Gönderen Konu: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM  (Okunma sayısı 25719 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #15 : 08 Ağustos 2012, 02:14:27 öö »
merhaba hüseyin hocam...

bugünkü terapi haknda bilgi vermemi istemiştiniz.düşüncelerimi yazayım. ilk olarak size glme konusuna biraz tereütlr yaşadım gitsem mi gitmesem mi konusunda. nedenini bilmiyorum belkide siz bana eşcinsel olduğumu haırlatan bir uyarııcı ooluğunuzdan belki de başka bir şey. ama sonuçta hayatıma böyle bir problem var ve ben gelmek istedim size.ve geldim.
seansın başından sonuna kadar sıcak ve samimi davranığınız için teşeküür ederim. sizinle görüşmek için oanıza girikten sonra hiç heyecan veya kaygı türü bir şeyler hissetmeim gayet rahat idim. hatta uzun süredir görmediğim için de sizi özlediğimin farkına vardım. neyse bugünkü terapi bnim için başı iyi sonlara doğru ve başağrsı ile can sıkıntıs yarattı. başllangıçta evet anlat dediğinizde nerden nasıl başlayacağımı bilmiyordum ve aklıma ilk olarak takıntılı davranışlarım geldi ve bunları sizle paylaştım. daha sonra hayatım konusunda genel bir değerlendirme, kızlar, annemle olan ilişkim şekline sıralandı. ilk başlarda gayet iyi giiyordu.anlaşılığımın farkına varıyorum ve bu beni rahatlatıyordu. sonlara doğru özellikle kızlar için söylediğiniz ve hayatında birisi olsun deiğinizden itibaren sıkıntılar vee başağrıları oluşmaya başladı bende. yine kendimi zorunlu hissettim hayatımda birini bulma konusunda. siz bunları söylerken benim ise aklıma şu geldi. geçen yıldan beridir düşündüğüm ; ya hayatımda hiçbir zaman biri olmazsa ya mutsuz pişmanlıklar içinde yaşlanırsam. bu beni çok korkutuyor.ve 35 yaşı sınır koymanız. hani 35  kadar bu problemin üsteesinden geldin geldin yoksa düzelmen ve evlenmen daha da zor olacak gibisinden anladım ve bu bende kaygı yaratıyor. evet hayatımda birinin olmasını istiyorum ve bugün dediğiniz şekilde, eğer birinden hoşlanırsam önce sıradan bir arkaaşlık kurmak ve zamana bırakmak gerisini. hayırlısı ile böylee birini bulabilirim. bu biraz da benim için mecburiyet gibi olacak işte bu noktada sıkıntı başlıyor.mecbur olmak istemiyorum hiçbir şeye. bir şeyi içinden gelerek yapmak ile bir başkasının söylemesi ile yapmak çok farklı. biliyorum yine savunmaya geçip direnç yarattığımı düşüneceksiniz, evet belkide öyle yapıyorum. şu benim bitip tükenmek bilmez kuruntularım işte. neyse inşallah bu konunun da üstesinden geleceğim. birgün hoşlanığım biri karşıma çıkacak ve ben onu yüceltmeden sıraan biri gibi göreeceğin. bunu hiç unutmayacağım.şuan bile huzursuzluk yaşıyorum.
yine annemle olan ilişkimiz de yeri geliğinde tepkini koy ve pişmanlık yaşama bunun için de dediniz. evet tepki konusunda sorun yok yeri geldiğinde kızıyorum ancak sonraan üzülüyorum yani pişmanlık oluşuyor. iyileşebilmem ve annemle olan bu bağı koparmam için pişman olmamak şart. bence bu konuda bir hayli yol aldım.

takıntılar konusunda da dediğinizi uygulayacağım hani şu cami imamından yola çıkarak. içimdeki sesin bana emrettiği şeyin tamtersini ve kendimi eskiden çok yargılar çok suçlardım. bu yine var ancak eskisi kadar değil. şunu da diyeyim. sizin odanızdan çıktıktan sonra yaptığım ilk şey oruçlu olduğum halde giip  bir paket sigara almak ve içmek olu. ya çıkınca gerçekten canım çok sıkılmıştı ve bir şekilde bunu bertaraf etmem gerekiyordu ve ben de kolayı seçip sigara içtim. Allah affetsin ne diyim keşke içmeseydim de akşamı bekleseydim. ama oldu bir kere. zaten günün geri kalan kısmında kendimi teselli etmekle geçirdim. vicanım bu konuda yine beni suçladı egom ise mantıklı bir nedenler söylemeye çalıştı. ve şuan bile kendimi üzgün hissediyorum ancak suçlamıyorum. suçlasamda değişen bir şey olmayacak olan olu artık. artık telafi edicez inşallah.

