Eşcinsellik > Eşcinsel Terapi ile ilgili tepkiler

Eşcinsellikten kurtulmak için terapiye başlamalı mıyım?

(1/4) > >>

psikolog:
Eşcinsellikten kurtulmak için terapiye başlamalı mıyım? Sorular-Cevaplar
-Terapi sürecinden sonra başarılı olan örnek var mı?
Evet var. Psikoloji kaynaklarında da eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere uygulanan dönüşüme yönelik terapilerde başarı sağlamış yüzlerce vaka örneği var.
-Terapi sürecine dahil olursam ifşa olur muyum?
Dahil olmazsan eşcinsel ilişkilere girdikçe ilişkilerle birlikte ifşa olmuş olacakken, terapideki ifşayı düşünmek bir akıl oyunu. Gizliliğe önem veriyorsan terapistine durumu özellikle izah edersin. İfşa falan olmazsın. En kötü ihtimali düşünelim mi? Terapiye başlamadın ve eşcinsel ilişkilere girmeye başladın. Bu şekilde ifşa oldun. Veya terapiye geldin terapi aldığın ifşa oldu. İki ifşayı kıyasla! Ve ifşa korkun varsa hiç düşünmeden hemen terapiye başla! Terapiye başlayınca ve dönüşüm sağladıkça zaten eşcinsel ilişkilere girip ifşa olma riskin de bitmiş olacak. Yani akıl oyununun aksine terapi ifşa riskini azaltacak ve sonucunda bitirecek olan yoldur.
-Terapi sürecinde başarısız olursam?
Ya başarılı olursan? Denemekten ne çıkar. Hele ki onca başarı sağlayan kişi varken niçin yolun başında hatta yola bile girmeden önce olumsuz düşünesin ki, heyecanını yen ve sürece başla, olumsuz düşünmeyi bırak. Başlayınca ve başarma adımlarını attıkça mutlu olacaksın inşâallah.
-Niçin Hüseyin Kaçın?
 Eğer eşcinsellikten kurtulmak istiyorum diyorsan; "Eşcinsellikten kurtulmak istiyorum, bu durumdan rahatsızım" diyen kişiye "sen kurtulamazsın, bu durum normal, alışmalısın" diyen terapistleri tercih etmemelisin; çünki seni durumunun normal olduğuna ikna etmeye çalışacaktır. Oysaki dünyada değişik ülkelerde "eşcinsellikten kurtulmak istiyorum" şeklinde terapiste başvurulduğunda bu noktada kişinin isteği doğrultusunda dönüşüme destek olacak terapi uygulayan klinikler ve terapistler de var. Dönüşüme destek olan kişileri değil de, bu durum normal deyip sizi çözümsüz bırakacak kişileri tercih etmek bence bu açıdan mantıksız. Sonuçta beni huzursuz eden bir eylemden kurtulmak istiyorsam, tercih özgürlüğüm varsa (ki tabiiki var), tercihim eşcinsellikten kurtulmak ise bu noktada beni eşcinselliğe ikna eden değil, dönüşüm yolunda destekleyen bir profesyonele başvurmak isterim. Türkiye'de dönüşüme destek olacak birkaç isim var. İçlerinde en çok eşcinsellikten kurtulmak isteyen danışan örneği gören isim zannediyorum Hüseyin Kaçın'dır. Dolayısıyla tecrübe açısından Hüseyin Beyi gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz. Benzeri şekilde danışan örneği çok olan ve dönüşüme destek verecek, sizi eşcinselliğe alışmanız için ikna etmeye çalışmayacak herhangi bir profesyonel bulabilirseniz tabiiki onu da tercih edebilirsiniz.

psikolog:
Eşcinsel ilişki mi?  Hakiki dostluk mu?
