Gönderen Konu: RADİKAL GAZETESİ-PINAR ÖĞÜNÇ : EŞCİNSEL TEDAVİ GERÇEĞİ RÖPORTAJI  (Okunma sayısı 3499 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Önce birbirinizi nasıl bulduğunuzu anlatır mısınız?

Grup lideri: İnternette geziniyordum. Chat sitelerinde gezinirken bir psikologla karşılaştım. E.U. hanımla. Kendisine eşcinsel bir yaşantım olduğunu açıkladım. O da dedi ki sen tecavüze mi uğradın biraz sohbetin sonrasında? Biraz daha konuştukça bana F.U. yu (psikolog) örnek gösterdi. Onun da çocukluğunda tecavüze uğradığını ve sonrasında eşcinsel olduğunu söyledi. Böyle tanışmış olduk. Bir yıldır tanışıyoruz. Diğer arkadaşlar U.B. psikoloji öğrencisi, psikoloji ağırlıklı bir grubuz.

E.U. hanımla geçen yıl da karşılaşmıştık.

Dernek buluşmaları, araştırmalarınız sonucu vs. hala aynı fikirde misiniz?

Türkiye'de taciz, tecavüz olayları ciddi derecede arttı. Kadın, erkek, çocuk, yetişkin fark etmiyor artık. Fikirlerimde çok bir değişme olmadı. Tacize uğrayan bir çocuk Türkiye'de unutuluyor. Bunun sonucunda cinsel kimlik bunalımları, ruhsal rahatsızlar şeklinde birtakım sorunlar baş gösteriyor.

eşcinsel eğiliminden dolayı mutlu olmayan bir insanın da değişmeye hakkı vardır.

Bu zaten var olan bir tezdir. Ama anladığım kadarıyla derneğinize hakim olan bir görüş değil.

Evet değil. Sadece bir kısmı diyebiliriz. Henüz dernekleşmedik, bir oluşum aşamasındayız. Bir web sitemiz, facebook grubumuz var. Şu konuya atlamak istiyorum. Birçok danışandan duyuyoruz bunu; bugün ben eşcinselim deyip bir psikiyatra giden birine doktor şunu tavsiye ediyor:  buna alışmaya çalış, bol bol seks yap ve yaparken de korun. Şunu belirtmeye çalışıyoruz, eşcinsel eğiliminden dolayı mutlu olmayan bir insanın da değişmeye hakkı vardır.
Ben değişen bir eşcinsel görmedim, sadece toplumsal baskılarla baş etme yöntemi olarak eşcinsel kimliğini geri plana atan kişileri gördüm.
Burada hemen şunu söylemek istiyoruz. Zaten bir baskı var ve bu müslümanlar arasında daha yaygın. Eşcinsellik günahtır, cehenneme gideceksiniz vs söylemleri var. Bunun sonucunda bir bakıyoruz ki müslüman dindarlar arasında eşcinsel ilişkiler ortaya çıkıyor. Hem günah diyorlar, hem de böyle bir ilişki yaşıyorlar. Tabi ki bunu çok gizli yapıyorlar. Bu derneği kurmaktaki amaçlarımızdan biri de bu ikiyüzlü yapıyı ortaya çıkarmak. Tedavi olmak isteyen olsun ona itirazımız yok.
Dernek üyelerinden biri söz alır: eğer eşcinseller bu toplumun baskı gören bir alt kümesiyse, eşcinsel olup tedavi olmak isteyen bir kesim var onlar bu alt kümenin de alt kümesi diyebiliriz. Onlar daha büyük bir küme olan eşcinsel kümeden de baskı görüyorlar. Kısacası ötekinin de ötekisi.


birçok psikolog bir eşcinsel bir danışanla çalışamayacağını söylüyor.


