Gönderen Konu: DİN TÜCCARLIĞININ GÖLGESİ "CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI"  (Okunma sayısı 2521 defa)

KİNG

  • Newbie
  • *
  • İleti: 25
    • Profili Görüntüle
DİN TÜCCARLIĞININ GÖLGESİ "CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI"
« : 05 Aralık 2022, 02:11:04 öö »
Geçen dönemlerde bir gruba alındım. Grubun ismi "Gençlerde Kimlik Karmaşası" idi. Birçok kişi vardı grupta. Bir sürü din kültürü hocasıyla aynı grubu paylaşıyorduk. Eşcinsel olup çözüm arayan gençlere el uzatmak isteyen bir topluluk olduğunu düşünerek mutlu olmuştum. Eşcinselliğin ne demek olduğunu öğrenmek isteyen insanlarla bir arada olduğumu düşünerek "benim de bir katkım olmalı" dedim. Hemen telefonumun ses kaydını açıp eşcinselliğin ne olduğunu ve iyileşmiş bir eşcinsel olarak kendi terapi sürecim hakkında bilgi verdim. O da yetmedi. Hüseyin Alp'i arayarak eski bir eşcinsel olarak benimle bir program yapmasını istedim. Bu şekilde bir çok gence ulaşabilirdik. Öyle de oldu. Programı yaptık. Videoyu binlerce kişi izlemişti. Bir çok mesaj aldım. Senin videonu izleyerek güç kazandım. Bende artık terapiye başlıyorum, diyen bir çok kişi oldu. Onlarca gencin hayatına dokunduk bu programla. Ben ve Hüseyin Kaçın'ın bir çok danışanı, bu tür bir programa katılabileceğimizi beyan etmiştik. Bizler hiçbir çıkarı olmayan, yalnızca bu durumu yaşayan ve kendisini yalnız hisseden gençlere bir umut ışığı olmak adına bunu yapmıştık. Belki de bir çok genci fuhuştan korumuştuk. Bir süre sonra grupta tartışmalar meydana gelmeye başladı. Tartışmaların çoğu Hüseyin hocanın yazılarına gelen tepkiler üzerine çıkmıştı. Bir psikoloğun çıkarımlarını din kültürü hocaları kaldıramamıştı. Çünkü devletin dinine tapan bir toplulukla aynı ortamdaydık.

Terapilerden sonra Allah'a olan bağım artmıştı. Allah bizlere akıl vermişti. Bunun nedeni ise düşünebilmek ve sorgulayabilmemizi istemesi olduğunu düşünüyordum. Bu düşünceye kapılma nedenim ise eşcinsel olduğum dönemde çıkış yolu arayıp Hüseyin hocayla terapi sürecine girmem olmuştu. O dönem din adamlarının sabır etmemiz gerektiğini, Allah'a dua etmemiz gerektiğini söylediğini biliyordum. Ama bu kadar kolay olmamalı diye düşünerek çözüm yolu aramaya devam etmiştim. Bu konuya değinme nedenim, günümüz dindarlarının islam dinine değil devletin, düşünme yetisini insanlardan aldığı "devletin dinine" taptığını izah etmemdir.

Konuya gelelim. Tabi bu tartışmalar sürekli  devam ediyordu. Düşünce özgürlüğünün ne demek olduğunu bile unutmuş insanların Hüseyin hocaya olan nefretleri devam ediyordu. Bu bana çok garip geliyordu. Çözüm aradıkları bir konuda uzman olan birine karşı bu nefret neden vardı? Anlamakta gerçekten zorlanıyordum. Din adamlarının yaveri olmadığı için mi? Muhafazakar kesimin dikkat etmesi gerekiyor dediği için mi? Toplum bu çocukları bu hale getiriyor dediği için mi? Her neyse, bir süre sonra grupta kendini bilmez biri tarafından Hüseyin hocanın danışanları olarak bizlere "hüseyin kaçının müridleri" dendi. Daha sonra ise gruptan atıldığımı farkettim. Neydi bu şimdi? Gruptan neden atılmıştım? Hüseyin Alple program yapıp gençleri bu bataklıktan korumak istediğim için mi? Öğretmenlerimiz bilgilensin diye ses kayıtlarımı grupla paylaştığım için mi? Hüseyin Kaçın'ın danışanlarından biri olduğum için mi? Şimdi ise daha iyi anlıyorum Türkiyede eşcinsel bireylerin  çoğunun neden muhafazakar kesimden çıktığını. Allah'a iyi bir kul olma peşinde giderken devletin dinine taparak çocuğunu unutan ana babalardan oluştuğu içinmiş meğerse.

