Son İletiler

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10
61
Bizim kurumdaki evlenememislerde o kendini kaybetme yok mesela. Gözlemci gibiler adeta. Oyunu oynamıyorlar sanki, sadece izliyorlar. Oyuncu değil izleyiciler. İşte o izleyicilikten oyunculuğa geçince çok şey değişiyor gibime geliyor. Sahne benim sahnem, ışıklar beni gösteriyor, oyuncu benim demek çok önemli. Yoksa kendini soyutlayınca olmuyor. İzleyicilik gerekli ama yeterli değil. İstediğimiz kadar matkap kullananları izleyelim, kendimiz kullanmadıkça öğrenemeyiz.
62
Çalıştığım kurumda kadınlar bitmez tükenmez bir iletişim halindedir. Çaylar içerler, kahveler içerler, evlilik konuşurlar, doğum konuşurlar, konuşurlar da konuşurlar... Kadınların birbirine olan ihtiyacı erkeklerin birbirine olan ihtiyacından daha fazla sanki. Hele bir de ölüm, evlilik, doğum gibi büyük bir olay yaşanmayagörsün... Hepsi toplanır, büyük bir toplantı yaparlar ve saatlerce konuşurlar. Çalıştığım odada bugün biri kırk, biri otuz beş, biri yirmi beş yaşında olmak üzere üç kadın konuşuyordu. Konu daha çok evlilik gibiydi ve bekar olan yirmi beş yaşındakini ilgilendiren pek bir şey yoktu ama o kız konuşulanları hipnotize olmuş gibi dinliyordu adeta o büyük kadınlardan kadınlık öğreniyordu. Orada eşcinsel bir kadın olsaydı direk kendini soyutlar, hiçbir konuşmaya katılmazdı herhalde. Bir de kurumda iki tane evlenmemiş bayan var. Nedense onların kadınlığı eksik geliyor bana, diğer kadınlarla çok yüzeysel iletişim kuruyorlar, derine inmiyorlar, diğer kadınlarla konuşurken kendilerini kaybetmiyorlar. Kadınlıkları eksik kalmış da ondan evlenememişler gibime geliyor. Diğer kadınlara nazaran çok daha cansız ve donuklar. Kendi cinsiyetinin cinsiyet rollerini benimseyememis insanlar ister eşcinsel olsun, ister düzcinsel daha donuk ve yavan oluyor.

Kendi hikayemden de bahsedeyim. Annesinin başörtüsünü takan, eteğini giyen bir erkek çocuğuydum ben. Ama sonra taşraya taşındık daha eril bir ortam vardı orada. Sonra sekiz yıl erkek yurdunda kaldım. Hemcinslerime karşı ne kadar duvar orsem de bana bir şeyler geçmiş olmalı ki bekleme odasındayken diğer danışanlar hal ve hareketlerimlerimin erkeksi olduğunu söylüyorlardı. Şu an hemen hemen tüm erkek konularını konuşabilirim. Para, araba, tamirat, din, siyaset... Halen zorlandığım oluyor ama zorlukların üzerine gitmemiz gerekiyor.

Velhasıl hocam erkeklik erkeklerden, kadınlık kadınlardan öğreniliyor. Kadın gibi olmak istiyorsan zorlansan da canın yansa da saatlerce, günlerce, yıllarca kadın ortamlarında bulunman lazım, büyük bir sabır göstererek... Başka bir çözümü yok gibime geliyor.
63
Hüseyin KAÇIN / AFFEDİCİ'NİN AFFIYLA
« Son İleti Gönderen: psikolog 29 Mart 2024, 01:15:02 öö »
AFFEDİCİ'NİN AFFIYLA

yağmuru yaratan Allah
taneler içinde damlaların özünde
bereketi de yaratmışsa
acıdan akan gözyaşlarında
tebessümleri gizlemiş saklamıştır


ağladıkça bahar bahçemiz
içimizde cenneti yaratan Allah
yüzümüzü de gönlümüzü de güldüren

koşun çocuklar koşun
göklere doğru uçun
meleklerin kanatlarına sığındıkça

kapısından içeri gireceğiz
cennetin
nisan ayının bereketiyle
çicek açan ağaçların aşkıyla
sarıp sarmalayan sevdaların
yüzü suyu hürmetine


kuş olup gideceğiz
bu dünyadan
affedici'nin
affıyla....

