İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - ahmetist78

Sayfa: [1]
1
Öfke nöbetlerinden biraz bahsetmek istiyorum.Şuan da her gün en az 1 öfke krizi geçiriyorum.Bağırmaya başlıyorum kendi kendime.Aklıma sevmediğim insanlar veyahut tartıştığım insanlar geliyor.Biranda beni ezmeye çalıştıklarını aynı film sahnesi gibi önüme getiriyorum.Onların bana vurması yerde kafamı tekmelemeleri yüzüme gelişine yumruk atmaları aklıma geliyor.Bir tanesi gözümde canlandırdığımda onunla nasıl kavga edeceğimin hayalini kuruyorum.Biranda bana saldırması aklıma öyle bir geliyor ki sanki gerçek hayatta yaşıyormuş gibi hissediyorum.Ondan sonra delleniyorum.Nasıl karşılık vereceğimi hayal ederken aynı zamandada koltuğu yumruklayarak ve gerçekte nasıl hakaret etmek aklıma geliyorsa aynı zamanda koltuğa vururkende bağırarak küfürler savurarak adeta 1000yıllık sokak serserisiymişim gibi gözümün dönmesiyle beraber bunları yapıyorum.Koltuğa vurduğumda canımın yanmasını hisettiğimde dahada deliriyorum.Niye canım yanıyo lan benim diye ağazım çıktığı kadar bağırıyorum.Sonra sakinleşmeye çalışıyorum nihayetinde sakinleşiyorum ama içimdeki o gerginlik o kavga gürültü aklımın bir köşesinde pusuya yatmış bekliyor.Gerginlik hep içimde.Hayattımda çoktan unutmuş olduğum tipleri hatırlıyorum.Gözümün önünde onları canlandırıyorum.Hüseyinin anlattıklarını gözümde tanrı olarak canlandırıyorum.Ama sonra bana vereceği zararlar aklıma geliyor.Sonra çıldırıyorum.Hüseyinin beni eleştirmesi eziklemesi aklıma geliyor az da olsa.Deliriyorum ondan nefret ediyorum.Sokakta 3 tane yaşıtım karşımdan geldiğinde bir tanesiyle çarpıştıktan sonra ona ahkam kesiyorum.Öfkemi atayım diye.Diyorum düzgün yüreyeceksin yavaş olacaksın lan diyorum.İçimdeki korkaklığa öfke duyuyorum.İçimdeki korkağa işgence yapmak istiyorum.Onun taşşaklarını kesip ağzına vermek istiyorum.İçimdeki korkağa öfke nöbetlerimde bağırıyorum.Onuda düşmanımmış gibi görüyorum.Öfke nöbetimde noldu diye gelen babama bağırıyorum.Asıl sorunlu sensin diyorum.Veremediğin güveni sevgiyi düşüneceksin diyorum.Zaman zaman çocuk gibi 5 yaşında çocuk gibi ağlıyorum.Hıçkıra hıçkıra.Babamın ezikliğine üzülüyorum.Bizim evde yıllarca gelip giden baktığımız babaannem aklıma geliyor.Çok tatlı bir kadın olsada bana psikolojik olarak iyi gelmedi evde bulunduğu süre boyunca.Ama onu genede çok seviyordum.Ölmeden önce zikir çekerek ölmüştü.Ölmeden önce yatalaktı ayağa bile kalkamıyordu.Zikir çekiyordu aynı 5 yaşında çocuğun zikir çekmesi gibi.Allah Allah la ilahe illallah demesi hayla kulağımda yankılanıyor.Genede onu seviyordum ama evde bulunması bana iyi gelmedi.Ama ölmeden önceki halleri çok masumdu.Bir gece öncesinden ona iyi geceler demiştim.Oda Bana aynı 5 yaşındaki çocuk gibi iyi geceler demişti.Sonra babamın ezikliğine acıyabiliyorum.Bana çocuk gibi çok nazik konuşmaya başladığı oluyor üstüne çıktığımda.Sonra onunda ezik olduğunu düşünüyorum abartarak.Sonra ona üzülüyorum ağlamaya başlıyorum 1 2 dakkika geçiyor….