masturbasyon konusunda da eikleerinize uyucam. zaten eskiye oranla bir düşüş var bende. haftada 2 yi geçmiyor umarım hep böyle kalır. asıl benim sormak isteiğim size şuydu utandığım için soramamıştım. eskiden neredeyse hergün, şimdilerde ise ara sıra sabahları eroksiyon olarak uyanıyordum. bunun sebebi nedir? yine cinsel içerikli rüyalar görmüyorum. aslında bir kere görmüştüm. bu ikinci rüyam oluyor bir bayanla cinsel ilişkiye giriyorum.ancak tam olarak zevk alamıyorum ama yinede onu hisseiyorum. bu beni sevindirdi. eskiden görüğüm rüyalar da ise genelde çıplak erkek vucutları vardı ve ben onlara sadece bakıyordum. sanki televzyon izler gibi bakıp heyecanlanıyordum. ancak şuda var. tv ya da bilgisayarda gördüğüm çıplak erkek vucutları hala ilgimi çekiyor, ama bu kendimi kaybedecek seviyede değil. yine kadın vucudu da eğer güzel olursa dikatimi çekiyor. ikisi arasında bir karşılaştırma yapacak olursam erkek vucudu aha fazla.

son olarak bir şeyler yazmak istiyorum. hayatıma böyle bir sorun var ne yazık ki değiştirebilir miyim bilmiyorum. ama değişmek istiyorum. çünkü bu ben eğilim. içimdeki ben sııcak kanlı yaşamayı seven ve işi gereği yardım etmeyi isteyen birilerine. ben mevcut potansiyelimi sonunda kadar kullanmak istiyorum. kendimi sınırlanıırdmaan konu komşu ne der demeden, içimden geldiği gibi doğal ve samimi olmak isityorum. çünkü içimde hissettiğim duygular bunlar. neden dışarıya yansıtmayayım ki. bu korkulardan kuruntulardan ve bende eksik olan özgüvenden ötürü bu yaşıma kadar kendimi silik olarak gördüm. varlığı ve yokluğu pek belli olmayan, sürekli birilerinin acaba hakkımda ne der kaygısını içimde taşıyarak hep ikinci planda kaldım ve kişiliğim bir çocuğunki gibi. zayıf korkak güvensiz oldu. son bir yıldır somut anlama bir şeyler değişti hissedebiliyorum bir arpa boyu kaddar da olsa değişti. umarıım tamamen değişirde yukarıda anlattıığım asıl ben olurum. hem kendime hem de başklarına yararlı biri olurum.kendime acımak istemiyorum, kendimi bu süreçte suçlamak, kendimde olur olmaz hatalalr bulmak istemiyorum.zaman geçiyor ve ben gittikçe yaşlanıyorum. evlenmek bir yuva kurmak, şimdi kendimi tam olarak buna hazır hissetmesem de, çocularımın olmasını istemek benim doğgal hakkım. bunları gerçekleştirmek isitiyorum. tek başıma yapayalnız ve içimde bir sürü şeyin pişmanlığı ile yaşlanmak ve ölmek benim için çok korkunç ve çok üzücü şeyler. Allahım ben ve benim durumumda olan herkese yardım etsin. ve tez zamanda bu dertten muzarip olan herkesi kurtarsın.
keşke bugün dediğiniz şahıslarla görüşseydim. haftaya böyle bir fırsat doğarsa görüşmek isterim. iyi geceler hocam...

02 Ağustos 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #16 : 18 Ağustos 2012, 11:16:23 ös »
iyi akşamlar hocam nasılsınız. ben idare eder canım sıkkın biraz. nedenini anlatmak istiyorum burda: belki bana gülebilrsiniz ya da tuhaf gelebilir can sıkıntımın nedeni ama sizden başka kimseye de anlatamam sanırım.
 
