1
Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) / Ynt: Penis Fetişizmi Ve Utanç, Zihin Kodlarım
« : 26 Nisan 2024, 09:34:58 ös »
Evet.
Gerçek dünyayla hesaplaşmanın, tanışmanın zamanı çoktan geldi. Şuana kadar kendi kurduğum zihin oyunlarıyla, rollerle, savunma mekanizmalarıyla ancak buraya kadar gelebildim, iyi de geldim hatta. Ama buradan sonrası için reel dünyanın gerekliliklerini görmezden gelmek ya da bu gerekliliklerine karşı savaşmak benim eril kimliğim lehine olmaz.Bundan sonra kendi kurduğum oyunların değil hayattaki rolümü oynamanın sırası. Gerçek dünya, var olabilmem için ne istiyorsa, diğer erkekler gibi bunu göğüslemeye hazırım.Diğer erkeklerden bir eksiğim mi var? Yok, hatta gereksiz fazlalığım var. Onları atmak bana gerçek hayata karşı hafiflik sağlayacaktır. Aşırı detaycı bi kaygı yapılanması kesinlikle atılması gereken bir fazlalık.
Şuan ilk hedef ve ilk hayal olarak bulunduğum şehir dışında iyi bir üniversite kazanıp gerçek dünyaya adım atmalıyım.HK bana sen Bursa'da kalmamalısın, sen Bursa'da kaybetmiş bir adamsın dedi.Bu yorum farklı bir yorum. İstanbul'da kazanmak için Bursa'da kaybetmek lazım. Tıpkı Mekke'de kaybedip Medine'yi kazanmak gibi.Günün sonunda Mekke'de kazanılıyor tabi. Şimdi benim içinde aynı.
Şuana kadar aleyhime çalışan tüm sistemlerimi lehime çevirmek için bir oto kontrol sistemi kuruyorum. İç ses dediğimiz manevi açıdan şeytanın sesi dediğimiz bir Allah'ın kulunun işine yaramayan boş sözleri içimde itibarsızlaştırıyorum. Bu sese kendi sesiyle ses katan kim varsa, anam olsun babam olsun ,dinlememek ,aldırış etmemek benim için bir numaralı kuraldır.Şuana kadar dinledikte ne oldu!
Salak saçma insanlara yatırım yapmaktan da artık kendimi men ediyorum.Basit müdahalelerle düzelecek hikayelere neden kimse müdahale etmiyor diye yakınır kendim müdahale ederdim, boyumun ölçüsünü aldım.Canım yanacak kadar verdim bugüne kadar.Bir sistem var müdahale etmemek lazımmış.Müdahale etmemek kayıtsızlık değil akıllılıkmış, bir bildikleri varmış insanların. Basit insanların basit sorunları çözülse de bir karşılığı yok. Neden bu basitliği Allah onlara vermişte bana zorunu vermiş diye tefekkür ederdim meseleyi anladım Allah'ım. Hayatta insan sadece kendi kaderinde yol alabilirmiş. Süreç içerisinde sadece Ben ve Allah diyebilmek kulların nankörlüğünden koruyormuş.
Öğreniyoruz ,canım acısa da içim kan ağlasa da kendi doğrularımla hayatın gerçekliği arasında çelişki yaşayarak tecrübe kazanıyorum. Bunlar olacak ki gelişim kaydedilsin.
Bizim gibi olanlar asıl yapılacak olana yönelemediğinde problem başlıyor. Her zaman yapılması gerekeni biliyordum. Ama yapmamak için bahanelerim ,çeşitli düşünce kalıplarım beni otobanda düpdüz ilerlemek yerine kentin ara sokaklarında gezinmeye sürükledi. En çokta bu bilinçte olupta kendi aleyhime olanı seçmek beni yaralıyor.
Dernekteyken orası doğru değildi, biliyordum
Ona abi derken o doğru biri değildi, biliyordum
Ona dost derken o yanlış biriydi, biliyordum
Ama şaşırtır beni dünya diyordum, şaşırtmadı.
