1021
Genel Tartışma / Sapıklık, Eşcinsellik ve Nevrotik Kişilik Örgütlenmesi
« : 31 Mart 2012, 09:08:22 ös »
Sapıklık, Eşcinsellik ve Nevrotik Kişilik Örgütlenmesi
Hem erkeklerde, hem de kadınlarda zorunlu eşcinsellik, sıklıkla nevrotik kişilik örgütlenmesinin bir parçasıdır. Daha önce belirtildiği gibi, bu tip sapıklıklarda egemen özellikler, oidipal yapılanma ve hadım edilme kaygısıdır. En tipik nesne ilişkisi, pozitif Oidipus kompleksini engelleyen ağır hadım edilme kaygısına karşı bir savunma olarak, aynı cinsten oidipal ebeveyne boyun eğme, yani negatif Oidipus kompleksidir.
Erkeklerin eşcinsel özdeşleşmeyi, anne tarafından sevilen çocuk olarak kendi kendilikleriyle kurulur. Anneye olan özlemleri, onları anneyle yasak ilişkiden ve çözülmüş, zalim, sadist babayla rekabetten koruyan anaç erkeklerle yer değiştirilmiştir. Diğer vakalarda, bazen de aynı vakada özdeşleşme, veren anneyle kurulabilir. Bu arada hasta kendi cinsel bağımlı kendiliğini eşcinsel nesnesine yansıtır (Freud 1914).
Kadınlarda da benzeri ilişkiler vardır. Hasta, küçük kız olarak anaç kadınlara cinsel olarak boyun eğer, böylece babayla yasak ilişkiden bilinçdışı olarak kaçınır ya da özdeşleşme, anaç ve cinsel olarak ulaşılabilir kadınlarla kurulur, bu arada uysal, bağımlı cinsel kendilik eşcinsel eşe yansıtılır. Oidipal olarak bağımlı kendiliklerini eşcinsel nesneye yansıtırken, oidipal babayla özdeşleşen eşcinsel kadınlarda genellikle daha karmaşık ve dhaa patolojik bir yapı vardır. İlişkide ‘erkek’ rolünü benimseyen ve cinsel rol kimliğinde (dış görünüş, giyim ve davranışıyla) erkeklerle özdeşleşmelerini vurgulayanlar, genellikle kişiliklerinin kadınsı yönlerini ve Oidipus öncesi ilişkide anneyle özdeşleşmelerini de önemli ölçüde reddederler. Aynı bağlamda bunlar, oidipal çatışmalarla yoğunlaşmış önemli Oidipus öncesi çatışmaların var olduğunu gösterir. Abraham’ın (1920) tanımladığı kadındaki hadım edilme kompleksinin ‘isteklerin yerine gelmesi tipi’, yazarın öne sürdüğünden daha karmaşık dinamikler gösterir. Narsisistik eşcinselde ayrıca, diğer kadınlarla ilişkilerinde yüzeyde erkek rolüyle özdeşleşme vardır (burada, erkeklere duydukları imrenmenin Oidipus öncesi kökleri ortaya çıkar).
Literatürde sıkça belirtildiği gibi, eşcinsellik ve mazoşizm dışındaki tüm sapıklıklar erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Bu hem nevrotik, hem de sınır kişilik örgütlenmesi için geçerlidir. Ayrıca, kadınlarda sapıklık olarak yerleşmemiş, ancak mastürbasyon fantezilerinde ve zorunlu olmayan cinsel davranışta, oldukça özgür ifade edilen mazoşistik sapıklıklar ise erkeklerde daha sıktır. Nevrotik kişilik örgütlenmesini olan kadınlarda mazoşistik sapıklık için tipik bazı vakalar gördüm. Hastanın biri, yalnızca ilişki sırasında kolları iyice burkulduğunda ve yoğun bir acı hissettiğinde orgazma ulaşabiliyordu. Bu davranışın başlangıcını, kollarını burkarak kendisini cinsel ilişkiye zorlayan bir erkek arkadaşıyla kavgasına bağlıyordu. O sırada yoğun haz hissetmiş ve bu mazoşistik bir sapıklık şeklinde yerleşmişti.