2
 Evet ders çalışmaya başladığımda, ders dinlemeye çalıştığımda, enstrüman çalmak için nota çalıştığımda ve buna benzer durumlarda neden geç odaklanıyorum neden geç anlıyorum bunun nedenlerini irdeleyeceğim.Öncelikle şöyle başlamam gerekirse bir işe başlarken düşünce yoğunluğuna giriyorum.Odaklanmaya çabaladığımda düşünce ordusu adeta aklıma hücum ediyor sanki.Böyle oluncada laptop başında 2saat durduysam ancak 30 dakika taş çatlasa 1saat hakkıyla çalışabiliyorum.Büyüteci alıp o düşünce dünyasına biraz zum yapacak olursak neler geçiyor aklımdan onları yazacağım.
-Takıntılar.Örneğin dersteyken bir yeri kaçırdığımda veya hemen anlayamadığımda o yeri asla atlayamamak.Öğretmen derse devam ettiğinde kaçırdığım yeri anlamak için yırtınıyorum.Bu seferde hoca yeni bir şey anlatmaya başladığında onu kaçırıyorum.Ve dersten kopma sürecim başlıyor.Sürekli hocayada sınıf ortamında soru soramıyorsun çünkü dalga geçilme vb. gibi durumlar olabiliyor.Veyahut ders çalışırken bir yeri anlayamadım ve odaklanamadıysam oraya sonra bakarım veya ilerleyen zamanlarda anlayabilirim demek yerine, 10 saatimi versem de anlamam gerek diye ona vaktimi sarf ediyorum  ve anlayacağım diye tonla  zaman kaybediyorum
-Bu düşüncede kaygılardan kaynaklanan bir düşünce yapısı.Aslında hem kaygı hem takıntı karışık.ders çalışırken burayı ya anlamasam, bak burası çok önemli anlaman gerekiyor, burayı kaçırırsan hiçbir yeri anlayamazsın, şimdi bakacaksın ama gene anlayamayacaksın, gene odaklanamayacaksın buraya, gibi düşünceler gelmesi durumu.
-Aşşağılık kompleksleri.Bir şeyi anlamaya çalışırken kendini beğenmediğini fark etmek.Kendini beğenmediğin için insanların özgüvenini kıskanmak,özgüvenlerine öfke duymak.Bir işe odaklanmaya çalışacağın zaman vücudunu  beğenmemek, sınıf ortamında durduğunda ise  insanların senin hakkında ne düşüneceğini düşünmek.Hoca beni yanlış anladı mı anlamadı mı düşüncesi.Sonrasın da kaygı durumu başlıyor.Aşağılık komplekleri kaygıya dönüşüyor.
-Ortamdaki cisimlerin kafanı dağıtmas.Merakının onlara kayması durumu .Bu da az da olsa bende oluyor.Dikkatini kaybettiren bir durum.
-Mükemelliyetçilik takıntısı.Bir yeri anlamaya çalışırken onu mükemmel biçimde anlama dürtüsü.İnciğine cinciğine varana kadar anlama isteği.Buda gereksiz zaman harcanmasına neden oluyor.Anladığın kadarıyla yetinmeyi bilmek gerekli.Fazlasıyla beynini kurcalamamak gerekli.Ben fazlasıyla beynimi kurcalıyorum.Bir şeyi anlarken en ufak detayını dahi bilmek istiyorum.Bunu bilmediğim zaman bu şeyi geçtiğimde içim rahat etmiyor.