şeker portakalı kitabını okudunuz mu José Mauro de Vasconcelos'un çocuk romanı kitabı. sizinle son görüşmemizden sonra verdiğiniz kitaptan birkaç yeri okuduktan sonra hep okumak istediğim ama bir türlü okuma fırsatı bulmadığım bu kitabı okudum. kitap 3 seriden oluşuyor: şeker portakalı, güneşi uyandıralım ve delifişek. 3 kitabı da bir solukta okudum. 3. kitabı yani delifişeği bugün sabah 7.00 gibi bitirdim. bitirdikten sonra ruhumu ve kalbi derin bir hüzün kapladı. ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı artık içimdeki hüznü daha fazla tutumadım ve ağlamaya başladım. ağlayarak uyumuşum. hüznümün nedeni işte bu kitap serisi.
kitapta zeze adındaki bir çocuğun hikayesini anlatıyor. seri baştan sona hep hüzün. daha 5 yaşında iken büyük acılarla tanışıyor. fakirlik, hüzün ve baba sevgisini başkalarında arıyan tam buldum derken talihin oyunlarıyla kaybeden biir çocuğun hüznü. ilk kitapta 5 yaşındaki bir çocuğun inanılmaz zekası okumayı kendi kendine öğrenmesi, ilginç düşünceleri ve arkadaşı olan şeker potakalı fidesi ve yine babası yerine koyduğu portekizli bir adam. ilk başarda adamla arası çok kötü iken sonraları babası olacak kadar sevdiği ve talihsiz bir kazayla tren kazasında kaybetmesi ardından şeker portakalı ağacının kesilmesi. çocuğun ruhunda ilk büyük acıların açılmsına ve günlerce ateşelr içinde satyıklamalarına neden oluyor. çok üzüldüm gerçekten.
 
2. kitabı güneşi uyandıralım da fakirliiği nedeniyle ailesi tarafından zengin bir aile verilmesi ve ergenlik yılları anlatılıyor. bu kitapta da ona yardımcı olmak için yüreğine giren bir kurbağa, okuduğu okuldaki en yakın dostu peder fayello ve yine babası olmasını istediği fransız bir şarkıcının her gece onu gelip düşlerinde ziyaret etmesi. yine evlatlık verildiği ailesi ile yaşadığı uyum sorunları. kurbağa arkadaşı çocuğun 15 yaşına kadar yanında kalıyor çüünkü bir gün kendine güveni geldiğinde artık kendisine ihtyacı olmayacağını söylüyor. ve babası olmasını isteği fransız film aktörüde, onu 15 yaşların sonunda bırakıp gidiyor. çünkü oda diyorki bir gün kalbin aşkla tanışacak ve bana ihityacın kalmayacak. bu arada ergenlik dönemi ve ilk aşkını tanııyor. neyse okulunu bitiriyor ve gerçek ailesinin yanına dönmek zorunda kalıyor ama hiç gitmek istemiyor. çünkü alışmış artık hem bu yeni ailesin, babası ile olan sorunlarını halletmiş ve okulunu da ikinilik ile bitirmiş. yine aşık olduğu kızdan ayrılmanın da veriği bir hüzün var hem de düşsel arkadaşları onu teker teker bırkıp gidiyorlar.
 
3. kitap da ise zezenin ilk gençlik yılları anlatılıyor, okulu bitirmiş 2 yıl tıp fakultesine gtmiş ancak hala ne olacağını bilmediği için okulu bırakmış durumda. evlatlık verildiği ailenin yanında. en büyük tutkusu ise yüzmek. birgün yüzme yarışmalrına katulmak için okulu çoğu zaman kırırp yüzme antrenmanları yapmaya gidiyoor. ve evlnemke isteiği silvia adındaki kızı tanıyor. ancak ailesi o kızla evlenmesini istemiyor. ama onlar birbirlerini çok seviyorlar, zeze işsiz. evlatlık verildiği babası ile arasını düzeltmiş durumda, babası ağır bir amleiyat geçiriyor ve zeze bir gün önesinden kiliseye gidip babası için dua ediyor. eğer tanrı babasının ameliyat masasından sağ çıkarırsa o da bir daha yüzmeyeceğine yemin ediyor. çokgarip çünkü ilk başlarda babalığını öldürecek kadar nefret ediyor ama burda artık kendinden ödün veriyor. beni çok etkiledi. babasının ameliyatı iyi geçiyor ve zeze bir an olsun başında ayrılmıyor babasının. babasuu hasta yatağında o na diyorki  okızdan vazgeç çünkü iyi bir kız değil ve başına dertler açaçaksın. zeze istemeyerek kızdan vazgeçiyor ancak kızı deliler gibi seviyor. ayrıldıktan sonra tam bir serseri hayatı yaşıyor bir gece parkta oturuken kızı gööryor ve yanına gidip kimi beklediği soruyor kız da yeni erkek arkadaşınıı diyor ve zeze buna çok sinirleniyor. kızı kolundan tutp bir köşeye çekip öpüyor. son kitabında işte kızla evlenebilmesi için düzenli bir işinin ve parasıının olması gerek. bunun içinde başka bir şehre gidip çalışmak zorunda.
 
