İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Muhammed Fatih

Sayfa: [1]
1
3.SEANS

Önce o hafta neler yaptığımı anlattım .
2.Seanstan sonra mastürbasyonu  HK nın dediği fantaziyi kurarak yaptım ve beynim o kadar pasif olmaya alışmış ki aktiften neredeyse hiç zevk almıyordum ama o hafta farklı bir şeyler oldu metrobüsteydim ve bir kızdan hoşlandım ilk başta garipsemedim ama daha sonra kendime şaşırdım nasıl oldu bu diye normalde gözü sadece erkekleri gören ben bir kızdan hoşlanmıştım anladım ki gerçekten masturbasyon yaparken kurduğum pasif fantaziler bana baya zarar vermiş bırakıp sadece bir kaç kez aktif fantazi kurmakla beynime erkek olduğunu telkin etmişim demekki . Sonra yine aynı metrobüste bazı yaşıtım olan erkeklere baktım ve bir anda kızdan hoşlanmam geçti çünkü o gördüğüm erkekler benim gözüme güçlü geliyolardı erkek öyle olur diye düşünüyordum bende öyle değildim beynim bunu böyle kabul etmiş [aslında durum olduğundan çok farklıymış da ileriki seanslarda anlatacağım bu yazdıklarımı dikkatli okursanız ilerde parçalar yerine oturacak . Terapi sürecim bir roman gibi gerçekten .] Yine o hafta aklıma güçlü kızlara asalet sahibi kızlara karşı çekim duyduğum ve hayranlık duyduğum aklıma geldi ama o kızlara yeterli olamayacağım için sadece hayranlıkta kalıyordu . HK ya bunlardan bahsettim . Psikolog Hüseyin Kaçın’a bunları anlattığımda hatamın diğer erkeklerle kendimi kıyaslamak olduğundan bahsetti . Hayatımı kendi benliğimin üzerine inşaa etmem gerekiyor anladığım kadarıyla . Başkalarına göre yaşadığım için belkide bu zamana kadar bu kadar zorluklar yaşadım . Belkide kendi isteklerim doğrultusunda yaşasaydım kendi hayatımı kendim oluştursaydım bu kadar rahatsızlanmayacaktım belki de .Bu hastalık beni sadece cinsellik manasında etkilemiyordu bir işe gireşeceğm zaman şiddetli anksiyete krizleri yaşıyordm birilerinin kanadı altında yaşamayı istiyordum tek başıma kaldığım zaman kendimi güvende hissetmiyordum . Bu yüzden de sürekli erkek arkadaşlarıma dost adı altında aşık olup onu elde etmek için hayatımdan fazlasıyla tavsiye veriyordum ve günden güne eriyordum

Bahsettiğim bir diğer husus hayatıma giren A kişisiyle alakalı . Ona artık iyice bağımlı olmuştum ve bana iyi davranmadığı için sürekli depresyona giriyordum psikolojim mahvoluyordu bunları HK ya anlattım oda o sırada bekleme odasında olan iki kişiyi çağırıp onların başından geçenleri bana anlatmalarını istedi. Aynı şeyleri yaşamış oldukları için bana tavsiye veriyolardı .Bana söylediği şeylerden ve benimde yaşadığım duygulardan bahsedeyim biraz . Bu süreçte ilk başta karşıdaki kişiyle her şey güzel başlıyor sonrasında onun verdiği ilgi size yetersiz geliyo sürekli onu görmek istiyorsunuz göremeyince strese giriyosunuz kendinizi güvende hissetmiyorsunuz en azından sesini duymak istiyorsunuz . Gün içinde sürekli onunla alakalı hayaller kuruyosunuz . Onu herkesten kıskanıyorsunuz böyle aşırı aşırı dugular ve bu duygular hayatınızı mahvediyor . Sonrasında bu durum iyice ilerliyor ve en sonunda kafanızda kişiyi erotikleştiyosunuz onunla artık cinsel ilişkiye girmek istiyorsunuz . Sonunda üzülen siz oluyorsunuz en güzeli benim kendim için verdiğim karar hiç arkadaşlık ilişkisi kurmamak taaki zihnimdeki güçlü erkeği inşa edene kadar . HK böyle demiyor kur ama erotikleştirme diyor başkalarını bilemem ama bu benim için gerçekten zor .

Birde kurduğum arkadaşlık ilişkileri hiç doğru dürüst insanlarla olmuyor ki hep bana aynı acıyı yaşatacak olan kişileri elimle koymuş gibi buluyorum bu yüzden daha fazla yorulmama gerek yok diye düşünüp böyle bir karara varsamda hayatımda hali hazır da olan bir A vardı önce onu hayatımdan uzaklaştırmam gerekiyordu işin zor kısmı buydu çünkü çocuk benimle aynı yurdun aynı odasında yatıyordu ve o yurda sırf benim için gelmişti . Aramızda iyice bozuluyordu sürekli kalbimi kırıyordu ve özür dileyen hep ben oluyordum çünkü ona bağımlıydım onsuz yapamayacağımı düşünüyordum . Bana neden öyle davrandığını da anlamıyordum narsist işte falan diye düşünüyordum . Mantğım hayatımdan bir şekile çıkarmam gerektiğini bana söylerken duygularım mantığıma baskın geliyordu çünkü içimde kanayan bir yara var ve o yarayı bir şekilde kapatmaya çalışıyordum .

