Gönderen Konu: hasta mı terapist mi?..ruh doktoruna giden kişiler usta ellerdedir diyebiliriz..  (Okunma sayısı 4644 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
İstikbali köklere temellendiren nesil biraz daha sağlam düşünü ile hareket etmişlerdir. Kökü sağlam olan ağaç kendisini fırtınaya karşı ayakta tutarken, sarıldığı toprağı da korumaktadır aslında. Bir fırtınanın sebepsiz gibi gözüken var oluşan en azından gören gözden ilham alan akıl için bir atasözü çıkar bu atasözü nesilleri bir arada tutan ağaç gibi bir etki yapar. Şair şiir yazarken ona şimdi ilham olan şeyin temelini geçmişte atmıştır ve şimdiyi yaşaya bildiği anda bir çatışmanın kıvılcımı ile içindeki ilhamı ateşler, kâbus gibi gözüken çatışma bir servet bulunmuşçasına değer kazanır. Geçmişimizde yaşadığımız kötü hatıraları bir pislik olarak düşünse bile yıllar sonra bize dönüşlerinde bir mutluluk hâsıl olacaktır. Tahayyülümüzün sıklığına bağlı olarak elde edilen bazı suçluluk duyguları usta ellerin dokunuşu ile sanat eseri olarak karşımıza çıkar ve sunulmak için değil sunulması gerektiği için sergilenir. Temelinde yine basit olan mitolojik hikâyelerin var olduğu hissine kapılmama rağmen pek o kadar derinlere inmeden kabaca açıklarsak; önce çöp benzetmesi yaptığım kirli anılar artık geri dönüşüme yollanmış ve temiz olduğu düşüncesini nakşetmek, doğrulamak amaçlı sergiye gerek duyulur. Kişi gördüğüne değil görüp de aklınca algılaya bildiğine inanmakta özgürdür. Neyin ne olduğunu bilmediğimiz bir karanlık veya aşırı aydınlıkta göz yanılsama ile algıyı bozar. Zihne hapsolmuş bu anılar dışarı çıkmadıkları sürece kapalı kapılar içinde, karanlıklar veya aşırı aydınlık( yüceltilmiş olarak) algılanılır. Kimi onları karanlıkta ilah zanneder ve kendisini İsa ilan eder kimi onu şeytan zanneder kendisini çileli bir hayata adar. Kendisini bir inanca adayan insanlar için genelleştirmeye çalıştırdığım bir fikir değildir bu cümleler. Sanrılı bir hayatın başlaması ile bir ruh doktoruna veya beden-ruh doktoruna giden kişiler usta ellerdedir diyebiliriz. Ustanın ortamı aydınlatması yine o kişinin zihninde hapsettiği ortama benzer şekilde bir ortam yaratması ile başlar. Baş başa, genelde sadece ikisi ki bir grup tedavisi dahi düşünsek bir sağaltımcı birde sorunlu vatandaşlar vardır. Kapalı bir ortam içinde (aynı zamanda kişinin içinde) genelde oda da buluşurlar. Eğer buluşulan yer açık bir hava ise karanlık olmalıdır veya olur. Kimi bu işi yatakta, divanda yapmayı severken kimi koltukta, masada vs. yerlerde yapılır ama önemli olan bir şey, analizden geçen veya incelenen kişinin dalıp gitme hali gibi duruyor olması. Bedenin her harekete bile bir ilham kaynağı olur analiz eden için. İşe başlamak ve bu işi bitirmek için akımdan akıma metotlar, saat dilimleri, yer detayları ve genelinde ortak kabul edilen ortam şartları yani N.Ş.A (normal şartlar altında) kuralları vardır. Aslında bir hareket, bir insana belirli günlerde belirli saat aralığında danışmayı kabul etmek, öyle bir ortam hali ki söylediğin her şeyi kabul ederken sadece senden olduğu için kabul eder gibi gözüken bir insan, bu insan aynı zamanda sırf senin ayna vazifeni yapabilmek için saatine kiralanmış. Çözüm artık kolaydır, geriye bir kaç teori veya biraz duygudaşlık( empati) ile karşıya geçip onun düşüncelerinin sapmalarının kaynağını bulabilmek. Bu sorgulama, araştırma hali de bir iş olduğuna göre her işin ustası varlığından hareketle bu işin ustaları da kendini toplamak isteyen kişilerce var edilmektedir. Ustalar bu işi yapmadan da para kazanabilir ve sadece bu işin teorik kısmını hatırda tutarak başka işlerde de başarılı olabilirler. Maalesef burada Kralı oynayan halk hikâyesi, hasta ve psikolog için geçerli değildir. Gönüllüce ( sorunu olmayan bir insan neden kendini analiz etmek istesin) başlanılmış bir meslek olma yolun da giderken psikolojide sömürülmeye başlanacaktır. Kısa süre içinde etik kuralları ve koruyucu çözümler getirilmez ise eğer ömrü kısa olan bir meslek olacaktır. Çöp meselesine doğru bir dönüş yaparsak sonuç olarak artık kişinin çöp dediği anıların analizinden doğan bir eser vardır. Hiç işe yaramayan kötülüklerin en azından tekrar yaşanarak ortadan kalkması ( sağaltımcı tarafından engellemeye maruz kalmadığından) durumu kişide ki yükü azaltır ve yaşamak, yaşamı anlamlandırmak için tek yapması gereken bir adım atarak yani kendiliğini sergiye sunarak kabullenmesi gereken yanlarını da kabullenmektir. İstikbal yine köklere doğru gidişle parlaklaşır psikolojide.
« Son Düzenleme: 02 Ağustos 2010, 12:06:56 öö Gönderen: alıntı »