Gönderen Konu: ERTUĞRUL TULPAR: Annem Yatağıma Girdi (TECAVÜZ) Lacivert Emre'nin Son Yazısı  (Okunma sayısı 4090 defa)

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
::..Fenaa-Bekaa /Yaşam-Ölüm/ Anne-Tecavüz..::
Dün akşam iş çıkışı
Karşıya geçtim
Nadiren geçerim karşıya
Bu sefer değişiklik olsun dedim.
Kadıköy sokaklarında gezindim.
Bahariye Caddesi'nden geçerken Pinokyo satan dükkana şöyle uzaktan bir baktım.
Ara sokaklara daldım.
Etraftan güzel kokular yayılıyordu.  Şu nargile dumanı da ne güzel de kokar.
Gençler muhabbet ediyorlar.
Az daha ilerledim, hava kararıyor, serinliyor.
 
İlerde Ermeni Kilisesinin önünde millet toplanmış, birşeyler izliyorlar.
Onların arasına girdim.
Bir grup genç, şarkı söylüyor.
görüntüleri tuhaf.
Uzun sakallı, esmer, uzun boylu 20-25 yaşlarında
5-6 erkekten oluşan grup şarkı söylüyor, birinin elinde def var.
Biri gitar çalıyor, diğerleri başka başka müzik aletleri...
 
Durdum, dinliyorum.
bunlar farklı...
Anlamadığım bir dilde söylüyorlar.
Sanırım Zazaca, belki de Sorani yada Kırmançi.
müziğin ritmiyle kendimden geçiyorum
kendimi akışa bırakıyorum, gözlerim kapalı.
Bir taraftan melodileri dinlerken diğer taraftan
zihnimde çeşitli görüntüler oluşuyor...
Kırlar, uçsuz bucaksız kırlar...
Parlak gökyüzü
Derinlik
Ferahlık
Hep devam etsin bu huzur
Sonsuz neşe, mutluluk ...
Hiç bitmesin bu şarkı
Beni alıp götürüyor, bilmediğim diyarlara.
 
Böylece dakikalar geçiyor.
Zaman zaman gözlerimi açıyorum
Bu rüya mı?
Değil
Gerçek.
 
Biri bitiyor diğeri başlıyor.
 
Artık gitmeliyim evime.
ayrılmak zor olsa da
bırakmalıyım
Her şeyin bir sonu var.
her şey gelip geçici.
Etrafımızdaki her şey.
Fani.
Benim sevdiğim herkes bir gün ayrılıcak bu dünyadan
tıpkı
beni seven herkesin ayrılacağı gibi.
Evet
Bu gerçek...
Boşluk
Fani
Fenaa
YOKLUK
***
 
Eve vardığımda
kendimi her zamankinden daha yorgun hissediyordum.
O kadar yormuş ki beni bu düşünceler
Kendimi yatağa atarken
başım yastığa 2 karış kala
Derin ama çok derin bir uykuya dalmışım.
 
***
Sabah her zaman ki
sahte mutluluğum , sahte güler yüzümle
ve etrafıma gülücükler saçarak
işe gittim.
Pozitif enerji veriyorum ki
Evren de bana pozitiflik yansıtsın.
Birlik-beraberlik
Chi enerjisi
Yeşil enerji
Prana
Bağlantılı Nefessss
Zihnini temizle
duyguları serbest bırak
Gülümse
gülümseee
 
Sabah erkenden dükkandayım.
Arkadaşlarla muhabbet ediyoruz,
ordan burdan.
daha iş başlamamış.
Çay içiyoruz.
 