3
Gelelim 8 yıllık bırakma sürecimden sonra içimde yaşadığım hislere.Bırakmadan önce tedirginliğim vardı zaten.Bıraktıktan sonra öfke nöbetlerim başladı.Bırakalı yaklaşık 3 hafta falan oldu.İlk hafta çok sancılı geçti.Kaygı ve takıntılarım arttı.Öfkem arttı.Öfkem nöbetleri hayla evde geçiriyorum.Bıraktıktan sonra ilk 2 hafta dışarda bana sataşılacakmış hissi okadar çok arttı ki dışarda yürüdüğümde öfkeden köpürüyordum.Herkezin dış görünüşüne bakıp yorum yapıyordum.Bana sataşılacakmış hissi o kadar yoğundu ki.Hayla yoğun ama biraz azaldı gibi.Evde kaldığım süreçte sancılı geçiriyor.İstemiszce kötü hissediyorum.Öfke nöbetleri günde 1 ila 2 arası geçirebiliyorum.Bir gün dışarı çıktığımda caddede yürürken gördüğüm tipleri öyle bir düşmanım olarak adledtim ki sanki cehennemdeydim.Dışarı çıktıktan 15 dakika sonra inanılmaz öfkeli sinirli caddede gördüğüm eli tespihle yürüyen artist yürüyen insanları öyle bir düşmanım gibi adlettim ki öfkeden beynimin bir tarafı döndü.Onlara baktığımda bana sataşacaklarını öyle bir hisettim ki fıldırdım.Karşımda bana doğru yürüyen bir adam olduğunda o tamamen düşmanımdı benim.Tipine bakıp analiz yaptıktan sonra.Yol verirsem eziklik olurmuş gibi geldi.Bana sataşacağını beni ezmeye çalışacağını düşündüm.İnanılmaz bir huzursuzluk vardı içimde.O gördüğüm kişilerin beni ezmesi aklıma geliyordu.O öyle bir etki yarattıkki sonra zaten elime bıçak bir şey alıp sanki onlarla mücadele etmem gerekiyormuş gibi bir his geldi içime.Onları gerekirse öldürmek vurmak parçalamak kendimi ezdirmemek ve ya ezdirirsem ezdirmemem lazım korkuyorum niye korkuyorum lan şimdi ben düşünceleri içimi öyle bir kemirdi ki ondan sonra öyle bir öldürme düşünceleri geldi ki yolda yürüyemez hale geldim hemen bir banka oturdum.İçimde kavga gürültü patırtı sokakta gördüğüm keko tipli insanların beni ezmek için yapacağı şeyler öyle bir aklıma geliyordu ki(hayla daha atamadım içimden).Bundan kurtulmanın tek çaresi onları öldürmekti.Gördüğüm insanları sürekli beni ezebilecek birileri olarak görüyordum.İçimdeki korku duygusunu  görünce nefret etmeye başladım o duygudan.Bankta oturdum ve ellerimi gözlerime yumdum sakinleşene kadar bekledim.Sakinleşemedim hemen aceleyle kendimi eve attım.Eve giderken de tabi nevrim dönüyordu.Onun dışında evin içinde kaygılarım inanılmaz arttı.Aklıma hep kötü kötü seneryolar geliyor.Beynimi kemiriyoru deliriyorum.Ben ezikmiyim lan diyorum.Ben korkak mıyım lan diyorum.Ya kendimi ezdirirsem ya dayak yersem diyorum.Dayak yersem bunu nasıl atlatabilirim diyorum.Hayır sen dayak yiyemezsin diyorum.Bıçak taşımalısın diyorum.Gerekirse öldürmelisin yaralamalısın diyorum.Sonrasında başına gelecek belalarıda şiddetle atmalısın diyorum.Evini cephanelikle donatmalısın alabildiğin tehlikeli silahları almalısın deli gücünü ortaya koymalısın diyorum.Gerekirse öl diyorum.Aklıma bana yapabilecek saldırıları hayal ediyorum.Bıçaklanma acısı aklıma geliyor.Daha sonra işgence sahneleri.Bedenime yapılacak işgence sahneleri.Çakmağı alıyorum ben buna dayanabilir miyim diyorum.Dayanıklılığımı yetersiz görüyorum.Çıldırıyorum.Beni kaynayan kazan suyun içine attıkları aklıma geliyor.O acı aklıma geliyor ve kötü oluyorum.Sonra cehennem de yanarsam çekeceğim acı aklıma geliyor.Buna dayanmak zorundasın kendini ezdirmemen gerekli diyorum.Spor yapmaya çalışıyorum a ma odaklanamıyorum.Spor yaptığımda kendimi beğenmiyorum ezikliyorum.Elimin kolumun titremesi aklıma geliyor.Ben ezikmiyim şu kadar tekrar yaparken niye yoruluyorum derken bu düşünceler beynimi kemirtiyor.Düzenli spor yapamaz hale geliyorum.Korkaklığım beni delirtiyor.Caddede sokakta daha önceden bildiğim kabadayıları görünce aşağılık kompleksim azıtıyor.Kötü olmaya başlıyorum.Her seferinde ezik miyim lan ben diyorum.Düzenli ders çalışmaya başladığımda kendimi kötü hissediyorum.Yemek yerken lezzetli yemek yerken kendimi şımartılmış bir ezik gibi hissediyorum.Ama bu his beni delirtiyor.Şiddet eğilimi yaratıyor içimde.Cinayet işleme eğilimleri aklıma geliyor.Aşşağılık komplekslerim çok azıtıyor.Kendimi bu hayatta tutunamamış biri gibi görüyorum.Özgüvenli insanlardan nefret ediyorum.Hepsi bana sataşacakmış gibi geliyor.İçimdeki bu stres beni kemiriyorum düşman adlettiğim biriyle sakince konuşamıyorum.Stresleniyorum ve aklımdan ne çıkarsa onu söylüyorum.Her gün bedenime bakıp beğenmiyorum.Güçsüzlüğümü genetiğime bağlıyorum.Genlerime küfür ediyorum.Özetle bu stres halleri her gün beynimin içini yiyor.Bakalım ne zaman bitecek.