Geçen aylarda bir program yapmıştı Hüseyin Alp. Murat adında bir gençle konuşmuştu. Murat bir cemaat yurdunda tecavüze uğradığını söylemişti. Gruptaki herkes üzülmüş, muratı anlıyormuş gibi yapmıştı. Bugün bir haber paylaşıldı grupta. Cemaat yurdunda tecavüze uğrayan bir çocuğun şikayeti üzerine yapılan bir haberdi. O gün Muratın hikayesine üzülen kişiler bir anda cemaatleri lekelemeyin demeye başlamıştı. Zalimin varlığı zulmün karşısında kim olduklarını tayin etmişti bile. Bir çoğu o tecavüz mağduru çocuk karşısında "dilsiz şeytana" dönüşmüştü. Allah'a inanan kişi şunu bilir ki "Allah her şeyi bilen ve görendir" . Ama devletin dinine tapan insalar için aynı şey söylenemez. Halı altına süpürmeyi tercih ederler genelde. Sonra da o kokudan rahatsız olmalarına rağmen kokuya alışmayı tercih ederler. Oklar asla onlara dönmemelidir çünkü. Onlar Allah'a en yakın olduklarını düşünerek bu yalana inanan varlıklardır. Kendi günahını görmeyip, başkalarına vaaz verenlerdir...

Ben bunca şeyi hiçbir çıkarı olmadan yapmış bir genç olarak hakkımı helal etmiyorum. Gelecek neslinde bu zihniyete hakkını helal etmeyeceğini biliyorum. Gelecek nesil olarak dirilme zamanı gelmiş belli ki. "Vakit din tüccarlarını pistten alma vaktidir..."
« Son Düzenleme: 05 Aralık 2022, 02:20:41 öö Gönderen: KİNG »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: DİN TÜCCARLIĞININ GÖLGESİ "CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI"
« Yanıtla #1 : 05 Aralık 2022, 09:02:51 öö »
Eşcinseller konuştu! Bu belgesel Türkiye'de ilk!
Başarılı programcı ve sunucu Muhammed Binici hazırladığı bir belgeselle, toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan bir belgesele imza attı. Aldıkları terapist desteğiyle iyileşen eşcinsellerle konuşan Binici:

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=246

EŞCİNSELLERİN NE SÖYLEDİĞİ ÖNEMLİ

 
"Eşcinsellik, toplumu yakından ilgilendiren bir konu oldu çünkü bu konu artık ideolojik bir kavrama dönüştürüldü. Aile, toplum ve devletler ideolojik bir kavram haline getirilen LGBTQ+ ile yok edilmeye çalışılıyor. Birde eşcinsellik doğuştan mı? Psikolojik mi? Tartışmaları var!.. " ifadelerini kullanan Binici, Eşcinsellik konusunda kendisinin ne söylediği değil, 'Eşcinseller'in ne söylediğinin ve istediğinin' önemini vurguladı.

Binici şöyle devam etti:

"Eşçinseldim diyen ve terapi ile bu durumdan kurtulanların mücadelesi bu belgeselin ortaya çıkmasına vesile oldu.. Artık herkes susacak bu belgeseldeki doğrular konuşacak." dedi.

