Eşcinsel Terapi Forum - Psikolog www.huseyinkacin.com

Eşcinsellik => Eşcinsel Terapi ile ilgili tepkiler => Konuyu başlatan: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:07:19 öö

Başlık: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:07:19 öö
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.


http://www.youtube.com/user/escinselterapi tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#




Öncelikle siteniz de verdiğiniz bilgiler için tsk ederim. Bana yardım edebilmeniz ümidiyle yazıyorum. Ben 29 yaşında bir erkeğim. Sorunum ise eşcinsel duygular ve bunları yok edemiyorum. Okuduğum kadarıyla da bunun bir tedavisi yokmuş ve sorunun kaynığı da tam olarak bilinmiyor. Hocam ben şimdiye kadar ne kendi cinsimle ne de karşı cinsle birlikte olmadım. Ailem artık evlenmem gerektiğini söylüyor ben de öyle düşünüyorum ama bu dert yüzünden evlenmeye korkuyorum. Çünkü ilerde eşimi cinsel açıdan mutlu edebilecek miyim ya da evlenen çoğu kişi eşcinsel olan erkeklerle ilişki kuruyor. Böyle olmaktan korkuyorum ve bana tiksinti de veriyor. Zira ben sağlıklı bir erkek sağlıklı bir evlilik çocuğumun olmasını istiyorum. Allah tarafından verilen bu bedene uygun yaşamak istiyorum. İşte içindeki bu eşcinsel duyguları atamıyorum. Sanırım sorunum babasizliktan kaynaklanıyor. Çünkü eksikliğini hep hissettim baba kokusunu, dokunuşunu sizi korumasını hep mesaj ettim. Ve benden başka ailemde erkek yoktu. O yüzden özdeşleşecek bir erkek kimliği bulamadım ve başıma bu geldi. Önceleri çok üstelemedim geçer dedim ama olmadı. Şimdi ise böyle yaşamak bana çok utanç veriyor. Dışardan tam bir erkek ama içerden farklı bir yaratık gibiyim. Sosyal hayatım sınırlı görüştüğüm erkek arkadaşlarım var dost dediğim kişiler onlara karşı herhangi bir cinsellik hissetmiyorum. Bir bayanla beraberliğim oldu ama duygusal cinsel değil zaten akrabamdi belki onun etkisi ile hiçbir şey hissetmedim ona. Ama normal şartlar altında bu yasa kadar normal bir erkeğin cinsel bir deneyimi olur karşı cinsle benim olmadı günah dedim, zaten utangaç biriyim pek konuşmayı da beceremem.dışardan sessiz sakin görünen mulayim birisiyim, fazla konuşmayı sevmeyen,utangaç, gösterisi sevmeyen sade yaşayan biriyim ama ışte içimdeki bu kötü duyguları atamıyorum.Yalancı eşcinsellik ve eyleme dönüşmeyen eşcinsellik sanırım benimkisi. Acaba kurtulma şansım var mi. Çünkü böyle yaşamak istemiyorum Allah'in huzuruna böyle çıkmaya da yüzüm yok ve ileriki yaşlarda herşeyin daha kötü olacağından korkuyorum. Lütfen bana yardım edin ne yapmalıyım Allah rızası için söyleyin düzelmek istiyorum   

iletişim:

rahimhalim@hotmail.com
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:08:01 öö
14 Ağustos 2011


Telefon numarası vermişsiniz ama inanın açıp konuşmaya cesaretim yok benim açımdan bunu birine söylemek. Sizden mail yoluyla bir cevap bekliyorum lütfen yardım edin

iletişim:

rahimhalim@hotmail.com
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:10:47 öö
Eşcinsel terapilere başlayan herkes için ilk telefon etmek ilk randevuyu almak zordur ama bu konuda iradesini ortaya koyabilenler adına iyileşme umudu vardır.


15 Ağustos 2011

hüseyin bey öncelike teşekkür ederim. gelmek istiyorum yalnız iki sorun var:
1. maddi açıdan durumum müsahit değil.
2. ben eylül ayında başka bir ile iş için gidiyorum.şuan bursadayım eylül de erzincanda olucam ve yaklaşık bir sene gibi gelemiycem buraya.
bu şartlar altında nasıl terapi olabilir...
 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:12:25 öö
19 Ağustos 2011

Mrb

Hüseyin Bey

dünkü terapiden sonra mail atma gereği duydum. Aklıma iki soru takıldı şöyle : 
1-bu dürtülerin sebebi aslında antisosyal olmam öyle mi yani diğer insanlarla nekadar zaman geçirirsem iyileşme olacak?
2-annem ile olan çatışmaların nedenini sormadınız dün. Ama ayrışmak için iyiymis dediniz eskiden olsa evet derdim ama ben ona bağımlı değilim. Ya aramızda günlük çatışmalar oluyor mesela bugün oldu sebebi söyle ben sağlık ocağına gidiyorum dedi ben de camiye gidecektim sonra dediki benim ılacımi sen al ben de ona dedim ki artık kendi basının çaresine bakmalısın ben bu aydan sonra yokum burda. Yine benim annem çok Pasif elinden pekbir şey gelmez.çok bilmiş değil pısırık vs bunları onda görünce çok sinirleniyorum ve eleştiriyorum bazen cevap veriyor bana bazen susuyor ve yalnız kalınca pişman oluyorum keşke böyle yapmasaydım diye ama 2-3 gün sonra herşey aynı. Eskisi gibi dialogumuz yok ne annemle nede ablamla. Bilemiyorum ne yapmalıyım
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:13:49 öö
28 Ağustos 2011


Hüseyin Bey

nasılsıniz. 2. Terapi daha iyi geçti bittiğinde kendimi rahatlamış hissettim. Genel durumum hakkında şuan bir değişiklik yok.Sizden bir konuda bana bilgi vermenizi istiyorum. Mastürbasyon olayında ideal zaman nedir yani haftada kaç kez olması gerek. Normal zamanlarda ben 4-5 günde bir 1 veya 2 defa, Sıkıntılı zamanlarda 2-3 günde bir 1 ila 3 arasında değişiyor ama 3'u geçmiyor.Lütfen bu soruma yanıt verin ona göre kendimi düzene koyucam. Bir de hesap no yazın mümkünse ziraat olsun.
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:15:58 öö
hocam merhaba uzun zaman oldu . 1. terapiden pek bir şey anlamadım açıkcası pek fazla bir şey diyemeyeceğim. tanışma faslı gibi geldi bana. 2. terapi birinciye göre daha iyi gibi geçti. en azından aklıma takılan soruları anlamış oldum. masturbasyon konusunda şuan geldiğimden beri hiç yapmadım 12 gün falan oldu canım istemiyor. son üç yıldır masturbasyon yaparken erkek falan hayal etmiyorum sadece kadınlARIHAYAL EDİYORUM. sanırım ideal olan  günlük bana göre. 2. terapiden sonra davranışlarımın altında yatan nedenleri anlamaya çalışıyorum. mesela bir erkeği görünce ve ondan etkilenince hemen neden etkilendim diyorum ve altında yatan nedenleri anlamaya çalışıorum. çoğunlukla sağlam karakterli ve güçlü görünenler ilgimi çekiyor. ama şunu da diyeyim 2. terapiden sonra sanki biraz gelişme oldu gibi. yani mesela X kişisini gördüm, ondan etkilendim. o an soruyorum kendime x kişisinde seni etkileyen nedir diye. ve güçlü olması yatıyor.bunu anlayınca o duygu kayboluyor ya da hafifliyor.garip bir durum. sonra sosyal olmam konusunda bir  şeyler söylemiştiniz. elimden geldiğince insnalara yakınlık kuruyorum. zor oluyor, bazen yeni biriyle tanışınca heyecanlanıyorum, sesim titriyor, kilitlenmiş gibi oluyorum. bu sorunu aşamıyorum, mesela biriyle konuşmak isteidğimde ya da bir şey söylemek istediğimde öne kafamda o söyleyeeğimi tahlil ediyorum 4-5 kere. acaba bunu desem mi ya da böyle desem ne olur. dedikten sonra da keşke buunu deseydim daha iyi olurdu gibi şeyler geçiyor. şuan öğretmen evinde kalıyorum. 2 kişilik odalardayız. oda arkadaşım iyi iyi geçiniyoruz kanka falan olduk gibi yani cinselliğe dayanmayan bir bir arkadaşlık. yine okuldan bir arkadaşım var ama tam samimi değiliz yine de espri falan yapıyorum, yine öğretme evinde başka arkadaşlarım da var 4-5 kişi giibi onlarla da cinselliğe dayanmayan bir arkadaşlık. bir de onay beklentisi içindeyim hiç istemiyorum bunu çünkü birleri tarafından kabul edilmek takdir edilmek istiyorum ama bu beni kendim olmaktan uzaklaştırıyor yani içimden geldği gibi davranamıyorum rahat olamıyorum. kendii kendimi motive etmeye çalışıyorum ben de güüçlüyüm ben de sağlam karakterliyim gibisinden. 3. terapiye gelmem imkansız gibi bir şey. çünkü haftanın 5 günü okuldayım cumartesi pazar da seminerler başlıyor. bilmiyorum nasıl olacak şimdilik böyle geçiyor. yani 2. terapiden sonra kendimi anlamaya çalışıyorum. iyileşmek için her gün Allaha dua ediyorum. evlenmek istiyorum, çocuklarımın olmasını isityorum.en önemlisi de tek başıma ve pişmanlıklar için de yaşlanıp ölmek istemiyorum.  ara sıra size soru sormak istiyorum lütfen hayır demeyin....iyi akşamlar.
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:17:25 öö

 
 