HK bu anlattıklarımı yorumlayıp biraz tavsiye verdi . Kaldığım yere onu sokmamın çok büyük bir hata olduğunu söyledi . Daha sonra ben onun hayatını düzene soktuğum halde bana düşman olduğundan bahsettim oda bir insan kendisine eski hallerini hatırlatan her şeyi hayatından çıkarmak ister dedi kendisinin başına gelip tecrübe ettiği bir kaç olayı da aktardı .Kimsennin hayatının kurtarıcısı olmamam gerektiğinden bahsetti . Kendisinin psikologluğa başladığı ilk zamanlar söylediği bir sözü aktardı “Hayatınızın kurtarıcısı değil hayallerinizin kurucusu olacak bir dostluk iletişimi o kadar" . Devamında da güzel bir noktaya değindi

İnsanlar kurtarıcı ararlar . Kurtarıcılık Tanrı kul ilişkisidir hiç bir insanın tanrısı olmayacaksın . Tanrı kul ilişkisinde tanrı olmak ne güzel zannediyorsun ama asıl malı götüren kullar . Kul çalışmayacak tanrı verecek tanrı verecek . Seni sömürüyor yani . Sonra o kul senin verecek bir şeyin kalmayınca seni ezip geçer .

Duygusal istismara uğradığımı söyledi ve bu ilşikinin simbiyotik bir ilişki olduğunu söyledi onun için kendi hayatımdan fedakarlıklar yapıyordum çünkü . Fakültedeki derslerime girmiyordum . Derslerden iyice geri kalmıştım .

Beni sömüren simbiyotik ilişkilerden uzaklaşmam gerektiğini söyledi onu bir vampir olarak düşün seni ısırmış sen onun etkisi altındasın böyle hissettiğin onun yanında enerjin sömürüldüğü insanlardan uzak durmam gerektiğini söyledi aksi takdirde hayatımın içine edileceğini söyledi .

Arkadaşlık ilişkilerde sen bir adım at o bir adım atar bu şekilde sağlıklı ilişki kurulur dedi hep sen verici olursan ezilirsin insanlar seni zayıf aciz görürler dedi . İlişkilerde kaybetmekten korkan kaybeder dedi gidene kal gelene git deme gibi güzel tavsiyeler verdi . Asr suresinde insanın ziyanda olduğundan bahsettiğini hatırlattı çünkü insanoğlu nankör dedi .

Bu süreçte başka erkeklerin cinsel hayatını dinleme dedi  bu da beni kendi cinsiyetimden uzaklaştıracak bir şey çünkü tiksinme hissi gelecek kendi cinsiyetimden uzaklaşmama sebep olan şeylerden uzak olmam gerektiğini ve ortam yapmam gerektiğini söyledi . Sağlıklı kişilerden oluşan Arkadaş grubumun olması bu süreçte bana destek olacak bir şeymiş .

Bu seans çok tavsiyeler verdi bunları uygulamak için uğraşacağım . Madde madde yazacağım .Bu yazıyıda burada bitiriyorum .

Masturbasyona devam et . Porno izlemek yok
Kimseye acıma düşmüş düşmüştür anaç olma kimseye
Enerjinin sömürüldüğünü hissettiğin ilişkilerden uzak dur .
Erkekler ile kendini kıyaslama
Erkeklerin cinsel hayatını dinleme



2
Psikolog Hüseyin Kaçınla başladığımız terapilerin  üzerinden 1 yıl geçti . Geçen sene 2024 Martında  Ramazan ayı gibi  başladığım terapilerden bugüne hayatım bambaşka bir noktaya geldi . Terapi yazısı yazmıyordum sadece ses kaydı aldım ama keşke psikoloğumu dinleyip yazsaymışım diyorum şimdi . En baştan ses kayıtlarını dinleyerek de yazıyorum onları vakti gelince foruma yükleyeceğim .

Küçükken düşünürdüm Allah seni sınamak için sana bir hastalık verecek olsa o ne olsun isterdin düşünürdüm ateş öksürük burun tıkanıklığı … hepsi zor kaldıramam bunları derdim . Bu soruyu bugün cevaplayabiliyorum . Dünyaya tekrar gelecek olsaydım yine eşcinsellikle sınanmayı ve mücadele ederek iyileşmeyi isterdim .  Hayatımın yönü gidişatı değişti bu hastalık vesilesiyle . Allaha Hamd olsun ki HK nı karşıma çıkardı . Peygamberimiz Allah devasını yaratmadığı hastalık vermemiştir her hastalığa bir ilaç var etmiştir buyuruyor . Bu Hastalığın ilacı ise insanın kendini bulup nirvanasına kavuşmak için çabalaması kendisini tanıması .