İşte Muhammed Binici'nin yapımcılığını üstlendiği 'Benim Ailem' belgeselini izleyebilirsiniz.

https://www.habervakti.com/escinseller-konustu-bu-belgesel-turkiyede-ilk?fbclid=IwAR35Eoxfb_PlymRQ0ygqF_7MrGGf5wXJU_fP4yCwUd1lwCb2wkkND33cS60

Eşcinseller konuştu! Bu belgesel Türkiye'de ilk!
İşte Toplumun kanayan yarası ve küreselcilerin ''dokunulmaz alan'' ilan ettikleri Eşcinselliği farklı bir boyutuyla ele alan Bininci, hazırladığı belgeselin ikinci bölümü:

https://www.habervakti.com/escinsellerin-konustugu-belgesel-dizisi-benim-ailemin-2-bolumu-yayinlandi?fbclid=IwAR1a7r8iMC-WgQTQ_f-XTmGPImILQtdVruc3WhaJCx3TetxOT93ctiEVlpo

Ünlü psikolog 'eşcinsellik' tehlikesini yıllar önce böyle ortaya koymuştu!

Eşcinsellik hakkında yaptığı araştırmalar ve tedavi yönetmleriyle tanınan haber sitemiz yazarı ve psikolog Hüseyin Kaçın, 11 yıl önce TV 5 ekranlarında yaptığı açıklamalarla dikkat çekmiş ve bugüne gelinen sürece ışık tutmuştu.

EŞCİNSELLİK DOĞU'DAKİ AİLE YAPISINI YIKMAK İÇİN KULLANILIYOR

Eşcinselliğin psikolojik boyutundan sosyolojik boyutuna geçen Kaçın, ''Batı medeniyeti, doğu medeniyetinin aile yapısına böyle müdahelerle savaş açmaktadır. Türk televizyonlarda dizilerde haberlerde eşcinselliğin kabul edilmesi topluma dayatılıyor. Bu da Avrupa destekli bir süreç. Benim öngörüm eşcinsel evlilikleri kabul ettirmeye çalışacaklar, sonrasında da eşcinsellerin evlat edinmesine kadar gidilecek bir süreç. Tedavisi olması gerekir sürecini silip, bu bir doğuştandır, bu bir biyolojik yönelimdir diyerek; insanların bilinç altına yerleştirip, daha sonra bu bir haktır diyorlar.'' ifadelerini kullandı.

https://www.habervakti.com/unlu-psikolog-escinsellik-tehlikesini-yillar-once-boyle-ortaya-koymustu

Bu kapsamda ülkemizin medeniyet ve kültür değerlerini yıkmaya yönelik bu tehlikeli gelişmeye karşı duruş sergileyen yazarlar ve çizerlerin dikkat etmesi gereken en önemli konu üslup yada kavram sorunudur. Eşcinseller demek yeterli iken LGBT derseniz zaten EŞCİNSEL İDEOLOJİ ile mücadeleyi baştan kaybetmiş olursunuz. Dindar, muhafazakar yada İslamcı "adına ne derseniz deyiniz" camia karşısında stratejileriyle, kavramları ve söylemleriyle EŞCİNSEL İDEOLOJİ ve ÖRGÜTLER gün geçtikçe daha da güç kazanmaktadırlar. Yeni Şafak, Akit ve Milli Gazete yazarlarının, muhabirlerinin bu eşcinsellik sorunu karşısında ortak bir dil kullanmak zorunluluğu bulunmaktadır. Haberlerde ve köşe yazılarında LBGT dediğiniz takdirde baştan kaybettiğiniz bir mücadelenin içerisindesinizdir.

https://www.habervakti.com/escinsel-ideoloji-ve-orgutler

Eşcinsellik Türk toplumunun kılcal damarlarına kök saldığında, cinsel özgürlükler bu kadarıyla yetinmeyeceklerdir. Eşcinsellik doğal bir yaşam biçimi olarak toplum tarafından kabul edildiğinde; Pedofili (çocuklarla seks) de doğal hale gelecek, bir adım ötesinde ise Ensest'in de (aile içi seks) doğal bir duygu olduğunu psikoloji ve psikiyatri bilimi bize en kısa zamanda bilimsel olarak ispatlayacaktır.

https://www.habervakti.com/ozalin-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-teroristler-cikmisti-erdoganin-bahsettigi-uc-bes-capulcudan-ise-escinseller-cikiyor

Her yıl Haziran ayının sonlarında Taksim'de örgütlenen Onur Yürüyüşleri; Eşcinselleşmenin ayak sesleridir. Siyaset adamları ve bürokratlar bu yürüyüşlerin sosyolojik olarak Türk toplumunu nasıl dönüştüreceğinin bilincinde midirler?

