Gönderen Konu: ERTUĞRUL TULPAR: Facebook Yine İptal Etti Hesabımı  (Okunma sayısı 12982 defa)

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
Psk. H. Kaçın'a Sms 

    3 saattir netteyim. 19 yaşında, vücut çalışmış, kaslı, esmer, kısa boylu, doğulu, yakışıklı, kürt, balıkçı garson çocukla konuşurken yine iptal ettiler face hesabımı. Son 1 yilda nerdeyse 8 inci hesabımı iptal ettiler. Yenisini açmak üzereyken kendimi durdurdum. "Boşver açma" dedim ama ben kafayı sıyırırım genç erkeklerle EVCİLİK OYNAMAZSAM :D
    Şimdi napcam??? Face'ye takılmiyim de Şengül Hamamlarına mı takılayım yani?
Emre V. Lacivertoğlu
31-Ocak- 2012
SÖZLÜK
Şengül Hamamı: Oğlanların buluşup ÇaKıŞtığı hamamların halk arasındaki adı.

Face'min iptal edilme gerekçesi aşağıdaki çıplak resmim
(resmime tıklarsan büyür, tıklamazsan küçük kalır)
(0555 326 22 91 Psikolog Hüseyin Kaçın)
« Son Düzenleme: 10 Mart 2015, 02:35:02 öö Gönderen: psikolog »

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
Face'yi Bıraktım Beter Oldum
« Yanıtla #1 : 02 Şubat 2012, 09:00:59 öö »
yukarda yayınladığım çıplak resmimi - bazı arkadaşlar göremiyormuş -forum a üye olduğunda görüceksin
şimdi aşağıdaki linki tıplayarak hemen üye olabilirsin
evet seni bekliyorum canım ;)
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
2-Şubat-2012
Hüseyin Bey;
3 gündür  günümün tamamı uyumak dışında internetde geçiyor
sabah akşam netdeyim.
tamam hesabım iptal edildikten sonra yeni face açmadım kendime ama yine de netde vakit geçiriyorum.
geçmiş e-mail hesaplarımı kontrol ediyorum 7-8 tane var.
geçmişte face e bağlanmak için açtığım e-maiilerimi kontrol ediyorum
bana kim ne yazmış ben ne yazmışım onları okuyorum.
uzun zamandır görüşmediğim eski koli'lerimin e-maillerini tekrar bulup onlara msj atıyorum.
tel no mu veriyorum.
msn ye giriyorum.
gay sitelerinde vidolar izliyorum.
günümün tamamı yatakda geçiyor.
sadece tuvalete gitmek için yatakdan çıkıyorum.

bence bu tedavi yönteminde bi problem var.
Sen bana Face ini iptal et dedin.
tamam işte iptal oldu yenisini açmadım.
ama ben daha beter bağımlı oldum.
şu anda 15 saattit netteyim.
artık uyumam gerekir.

bu tedavi yönteminde bi tuhaflık var ama çözemedim yoksa bana mı öle geliyor.
Facebook'a girmiyorum senin dediğin gibi???
Hani düzelicektim ???
facebook yok ama ben hala bağımlıyım?????

NOT:
3 gün önce Doğal Beslenmeye başladım, sabahları artık kahvaltı yerine 2 avuç fındık, 2 avuç badem,
 8-9 bütün ceviz, 1-2 adet muz, tahin- pekmez, 2 yumurta,  1 kase yoğurt
karanfill, nane, limon kabuğu, biraz zencefil yiyorum. (hatme çiçeğinin mevsimi değilmiş)


Son günlerde
 bana bişiyler oluyoR sabah aksam gay videoları izleyip duruyorum.
Sanki içimde patlama oluyor, enerji patlaması, yerimde duramıyorum.
Hani düzelicektim Hüseyin Bey,
öle demiştin facebook'u bırak ,  demiştin. Bıraktım
Beter oldum.
Sanki içimde Volkan var, lav saçıyorum etrafa, günde 7-8-9 defa boşalıyorum.