 hocam iyi geceler. hayat hikayemi size anlatmıştım evet detayları var. anlatayım:  ben 4 çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm. babamı 2 yaşında iken kaybettim. baba imajı kafamda yok bilmiyorum, baba duygusunun da ne olduğunu bilmiyorum. yani baba, bir kelime olarak sözlüğümde. annem ev hanımı, okuma yazması yok dünya görüşü dar işte. yenilikçi değildir, küçük düşünür küçük bir dünyası vardır. abim en büyüğümüz sara hastası kendmi bildim bileli hep hasta idi. küçükken iki ablamdan ortancası ile çok iyi anlaşırdık. büyüğü döverdi arasıra beni. otoriterdi ama küçük ablam idolümdü diyebilrim. heryere beraber giderdik. sınıftan sonra yatılı bursulu okula gittiğinde çok üzülmüştüm. yaz tatillerinde eve geldiğinde adeta bayram olurdu benim için dört gözle beklerdim gelişini. akraba çevrem geniştir. babamların ve annemlerin tarafı kalabalıktır ama duyarsızdılar bize hep. dış kapının dış mandalı olduk onlar iiçin. annem babam ödükten sonra kocaya gitmedi bazen kızınca söyler sizler için kaldım, sizleri ezmesinler diye. gerçekten de ööyle eğer annem kocaya gitseydi sanırım şimdi çok değişik yerlerde olacaktım belki hapishane belki de sokakllar. çünkü dedemler bize bakmayacak bizi hep ezecekti. annem bizi hep korudu, yeri geldi baba rolunde oldu kol kanat gerdi, sevgisini hiç esirgemedi. ama akrabalarım çok duyarsız dışlayıcı oldular hep. hiç unutmuyorum altı yaşlarında falandım. bir bayram sabahıydı ablam erkenden kaldırdı beni bayramlıklarımı giydirdi (evdeki eski elbiseleri birbirne uydurdu) sonra sevinçle dışarı fırladıım sanki bir yere yetişecek gibi. dışarı soğuktu kış ayı idi.  sonra durdum düşündüm nereye gidebilrim dedim. gidecek hiçbir yerim yoktu öylece durup baktım uzaklara ve tekrar eve girdim. çünkü annemden ve ablalarımdan başka kimsem yoktu. yani amcamlar dayımalr dedelerim bize hiç sahip çıkmadı bugüne kadar hep kendi yağımızla kavrulduk. neyse ilk okul yıllarımdan önce evde sürekli resim yaparım, kitapalra, okumaya çok meraklı idim. yaşıtlarım dışarda haylazlık yaparken ben resiim çizerdim. ablamalrın kitaplarındaki resimlere bakardım, kitapların kokusu çok hoşuma giderdi. ozamanlar masturbasyon falan yaptığımı hatırlamıyorum. 5-6 yaşlarında iken okula karşı çok büyük bir istek duyuyordum. her gittiğimde öğretmen beni dışarı çıkarıyor daha çok küçüksün diyordu. ben yine inat edip okula gidiyordum o beni dışarı çıkarıyordu. bir yıl böyle geçti sonra 7 yaşında kendim gittim, kendim kaydoldum. ilkokul yıllarımda samimi olduğum bir arkadaşım vardı çok yakındk. 3. sınıfa kadar böyle sürdü. sonra aramız niye bozuldu hatırlamıyorum. bir de ilk okul yıllarında bebeklere düşkündüm onu hatırlıyorum saçlı, yatırınca gözleri kapanan bebeklere. zar zor bir tane anneme aldırmıştım. geceleri onu yanıma alıp uyurdum. bizimkiler bir şey demezdi. bebeklere olan merakım ilkokul 2. sınıfa geçince bitti. artık bebeklerle falan oynamıyordum.  1. sınıfta çok güzel bir öğretmenimiz vardı bazen beni kucağına alır yanaklarımı sıkardı. hatırlıyorum kırmızı oje sürerdi. elleri sıcak ve bembeyazdı. kucağına alınca çok utanırdım. beni öptüğünde içim gıdıklanırdı. sanırım masturbasyona ilk okul yıllarında başladım ama hangi sınıf biliyorum. okulda ilk okumayı söken bendim. ilk hecelyen ve ilkkez hızlı okuyan bendim. öğretmenlerimin gözünde örnek biri idim. bende severek çalışırdım. ilk okul yıllarında arkadaş grubum vardı.6 kişilik ama onlara ne zmaan takılsam başım belaya girerdi. ya birinin bostanından bir şey çalardık ya kuş avlardık ki ben hiç kış avlamadım, ya da birinin çocuğunu döverdik. akşam olunca konşular şikayete gelirdi ve annem ertesi sabah onlarla görüşmeme iizn vermezdi. ben de evde oturur televizyon seyreder ya da resim yapardım. ilk okul yıllarında kaleci idim iyi kale beklerdim ya kızlarla da aram iiyi idi.bazen erkkeklerle top oynardım bazen de kızlarla yakan top. ama kızlarla zaman geçiremyi daha çok severdim. futboldan pek aram yoktu şimdi de öyle. 4. sınıfta okulumuza yeni bir öğretmen gelmişti. yakışıklı biri idi. onu hayal edip masturbasyon yaptığımı hatırlıyorum. gözüme çok başka görünüyordu. yani güçlü, ne istediğini bilen, cesur vss. gittiğinde çok üzülmüştüm. yani ilk okul yllarında başladı aslında her şey. erkeklere ilgi duymam vss.  sorna televizyonda gördüğüm hoşuma giden erkekleeri hayal edip mastrbsyn yaptığımı hatırlıyorum.
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:17:53 öö
etkilendiğim erkeklerdeki ortak yön hep güçlü olmaları yani kendilerinden emin ne istediğin bilen kararlı vss. bunlar ben de yoktu ben daha çok sahiplenen değil sahiplenilen konumundaydım. kendmi hep güçsüz korkak kendine güveni olmayan olarak algıladım. bu şimdi de böyle ama eskisi kadar değil. 5 sınıftan sonra iyice erkek arkadaşlarımla yollar ayrıldı. çünkü onların yaptıkları şeyleri sevmiyordum, benle dalga geçiyorlardı. korkak dyorlardı ya da kız gibi ne oturuyorsun içeri de kız mısın vss. bunlar beni çok üzüyordu ve gittikçe daha da uzaklaşıyordum. ortaokul 1. sınıfı bursada okudum hatırlıyorum da o sene hiç masturbasyon yapmadım yapma isteği uyanınca da vazgeçtim. orta bir de erkek ve kız arkadaşlarım oldu. genelde kızlarla ilişkilerim dalga geçmek şeklinde idi ya da onları güldürmek şeklinde. erkeklerle de pek sıkı fıkı olamadım. bilmiyorum uzak duruyordum yine erkeklerden. orta biri dedemlerin yanında okudum cehennem gibi geçen bir yıl. bana yapmadıklarını bırakmadılar hele halam kız kurusu. beni hiç sevmezdi. aç kaldığım günler çok oldu, ayakkabım yırtılmıştı ama hiç kimsenin umrunda değildi, uzun süre yırtık ayakkabı ile okula gittim utanıp sıkılarak. sonra dayım aldı bir çift. yani hocam benimle ilgilenmediler. sevemediler beni, kabul etmediler içlerine. sonra o cehennemden kurtuldum orta ikiden liseye kadar ailemin yanında kaldım. orta ikide sanırım tekrar masturbasyona başladım yine benden güçlü erkekler ilgi alanımdı. masturbasyon yapınca suçluluk duygusu yaşıyordum. bir daha yapmayacağım diye yemin ediyordum bir hafta sonra unutuyordum bütün yeminleri. orta okul yıllarında bir şeylerin ters gittiğini anladım 12-13 yaşları yani. ortaokul yıllarında hoşlandığım erkekler vardı yine ama hatırlamıyorum. hoşlandığım tipler genelde benden yaşça büyük güçlü atılgan sosyal sözünü dinleten, çabuk arkadaş bulabilen, kararlı, vss. bunlar hep ilgimi çekti. bir de ben hep utangaç ve sessizdim. sürekli ders çalışan, evden okula okuldan eve ailenin akıllı uslu çocuğu. ama içimde ne fırtınalar kopuyordu bir ben bilrim. sonra lise yılları geldi. yine ben ders çalışan, inek biriydim. ergenliğe girmiştim.  yine öğretmenlerin gözünde çalışkan terbiyeli bir öğrenci portresi çizmiştim. lise bir de kızlardan çekinirdim konuşamazdım, lise 2 ve 3 de öyle. lise  ikide hoşlandığım 2 öğretmen vardı ikisi de edebiyat öğretmeni idi. dersleri çok iyi anlatırlardı, bize nasihat ederlerdi babacan tarafları vardı.aynı sınıfta hoşlandığım erkeklerde vardı, yine güçlü kuvvetli kararlı vss. onları da hayal edip masturbasyon yaptığımı hatırlıyorum. suçluluk duygusu içinde. lise sonda coğrafya hocamız da öyledi. güçlü, kararlı, öğrenciye sözünü geçirren, kendini sevdiren vss. onuda hayal edip mstrbasyon yaptım. masturbasyon fantezilerimde ben hep kadın kimliğinde idim. yani erkek erkeğe hiçbir fantazim olmadı. kendmi kız gibi hisseiyordum kısacası. lise 3 te bizim sınıfta 4 kız vardı benden hoşlandıklarını biliyordum hele birisi bana resmen kafayı takmıştı, göz hapsindeydim sürekli. birgün dayanamadım artık kızı çağırdım açıkca söyledim ben aşk vss. düşünmüyorum öss yi kazandıktan sonra aşık vs. olmak istiyorum dedim. kız üzüldü ama anlayışla karşıladı. aşktan korkuyordum. çünkü aşık olursam eğer öss yi boşlayacaktım ve kazanamaycaktım diye aklımdan geçiyordu. o yüzden kızlardan uzak durdum. ama lisede hoşlandığım bir kız da vardı kumral, renkli gözlü biri gariptir onu görünce heeyecan basyordu. kendinden emin, başı hep dik, düzgün fizikli, çalışkan, güzel akıllı biriydi. ama hiç konuşamadım, korktum uzaktan seyrediyordum hep. sonra kazandı gitti bilmem nereye. öylece kapandı.
 