4
Malum bazı dindarların dini sohbetlerinde dini anlatış tarzlarından dolayı(kendi babam)kendimi yanlış ve gereksiz bir şekilde ezikliyorum.Değişik psikolojiye giriyorum değişik bakışlara giriyorum.Buda benim zihnimi karıştırıyor.Çünkü babam evliya gibi bir adam.Onun din anlatışından hoşlanmıyorum ama ona öfke duyarsamda kendimi cehennemlik kafir gibi hissediyorum.Ama bir yandan da ona öfke duyuyorum çünkü aşağılık kompleksleri yoğun olan özgüveni gelişmemiş bir insanım.Terapi sürecindede babamı eleştirmem gerektiğini anladım.Ama babamın evliyalığından dolayı hep bir çatışma yaşadım.Babamın dindarlığını beğenmeyişimi kafirlik olarak gördüm.Hüseyin hocayı dindar değilmiş gibi beni dinsiz yapacak bir adammış gibi düşünceler zihnimi kurcaladı.Küçüklükten beri aşılanan terbiyeli uslu ahlaklı dindar dürüst çocuk ol düşüncesi dindarlığın arasına gizlenip bana gelen anlayışı üzerimde vardı.Annem kuran kursu öğretmeni babam din kültürü öğretmeni olması hasebiylede akrabalar olsun gerekse ailemin çevresi olsun hep bir utanma duygusu vardı içimde.Hep iyi gözükmem gerekmiş gibi herkezin beni iyi bir dindar bilmesi gerekmiş gibi bir his vardı bende.Babamın din kültürü öğretmeni olduğunu söylemekten hep utanç duydum.O yüzden genelde yalan atıp muhasebeci olduğunu söylerim.Psikolojimin bozulmasıyla beraber bazı dindarların anlatımıyla zaman zaman çok ezikler oluyordum.Sürekli lezzetli yemekler yediğimde kendimi nefsimi şişiren dinden çıkmaya yaklaşan bir şeytan gibi hisettim.İnsanlara baktığımda eğlendiklerinde yoldan çıktıklarını sapıtmış şeytanlar olduğunu düşündüm.Birinin oruç tutmadığında cehenneme bilet aldığını düşündüm.Sonra cehennemde nasıl acı çekeceği aklıma geldi ona acıdım.Kötü hisettiğim her zaman dinden uzaklaştığımdan böyle oldu diyip kendimi suçladım.Başı kapalı olmayan birini gördüğümde o cehenneme gidicek diye üzüldüm.Dini sohbetlere dini yerlere gittiğimde hep iyi yönlerimi göstermek istedim.Hep benim iyi bilinmemi istedim.Hep çok iyi birisi olmam gerek beni böyle bilmeleri gerek olduğum gibi kimse beni bilmesin diye hep böyle düşündüm.Kendimi ezikledim başkalarına çok iyi çok yumuşak bir din sattım.Yaptığım yanlışlardan hep utandım dini çevremde  ezikledim kendimi.Özgüvenime kavuştuğumda aslında en kral dindarın ben olacağımı unuttum.Mahallemde dindar olmayan insanların yanında bir eziklik bir soğukluk oluştu içimde.Yıllarca çıktığım sokaktaki büyük abilerle samimi olamadım.Onları yoldan sapıtmış küfürbaz cehennemlik senide saptırma potansiyeli olan kişiler olarak gördüm.Sanki onlar cehennem zebanileriydi.Dindar olmayan insanların yada benim öyle tahmin edip kurguladığım insanların yanında hep utandım çekindim.Çünkü bana anlatılan din benim özgüvenimi ezdi aşağılık komlpleksimi arttırdı.Okul dışındaki çevremde dindar görmediğim kişilerle genel olarak samimiyet kuramadım.Bu düşünceler öyle bir yerleşmiş ki şuanda bile başörtülü birinin oruç tutmadığını görünce bir şok geçirme cehenneme doğru mu gidiyoruz kıyametin sonumu geliyor düşüncesi hayla aklımdan çıkabilmiş değil.Hayla daha çok argo konuştuğumda kendimi cehennemlikmiş gibi hissettiğim olur.Kısacası bu duygular dindarlığa kamufle olmuş kendimi çevremdeki insanlara karşı soğuk hisettiren beni ezikleyen duygularmış aslında.