Psikoloğumuz Bir terapide hayata karşı bakış açımı değiştiren bir şey söylemişti . Allah Kuranı Kerimde Hayat ancak bir oyundan ibarettir buyuruyor bu oyunun mantığını anlayarak ilerleyebiliriz bu oyun bazen game over lar verir ama düştüğümüz yerden tekrar kalkmamız ve bu mücadeleye devam etmemiz gerektiğini söylemişti . O zamana kadar bu ayeti sadece dunya gelip geçici bir yer diye anlamıştım ama HK öyle dediğinden beri hayatımı bir oyunn içindeymişim gibi düşünüp başıma gelen hadiseleri değerlendirip analiz edip neden geldiğini düşnüp Allahın beni nasıl bir tekamül sürecinden geçirdiğini anlayıp ona göre hareket ediyorum . Hayat madem bir oyunsa bu oyunun kurucusu olan Allah celle celalühü bu oyunu başlatırken cinsiyetimizi ırkımızı dilimizi zeka seviyemizi hastalıklı ya da sağlıklı olacağımızı analiz kabiliyetimizi anne ve babamızı coğrafyamızı daha nice şeyleri belirleyerek bizi dünyaya gönderiyor ve bunun yanında bu oyunda ilerleyebilmek için bize bazı yetenekler veriyor . Yani bir yerden alıyor bir yer veriyor ki açığı kapatalım bana bunu farkettirdi . Bize de bu aile hastalığını verdi ama bunun yanında zeka verdi hayat mücadelesini çok erken yaşta öğrendik . HK eşcinseller çok zeki insanlar oluyorlar çünkü beyin sürekli bir mücadele halinde ve bir çok insan 30 lu yaşlardan dökülmeye başlarlarken bu kişiler acıyı hayatın başında yaşadıkları için iyileştikten sonra büyük bir sıçrama oluyor ve rahat bir yaşam sürüyorlar demişti . Bu oyun böyle işliyor mantığı kavrayıp analizleri doğru yapıp farkındalık kazanarak ilerlemek amacımız hazların peşinden koşmak değil huzuru yakalamak için uğraşmakmış hayatın anlamı .

Hüseyin Kaçın la yaşadığımız terapi süreci sadece eşcinsellikten iyileşmek değil hayatı keşfetme yolculuğu aynı zamanda Ben toplamda 5 psikoloğa gittim güya hepsi uzman klinik psikologlar ama verdikleri tavsiyeler gerçekten uyutucu bir takım masallardan ibaret birde psikologluk yapmak sadece bir takım hastalıkları bilmek tedavi yöntemini bilmekle olmuyor karşındaki kişiyi anlayabilmesi için bir psikoloğun yaşanmışlığı olması şart o insana güven veriyor . O yüzden eski insanların söyledikleri çok etkiliyor insanı zorluk yaşamışlar senin geçtiğin yollardan geçmişler onlarda dışlanmış aşağılanmışlar . Sayın Hüseyin Kaçın da bu yaşanmışlık fazlasıyla var . Tam bir aşk adamı bu yüzden bizi çok iyi anlayıp analiz edebiliyor ve çok güzel tavsiye verebiliyor babacan bir insan diğer psikologlar o samimiyeti vermiyor . Duygusal zeka gerçekten psikologlukta çok önemli .

Dediği şeyleri kendi hayatımda tek tek fark etmek gözümün açılmasına ve ben ne yapıyorum dememe sebep olmuştu insan daha sonra harekete geçiyor ve içindeki o zamana kadar açığa çıkmamış olan versiyonuna ulaşıyor . İşte o noktada başlıyor iyileşme süreci . Artık kendine yöneliyor insan toksik ilişkilere kapanıp kendisiyle bağ kuruyor hoşlandığı şeylerin üzerine giyor huzur bulduğu alanlarda kendini geliştiriyor ve bir özbenlik inşaa ediyor bu yüzden seviyorum işte bu hastalığı diğer insanların böyle bir şansı yok yaşadıkları travmalar dan kaynaklı gelen haz duygusunu abartı duyguları özbenliği zannediyor Bağımlı olunan toksik ilişkileri aşk zannedip kendini yitirme yolculuğuna giriyorlar . İşin kötü yanı oları bu durumdan değişime zorlayacak bir şey olmadığı için çok azı dışında hemen hemen hepsi bu şekilde yaşayıp kendini tanımadan bulmadan ahirete gidiyorlar .

Bu gerçekten çok üzücü ama bizde bu böyle değil biz kendimizi değişmek zorunda hissediyoruz çünkü değişmezse eşcinselliğin içinde eriyip gideceğiz . Bunu bilmek bizim mücadele hissiyatımızı ayakta tutuyor . Bu zamana kadar devam ettiğimiz yaşadığımız kadınsı versiyonumuz aslında bizim içimizdeki potansiyeli içimizdeki kabiliyetli yetenekli çocuğu diğer toksik insanlardan koruyan bir anne görevi görüyor ne kadar acı varsa kadınsı versiyonumuz o acıyı resmen yükleniyor içimizde yatan erkek zarar görmüyor terapilere başladıktan sonra o içimizdeki cevher açığa çıkmaya başlıyor o erkek güçleniyor ve o kadınsılık o anne kayboluyor bu sayede hayatta aktif rol oynayan güçlü,  kadınları cinsel obje olarak görmeyen , sağlıklı ilişkiler kuran , insanların imrendiği bir aşk erkeğine dönüşüyoruz . Bir çok erkek şuanda bu duygulardan yoksun oldukları içinde onların yanında çok güçlü duruyoruz onlar bu sefer size hayran oluyor eskiden siz onlarla pasif ilişki hayal ederken bide bakıyorsunuz ki aslında o erkekler ezilmiş hayattan beklentisi olmayan cinsellikten başka erkeklik namına bir vasfı olmayan kişiler . Farkındalık başladıkça ve bu farkındalığı siz analizler yaparak ilerletip bu analizler doğrultusunda açığa çıkan çözümleri gerektiği gibi uyguladığınızda nirvananıza ulaşmaya başlıyorsunuz iyileşince bir de bakıyorsunuz ki Hepsi Allahın sizi yükseklere fırlatmak için sapan misalı aşağıya çekmesi imiş ondan sonra şükretmeye başlıyorsunuz . İşte bu yolculukta Hüseyin Kaçın aslında sizin sadece cinsellikle olan sorununuzu halletmiyor birde sizin kendi istekleriniz kabiliyetleriniz doğrultusunda yeni bir kişi inşa etmeniz için siz ön ayak oluyor tıpkı bir deniz feneri gibi gidilecek yolu gösteriyor biz o ışığın gösterdiği yöne bakarak gemimizi doğru şekilde sürmeliyiz .