neyse lise son sınıfa kadar aklımda üniversite yoktu. ben okulu bitirecektim, biraz ilçe de kalacaktım, sonra askerlik, sonrada istanbula gidip bir işte çalışmaktı. ama lise sonda felsefe hocamız birgün beni yanına çağırıp elime 1 milyon sıkıştır zorla. git o parayla öss kitapları al çalış dedi. ben çok utanmıştım ozaman almak istememiştim parayı ama ben borç veriyorum demişti. birgün ödersin diye. çok severdim ablam gibiydi. kendine yazık etme, başarılısın vs. diyordu. onun sayesinde ve edebiyat öğretmenimin sayesinde üniversite aklımda yer etmeye başladı. ve gittim kitap aldım ders çalışmaya başladım. ilk yıl barajı aşabildim ikinci yıl uzun yorucu ve stresli bir 8 ay çalışmanın sonunda öss yi kazandım. ben resim öğretmeni olmayı, polis olmayı veya psikolog olmayı çok isiyordum. ama bunların içinde ağır basan resimdi. ama ailem izin vermedi yok efendim resim öğretmeni aç kalır, para kazanamaz, o meslek değil vs. ablam öyle diyordu. annem pek karışmaz sen bilirsin der, ama ablamın gazına gelinde o da öyle diyordu. ben öss yi kazanınca hiçbir bilgim yoktu meslekler hakkında. yani daha fen edebiyat ile eğitim fakultesi arasındaki farkı bilmiyordum. kimse de söylemedi zaten. resim öğretmenliği sınavlarına girmedim bir yıl daha boşta kalmaya gözüm kesmedi. çünkü çok zor şartlar altında okudum. ozamanlar köyde kalıyorduk. 5 yıl boyunca her gün 4 km yürüyüp ilçeye geliyorduk. öğlen yemek yiyecek bir yer yoktu. bazen öğlen okulda kalmak için müdüre yalvarıyorduk. hocam dışarı soğuk biz sessizce içerde otursak ve evden getirdiğimiz bir parça ekmek ile peyniri yesek diye. bazen kabul ediyordu bazen de dışarı çıkarıyordu bizi. biz de mecburen gidip kahvehane köşelerinde sigara dumanı altında bir parça ekmeği yiyorduk. akşam eve geldiğimzde leş gibi üstümüz sigara kokuyordu. ama başka gidecek bir yerde yoktu. öss ye hazırlanırken 8 ay boyunca soğuk bir oda da battabiyeye sarılarak ve her gün 8.30 gece bilmem kaçlarına kadar ders çalışıyordum. dershaneye gidecek ne param vardı ne de öyle bir imkanım. ilçede dersane yoktu, merkeze gidiyorlardı arkadaşlarım. bense fem'in üç kitabını almıştım, türkçe tarih coğrafya ve güvenderin matematiği. yani 8 ay neler yaşadığımı bir ben bir de Allah bilir. ve nihayet öss yi kazandım. ailem istmediği için ve ben de bir yıl daha o stresi yaşamamak için resimden vazgeçtim. sosyoloji yazdım. isyerek değil tabi tercihleri ablamla yaptık yine. sosyoloji nedir deselerdi o yıllarda topum bilim derdim ve öğretmen olacağım derdim. halbuki ben antisosyal biriydim sosyoloji ise benimle kafa kafaya zıt bir bölüm. neyse kayıtlar falan yapıldı eşyalar toplandı ve ertesi sabah evden ilkkez ayrılıp hiç bilmediğim bir ortama bir şehre yola koyuldum. akşam iki ağır valizle kayseriye indim. güç bela bir otobüse bindim ve yurda gittim. ilk yaptığım elime yastığı alıp yüzüme bastırmak ve hüngür hüngür ağlamaktı. ailemden uzak kalmıştım, eski günlerim aklıma geliyordu ve burda hiçkimseyi tanımıyordum. ilk zamanlar yurtta hiç kimseyle konuşamadım,okuldan gelince hemen yatağıma uzanıp müzik dinliyordum ya da uyumaya çalışıyordum. ama diğerleri hiç öyle değildi. çoğusu ortama uyum sağlamış, kelimenin tam anlamıyla fırlama olmuştu. ben ise sessiz, sakin, ürkek vss. hatırlıyordum da ilk zamanlar evi hergün ARARDIM. BEN GELECEM DERDİM, ALIŞAMADIM VS.onlarda kızıp bağırılardı. sonra fen edebiyatın öğretmen değilde bilim adamı yetiştirdiğini öğrendim. üzülmüştüm oysa ben öğretmen olmak istiyordum. sonra tezssiz yapınca öğretmen olacağımı duydum. ama zordu işte. eve telefon ettim bu bölüm işe yaramaz dediim, bırakın polislik sınavlarına falan gireyim dedim. ama izin vermedi ne annem ne de ablam. oku dedi değişir zamanla her şey vss. sonra yurt ortamına da alıştım. bizm o da daki elemanlar sabahın 4-5 de uyuyorlardı. ben de onlar yüzünden uykusuz kalıyordum. ama zamanla alışıyor insan.
 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:18:23 öö
okulun ilk günü adımımı sınıftan içeriye attığımda gözüme bir kız ilişti. sınıf kalabalıktı ama o dikkatimi çekti. kumral, yeşil gözlü, oturaklı, ciddi bir havası vardı. diğer kızlar gırgırda iken o ilginçtr daha ilk günden önünde kalın kitapalr bir şeylerle ilgileniyordu. sanırım o ilk gün ondna hoşlanmaya başladım. sonra zaman geçtikçe okula, elazığa, yurdun o sarı ışıklı iğrenç koridoruna, meyhane pilavına, ggürültüsüne vss alıştım. sınıftan arkadaşım azdı, kızlARDAN ise hiç arkadaşım yoktu. sınıfın % 60 ı kız olmasına rağmen tek bir kız arkadaşım yoktu. bazısı ile selamlaşıyorduk okadar. erkelerden de öyle hepsiyle konuşmazdım. zaten sınıf ortamı da iyi değildi. sanki herkes birbirinin açığını yakalamak istiyordu. 4-5 ARKADAŞIM OLDU TAKİ son sınıfa kadar. neyse kızı zamanla sevmeye başladım her gün sınıfta görüyordum, onu görünce kalbim hızlı çarpıyor, titremeye başlıyordum ama bir türlü konuşamıyordum. zaten benim varlığımdan bile habersizdi. birinci sınıfta hep ders çalıştım, akşam yurda gelirdim, yemek yerdim biraz dinlendikten sonra çalışma odasına taki gece 12 ye kadar ders çalışırdım sonra gelip uyurdum. ilk dönem finallerde geçtim ve eve gittim. bu süre zarfı içinde ailemden 3 ay uzakta kalmıştım ve çok özlemiştim bir an önce görmek için can atıyordum. bu dönem de yurrttan hoşlandığım erkekler oldu, kimya bölümünde okuyan biri vardı. sevecen, sıcak kanlı, kararlı biri. ondan çok hoşlnadım sanırım en çok hoşlandığım kişilerden biryidi. o benden bir yaş büyüktü sürekli onun yanıan gierdim, benimle ilgilenmesini isterdim,kendimi onun yanında kız gibi hihssederdim, bazen küserdim vs. bir yıl böyle geçti.2 sınıfta onunla hiç konuşmadım, ilgisizliği beni üzüyordu, canımı sıkıyordu. ben de uzak durdum. ikinci sınıfta ise bir başkası geldi. 2 yıllık elektirkte okuyan biri. o benden bir yaş küçüktü. ikinci yıl onunla pek konuşmadık, slm melamla geçti. ve ikinci sınıfta sigaraya başladım, b
r kaç tane yurttan arkadaşım oldu, dersleri asmaya başladım vs. yani 180 derece döndük bir anda. eski ben değildim. bu duruma hem üzülüyor hem de seviniyordum. bir taraftanda hoşlandığım kızı görüyordum, onunda sevgiisi içimde büyüoyordu. 2 . sınıfı zor bela geçtim. 3. sınıfa geldiğimde 2 yıllıkta okuyan çocukla aramız çok iyi oldu kız arkadaşıdan ayrılmıştı ve çok üzgündü ben de onu teselli etmeye çalışıyrodum ve derken ondan hoşlanmaya başladım. o da sevecendi, sosyaldi, kendini çabuk sevdiren, arkadaş canlısı ve karakteri güçlü biriydi. asla yalan demezdi, iiyi kalpli, cesur ve yardım severdii. ondan çok hoşlandım sanırım en fazla ondan hoşlandım. yine onun yanında kendimi kız gibi hissederdim, ondna ilgi, şefkat beklerdim. o göstermeyince küsür, bir hafta konuşmazdım, yine bri haftadan sonra bir şey olur konuşurduk. günümüzün çoğu beraber geçerdi, heryere birlikte giderdik. o çok dost canlısı idi, kolaylıkla arkadaş bulurudu. onu diğerlerinden kıskanırdım sadece benimle iligilenmesini beni sevmesini vss isterdim. böylece bir yıl boyuunca bir küs bir barışık geçti. sene sonunda hem kendimi hem de onu çok bunalttım beni görmek istemiyordu artı, bense ona bağımlı olmuştum,. yani kötü günler geçirdim ve nihayet okulun son günü helalleştik bir daha ne o beni aradı ne de ben onu aradıım. şimdi neden öyle bir şey yaptığımı bilmiyorum ve üzgünüm gerçekten. bu arada masturbasyon olayları yine vardı hoşlandığım her erkeği hayal edip masturbasyon yapıyordum. yurtta üst sınıfardan iki kişi vardı. onların da özelliklri aynıydı. kendine güvenen, ağır abilerden vss.
 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:18:52 öö
sonra sınıftaki o kızla konuşamaya karar verdim ama cesaretim yoktu. beni görmüyordu, varlığımdan bile habersizdi. ve bu beni çok sinirlendiriyordu. bir erkekle konuştuğunda sanki bana nispet yapıyormuşcasına algılardım. bazen takip ederdim onu ne yapıyor nereye gidiyor diye. en sonunda gittim kızın birnden telefonunu aldım ve ona mesajla onu sevdiğimi söyledim. ama çektiğim hiçbir mesaja karşılık vermedi. 3 gün de okula gelmedi tabi ben meraktan ölüyorum ne oldu diye. samimim olduğum bir abi vardı sınıftan derdimi ona anlatım o da bana git konuş dedi. taktikler verdi. üç gün sonra okula geldi. bu sefer çok başkaydı. o her gün içeriye başı dimdik giren kız değilde sanki pısırık bir kedi yavrusu vardı. başı önünde acele ile geldi ve ön sıralrdan birine oturdu tabi ben arkadan onu seyrediyorumdum. bu durum hoşuma gitti. ben vardım, beni görmezlikten gelse de alt üst etmiştim onu. hoş bir duygu idi bu.  birinci sınıfta iken bir başka kız bendne hoşlanıyordu bu arada. ama ben ondan hoşlanmıyordum. ne bşımı arkaya çevşrsem onunla göz göze geliyorduk. sanki beni takip ediyorud hep. ama ben onu değil kumral olana aşıktım. neyse kız üçgünden sorna geldi ve oturdu surasına ders boyunca onu seyrettim. sanki puslu camlar arkasından izliyordum onu. sanki sınıfta bir o vardı bir de ben her taraf ışıkla doluydu sanki. sonra öğeln çıkışta onunlA KONUŞMAYA KARAR VERDİM ya evet diyecekkti ya da hayır. denemeye kara verdim. sonra çıkışta durdurdum bunu. ilk başta konuşmak istemedi. biraz ısrar edince durud. o mesajları ben çektim dedim ve seni gördüğüm ilk günden beri seviyorum dedim. acaba nasıl diyebildim hayret ediyorum. çünkü önünde neredeyse bayılacak gibi oldum, heycan, titreme, kalp atışlarım sesim titrekti. kız sakin bir şekilde olabilir dedi. ikimizde yetişkiniz ama ben teklifini kabul etmiyorum dedi. neden dedim cevap vermedi. ben de son kez şöyle dedim seini daima seveceğimi bil. ve çekip gtti. ben öylece kaldım üzgün bir şekilde yürüdüm kampüste, ordan yrda gittim. ne yaptığımı hatırlamıyorum. sonra akşma ağladığımı hatırlıyorum. o senem de çok kötü geçti bir taraftan kız bana yüz vermiyor, bir taraftan eskisi kadar ders çalışamıyorum suçluluk duyuyorum, bir taraftan da 2 yıllık elektrk okuyan arkadaşla aram açık. böyle bir yıldı. intiharı falan bile düşündüm. kim için mi kız teklifimi kabul etmedi diye, aynı zaman da ben de bir şeyler ters gidiyordu yani eşcinseldim. çünkü yaşadığım bu şeyler normal değildi. kızı görünce ona aşık oluyordum erkeği görünce de kendimi kız gibi hissediyordum. ve yopun bir suçluluk duyugusu yaşıyordum. neredeyyse her günüm kuytu köşlerde ağlamakla geçiyordu. hgözlerim önü morarmıştı, zayflamıştım. neden diyordum neden ben normal bir erkek değilim. neden ben de bir kızla bir ilişki yaşayamıyorum vss. sonra okulun sonlrıan doğru namazla tanıştım sanki o benim imdadıma yetişmişti. okadr çok rahatladım ki anlatamam. artkkk sadece namaz kılıyordum ibadet ediyordum içim huzurla dolmuştu. üzülmüyordum, düşünmüyordum ama yine de o çocukla aynı yurtta olduğumuz için görünce üzülüyordum. neyse 3.sınıfta böyle geçti.4 sınıfa gelince 1. sınıfta arkadaş olduğumuz kimyacı çocukla teerar konuşmaya başladık. elektirikçi arkadaş meuzn olmuştu, sevdiğim kız evlenmişti biraz daha iyi idi ortam. kimyacı arkadaşla yeniden konuştuk, eskisi kadar ona cinsel istekler duymuyordum. beraber kütüphaneye gider ders çalışırdık, 4. sınıfta yemiden derslere asıldım. kısacası dördüncü sınıfım daha az fırtınalı geçti. ama bu süre zarfında hoşlandığım erkeklerde olmuştur hatırlayamıyorum masturbasyonlarda yine erkekler vardı. yine suçluluk duyugusu, yne bir srü yeminler ve ardındna yeminleri bozmalar vss. sonra tezssiz yüksek yaptım. 5 yılım da yurtta değilde evde kalmaya başkadık. emre adında bir çocuk bana bizimle eve çık dedi.4 kişiyiz diye. ilk başta yok dedim ama yurttan da uzaklaşmak istiyordum. kimyacı ile yollarımız ayrıldı artık pek fazla görüşemiyorduk ama kırgın küs vss ayrılmadık. hala da konuşurum onunla. herhangi bir cinsel istek de duymuyorum. neyse 5. sınıfta eve çıktım emre denilen çocuktan hoşlanıyordum. oda diğerleri gibi güçlü, sevecen, arkadaş canlısı, ssosyal, şakacı vss. hoşma gidiyordu onla zaman geçirmek. bazen ona da küstüğüm oluyordu ama yinede konuşuyorduk aynı ev sonuçta. 5 sınıfımda iyi geçti gibi. arkadaş çevrem biraz daha genişledi ama hiçbir kıza aşık olmadım o kızdan sonra. erkeklere de temknili yaklaştım. 2 yıllık elektirikçi çocuktan sonra bazı  şeylerde dikkat etmeye başladım. artık üzülmek istemiyordum ya da üzmek istemiyordum. mesafeliydim. ama erkekleri hayal edip masturbasyon vardı. bir kaç kez gay sitelerine bakmıştım. ana hiçbir gay erkekle konuşmadım, öyle bir arkadaşım olmadı. gay porno falan seyretmedim. hoşlanmıyordum zaten iğrenç geliyordu bana hep de öyle geldi. baktığım br kaç gay resmi idi. sonra onlarada bakmaktan vazgeçtiim. ama erkeklerden etkilenmekten vazgeçemedim. 5 sınıfta bitti. ve bANA EVİN yolları gözükmeye başladı. eve geldikten 2 ay sonra askere gittim 2006 da. askerliğim berbat geçti. alışamadım disipline ben duygusal biriydim, utangaç, sessiz biriydim. askerlik ise sertlik isteyen duygusallığa yer olmayan bir yerdi. burda da hoşlandığım biri vardı. benimle aynı dönemde olan bir kısa dönem. sonra dağıtım olunca bir daha göremedim. komutanlardan hoşlandığım vardı bir tane. onnla da ilgili mastrubasyon yaptım. hoşlandıklarımın hepsinde ortak noktalar güçlü, kararlı, sevecen, esprili, ciddi, ağırbaşlı, sıcak kanlı vss d.iye çoğaltabilriz. 2007 askerden dönüş ve kpss belasının başlması. 2007 de chat denilen şeyle tanıştım. ondan önce bilmiyordum. zaten ilk porno dergi ile de lise 2 de tanışmıştım. neyse  bir kaç kez erkek niki ile girip kızlara yazdım ama kimse iplemedi. sonra kızniki ile yAZMAYA BAŞLAYINCA HERKES yazmaya başlıyordu bana. çok hoşuma gidiyordu. çünkü hiç arkadaşım yoktu sosyal hayatta, hep yalnızdım, içimi dökecek hiçkimsem yoktu. orda günllük dertlerimden bahsedşyordum, beni kız zannediyorlardı, ilgi göstriyolardı vss. bunlar hoşuma gidiyordu. ama bunlarda ters geliyordu sanki başklarıyla dalga gçeer gibime geliyordu hem üzülüyordum buna ama bir taraftanda içimi birilerine döktüğüm için sürekli chat kanallarına takılıyordum. gnelde takıldığım kanallar öğretmen siteleri iidi 2007 de kpss yi kazaamadım. 2008 de karar verdim ya bu sınavı kazancağım ya da kazanacağım. etrafımda kazanıp gidenler oluyordu bense ücretli öğretenlikte sömürülüyordum. okullarda kadrolular  insan muameesi görürken biz besin zincirinin en alt basamağını oluşturuyorduk. devlet sömürüyordu ve ben rahatsız oluyordum bundan. neyse bir taratan ücretli öğretmenlik yaptım bir tarafan da kpss kursuna yazılım. ama ikisi bir arada yürümüyordu. çünkü okul akşma 6 da bitiyordu ben de zar zor akşam altında kursa yetişiyordum. kafa kazan kadar olmuş gün boyu bir 3 saatte kpss kursunda ders dinlemek zorunda kalıyordum. evi gelince saat 22.00 oluyordu. ne yapacağıı şaşırıyordum dermi çalışsam yemek mi yesem yatıp uyusamm ı. böylece şubata kadar devam etti.ve ben şu batta okulu bırakıp tamamen kpss ye kendim verdim. sabah 6 da kalkar 1 saat türkçe çözerdim. sonra 8.30 da kahvaltı yapar 10 dan 1 e kadar matematik çözerdim. öğleden sonra 2 ila 5 arası tarih coğrafya çalışır 5.30 da kursa gider akşma 9 a kadar orda kalırdım. akşma 22 de eve gelir yemek yer o gün gördüğüm dersleri tekrar eder soru çözer 00.30veya 1.00 e kadr çalışırdım. bu düzen hep böyle decam edip gitti. hiçbir sosyal faaliyetim yoktu. artık internete de takılmıyordum. zorunlu bir şey olmadıkça çarşıya çıkmıyordum. uykumdan yemeğimden her şeyimden ödün verip kpss çalışıyordum. ta ki son güne kadar. neyse 2008 kpss sınavında soru fırmatlaır değişti. hiçbilmediğiimiz görmediğimiz konualrdan sorular çıktı. sınavda moralim çok bozluldu ve yapamadım bilmiyorum işte. dershnede birincilikleri oynuyordum, benden kötülere ders nalatıyordum şimdi onlar kazanmış ben ise 76 puan almıştım ve felsefe grubu için boş bir puandı. sıanvdan çıkınca ağlayacak gibi oldum kendi kkendime ben bir yıl bunun için mi gece gündüz dişimi trınağıma takıp çalıştım diye düşünüp durdum. yani berbatt bir haldeydim. sonra iki ay evden dışarı çıkmadım, güünlerce içeride kaldım, ağladım, Allah affetsin isyan ettim, namazı bıraktım, anneme tek kelime bile konuşmadık, telefonu kapattım, yemek yemedim tamemen soyurladım herşeyden kendimi. tabi bu arada masturbasyon sıklığı arttı. hergün yapmaya başladım geceleri. kazanamadım işte. 68 kilo dan 59 kiloya düştüm 2 ay içinde. görenler bana ne oldu sana diyorlardı ve kpss yi soruyorlardı utancımdamn başımı yere eğiyordum olmadı diyordum kısık bir sesle. bu moralle eylül ayında poliislik sınavlarına girdim. kazanacağımdan emindim çünkü iyi geçmişti sınavım ama onu da kazanmadım. iyi ce içime kapandım. artık insnaalrı görünce uzaklaşıyordum. tabi bu iki ay boyuna internetten de çıkmadım hiç kız niki ile giriyor birilerine içimi döküyordum. onlarda kısmet hayırlısı diyor üüzlme diyor yine gireersin vs. diyor. içimi döktükçe sinirleniyorudm. çünkü hiçkimse beni anlamıyordu, neler yaşadığımı, nasıl ders çalıştığımı bilmiyordu. bazen de yargılıyorlardı beni daha çok çalışsaydın, ezberşemeseydin vss. diyenelrde oluyordu. ozaman kan beynime sıçrıyor ve saatlerce tartışyırduk. böyle saçma sapan şeyler yaptım. sonra cam da birbirlerine cinsel organallrını gösteren kişilerin olduğunu öğrendim. kız nickiyle girdiğim bir günde biri bana istersen cinsel oranımı gösterebilrim dedi. bu beni hem heyecanlandırdı hem de korktum. günah falan deim. ama o kadar ısrar etti ki dayanamadım ve hemen bir kız hotmaili açtım ve adresi verdim. tabio cam açtı ben kapalı neden açmıyorsun dedi. bende cam yok dedim. ozaman resimgöster dedi. bir kaç kız resmi buldum ve gösterdim ve illkkez bir erğin yani yetişkin bir erkeğin penisini gördüm. tuhaf bir duyguydu. hem içini gıcıklayan hem de utanç verici bir durum. sonra  2-3 dk sonra ben çıkıyorum deyip kapattım. ilkkez böyle birşeyle karşılaşmıştım. onu da hayl edip mastrubasyon yaptım. üstelik yüzünü hiç görmediğim biri. ne iğrenç değil mi. Allah affetsin ne diyeyim. bir kaç kez yine böyle oldu. başka sitelere takılıp kız nickiyle biriyleiyle konuşmak ve arkasından de cinsel organlarını görmek ve onları hayal edip boşalmak böyle geçti. nyse 2009 oldu ben iş bulamadım, işsizm, ev kirada, başka eve taşınmak zorunda kaldık, ve üstelik ücretli öğremtenlikte çıkmadı. okadar üzülüyorım ki hergece göküyüzne bakıp ağlıyorum. niye diyorum ben bunca çalıştım emek verdim yıllarca çok zor şartlarda okudum ama yine de olmuyor. saçlarıma aklar düştü üzüntüden. sornra okullar açıldı. 2 hafta sonra beni okulun birinden aradılar gel ücretli yap diye flesefe derslerine giriyorumdum. 2009 da bütün o iğrençliklere tövbe ettim. bir daha hiçbir erkeğin cinsel organına bakmayacaktım, hiçbir erkeği hayal edip boşalmayacaktım, vs.  ama kız niki ile girip yine dertlerimi anlatıyordum. iyi gelmiyordu bu ama bilmiyorum işte sanki kurtuluş oradaymış gibi alışkanlık yapmıştı bende. oysa o  öğremtenler sitesine girince ve birileriyle konuşunca daha çok canım yanıyordu ama engelde olamıyordum kendime. sbiraz sohbet edip çııkıyordum benden mail adresi isyetenlere adrs vermiyordum.
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 22 Eylül 2011, 10:19:18 öö
2009 da da ücretli yaptım ve kpss kurusna yine gittim. bir yıl çok zorluklar yaşadım hem ekonomik hem de farklı sebepler. hiç unutmuyorum bir gün lise ikinci sınıf bir kız şöyle demişti bana: hocam galiba sizi de ekonomik kriz vurmuş hep aynı şeyi giyiniyorsunuz diye. çok utanmıştım çok üüzlmüştm. evet doğru diyordu ücretliden kazandığım 450 tl nin 200 nü kursa geri kalanını da eve veriyordum. kendime hiçbir şey alamadım bir takım elbisem vardı 4 yııllıktı artık kollaro yıpranmıştı, 2 gömelğim vardı onlarda eski idi. ne yapabildim ki kpssyi kaznamayı çok isiyprdum. bir taraftan çok çalışıyrodum bir taraftanda kazanamayacağım diyordum. yani çatışma içindeydim ama yinede çalışmaktan vazgeçmiyordum. 2009 da da kazanamadım. artık beni eskisi kadar üzmüyordu. çünkü ben elimden geleni yapmıştım bu devletin ayıbı idi. 8 bin küsür mezunu olan felsefeden devlet sadece 60 kişi alıyordu geri kalanlar ise ya dershanelerde sömüülüyor ya da benim gibi üç kuruşa ücretli sömürülüyordu. ben de üzülmedim eskisi kadar ama yinede üzülüyordum. kolay değil 4. yılımdı ve bir çok arkadaşım gitmişti , her gören bana acıyarak bakıyordu ve ben hala kpss kitapalrı arasında test çözmkle ömrümü bir masaya bağımlı oalrka sabahtan akşama kadar kpss çalışmakla geçiritordum. bu 4 yıl boyunca hiçbir baharı yaşayamadım, hiçbir yaz, sonbaharı ve kışı yaşayamadım. hep üzüntü. stress, kaygı, geçim sıkıntı vss. ile geçirdim. bu 4 sene boyuncada kişiğim değişmişti. artık daha çok karamsar, hep üzgün, hep kpssyi düşünen, akp yi hüseyinçeliği r.t. erdoğanı görünce direk küfreden biri olmuştum. annemle bir kaç kelimeden başka bir şey konuşmuyorduk.ablamla da öyle. onlara siizn yüüzndne bu haldeyim diyordum bıraksaydınız resim öğretmeni olsam böyle olmazdı diiyordum. tabi onlarda üzülüyordu ama en çok ben çektim. sıkıntı. bu 4 yıl boyunca parasızlığı, çaresiziliği, şükretmeyi, sabretmeyi vss hepsini az da olsa öğrendim. sonra 2010 da yaz tatilinde bir fabrikaya girdim demir çelik ürünleri üreten bir yer. bir buçuk ay orda tozun pasın kirin içinde çalıştım. sabah 7 akşam 5 e kadar böyle geçti günlerim. ve ben o süre boyunca Allah'a hep dua ediyordum gün boyun. yardım etsin de kurtulayım bu durumdan diye. neyse okullar açıldı ve ben yeniden ücretli öğretmenliğe devam ettim. en azından temiz  bir işti bu. dedimki ben bu yıl kpss ye girmeyeceğim artık. dinlenmeye ihtiyacım vardı. zaten içine kapanık olan ben iyice içine kapanmış ve tamamen yalnız dolaşan öğretmenlerodasında hep yalnız bir köşede oturan, sıkılan bir olup çıkmıştım. yani bu sınav beni alt üst etti. bir sürü saçımda aklar bıraktı. neysse o kış kpss çalışmadım evden okula okuldan eve. bi arkadaşım vardı o da polis olup gitimşti artık konuşacak hiç kimsem kalmauıştı. ben yine internetten kız niki ile birileriyle günlük derlterimi kpssyi adaletsizliği vss anlatığ başkalarının canını sıkıyordum. mayıs ayı idi çalıştığım okuldaki biyoloji öğretmeni bana kpss girip girmeyeceğimi sordu ben de yok dedim. gir diye ısrar etti ben de öylesine tamam dedim ve son gün gidip kpss giriş ücretini yaırdım. haziranın 5 de yazılılar bitti ve bir atdan az süre kala oturup şöyle bir kpssye baktım zaten çoğu şey aklımdaydı. öylesine girecektim. ve dediğim gibide yaptım. sınav günü geldi çattı ben umursamaz bir halde sınaa girdim.. sorular çok kolay geldi. hiç matematik çalışmadığım halde 15 tane atım msınavdan çıktığımda yüüzm gülüyordu ikk defa. bu sefer oldu galiba dedim. evdekilere soranalra herkese sınavım iyi dedim kazanacağım diyordum. geçici de olsa bir rahatlık geldi üstüme. neyse sınav açıklandı ve ben 83 beklerden 78 geldi. yıkıldım adeta. sonra kopya olayları falan baş gösterdi. sınavı yeniden yaptılar ama benim puan yine 78 kaldı.  üüzüldüm yine çünkü kopuya çekerek atanalar yüznden benimpuanım yenmişti üstelik hiçbir ceza görmediler. ama eskisi kadarda üzülmüyordum artık. çünkü elimden gleelni yapıyordum vss. işte 2011 kpss ıanvına çalıştım kış boyu ALLAHA'a şükür rabbim dualarımıı kabul etti ve 2011 de atandım. şimdi dönüp arkama bkıyorumda o 5 yılım heder olmuş hep stres sinir üzüntü ile gçeen koskca ömrümünen güzel 5 yılı. atandığıma bile okadar çok sevinemedim sanki sıradan bir olaymış gibi geldi bana ama şükrettim Allah'a. emeklerim bir şekilde geç de olsa boşa çıkmadı diye. şimdi öğretmenim çok şükür. bakalım bundna sonrası ne olacak. Allah sonumuzu hayretsin. baştan yazdığımdan bu son paragrafa kadar babamın eksşkliğini hep hissettim içim. hep düşündüm onu. merak ettşm baba sevgisi nasıldır, baba dokunuşu, kokusu. ona sarılıp uyumayı çok isterdim hem de çok. annemle aramız bilmiyorum iyi gibi. ben onu hiç suçlamadım. benim böyle olmam da onun da payı var ama kadın cağız ne yapabilirdi ki.kocaya gitseydi dedemgiller bizi ya dayaktan ya da açlıktan öldürecekti. ama annem bir bakıma gençliğini bizim için feda etti. üstelik okuma yazma bilmiyor, annem bazı diğer anneler gibi olmaya bilri. yani kültürlü hamarat, iyi konuşabilen vss olmayabilir ama her şeye rağmen o benim annem bunu inkar edemem etmek de istemem. bilmiyorum hocam atladığım yerler olabilir çünkü başım şişti yazmaktan. merka ettiğiniz bir nokta var ise sorun. şuan annem bursada ben buradayım içim rahat pek düşünmüyorum ne yaptıklarını. ablam yakın bize o geliyor aara sıra belkide onadan. ha birde ortanca ablamla aram iyi değil artık onu görmek dahi istemiyorum.bunu açıklamak istemiyorum çünkü buda nerden baksanız 3-4 sayfa tutar. büyük ablamla aramız çok iyi artık konuşamaya başlıyorum  yavaş yavaş onunla da bu kpss döneminde içimi dökmezdim ya ada konuşturmazdım ama şimdi konuşuyoruz. neyse benden bu kadar sırmak isteidğinz varsa sorun... iyi geceler....
 