NOT 2:
 benimle iletişime geçmek isteyen arkadaşlara
geçmişte kullandığım e-mail adresim
lacivertemre@hotmail  'i verebilirim.
Tedavi hakkında konuşalım tanışalım kaynaşalım
Emre Volkan Lacivertoğlu
2-şubat-2012
Sözlük
Koli = Yatak arkadaşı
« Son Düzenleme: 23 Aralık 2012, 08:39:31 ös Gönderen: LacivertEmre »

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
Borderline (Bordırlayn) Kişilik Bozukluğu
« Yanıtla #2 : 06 Şubat 2012, 06:47:52 ös »
Ben Bir Borderline (Bordırlayn) Kişilik Bozukluğu Geçiren Vak'ayım
Bunun ne demek olduğunu, aşağıdaki yazıyı  6 Şubat 2012 tarihinde okurken daha iyi fark ettim
Emre Volkan Lacivertoğlu
6-Şubat-2012

Duygularda, insan ilişkilerinde, davranışlarda dengesizlik ve aşırı kaybetme korkusu
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

Borderline kişilik genelde çocuklukta yaşanılan önemli bir kayıp, anne-baba ile olan bağın dengesiz olması, travma, kötü muamele yada duygusal olarak yoksun kalmak gibi tecrübelere dayanmaktadır. Oldukça yaygın görülen bir hastalıktır, toplumun yüzde 2 yada 3 ünün sahip olduğu tahmin edilmektedir.

Eğer Borderline Kişilik Bozukluğunuz varsa, sürekli olarak terkedilme duygusunun yarattığı panik ile mücadele ediyorsunuz demektir. Genel olarak davranışlarınız değişken ve ani hareketlerden oluşur. Duygularınız sürekli değişir, insanlarla olan ilişkileriniz ise yoğun ve fırtınalıdır.

Büyük ihtimalle, değer verdiğiniz insanlara tutunmak için çılgınca bir çaba sarfederken bir yandan da kaybetme korkusundan kaçınmak için önemsizleştirmeye çalışırsınız. Yalnızlık duygularını uzaklaştırmak için çevrenizi insanlar ile doldurursunuz, hatta sevmediğiniz yada anlaşamadığınız insanları bile kabul edersiniz. İnsanlar ile olan ilişkilerinizde strese yol açan olaylar, örneğin maddi zorluklar, ilişkide yaşanan problemler vs genelde hastalığı daha da kötüleştirir.

Borderline kişiliğe sahip kişilerin kendine güven duyguları çok kırılgan olduğu için insanlar tarafından kabul edilmeye yada reddedilmeye karşı aşırı derecede hassastırlar. Eğer bu hastalığa sahipseniz, bir ilişkiniz olsa bile kendinizi dışlanmış ve yalnız hissedersiniz. Olası bir kayıp, ayrılık yada terkedilme ihtimali karşısında kendinizi tehdit altında hissederseniz ve genelde hiddet, aşırı öfke, aşağılama yada sözlü saldırılar ile tepki verirsiniz. Borderline kişiliğe sahip insanların duygularını kontrol etmekte zorlandıkları yaygın olarak bilinmektedir. Ayrıca bazı durumlarda yalnızlık ve terkedilmişlik duygularından kurtulmak için alkol, uyuşturucu, yeme bozuklukları, kendine zarar vermek yada intihara teşebbüs etmek gibi davranışlar görülebilir

Belirtiler

     1. İdealleştirme ile aşağılama arasında sürekli değişen bir ilişki
     2. Tehlikeli boyutlarda kendine güven eksikliği ve dengesizlik
     3. Ruh halinde sürekli ve büyük değişimler.
     4. Aşırı ve yoğun öfke
     5. Kızgın ve saldırgan patlamalar
     6. Ayrılıkta yada kayıp anında panik duygusu
     7. Sürekli olarak kendini boş hissetme.


Tedavi

Kişilik hastalıklarının erken yaşlarda gelişiyor olması ve insanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olması tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kişinin kökleşmiş davranış şekline, yaklaşımlarına, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kapasitelerine değinilmesi gerekir. Genelde kişilik problemleri psikoterapi ile çözümlenebilmesine rağmen, uzun zaman içinde yerleşmiş olan bu duygu, düşünce ve davranış alışkanlıklarını değiştirmek yoğun ve sürekli tekrarlanan bir tedavi ve öğrenme süreci gerektirir.