bilmiyorum nekadar anlatabildim ama beni etkileyenlerdi bunlar. açıkcası hala çok üzgünüm. okuğumun kitaparın sonuuna yaklaşınca hep dua ediyordum ne olur bari bu segerki mutlu bitsin ancak hiç bitmiyor ve bu beni çok üzüoyr. galiba çocuklupumu bana hatırlatıyor. o yüzden bir kitaptan bu kadar etkilendim beni ağlatacak huzurumu kaçıracak kadar. yine ömrü boyunca sevilme ihityacı sanırım bende de var bu duygu. ve babasının olmasını istediği kişiler.
neden bunları size yazdım bilemiyorum açıkcası duygularımı tam olarak anlatamadım da. yarınki görüşmede bunlardan bahsedemezdim sanırım. çünkü daha önemli problemlerim var değilmi kendi açımdan. keşke okumasaydım bu kitabı bukadar beni etkisi altına alacağını hiç sanmıyordum. aynı şey dostoyevski de de olmuştı. günlerce üzgün dolaşmıştım. aynı şey yine oluyor. kendimi o roamn kahramanları ile özdeşleştirdiğim için belki çok üzülüyor belki de gerçekten aynı duyguları içimde taşıdığım için.ama biriyle payşalmam gerekiyordu bunları çünkü hala içimde hiç büyümeyen dünyayı bir parça düşten, hayallerden ibaret olduğunu gören bir çocuk var. belki ben zeze gibi baba olarak birlerini koymadım hayatıma ama ben de babamı özlediğimde onun bir parfum kutusu vardı ondan kalan. onu  koklardım hep birşşeyler canlandırmak için hayallerimde. belkide bü yüzdendendir çok hüzünlü oluşum. hayatım boyunca hep hüzülü oldum bende.
 
neyse iyi akşamlar hocam görüşmekk üzere.
 
09 Ağustos 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #17 : 18 Ağustos 2012, 11:17:46 ös »
mrb hocam. bugünkü terapiyi sıcağı sıcağına yazayım dedim. yoksa çoğu şeyi unutacağım yine.
size gelirken  aklımda hiçbir şey yoktu ne konuşacağımız ile ilgili, ama gördümkü aslında konuşulacak bir sürü konu bulduk. bu terapi diğerine göre daha iyi geçti dışarı çıktığımda kendimi mutlu hissederek çıkmıştım. hatta tuhaftır kendimi tam bir erkek olarak hissettim, özgür bir erkek. bu duygu güzeldi.
otobüste sizinle konuştuklarımız aklıma geldi ve seanstan sonra ki izlenimlerimi yazayım dedim. yine seasn boyunca samimi ve içten davrandığınız için teşekkür ederim. bu seanstan hiç sııkılmadım ve hoşuma da gitti.
 
benim bencil olduğumu söylediniz bunu söyleyen 2. kişisiniz. evet ben kendime bencilim ve bencillik beni öyle sarıp sarmalamış kı hayatta ilerlememe, kendimi ortaya koymama, dünyanın bir parçası olmama engel olmuş. hep kendimi geri çekmişim bütün ilişkilerimde, bu da bende özgüven sorunu yaratmış evet sonuna kadar hak veriyorum size. ancak tam olarak anlmadığım nokta şu insanın kendini sevmesi nasıl olur? bu konu üstünde fazla durmadığımızı farkettim.
 