Bunu bana bilinç yaptırdıysa şimdi üst bilincimle artık bu oyunu oynamamaya karar verdim.Hani bir ben vardır bende ,benden içeri derler ya işte o hesap.
Şimdi üst bilincimi dinlemenin vakti geldi.HK zeki adam, bana dedikleri üst bilincime göndermeydi, yani yakalandım:), yakalandıktan sonra da oyun sarmıyor biliyorsunuz. Ee bundan sonra zaman kaybetmenin lüzumu da yok.
Bütün bu laga lugaları bırakırsak ve erkek olma işine gelirsek.Tek gerçek şuan ders çalışmak.Şuan çalışıyorum, bu yazıyıda çalışmamı oturduktan sonra yazıyorum.Ders dışındaki her şey birer şeytan tuzağı, ders çalışmamı engelleyecek her kaygı bir şeytan tılsımı. Kendimi karada gemi yapan bir Nuh (aleyhisselam) gibi hissediyorum.Eminim onun kulağınada şeytan eğilip karada gemi mi yapılır, delirdin mi, mantıklı mı şu yaptığın demiştir. Bana da türlü şeyler diyor. Ama o gemi yapıldı Hz.Nuh üzerine düşeni yaptı, Allah'ta denizi ayağına getirdi, şimdi ders çalışmaya devam, sorgulamak haddimize değil, hayıflanmak haddimize değil, günü geldiğinde denizin ayaklarımıza getirileceğine inanmak gerekiyor.Bu işi ben böyle ele alıyorum bundan sonra. Direnç yıkılıyor..
Allah kulunun emeğini, çabasını zayi etmez.
Elindekini kimseyle paylaşmayacaksın.Bencil olacaksın.Güçleniyorsun şuanda.Vereceksende ilerde güç olduktan sonra birer birer değil toplumsal olarak vereceksin.
Oyuncaklarımı paylaşmaya çok alışmışım ben anlayacağınız, şimdi geri getirirler mı bilmem ama ben beklemiyorum.Bundan sonra da nah veririm ama.
Gerçek dünyayla hesaplaşmanın, tanışmanın zamanı çoktan geldi. Şuana kadar kendi kurduğum zihin oyunlarıyla, rollerle, savunma mekanizmalarıyla ancak buraya kadar gelebildim, iyi de geldim hatta. Ama buradan sonrası için reel dünyanın gerekliliklerini görmezden gelmek ya da bu gerekliliklerine karşı savaşmak benim eril kimliğim lehine olmaz.Bundan sonra kendi kurduğum oyunların değil hayattaki rolümü oynamanın sırası. Gerçek dünya, var olabilmem için ne istiyorsa, diğer erkekler gibi bunu göğüslemeye hazırım.Diğer erkeklerden bir eksiğim mi var? Yok, hatta gereksiz fazlalığım var. Onları atmak bana gerçek hayata karşı hafiflik sağlayacaktır. Aşırı detaycı bi kaygı yapılanması kesinlikle atılması gereken bir fazlalık.
Şuan ilk hedef ve ilk hayal olarak bulunduğum şehir dışında iyi bir üniversite kazanıp gerçek dünyaya adım atmalıyım.HK bana sen Bursa'da kalmamalısın, sen Bursa'da kaybetmiş bir adamsın dedi.Bu yorum farklı bir yorum. İstanbul'da kazanmak için Bursa'da kaybetmek lazım. Tıpkı Mekke'de kaybedip Medine'yi kazanmak gibi.Günün sonunda Mekke'de kazanılıyor tabi. Şimdi benim içinde aynı.
Şuana kadar aleyhime çalışan tüm sistemlerimi lehime çevirmek için bir oto kontrol sistemi kuruyorum. İç ses dediğimiz manevi açıdan şeytanın sesi dediğimiz bir Allah'ın kulunun işine yaramayan boş sözleri içimde itibarsızlaştırıyorum. Bu sese kendi sesiyle ses katan kim varsa, anam olsun babam olsun ,dinlememek ,aldırış etmemek benim için bir numaralı kuraldır.Şuana kadar dinledikte ne oldu!