Otto Kernberg’in Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık isimli kitabından alınmıştır.
Hem erkeklerde, hem de kadınlarda zorunlu eşcinsellik, sıklıkla nevrotik kişilik örgütlenmesinin bir parçasıdır. Daha önce belirtildiği gibi, bu tip sapıklıklarda egemen özellikler, oidipal yapılanma ve hadım edilme kaygısıdır. En tipik nesne ilişkisi, pozitif Oidipus kompleksini engelleyen ağır hadım edilme kaygısına karşı bir savunma olarak, aynı cinsten oidipal ebeveyne boyun eğme, yani negatif Oidipus kompleksidir.
Erkeklerin eşcinsel özdeşleşmeyi, anne tarafından sevilen çocuk olarak kendi kendilikleriyle kurulur. Anneye olan özlemleri, onları anneyle yasak ilişkiden ve çözülmüş, zalim, sadist babayla rekabetten koruyan anaç erkeklerle yer değiştirilmiştir. Diğer vakalarda, bazen de aynı vakada özdeşleşme, veren anneyle kurulabilir. Bu arada hasta kendi cinsel bağımlı kendiliğini eşcinsel nesnesine yansıtır (Freud 1914).
Kadınlarda da benzeri ilişkiler vardır. Hasta, küçük kız olarak anaç kadınlara cinsel olarak boyun eğer, böylece babayla yasak ilişkiden bilinçdışı olarak kaçınır ya da özdeşleşme, anaç ve cinsel olarak ulaşılabilir kadınlarla kurulur, bu arada uysal, bağımlı cinsel kendilik eşcinsel eşe yansıtılır. Oidipal olarak bağımlı kendiliklerini eşcinsel nesneye yansıtırken, oidipal babayla özdeşleşen eşcinsel kadınlarda genellikle daha karmaşık ve dhaa patolojik bir yapı vardır. İlişkide ‘erkek’ rolünü benimseyen ve cinsel rol kimliğinde (dış görünüş, giyim ve davranışıyla) erkeklerle özdeşleşmelerini vurgulayanlar, genellikle kişiliklerinin kadınsı yönlerini ve Oidipus öncesi ilişkide anneyle özdeşleşmelerini de önemli ölçüde reddederler. Aynı bağlamda bunlar, oidipal çatışmalarla yoğunlaşmış önemli Oidipus öncesi çatışmaların var olduğunu gösterir. Abraham’ın (1920) tanımladığı kadındaki hadım edilme kompleksinin ‘isteklerin yerine gelmesi tipi’, yazarın öne sürdüğünden daha karmaşık dinamikler gösterir. Narsisistik eşcinselde ayrıca, diğer kadınlarla ilişkilerinde yüzeyde erkek rolüyle özdeşleşme vardır (burada, erkeklere duydukları imrenmenin Oidipus öncesi kökleri ortaya çıkar).
Literatürde sıkça belirtildiği gibi, eşcinsellik ve mazoşizm dışındaki tüm sapıklıklar erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Bu hem nevrotik, hem de sınır kişilik örgütlenmesi için geçerlidir. Ayrıca, kadınlarda sapıklık olarak yerleşmemiş, ancak mastürbasyon fantezilerinde ve zorunlu olmayan cinsel davranışta, oldukça özgür ifade edilen mazoşistik sapıklıklar ise erkeklerde daha sıktır. Nevrotik kişilik örgütlenmesini olan kadınlarda mazoşistik sapıklık için tipik bazı vakalar gördüm. Hastanın biri, yalnızca ilişki sırasında kolları iyice burkulduğunda ve yoğun bir acı hissettiğinde orgazma ulaşabiliyordu. Bu davranışın başlangıcını, kollarını burkarak kendisini cinsel ilişkiye zorlayan bir erkek arkadaşıyla kavgasına bağlıyordu. O sırada yoğun haz hissetmiş ve bu mazoşistik bir sapıklık şeklinde yerleşmişti.