insanın kendini sevmesi nasıldır. kendini dış tehlikelerden korumasımı, üşüdüğünde üstüne klaın şeyler giymesimi, terli terli su içmemesi mi? ben kendimi seviyor muyum ya da sevmiyorsam nekadar sevmiyorum. bu soru aklıma takıldı. kendimi nasıl sevebilirim. düşünüyorumda hep kendimi eleştirdiğim, hep eksiklikler bulduğum kendimi kendi gözümde cehennemlik azılı bir düşman bir pislik olarak gördüğüm zamanların sayısı o kadar fazlaki. ve çok düşündüğüm, sanki düşünecek başka bir şey yoktu da hep kendi eksikliklerimi düşünmem, kafamı çatlatırcasına düşünmem bana ne kazandırdı. koskoca bir HİÇLİK. kendimi önemsemek istiyorum, kötü bir yaratık değilim, ben bir insanım ve kalbim de var. özümde de iyiyim. hiç mi iyi tarafım yok, hep kusur bende mi? hayır insan hata yapabilir, bana göre kötü insan yoktur kötü davranış vardır, hatta ypmak da en doğal hakkımızdır. peki ben neden pireyi deve yapıyorum, her defasında içimde bir mahkeme kurup suçlu da ben oluyorum hakim de ben, hesabımı kesen de ben. çok üzücü gerçekten yıllarca kendime haksızlık etmişim.kendimi kapattığım kafesimin kapısını araladım bakalım kafesten çıkabilecek miyim korkmadan. bir tohum tanesi gibi meydan okuyabilecek miyim dünyaya. diyebilecek miyim hey bende burdayım. iyi ve kötü yönlerimle sevap ve günahlarımla belki küçük biriyim belki size göre önemsiz silik biri ama ben varım ve başkaldırıyorum kendi ellerimle taktığım prangalarıma. bunu demeyi bunu yaşamayı her zerrem de ne kadar çok istiyorum anlatamam.
 
elimden geleni yapmaya gayret edeceğim size değil de kendime söz veriyorum.
 
yine kokular üzerinde konuşmuştuk. ben ifade edememiştim kendimi. her koku, tabi güzel olanlar bana eskileri hatırlatır. ama benim yaşadığım eskileri değil yaşayamadığım hayallerimi, özlemlerimi. kayısı kokusu sana neyi hatırlatır dediğinizde cevap verememiştim tam olarak. kayısı kokusu benim en sevdiğim kokudur. hafif ve sarı bir koku. bu koku bana her zaman aynı şeyleri çağrıştırmaz. mesela bir defasında soğuk bir kış günü, her taraf kar ayaz ve gece yarısı. karlar pütür pütür, gök yüzü açık ve ay dolunay şeklinde. başka zamanlarda aynı koku ılık bir mayıs aynı hatırlatır bir ilk bahar akşamını, suların çostuğu, kurbağaların vıraklamalarını. başka zaman bana batan kızıl bir güneşi, kuruyan son bahar yapraklarını, doğanın boydan boya sarardığı hüzünlü bir sonbahar akşamını.başka zaman kendi yalnızlığımı. her defasında değişir kokuların bende bıraktığı izlenimler.
 
yine size bahsettiğim ve kaç gündür etksinden kurtulamadığım kitabın beni neden bukadar alt üst ettiğini otobüsteyken anladım. bu konu üstünde de pek fazla durmadık ama ben şöyle yorumluyorum. romandaki kahramanı okadar çok içselleştirmişim ki içimde sanki o olmak için can atıyorum. başlangıçta kendine güveni olmayan sürekli ağlayan ve sevgi isteyen bir çocuk, diğer serilerinde kendini keşfetmesi, kendine güven duyması kendi ayalşarı üstünde durarak dünyaya hayata baş kaldırması. işte bunların hepsini ben onda gördüm satır satır, ben de bunların hiçbiri yok ve onda da var. ben o yüzden o olmak istedim aslında kitabı okurken sanki kendimin olmasını isteğim bir hayattı. o yüzden büyük umutlar besledim iyi bitsin diye ama her seferinde iyi bitmese de yine binbir zorluklarla varlığını hayata kabul ettirmesi. ve benim sulu göz ollması da kendimi ona yakın hissetmem.
 