5
  Günümüzde antidepresanın çok popülerleşmesi, yaygınlaşmasıyla beraber bende bu ilaçları 8 yıl kullanmış ve yeni bırakmış  birisi olarak sizlere üzerimdeki etkilerini anlatacağım.8 yıllık antidepresan kullanma sürecimden, bu ilaçları nasıl kullanmaya başladığımdan kullanırken neler yaşadığımdan bırakmaya nasıl karar verdiğimden, hangi ilaçları neden kullandığımdan, bırakırken yani şuan neler yaşadığımdan, bu kadar uzun süre kullanmamın gereksizliğinden, yani özetle içmeden önceki genel halimi, içtikten sonraki genel halimi ve yeni bıraktığım için şuandaki  genel halimi aktaracağım
  Her şey 12 yaşında psikiyatra gitmemle başlamıştı.O yaşımda içimde bir huzursuzluk anneme karşı bir öfke vardı içimde.Psikiyatra gitme sebebimin asıl nedeni de altıma kaçırma sorunlarımdan dolayı dahiliye doktorunun tavsiyesiyle olmuştu.Oraya gittiğimde de kendimi aciz ve sorunlu birisiymişim gibi yardıma ilgiye muhtaç birisiymişim gibi bir psikolojiye sokmuştum.Sonra kaygı bozukluğu teşhisi konmuştu ve ilaca başlamıştım.O dönemlerde okulla ilgili bir sorunum vardı.Ben sürekli okul değiştirdiğim için yeni  bir okula geçtiğimde çok adapte olamadım.11yaşına kadar bir okuldayken 11 yaşımdan 14 yaşıma kadar bir okuldaydım.11 Yaşında geçtiğim okulda 12 yaşında sınıflar değişti ve gene bambaşka bir ortam olmuştu.12Yaşımda ben çok sosyaldim fakat bu yeni okula geçişime çok iyi adapte olamadım.Konuşkan özgüveni olmayan ne yapacağını bilmeyen o yüzden de farklı bir çocuktum.Ama çok önemli bir şeyim eksikti.Oda özgüvenim.Bu yüzden kaale alınmayan bir çocuktum.İnsanlara farklı gelen eğlenceli bir yanım vardı ama buda beş para etmezdi çünkü kendimi bulduğum bir yanım yoktu.Bu yüzden insanlar beni farklı buluyordu ve insanlara eğlenceli geliyordum ama gözlerinde hiçbir değerim yoktu.Buda beni ezik yaptı.Bu eziklik yüzünden bunalıma girdiğim oluyordu ama tabi o zamanlar aşağılık kompleksim çok yoğun değildi ama kaygıları olan bir çocuktum.Kendi olan bir çocuk değildim.Hep çevremdekilere özenirdim onlardan bir şeyler kapmak isterdim.Bunun nedeni de Babam evde tam bir otorite kuramadığından karakterim gelişememişti.Hem çıktığım sokak olsun hem okuduğum okul olsun insanlara farklı geldim eğlenceli geldim ama değer görememiştim.Şimdi o değeri vermeyen insanları kafalarını kopartıp kanlarından şarap yapıp içmek istiyorum o ayrı mesele.Yani burayı toparlarsam psikiyatr beni çözemedi.Ailemdeki kopukluğu otoritesiz bir babamı her şeye koşturan kaygılı bir annemi anlayamadılar.O zaman ki kaygılı ben daha sonra aşağılık kompleksleri olan bir çocuğa kendinden nefret eden bileklerini gördükçe tiksinen başka insanların bileklerini bakıp kendini aşşağılayan herkezin vücuduna bakıp kendi vücudunu ezikleyen bir bene dönüştü.Sanki radarım varmış gibi insanlara bakıp kendimi ezikliyordum.İnsanların vücutlarına bakıp kendi vücudumun çok yetersiz olduğunu düşünüyordum.Spora falan da gittim ama hiçbir işe yaramadı.Çünkü ortada bir ben yoktu karakteri gelişmemiş bir bendim ne yapacağını bilmeyen bir bendim yaptıklarıyla insanlara garip ve eğlenceli gelen ama bir değeri olmayan bir bendim.Gerektiğinde öfkesini kullanamayan korkak bir bendim.Kendini farkedememiş bir bendim.Hep insanlara iyilik yapması gereken ama asla iyilik bulamayan saf bir bendim.Buraya kadar anlattıklarımı bir kenara koyayım gelelim ilaç nasıl bir ruh hali yaptığına.