Psk. Hüseyin Kaçına deniz feneri dedim çünkü artık hayatta kurtarıcı aramanın ne kadar aptalca bir beklenti olduğunu öğreniyorsunuz terapi sürecinde o bizim gemimizi sürmeyecek sadece yolu aydınlatacak hepimiz burda bir yolculuktayız ve bu yolculukta kimse bizi kurtaramaz bizi kurtaracak kişi yine biziz biz ayağa kalkarsak mücadele edersek Allah da bizi muvaffak ediyor o zaman . Siz kendinizi insan yerine koyup kendinizi aşağılamaktan insanlarla kıyaslamaktan vazgeçerseniz sadece kendinize odaklanıp yeteneklerinizi keşfedip bunların üzerine giderseniz iyileşme süreciniz çok kısa sürecektir . Tabiki HK bunun yanında bizim yapmamızı istediği şeyler oluyo kişinin durumuna göre ama her şey sonunda buraya dayanıyor . Biz kendi potansiyelimizi unutuyoruz kendimizi kaybetmişiz Hüseyin Kaçın o karanlık hayatımızı aydınlatıyor işte bu yüzden gerçekten çok kıymetli bir insan . Ülkemizde böyle insanlar yok denecek kadar az malesef ve birde şikayet ediyorlar adamı böyle tuhaf bir milletin mensubuyuz  . Allah'tan niyazım en kısa zamanda mühürlenen kliniği nde onu tekrar iade edilip orda devam etmemiz orası gerçekten farklıydı yazımı burda sonlandıracağım yazılacak şey gerçekten çok fazla ara ara yazacağım bir yandan eski ses kayıtlarını da dinliyorum ki benim geçtiğim yollardan geçen arkadaşlarıma belki bir yardımım dokunur diye en baştan yazıyorum her şeyi ama bu yazıyı araya sıkıştırmak istedim .  Teşekkürler…

3
  Merhabalar . Çok kıymetli ve Saygıdeğer Psikoloğumuz Hüseyin Kaçın’ın neredeyse her terapimde terapi yazısı yaz demesine rağmen ben bazı sebeplerden ötürü biraz da ertelediğimden dolayı bir türlü işin başına geçip bir terapi yazısı yazamamıştım ancak şu son olan olaylardan sonra belki günün birinde -vakti zamanında bizde olduğu gibi- bu Aile Hastalığından nasıl kurtulabilirim diye düşünen birileri olur diye kendi yaşadığım terapi serüvenimi en baştan yazmak istedim . HK dan aldığım seanslardan ne öğrendiysem ses kayıtlarını baştan dinleyip ayrıntılı bir şekilde yazacağım bu sayede bir ümit terapi almak isteyip de alamayan bir arkadaşımın daha iyileşme yolculuğuna başlamasına sebep olabilirim . İyileşmesine demiyorum çünkü o bence ne benim ne HK nın yapabileceği bir şey . Tamamen kişinin kendi mücadelesiyle olabilecek bir şey kişinin mücadele etme gibi bir düşüncesi yoksa özbenliğine ulaşması gibi bir düşüncesi yoksa istediği kadar HK dan terapi alsın yinede çok bir şey değişceğini sanmıyorum . Hayatın kendisi başlı başına bir mücadele değil mi zaten ? HK zaten bu konuda “Eşcinseller zoru başarıyolar.” diyordu terapilerde.

   Kısaca ailemden bahsetmek istiyorum zaten genelde aile yapımız birbirine benziyor çünkü HK’nın dediği gibi ‘‘Eşcinsellik bir Aile Hastalığıdır.’’