Hakiki ve samimi dostlukta; "erotizm" ya da "aşık olduğunu" hissetme yoktur! Samimi dostlukta saygı, destek, güven, anlayış vb. değerler vardır. Dolayısıyla samimi dostluk asla eşcinsel sevgiye veya ilişkiye kurban edilmemelidir. Burada en önemli noktalardan bir tanesi de eşcinsel erotik çekim duyulan kişiyle tanışılıp, dostluk yoluna gidildiğinde şayet o kişi de tam anlamıyla heteroseksüel yapıda ise bir süreden sonra eşcinsel erotik çekimde gözle görülür azalma ve sonunda tamamen bitme yaşayan çokça yaşanmış örnek vardır. Burada en mühim nokta ise eşcinsel çekim duyulan hemcinsin tam anlamıyla heteroseksüel olması/hiçbir manipülasyona kapılmaması ve hiçbir erotik açılmaya fırsat vermemesi gerekmektedir. Eşcinsel bireyin kendisine akıl oyunu oynadığı en mühim nokta ise bu dostluğu "ileri düzey bir dostluk" olarak nitelendirip cinsel ilişki olmasa bile gizliden aşık olma gibi bir sürece girmesidir. Bu süreç bireyin kendisini kandırdığı, arada eşcinselliğin olmadığına dair bir hissiyata girdiği ve fakat bal gibi de gizli eşcinsel hisler duyduğu bir süreçtir. Bu süreçte, gerçekten ve samimiyetle neler hissettiğinin farkına varan eşcinsel birey, heteroseksüel arkadaşıyla arasındaki ilişkide "cinsel ilişkiden" vazgeçtiği gibi "gizli aşktan" da vazgeçebildiğinde işte o zaman hakiki dostluk bağı kurulmuş olacaktır. Bu durumda eşcinsel bireyin bilinçaltında, heteroseksüel arkadaşına karşı "Acaba zamana yaysak belki bir gün o da beni sever mi? Bir gün cinsel ilişki kurabilir miyiz?" tarzında gizli sorular bittiğinde hakiki dostluğa merhaba denilecektir. Kendisine erotik çekim duyulan hemcinsle erotizm olmadan hakiki bir dostluk bağı kurulabilecekken; bu dostluğu erotizme feda etmemeli ve bitirmemeli! Yeter ki yukarıda izah edilen "akıl oyununun" farkına varılsın.
Şayet bir süreç akışı yapılacaksa da: "Eşcinsel çekim duyulan kişiden kaçmamak, akabinde arkadaş olmak, akabinde kafada o "arkadaş" ile eşcinsel cinsel ilişki arzusundan vazgeçmek, akabinde akıl oyununa kapılmayıp "gizli aşık olma" etabını da atlatarak sonucunda eşcinsel çekim duyulan tam anlamıyla heteroseksüel arkadaş ile "hakiki dostluğa" ulaşmak şeklinde süreç özetlenebilir. Süreci baltalayabilecek iki önemli husustan bir tanesi çekim duyulan hemcinsin de eşcinsel hisler hissediyor olması/yahut eşcinsel manipülasyonlara kapılıyor olması, diğer bir tanesi ise eşcinsel bireyin yukarıda izah edilen kendi kendini kandırdığı akıl oyununu oynamasıdır. Bu iki hususta da tedbirli olunduğu sürece; yani hakiki dost olunmak istenen kişi tam anlamıyla heteroseksüel olunca ve hiçbir eşcinsel manipülasyona da fırsat vermedikçe ve eşcinsel birey de kendisine "gizli aşık olma" akıl oyununu oynamadıkça; eşcinsel çekimin yerini önce "arkadaşlığa" ve sonra "hakiki dostluğa" bıraktığı ve bu deneyimler arttıkça eşcinsellikten kurtulmak isteyen bireyin eşcinsel duygularının da dönüştüğü çoğu kere tecrübe edilmiştir. [Not: Bu yazı sadece eşcinsel ilişkilerden ve duygularından rahatsız olup, "eşcinsellikten kurtulmak istiyorum" diyen bireylere yönelik bir yazıdır. Kurtulmak istemeyen bireylere yönelik kaleme alınmamıştır. Kurtulmak isteyen bireyler için ise kalplere su serpme, yeni bir bakış açısı oluşturma ve önemli bir çıkış yolunu -kendi içerisindeki dikkat edilmesi gereken hususlarıyla birlikte- özetleme amacı taşımaktadır.]