ÖNGÖRÜ:

Benim öngörüm en yakın zamanda "eşcinsel evlilikler" talebiyle toplum karşılaşacak daha sonra bu kabul edildiğinde "eşcinsellerin evlat edinme hakkı" talebi söz konusu olacaktır.

https://www.habervakti.com/turkiyenin-gercek-beka-sorunu-toplumsal-cinsiyet-esitligi-projeleri-ve-cemaatler

DEVLET HER ÇOCUĞA SAĞLIKLI EBEVEYNLER SAĞLAMAK ZORUNDA

‘’Devlet her çocuğa ruh sağlığı yerinde anne-baba sağlamak zorundadır’’ ifadelerini kullanan Kaçın, ‘’Siz devlet olarak aileyi korumazsanız geliştirmezseniz, aileyi merkeze koymazsanız toplumsal çöküş başlar."

https://www.habervakti.com/escinsellik-bir-hastalik-mi-kavramlarla-nasil-zihnimizle-oynuyorlar

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cuma Hutbesinde 'eşcinsellik' hakkında vaazda bulunmuş ve bunun ardından eşcinsel lobi tarafından hedef alınmıştı. Eşcinsellik hakkında daha önce Habervakti Genel Koordinatörü Bülent Deniz, konunun uzmanı eşcinsel terapisti Hüseyin Kaçın'la bir program düzenlemişti ve eşcinselliğin arkasındaki gerçekleri ortaya koymuştu.

https://www.habervakti.com/escinsellik-nedir-ne-degildir-bulent-deniz-sordu-huseyin-kacin-cevapladi

'Türkiye artık eşcinsellik sorunuyla yüzleşmeli'

 
Başarılı programcı Bülent Deniz’e konuşan eşcinsel terapisti psikolog Hüseyin Kaçın, ‘’Türkiye artık eşcinsellik sorununu halının altına süpüremez. Bu gerçeklikle yüzleşilmeli.’’ ifadelerini kullanarak kritik uyarılarda bulundu.

https://www.habervakti.com/turkiye-artik-escinsellik-sorunuyla-yuzlesmeli

Psikolog Hüseyin Kaçın, ilk yazısında ''eşcinselliğin normalleştirilmesine yönelik yürütülen planlı çalışmaları'' çarpıcı bir şekilde ele alarak toplumsal düzeyde ikon haline getirilmeye çalışılan Gay ve lezbiyen bireylerin popüleritesinin her geçen gün sistematik bir şekilde yükseltilmesinin tehlikelerinin yanısıra bu bireylere LGBT denmesinin bile bir planın parçası olduğunu iddia etti!

https://www.habervakti.com/unlu-psikolog-tehlikeyi-isaret-etti-lgbt-degil-escinsel

https://www.youtube.com/watch?v=cPDmawJgbIk&list=UUNBtxcE3q3ObDgRtQe0qynw&index=247