Örneğin, uzun vadeli psikoterapi Borderline kişiliği olanlar için oldukça etkili olabilir. Fakat ilişkilerde yaşadıkları problemleri düşünürsek, terapi sürecinin oldukça değişken olduğunu ve sabit bir iyileşme eğrisi çizmediklerini belirtmek gerekir. Terapi sırasında devamlı değişen duygulara, aşırı ilgi ihtiyacına ve sürekli tekrarlanan krizlere terapistin dayanması gerekir. Her şey yolunda gitse ve terapist her şeyi doğru yapsa bile, Borderline kişilik bir süre sonra terapiyi ve terapisti aşağılamaya başlayacak ve kızgınlıkla aniden tedaviyi sonlandıracaktır. Bir kaç ay sonra yeniden terapiye dönmesi ile aynı süreçler yeniden yaşanacak ve bu şartlar altında tedavi en azından 2-5 yıl arasında sürecektir.

Bazı zamanlar, özellikle kriz anlarında kişi intihar teşebüssünde bulunabilir. Bu durumda hastanın kısa bir süreliğine hastaneye yatırılması gerekebilir. Eğer kişinin hastalığı ilerlerse ve evde ihtiyacı olan bakım ve ortam sağlanamıyorsa, daha uzun süreli olarak hastanede kalması istenebilir.

Araştırmalar bazı kişilik sorunlarının kişide devam ettiğini ama bazılarının yok olduğunu göstermektedir. Görünüşe göre hayat tecrübeleri ile birlikte hasta karakterinin temel özelliklerini değiştirmeyi öğreniyor. Tedavi uygulandığı zaman ise hastalığın iyileşmesi hızlanıyor. Özellikle kişi tedaviye gönüllü olarak geliyorsa, iyileşmek için çaba sarfediyorsa ve problemlerinin sorumluluğunu üstleniyorsa hastalığın iyileşmesi daha hızlı oluyor. Ama diğer tarafta kişi sorunlarının başkalarından yada çevresinden kaynaklandığına inanıyorsa, sorumluluğunu üstlenmeyi reddediyorsa ve problemlerini çözemeyecek kadar güçsüz ve zayıf olduğunu iddia ediyorsa iyileşme süreci biraz daha uzun zaman alıyor.

 

Çiğdem Alper, MA
Psikoterapist

http://www.hatunca.net/psikoloji-mainmenu-258/kisilik-bozukluklari-mainmenu-108/315-borderline-kisilik-bozuklugu
« Son Düzenleme: 07 Şubat 2012, 03:11:00 öö Gönderen: LacivertEmre »

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
MAYMUN KAFALI İğrenç Mahlukat
« Yanıtla #3 : 11 Şubat 2012, 03:19:37 öö »
11-Şubat-2012
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
Hepinizden iğreniyorum
evet hepinizden iğreniyorum
Belki de kendimden de

Siz ne denyo insanlarsınız öyle a.q
pislikler.

nefret ediyorum tüm insanlıktan.
o.ç. ları.

nerden geldiniz bu dünyaya
siktir olup gidin yaw
cehennemin dibine kadar yolunuz var.

iki yüzlü, kaypak, menfaatperest, iğrenç mahlukat.
hiçbirinizi görmek istemiyorum.

sabah 8 de işte olmam gerekiyor.
ve saat gecenin 3ü şu an
ve ben iğrenç ibneler yüzünden bu saate kadar uyuyamadım.

derdiniz ne a.q çocukları
bu saate kadar beni ne diye uyutmuyorsunuz ???

Yine içtim ben a.q
DERDİM NE???

Akşam Beşiktaş'taydım.
Canım sıkıldı öyle gezindim, oralarda.
Sonra geçen hafta face'im kapanmadan önce yazıştığım esmer kaslı balıkçı çocukla telefonlaştım.
Beşiktaş'ta çalışıyordu.
Gece'nin 2 sinde bitiyormuş işi.
Nasıl bir hayat bu böyle.
Nasıl bir sistem?
İnsanları geceyarılarına kadar çalıştırıp, eline 3-5 kuruş tutuşturmak.
Kapitalizm ! Senden iğreniyorum...