Zaten çok homofobik bir yapımız var bir de bunun içine din faktörü girince iki kat bir dışlanmayla karşılaşıyorlar.
Ben üniversitenin son sınıfında bir araştırma yaptım. Hatta bunu ulusal bir kongrede de sundum. Bizim alanda çalışanların dürüst davrandığını düşünmüyorum. Bu bir tercih deyip o kişiyi kabul etmiyorlar. Bir eşcinsel sadece eşcinselliğinde dolayı terapi almaz. Her insan gibi onların da aile çatışması, depresyonu, arkadaş ilişkilerinde sorunları var. Ruh sağlığı alanında çalışanlar sadece eşcinselliğe odaklanıp başka şeyleri göz ardı ediyorlar. Bu araştırmanın sonucuna göre gördüm ki: birçok psikolog bir eşcinsel bir danışanla çalışamayacağını söylüyor.

Dışlanmışın dışlanmışı olmak nasıl bir baskı yaratıyor bunu biraz anlatır mısınız?

Genel toplumun baskısından çok diğer eşcinsel grubun baskısından söz edebiliriz. Toplumsal baskıyı üzerinden atmış biri tedavi olmak isteyebilir. Muhafazakar bir çevrede ise kişinin üzerinde 3 kat belki 4 kat daha fazla bir baskı oluyor. Dini bazı çevrelerde gördüğümüz bir şey var. Aşırı samimi eylemler, kardeşim deyip sarılmalar vs. Aslında derinliğine baktığımızda bunun bilinç düzeyinde baskılanmış eşcinselliğin dini çevrelerdeki tezahürü diyebiliriz. Bu kadar samimi olsalar o kadar anlaşmazlık çıkmaz kendi aralarında, işleri düzgün gider. Demek ki kardeşlik yalan. Bunun altında başka şeyler var.
Bir iyi niyetli söylem var. Biz eşcinsellerin üzerinden toplum baskısını kaldıralım onlar rahat yaşasınlar. Bir açıdan güzel bir düşünce ama kaçırılan bir şey daha var. Toplumsal baskılar kalktığı halde böyle olmak istemeyen eşcinseller de var.

Türkiye'de var olan bir eşcinsel hareket var. Peki onlar içinde de mi kendinizi dışlanmış hissediyorsunuz?

Bilim dünyasının eşcinselliğin tedavisi yok deyip kestirip atması, bu kadar kesin konuşması diğer eşcinsel grubun işine geliyor olabilir. Yani eşcinsel grupların bütününe hizmet etmiyor bu durum.

ben normal bir erkek gibi yaşamak istiyorum.

Şu an aranızda keşke tedavi olsam diye düşünen var mı?

Üyelerden biri söz alır: evet var. Ben mesela birçok kişiyle görüştüm. Henüz tedavi sürecine girişmedim. Eşcinselliğini kabullenmiş ve o şekilde yaşayan kişilerin yaşam tarzı bana göre değil. Toplumsal baskı olsun ya da olmasın ben normal bir erkek gibi yaşamak istiyorum. Bir heteroseksüel erkek gibi yaşamak? Çocukluğumdan beri eksikliğini hissettiğim şey bu.

Başka bir üye söz alır: Bu konuda yardım elini uzatacak kimse yok. Uzatan kişilerin de eline vuruluyor.

Tedavi ediyorum diyen çok kişi var mı?

Var 4 kişi bunu söylüyor. Mustafa Merter, Hüseyin Kaçın, Cem Keçe ve Nevzat Tarhan ile Tahir Özaktaş'ın kitabında geçiyor. O kitaplarda şöyle yazar: cinsiyet özellikleri doğuştan gelir. Ya kız ya da erkek olarak dünyaya gelinir. Cinsiyet kimliği sonradan kazanılan bir şeydir. Kişinin yaşadıkları şeylerin neticesinde ortaya çıkar. Yani eşcinsellik bunların sonucudur.

Anayasaya cinsiyet kimliği ibaresinin konulması gündeme geldiğinde kıyamet kopuyor. Ahlaksızlık deniyor. Aşağılayıcı ve ötekileştirici bir dil kullanıyorlar.