29 Ayşe Nisan 2024
01:10
İstanbul
64
Eşcinsellik kimine göre İslam'da yasak, azınlıkta kalan bir gruba göreyse değil. Kimine göreyse, tıpkı alkol kullanmak, yalan söylemek gibi bir günah ve kişinin kendisini bağlar. Sizce hangisi doğru?

Eşcinsel terapi sürecinde konuya, dini bir bakış açısı sunulmaz. Ancak psikolojik gelişim süreçleri açısından iyileşme arayışında bulunan kişiye yaklaşılır. Dini kavramlar bu süreçte irdelenmez. Eşcinsel bireylerin iyileşme sürecinde konuya dini açıdan yaklaşmaları istenmez, çünkü eşcinsel eğilimleri olan kişiler, bu olaya Lut kavmi, haram, cehennemde yanmak düşünceleri ile yaklaşırlarsa, bu düşünceler sadece eşcinselleşme sürecini hızlandırır ve kalıcı hale getirir.

Din adamlarının eşcinsellik konusundaki yaklaşımları eksik ve yetersizdir. Ayrıca bu kişiler, eşcinselliğe çözüm getirmek yerine tam tersine dindar eşcinseller kavramını kabullendirmektedir.

Eşcinsel yönelimi olan kişiye sabır telkininde bulunmak ve bu duyguların varsa günaha girmeden hayatını sürdür, kadına ilgin yoksa evlenmeden sabret, cennette karşılığını alacaksın gibi tavsiyelerde bulunmak, "dindar eşcinseller" kavramını pekiştirmektedir. Dini bakış açısı sadece eşcinsel gelişim sürecinde koruyucu bir etki yaratabilir fakat asla iyileştirici bir sürece yönlendirmez. Eşcinsel eğilimleri ya da yaşamı olan birey bu durumdan rahatsızlık duyuyorsa çözüm eşcinsel tedavi konusunda deneyimli bir psikologla terapi görüşmesine başlamasıdır. https://www.habervakti.com/din-adamlarinin-escinsellik-konusundaki-yaklasimlari-eksik-ve-yetersizdir/amp
65
Eşcinsellik kimine göre İslam'da yasak, azınlıkta kalan bir gruba göreyse değil. Kimine göreyse, tıpkı alkol kullanmak, yalan söylemek gibi bir günah ve kişinin kendisini bağlar. Sizce hangisi doğru?

Eşcinsel terapi sürecinde konuya, dini bir bakış açısı sunulmaz. Ancak psikolojik gelişim süreçleri açısından iyileşme arayışında bulunan kişiye yaklaşılır. Dini kavramlar bu süreçte irdelenmez. Eşcinsel bireylerin iyileşme sürecinde konuya dini açıdan yaklaşmaları istenmez, çünkü eşcinsel eğilimleri olan kişiler, bu olaya Lut kavmi, haram, cehennemde yanmak düşünceleri ile yaklaşırlarsa, bu düşünceler sadece eşcinselleşme sürecini hızlandırır ve kalıcı hale getirir.

Din adamlarının eşcinsellik konusundaki yaklaşımları eksik ve yetersizdir. Ayrıca bu kişiler, eşcinselliğe çözüm getirmek yerine tam tersine dindar eşcinseller kavramını kabullendirmektedir.