Aklıma geldi dün akşamki
"Simurg Müzik Topluluğu" nun verdiği
sokak konseri
melodiler, akış.
Tekrar yaşamak için
o eşsiz titreşimi
"Simurg"tan aldığım müzik CD'sini
takıyorum bilgisayara
başlıyorum dinlemeye.
Canlı dinlemek başkaydı tabii ki.
aynı etkiyi yapmıyor bilgisayardan dinlemekle.
Yine de duygulandım.
Kendimi verdim anlamadığım dildeki şarkılara.
Zihnimde canladı
Kadın İmgesi
Anne
Annesizlik
Sevgisizlik
Şefkatten uzak geçen çocukluğum
Baba sertliği
Cezalandırıcılık
Otorite
 
Hüzünlendim.
Kalbimi kaplayan hisler
Gözlerimi doldurdu.
Bu hislerle meşguliyetim bitmek üzereyken
birden bu sabah gördüğüm rüyayı hatırlıyıveriyorum.
İrkiliyorum.
 
Sabah ne görmüştüm ben öyle.
Yatağımın bir yanı duvara yaslıymış.
Ben, sırtım duvara dönük yatıyormuşum.
Ve yatağıma bir kadın giriyor.
Büyük göğüslü.
Şişmanca.
Şimdi yatakda bu kadınla yüz yüzeyiz.
Ben kadının önüne deymemek için, arkamı duvara doğru yaklaştırdıkça yaklaştırıyorum
Kadınla temas olmasın diye uğraşıyorum.
Çünkü
Bu kadın, benim Annem.
 
Emre Volkan LACİVERTOĞLU
9-Haziran-2012

SÖZLÜK
Fena: (beka'nın zıddı) yokluk. yok olma. * geçici dünya. * geçip gitme. * tasavvufta: kendi varlığından geçmek. * kötü. * devamlı olmayan. * çok kocamış olmak.

Simurg Müzik Topluluğu:
Dün akşam Kadıköy sokaklarında ilk defa dinleme fırsatını bulduğum; Kürtçe, Türkçe ve Ermenice ezgileriyle , yaşayan kültürlerin sesi olmaya çalışan ve 'Sanat Sokakta' sözünü kendine şiar edinen müzik topluluğu.
www.facebook.com/events/262713123801536/

Lacivert Emre'nin Diğer Yazıları
Eşcinsel Tedavi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=360.msg782#msg782
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=360.15

Eşcinsel Oyunları
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=362.msg792#msg792

Eşcinsel Tedavi Seansları II
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=376.msg1924#msg1924

Facebook Yine İptal Etti Hesabımı
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=926.msg1937#msg1937

24/07/2010 tarihli Eşcinsel Terapi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=450.msg1141#msg1141

Eşcinsel Grup Terapisi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=459.msg1178#msg1178

Fenaa Bir Rüya
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=1002.msg2321#msg2321

« Son Düzenleme: 10 Mart 2015, 02:34:31 öö Gönderen: psikolog »

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
Simurg Efsanesi Nedir?
« Yanıtla #1 : 12 Haziran 2012, 11:01:02 öö »
Simurg Efsanesi Nedir?
http://www.toplumdusmani.net/modules/wfsection/article.php?articleid=1112
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg ( Zümrüd-ü Anka ya da batıda bilinen adıyla Phoenix ), Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş.Bu kuşun özelliği gözyaşlarının şifalı olması ve yanarak kül olmak suretiyle ölmesi, sonra kendi küllerinden yeniden dirilmesidir.....

Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için ise yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş, hepsi birbirinden çetin yedi vadi... İstek, aşk, marifet, istisna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri...

Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş...

"Aşk denizi"nden geçmişler önce...". "Ayrılık vadisi"nden uçmuşlar...". "Hırs ovası"nı aşıp, "kıskançlık gölü"ne sapmışlar... Kuşların kimi "Aşk denizi"ne dalmış, kimi "Ayrılık vadisi"nde kopmuş sürüden... Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle...

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);
Kartal, yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
Baykuş yıkıntılarını özlemiş;
Balıkçıl kuşu bataklığını.

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.

Sonunda sırrı, sözcükler çözmüş: Farsça "si", "otuz" demektir... murg" ise "kuş"...
Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "Simurg - otuz kuş" demekmiş.Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. 30 kuş, anlar ki, aradıkları sultan, kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.

Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...

« Son Düzenleme: 12 Haziran 2012, 11:04:11 öö Gönderen: LacivertEmre »