 İlaç ilk aldığım yıllarda garip bir enerji yapıyordu.Bu enerjiyle de saçma sapan hareketlerim oluyordu çevremde hep farklı algılanan bir çocuk olmuştum.O çok değerli  ve gerektiğinde çok lazım olan öfkemi gereksiz bir biçimde benden almıştı.Zaman zaman çok uyuşturuyordu zaman zaman çok hareketli kıpır kıpır yapıyordu beni.Antidepresanın yanında da dikkat ilaçlarıda kullandım ritalin,konsterta,medikinet bunlarıda 2 3 hatta 4 yıl kullanmışımdır.Bu ilaçlarda günlük hayatımı değiştiriyordu çünkü hissediyordum.Sabah çok enerjik öğlene doğrdu çöken eve geldiğinde zombiye dönmüş bir çocuk gibi hissettiğim oluyordu.İçime garip bir enerji veriyormuş gibi hissediyordum.Ve dikkat ilacının da sabah 1 ve 2 .dersten sonra hiçbir işe yarar yanı yoktu.Konsterta medikinet bu ilaçlar günlük içindi.Ritalin ise 2 saat 3 saatlik bir etki veriyordu.Konsertayı aldığımda yarın ki sınava çalışamıyordum bu yetmedi diyip ritalini alıyordum daha iyi çalışabilmek için.Daha sonra 11. Sınıfta hiç iyi şeyler söylenmediğini fark edince bu ilaçları bıraktım.Bir faydası  olmadı bana ve aksine ruh halimi değiştiriyordu garip yapıyordu.Ondan sonra son sınıf falan derken ben içime kapandım sex ve pornodan başka hiçbirşeyden keyif duymayan bir çocuk oldum.Ama sex yapmaktan içimde müthiş bir korkuda olduğundan çok ilişkiye girmedim ama çok istedim girmek. 3 4 defa eskorta gittim onun dışında 2 eşcinsel ilişkim oldu o kadar.En son gittiğim eskorta babamın parasını çalarak gittim .İçimdeki korku ve sanırım antidepresan içmemin bende yaptığı  bir yan etkiylede eskorta gittiğimde heyecanlanan titreyen üşüme hissi gelen biriydim.Hal ve hareketlerim adrenalinlede değişiyordu bu duruma ben kendim de şaşırdım.O gün eskorttayken onların istediği biri değildim aslında.Çok heyecanlı konuşan normal sexten asla keyif duymayan biri olduğum için.Sonra garip isteklerimi onlara anlatmaya başladım ama uyuşturucu bağımlısı gibiyim sanki düzgün anlatamıyorum garip anlatıyorum.Sonra biri bana manyak mısın dedi.Ben de olmadığımı söylüyorum ama ikna edemiyorum düzgün konuşamıyorum bana uyuşturucu mu içtin sen falan dedi.Yok diyorum ama benden şüphelendi.Sonra diğer arkadaşını ikna ettim ve ona istediğim fantezileri uygulattım.Sonra bambaşka bir bendim çok etkiye giren büyülenen bir ben oldum o sexte.Ve o adrenalinle kendimden geçip saçma saçma konuşmaya başladım sex esnasında.Sonra sexten sonra arkadaşıda benim uyuşturucu kullandığımı düşündü.Sonra ben çıktım ve sokakta kendimi inanılmaz suçlaya suçlaya eve gittim.Sokakta yürürken kendine inanamayan evde de kendini suçlayan bambaşka bir bendim ve o gün kendimi toparlayamadım.Bu hikayemdede antidepresanın bende uyuşturucu gibi bir etki yarattığını düşünüyorum çünkü sakinleştirmesi gereken ilaçın anlamsızca tam zıttı olan bir durum yaşadım.