Otto Kernberg’in Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık isimli kitabından alınmıştır.
Hem erkeklerde, hem de kadınlarda zorunlu eşcinsellik, sıklıkla nevrotik kişilik örgütlenmesinin bir parçasıdır. Daha önce belirtildiği gibi, bu tip sapıklıklarda egemen özellikler, oidipal yapılanma ve hadım edilme kaygısıdır. En tipik nesne ilişkisi, pozitif Oidipus kompleksini engelleyen ağır hadım edilme kaygısına karşı bir savunma olarak, aynı cinsten oidipal ebeveyne boyun eğme, yani negatif Oidipus kompleksidir.
Erkeklerin eşcinsel özdeşleşmeyi, anne tarafından sevilen çocuk olarak kendi kendilikleriyle kurulur. Anneye olan özlemleri, onları anneyle yasak ilişkiden ve çözülmüş, zalim, sadist babayla rekabetten koruyan anaç erkeklerle yer değiştirilmiştir. Diğer vakalarda, bazen de aynı vakada özdeşleşme, veren anneyle kurulabilir. Bu arada hasta kendi cinsel bağımlı kendiliğini eşcinsel nesnesine yansıtır (Freud 1914).
Kadınlarda da benzeri ilişkiler vardır. Hasta, küçük kız olarak anaç kadınlara cinsel olarak boyun eğer, böylece babayla yasak ilişkiden bilinçdışı olarak kaçınır ya da özdeşleşme, anaç ve cinsel olarak ulaşılabilir kadınlarla kurulur, bu arada uysal, bağımlı cinsel kendilik eşcinsel eşe yansıtılır. Oidipal olarak bağımlı kendiliklerini eşcinsel nesneye yansıtırken, oidipal babayla özdeşleşen eşcinsel kadınlarda genellikle daha karmaşık ve dhaa patolojik bir yapı vardır. İlişkide ‘erkek’ rolünü benimseyen ve cinsel rol kimliğinde (dış görünüş, giyim ve davranışıyla) erkeklerle özdeşleşmelerini vurgulayanlar, genellikle kişiliklerinin kadınsı yönlerini ve Oidipus öncesi ilişkide anneyle özdeşleşmelerini de önemli ölçüde reddederler. Aynı bağlamda bunlar, oidipal çatışmalarla yoğunlaşmış önemli Oidipus öncesi çatışmaların var olduğunu gösterir. Abraham’ın (1920) tanımladığı kadındaki hadım edilme kompleksinin ‘isteklerin yerine gelmesi tipi’, yazarın öne sürdüğünden daha karmaşık dinamikler gösterir. Narsisistik eşcinselde ayrıca, diğer kadınlarla ilişkilerinde yüzeyde erkek rolüyle özdeşleşme vardır (burada, erkeklere duydukları imrenmenin Oidipus öncesi kökleri ortaya çıkar).
Literatürde sıkça belirtildiği gibi, eşcinsellik ve mazoşizm dışındaki tüm sapıklıklar erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Bu hem nevrotik, hem de sınır kişilik örgütlenmesi için geçerlidir. Ayrıca, kadınlarda sapıklık olarak yerleşmemiş, ancak mastürbasyon fantezilerinde ve zorunlu olmayan cinsel davranışta, oldukça özgür ifade edilen mazoşistik sapıklıklar ise erkeklerde daha sıktır. Nevrotik kişilik örgütlenmesini olan kadınlarda mazoşistik sapıklık için tipik bazı vakalar gördüm. Hastanın biri, yalnızca ilişki sırasında kolları iyice burkulduğunda ve yoğun bir acı hissettiğinde orgazma ulaşabiliyordu. Bu davranışın başlangıcını, kollarını burkarak kendisini cinsel ilişkiye zorlayan bir erkek arkadaşıyla kavgasına bağlıyordu. O sırada yoğun haz hissetmiş ve bu mazoşistik bir sapıklık şeklinde yerleşmişti.
