İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Maviadam

Sayfa: [1]
1
Yarım saattir kafamı gömdüğüm kitabı bir kenara bırakıp,sokak kapısını açmaya çalışan anahtarın sesinden gelenin kim olduğunu anladıktan sonra oturduğum koltuktan duruşumu düzeltip sahte bir saygı seremonisiyle karşıladım geleni.
Yaşlanıyordu belli ki;çünkü eskiden kapıyı daha erken açardı,anahtarla kapı kilidini buluşturmak onun için bu kadar uzun sürmezdi.Düşüncelerindeki titremeler ellerine yansıyordu şüphesiz.

Elimdeki romanı okumayı tereddütle bırakıp(bkz. Bir Tereddüdün Romanı),onu dinleyip dinleme arasında gidip geldim birkaç saniye.Romanı okumaya devam mı etmeliydim yoksa onu  dinlemek için  yeterince yıpranmış olan özsaygımdan taviz mi vermeliydim?Bu taviz sayılır mıydı hem?

Psikolog yetişmeliydi bu anlarda;ona ne demeli nasıl davranmalıydım,sessiz ama derinden bir telaş vardı şimdi göğsümde.Kime nasıl davranmam gerektiğini epey konuşmuştuk ama ona karşı olan tavırlarımda bölünmüş benliğimin hangi yanıyla hareket etmeliydim,bunu net olarak bilmiyordum
Ben bu anlık kaygılarla baş etmeye çalışırken O teravih namazında çalan telefonundan şikayet ediyordu,mahcup olmuş belli ki cemaate karşı;Ah! Ben psikolog olsaydım sana ilk diyeceğim şey “Suç senin değil ki,sen istemezdin elbet  ‘kutsallarına’ tapan insanları rahatsız etmeyi”.

Bana miras bıraktığın bir ceza bu.Ama bu sadece senin suçun değil ki.İnsanlığın temel yanılgısı değil mi ki  samimiyetsizlik.Samimiyeti  bir dansöz gibi kıvırttığımız nefislerimiz karşında gerçekliği gölgeleyen bir duygu değil mi ki artık mahcubiyet .
Kaygılarım derinleşiyordu  bu anlarda;koltuğa oturmasıyla beynime çöken sis perdesini  dağıtıyordu müphem bir duygu;galiba bu “güven”di.Güven! gerçekten o muydu;çocukken kuyuya düşürüp çıkaramadığım hazinem.
Sonunu kestiremediğim boşluğa dalmaktansa onu dinlemeye karar verdim,bu birkaç saniyelik bilmem kaçıncı düşünsel kargaşada,onu dinleyebiliyorum;sesi kulaklarımda  cıvıldamıyor belki onu ama yanımda hissetmek bile her şeyi bir an unutturabiliyordu.

Ben mi onu kazanamadım yoksa o mu beni kaybetti diye düşünmektense,bizi birbirimize unutturanlara inat sarıldım onu bana ,beni ona unutturan duygularla,hasret giderdim düşüncelerimle;belki ellerimle henüz erken diye