 Çevremdekilere göre dindar bence adı dindar olan bir ailem vardı Kendimi Bildim Bileli hep Anne babam kavga ederlerdi birbirlerine sevgi gösterdiklerini hiç görmedim diyebilirim babam hep annemden şikayetçiydi annemin de çok duygusal bir yapısı olduğu için Maalesef ki psikolojisi bayağı bozuldu ve aklını yitirme noktasına kadar gitmeye başlamıştı sinir krizleri öfke krizleri oluyordu sık sık . Babamın ailede otoritesi fazla yoktu Sadece para için sanki o ailede vardı Sevgi göstermeyi hiç bilmezdi sebebi ise onun da sağlıklı bir ailesi yokmuş ve onun hem annesi hem babası ona sevgi göstermemiş aileden uzak yatılı yurtlarda kalmış oda hep bir sevgi arayışındaymış aslında ama maalesef bulamamış haliyle almadığı sevgiyi bizede gösteremedi

Annem de çok farklı değil sıkıntılı bir çocukluk dönemi geçirmiş baba anne hiç doğru dürüst bir Sevgi göstermemiş aslında babamla annem tencere kapak gibiler bunu bir keşfedebilselerdi belki aralarındaki ilişki başka olurdu bize bu kadar zarar gormezdik . İkiside büyüyememiş sadece yaşları ilerlemiş iki çocuk . Böyle olunca tabiki en çok zarar gören ailenin ilk evladı oluyo yani ben .

Çocuk yetiştirmeyi Annem de babam da bilmezdi ama annem en azından sevgi gösterebiliyordu o yüzden bir annenin vermesi gereken ilgiyi ve sevgiyi verdi . Tabiki babam ve ailesi yüzünden geçirdiği sinir krizleri bize çok kötü travmalar bırakmış olabilir ama en azından gereken Sevgi ve ilgiyi verdi ve duygusal bir karakterin inşası başlamış oldu.

 Babamda ise işler öyle olmadi . Burda babamla iliskime geçmeden önce bir şeyi ara bilgi olarak kısaca geçmek istiyorum . Ailede yaşanan travmalar ve çozüm yollarıyla alakalı bir kitap okuyorum şuanda ve orda gördüğüm bir şey var ve benim babamla ilişkimin neden tuhaf oldugunu açıklıyor bir nebze . O kitapta diyordu ki çocuklar -0 ile 5 yaş arasiydi diye hatırlıyorum- anne babalarından alınan ilginin herhangi bir sebeple velev ki önemli bir gerekçesi olsa bile kesildiğini görürlerse o çocuğun zihni bu kişi güvenilmez biri der ve ondan ilgi almayı keser bidahada almaz diyordu . O kitapta verilen örnekte önemli bir ameliyat için ebeveynlerinden biri bir süre hastanede yatıyor ve o çocuğun beyni o ebeveyni ile bağını koparıyordu ve bidaha da ondan ilgi beklemiyordu . Benim hayatımda böyle bir dönem olmuş mu acaba ki diye sorguladım çünkü ben küçüklüğümden beri hiç babamla aramda bir baba oğul ilişkisi hissedemiyordum hep üvey çocuk gibi hissettim kendimi sanki babam ölmüş ya da benden uzak başka bi yerde gibi . Sonra o kitabı okuyunca babamın ve amcamın anlattığı bir olayın buna sebep olduğunu gördüm o da şu : Babam ben doğduktan sonra askerliğe gitmiş ben yürüme çağına gelinceye kadar beni annemle amcam büyütmüşler. Çünkü dedemgil ve amcamgil ile altlı üstlü oturuyoruz . Sonra babam bir keresinde ziyarete gelmiş amcam da beni götürmüş burada babam şunu söylerdi ben bu kim dedim seni görünce derdi amcamdan yeni öğrendiğim şey babam karşıdan geliyormuş ben bir kaç adım ona doğru atmışım sonra “babaa” diye arkamı dönüp amcama sarılmışım. Bunu onlar kahkahalarla anlatıyorlar ama aslında o yaşımdan itibaren babamla ilişkim kopmuş ve ona karşı kalbimi hiç bağlayamamışım. Gerçekten de hala amcamı gördüğümde onu babam olarak hissediyorum onunla baba oğul gibi gibiyiz onun iki kız çocuğu var sadece beni görünce oğlum geldi der ve seni bu çocuklarımdan ayrı tutmuyorum derdi . O kitabı okuyunca böyle bir aydınlanma yaşadım neden babamı hep üvey baba gibi hissettim sorusunun cevabını bulmuş oldum . Şimdi onunla aramdaki ilişkiden bahsedeyim .

Babam küçüklüğümden beri Benden hiç memnun olmadı hep benden utandı insanlar arasında birisi bana laf etse susardı desteklemez savunmazdı istediği gibi erkek olamadığımı görüyordu ki iyiki de olmamışım halimden çok memnunum . Çevrem niye bu kız gibi diye dalga geçerlerdi bir de bunlar koca koca insanlar ama işte beyin olgunlaşmayınca yaşın ve cüssenin artması bir şeyi değiştirmiyor . Onlar dalga geçerken haliyle babam rezil oluyordu. Babamda zaten pısırık içe kapanık birisi tabi o zamanlar küçük olduğumdan babamın dertlerini düşünmüyorum o benim gözümde o zamanlar zayıf güçsüz ailesine zulmeden kendi kafasina gore takilan dini de bu işlerine alet eden birisi . Büyüyünce duygusal analiz zekamizda bu hastalığı yaşayanlarda arttığı için o zaman babamı anlamaya başladım tabide neye yarayacak yazdıkça zamanla göreceğiz.
 (iyileşmenin formülü biraz burda da gizli)

Okul hayatım tamda HK nın röportajlarda verdiği gibi. İlkokulda kız gibi diye dalga gecilir erkekler arasinda var olunamaz kız arkadaşlarla takılır ortaokulda … lisede….. böyle oluyor diye anlattığı bir röportajı var onu izlemenizi tavsiye ederim kısacası erkeklerin icinde var olamadım hiç bir zaman . Linkini koyuyorum buraya o röportajın . https://doludizgin.org/izle bu linke tıklayıp Hüseyin Kaçını arattığınızda karşınıza geliyo ve gerçekten çok güzel ve bilgilendirici video izlemeyenlere tavsiyemiz olsun .