 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 24 Şubat 2012, 08:17:43 ös
mrb nasılsınız hocam. ben idare eder. bugün size yazmaya karar verdim. ne yazacağım konusunda aklımda net bir şey yok. ailevi durumumla ilgili herhangi bir gelişme olmadı. ve ben hala canım sıkkın. bu sıkkınlık bendeki duyguları depreştirmeye başladı. canım sıkkın aslında bu aralar. sizle konuşmamız iyi idi. baya da moral toplamıştım ama işte günler geçtikçe morallerde azalma oluyor. bugün pek bir şey yapmadım okul işleri sonra eve geldim. öğlen yemeğini arkadaşlarla dışarıda yedik. iyi geçti. yine size anlattığım kızın durumunu, onu tanıyan arkadaşa sordum.o da başka birine sormuş. kızın hayatında kimse yokmuş. açıkcası bu haber beni hem umutlandırdı hem de moral verdi az da olsa. şimdi tanışma faslını bekliyorum bu cumartesiye kadar beklemem gerek ve ben sabırsızlanıyorum. hayırlısı olur hakkımda inşallah ve kurtuluşuma vesile olur inş.
 
sizle konuştuğumuz konuyu düşündüm. annemin geçmişte de bana karşı buna benzer bir şeyleri var mı diye. ama bulamadım. hatırladığım şeyler genelde bana attığı  ve hafızamdan silinmeyen dayaklar. dövdüğünde kötü döverdi. hala hatırlarım. ama bunun dışında duygusal yönde bir istismarı olmadı eski de tabi. geçen yıl anlattığım ilaç, öteberi dışında.
okul işte iyi sayılır gidip geliyoruz.