kayıprüzgar1992

  • Ziyaretçi
Ynt: DİN TÜCCARLIĞININ GÖLGESİ "CİNSEL KİMLİK KARMAŞASI"
« Yanıtla #2 : 07 Aralık 2022, 10:09:38 ös »
Buraya ilk defa yazıyorum. Hüseyin Hocanın teşvikiyle son birkaç aydır başımdan geçen bazı olayları anlatacağım. Yaşanan olaylar karşısında şaşkınlıktan kendimi alamadım. Bir o kadar da dışlanıp ötekileştirildim.  Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben maalesef ilgisiz bir babanın oğlu olarak dünyaya geldim. Babam varken yok gibi bir şeydi. Duvardaki herhangi bir nesne , saat, bir mobilya eşyası gibi o kadar ruhsuz ve babalıktan uzak. Bana karşı öyleydi aramızda hiç sevgi bağı oluşmadı. Abilerimle arası hep iyiydi ama benim için varken yok gibi duran bir babaydı,sessiz içine kapanık bir çocuktum. Babam odadaki herhangi bir nesneydi benim için. Yıllarca en büyük abimden  psikolojik şiddet gördüm. Hep dalga geçerdi hep küçümserdi beni. İnsan içine çıkamazdım onun yüzünden. Herhangi bir ortamda bir kelime etsem beni aşağılar alay ederdi. Tüm bunlara rağmen bu yapılanlara rağmen ruh gibi duran buna asla engel olmayan bir baba vardı. Babam neden böyle davrandı diye yıllarca kendi kendime sordum durdum ama anladım ki bazı sorular cevapsızmış bu hayatta... Neyse bu durum yıllarca devam etti. Ama iş bununla da kalmadı. En büyük abim bana psikolojik şiddet uygularken ortanca abim de 8 yaşından beri  bana yıllarca cinsel tacizde bulundu. Çok ağır bir tacizdi yaşadıklarım. Ortaokul 8.sınıfa kadar devam etti. Olayın detayına inmek içimi acıtıyor ama şunları söyleyeyim bugün eşcinselsem bu abilerimden babamdan bana kalan mirastır. Cinsel tacizin detayına inmek istemiyorum çünkü çok ağır bir travma benim için...Bugün hala evlenemediysem bu ailemin sonucudur. Hayat bana öyle bir ceza verdi ki katillerimi hala neredeyse her gün görüyorum. Şimdi ben intihar etmeye meyilli olmayayım da kim olsun? Neyse asıl konuya gelirsek ağustos ayında bir whatsApp grubuna dahil oldum. Grubun adı ''Gençlerde Kimlik Karmaşası'' Grupta birçok kesimden insan vardı. Din kültürü öğretmenleri, ilahiyatçılar dindar kesimin önde gidenleri ve hatta yazarlar... Bu grubu görünce esasen biraz mutlu olmuştum. Çünkü istenmeyen eşcinsel çekim hisseden, eşcinsel duygularından rahatsız olan ve bu duruma çözüm arayan herkese kucak açan bilinçli(!)dindar okumuş kesim , anneler babalar vardı. Yıllardır kronikleşen yalnızlığıma merhem olacak insanlara denk geldiğim  için mutluydum.  Çünkü bende yıllardır bu kahrolası eşcinsellikle uğraşıyordum. Çok mutsuzdum çok yalnızdım bu bilinçli(!) dindar insanlar bana manevi bir aile olur sanıyordum. ilk günler nasılda sevinmiştim. Gel zaman git zaman grupta her kafadan sesler çıkmaya başladı. Herkesin derdi kendi halinden memnun olmayan bir çözüm arayan eşcinsel gençlere yardım etmekti ama bazı şeyler lafta kalıyormuş meğer. Grupta çok sevdiğim manevi annem gibi gördüğüm Yazar Emine Şenlikoğlu da vardı. Kendisi bana gerçek manada çok yardımcı oldu. O olmasaydı eşcinsellik derdimden ötürü belki de şu an çoktan intihar etmiştim. Grupta Hüseyin Kaçın da vardı. Kendisi konuyla ilgili uzman  olduğu için paylaşımlar yapıyordu. Bilimsel makaleler , konuyla ilgili farkındalık artırıcı önemli makaleler paylaşıyordu. İlk olay şu şekilde başladı. Grupta yaşlı biri vardı adı Mahmut soyadını hatırlamıyorum . Bu adam güya gençleri eşcinselliğe karşı korumaya çalışan bir grubun içindeydi ama bence tam bir provakatör idi. Çünkü Hüseyin Kaçın ne zaman bir paylaşım yapsa hep onunla dalga geçiyordu. Sürekli sert tepkiler veriyordu. Şunu da söyleyeyim Hüseyin Kaçın gerçekten konuyla ilgili önemli şeyler yazılar paylaşıyordu