Bu sorunu ortaokulda 7. 8. sınıfta fark etmeye başladım kızlara karşı hiç bir çekim olmuyor erkeklere karşı oluyordu ve bunu kabullenmem çok zor olmadı öyleyim diye hiç depresyona girdigimi hatirlamiyorum benim hayat felsefem tutkuyla yaşamak . Eğer ki bir şeye tutkuyla bağlanıyorsam o her ne kadar zor bir şey de olsa fark etmez mücadele ederim ama tutkuyla bağlanmadığım bir şeyi de zorla yapamam sırf hayat şartları böyle diye çevreme uyum saglayamam ki böylede oldu kendim olarak mutluyum yaptigim her işte velevki beni eleştirenler olsada . Böyle söylüyorum ama tabikide eşcinselliğin normal bir şey olmadığını fıtrata aykırı olduğunu bildiğimden kendimle düşman olmadan bunu nasıl çözebilirim araştırıyorum Allah'ıma ne kadar Hamd etsem azdir karsima HK nin terapi sitesi cikti o zamanlar 10. sınıftım diye hatırlıyorum . Biraz arastirdim onun istanbulda yasadigini öğrendim . İstanbula gittigim zaman bu adamla görüşmeliyim diye düşündüm çünkü başka kimsede kayda deger bir çözüm yolu göremedim. Ondan sonraki süreçte bu hususta nasıl zevk alıyorsam o şekilde yaşadım tabiki Ailemden kimsenin haberi yok bu durumdan . Dinimin de bu hususta koyduğu ölçütler belli Zina yapmadığım sürece böyle hissetmemin bir sorun olmayacagini bildigimden sadece masturbasyonla işimi halletmeye çalışıyordum ama sonrasında çok kötü bir bunalım oluyordu bunun sebebini ise sonradan ögrendim. İlerde yazacağım unutmassam .

Üniversiteye geçip İstanbula gelince HK ya ulaştım ve ilk seansa gittim . Seans öncesinde nasıl bir kafa yapımın olduğundan bahsedeyim ki seanslar ilerledikçe gerçekleşen değişimin ne oranda olduğunu da görmüş oluruz .

Kiz erkek ilişkilerinden nefret ederdim erkeklerin hayatlarında aktif olmaları bende dışlanmışlık hissi uyandırıyordu çünkü ben o güce sahip değilim diye düşünüyordum şiddetli anksiyete krizleri yaşıyordum bu da benim kendimi geliştirmeme engel oluyordu babama düşmandım anneme sahip çıkmaya çalışıyordum annem sürekli büyüde beni kurtar oğlum dediği için . Hayatı eğlence odakli yasiyordum güneş batarken evden çıkıp kafelerde avmlerde takılıyordum. Müzik bağımlısıyım kafa dağıtayım diye degil müzik dinlerken kurduğum hayaller için ve o hayallerdeki güçlü , kimsenin ezemediği para derdi olmayan beni o zamana kadar ezmiş olanlara öfkeyle ve hırsla kibirle baktığım benden zevk aldigim icin dinliyordum . O duygusal boşluğumu müzikle ve kafelerde tek başıma takılarak kapatmaya çalışıyordum ama malesef o duygusal boşluk benim düşündüğümden daha da derin olacak ki bir türlü kapanmamıştı. Aynı zamanda cinselligimde bu oranda fazlalaşıyordu doymuyordum hic bir seyden resmen ve bu beni bunalima sokuyordu birisiyle iliski yasamayi bile istiyordum artik birisi teklif etse veya zorlasa karşı koyamayacak duruma çoktan gelmiştim ama ilk adimi ben atamazdim çünkü aklima mensubu olmaktan şeref duyduğum  dinim geliyordu , birde -Allah sanki korunayim diye vermiş- sosyal anksiyetem beni engelliyordu . Artık tedavi olmadığım takdirde bu işin sonunun iyi olmayacağını görebiliyordum git gide erkekliğini kaybettiğimi hissediyordum tıpkı sigara içen birinin akciğerlerini kaybetmesi gibi eger acele etmezsem sonu iyi olmayacağı aşikardı .