2 gündür moralim çok bozuktu. bu süre zarfında bende yoğun bir cinsel istek uyandı ilk gün bu isteği p. sitelerde filmlere bakarak geçirdim.2. gün ise kadınlara karşı tuhaf ama azgın bir istek oluştu. kafamda sanki şimşek gibi çakan kadın vücutları. ilkkez bu kadar yoğun bir duygu yaşadım. sonra söndü. bugün öyle bir duygu yok. sakin sayılırım, ama hafif bir hüzün var nedenini bilmiyorum. o yüzden odama çekildim ve yazmaya karar verdim.
 
sonra neden erkekler bana çekici geliyor tarzında düşünmeye başladım. aslında bu çekicilik duygusu kızlara yönelik olmalı dedim. erkekler bana esrarengiz, merak edilen canlılar olarak görünüyor. tabi hepsi değil. kızlardan da bazıları hariç sıradan varlıklar olarak geliyor. sonra süşünüyorumda hemcinslerimin hepsinin bir tarzı var kendilerinne göre, hepsi kendince güçlü. sonra kendimi onlar arasında bir yere koymak istiyorum ama nereye. kızlar tarafında da deilim. araf gibi bir yerdeyim.erkeklerde beni etkileyen işte güçlü olmaları, kendilerine göre bir tarzlarının olması. ya neden ben öyle değilim diyorum. yapısal olarak erkeğim herşeyim ile. ama onlarda hissettiğim o merak edici duygu neden ben de yok. tabi dediğim gibi her erkek için deği bu. beni etkileyenler genelde.
 
zor bir süreçten geçiyorum tabi bi süreçte hatalarım yaptığım oluyor öözellikle masturbasyon ve p. filmler. bunlar benim sığınağım gibi. kendimi kötü hissetiğim de bunlara sarılyorum. ve arkasından gelen pişmanlıklar. bu konuda iradem güçlü değil yeterince çüünkü hep aynı hataları tekrarllıyorum. umudum var yine de. sitenizde bunu yenenler var ve ben neden olmayım.. ama bir türlü bendeki bu iki hatayı düzeltme yönünde bir çaba yok. aslnda var ama sağlam değil. güçsüz hissediyorum bu konuda kendimi. ne yapacağımı bilmiyorum, nasıl uzaklaşacağımı da. bu konu üzerinde düşünmek artık can sıkıcı, hep aynı sorulara verilen aynı yanıtlar. artık düşünmek istemiyorum bunu. neden sıkıntılı anlarımda bu iki şey hemen beni kendine çekiyor. bir tarafta din olgusu diğer tarafta günahlar kendi içimde çatışmalar yaşıyorum, yoruyor beni gerçekten. ama yine de aynı hataya düşüyorum. kısır döngü bu başka bir şey değil. ya serbest bırakıcam bastırılmış cinsel duygularımı ya da dine sarılıcam. ama biliyorum ki bende bir yerlerde kısa devre var orayı eşeleyip bulmadıkça ve düzeltmedikçe ne kadar dine sarılsam da boş.kısacası üzgünüm...

21 Şubat 2012

 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 12 Mart 2012, 06:45:52 öö
öncelikle nasılsınız hocam. ben bilemiyorum içim karmakarışık. hem anlattığım ailevi olay hem de hoşlandığım kızın teklifimi kabul etmemesi. günler birbiri ardına geçiyor ve bu olayın üzerinde iki hafta geçti. ilk zamanlardaki kadar üzülmüyorum artık yine de içimde bir hüzün var. kızın en son bana gönderdiği yazıdan sonra uğraşmadım bir daha. ''HAYATIMDA BİRİSİ VAR!'' sözü soğuttu beni ondan. azmimi kırdı. ben de kendi kabuğuma çekildim bu süre zarfı içinde. okulda yarı bıraktığım işleri tamamlamaya çalıştım, ev ziyaretleri falan vss yaptık. yani günlerim bazen inişli bazen çıkışlı geçiyor. o kızla olan sayfayı kapattım sayılır, yeni atananlardan bir kızı gözüme kestirdim gibi. hoşlandığım için değil, dikkatimi çektiği için de değil. sanki  bir boşluktayım da tutunacak bir dal arıyorum, o kızı elde edebileceğimi düşünüyorum. ama bir taraftan da hiç hoşlanmadığım bir kız için uğraşmak istemiyorum veya onu da sonradan üzmek istemiyorum. bugün biriyle konuştum ilk kızla olan durumu mu bana pes etme dedi. kızlar genelde hayatımda  biri var sözünü çok kullanır, eğer onu elde etmek istiyorsan ve hoşlanmışsan sonuna kadar git dedi. ben bilemiyorum eskisi kadar hevesli değilim artık, belki de inanmıyorum başaracağıma. ama aşık olmak istiyorum, birilerinin hayatımda olmasını istiyorum ama onunda hoşlandığım bir kız olmasını istiyorum. dediğim gibi kıza karşı ilgim azaldı, belki de onu hiç göremediğimdendir.
 
yarın sabah erkenden kalkıp onun evden çıkışını bekleyeceğim ve akşam da eve girişini... taki beni farkedene kadar bunu yapmayı düşünüyorum. ama içimde eskisi kadar bir istek yok ona karşı. diğer kızı da üzmek istemiyorum. bilmiyorum işte yine bir kararsızlık içindeyim. sizin DEVAM ET deyişinizi duyar gibiyim. kız evi naz evi demiştiniz. aslında korkuyorum ya hayatında biri varsa gerçekten, ya beni başından savmak için söylenmemiş aslı olan bir sözse ne yaparım ozaman. bilemiyorum bu korkutuyor beni.
 
evle yeni yeni konuşmaya başladık, beni aradılar ve ben telefonu açtım artık. annemin sesini duydum üzüldüm biraz ama belli etmedim. dediği şuydu TAMAM SEN NE İSTİYORSAN ONU YAP. AMA BU DARGINLIĞI BİTİR ARTIK. BEN VAZGEÇTİM BU İŞTEN. SEN SEV, BEĞEN BEN DE GİDİP İSTEYEYİM. sözleri oldu. sevindim mi bunları duyduğuma hayır, bir şeyler eskisi gibi değil, hala çok seviyorum annemi ama işte bir şeyler kırılmış içimde. mesafeliyim aileme karşı.
 
ben narsist bir kişiliğe sahibim bunu biliyorum. çünkü alıngan ve ilgi isteyen bir kişiyim. birilerinin benle ilgilenmesi hoşuma gidiyor. bazen moralim bozuk olduğunda kız nicki ile hiç bilemdiğim erkeklerle konuşuyorum, konuşmak için ısrar etmeleri hoşuma gidiyor. ne kadar utanç verici bir durum değil mi? ama işte ben buyum. ve yine kız nicki alıp cinsel içerikli bir sohbet odasına girdim, orda birilerini yine kandırdım ve kamera karşısında soyundurdum, bundan haz aldım. bir şeyler dikkatimi çekti ilkkez, adam karşımda doyuma ulaşınca, msnyi kapatıp çıkıyor hiçbir şey demeden. kendimi aldatılmış, işini görüp sonra bir mendil gibi kenara atılan biri gibi hissettim. ve hayat kadınları geldi aklıma, onlarda hergün aynı duyguları yaşıyorlar.bu işin nekadar çirkin olduğunu anladım, eğer iyileşemezsem ömrümün sonuna kadar bu duyguları yaşayacağımı hissettim ve bu beni korkuttu. terkedilmek, cinsel obje olmak, tek başına yaşlanmak pişmanlıklar içinde ben böyle olmamalıyım.
  sonrasında yine tiksindim kendimden, yine lanetler ettim kendime. utanıyorum hem kendimden hem bu satırları okuyacak kişiden. yine tövbe ettim bir daha böyle bir şey yapmayacağım diye. üzgünüm hocam gerçekten çok üzgün ve pişmanım.
 
şuan içimde ağlama isteği var ve iki damla süzülüyor yanaklarımdan çeneme. ama bir faydası var mı yaşanan bu çirkinliklere ya da temizler mi günahkar ruhumu. hiç istemedim böyle olmayı, ama mevcut durum da bundan ibaret. bazen keşke  15 yaşına geri dönsem diyorum. o utangaç ama içinde fırtınalar kopan gencin ellerinden tutsam. yapma desem, tuttuğun yolun yanlış olduğunu ona saatlerce, günlerce bıkmadan usanmadan anlatsam. ellerinden tutsam içine düştüğü bataklıktan çekip çıkarsam. ama işte...
 
sitenizde birisi şöyle yazmıştı aylar öncesinden aklımda kalan: iyileşmek istiyor muyum, o gücü içimde görüyor muyum bilmiyorum. aslında iyileşmek beni korkutuyor. böyle daha iyiyim. çünkü iyileşirsem şuan sahip olduğum şeylerin hiçbiri olmayacak, gibisindendi sanki. ben de zaman zaman bu duyguya kapılıorum, iyileşirsem artık  kız nicki ile hiçbr sohbet odasına gitmeyeceğim, hiç kimse ısrar etmeyecek konuş diye ya da güzel sözler duymayacağım. OLSUN umrumda değil hiçbir erkek,İYİLEŞMEK İSTİYORUM isterse sonsuza dek yalnız kalayım ama şerefli bir erkek olarak öleyim.
 
artık eskisi kadar kendimle konuşmuyorum, sorgulamıyorum geçmişi, düşüncelerimi. her şeyi oluruna bıraktım. eskisi kadar içten ve uzun dualar da etmiyorum. hiçbir şey düşünmüyorum, unutkanım bu aralar bir şeyleri unutuyorum, bazen 1  saniye öncesi söylediğim bir sözü bazen tanıdığım bir kişinin ismini. aynı şeyleri düşünmek aynı şeylerle kendimi avutmak hem sıkıyor hem yoruyor beni. bilemiyorum ne zaman silkinip kendime gelebilrim. bu aralar böyleyim. iyi şeyler yazmak isterdim, inşallah onlara da sıra gelecek içim de az da olsa bir umut var. umarım yangına döner bu umut yakıp gül eder beni ve küllerimden yeniden doğarım...

12 Mart 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 12 Haziran 2012, 11:18:18 öö
sa nasılsınız. ben iyiyim çok şükür uzun zaman oldu size yazmayalı. acıkcası son olaydan sonra yüzüm de pek yok, utanıyorum. o son olaydan sonra bir daha girmedim öyle sitelere. bunun dışında hayatımda pek birş değişiklik yok. bir kızla görüşmem oldu yalnız ne ben ondan hoşlandım ne de o benden. birlerinin aracılığı ile tanıştırıldık. hayatımda hala biri yok. bilemiyorum kızlar açısından şanssız biriyim nadasa çekildim bu aralar. biraz daha iyi hissediyorum kendimi sanki biraz da olsa birdeğiişme var bende. eskisi kadar değil bazı şeyler. kendimi ifade etme yönünde veya kişisel bazı yönlerden kendmi daha güçlü hissediyorm. öyle birşeylerde yapmadım. zamana bıraktım.
 ama bazen hayatımda birilerinin olmasını istiyorum, akrabaarımdan ve akradaşlarımdan evlenenler oldu. onları görünce ister istemez bende de öyle bir duygu oluyor. belki erken diyeeksiniz ama en azından bir yerlerden başlamam gerek diye düşünüyorum işin garibi de hala birini bulamamam. 5 denemede de başarısız olunca insna biraz geri çekilmek istiyor. kısmet bu işler diye biliyor. neyse hayırlısı artık.
evle aram düzeldi. bir şeylere karışmıyorlar. arkadaşlarla da iyi aramız. başka da birş ey gelmiyor aklıma.
 

umarım gelince görüşebilriz. kendinize iyi bakın.

   09 Haziran 2012


Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 12 Haziran 2012, 11:19:02 öö
Hz. Ali (as); “Senin ilacın sende olduğu halde bilmiyorsun. İlletin de gene sende olduğu halde görmüyorsun. Sen kendini küçük bir cisim sanırsın. Hâlbuki sende büyük âlem saklıdır, bilmiyorsun. Sen öyle apaçık bir kitapsın ki, gizli olan şeyler o kitabın harfleri ile meydana çıkar, okunur. Sen vücutsun, senin harice ihtiyacın yok. Sende mevcut olan şeyler, kitaba gelmez. Kâinat kitabında yazılı olan şeylerin hepsi senden çıkmıştır.”


iyi akşamalar hocam nasılsınız. ben iyiyim çok şükür. aslında size yazmak istediğim zaman aklıma pek bir şey gelmiyor ancak yaşadığım şeyler de var. bu yüzden ayrıntılı bir şeyler yazmak istedim. forumunuza uzun zaman oldu girmeyeli. yeni hikayeler gördüm okudum hepsini tek tek ve bir şeyler yazmam gerektiğini hissettim. yalnız forumdakiler kadar güzel yazamam. güzel cümleler konusunda kıt biriyim.
 
bu aralar kendimi iyi hissediyorum, belki size yazdığım içindir belki de bir şeyler hayatımda değişmeye başlıyordur tam emin değilim belki de geçici bir duygudur bu. ama size gönderdiğim 12 mart mesajından sonra kötü yönde birkaç şey olsada yani iniş çıkışlar yine de iyi geçti diyebilirim. yukarıda hz ali as'dan aktardığım sözde kendimi görüyorum. dert de bende derman da. ama dermana nasıl ulaşacağımı bilmiyorum. çok derin hikmetleri olan bir söz ama tam kavrayamıyorum. sizle konuşmalarımızdan buyana çoğu şeyi unuttum. neler konuştuğumuzu, benim neler anlattığımı. oysa belleğim çok kuvvetlidir ben de şaşırıyorum buna.
 birkaç yeni arkadaş edindim kendi cinsimden olan. aramız iyi şimdilik, çoğu şeyi beraber yapıyoruz, onlarla iken kendimi mutlu hissediyorum ve eşsincellik eğilimimi unutuyorum. ve herşeyimi paylaştığım bir kız arkadaşım da var. şimdilerin tabir ile kanka dediğim. ama sevgili anlamında bir kız bulamadım :) gerçi üzülmüyorum artık. kısmet diyorum elbet birgün bulurum beni sevecek olanı. kızlar konusunda sanırım acele etme demiştiniz ilk önce onları tanımaya çalış. ben de bu arkadaş vasıtasıyla tanımaya çalışıyorum. kızlar ilginç ve bir okadar da komik varlıklar. birbirlerini çekememezlik, trip yapmaları, küsmeleri yani bunları bu arkadaşımda görüyorum.
 