Nasıl ki bu tedavi edilemez deyip alt kümenin üstünde bir baskı yaratıyorsa. Ahlaksızlık demek de büyük kümenin üstünde bir baskı yaratıyor. Hükümetin bu söylemleri özgürlükleri kısıtlayıcı bir durum oluşturuyorsa, eşcinsel grupların da bu tedavi edilmez demesi de kendi alt kümesine aynı durumu yaratıyor. Hükümeti bu noktada savunduğumuz söylenemez.

Peki siz rencide olduğunuzu hissettiniz mi?

Evet, rencide olduk. Milletvekillerinin görevi problemleri çözmektir. Problem çıkarmak değildir. Madem bir taraf problemi çözmek istiyor. Sosyolojik meseledir bu. Bir vekilin orda çözüm üretmesi gerekiyor. Ahlaksızlığımızı konuşmak görevleri değildir.

Anayasa bu cinsiyet kimliği ibaresinin konması ütopik bir şey midir?

 Amerika'da bundan 30 yıl önce yazılmış kitaplarda psikologa gidenlere deli gözüyle bakılırdı ve kınanırdı deniyor. Ama şimdi herkesin bir terapisti var. Şu an birkaç sorun varsa birkaç yıl sonra aşılamayacak anlamına gelmiyor.

Eşcinseller arasında dindar olanlar var, tedavi olmak isteyenler var, istemeyenler var. Tedavi olmak isteyen araştırsın bulsun. Hepsinin desteklenmesi gerekiyor.

Ahlaksızlar, müslümanlar arasındaki eşcinsel eğilimleri, yaşantıları görmezden gelip, bunları halının altına süpüren kişilerdir.?
...
Bu bir hastalık olarak da görünüyor. Ama onun dışında bir psikolojik bir destekten söz etmek gerekiyor.
Evet bir tedavi deyince bir hastalık varmış gibi gözüküyor. Araştırmalar şunu gösteriyor ki nefret söylemleri içinde olan, homofobik yapıya sahip kişilerin gizli eşcinsel eğilimlerinin olduğunu biliyoruz.

Şimdi asıl ahlaksızı açıklıyorum. Bize göre, yani Müslüman Eşcinseller Topluluğu?na (MEŞCİT) göre: Ahlaksızlar, müslümanlar arasındaki eşcinsel eğilimleri, yaşantıları görmezden gelip, bunları halının altına süpüren kişilerdir. Böyle bir problemi yok sayan zihniyetlerdir. Eşcinsellerin yarısı dindar camiadandır desek yalan olmaz.

Benim Çocuğum belgeselinde çok istisnai aileler gösteriliyor. Çok dindar olmasalar da çok zor bir şey yapıyorlar. İzlerken ne hissettiniz? Öylesi destekleyici bir aileye sahip olmak geçti mi içinizden?

Orda bir noktayı vurgulamak istiyorum. Çocuğunu psikiyatra götüren anne benim çocuğum deli oldu herhalde diyordu. Bunu kabullenmiş gibi görünen aileler de ilk başta çocuklarını reddetmişler, çocuğa şiddet, onu yok sayma vb davranışları göstermişler.

Üyelerden biri: ailemin desteğini görmek bana kendimi daha da yalnız hissettirecek. Zaten haberleri olmasın diyorum. Öğrenseler ne olacak. Ben seni bu şekilde kabul ettim dese ne olacak. Ben bunu istemiyorum ki zaten. Ben normal biri olmak istiyorum. Ailem olsun çocuğum olsun istiyorum.

Tedavi olan birilerini gördüğünüzü ifade ettiniz.

Psikolog olan bir üye: bir danışan geldi bana kendisinin eşcinsel olduğunu söyledi. Dindar bir çevresi vardı. Bir cemaat mensubuydu. Küçükken tacize uğruyor ve ondan sonra kadınlara değil de erkeklere ilgisinin olduğunu söylemişti. Bu durumdan kurtulup normal bir erkek olmak istediğini söylemişti. Çünkü dindar çevresinin çok baskısı vardı. Cinsellik üzerinden değil de başka konular üzerinden çalıştık kendisiyle. Kadınlara fantezi geliştirir oldu. Erkeklerle sadece sosyal boyutta ilişkiler yaşıyor ve mutlu şu an.