 
kendimi ile ilgi bir şeyler düşünmüyorum demiştim sizde böylesi iyi demiştiniz. evet bence de bir müddet düşünmemek iyi. hesaplar yapmaya başladığımda yine ucu kendimi suçlamak olacak.
hesaplar benim çevremde olup bitenleri kontrol altına alma isteği idi. ama artık anlıyorum ki tam olarak, çevremdeki her şeyi kontrol altında tutamam, ne öyle bir gücüm ne de öyle doğa  üstü bir yeteneğim var. biraz da suyun akışında sürüklenmek benim için iyi olacak diye düşünüyorum. bu beni korkutsa da, içime yine kaygılar düşürse de denemeliyim. bu kuyudan çıkmanın başka yolu yok.
 
son bir şeyler, insanlara karşı tavrım da değişiyor.mesela eskiden insanları hıristiyan müslüman yahudi zenci çinli vb. şeklinde ırklara ya da mezhepelre göre değerlendirirken artık öyle olmadığını hissediyorum. bizi biz yapan ddinler, ırklar mezhepelr dış görünüşümüz değilde duygularımız ve düşüncelerimizdir. ama en fazla duygulardır diyorum. benim yaşadığım çoğu duyguyu bir çinli veya bir amerikalı bir zenci de baya yaşıyor. onun hissettiği şeyleri ben de hissediyorum. bilemiyorum ne kadar mantıklı. hz mevlana geliyor aklıma her ne olursan ol gel sözü. koşulsuz kalbul etme isteği uyanmaya başlıyor bende. insanı, insan olduğu için sevme istediği oluşuyor içimde.bu düşüncelere o kitabı okuduktan sonra farkettim. böyle düşününce içime sevimli bir duygu yerleşiyor.yine hz ali as'ın bir sözü de bununla ilgili: dünyadaki insanlar sizin din kardeşinizdir, eğer dinler farklı ise dünya kardeşinizdir diyor. ne asil bir düşünce.
 
bunun dışında aklıma artık pek fazla bir şey gelmiyor. bu yüzden burda sonlandırmak istiyorum...

10 Ağustos 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #18 : 18 Ağustos 2012, 11:19:04 ös »
mrb. aslında dün akşam yazmayı düşünüyordum. mesajınızı yeni gördüm. öğretmenle ilk karşılaşmamızda hafif bir tedirginlik vardı. sonuçta ne o beni tanıyordu ne de ben onu. ve benim sırrımı sizden başka kimse de bilmiyordu. ilk defa 3. bir kişi buna dahil oluyordu. sonra adamın doğal davrandığını görünce rahatladım. iyi birisi, samimi gibi görünüyor.yalnız olmadığımı bu dettten başklarının da muzdarip olduğunu görmek- canlı bir şekilde- beni rahatlattı diyebilirim.
asıl benim anlatmak istediğim konu başka dün bir olay yaşadım anlatatım:
 cumartesi sabah 6.30 gibi uyuyabildim çok sıcak ve nemli bir hava olduğu içindi. neyse saat 10 gibi gelen bir telefon sesiyle uyandım arayan ablamdı ve akşma bize geleceklerini söylediler. tamam deyip tekrar uyumak için yatağıma döndüm ama uykum kaçmış gibiydi ve sinirliydim üstelik midemde de bir ağrı vardı. aradan beş dakkika geçmeen bu sefer kapı çaldı annemdi, anahtarı unutmuş kapıda kalmış bir de ona kalktım. neyse yinne uyamak için odaya girdim tam uykuya geçiyordum bu sefer annem telefonda biriyle konuşuyordu yğksek sesle. kulak kesildim arayan diğer ablamdı ve bir şeylerden bahsediyorlardı. dinledikçe dah çok sinirlendiyordum çünkü sonlara doğru sanırım yine para istiyordu annemden ve bende bir hışımla kalktım ilk yaptığım bir sigara yakmak oldu ve arkasından sertçe mutfağa girdim. yüksek sesle yine ne istiyor senden yetmedimi bu kadar sömürmesi dedim. annem tabi onunla konuşmadığını inkar etti ve telefonu kapattı. ben bağırdım, onu buraya alıştırma yeniden başıma bela etme dedim. hırsımı alamadım mutfağın kapısına bir yumruk geçirdim. tabi annem bir şey demiyor sürekli ben bağırıp çaığırıyordum. yine paramı istiyor dediğimde o inkara kalkışıyor ben daha da sinirleniyordum.arkasından tehdit ettim eğer o buraya gelirse ve tekrar rezillkik çıkarırısa seni sislerim dedim. bir an pılımıpırtımı toplayıp geldiğim yere geri dönmeyi düşündüm. ardından bundan sonra ne sen benim annem olursun ne de ben senin oğlun olurum dedim. ve sinirli bir şekilde diğer odaya gittim . artık uyku muyku kalmamıştı bende. dışarı çıkmayı düşündüm canım istemedi gittim bir digara daha yaktım ve balkona çıktım. biraz sakinleşince tekrar yanına gttim bu sefer daha sakin sordum ne istiyor diye. sadece açıp hal hatır soruyor dedi. neyse fazzla üstelemedim. o günü sanki ömründen hiç yaşanmamış bir gün gibi geçti giitti. tüm gün kanepye uzandım ve tv izlemeye çalıştım.
yine içimdeki o ses uyandı beni suçlamaya başladı. yine orucu bozdun, senden bir halt olmaz, allaha ne cevap vereceksin, senin sonun hiç iyi değil gibi şeyler öyledi durdu.ben annemle tartıştığım için pişmanlık duymadım zerre kadar, ama bir anlık sinirle orucu bozmak beni üzdü. tüm günde etkisini gösterdi bende.
 