Balıkçı çocuğu bekleyemezdim o saate kadar.
Ben de bizim Patatezci arkadaşı aradım.
Onunla 6 aydır tanışıyoruz.
19 yaşında,  esmer ve kaslı.

Aradım aradım durdum, patatezciyi.
Cevap vermedi.
Böyle yapar benim kardeşim
İşine gelince açar telini işine gelmeyince kapar.

Bi de gece yarıları beni yanına çağırma huyu yok mu !
Lan ben gecenin bi vakti nasıl geleyim senin yanına.
Sabahın köründe işe gidiyorum.

Yine açmadı telini.
Zaten hava buz gibi, donuyorum titriyorum.
Ne yapsam ki ?

Telefon rehberime bakıyorum
Bu gece kiminle konuşsam
Yalnızlığımı kimle paylaşsam
Arayacak kimsem yok ki.
Çünkü geçen gün ani bir kararla milleti silmeye başlamıştım rehberimden.
Gerçi yarı yolda vazgeçmiştim.
Silmesem ne olucaktı ki sanki gecenin bu vaktinde yanımda mı olucaklar?
Hepiniz yalansınız, hepiniz sahte, hepiniz ibnesiniz.

Donuyorum hava buz gibi.
Eve dönüyorum.
Yol boyunca Patatezci kardeşimi arıyorum.
Teli meşgül, başka biriyle konuşuyor.
Yoksa beni mi aldatıyor.
muahahahahaa
Aldatmak
muahahahaha

Sanki evliyiz de aldatıcaz birbirimizi.
Bu ibne aleminde herkes aynı alem.
Hepimiz önümüze çıkanla çakışıyoruz işte.

Geçen gün bir şey duydum, çok komiğime gitti.
Gabile diye bir gay sitesinde yazışırken,
17 yaşındaki bir çocuk, gay dünyasını çok merak ettiğini söylüyordu.
Daha hiç olmamış ilşkisi bir erkekle
erkeklere karşı yoğun bir ilgisi varmış.
Ve bir komşusuna aşık olmuş. O da kendi yaşlarındaymış, 18-19.
Sabah akşam onu hayal ediyormuş.
Ben ona aşığım, ömür boyu onun kollarında olmak istiyorum diyordu.
Bir hayali varmış:
O beni sevsin, ben onu seveyim. Mutlu mesut onunla bir ömür geçireyim.

Zavallı çocuk.
Acıyorum ben böyle kezbanlara.
Her gün başka bir erkekle KOLİ KESİCEKSİN.
bu gerçekle yüzleş artık
ÇÜNKÜ
sen bırakmasan onu, o seni bırakıcak.
Kimse senin kahrını 3 günden fazla çekmicek.
Gay Dünyası, Büyük bir KERHANE'den başka bir şey değil.

Şimdi vardım eve. Tam kapadım kapıyı.
Telim çalıyor. arayan Patatezci kardeşim.
Açıyorum teli.
Diyorki:
"Emre gel, bu gece takılalım.Özledim seni"

Ben fenna kızıyorum içimden bu kardeşime . Lan şimdi mi aranır. Saatledir cevap vermedin. Şimdi arıyon, gel diyon. Bu saate kadar başkasıyla konuştun o olmayınca beni cağırıyon.

Kusura bakma, artık gelemem ben bu saatte.


Emre Volkan Lacivertoğlu
11-Şubat-2012
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Szölük
Koli Kesmek: Cinsel İlişkide bulunmak.
Kezban: Gey alemine yeni düşmüş. Alemin adaplarından cahil, cühela.
Kerhane: Genel Ev : İçinde SERMAYE lerin bulunduğu ev.
Sermaye : offf yaww beni gece gece uğraştırmayın. TDK'nin sözlüğüne bakın bi zahmet öğrenin, bu kelimenin ne oluğunu, ne anlama geldiğini.

YETERRRRRRRRRRRRRRRRRRRR artık uyumak istiyorum, uzayıp gidin artık.