 Ders çalışamıyordum bunalımlardan sürekli kendimi bir şeylerle tatmin etmek istiyordum neşemi yerine getirmek istiyordum bulunduğum şehirde de pek fazla aktivite olmadığı için yks’yi iple çekiyordum çünkü İstanbul’a gitmeyi çok istiyordum bunun sebebi psikolog için değildi beni İstanbul’a çeken bir şey vardı adeta sanki kendimi bulacağım şehir o şehir gibi hissediyordum ve enerjisine güzelliğine asaletine hayran kaldığım bir şehirdi benim için İstanbul . Sonunda yks süreci bitti hızlı geçicem orayı ben istanbul’da yaşamaya başladım her şey düzelecek sanıyordum ailemden uzaklaşınca ama olmadı benim erkekliğim günden güne eriyordu artık çünkü hüseyin kaçından 2 sene önce  yani 10.sınıfta haberim olmuştu haliyle o 2 senede ben malum aktivitelere (masturbasyon porno) devam ettim ve yks den sonra istanbula gelince  istanbulda da aynı şeyleri yaşadım her akşam bunaldığım için müzik dinliyerek beşiktaş sahilde oturmaya başladım kendimi kaybediyordum ve bunun sadece masturbasyon bağımlısı olduğum için olduğunu zannediyordum ama asıl sebebin ne olduğunu sonra farkedicem . Tam bu sıralarda hayatıma bir erkek girdi tam o bunalımların depresyonlarımın devam ettiği sırada ismine A diyelim . Dost diye adlandırıyordum ama hayır ben ona resmen aşık olmuştum tabi buna aşk denmez aşk insanı yormaz bildiğiniz uyuşturucu bağımlılığı gibi bir şey bu önce ot çekiyo gibi hissediyorsunuz o kadar da zararı yok gibi sonra git gide sürekli arttırdığınız sonunda felaketlerle sonuçlanan bir bağımlılıktı bu, ama ne bilsin o zaman bu sevilmeye aç çocuk bunu kendimi bir anda içinde buldum bu bağımlılığın . Onunla tanıştıktan sonra ben duygusal boşluğumu onunla kapatmaya çalıştım adeta o kanayan yaraya kirli mi temiz mi bakmadan bez basıyordum çok büyük bir hata ama sonra anlıycaz neyse o hayatıma girince kendimi iyi hissetmeye başladım ve artık mantıklı düşünmeye başladım ve aklıma çok kıymetli ama bir türlü değerini türk toplumunun da islami camianın da psikoloji camiasının da fark etmediği Hüseyin KAÇIN’dan terapi alma fikri geldi ve gittim .

Seans sonrası:
 İçeri girdiğimde gerçekten babacan bir adamla karşılaşmak beni rahatlattı . Sonrasında beklemediğim bir sekilde hızlı hızlı pasif fantazi mi kuruyorsun aktif mi , hiç bir ilişki yaşadın biriyle , porno izliyor musun gibi kimseye soylemediğim sorular sorması bende bir şok etkisi yaratsada sonrasında bu adam bu işe hakim hissi uyandırdığı için kendimi onun eline teslim ettim ve ondan bir şey gizlemenin tedaviyi olumsuz yönde etkileyip süreci uzatacağını hissettim zaten ne için geldiğim belliydi gereksiz boş bahanelerle adamın işini zorlaştırmak aptallık olurdu . Yapmam gereken neyse onu yapıp bir an önce istediğime ulaşmaliydim çünkü zaman çok kıymetli ve ömrümün geri kalanını bu şekilde yaşamak istemiyordum. Dediklerini İlk başta ses kaydına almadım sonra ses kaydına almamın ve terapi yazısı yazmamın benim için daha yararlı olup iyileşmemi hızlandıracağını söyledi . Şimdi verdiği tavsiyeleri yazacağım

1.Masturbasyon yap ve Porno izlemeyi bırak :
 
Belki bu madde tuhaf gelebilir yapmıyor muydun diye sorabilirsiniz . Yapmayı bırakmıştım 40 günden fazla sürece yapmamıştım sebebi benim terapiye başlama sebebimle alakalı oluğu için burada ikisine birden değineyim .Tabiki terapiye başlama sebeplerim arasında müslüman olduğum için bir günah düşüncesi vardı ama fetvalara baktığımız zaman bu işi faaliyete dökmediğim zaman bir sorun olmayacağı yönündeydi bende madem şuan belli bir tedavisi yok bunu fırsata çevireyim işlerime odaklanayım dini yaşantıma odaklanayım nasıl olsa ahirette böyle olmayacağım , yalnız yaşarım bende gibi düşüncelerle hayatla barışık olmaya çalıştım ve bu süreçte masturbasyonla idare ederim diye düşünüyordum ama olmuyordu her mast. yaptıktan sonra kendimi çok fazla bunalıma girmiş hayat enerjim bitmiş hayatta hiç bir değeri olmayan bir yığıntı gibi hissediyordum buda haliyle benim fakülte derslerime ve hayatımla alakalı diğer şeylere yansıyordu bu duygunun nasıl geçtiğini ilerde yazacağım . Bende ramazan ayında bırakması kolay olur diye 1 ay boyunca masturbasyon yapmadım ve sonrasında da HK ile tanışana kadar bu süreç böyle devam etti 40 günü geçmişti yapmadığım sadece haftada 1 falan rüyalanma dediğimiz şeyi yaşıyordum ondan sonra rahatlıyordum zaten ve yapmamaya alışmıştım . HK da tedavi olmam için mast yapmam gerektiğini söyledi tabi ben yapmak istemediğimi söyledim başka çözüm yolu yok mu diyip ertelemek istedim ama o hiç olmazsa hafta da 1 kez yap dedi