6
Evet terapiye geleli 2buçuk yıl oldu şöyle bir aklımdan geçenleri yazmak istedim.3Çocuklu bir ailenin en küçük çocuğuyum.Bir abim birde ablam var.Küçükken haliyle bana ilgi çok vardı ailede.Çok tatlıda bir çocuktum çok seviliyordum.İlgi büyüktü bana.Annem kuran kursunda çalışıyordu ve kızların arasına girdim bir müddet.Orada çok sevildim çok ilgi gördüm.Kızlar tarafından mıncıklanarak sevildim.Kızların arasına küçük yaşta çok fazla girip çıktım.Buda benim cinsel kimliğime kötü yansıdı.17 yaşına kadar kızlara erotik anlamda hiçbir şey hissetmedim.Sadece kafamın içinde kurguladığım kızlarla mazoşist istekler vardı.Zaten küçükken sadece 1kez aşık olma gibi bir durum yaşadım.Daha sonra terapiler sayesinde hem erotik hem de duygusal ilgilerim kızlara karşı arttı.Anne baba yapıma gelirsek babam otoritesi olmayan bir babaydı.küçükken bana çok düşkündü çok severdi ama kızdığı zaman da delirirdi.Ergenlik döneminde tamamen otoritesiz bir babam oldu.Birde babama karşı küçükken bir güvenim de oluşamamıştı çünkü annem babamdan korkuttu beni.Sinirlendiği zaman bağırması çağırması çok korkutuyordu beni.Hem güçsüz hem de sinirli stresli bir baba figürü oluşmuştu kafamda.Babam ilgilendiğinde çok ilgilenir ama bu ilgi sevgisini tam anlamıyla verememişti bana.Mıncıklayarak sevdi sokağa çıktığımda kontrol etmedi.Zaten ben bir sorun çözmesini hiç istemezdim çünkü başına bela gelecek diyede korkardım.Gözümde bir otoritesi olmayan bir baba figürü küçüklükten oluşmuştu zaten.Ergenlik dönemimdede hiçbir işime karışsın istemezdim.Hiçbir zaman karışmasını istemiyordum çünkü hareketleri dengesizdi.Annem de sürekli babamı kontrol ederdi.Çünkü annemde kaygılı bir anneydi.Küçükken kuran kursuna kızların arasına girdiğimde o mıncıklanarak sevilmek ve kızların bana otorite oluşturması bende mazoşist istekler uyandırdı.Birde kaygılı ve dışarıya karşı çok iyimser sürekli iyilik yapmak isteyen sürekli herkezle iyi geçinme çabası içersinde olan bir annem vardı.Buda bende değersizlik duyguları yarattı ve mazoşizmimi besledi.Onun dışında annemin bukadar otoriter olması ev içinde ve kaygılarını bize yansıtması sonucu 13 14 hatta 15 de olabilir tam hatırlamıyorum altıma kaçırıyordum ve işiyordum.Buda annemin hem işe hem eve herşeye koşmasının ve babamında otoritesiz pasif olması  sonucu ortaya çıkmıştı ve bu altıma kaçırma sorunu da bende hem dışarda bir utanç verici bir durum yarattı.Bu utanç Annemin akrabaların öğrenir bak tehditleriylede dahada arttı.Ben altıma kaçırdıkça annemle hep gergin dakikalar yaşardık.Annem hep beni suçlardı.Akkıllarına gelmedi doktora psikoloğa götürmek hiçbirinin.Bu altıma kaçırmalar işemeler sonucundada kendimi suçlamalar ve mazoşiziml dahada besledi ve bende bu sapkın fantezileri arttırdı.Orta okuldada böyle bir aile yapısı oluncada ilk defa erkeklerden hoşlanmam oldu az da olsa.Sonra giderek bu hoşlanma artttı ve 17  18 yaşında duygusal aşk a kadar ilerledi.Ortaokul ve lise1 yıllarında ezilmem dışlanmam da bu eşcinselliğimi ve mazoşistliğimi arttırdı.Daha sonra lise 2 lise sona kadar giderek içime kapandım ve çok az sosyal olur hale geldim. Durumlar dahada kötüye gitti.Terapi desteğinede 17 yaş 18 yaşlarımda başladım ama maalesef kendimi dışarda açabilmem kolay olmadı.Sadece 1 yada 2 arkadaşla arada konuşan gezen onun dışında evde sürekli porno izleyerek geçirdiğim bir süreç vardı.Ve kendimi suçlamalarım özgüven problemlerim hatsafadaydı.Ve bunun göstergeside ortaokuldan beri bitmeyen vücut takıntılarım vücudumu beğenmeme sorunlarımdı.
