Cinsiyet Değiştirme Ameliyatları Küresel Dayatma mı!
Cinsiyet değiştirme ameliyatları, son yıllarda ülkemizin sosyal dokusunu derinden sarsan, milletimizin ahlak değerlerini tahrip eden facialar arasında yer almış vaziyettedir.
Gençlere, hatta çocuklara yapılan uygulamalar, yapılanda telafisi imkânsız tahribatlar; maddi, manevi acılar bırakmaktadır.
Uzmanların, biyolojik cinsiyetin değiştirilemeyeceği yönünde görüşleri maalesef cinsiyet değiştirme ameliyatlarını sonlandıramamaktadır.
Cinsiyet değiştirme ameliyatlarının devlet desteğiyle gerçekleştirilmesi facianın başka acı buutudur.
Mahkeme kararıyla yapılan ameliyatlarla hüviyet bilgilerinin değiştirilmesi, tıbbi ihtiyaç taşıyan durumlara uygun zemin oluştururken uzmanlar; hem erkek hem kadın üreme organı olanlarda tıbbi müdahalenin zorunlu olabileceği, haricinde sadece psikolojik nedenlerle gerçekleştirilen ameliyatların durdurulması gerektiği hususunda hemfikirler.
Üniversite hastanelerinde yapılan uygulamalarda müracaat edenin talebi doğrultusunda sürecin devam ettirilmesi facianın önlenememesinin temel sebebi…
Tamamlanmayan, belirli fiziksel değişikliklerle sonuçlandırılan ameliyatların hormon tedavisiyle başlatılması dönüşü olmayan yolun ilk adımı…
Gelelim cinsiyet değiştirme ameliyatlarının yurt dışı fonlarıyla desteklendiği iddialarına…
Gerek BM’nin gerekse AB’nin LGBT+ hususunda resmi politikalar üretmesi; çeşitli sözleşmeler, ortak faaliyetler, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yönetmelikleri, AB hibe fonlarıyla üye yahut aday ülkelere dayatması, cinsiyet değiştirme ameliyatlarında yurt dışı destek iddialarını güçlendirmektedir.
Zira BM’nin LGBT+ haklarını, sağlık hizmetlerine erişimini savunurken cinsiyet değişikliği ameliyatlarıyla ilgili sağlık hizmetlerini desteklediği bilinen gerçektir.
Söz konusu fonlar cinsiyet değiştirme ameliyatlarını finanse etmede kullanılıyorsa, devreye bireysel tercihlerin yahut özgürlüklerin değil, sosyal dokuyu dönüştürme stratejileri şüphesi girmektedir.
Peki, SGK’nın cinsiyet değiştirme ameliyatlarını karşıladığı iddialarını nereye koymalıyız?
SGK’nın sağlık kurulları tarafından hazırlanan müracaatları daha sıkı denetimden geçirmesi, hâkim tarafından tayin edilen bilirkişi raporlarının eksik olduğu dosyaları geri göndermesi gerekmektedir.
Hastanelerin cinsiyet değiştirme ameliyatlarına karar verecek psikiyatri bölümleri, uluslararası otoriteleri, uygulamaları, akademik kanaatleri ölçü – kriter alarak inceleme yapmakta, Avrupa örneklerine bakarak imza atmaktadırlar.
Uluslararası kriterlerin LGBT+ lobilerinin baskılarıyla…
Amerikan Psikiyatri Birliği, 1973 yılında homoseksüelliği Ruhsal Bozukluklar Tanı El Kitabı’ndan,
Dünya Sağlık Örgütü, 1990 yılında homoseksüelliği Uluslararası Hastalık Sınıflandırması’ndan,
2019 yılında trans kimlikleri ruhsal bozukluk kategorisinden çıkardı.
Türkiye’de Akademik literatür, yurt dışı örnekler, araştırmalar, çalışmalar örnek alınarak oluşturulmaktadır.
Toplum yapısına uygun olmayan sonuçlar maalesef ülkemizde uzun yıllardır uygulanmaktadır.
Aile yapısının korunarak güçlendirilmesinde şüphesiz devletin rolü, tavrı, duracağı, bakacağı yer ziyadesiyle önemli…
Devletin ilgili bakanlıklarının, LGBT+ lobilerinin kuşatmasından, WHO’nun, BM’nin, AB’nin dayatmalarından kurtularak, akademinin ilgili bölümlerine, hastanelerin psikiyatri, psikoloji, sosyoloji birimlerine örnek tavır geliştirmesi zaruridir.
https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/cinsiyet-degistirme-ameliyatlari-kuresel-dayatma-mi-5713/