Gönderen Konu: SAPIKLIK VE PSİKANALİZ  (Okunma sayısı 3758 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
SAPIKLIK VE PSİKANALİZ
« : 31 Mart 2012, 08:59:58 ös »
Bence, ister nevrotik ister sınır ve narsistik düzeyde olsun, iyi yapılandırılmış sapıklıkları olan hastaları tedavi den analist, hastanın sonuçtaki cinsel yönelimine ilişkin teknik bir yansızlık tutumunu korumak zorundadır. Bu, analistin başkalarını veya hastanın kendisini tehlikeye sokabilecek sadistik bir sapıklık karşısında duygusuz bir aldırmazlığı koruması gerektiği anlamına gelmez. Teknik yansızlık daima hastanın ve etkileşimde bulunduğu kişilerin güvenliğini düşünmeyi ve tedavi ortamının kendisini korumayı da içerir.
 Yerleşmiş sapıklıkları olan hastalar, analiste yansıtılmış olan oidipal babanın son derece örtük şekilde değersizleştirilmesi sonucunda, analistin yorumunu genellikle sahte veya düzmece bir şekilde içe alırlar (Chasseguet-Smirgel 1984), bu da tedavide özel güçlükler yaratır. Hasta, analitik süreçle bilinçdışında alay ederek yorumu içe alıyor’muş gibi’ yapar; bu, oidipal babanın gücüyle bilinçdışı bir alayı ve aldığı şeyi yıkıcı bir şekilde bozma ve anal gerileme temelinde babayla sahte bir özdeşleşmeyi temsil eder.
 Bu gelişme, hastanın analistin yorumlarını duyduğunu ‘ancak yeterince anlamadığını’ ve daha iyi anlamaya çalıştığı izlenimini veren netleştirici sorular sorması şeklini alabilir. Sanki hasta bir şeyleri anlamak ‘üzeredir’; analist sıklıkla gerçek bir iş yapılıp yapılmadığına ilişkin belirsiz bir huzursuzluk hisseder. Derin aktarım gerilemelerinin bu koşullar altında gerçekleşebileceği ve aktarım paradigmalarında anlamlı bir değişiklik olabileceği gerçeği analiste etkileşimin otantikliğine ilişki güvence verebilir, ancak neyin gerçek, neyin ‘mış gibi’ olduğuna dair kuşkular kalır.
 Bu savunmacı yapılama, narsistik kişilikler için tipik olan, yorumların bilinçdışı ziyan edilmesi ve açgözlülükle içe alınarak yok edilmesinden ayırt edilmelidir. Gerçekte, analist bu sürecin farkında varırsa, örgütlenmiş sapıklıkları bulunan narsistik olmayan hastalarda bu savunmanın etkin olduğunu anlayabilir ve bunu yorumlayabilir. Savunma, hastanın analizde öğrendikleri konusunda çocukça böbürlenmesi ya da oidipal babayla örtük bir alayla- simgesel olarak, penisini paylaşması ve bu süreç içinde onu rezil etmesi- başkalarıyla analizini tartışması şeklini alabilir.
  Hastanın kadın cinsel organlarına karşı kayıtsızlığı veya iğrenme duygusu dikkatle araştırılmalıdır. Böylesi bir değersizleştirmenin altında yatan, cinsel uyarılmanın bastırılmış olması, sınır ve narsistik ağır hastalar özgü, genelde beden yüzeylerinin erotikleştirilememesi durumundan ayırt edilmelidir. Bu ikinci grupta aktarımda çok erken anne-çocuk ilişkisinin yeniden canlandırılmasına izin veren bir gerileme olmadıkça ve ten erotizmine, beden parçalarının idealleştirilmesine ve genelde çok biçimli sapkın cinselliğin erken köklerine yeniden yatırımın olduğu yeni bir sevecenlik yetisi gelişmedikçe hiçbir değişiklik beklenemez. Buna karşın, kadın bedeninden tiksinme ve iğrenmenin aşırı bir hadım edilme kaygısına karşı gerilemiş bir savunma olduğu, daha iyi işlevsellik gösteren hastalarda bu kaygı, güçlü ve zalim babaya karşı korku ve iğrenme, onunla özdeşleşme yeteneğindeki ketlenme üzerinde derinlemesine çalışma yapılması, genellikle kadın cinsel organlarından yeniden uyarılabilme durumu yaratır.
 Diğer durumlarda, hasta aktarımın temel yönlerinde özellikle de ilkel tipteki olumsuz aktarım eğilimlerinden kaçınmak için, savunucu tarzda kaotik cinsel fantezi ve etkinlikleri cömertçe sergileyebilir- görünürde tam bir cinsel ifade ‘özgürlüğü’ içindedir. Hastanın diğer tüm etkileşimlerini de belirleyen kaotik cinsel yaşamı, analisti de içeren derinlikli bir nesne ilişkisine karşı bir savunma olarak kullanılır, burada analistin görevi çok farklıdır: aktarımdaki nesne ilişkisinin analizine dikkat çekilmeli ve analitik durumun savunmaya yönelik olarak ‘kirletilmesi’ ilkel cinsel malzemeyle ilişkilendirilmelidir.

Otto Kernberg’in Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık isimli kitabından alınmıştır.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4099
    • Profili Görüntüle
Ynt: SAPIKLIK VE PSİKANALİZ
« Yanıtla #1 : 03 Nisan 2012, 07:55:22 ös »

Günümüz psikiyatri ve psikanalizinin en önemli iki sorunu sınır durumlar ve patolojik narsisizmdir. Kernberg terapisi oldukça güç olan bu durumlara yaklaşımda yeni, özgün kuramsal ve pratik ilkeler geliştirmiştir. Özellikle nesne ilişkileri ve ben psikolojisine dayanan kuramsal yaklaşımında Kernberg bu durumlardaki aldırganlığa yoğunlaşmıştır. Kernberg'in oldukça sade ve doktorca bir üslubu vardır. Bununla beraber eseri Amerika'da psikiyatri dışındaki disiplinlerde de yankı bulmuş, sanat eserlerini ve günlük yaşamı çözümlemede geniş ölçüde kullanılmıştır.


http://www.metiskitap.com/Metis/Catalog/Book/4405