2.Pasif fanteziler kurmayı bırak
Bana pasif fantaziler kurmayı bırakmamı söyledi ve onun yerine mastürbasyon yaparken aktif olduğumu karşımdaki kişinin ilk kez pana pasif olan bir aktif eşcinsel olduğunu hayal edip bu şekilde fanteziler kurmam gerektiğini söyledi . Çünkü her pasif fantezi seni daha da kadınsılaştırır dedi ki gerçekten ne zaman bunu yapsam cinselliğe çok fazla bağımlı oluyordum ve artık sadece çevremde erkekleri görmeye başlamıştım gözüm güzel kadın görmüyordu artık yakışıklı kaslı fit vücuda sahip erkekleri görüyordum. Benimle sevgi ilişkisi yaşamalarını istiyodum değer görmek sevgi görmek istiyordum beni şu süreçte bir erkekle ilişikiye girmeme engel olan şeylerden biride aşk duygusudur çünkü düşünüyordum ki ben gidip onunla ilişiki yaşarsam anlık bir zevk yaşıyacağım ve bitecek benim istediğim ise beni koruyan bana sahip çıkan onun yanında kendimi güvende hissetiğim o yanımdayken zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım birisiydi bunu ilk başta dost olarak adlandırsanızda aslında bu duyguların kadınsı duygular olduğunu terapide fark ettim zaten bizdeki bu aşk bir kadındakinden çok farklı oluyor o yukarıda yazdığım o duygular sonunda iş yine yatakta bitsin istiyorsunuz bir süre sonra en fazla 2-3 ay demişti galiba HK -bende o kadar uzun süre de olmuyordu- sonra yine cinsellik istiyorsunuz bir kadın ise uzun süre o duygularla yaşayabiliyor bizde olan durumsa bundan farklı bir uyuşturucu demiştim ya doz yetmiyo ve sürekli artırmak istiyorsunuz bir süre sonra.

3.Futbol takımı tut
Bana futbol takımı tutup bir kaç oyuncu ismi bilmem gerektiğini söyledi Bazen maçlarına git dedi.
Ben futboldan nefret ettiğimi söylesemde o ısrar etti bunu söylemesinin sebebini de erkeklerin ortamında var olabilmem için onların dilinden anlamam gerektiğini falan söyledi ben ona bilimden sanattan konuşan kaliteli arkadaşlar istiyorum sürekli siyaset maç cinsellikten konuşan arkadaşlar istemediğimi söyledim ama o toplumun çoğunluğunun öyle erkeklerden oluşmadığını söyledi ve erkekler hep bilim sanat konuşmazlar dedi . Erkeklerle sosyalleşmem için bunun gerekli olduğunu söyledi çok asosyal kalmışım kriterlerime uymayan erkeklerle bağ kurmadığım için öyle söyledi ilerde bu maddenin açıklmasını daha fazla yapıcam çünkü her seansta kendimi daha çok keşfettim ve bu seansta bu madde için bu kadar yorum yeter o zamanlar anladığım şey bu kadardı

SEANS SONRASI

HK iyileşmem için bunları söylesede ben hiç birini yapmadım çünkü mast yapınca nasıl hissedeceğimi bildiğim için o bağımlılıkla tekrar mücadele etmek istemedim futboldan zaten nefret ediyorum başka bir yöntemi mutlaka olmalı diye 2. seansa kadar bir şey yapmadım. Ben toplumda var olmak özümü kaybetmeyi istemiyordum iyikide o fikir üzre kalmışım.

[Bu arada şunu söylemeliyim bu HK yı dinlemedim demek değil o zaman kendimi güzel ifade edememiştim sonuçta ilk seans ben bile beni tanımazken kendimi karşımdaki insana nasıl güzel bir şekilde tanıtabilirim şuan bu yazıyı yazarken 11. seansım bitti ve hala futbolu sevmiyorum HK da ısrar etmiyor ama kendimi önemli düzeyde keşfettim ve o alanlara yönlendiriyor beni . Sizede tavsiyem kendinizi keşfedip o alanlarda ilerlemeniz çünkü bu aile hastalığının bize kattığı en önemli şey belkide yeniden doğmaktır.]


2.SEANS

Neler yaptığımı sordu ve ben onları yapmak istemediğimi bana uymadığını söyledim
Futbol konusunda toplumda bir alanda var olmam gerektiğini söyledi müzik spor vb.gibi yani bir ortam oluşturmam gerektiğini söyledi bende keman çalmak istediğimi söyledim çıkışta gidip keman bakmamı söyledi kabul ettim

Masturbasyon konusunda ise yapmak zorunda olduğumu söyledi çünkü daha önceki pasif fantazilerle yaptığım masturbasyonun beynimde oluşturduğu tahribatı kadınsılığı ancak bu şekilde önleyebileceğimi söyledi bende bu sefer ikna oldum çünkü sebebini açıklayarak analiz yaparak anlatması kafama meselenin yatmasına vesile oluyordu .

Aklımda bu iki seans için bu kadar şey kaldı bu seansın sonunda terapi yazısı yazmamı ve seansların kaydını almamı tekrar tavsiye etti bende bundan sonraki seansların kaydını dinleyip
yazacağım bir yandanda değişimimi seyredeceğim gerçekten ses kayıtlarını iyiki almışım.



Sayfa: [1]