Eşcinsel yönelimi olan kişiye sabır telkininde bulunmak ve bu duyguların varsa günaha girmeden hayatını sürdür, kadına ilgin yoksa evlenmeden sabret, cennette karşılığını alacaksın gibi tavsiyelerde bulunmak, "dindar eşcinseller" kavramını pekiştirmektedir. Dini bakış açısı sadece eşcinsel gelişim sürecinde koruyucu bir etki yaratabilir fakat asla iyileştirici bir sürece yönlendirmez. Eşcinsel eğilimleri ya da yaşamı olan birey bu durumdan rahatsızlık duyuyorsa çözüm eşcinsel tedavi konusunda deneyimli bir psikologla terapi görüşmesine başlamasıdır. https://www.habervakti.com/din-adamlarinin-escinsellik-konusundaki-yaklasimlari-eksik-ve-yetersizdir/amp
66
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
Ben küçükken istismar edildim
67
Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) / Ölene kadar Bakir.
« Son İleti Gönderen: Kdr_51 26 Mart 2024, 07:31:32 ös »
bundan 5-6 sene önce 17-18 yaşlarımda artık kendim cinsellik yaşayabiliceğimi özgür olduğumu düşünüyordum. her gece farklı bir erkekle cinsellik yasamayi düşünüyordum. Amerika rüyası gibi. ve bunu az kalsın faliyete geçiricektim.! sonra annem internetten hüseyin kacini buldu... ve işte o zaman psikolog bana iyiki cinsellik yaşamamışsın eşcinselliğin ilerliyebilir çabuk düzelemezsin demişti. 6 sene sonra hayla eşcinsel hislerim var.  vajinaya ilgim yok. ve hayla cinsellik yaşamadım hiçkimseyle. ve artik cinsellik yaşamak benim için imkansizlaşti. her gece ağlamaktan yoruldum. özgürlüğüm elimden alındı. cinselliğimin engellenmesi beni hayattan kopartti, şuanki düşünce yapım ölene kadar bakir yaşamak. boğazim düğümleniyor bunları yazarken. cinsel hayatim çalındı. ve bana düzeldikten sonra birde evlilik sunuluyor. çok komik. ben bunca eziyeti evlenmek için mi çektim ? ben psikologa gelmeden önce özgürce sex yapabilicektim. bana düzeldikten sonra evlilik vaad ediliyor. psikolog dindar danışanlar dindar hepsi. özgürlügüm elimden alindi.


Hüseyin hocam'ın isteği ile neden düzelemediğimi başka bir boyutta anlatmak istiyorum.
Öncelikle annem bana aşırı düşkün birisi.
Ve aşırı baskıcı biriydi, ama artık değil, benden çok çekti o anlamda baskısını düşürttüm onun, mesela din yönünden bana çok baskı uygulardi eskiden. Şimdi porno yıldızı olucam desem bile bişey diyemez artık :) cünkü "BIKTIRTTIM."

Herneyse baba diye bir figür hayatımda hiç olmadı aksine, baba sürekli döverdi her 2 haftada bir "DAYAK" yediğimi, her 2 günde bir inanılmaz kalp kırıcı "AZAR" işittiğimi bilirim.
hiçbir zaman bana değer verilmedi, lise hayatım hiç olmadı. sadece ailemin kölesiydim.
Annem aşırı düşkün bir insan, benim giyeceğim kıyafete kadar heyşeyimi yönetir, 18 yaşıma kadar saçımı annem kesti, hiç berbere gitmedim 18e kadar.

Sanırım cinselliğe bu kadar tapmamın sebebi lise hayatımın olmaması ve asosyal olmam.