tam emin değilim ama bu arkadaşın sanki bana bir ilgisi var gibi sevgi anlamında. bunu hiçkimse ile paylaşmadım. bakıyorumda çoğu yönümüz ortak onunla aynı şeyleri sevmek aynı şeylerden bahsetmek. hatta bir keresinde 1 saat konuşmuştuk okadar tatkı bir konuşma idiki zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. belkide bu çevremdeki insanların  yönlerndirmesi ile oluşan bir kanı. belkide kız gerçekten içten dostça davranıyordur ben yanlış anlıyorumdur. geçenlerde ö. odasında otururken müdür hala birini bulamadın mı demişti gülerek. ben de bulamadım hala dedim. aslında uzaklarda arama dedi yanı başında zaten biri var demişti. ben anlamıştım bu kızdan bahsettiğini. ancak olmaz dedim benle o çoğu konuda anlaşamıyoruz. ve onun hoşlandığı başka biri var demiştim.ozaman olmaz demişti. gerçekten bazu konularda onunla anlaşamıyoruz.
 
geçenlerde ilçede masal yarışması vardı ve bizde katıldık. sahne dekoru, masal seçimi vs. 2 hafta ben uğraştım. hem elemelerde hem de finalde bizim okul kazandı. çünkü gerçekten masal da sahne dekoru da harika olmuştu. müdürüm çok sevindi ve beni tebirk etti. ondan önce bu kızla tartıştık. herşeyi çok titiz yapıyorsun deyip duruyordu iki de bir ben de sinirlendim ve ben senin için uğraşıyorum dedim bağırarrak. bana sesini yükseltme dedi. vss yani küstü bana. bende yarışma steresinden birşey demedim .yarışmadan sonra gittim konuştum birinci olduğumuz için benle konuşmuş yoksa konuşmazmış vss. dedi tabiki de yalan dediğini biliyorum. çünkü o okulda en çok benle zaman geçiriyor ve heryere birlikte gidiyoruz. onunla zamanım iyi geçiyor. ancak ona karşı sevgi anlamında hiçbir şey beslemiyorum. komik bir kız bana göre ve zeki. iyi bir arkadaş sadece.
 
neyse masal yarışması bitince diğer rakip okullar bizi çekemedi. nededi sahne dekoru hazır alınmış afişlerden oluşmuş dediler. ben gerçekten kızacağım yerde gurur duydum kendimle. aslında o yarışma benim en çok yetenediğim olan resim alanında kendimi göstermem oldu.ve başarılı da oldum. çok şükür.
 
her yıl voleybol turnuvaları düzenleniyor burda okulca biz de katıldık. ben katılmadım neden mi: kendime güvenemediğim ve oyunu tam bilmediğim için. yine şu kuruntular vardı ya sahaya çıktığımda herkes bana odaklanırsa, ya hata yaparsam ve herkes bana gülerse gibilerinden bir sürü kuruntular. ve oyunu bana biri öğretse idi gerçekten maça çıkacaktım. ama olmadı işte. sonra okul bahçesinde 4-5 kez çocuklarla oynadık. orda kendimi çok rahat hissettim hatta bir sürü hata da yaptım ama hiç kimseyi önemsemeden oynadım.bilmiyorum şimdi oynasam yine aynı rahatlığı gösteririm. sanki kendime olan güvenim artıyor bu hoşuma gidiyor.
 
ancak hala bir kız arkadaşı bulamadım sevgili anlamında. bugun çarşıda dolaşırken evli bir çift gördüm. yeni bebekleri olmuş. babası kucak çantası deniyor sanırım almış çocuğunu göğsünün üstüne. okadar garip hissettim ki kendimi. bir anda kendimi hem çocuğun yerine koydum hem de babanın yerine. ikisi de olmayı çok istedim. keike bebek olsaydım dedim, babamın kokusunu içime çekerdim, onun sıcaklığını dokunuşlarını hissederdim. acaba baba kokusu nasıldır? sonra keşke bende baba olsaydım bir eşim bir yavrum olurdu. bende alsaydım çocuğumu kucağıma onun kokusunu varlığını bedenimde hissetseydim. ve yine aklıma daha hazır değilsin düşüncesi geldi. hüzünlendim. evet hazırl değilim bir kadını tam olarak tattmin edemem her anlamda ve bu benim için üzücü bir şey olur.
 
yine geçenlerde bir arkadaşın vasıtası ile bir kızla tanıştım. akşam yemediğini birlikte yedik. ben arkadaş, arkadaşın sevgilisi ve beni tanıştıracakları kız. neyse akşam aynı masaya oturduk ve arkadaşlar kalktı benle kızı aynı masada yalnız  bıraktılar. ben çok heyecanlanacağıımı hatta kekeleeceğimi zannettim. ancak çok rahattım, kendimi bir anda evlilik prog.kiler gibi hissettim. sonra konuşmaya başladım. sohbetin ilerleyen bölümlerinde kızdan etkilenmediğimi anladım ve arkadaşları masaya çağırdık. zaten o kızda aynı şeyleri hissetmiş. neyse hayırlısı diyorum.
 
kız nicki ile hiçbir chat kanalına girmiyorum artık. canım istemiyor saçma sapan geliyor bana. zaten gay siteleri ve sohbetlerini oldum olasıı sevmiyorum ve girmiyorum da öyle yerlere. yani bende merak uyandırmıyor. ancak çıplak bir erkek vucudu görünce tahrik oluyorum hala, ancak düzeyi nekadar bilemem. ama kadın vucuduna da ilgim var. sorsanız oranlaması şöyle olur %40 kadın-%60 erkek.sanırım bu oran eskiden daha az idi. yani erkeğe daha fazla idi.bilemiyorum bana öyle geliyor belkide. ama çıplak erkek vucuduna falan bakmıyorum, öyle durumlarda ya kendi kendimle konuşuyorum ya da o sayfayı kapatıyorum. aynı şeyler bende de var diyorum. ne bir eksik ne bir fazla. sadece o kaslı ben değilim. bu konuşma da işe yarıyor bende. eskiden yastığa başımı koyarken kendi kendimle konuşurdum. eksik güçsüz yönlerimi düşünür bunlarla ilgili neler yapabileceğim konusunda kendime birşeyler söylerdim. artık yapmıyorum. bazen kendimi denemek için kadın hayal ediyorum ve afedersiniz sertleşebiliyorum. bu bende hem suçluluk duygusu oluşturuyor hem de umut veriyor. sonuçta benim istediğimde bu ilgimin tamamen kadına yönelmesi. ama hiç erkek vuucudu hayal etmiyorum korkuyorum belki de başarısız olmaktanç o yüzden uzak duruyorum, gerçi eksikliğini de hissetmiyorum.
 
bilinç alltımı hala savaş enkazına benzetiyorum. başımı yukarı kaldırdığımda bir ışık görüyorum, o ışığa ulaşmak içinde merdivene ihtiyacım var. ancak merdiven parçalanmış durumda. sadece 1. basamağı yaptım, 2. basamak da olmak üzere. ama o ışığa nerdeyse 20 basamak lazım böyle hissediyorum. belki saçma gelebilir size ama böyle işte.
 
şimdilik böyle. iyi geceler.
 
 10 Haziran 2012
 
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 08 Ağustos 2012, 02:14:27 öö
merhaba hüseyin hocam...

bugünkü terapi haknda bilgi vermemi istemiştiniz.düşüncelerimi yazayım. ilk olarak size glme konusuna biraz tereütlr yaşadım gitsem mi gitmesem mi konusunda. nedenini bilmiyorum belkide siz bana eşcinsel olduğumu haırlatan bir uyarııcı ooluğunuzdan belki de başka bir şey. ama sonuçta hayatıma böyle bir problem var ve ben gelmek istedim size.ve geldim.
seansın başından sonuna kadar sıcak ve samimi davranığınız için teşeküür ederim. sizinle görüşmek için oanıza girikten sonra hiç heyecan veya kaygı türü bir şeyler hissetmeim gayet rahat idim. hatta uzun süredir görmediğim için de sizi özlediğimin farkına vardım. neyse bugünkü terapi bnim için başı iyi sonlara doğru ve başağrsı ile can sıkıntıs yarattı. başllangıçta evet anlat dediğinizde nerden nasıl başlayacağımı bilmiyordum ve aklıma ilk olarak takıntılı davranışlarım geldi ve bunları sizle paylaştım. daha sonra hayatım konusunda genel bir değerlendirme, kızlar, annemle olan ilişkim şekline sıralandı. ilk başlarda gayet iyi giiyordu.anlaşılığımın farkına varıyorum ve bu beni rahatlatıyordu. sonlara doğru özellikle kızlar için söylediğiniz ve hayatında birisi olsun deiğinizden itibaren sıkıntılar vee başağrıları oluşmaya başladı bende. yine kendimi zorunlu hissettim hayatımda birini bulma konusunda. siz bunları söylerken benim ise aklıma şu geldi. geçen yıldan beridir düşündüğüm ; ya hayatımda hiçbir zaman biri olmazsa ya mutsuz pişmanlıklar içinde yaşlanırsam. bu beni çok korkutuyor.ve 35 yaşı sınır koymanız. hani 35  kadar bu problemin üsteesinden geldin geldin yoksa düzelmen ve evlenmen daha da zor olacak gibisinden anladım ve bu bende kaygı yaratıyor. evet hayatımda birinin olmasını istiyorum ve bugün dediğiniz şekilde, eğer birinden hoşlanırsam önce sıradan bir arkaaşlık kurmak ve zamana bırakmak gerisini. hayırlısı ile böylee birini bulabilirim. bu biraz da benim için mecburiyet gibi olacak işte bu noktada sıkıntı başlıyor.mecbur olmak istemiyorum hiçbir şeye. bir şeyi içinden gelerek yapmak ile bir başkasının söylemesi ile yapmak çok farklı. biliyorum yine savunmaya geçip direnç yarattığımı düşüneceksiniz, evet belkide öyle yapıyorum. şu benim bitip tükenmek bilmez kuruntularım işte. neyse inşallah bu konunun da üstesinden geleceğim. birgün hoşlanığım biri karşıma çıkacak ve ben onu yüceltmeden sıraan biri gibi göreeceğin. bunu hiç unutmayacağım.şuan bile huzursuzluk yaşıyorum.
yine annemle olan ilişkimiz de yeri geliğinde tepkini koy ve pişmanlık yaşama bunun için de dediniz. evet tepki konusunda sorun yok yeri geldiğinde kızıyorum ancak sonraan üzülüyorum yani pişmanlık oluşuyor. iyileşebilmem ve annemle olan bu bağı koparmam için pişman olmamak şart. bence bu konuda bir hayli yol aldım.

takıntılar konusunda da dediğinizi uygulayacağım hani şu cami imamından yola çıkarak. içimdeki sesin bana emrettiği şeyin tamtersini ve kendimi eskiden çok yargılar çok suçlardım. bu yine var ancak eskisi kadar değil. şunu da diyeyim. sizin odanızdan çıktıktan sonra yaptığım ilk şey oruçlu olduğum halde giip  bir paket sigara almak ve içmek olu. ya çıkınca gerçekten canım çok sıkılmıştı ve bir şekilde bunu bertaraf etmem gerekiyordu ve ben de kolayı seçip sigara içtim. Allah affetsin ne diyim keşke içmeseydim de akşamı bekleseydim. ama oldu bir kere. zaten günün geri kalan kısmında kendimi teselli etmekle geçirdim. vicanım bu konuda yine beni suçladı egom ise mantıklı bir nedenler söylemeye çalıştı. ve şuan bile kendimi üzgün hissediyorum ancak suçlamıyorum. suçlasamda değişen bir şey olmayacak olan olu artık. artık telafi edicez inşallah.

masturbasyon konusunda da eikleerinize uyucam. zaten eskiye oranla bir düşüş var bende. haftada 2 yi geçmiyor umarım hep böyle kalır. asıl benim sormak isteiğim size şuydu utandığım için soramamıştım. eskiden neredeyse hergün, şimdilerde ise ara sıra sabahları eroksiyon olarak uyanıyordum. bunun sebebi nedir? yine cinsel içerikli rüyalar görmüyorum. aslında bir kere görmüştüm. bu ikinci rüyam oluyor bir bayanla cinsel ilişkiye giriyorum.ancak tam olarak zevk alamıyorum ama yinede onu hisseiyorum. bu beni sevindirdi. eskiden görüğüm rüyalar da ise genelde çıplak erkek vucutları vardı ve ben onlara sadece bakıyordum. sanki televzyon izler gibi bakıp heyecanlanıyordum. ancak şuda var. tv ya da bilgisayarda gördüğüm çıplak erkek vucutları hala ilgimi çekiyor, ama bu kendimi kaybedecek seviyede değil. yine kadın vucudu da eğer güzel olursa dikatimi çekiyor. ikisi arasında bir karşılaştırma yapacak olursam erkek vucudu aha fazla.

son olarak bir şeyler yazmak istiyorum. hayatıma böyle bir sorun var ne yazık ki değiştirebilir miyim bilmiyorum. ama değişmek istiyorum. çünkü bu ben eğilim. içimdeki ben sııcak kanlı yaşamayı seven ve işi gereği yardım etmeyi isteyen birilerine. ben mevcut potansiyelimi sonunda kadar kullanmak istiyorum. kendimi sınırlanıırdmaan konu komşu ne der demeden, içimden geldiği gibi doğal ve samimi olmak isityorum. çünkü içimde hissettiğim duygular bunlar. neden dışarıya yansıtmayayım ki. bu korkulardan kuruntulardan ve bende eksik olan özgüvenden ötürü bu yaşıma kadar kendimi silik olarak gördüm. varlığı ve yokluğu pek belli olmayan, sürekli birilerinin acaba hakkımda ne der kaygısını içimde taşıyarak hep ikinci planda kaldım ve kişiliğim bir çocuğunki gibi. zayıf korkak güvensiz oldu. son bir yıldır somut anlama bir şeyler değişti hissedebiliyorum bir arpa boyu kaddar da olsa değişti. umarıım tamamen değişirde yukarıda anlattıığım asıl ben olurum. hem kendime hem de başklarına yararlı biri olurum.kendime acımak istemiyorum, kendimi bu süreçte suçlamak, kendimde olur olmaz hatalalr bulmak istemiyorum.zaman geçiyor ve ben gittikçe yaşlanıyorum. evlenmek bir yuva kurmak, şimdi kendimi tam olarak buna hazır hissetmesem de, çocularımın olmasını istemek benim doğgal hakkım. bunları gerçekleştirmek isitiyorum. tek başıma yapayalnız ve içimde bir sürü şeyin pişmanlığı ile yaşlanmak ve ölmek benim için çok korkunç ve çok üzücü şeyler. Allahım ben ve benim durumumda olan herkese yardım etsin. ve tez zamanda bu dertten muzarip olan herkesi kurtarsın.
keşke bugün dediğiniz şahıslarla görüşseydim. haftaya böyle bir fırsat doğarsa görüşmek isterim. iyi geceler hocam...