<s3><s3><s3>
Eşcinsel hayatlardan parçalar ve eşcinsel tedavi hakkında
Ayrıntılı Bilgi için aşağıdaki bağlantıyı şimdi tıklayabilirsin
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php#5

ve/veya  Psikolog Hüseyin Kaçın'ı arayabilirsin 0(555) 326 22 91

<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
« Son Düzenleme: 23 Aralık 2012, 08:36:40 ös Gönderen: LacivertEmre »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Facebook Yine İptal Etti Hesabımı
« Yanıtla #4 : 12 Şubat 2012, 11:24:37 ös »
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.

http://www.youtube.com/watch?v=u1iMl9dDm-o&feature=related  tıklayınız


http://www.youtube.com/watch?v=tYzUWd-BFag&feature=related tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
Hatay'a Yanlış Gitmek, Madilik Oluşturur
« Yanıtla #5 : 14 Şubat 2012, 12:00:38 öö »
   

Gacılar, Lubinyalar ! 14 Şubat Tarizler Gününüz kutlu olsun...
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Bugün tarizi olan onunla takılıcak, olmayan en azından koli bulmaya çalışıcak. Onu da bulamayan Hatay'a gidicek.Peki hiç düşündük mü acaba Hatay'a yanlış gitmenin, koli hayatında ve smilyada oluşturduğu madilikler neler?

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) Nedir ?
İlk kez 1998 yılında Dr. Lawrence Sank tarafından tanımlanan; “Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) bazı laçoların ve lubinyaların yatağa yüzüstü (yüzükoyun) pozisyonda uzanarak ve smilyalarını yatağa, yastığa, döşemeye ya da ellerine sürterek "Hatay'a Gitme" alışkanlıklarına verilen isimdir.

Eğer Hatay'a Yanlış Giderseniz, Kolisel Madilik Yaşayabilirsiniz!

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) nedeniyle yapılan başvuruların artması üzerine Kolisel Sağlık Enstitüsü Derneği (KOSED), “Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu” konulu yeni bir basın açıklaması yaptı. Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen KOSED'in basın açıklamasından işte çok çarpıcı başlıklar:

 
Hatay'a Yanlış Gitmek, Madilik Oluşturur

Hatay'a gitmenin , koliselliğin gelişimi için önemli bir ihtiyaç olduğunu ancak doğru gidilmediği takdirde ciddi madilikler oluşturabileceğini ifade eden KOSED Genel Başkanı Cem Gece ; “Kolisel yaşamın gelişimde önemli bir yeri olan Hatay'a gitmek, kişisel keşif yoluyla öğrenilebilen bir kolisel davranış şeklidir. Ülkemizde koliselliğe yönelik tabular nedeniyle laçoların ve lubinyaların çoğunun, Hatay'a gitmeyi keşfetmelerinde ve gitmelerinde yanlışlıklar yaşanabilmektedir.

Ülkemiz insanının, smilyaya verdiği değer oldukça fazla iken, laçonun ve lubinyanın kolisel gelişim sürecinde olması gereken kolisel eğitiminin ihmal edilmesi oldukça ilginçtir. Laçoların ve lubinyaların  Hatay'a gitmeyi yanlış öğrenmesi ve yanlış gitmesi ilerideki koli hayatında çoğu zaman madilik yaşamasına sebebiyet verebilmektedir. Laçoların ve lubinyaların arkalarına yaslanıp smilyalarını bir elleriyle aşağı yukarı sıvazlayarak yaptıkları “Hatay'a klasik gitme”, laçonun ve lubinyanın ileride koli hayatına uyumunu  sağlarken; yatağa yüzüstü (yüzükoyun) pozisyonda uzanarak ve misyoner pozisyonunu taklit ediyormuş gibi smilyalarını yatağa, yastığa, döşemeye ya da ellerine sürterek eğlenceli hale getirmeye çalıştıkları “ Hatay'a Travmatik Gitme” gerçekte smilyada  travma yaratabilen bir metottur.