psikolog:
"Eşcinsellikten kurtulmak isteyen gariban kitle"
Eşcinsellere karşı düşmanca hisler besleyen kitle ve eşcinsel yaşam tarzını benimseyen kitle. Bu iki taraf da birbirlerine sallayıp duruyor. Bir de bu iki tarafın arasında kalmış: "eşcinsel duygular hisseden ve fakat bu durumdan kurtulmayı ve heteroseksüel bir kimliğe dönüşmeyi isteyen kitle ki" en "garibanı" da bu kitle... Her iki taraftan da tepki yiyen ve anlaşılmak istenmeyen kitle. Bireyin eşcinsel hisler hissettiğini duyduğu anda dışlayan, aşağılayan, hakaret eden, "bireyin kurtulmaya ilişkin çabasını" dahi hiçe sayan muhataplar bir yanda; "sen normalsin, bu doğuştan, durumunu kabullen" diyen muhataplar diğer yanda... İşin en enteresan tarafı ise eşcinselliği kabullenmiş bireylerin talep ettikleri "anlayışı ve özgürlüğü" eşcinsellikten kurtulmak isteyen bireylere göstermemeleri. Psikoloji kaynaklarında eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere uygulanan dönüşüme yönelik terapilerde başarı sağlamış yüzlerce vaka örneği varken hâlâ DSM Endeksinde bunun hastalıktan çıkartıldığı göz önüne konularak siz de "eşcinsel yaşam tarzını benimseyin" dayatması yapılıyor. DSM Endeksinin Psikoloji Biliminde ne derece güvenilir olduğu, kesin delil olarak dikkate alınıp alınamayacağı, bir dönem hastalık dediği şeye bir başka dönem hastalık demeyen endeksin bundan yıllar sonra tekrar hastalık deyip diyemeyeceği, kabul edilebilirliği, geçerliliği, sosyolojiden/siyasetten/ideolojilerden etkilenip etkilenmediği soruları bir yana velevki Amerika'da birileri bir endeks üretti ve eşcinselliği artık "hastalık olmaktan çıkarttık" dedi. Buna rağmen rahatsızlık duyduğu hislerinden dolayı dönüşmek isteyen bireye niçin dönüşüm yönünde destek olmanın önü kapatılsın ki? Yani bireyin rahatsız eden histen kurtulması bir "iyilik hâli" iken bireyi rahatsız olduğu bu hisse iknâ etmek ne denli etik? Hele ki Psikoloji kaynaklarında eşcinsellikten kurtulmak isteyenlere uygulanan dönüşüme yönelik terapilerde başarı sağlamış yüzlerce vaka örneği varken... Örneği olmayan, mantık kurallarına ters bir durum da ortada yokken. Bir bireyin cinsel organları normal erkek ya da kadın organından, hormonal bozukluğu yok ve fakat eşcinsel hisler hissediyor ayrıca bu hislerinden rahatsız ve biyolojik cinsel kimliğini psikolojik olarak da yaşamak istiyor, eşcinsel hislerinden kurtulmak istiyor. Bu bireyi eşcinselliğe iknâ etmek yerine, kendisini rahatsız eden hislerinden kurtulmak isteyen bu bireyin dönüşümüne destek olmakta ne zarar var? Hani özgürlük, hani anlayış? Burada "homofobi" gibi bir kavram daha üretilmeli belki de: "Eşcinsellikten kurtulmak isteyen ve ayrıca bunu başaranlara duyulan fobi"
Homofobiden muzdarip eşcinselliğini kabullenmiş bir bireyin, eşcinsellikten kurtulmak isteyen bir başka bireye duyduğu öfke ve aşağılama davranışı da bir başka fobi olmuyor mu? Bırakalım eşcinsellikten kurtulmak isteyen birey de bu yönde destek alsın, ikna edilmeye çalışılmasın, özgürce tercih ettiği yönde desteklensin. Hastalık mı değil mi tartışmalarına bir yönüyle girmeye gerek bile yok; çünkü dönüşümü gerçekleşmiş olan en az 1 Vaka örneği bile varsa(ki psikoloji kaynaklarında yüzlerce örneği var); dönüşümde akla mantığa aykırı bir şey de yok; o zaman dönüşüm mümkün iken eşcinsel yaşam tarzına iknâya zorlanmak istemiyor kimse! Yeter artık! Eşcinsellikten kurtulmak isteyenleri rahat bırakın, onları dışlamayın, hakir görmeyin, dönüşüm isteklerini destekleyin; hiçbir şey yapmıyorsanız en azından köstek olmayın!