Gelen babamdı ve yine kapıyı çalmadan girmişti eve

2
Kaygı çağında yaşıyoruz,duygu ve düşüncelerimizi önceden tasarlamaya çalışıyoruz.Bu mükemmelliyetçiliğin verdiği bir duygudur.Kusursuz terapi isteriz,en iyi terapi bizim olsun isteriiz,başlarda terapiye ilk biz gelmek isteriz psikolog ilk beni görsün havasındayızdır,zamanla randevu saatleri akşama kayar;yani psikolog en son çıkarken benimle ilgilensin,aklı bende kalsın isteriz.Zamanla diğer danışanları kıskanmaya ve rakip olduğumuzu düşünmeye başlarız.Sonra oyunlar
,kuşkular,ayrılma istekleri birbirini takip eder.Psikologun aslında mükemmel biri olmadığını ya da şöyle diyelim bizi "kurtaracak" kişinin o kadar da mükemmel bir insan olmadığını anlayacağız,suçlamalar başlayacak.Bunlar olacak,doğal şeyler bunlar,sancılıdır ama bir o kadar kişiliğinize etki edecek hamlelerdir.
Küçük bir tavsiye,kendinize bir ODAK NOKTASI bulun,maddi manevi herneyse,ona odaklanın ve sadece onu düşünün,o ana ona o kadar yönelin ki onu düşündüğünüzü bile düşünmeyin,O ve gözleriniz.Bütün algılarınızı kapatın o zaman derin bir sessizlik çökücek.Çocuklar gibi sadece ve sadece yaptığınız işe odaklanın.Bütün kaygıları siktir edin.Bakın islamda da bu düşünce mevcuttur zaten ama çok az insan bunu düşünür,Allah çocuklarıyla ilgilenen babadan o an kendisini düşünmemesini ister sadece çocuklarına odaklanmasını emreder,aynı şekilde ibader ederken de sadece ibadete odaklanmasını ister.Kısaca demek istediğim o an ne iş yapıyorsanız hayatta onu düşünün,kaygıların bir fayda getirmediği aşikar.SIFIR KAYGI VE HUZUR.Deneyin görün.
Eşcinsellikte de durum aynıdır,obsesiflikten ötürü hep geriye yönelik bir pişmanlık ve ileriye yönelik kaygılar vardır.Hepsine FUCK IT deyin

3
Psikologu sindirme operasyonu daha ilk dakikada başladı.Hüseyin kaçını baştan çıkarma operasyonum tıkır tıkır işliyordu.Aslında yalan söylüyordum sizlere  ,terapi falan yok.Çünkü ilk terapiden beri anladım bunu,terapi falan fasa fiso… İlk terapiden beri ondan hoşlanıyorum ona hep iyileşmiş gibi gösterdim kendimi.Ona yardımcı olarak şirin görünmeye çalıştım.Hep iyi bir danışan olmaya gayret gösteriyordum ama en son dayanamadım  ve kendisinden hoşlandığımı söyledim.Nerden bilebilirdi ki onun da bana karşı boş olmadığını ve aylar sonra istediğim olmaya başlamıştı,Kaçın hocayı baştan çıkarmıştım evliydi fakat adamın nevrini döndürdüm,terapi odamız artık bambaşka bir hal almıştı…
Şimdi bu yazıyı okuyanlar ya korkmuştur ya da istediği haberi aldığını zannediyordur.
,1)Korkanlar neden korkuyor:Terapiye gelen arkadaşlar bilir ki böyle bir şeyin olması mümkün değil,Psikolog yaptığınız ve yapacağınız her hamlenin farkındadır ve ona göre tedbir alır hele ki Hüseyin Kaçın.Ki ben 3,5 aylık süreçte psikolog Hüseyin hocayı tanıdıysam danışanlarının yaptığı bu akıl almaz lakin iyi niyetli oyunlarına prim vermeyecek  bir zekaya ve de ahlaka sahip.Gelelim 2.gruba
2)Bu yazıyı okuyan diğer grup üstte yazdıklarımı ölesiye bekledikleri bir yazı.Lakin avucunuzu yalarsınız böyle bir şey olmadı ve olmayacak. Bu terapiye sırf terapinin işe yaramadığını psikoloğa göstermeye gelen danışanlar bile bugün iyileştini kendi ağızlarından söylüyorlar.Yani diyorum ki her ne kadar inkar etselerde bu bir hastalık ve tedavisi var,belki ilerde ülkemizde buna benzer oylalar yaşanacaktır,ama bu terapinin işe yaramayacağı anlamına gelmez ki,bu karalama kampanyalarının ardına bakın herhangi bi haklı gerekçe var mı diye?
Neyse ben kardeşlerimi uyarayım,kimselere inanmayın bu hususta,tedavisi yok diyenlerin  yaptığı  toplumun gözünde eşcinselliği  normalleştirmeye çalışmaktır,onlara prim vermeyin.