Otto Kernberg’in Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık isimli kitabından alınmıştır.
Hem erkeklerde, hem de kadınlarda zorunlu eşcinsellik, sıklıkla nevrotik kişilik örgütlenmesinin bir parçasıdır. Daha önce belirtildiği gibi, bu tip sapıklıklarda egemen özellikler, oidipal yapılanma ve hadım edilme kaygısıdır. En tipik nesne ilişkisi, pozitif Oidipus kompleksini engelleyen ağır hadım edilme kaygısına karşı bir savunma olarak, aynı cinsten oidipal ebeveyne boyun eğme, yani negatif Oidipus kompleksidir.
Erkeklerin eşcinsel özdeşleşmeyi, anne tarafından sevilen çocuk olarak kendi kendilikleriyle kurulur. Anneye olan özlemleri, onları anneyle yasak ilişkiden ve çözülmüş, zalim, sadist babayla rekabetten koruyan anaç erkeklerle yer değiştirilmiştir. Diğer vakalarda, bazen de aynı vakada özdeşleşme, veren anneyle kurulabilir. Bu arada hasta kendi cinsel bağımlı kendiliğini eşcinsel nesnesine yansıtır (Freud 1914).
Kadınlarda da benzeri ilişkiler vardır. Hasta, küçük kız olarak anaç kadınlara cinsel olarak boyun eğer, böylece babayla yasak ilişkiden bilinçdışı olarak kaçınır ya da özdeşleşme, anaç ve cinsel olarak ulaşılabilir kadınlarla kurulur, bu arada uysal, bağımlı cinsel kendilik eşcinsel eşe yansıtılır. Oidipal olarak bağımlı kendiliklerini eşcinsel nesneye yansıtırken, oidipal babayla özdeşleşen eşcinsel kadınlarda genellikle daha karmaşık ve dhaa patolojik bir yapı vardır. İlişkide ‘erkek’ rolünü benimseyen ve cinsel rol kimliğinde (dış görünüş, giyim ve davranışıyla) erkeklerle özdeşleşmelerini vurgulayanlar, genellikle kişiliklerinin kadınsı yönlerini ve Oidipus öncesi ilişkide anneyle özdeşleşmelerini de önemli ölçüde reddederler. Aynı bağlamda bunlar, oidipal çatışmalarla yoğunlaşmış önemli Oidipus öncesi çatışmaların var olduğunu gösterir. Abraham’ın (1920) tanımladığı kadındaki hadım edilme kompleksinin ‘isteklerin yerine gelmesi tipi’, yazarın öne sürdüğünden daha karmaşık dinamikler gösterir. Narsisistik eşcinselde ayrıca, diğer kadınlarla ilişkilerinde yüzeyde erkek rolüyle özdeşleşme vardır (burada, erkeklere duydukları imrenmenin Oidipus öncesi kökleri ortaya çıkar).
Literatürde sıkça belirtildiği gibi, eşcinsellik ve mazoşizm dışındaki tüm sapıklıklar erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Bu hem nevrotik, hem de sınır kişilik örgütlenmesi için geçerlidir. Ayrıca, kadınlarda sapıklık olarak yerleşmemiş, ancak mastürbasyon fantezilerinde ve zorunlu olmayan cinsel davranışta, oldukça özgür ifade edilen mazoşistik sapıklıklar ise erkeklerde daha sıktır. Nevrotik kişilik örgütlenmesini olan kadınlarda mazoşistik sapıklık için tipik bazı vakalar gördüm. Hastanın biri, yalnızca ilişki sırasında kolları iyice burkulduğunda ve yoğun bir acı hissettiğinde orgazma ulaşabiliyordu. Bu davranışın başlangıcını, kollarını burkarak kendisini cinsel ilişkiye zorlayan bir erkek arkadaşıyla kavgasına bağlıyordu. O sırada yoğun haz hissetmiş ve bu mazoşistik bir sapıklık şeklinde yerleşmişti.
Otto Kernberg’in Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık isimli kitabından alınmıştır.