psikolog:
"Eşcinsel partner arayış uygulamalarındaki tehlikeler!"

İnternet üzerinden, yahut eşcinsel arkadaş bulma uygulamalarından tanışılan kişilerin içerisinde buluşma sağlandığında madde bağımlısı, hırsız, gaspçı, bulaşıcı hastalıkları bulunan ve sair birçok kişiye denk gelinmesi tehlikesi hiç de azımsanmayacak bir tehlikedir. Bunun da ötesinde uyuşturucu madde kullandığını -kanunen suç olduğunu bildiği için- "yüksek kafa" vb. ifadelerle kılıfına uydurarak yazmaktan çekinmeyen kişiler de sıkça denk gelinen durumlardır. Bazı bireylerin de bulaşıcı hastalığı olduğunu bilmemesi yahut bildiği hâlde gizlemesi neticesinde ilişkiler yoluyla başkalarına da bulaştırdığı örnekler mevcuttur. Burada mühim nokta ise eşcinsel ilişkiye girmek isteyen bireyin bir anda kendisini bir suç mağduru, bulaşıcı hastalık muzdaribi, hatta suçlulardan etkilendiği takdirde belki de bir suç faili olarak bulması tehlikesidir. Tertemiz gençlerimizin bir anda kendilerini uyuşturucu bataklığında bulmaları veya sağlıklarının bozulması tartışmasız hiç istenmeyen durumlardır. Tüm bu süreçler kazasız atlatılabilirse şayet; herhangi bir suça bulaşmamış, bulaşıcı hastalığı bulunmayan bir partnere denk gelinse dahi burada da şayet birey "eşcinsel hislerinden kurtulmak isteyen bir birey ise" asla aradığı hazzı da bulamayacaktır ki bu konu ayrı bir yazıda daha uzun ele alınması gereken bir konudur. Özetle: Eşcinsel ilişkilerde boşalma olunca bireylerin suçluluk duyması, aktifin boşalınca pasifi bir anda uzaklaştırması, pasifin hiçbir zaman doyuma ulaşmayıp daha fazlasını istemesi, ilişkilerin uzun süreli ve sadakatli olmaması, acı verme/acı görme tarzı sapkın fantaziler, cinsel hastalıklar, samimiyetin olmaması, bireylerin bir sex objesi olarak görülmesi, daha 18 yaşını doldurmamış, reşid olmamış, kanunen "çocuk" olarak nitelendirilen çocuklarla ilişkiye girmek isteyen sapıkların bulunması ve benzeri birçok husus sıralanabilir.
Eşcinsellikten kurtulmak isteyen bireyin eşcinselliğini hiç eyleme vurmaması, şayet bu yola girmiş ise de eyleme vurmaya son vermesi dönüşümde çok önemlidir.