Salak saçma insanlara yatırım yapmaktan da artık kendimi men ediyorum.Basit müdahalelerle düzelecek hikayelere neden kimse müdahale etmiyor diye yakınır kendim müdahale ederdim, boyumun ölçüsünü aldım.Canım yanacak kadar verdim bugüne kadar.Bir sistem var müdahale etmemek lazımmış.Müdahale etmemek kayıtsızlık değil akıllılıkmış, bir bildikleri varmış insanların. Basit insanların basit sorunları çözülse de bir karşılığı yok. Neden bu basitliği Allah onlara vermişte bana zorunu vermiş diye tefekkür ederdim meseleyi anladım Allah'ım. Hayatta insan sadece kendi kaderinde yol alabilirmiş. Süreç içerisinde sadece Ben ve Allah diyebilmek kulların nankörlüğünden koruyormuş.
Öğreniyoruz ,canım acısa da içim kan ağlasa da kendi doğrularımla hayatın gerçekliği arasında çelişki yaşayarak tecrübe kazanıyorum. Bunlar olacak ki gelişim kaydedilsin.
Bizim gibi olanlar asıl yapılacak olana yönelemediğinde problem başlıyor. Her zaman yapılması gerekeni biliyordum. Ama yapmamak için bahanelerim ,çeşitli düşünce kalıplarım beni otobanda düpdüz ilerlemek yerine kentin ara sokaklarında gezinmeye sürükledi. En çokta bu bilinçte olupta kendi aleyhime olanı seçmek beni yaralıyor.
Dernekteyken orası doğru değildi, biliyordum
Ona abi derken o doğru biri değildi, biliyordum
Ona dost derken o yanlış biriydi, biliyordum
Ama şaşırtır beni dünya diyordum, şaşırtmadı.
Bunu bana bilinç yaptırdıysa şimdi üst bilincimle artık bu oyunu oynamamaya karar verdim.Hani bir ben vardır bende ,benden içeri derler ya işte o hesap.
Şimdi üst bilincimi dinlemenin vakti geldi.HK zeki adam, bana dedikleri üst bilincime göndermeydi, yani yakalandım:), yakalandıktan sonra da oyun sarmıyor biliyorsunuz. Ee bundan sonra zaman kaybetmenin lüzumu da yok.
Bütün bu laga lugaları bırakırsak ve erkek olma işine gelirsek.Tek gerçek şuan ders çalışmak.Şuan çalışıyorum, bu yazıyıda çalışmamı oturduktan sonra yazıyorum.Ders dışındaki her şey birer şeytan tuzağı, ders çalışmamı engelleyecek her kaygı bir şeytan tılsımı. Kendimi karada gemi yapan bir Nuh (aleyhisselam) gibi hissediyorum.Eminim onun kulağınada şeytan eğilip karada gemi mi yapılır, delirdin mi, mantıklı mı şu yaptığın demiştir. Bana da türlü şeyler diyor. Ama o gemi yapıldı Hz.Nuh üzerine düşeni yaptı, Allah'ta denizi ayağına getirdi, şimdi ders çalışmaya devam, sorgulamak haddimize değil, hayıflanmak haddimize değil, günü geldiğinde denizin ayaklarımıza getirileceğine inanmak gerekiyor.Bu işi ben böyle ele alıyorum bundan sonra. Direnç yıkılıyor..
Allah kulunun emeğini, çabasını zayi etmez.
Elindekini kimseyle paylaşmayacaksın.Bencil olacaksın.Güçleniyorsun şuanda.Vereceksende ilerde güç olduktan sonra birer birer değil toplumsal olarak vereceksin.
Oyuncaklarımı paylaşmaya çok alışmışım ben anlayacağınız, şimdi geri getirirler mı bilmem ama ben beklemiyorum.Bundan sonra da nah veririm ama.