akşam size yazacaktım çünkü çok kötüydüm. hani siz hiçbir şey düşünme ve hesap yapma demiştiniz. içimdeki ses akşama doğru daha da arttırdı kendini. sanki sıtmaya yakalanmış gibi vücudum titriyor başım zonkluyordu. ve o içimdeki ses şöyle diyordu ne kadar rahatsın, eminimki sen birini öldürsen yine böyle kendine bahaneler bulup kendini rahatlatmaya çalışacaksın. düşündüm beni birini öldürürsem gerçekten haklı nedenler bulup kendimi mi rahatlatırım. hiç mi pişmanlık duymam gibilerinden düşüdükçe daha çok canım yanıyor ve korkuyrdum. içimden de ben kimseyi öldüremem, okadar da değil diyordum. içimdeki sıkıntıyı gidermek için namaza durdum, ancak oo ses yine çok rahatsın eminim sen yakında birini öldürsen de böyle kendine mazeretler bulup kendini haklı çıkarmaya çalışacaksın. o an aklıma siiz geldiniz acaba size yazsam mı dedim. biraz namaz kılayım dedim eğer sıkıntı geçmezse içimi dökerim hüseyin hocaya dedim. bu arada namazdayken aklıma yine bu düşünceler geliyor korkuyordum korktukça da gözlerimden yaşlar dökülüyor ve llaha içimden yalvarıyordum ne olur kurtar beni bu düşüncelerden, ne olur başıma kötü bir şey gelmesin, orucu bozduğum için beni ccezalandırma, o içimdeki sesi haklı çıkarma diye dua ediyordum.  böyle bir müddet zaman geçti ve içimin rahatladığını hissettim. artık bedenim titiremiyor ve ses de koonuşmaz olmuştu. sahura kadar namaz kaldım kaza namazlarımı. dua ettim bol bol. çok şükür bir nöbet de geçmişti.
 
arkasından sizin dediklerinizi düşündüm, kendini biraz hayatın akışına bırak deyişinizi, hiçbir şeyin hesaabını yapmadan- kar-zarar yaşamaya çalış deyişiniz. aklıma çelşitli sorular getirdi. acaba bu kadar rahat davranmam normal miydi, ya bu yüzden başıma kötü birşeyler gelirse. hayatımın her alanında mı özgür olmam gerek, her iişimi sallamam gerek. ya d hüseyin hocanın dediği özgürlükle benim anladığım özgürlük aynı şeyler miydi. ya böyle davranarak gerçekten içimdeki sesi hakılı çıkaracak bir şey yapabilr miydim. en basidinden birini öldürmek peki bu düşünce nerden gelmişti. sanki  birinii öldürmüş gibi hissettim ya da öldürmeye ramak kalmış gibi. diğer seansta mutlaka bu özgürlük kavrmını konuşmam gerekiyor sizle..
 
bugün çok şüükür iyiyim ne içimdeki ses ne de başka birşey aklıma geldi. orucumu da tuttum. ve gayet rahatım. ama akşma doğru tırnak yeme konusunda bir kaç girişimim olduysa da yapmadım hemen ellerimi çektim.
dün yaşadığım bu olay nedir hocam, kabuğumun çatlaması mı yoksa kafayımı yiyorum.
 