Son olarak, arayışınız neticesinde hiçbir suça bulaşmamış, bulaşıcı hastalığı bulunmayan bir kişiye denk gelebildiyseniz, eğer eşcinsel hislerini dönüştürmek isteyen bir bireyseniz kendinizi kandırmayı bırakıp burada da şu hususu hiçbir zaman gözardı etmemelisiniz: *"Biyolojik cinsel kimliğinin gereğince karşı cinsi cinsel ve duygusal olarak tatmin edememiş ve hemcinsine yönelmiş bir bireyin sizi tatmin etmesi, size yetmesi hiçbir zaman mümkün değildir!"*

psikolog:
"Dönüşüm isteği, samimiyet, direnç"
Eşcinsel duygular hisseden ve fakat bu duygularından kurtulmak istediğini beyan edip terapiste başvuran kişilerde en mühim hususlardan bir tanesi "dönüşümü gerçekten isteyip istemedikleri", diğer bir söyleyişle "dönüşüm samimiyetidir."
Burada gerçekten dönüşmek isteyen kişi terapi sürecinde yer yer direnç gösterse veya ara sıra kopmalar yaşasa bile bir şekilde sürece devam etmek isterken; kendi iç dünyasında kendisine karşı dönüşüm hususunda samimi olmayan danışan suçu terapiste yıkarak yahut dışsal başka faktörleri öne sürerek terapiden vazgeçebilir. Dönüşüm samimiyeti bulunmayan danışanın terapistin tavsiyelerini yerine getirmemesi ve bu tavsiyeleri yerine getirmedikten sonra olumlu sonuçlarla karşılaşmayı beklemesi bir samimiyet sorunu ve gizli akıl oyunudur. Bununla birlikte dönüşüm samimiyeti olup da tavsiyeleri yerine getirmekte zorlanan psikoterapi ilminde "direnç" olarak tabir edilen boyutu ayrı değerlendirmek gerekir. Dönüşüm samimiyeti bulunmayan danışanın bu samimiyet elde edilene kadar başarısı hemen hemen imkansız iken, direnç gösteren danışanın direnç sebepleri tespit edilip farkındalıkla çözüldüğünde tedavi başarısı çok daha hız kazanır. Eşcinsellikten kurtulmak isteyen kişilerde belki de en önemli husus "niyettir," niyetteki sırlardan en önemlisi ise "Dönüşüm samimiyetidir." Bu basamak aşıldığı takdirde, işinde mahir psikoterapist süreçte karşılaşılması muhtemel dirençleri doğru tespit edip çözümleyince, danışan da süreç boyunca dönüşüm samimiyetini muhafaza ettikçe sonuç Allah-u Teâlâ'nın izni ve inayetiyle başarılı olacaktır. Dönüşüm niyeti ve samimiyeti olmayan danışan sadece iç dünyasını rahatlatmak adına "dönüşmek istiyorum" deyip terapiste başvurduğunda aslında bilinçdışında kendisine "sen böylesin, böyle kal" denilmesini isteyen gizli bir yöne hizmet etmektedir. Süreç içerisinde bu gizli akıl oyununu anlayan ve niyetini/samimiyetini tazeleyen danışan asıl o zaman gerçekten dönüşüme başlamış demektir. Aksi hâlde niyetini ve dönüşüm samimiyetini yukarıda bahsedilen "gizli akıl oyunu" üzerine inşa eden danışanın, terapiste gidip tavsiyelerine uymadıktan sonra "buradan fayda görmüyorum" diyerek dış faktörlere sorumluluğu yıkması ve kendi iç dünyasını rahatlatmaya çalışması gizli bir akıl oyunudur. Gözler önüne serdiğimiz bu akıl oyununu bilmeden kendisine oynayan ve bu yazıyı okuyunca farkına varıp niyetini ve dönüşüm samimiyetini tazeleyen "bir kişi" bile çıksa işte o bireyin dönüşümü o andan itibaren gerçekten başlamış olacaktır ve bu gizli akıl oyununu deşifre eden iş bu yazı da amacına ulaşmış olacaktır.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git