicolosi’nin Onarım Terapisi ve Homoseksüelliği Önleme Rehberi kitaplarını okumayı öneriyordu. Bu iki kitabı dikkatlice okudum ve çok istifade ettim. Kitaplarda kendi hayatımdan kesitler gördüm. Daha önce yaptığım bazı saçma sapan hareketlerimin ve davranışlarımın nedenini öğrendim. Savunmacı kopma gibi davranışlarımın sebeplerini anladım ve bir aydınlanma yaşadım.
Fakat bunlar bana yetmemeye başladı. Yine YouTube’da video ararken “Benim Ailem” belgesel videolarını buldum. Tüm videoları izledim. İçlerinde kendi hayatımdan parçalar buldum ve çok faydalandım. Bu videolarda Hüseyin Hoca’yı gördüm ve kendisiyle iletişime geçmeye karar verdim.
O süreçte Avrupa’da yaşadığım için Hüseyin Hoca’ya mesaj attım. Bana online terapinin faydalı olmadığını, mutlaka yüz yüze görüşmemiz gerektiğini söyledi. Ayrıca bazı yazılar ve videolar gönderdi. Türkiye’ye döndüğümde görüşelim dedi. Ben de Türkiye’ye geldiğimde uçak bileti alarak İstanbul’a geldim ve Hüseyin Hoca ile ilk terapiyi gerçekleştirdik.
Videolarda Hüseyin Hoca çok sinirli ve sert birisi gibi görünüyordu. Fakat ilk terapide gayet yumuşak, samimi ve arkadaşça bir tavır sergileyerek beni rahatlattı. Öncelikle sorunlu aile yapımdan bahsettim. Ailemden sevgi görmediğimi, sevgi depomun çok boş olduğunu söyledi. Bu boşluğu her türlü sevgiyle doldurmam gerektiğini ifade etti.
Ben erkeklere ilgi duyduğum için kendimi suçluyordum. Hüseyin Hoca ise, erotize etmediğim sürece erkeklerle zaman geçirebileceğimi ve sevgi alışverişinde bulunabileceğimi söyledi. Böylece yanlış bir düşünce tabum yıkıldı. Ayrıca, kendimi suçlama durumundan mutlaka kurtulmam gerektiğini de vurguladı.
Dua ederken de “Allah’ım beni kurtar.” gibi ezik bir dille değil, “Allah’ım bana güç ve kuvvet ver.” gibi eril ve vakur bir şekilde dua etmem gerektiğini söyledi.
Benim durumum fantezi boyutunda olduğu için kesinlikle cinsel ilişkiye girmemem gerektiğini belirtti. Bunun çok tehlikeli olduğunu anlattı. Eğer aktif hisseden birisi cinsel ilişkiye girerse, zamanla âşık olup sevgilisini memnun etmek için aktifliği bırakıp pasif olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Aktiflikten pasifliğe geçme durumunda kişinin kendini suçlama eğilimine gireceğini, bunun da kısır döngü şeklinde daha büyük bir bataklığa dönüşeceğini ifade etti.
Bu cümleleri ilk defa duymuştum. Neredeyse 3 yıldır terapi almış, 2 kitap bitirmiş ve sayısız video izlemiştim; fakat hiçbirinde bu tarz bir bilgiyle karşılaşmamıştım. Çok ilginçti: aktif birisi eşcinsellik hayatına devam ederse, eninde sonunda pasif olması kaçınılmazdı. Bu, Hüseyin Hoca’nın uzun süreli terapi tecrübelerinden elde ettiği bir sonuçtu ve gerçek bir vaka tespitiydi.
Terapi sonunda şöyle düşündüm: Fantezi boyutunda girdiğim bu bataklığın biraz ilerisi cinsel ilişki… Daha ilerisi bir pasife âşık olmak… Daha ilerisi ise, âşık olduğum pasifi tatmin etmek için pasifliğe sürüklenmek… Düşünebiliyor musunuz? Kişi gittikçe bataklığa gömülüyor ve çıkmak çok daha zorlaşıyor. Bu yüzden yol yakınken, daha bataklığa tam olarak dalmadan geri dönmek en mantıklı yoldu.
Bir sonraki yazımda Hüseyin Hoca ile ikinci terapi tecrübemi ve elde ettiğim bilgileri paylaşacağım. Dua ve iyi temennilerinize ihtiyacım var.