4
Zihnimin her parçasında virüs gibi dolanan endişeler.Düşlerime kadar giriyordu,rüyalarımda hemcinslerimle  beraber edecek kadar eline geçirmişti beni.Saplantı mıydı neydi?Nereye gitsem benimle.  Bari namazda beni rahat bıraksa.  Cumadayım;eğilen insanlar,Rab’lerine secde halindeler,benim düşündüğüm şeye bak ya.Ayıp ulan ayıp…
7-8 Yaşıma kadar benim “biricik” ablalarım annem ve yengem. Hepsi beni o kadar çok seviyor ki banyoda bile benimleydiler. Sağ olsunlar kendi başıma yıkanamayacak kadar aciz sanıyorlar.Bari bırakında pipimi ben yıkayayım:-YOK SEN DAHA KÜÇÜKSÜN,YIKAYAMAZSIN.SENİN PİPİN BAMYA KADAR ZATEN,BU NE BÖYLE…Pipim kadar başınıza taş düşsün.Çıplak erkeksi bedenim o yaşta ebeveynlerim tarafından,acizleştirilmiş bir erkek bedenine dönüştü.Allah’ım beni geriye götürsen de şunlara hadlerini bildirsem;Siz benim pipime nasıl öyle dersiniz diye.Ah ah.Salaklık biraz da bende.Oğlum ne diye mutfağa giriyorsun,sen karı mısın?.Seninde işine geliyor tabii.Ne de olsa seni bayanların övmesi gurunu okşuyor.Geri zekalı kafa,bilsen bunlar senin erkekliğini vampir gibi emen hamleler yaa.Sana mı kalmış  evin çamaşırı,bulaşığı.Babamda sağ olsun hiç demez ki bu çocuğu niye kendi işlerinizde çalıştırıyorsunuz.
Her şey sosyal olmamam yüzünden oldu. Aslında ben çok sosyaldim 6-7 yaşlarında kadar.Sokaktan hiç gelmez,sürekli arkadaşlarla yaramazlık yapardık.Akşama kadar gelmezdim bazen.Peki neden eve kapandım.Hepsi o tecavüzden sonra oldu.Hiç aklıma getirmek istemiyorum ama abim bana tecavüz etti.Başka si.ecek birini mi bulamadın şerefsiz? ???(Şu an abime küfür ettiğim için öyle rahatladım ki,Hatta bugün depresyondaydım ama bu yazıyı yazmak bile bana iyi geldi).Ben ne yapayım kardeşim, benden kaç yaş büyük, öküz.Uçkurunu birkaç yıl daha tutamadı.Şerefsiz beni denek olarak mı kullandı? O tecavüz bende  şok etkisi yaptı. Bir kaç yıl kendime gelemedim.Kimseye de söyleyemedim.Babam gerçekten benimle ilgilenen sosyal biri olsaydı belki söyleme cesaretini kendimde bulur ve söylerdim.Ama ne mümkün babam pısırığın tekidir.Onun bu pısırıklığı da annem yüzünden tabii.Hep onu aşağılardı.Bazen erkekliğine bile laf ederdi.Neyse,ben bu cinsel tacizi çok içselleştirmiştim.Bu taciz yüzünden erkeklikten uzaklaşmış fakat erkeklere yönelmeye başlamıştım.Üstüne üstlük aile fertlerimin bana kadınmışım gibi davranmaları da eşcinselliği hızlandıran etkenlerdendi.İlerleyen yıllarda kendimi toparlamaya çalışsam da,olmuyordu, hep bir arayış içerisindeydim.Ortaokul yıllarında bu fantezi yoğunluğunu fiile dönüştürme arzum,kendimi kontrol etme duygusuna galip gelmişti.En yakın arkadaşımla ara sıra cinsel şakalar yapardık birbirimize ama fazla ileriye gitmezdi.Ama o gün öyle olmadı.Dayanamayıp  ilişkiye girmiştim.Onun bana tacizi hoşuma gitmişti,fakat benim ona tacizim çok fazla cezbetmiyordu beni.Abim bana kadınlığı miras bırakmıştı sağ olsun.İlerleyen yıllarda birkaç taciz vakası yaşadım;istemeden de olsa.Bu taciz ve tecavüz vakaları ergenlik dönemimde pek “yaramıştı” ve ben eşcinsel olmuştum.Artık gücü arıyorum,ben zaten kadınsılığı içselleştirmiştim bu yüzden ihtiyaç duymuyordum erkekliğe.Kavgalara giremiyordum.Kız gibi oramın buramın sakatlanmasından korkuyordum.
Ben hep benden büyük insanlara yoğun ilgi besledim.Aradığım fiziksel özellikler belliydi:Zayıf olmayacak,konuşması yerinde,giyinmesini bilen kısacası Beyefendi diye tabir edilen erkeklere karşı yoğun hassasiyetim vardı.Bunun sebebi belli.Özgüven sahibi olamadım,hep ağabeylerimin eskileriyle giyindim,konuşmam gereken yerlerde laflarım hep ağzıma tıkıldı.Ve tabi ki  babamdan almam gereken erkeksi gücü ben bir tacizle abimden almıştım.Güç erkeklikte değil erkeğin kollarında olmuştu artık benim için.Tabiri caizse o bana sahip olduğunda ondaki erkeksilikten bende faydalanacağım gibi gelirdi.Hani Mevlana’nın bir sözü vardır “NEYİ ARARSAN O’SUNDUR DİYE” ben de öyleydim işte.Ben de kadınlığı aradım ve eşcinsel olup çıktım.Bana bu katkıları sağlayan aileme teşekkür ediyorum(!).