"Hatay'a Travmatik Giden " laçoların ve lubinyaların ileriki yıllarda kolisel sorunla karşılaşma olasılıkları oldukça fazladır. Yüzüstü bir şekilde Hatay'a gitmek (31)smilyaya ve özellikle de smilya  tabanına aşırı bir baskı uygulanmasına neden olmakta ve giderek alışılan bu etki normal bir koli kesmede aynı şekilde sağlanamamaktadır.

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) tek başına bir kolisel işlev bozukluğuna sebep olmasa bile, ortaya çıkartıcı bir etken olarak rol oynayabilmektedir. (31-TS) yaşayan laçoların ve lubinyaların smilyanın naşlamasıyla ilgili sorunlar yaşamaları, laçoların koli kesmeyi yarım saatten fazla sürdürdükten sonra bile cici naşlatamamaları, smilyaputkadan veya minçodan çıkararak partnerin bacağına ya da yatağa bastırarak cici naşlatmaları mümkündür. Ayrıca partnerlerinin bu durumu rahatsız edici bulmaları nedeniyle ,  çift arasında sorunların ortaya çıkmasına ve çiftin hem koliden hem de birbirlerinden uzaklaşmasına, birbirlerine yönelik öfke duymalarına sebebiyet verebilmektedir. Tüm bunlarla birlikte laçonun veya lubinyanın smilyasına  baskı ve sürtünme yoluyla yaptığı Hatay'a gitme  , smilya damarlarının fizyolojik olarak madilik görme olasılığını artırabilmektedir.” dedi.

Kaynak
Kelavcaya Çeviren
Emre Volkan Lacivertoğlu
14-Şubat-2012

SÖZLÜK
Kelavca: Eşcinsel Jargonu, (Gizli eşcinsel dili)
Tariz: Aşık, sevgili
Koli : 1)Cinsel İlişki 2)Müşteri= Yatak arkadaşı
Koli Kesmek: Cinsel İlişkide bulunmak
Kolisel: Cinsel
Hatay'a Gitmek : Mastürbasyon
Madi: Kötü
Madilik: Kötülük, problem, sorun
Gacı: Kadın
Laço: Erkek
Lubinya: Pasif Eşcinsel.
Smilya: Erkek cinsel organı, Penis
Smilyanın naşlaması: Penisin sertleşmesi, ereksiyon
Cici : Döl, sperm.
Cici naşlatmak : boşalmak
Putka: Kadın cinsel organı, vajina
Minço: Anüs

<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>


« Son Düzenleme: 14 Şubat 2012, 03:38:24 öö Gönderen: LacivertEmre »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: Facebook Yine İptal Etti Hesabımı
« Yanıtla #6 : 24 Şubat 2012, 03:32:33 ös »
En basit ifadeyle, sınır
durumdaki bir kişinin bütün işleyişi şemanın sağ tarafındaki duygulardan kaçmak üzerine
kuruludur. Bunun anlamı, sınırdaki kişinin hayattaki misyonu terk depresyonu duygularından
kurtulmak ve ödüllendirici birimi sürekli olarak aktif tutmaktır.
 
http://www.mastersonkongresi.com/masterson-gunleri/2-masterson-gunleri/bildiriler/26-mgiitr5judithpearsonsinirdakendilikbozuklugu>
 
Hüseyin Bey;
yani benim anladığım WORU dan kaçıp
sürekli RORU talep etmek.
 
Olay bu yani sürekli ödüllendirilmek için yaşamak.
Bu teori de benim bütün hayatımı açıklamaya yetiyor.
 
Ödül almak için , kendim için değil, kiminle ilişkide bulunduysam onların arzuları için yaşayarak ödül alma beklentisi.
 
Eee şimdi ne yapayım yani????
Bu böyleyse böyledir. Yapacak bişey yok.
 
Benim dünyam böyle kurulmuş. Ben bundan memnunum.
Terapiye merapiye de gerek yok
 
İşi gücü olmayan bi ton adam ( Masterson ve benzerleri) bütün ömürleri bu abuk sabuk şeyler için mi harcamışlar.
Kafayı sıyırmışsınız yaw sizin başka işiniz mi yok?
Bırakın bu tür işleri. Titreyip kendinize gelebilirdiniz.
Kısaca diyorum ki
 
"Hayat boş pompala çoş"


24 Şubat 2012