https://escinselterapi.net/forum/index.php?topic=2299.0 linki tıklayınız



68
terapiye başlama nedenim evlenmek değildi. evlenmek kelimesinden tiksiniyorum. ben özgür irademle cinsellik yaşamak istiyorum. tek gecelik cinsel ilişkiler yasamak istiyorum. psikoloğum ve danişanlari %80 oranında dindar. danışanların dindar olması beni etkiliyor. ya bende onlar gibi düzeldikten sonra evlenmek gibi saçmalık birşeyi düşünürsem ? ya özgürlüğüm elimden alınırsa. ben bunca zamandır sevişmeyi bekliyorum. gay ilişki yaşamadim ve düzeldikten sonra  her gece farkli bir kadinla sikişmek istiyorum. bu benim en doğal hakkim. ama bunun için onay alamiyorum. yada cevremdeki dindar insanlar beni etkiliyor. ve düzelemiyorum
69
insanlardan onaylanma duygum var.
kendi istediğim hedefleri düşünürken bile canım acıyor, hedefim eşcinsel terapide düzeldikten sonra özgürce cinsellik yaşamak. Yani zina yapmak. ama bunun düşüncesi bile boğazımı düğümlüyor çünkü psikologum Hüseyin kacin' bunu önermediğini söylüyor. ve cevremdeki herkes çok dindar. bu psikolojimi etkiliyor. kendi kararlarımı veremiyorum. ateist veya deist olmak sadece lafta olmuyor. kendimi sürekli bogazim düğümlenirken buluyorum. daha kadinlardan bile hoşlanmazken gelecekteki olucak olaylar beni etkiliyor
 terapiyi ilerletemiyorum psikologum danişanlara evliliği öneriyor. ben bunu kendim seçmek istiyorum tek gecelik cinsel ilişkiler yaşamak istiyorum ama psikolog önermiyor ve bu onay alma duygusu beni terapiden düşürüyor. kendi kendime gittiğim yol yol değil bırak böyle kal diyorum kendime. daha önce hiçkimse ile cinsel duygusal bir birlikteliğim olmadı kız erkek dahil hepsi. şuanki hedefim ÖLENE KADAR BAKİR YAŞAMAK.
70
Eşcinsel Terapi ile ilgili tepkiler / Ynt: TIP FAKÜLTESİ: EŞCİNSELLİĞİN TERAPİSİ
« Son İleti Gönderen: psikolog 26 Mart 2024, 10:44:04 öö »
Başka eklemek istediğin bir şey var mı bana ayırdığın süre azalıyor, sözümü tutmak seni azat etmek isterim.
Bir şeylere geç kalındı, ben ailem yüzünden böyle oldum diye bakılıyor en iyimser ama hali hazırda bu durumundan rahatsız olanları motive edecekleri bir kitap olmalı. Kendinin sıradan olduğunu özel olmadığını uzaylı olmadığını anlayınca sorunları çözmek kolaylaşıyor o yüzden benzer şeyleri yasayanlara dokunacak bir kitap olmalı bu. Ben onları bir psikolog ofisinde benim gibi randevularını beklerken bulduğumda acayip bir şaşkınlık ve aydınlanma yaşamıştım.
Eylemleri benliğine mal eden insanlarız biz. Hata yapmamalıyız. Buna yönelmeleri de işte bundan çıkıyor, sorunumu kimse çözemez. Kimseye sorunumu söyleyemem. Anlasalar bilseler ki yalnız değilsin, özel değilsin bu sorunları istersen çözebilirsin, başkaları da yaşıyor ve belli bir terapiyle çözülüyor mesajı çıkmalı kitabınızdan. Örnek teşkil etmeli ailelere değil kendi başına bu sorunu çözen benim gibilere varlığımızı duyurmalı çünkü görüyorsunuz her zaman aile çözmüyor hatta sorunun kendisi aile oluyor biz kendi göbek bağımızı kendi kesen gençleriz.
Aldım kabul ettim Bülent eyvallah. Kıymetli katkın için çok sağol. Konuşmaya başladığımızdan beri sürekli inşallah diyorsun ya, bu kadar çok deme. Onun yerine başarırım ben de çözerim de ki bu Allah’ı daha mutlu eden bir şey, çünkü verdiği zekâyı gücü kullanacağının göstergesi. Sürekli inşallah diyerek işi Allaha bırakmadığının, emek verdiğinin göstergesi. Zaten sen bunu başarmışsın. Şükür.



Toplumu aykırı insanlar geliştiriyor siz de onlardan birisiniz çok tepki alacağınızı bilerek bu kitabı yazmanız çok önemli, çünkü ben içindeyim konunun ama siz dışındasınız ve sizin gibi dışında olanlara bizim yaşadıklarımızı ve bizimle iletişen sizin kendi deneyiminizi anlatmanız çok önemli ve dilerim dokunur ruhlara.


Ruhuna dokunulmamış bir çocuğun dokunulmayan ruhlar için iyi dileklerde bulunması ‘’konunun içindekilere’’ yalnız değilsiniz , ‘’konunun dışındakilere’’ her şeyin bir çözümü var deyişi çok farklı bir tecrübeydi benim için.
Günün geri kalanında ebeveyn olmanın anlamını daha fazla kurcaladım. Kendi tatminimiz için çocuklarımıza takındığımız tavrınların, kendi travmalarımızın harabelerini temizlemeden çocuklarımızı yetiştireme çabamızın sonucu enkazlarımız altında kalarak büyüyen gençleri inşa ediyor. Gelecek ve toplum açısından bakılınca bu çok endişe verici.
ETKILI BIR GORUS VE SON EKLEYECEGIM BUNA ZATEN ILK YAZIM BU TEKRAR OKUMAM LAZIM

Sayfa: 1 ... 5 6 [7] 8 9 10