5
Merhabalar ben 4 terapidir gidip gelen bi danışanım açıkçası ne yazacağımı bilmiyorum daha doğrusu yaşadığım mutluluğu kelimelerle nasıl anlatacağım bilmiyorum.Ama önce hayat hikayemden kısa bi kesit:Çoğu eşcinsel arkadaş gibi bende yanlış bi çocukluk yaşadım.Aile ilgisizliği,babamın pasifliği,annemin babamın erkekliğine laf etmesi ve en önemlisi (hüseyin hocam da burdan öğrenecek) abimin bana tecavüz etmesi...Evet o tecavüz şokuyla yaşadım çocukluğumu yani  yanlış atılmış bir temel ve bu temel üzerine inşa edilmiş gençliğim.Yani eşcinsel olmam için bu şartlar hazırdı.Bu tercih etmediğimin en büyük göstergesi değil mi?Daha sonra yaşadığım bir kaç cinsel tecrübe ...Amaçsız,gayesiz bu dünyada yaşamıyoruz ya bi sebebi var yaşamamım.Bu sorularla ve sorunlarla yanlış yolda gittiğimi anladım ve değişmeye karar verdim ama nerden ve nasıl?Elbette ki çevremde bana anlayış gösterecek kimsem yoktu.Durumu bir kaç kişiye açtıysamda bi türlü istediğim cevabı vermediler.Üniversite sınavında tıp fakültesini kazanmış ve İstanbula yakın bir şehirde okumaya başlamıştım.Sonra bi şekilde Cem KEÇE 'ye ulaştım 1 terapi geçirdik ,olabilir dedim düzeleceğim artık derken Cem hocanın istediği ücretle kendimi Ankara sokaklarına atmam ve geldiğim yere geri dönmem bir oldu.Olacağı yoktu bende manevi gelişimle bunu atlatacağımı düşündüm ama nafile...O aralar manevi gelişimimi artırmak için facebookta DİNDAR kelimesiniyazınca EŞCİNSEL VE DİNDAR OLMAK adlı sayfaya rastladım,biraz içine girince terapiden bahsettiğini anladım ve bunula ilgilenen Psikolog Hüseyin Kaçın'ı aramaya karar verdim aklımdaki binbir şüpheyle aradım;Kendindenemin bi ses ama resmi...Beni gayet iyi anlayabiliyordu sanki sıkıntılarıma şahit olmuş gibi.Ücret makuldu hatta ailemin bilmediğini ve ekstra bi gelirimin olmadığından bahsedince daha da düşürdü fiyatı Allah razı olsunKaldığım evdeki arkadaşlara depresyonda olduğumu söyledim ve tedavi olmak için uygun bir doktor bulduğumdan bahsettim.İlk terapi için yola çıkmıştım ama hala Hüseyin kaçınla ilgili şüphelerim duruyordu.Ya bu organize olmuş bi eşcinsel dernek falansa ya kendilerine partner arıyorlarsa.Çaresizdim artık kapıyı çaldım  ve salonda bekledim ve beni terapiye çağıran sesle elimdeki kumandayı bırakıp adım adım o odaya geçtim.Terapi başlamıştı

Sayfa: [1]