02 Ağustos 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 18 Ağustos 2012, 11:16:23 ös
iyi akşamlar hocam nasılsınız. ben idare eder canım sıkkın biraz. nedenini anlatmak istiyorum burda: belki bana gülebilrsiniz ya da tuhaf gelebilir can sıkıntımın nedeni ama sizden başka kimseye de anlatamam sanırım.
 
şeker portakalı kitabını okudunuz mu José Mauro de Vasconcelos'un çocuk romanı kitabı. sizinle son görüşmemizden sonra verdiğiniz kitaptan birkaç yeri okuduktan sonra hep okumak istediğim ama bir türlü okuma fırsatı bulmadığım bu kitabı okudum. kitap 3 seriden oluşuyor: şeker portakalı, güneşi uyandıralım ve delifişek. 3 kitabı da bir solukta okudum. 3. kitabı yani delifişeği bugün sabah 7.00 gibi bitirdim. bitirdikten sonra ruhumu ve kalbi derin bir hüzün kapladı. ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı artık içimdeki hüznü daha fazla tutumadım ve ağlamaya başladım. ağlayarak uyumuşum. hüznümün nedeni işte bu kitap serisi.
kitapta zeze adındaki bir çocuğun hikayesini anlatıyor. seri baştan sona hep hüzün. daha 5 yaşında iken büyük acılarla tanışıyor. fakirlik, hüzün ve baba sevgisini başkalarında arıyan tam buldum derken talihin oyunlarıyla kaybeden biir çocuğun hüznü. ilk kitapta 5 yaşındaki bir çocuğun inanılmaz zekası okumayı kendi kendine öğrenmesi, ilginç düşünceleri ve arkadaşı olan şeker potakalı fidesi ve yine babası yerine koyduğu portekizli bir adam. ilk başarda adamla arası çok kötü iken sonraları babası olacak kadar sevdiği ve talihsiz bir kazayla tren kazasında kaybetmesi ardından şeker portakalı ağacının kesilmesi. çocuğun ruhunda ilk büyük acıların açılmsına ve günlerce ateşelr içinde satyıklamalarına neden oluyor. çok üzüldüm gerçekten.
 
2. kitabı güneşi uyandıralım da fakirliiği nedeniyle ailesi tarafından zengin bir aile verilmesi ve ergenlik yılları anlatılıyor. bu kitapta da ona yardımcı olmak için yüreğine giren bir kurbağa, okuduğu okuldaki en yakın dostu peder fayello ve yine babası olmasını istediği fransız bir şarkıcının her gece onu gelip düşlerinde ziyaret etmesi. yine evlatlık verildiği ailesi ile yaşadığı uyum sorunları. kurbağa arkadaşı çocuğun 15 yaşına kadar yanında kalıyor çüünkü bir gün kendine güveni geldiğinde artık kendisine ihtyacı olmayacağını söylüyor. ve babası olmasını isteği fransız film aktörüde, onu 15 yaşların sonunda bırakıp gidiyor. çünkü oda diyorki bir gün kalbin aşkla tanışacak ve bana ihityacın kalmayacak. bu arada ergenlik dönemi ve ilk aşkını tanııyor. neyse okulunu bitiriyor ve gerçek ailesinin yanına dönmek zorunda kalıyor ama hiç gitmek istemiyor. çünkü alışmış artık hem bu yeni ailesin, babası ile olan sorunlarını halletmiş ve okulunu da ikinilik ile bitirmiş. yine aşık olduğu kızdan ayrılmanın da veriği bir hüzün var hem de düşsel arkadaşları onu teker teker bırkıp gidiyorlar.
 
3. kitap da ise zezenin ilk gençlik yılları anlatılıyor, okulu bitirmiş 2 yıl tıp fakultesine gtmiş ancak hala ne olacağını bilmediği için okulu bırakmış durumda. evlatlık verildiği ailenin yanında. en büyük tutkusu ise yüzmek. birgün yüzme yarışmalrına katulmak için okulu çoğu zaman kırırp yüzme antrenmanları yapmaya gidiyoor. ve evlnemke isteiği silvia adındaki kızı tanıyor. ancak ailesi o kızla evlenmesini istemiyor. ama onlar birbirlerini çok seviyorlar, zeze işsiz. evlatlık verildiği babası ile arasını düzeltmiş durumda, babası ağır bir amleiyat geçiriyor ve zeze bir gün önesinden kiliseye gidip babası için dua ediyor. eğer tanrı babasının ameliyat masasından sağ çıkarırsa o da bir daha yüzmeyeceğine yemin ediyor. çokgarip çünkü ilk başlarda babalığını öldürecek kadar nefret ediyor ama burda artık kendinden ödün veriyor. beni çok etkiledi. babasının ameliyatı iyi geçiyor ve zeze bir an olsun başında ayrılmıyor babasının. babasuu hasta yatağında o na diyorki  okızdan vazgeç çünkü iyi bir kız değil ve başına dertler açaçaksın. zeze istemeyerek kızdan vazgeçiyor ancak kızı deliler gibi seviyor. ayrıldıktan sonra tam bir serseri hayatı yaşıyor bir gece parkta oturuken kızı gööryor ve yanına gidip kimi beklediği soruyor kız da yeni erkek arkadaşınıı diyor ve zeze buna çok sinirleniyor. kızı kolundan tutp bir köşeye çekip öpüyor. son kitabında işte kızla evlenebilmesi için düzenli bir işinin ve parasıının olması gerek. bunun içinde başka bir şehre gidip çalışmak zorunda.
 
bilmiyorum nekadar anlatabildim ama beni etkileyenlerdi bunlar. açıkcası hala çok üzgünüm. okuğumun kitaparın sonuuna yaklaşınca hep dua ediyordum ne olur bari bu segerki mutlu bitsin ancak hiç bitmiyor ve bu beni çok üzüoyr. galiba çocuklupumu bana hatırlatıyor. o yüzden bir kitaptan bu kadar etkilendim beni ağlatacak huzurumu kaçıracak kadar. yine ömrü boyunca sevilme ihityacı sanırım bende de var bu duygu. ve babasının olmasını istediği kişiler.
neden bunları size yazdım bilemiyorum açıkcası duygularımı tam olarak anlatamadım da. yarınki görüşmede bunlardan bahsedemezdim sanırım. çünkü daha önemli problemlerim var değilmi kendi açımdan. keşke okumasaydım bu kitabı bukadar beni etkisi altına alacağını hiç sanmıyordum. aynı şey dostoyevski de de olmuştı. günlerce üzgün dolaşmıştım. aynı şey yine oluyor. kendimi o roamn kahramanları ile özdeşleştirdiğim için belki çok üzülüyor belki de gerçekten aynı duyguları içimde taşıdığım için.ama biriyle payşalmam gerekiyordu bunları çünkü hala içimde hiç büyümeyen dünyayı bir parça düşten, hayallerden ibaret olduğunu gören bir çocuk var. belki ben zeze gibi baba olarak birlerini koymadım hayatıma ama ben de babamı özlediğimde onun bir parfum kutusu vardı ondan kalan. onu  koklardım hep birşşeyler canlandırmak için hayallerimde. belkide bü yüzdendendir çok hüzünlü oluşum. hayatım boyunca hep hüzülü oldum bende.
 
neyse iyi akşamlar hocam görüşmekk üzere.
 
09 Ağustos 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 18 Ağustos 2012, 11:17:46 ös
mrb hocam. bugünkü terapiyi sıcağı sıcağına yazayım dedim. yoksa çoğu şeyi unutacağım yine.
size gelirken  aklımda hiçbir şey yoktu ne konuşacağımız ile ilgili, ama gördümkü aslında konuşulacak bir sürü konu bulduk. bu terapi diğerine göre daha iyi geçti dışarı çıktığımda kendimi mutlu hissederek çıkmıştım. hatta tuhaftır kendimi tam bir erkek olarak hissettim, özgür bir erkek. bu duygu güzeldi.
otobüste sizinle konuştuklarımız aklıma geldi ve seanstan sonra ki izlenimlerimi yazayım dedim. yine seasn boyunca samimi ve içten davrandığınız için teşekkür ederim. bu seanstan hiç sııkılmadım ve hoşuma da gitti.
 
benim bencil olduğumu söylediniz bunu söyleyen 2. kişisiniz. evet ben kendime bencilim ve bencillik beni öyle sarıp sarmalamış kı hayatta ilerlememe, kendimi ortaya koymama, dünyanın bir parçası olmama engel olmuş. hep kendimi geri çekmişim bütün ilişkilerimde, bu da bende özgüven sorunu yaratmış evet sonuna kadar hak veriyorum size. ancak tam olarak anlmadığım nokta şu insanın kendini sevmesi nasıl olur? bu konu üstünde fazla durmadığımızı farkettim.
 
insanın kendini sevmesi nasıldır. kendini dış tehlikelerden korumasımı, üşüdüğünde üstüne klaın şeyler giymesimi, terli terli su içmemesi mi? ben kendimi seviyor muyum ya da sevmiyorsam nekadar sevmiyorum. bu soru aklıma takıldı. kendimi nasıl sevebilirim. düşünüyorumda hep kendimi eleştirdiğim, hep eksiklikler bulduğum kendimi kendi gözümde cehennemlik azılı bir düşman bir pislik olarak gördüğüm zamanların sayısı o kadar fazlaki. ve çok düşündüğüm, sanki düşünecek başka bir şey yoktu da hep kendi eksikliklerimi düşünmem, kafamı çatlatırcasına düşünmem bana ne kazandırdı. koskoca bir HİÇLİK. kendimi önemsemek istiyorum, kötü bir yaratık değilim, ben bir insanım ve kalbim de var. özümde de iyiyim. hiç mi iyi tarafım yok, hep kusur bende mi? hayır insan hata yapabilir, bana göre kötü insan yoktur kötü davranış vardır, hatta ypmak da en doğal hakkımızdır. peki ben neden pireyi deve yapıyorum, her defasında içimde bir mahkeme kurup suçlu da ben oluyorum hakim de ben, hesabımı kesen de ben. çok üzücü gerçekten yıllarca kendime haksızlık etmişim.kendimi kapattığım kafesimin kapısını araladım bakalım kafesten çıkabilecek miyim korkmadan. bir tohum tanesi gibi meydan okuyabilecek miyim dünyaya. diyebilecek miyim hey bende burdayım. iyi ve kötü yönlerimle sevap ve günahlarımla belki küçük biriyim belki size göre önemsiz silik biri ama ben varım ve başkaldırıyorum kendi ellerimle taktığım prangalarıma. bunu demeyi bunu yaşamayı her zerrem de ne kadar çok istiyorum anlatamam.
 
elimden geleni yapmaya gayret edeceğim size değil de kendime söz veriyorum.
 
yine kokular üzerinde konuşmuştuk. ben ifade edememiştim kendimi. her koku, tabi güzel olanlar bana eskileri hatırlatır. ama benim yaşadığım eskileri değil yaşayamadığım hayallerimi, özlemlerimi. kayısı kokusu sana neyi hatırlatır dediğinizde cevap verememiştim tam olarak. kayısı kokusu benim en sevdiğim kokudur. hafif ve sarı bir koku. bu koku bana her zaman aynı şeyleri çağrıştırmaz. mesela bir defasında soğuk bir kış günü, her taraf kar ayaz ve gece yarısı. karlar pütür pütür, gök yüzü açık ve ay dolunay şeklinde. başka zamanlarda aynı koku ılık bir mayıs aynı hatırlatır bir ilk bahar akşamını, suların çostuğu, kurbağaların vıraklamalarını. başka zaman bana batan kızıl bir güneşi, kuruyan son bahar yapraklarını, doğanın boydan boya sarardığı hüzünlü bir sonbahar akşamını.başka zaman kendi yalnızlığımı. her defasında değişir kokuların bende bıraktığı izlenimler.
 
yine size bahsettiğim ve kaç gündür etksinden kurtulamadığım kitabın beni neden bukadar alt üst ettiğini otobüsteyken anladım. bu konu üstünde de pek fazla durmadık ama ben şöyle yorumluyorum. romandaki kahramanı okadar çok içselleştirmişim ki içimde sanki o olmak için can atıyorum. başlangıçta kendine güveni olmayan sürekli ağlayan ve sevgi isteyen bir çocuk, diğer serilerinde kendini keşfetmesi, kendine güven duyması kendi ayalşarı üstünde durarak dünyaya hayata baş kaldırması. işte bunların hepsini ben onda gördüm satır satır, ben de bunların hiçbiri yok ve onda da var. ben o yüzden o olmak istedim aslında kitabı okurken sanki kendimin olmasını isteğim bir hayattı. o yüzden büyük umutlar besledim iyi bitsin diye ama her seferinde iyi bitmese de yine binbir zorluklarla varlığını hayata kabul ettirmesi. ve benim sulu göz ollması da kendimi ona yakın hissetmem.
 