12 Ağustos 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #19 : 18 Ağustos 2012, 11:20:37 ös »
bugün görüşmeye gelemedimç facede de bahsetmiştim sebebini. bilmeiyor cevap yazmadınız nedendir? üstünde durmıycam. bugün hakkında bilgi vermek istiyorum sadece. 3 gündür uzak akaraba dediğim bir bayanla telefonda görüştükten sonra bugün sabah bana meaj yazdı ve öğleden sonra yüzyüze görüşmeki stediğini bildirdi ve bende kabul ettim. bi akrabın vasıtası ile kızı tanıdım. neyse  bir buçuk saat bir parkta oturp konuştuk. önce ben anlattım kendimle ilgili şeyleri sonra o anlattı. heyecan vs hiçbir şey yoktu bende. kız sakaryada sınıf öğretmenliği yapıyormuş, bundan bir ay önce nişanı atmış, çünkü eerkeğin ailesi farklı bir mezhepten kıza mezhebini değiştirmesini istemişler ancak kız olmaz demiş çocukta sevgisini arkasında durmadıüı için nişanı bozdum dedi. benim için sorun değğil dedim. neyse baya bi konuştuk. kzın hareketlerinden ve sözlerindne benden hoşlandığını anladım ya da bana öyle geldi. ancak ben kızdan hoşlanamadım. bilmeiyorum elektirk dedikleri olay herhalde alamadım. kalktık ve akşam kızı aradım, sesi iyi idi. nasılsın vs den sonra ben kararımı verdim dedim. seni üzmek kırmak ya da ümitlendirmek istemiyorum ama en iyisi arkadaş olarak kalalım dedim. kısa bir suskunluktan sonra tamam dedi. büyük bir olgunlukla kararıma saygı duygu ve telefonu kapattık. şimdi neden hoşlanmadığıma gelince onlardan bahsetmek istiyorum:
 
kızın dış görünüşü beni etkeilemedi. örtülü olması güzel ancak fiziki güzelliği etkilemedi beni. her zaman demişimdir iç güzellik önemli hala da öyle diyorum ancak yine dış güzelliğide önemli değil mi. boyu kısa idi. omzumdan ancak vardı. ilk başta bunlar kararımda etkili oldu.
o da yengeç burcuymuş ben de öyleyim. az çok nasıl bir insan olduğunu tahmin ettim hatta yüzüne karşı dediğimde evet dedi saydığın hepsi var dedi. alıngan olması kıskanç olması vss. bunlar da kararımda etkili oldu.
birini severek evlenmek istiyorum. büyük konuşmayımda sırf evlenmek için evlenmek taraftarı değilim. bence en büyük haksızlık böyle olur karşı tarafa. biraz üzgünüm sanki kızı kırdım gibi ama bunu da hallederim. çünkü ilerde mutsuz olmakda var hiç sevmediğin biriyle bir ömür geçer mi. bunları düşünmek bence kararım doğru olduğunu gsteriyor. hayırlısı artık. inşallah kalbine göre birini bulur gerçekten iyi bir kız.
 
bu görüşme bana güven duygusu getirdi. görüşme boyunca sakin olmam ve kendimi tam olarak ifade edebildiğimin farkında olmam açıkcası hoşuma gitti. bundan sonra hoşlandığım kızlara uzaktan bakmak veya platonik bir şeyler yaşamak yerine direk gidip konuşacağımı anladım  yani bana bir güven geldi. karşı tarafın da insan olduğunu gözümde okadar da büyütenin saçma olduğunu anladım.
 
ayrıca kusura bakmayın bugün gelemedim ancakk haftaya telafisini edeceğim. malum gitmeme az kaldı
haftaya sanırım 2 defa gekicem. çünükü diğer hafta gidiyorum artık.

16 Ağustos 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #20 : 26 Ekim 2013, 09:49:47 ös »
...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #21 : 14 Mayıs 2014, 12:01:14 öö »
....

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #22 : 04 Şubat 2016, 10:09:22 ös »
..

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #23 : 17 Ekim 2016, 10:11:11 öö »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Ynt: EŞCİNSEL TEDAVİSİ GÖRMEK İSTİYORUM
« Yanıtla #24 : 20 Şubat 2017, 04:57:54 ös »
..