Evde genel olarak stresli bir anne figürü vardı ve herşeye koşmaya çalışırdı.Bununla birlikte babam aman rahat dursun aman dengesiz bir şey yapmasın diyede onu çok kontrol etti.Hep akrabalar arasında utanılmayalım diye kaygılar üretti.Kaygılarını bana da bulaştırdı.Dışardıdaki ortamda saflığımla beraber dahada kaygı bozukluğu olan birisi haline geldim.12 yaşında da ilk defa psikiatrise gittiğimde bana kaygı bozukluğu teşhisi koydu ve ilaç yazdı.Şuan 8 yıldır hayla bırakamadım ama meğer sorunların hepsi anne ve babamdan kaynaklanıyormuş.Bu kaygıları belkide babamada bulaştırmış olucak ki babamda sürekli tembihlenen sürekli önlem almaya çalışan takıntılı kaygılı bir şey oldu ve bana hiçbir özgüven aktaramadı.Saçma sapan çocuksu davranışlarını bize yansıttı ki hayla daha ciddi bir şey söylediğimde sanki 5 yaşında çocukla konuşurmuş gibi gülerdi.Bir yandan anneminde onu rahatlatması hoşuna gidiyordu çünkü stresli bir adamdı.
Gelelim babaanneme.Küçüklüğümde annem çalışıyor olduğunda zaman zaman beni bakmaya anneannem,babaannem veyahut akrabalardan bazı tanıdıklar geliyordu.Ama babaannem farklıydı çünkü çok otoriter bir kadındı.Sinirlendi mi delirirdi hatta küfür bile ederdi hatta döverdide.Küçüklüğümdede eve o gelip gitti hatta benim altıma kaçırma sorunlarımada dahil oluyordu ve babamla birlikte ikisi birden bana kızıyorlar babaannem babamı gaza getiriyor ve babamda bana vuruyordu.İşte o zaman benim mazoşizmimin temellerinden biride atılmıştı.Altına kaçırdığında utanç duygusunun yüzüne yüzüne vurulmasıydı.Suçlanmanın rezil bir insanmış gibi hissetmenin hissiyatını hem bu olayla hem de annemle olan münakaşalarımda hisettim.Altıma kaçırma sorunlarımıda bir defasında halam öğrenmişti ve annemin en büyük kabusuda gerçekleşmişti ama ne hikmetse hiçbir sorun olmadı sadece suçlanan ben olmuştum.
Gelelim abime.Abim de sorunlu bir anne ve babanın çocuğu olduğu için bana da 16 17 yaşına kadar abilik yapmadı.Terapilerin etkisiyle biraz yapabildi.Abim küçükken benim sevimliliğimden yararlanıp bana şaka yapmayı uğraşmayı alay etmeyi hayal dünyalarına beni daldırarak korkutmayı çok severdi.Beni çıldırtırdı.(Hatta birkeresinde ben uyandığımda beni korku dolu bir evdeymişim gibbi hissettirip ağlatır çıldırtırdı.Buna benzer çok örnek var.)Benim bağırmamdan çıldırmamdan zevk duyardı.Yaptıklarını hakaret boyutuna bazen taşımasa bile benim nasıl deliriceğimi zayıf noktalarımı iyi bilir ve beni deli eder zıttıma basardı.Yani aslında bana yaklaşımı sadistçeydi ve ben bu mazoşist rölede yıllarca girdim.İşin en kötü yanıda abimle olan bu kavgalarımızada annem hep müdahale etmeye çalışır hep kontrol eder babam aman devreye girmesin diye telaşla hareket ederdi.Aynı şekilde ablamla olan kavgalarımızada.


Benim Ailem 2. Bölüm

https://www.youtube.com/watch?v=v-6UbOMkP38&list=PL5_aloC9kt81rrtiNCVxhmxzUEgU32Htq&index=2

izleyebilirsiniz

Sayfa: [1]