 
kendimi ile ilgi bir şeyler düşünmüyorum demiştim sizde böylesi iyi demiştiniz. evet bence de bir müddet düşünmemek iyi. hesaplar yapmaya başladığımda yine ucu kendimi suçlamak olacak.
hesaplar benim çevremde olup bitenleri kontrol altına alma isteği idi. ama artık anlıyorum ki tam olarak, çevremdeki her şeyi kontrol altında tutamam, ne öyle bir gücüm ne de öyle doğa  üstü bir yeteneğim var. biraz da suyun akışında sürüklenmek benim için iyi olacak diye düşünüyorum. bu beni korkutsa da, içime yine kaygılar düşürse de denemeliyim. bu kuyudan çıkmanın başka yolu yok.
 
son bir şeyler, insanlara karşı tavrım da değişiyor.mesela eskiden insanları hıristiyan müslüman yahudi zenci çinli vb. şeklinde ırklara ya da mezhepelre göre değerlendirirken artık öyle olmadığını hissediyorum. bizi biz yapan ddinler, ırklar mezhepelr dış görünüşümüz değilde duygularımız ve düşüncelerimizdir. ama en fazla duygulardır diyorum. benim yaşadığım çoğu duyguyu bir çinli veya bir amerikalı bir zenci de baya yaşıyor. onun hissettiği şeyleri ben de hissediyorum. bilemiyorum ne kadar mantıklı. hz mevlana geliyor aklıma her ne olursan ol gel sözü. koşulsuz kalbul etme isteği uyanmaya başlıyor bende. insanı, insan olduğu için sevme istediği oluşuyor içimde.bu düşüncelere o kitabı okuduktan sonra farkettim. böyle düşününce içime sevimli bir duygu yerleşiyor.yine hz ali as'ın bir sözü de bununla ilgili: dünyadaki insanlar sizin din kardeşinizdir, eğer dinler farklı ise dünya kardeşinizdir diyor. ne asil bir düşünce.
 
bunun dışında aklıma artık pek fazla bir şey gelmiyor. bu yüzden burda sonlandırmak istiyorum...

10 Ağustos 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 18 Ağustos 2012, 11:19:04 ös
mrb. aslında dün akşam yazmayı düşünüyordum. mesajınızı yeni gördüm. öğretmenle ilk karşılaşmamızda hafif bir tedirginlik vardı. sonuçta ne o beni tanıyordu ne de ben onu. ve benim sırrımı sizden başka kimse de bilmiyordu. ilk defa 3. bir kişi buna dahil oluyordu. sonra adamın doğal davrandığını görünce rahatladım. iyi birisi, samimi gibi görünüyor.yalnız olmadığımı bu dettten başklarının da muzdarip olduğunu görmek- canlı bir şekilde- beni rahatlattı diyebilirim.
asıl benim anlatmak istediğim konu başka dün bir olay yaşadım anlatatım:
 cumartesi sabah 6.30 gibi uyuyabildim çok sıcak ve nemli bir hava olduğu içindi. neyse saat 10 gibi gelen bir telefon sesiyle uyandım arayan ablamdı ve akşma bize geleceklerini söylediler. tamam deyip tekrar uyumak için yatağıma döndüm ama uykum kaçmış gibiydi ve sinirliydim üstelik midemde de bir ağrı vardı. aradan beş dakkika geçmeen bu sefer kapı çaldı annemdi, anahtarı unutmuş kapıda kalmış bir de ona kalktım. neyse yinne uyamak için odaya girdim tam uykuya geçiyordum bu sefer annem telefonda biriyle konuşuyordu yğksek sesle. kulak kesildim arayan diğer ablamdı ve bir şeylerden bahsediyorlardı. dinledikçe dah çok sinirlendiyordum çünkü sonlara doğru sanırım yine para istiyordu annemden ve bende bir hışımla kalktım ilk yaptığım bir sigara yakmak oldu ve arkasından sertçe mutfağa girdim. yüksek sesle yine ne istiyor senden yetmedimi bu kadar sömürmesi dedim. annem tabi onunla konuşmadığını inkar etti ve telefonu kapattı. ben bağırdım, onu buraya alıştırma yeniden başıma bela etme dedim. hırsımı alamadım mutfağın kapısına bir yumruk geçirdim. tabi annem bir şey demiyor sürekli ben bağırıp çaığırıyordum. yine paramı istiyor dediğimde o inkara kalkışıyor ben daha da sinirleniyordum.arkasından tehdit ettim eğer o buraya gelirse ve tekrar rezillkik çıkarırısa seni sislerim dedim. bir an pılımıpırtımı toplayıp geldiğim yere geri dönmeyi düşündüm. ardından bundan sonra ne sen benim annem olursun ne de ben senin oğlun olurum dedim. ve sinirli bir şekilde diğer odaya gittim . artık uyku muyku kalmamıştı bende. dışarı çıkmayı düşündüm canım istemedi gittim bir digara daha yaktım ve balkona çıktım. biraz sakinleşince tekrar yanına gttim bu sefer daha sakin sordum ne istiyor diye. sadece açıp hal hatır soruyor dedi. neyse fazzla üstelemedim. o günü sanki ömründen hiç yaşanmamış bir gün gibi geçti giitti. tüm gün kanepye uzandım ve tv izlemeye çalıştım.
yine içimdeki o ses uyandı beni suçlamaya başladı. yine orucu bozdun, senden bir halt olmaz, allaha ne cevap vereceksin, senin sonun hiç iyi değil gibi şeyler öyledi durdu.ben annemle tartıştığım için pişmanlık duymadım zerre kadar, ama bir anlık sinirle orucu bozmak beni üzdü. tüm günde etkisini gösterdi bende.
 
akşam size yazacaktım çünkü çok kötüydüm. hani siz hiçbir şey düşünme ve hesap yapma demiştiniz. içimdeki ses akşama doğru daha da arttırdı kendini. sanki sıtmaya yakalanmış gibi vücudum titriyor başım zonkluyordu. ve o içimdeki ses şöyle diyordu ne kadar rahatsın, eminimki sen birini öldürsen yine böyle kendine bahaneler bulup kendini rahatlatmaya çalışacaksın. düşündüm beni birini öldürürsem gerçekten haklı nedenler bulup kendimi mi rahatlatırım. hiç mi pişmanlık duymam gibilerinden düşüdükçe daha çok canım yanıyor ve korkuyrdum. içimden de ben kimseyi öldüremem, okadar da değil diyordum. içimdeki sıkıntıyı gidermek için namaza durdum, ancak oo ses yine çok rahatsın eminim sen yakında birini öldürsen de böyle kendine mazeretler bulup kendini haklı çıkarmaya çalışacaksın. o an aklıma siiz geldiniz acaba size yazsam mı dedim. biraz namaz kılayım dedim eğer sıkıntı geçmezse içimi dökerim hüseyin hocaya dedim. bu arada namazdayken aklıma yine bu düşünceler geliyor korkuyordum korktukça da gözlerimden yaşlar dökülüyor ve llaha içimden yalvarıyordum ne olur kurtar beni bu düşüncelerden, ne olur başıma kötü bir şey gelmesin, orucu bozduğum için beni ccezalandırma, o içimdeki sesi haklı çıkarma diye dua ediyordum.  böyle bir müddet zaman geçti ve içimin rahatladığını hissettim. artık bedenim titiremiyor ve ses de koonuşmaz olmuştu. sahura kadar namaz kaldım kaza namazlarımı. dua ettim bol bol. çok şükür bir nöbet de geçmişti.
 
arkasından sizin dediklerinizi düşündüm, kendini biraz hayatın akışına bırak deyişinizi, hiçbir şeyin hesaabını yapmadan- kar-zarar yaşamaya çalış deyişiniz. aklıma çelşitli sorular getirdi. acaba bu kadar rahat davranmam normal miydi, ya bu yüzden başıma kötü birşeyler gelirse. hayatımın her alanında mı özgür olmam gerek, her iişimi sallamam gerek. ya d hüseyin hocanın dediği özgürlükle benim anladığım özgürlük aynı şeyler miydi. ya böyle davranarak gerçekten içimdeki sesi hakılı çıkaracak bir şey yapabilr miydim. en basidinden birini öldürmek peki bu düşünce nerden gelmişti. sanki  birinii öldürmüş gibi hissettim ya da öldürmeye ramak kalmış gibi. diğer seansta mutlaka bu özgürlük kavrmını konuşmam gerekiyor sizle..
 
bugün çok şüükür iyiyim ne içimdeki ses ne de başka birşey aklıma geldi. orucumu da tuttum. ve gayet rahatım. ama akşma doğru tırnak yeme konusunda bir kaç girişimim olduysa da yapmadım hemen ellerimi çektim.
dün yaşadığım bu olay nedir hocam, kabuğumun çatlaması mı yoksa kafayımı yiyorum.
 
12 Ağustos 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 18 Ağustos 2012, 11:20:37 ös
bugün görüşmeye gelemedimç facede de bahsetmiştim sebebini. bilmeiyor cevap yazmadınız nedendir? üstünde durmıycam. bugün hakkında bilgi vermek istiyorum sadece. 3 gündür uzak akaraba dediğim bir bayanla telefonda görüştükten sonra bugün sabah bana meaj yazdı ve öğleden sonra yüzyüze görüşmeki stediğini bildirdi ve bende kabul ettim. bi akrabın vasıtası ile kızı tanıdım. neyse  bir buçuk saat bir parkta oturp konuştuk. önce ben anlattım kendimle ilgili şeyleri sonra o anlattı. heyecan vs hiçbir şey yoktu bende. kız sakaryada sınıf öğretmenliği yapıyormuş, bundan bir ay önce nişanı atmış, çünkü eerkeğin ailesi farklı bir mezhepten kıza mezhebini değiştirmesini istemişler ancak kız olmaz demiş çocukta sevgisini arkasında durmadıüı için nişanı bozdum dedi. benim için sorun değğil dedim. neyse baya bi konuştuk. kzın hareketlerinden ve sözlerindne benden hoşlandığını anladım ya da bana öyle geldi. ancak ben kızdan hoşlanamadım. bilmeiyorum elektirk dedikleri olay herhalde alamadım. kalktık ve akşam kızı aradım, sesi iyi idi. nasılsın vs den sonra ben kararımı verdim dedim. seni üzmek kırmak ya da ümitlendirmek istemiyorum ama en iyisi arkadaş olarak kalalım dedim. kısa bir suskunluktan sonra tamam dedi. büyük bir olgunlukla kararıma saygı duygu ve telefonu kapattık. şimdi neden hoşlanmadığıma gelince onlardan bahsetmek istiyorum:
 
kızın dış görünüşü beni etkeilemedi. örtülü olması güzel ancak fiziki güzelliği etkilemedi beni. her zaman demişimdir iç güzellik önemli hala da öyle diyorum ancak yine dış güzelliğide önemli değil mi. boyu kısa idi. omzumdan ancak vardı. ilk başta bunlar kararımda etkili oldu.
o da yengeç burcuymuş ben de öyleyim. az çok nasıl bir insan olduğunu tahmin ettim hatta yüzüne karşı dediğimde evet dedi saydığın hepsi var dedi. alıngan olması kıskanç olması vss. bunlar da kararımda etkili oldu.
birini severek evlenmek istiyorum. büyük konuşmayımda sırf evlenmek için evlenmek taraftarı değilim. bence en büyük haksızlık böyle olur karşı tarafa. biraz üzgünüm sanki kızı kırdım gibi ama bunu da hallederim. çünkü ilerde mutsuz olmakda var hiç sevmediğin biriyle bir ömür geçer mi. bunları düşünmek bence kararım doğru olduğunu gsteriyor. hayırlısı artık. inşallah kalbine göre birini bulur gerçekten iyi bir kız.
 
bu görüşme bana güven duygusu getirdi. görüşme boyunca sakin olmam ve kendimi tam olarak ifade edebildiğimin farkında olmam açıkcası hoşuma gitti. bundan sonra hoşlandığım kızlara uzaktan bakmak veya platonik bir şeyler yaşamak yerine direk gidip konuşacağımı anladım  yani bana bir güven geldi. karşı tarafın da insan olduğunu gözümde okadar da büyütenin saçma olduğunu anladım.
 
ayrıca kusura bakmayın bugün gelemedim ancakk haftaya telafisini edeceğim. malum gitmeme az kaldı
haftaya sanırım 2 defa gekicem. çünükü diğer hafta gidiyorum artık.

16 Ağustos 2012
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 26 Ekim 2013, 09:49:47 ös
...
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 14 Mayıs 2014, 12:01:14 öö
....
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 04 Şubat 2016, 10:09:22 ös
..
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 17 Ekim 2016, 10:11:11 öö
Eşcinsellik Nedir Hastalık mı Belirtileri Nasıl Anlaşılır?

http://www.youtube.com/watch?v=tX0T68Pwuq8&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=10

Eşcinsel Tedavi Röportajı - Helin Avşar

http://www.youtube.com/watch?v=w2TvYLuahO8&index=7&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw

Kadına Şiddet, Kıskançlık ve Eşcinsellik

http://www.youtube.com/watch?v=GFxqNItEJUI&list=UUIe19S-aZ6TQNiC1Tsfjviw&index=3
Başlık: Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
Gönderen: psikolog - 20 Şubat 2017, 04:57:54 ös
..