ben onun sayesinde daha büyük uçurumlara düşmekten kurtuldum. Mesela onun bana tavsiye ettiği bir film vardı. Eski bir gay aktivistin hayatını anlatan bir film önermişti. Gerçek bir bir yaşam öyküsü Michael Glatzenin öyküsü. Michael yıllarca eşcinselliği savunan biriyken yıllar sonra yaşadığı bazı olaylar onun gözünü açar ve uyanış başlar. Bazı sorgulamalardan sonra eşcinselliğin kendi özünü yansıtmadığını görür. Onarım terapilerinden sonra eşcinsel hayatı bırakır ve kendini gençlere adar. Filmin ismi I'm Michael... Mesala bu filmi bana Hüseyin Hoca tavsiye etmişti. Bu filmi ne zaman çıkmaza girsem hep izledim. Dört duvar arasında eşcinselliğimden ötürü intiharı düşünürken bu filmi defalarca izleyerek intihardan vazgeçtim. Neyse sadede gelelim demek istediğim Hüseyin Hoca bir şey paylaşıyorsa bir bildiği vardır ,bu yüzden onun ''gençlerde kimlik karmaşası'' adlı whatsapp grubunda paylaştığı her şey çok önemliydi benim için. Ben onun  bu gruptaki paylaşımlarını  hep destekledim ama işte bu Mahmut denilen adam sürekli onun paylaşımlarını tiye alıyordu.  Hüseyin Hocanın paylaşımlarını sabote edip hakarete varan sözlerle tepki veriyordu. Ben bu 50 li yaşlarındaki Mahmut denilen adamın bu tavrına çok sinirleniyordum. Ona cevaplar yazıyordum. ama nedense grubun başörtülü çılgın ablaları nedense bu Mahmuta bir şey demezken bana sert mesajlar atıyorlardı. Beni sürekli gruptan atmakla tehdit ediyorlardı. Hatta bir keresinde Hüseyin hocaya destek verdiğim için bu Mahmut gruptan numaramı alıp beni aradı. Telefonda kavga etti benle sırf Hüseyin hocaya destek verdiğim için...Sonra aradan bir kaç gün geçince grubun başörtülü adminleri sürekli Hüseyin Kaçının paylaşımlarını inatla siliyordu. yine bir gün bu Mahmut dalga geçti hüseyin Hocayla. Ben de Hüseyin hocaya destek verdim diye özellikle başörtülü adminlerden biri beni provakatör olarak suçladı. Grupta biri  daha vardı o da Hüseyn hocaya destek verirdi. Önce onu gruptan çıkardı. sonra yine beni tehdit etti gruptan çıkarmakla ama ben inadına kaldım. Bundan bir kaç gün önce Hüseyin hoca yine bir paylaşım yaptı. Bir haberde  bazı(!) kuran kurslarında bazı cemaatlerde(!) küçük çocuklara taciz tecavüz haberi ile ilgiliydi. Öncelikle şunu söyleyeyim tabii ki her kuran kursunda bu olaylar yaşanmaz, her cemaatte bu olaylar yaşanmaz. Temiz  cemaatler bunun dışındadır. Ki ben çocukluğumdan beri hep camiilere gitmişimdir. Camiiler bana huzur verir ama bazı pislik insanların yaptığını görmezden gelmek o mağdur çocukların kul hakkına girmek değil de nedir? işte Hüseyin hoca bu haberi paylaştı diye vayyyy efendim yine bir linç başladı. yine bir nefret yine tepkiler... Bende bazı cemaatlerde bulunan sapıklar yüzünden çocuklarımızın mağdur edildiğini söyledim. Bunu görmezden gelerek çözüm bulamayacağımızı vs vs yazdım. Hüseyin hocanın paylaşımlarını da zaten destekleyen emojiler veya yorumlar attım. Yine aynı o başörtülü admin bana'' Hüseyin Kaçının Müridi'' diyerek hem ötekileştirdi hem de gruptan çıkardı. Ama sorsan hepsi gençlere kucak açan onları lgbt lobisinden kurtarmaya çalışan kişilerdi. Ama hala içlerindeki nefreti bile aşamayan zavallı kişilerdi. İşte bu tipler yüzünden gençler islam dininden soğuyor, bu tipler yüzünden gençler dindarlardan nefret ediyor ve lgbt lobisinin kucağına tuzağına düşüyor. Bende bir taciz mağduruyum. Evet benim durumum  cemaatlerde olmadı ama neden bazı gerçekleri görmezden geliyoruz. Neden gerçekleri haykıranları sindirmeye susturmaya çalışıyorlar. Bunlar mı gençleri koruyacak bunlar mı büyük fonlarla desteklenen lgbt lobisine dik duruş sergileyecek ? Güldürmeyin beni:(((