Üyelerden biri: Eşcinsellik ile ilgili bugün kötü bir şey dile getirdiğinizde sizi hemen ?siz homofobiksiniz? diye damgalıyorlar. Herkes öyle olmayabilir. Bunu söyleyen kişiler bence kendilerini sorgulamalı.

Üyelerden biri: Eşcinselliği tedavi etmek için çeşitli yollar denenmiş. Şok terapisi, tiksindirme yöntemi vs. bunların sonucunda bir değişim olmayınca bunun tedavisi mümkün değil deyip işin içinden çıkılmıştır.

Farklı bir ülkede yaşasaydık, toplumsal, dini hiçbir baskının olmadığı bir yerde? Yine de eşcinsellikten döndürmeye çalışır mıydınız insanları?

Şöyle düşünelim ben bu ülkede zaten istediğim her haltı yapabiliyorum. En doğusunda da en batısında da Bir araya geldiğim insanlarla da bir şey yaşayamıyorum. Çünkü istemiyorum. Yurt dışındaki yaşam bize göre biraz daha rahat. Orda da yaşam tarzı ile eğilimleri arasında çatışma yaşayan ve tedavi arayışına giren kişiler var.

Sizce bunun sebebi nedir?

Üyelerden biri: Erkek kimliği ile özdeşleşememe. Güç ihtiyacı. Bugün eşcinsel insanların duygularına baktığımızda karşısındaki insanın gücünü sömürmek istiyorlar. Erkek cinsiyet kimliği ile özdeşleşmiş olsaydım, savunmacı kopma yaşamasaydım, tacize uğramasaydım bütün bunlar olmayacaktı. Tek seferlik bir olay değil 4 yaşından 10 yaşına kadar oldu. Bu durumda sağlıklı bir kişilik nasıl geliştirebilirdim ki. Bizim mahallemizde tacize uğramayan yoktur hemen hemen. Benden öncekiler de bu duruma maruz kalmış ondan öncekiler de. Böyle süregiden bir durum.

Üyelerden biri: böyle şeyler çok oluyor Pınar hanım. Ben tanıştığım insanların hayat hikayelerini dinlediğimde, mahalledeki arkadaşlar arasında çok küçük yaşta böyle deneyimler yaşamışlar. Sayısı da azımsanmayacak derecede.

Taleplerde ve hayallerde ayrılıklarınız var, neden bir dernek kurmak istediniz? Kendinizi yalnız hissetmemek için mi? Yoksa tedavi için lobi faaliyetleri oluşturmaya mı çalışıyorsunuz?

Diğer eşcinsel örgütler bizi tatmin etmiyor. Bize hitap edici söylemleri yok. Oralara kendimizi ait hissetmiyoruz. Ortak özelliğimiz hepimiz dindar bir çevreden geliyoruz.

Biseksüellik hiç konuşulmayan bir şey mi aranızda?

Üyelerden biri: Biseksüellik de mümkün olabilir. Hatta ben kendimi öyle miyim acaba diye düşünmeye başlamıştım. Böyle bir şey yaşadım acaba benim erkeklere yönelimim mi var? Sonra ben kendimi analiz ettim. Benim bir abim var. Aramızda 7-8 yaş fark var. Abim kendi parasını kazanabilen biri ama ailemle yaşıyordu. Ben bütün vaktimi abimle geçirirdim. Ben abime, şaşırarak çoğu kez baba diye hitap ederdim. Ben erkeklik kimliğini abimden öğrendim. Bu bir çatışma hali bütün biseksüellerde olabiliyor. Kadınlarla cinsel ilişkiye girip duygusal ihtiyacını erkeklerle giderme hali.

Müslümanlar arasında eşcinseller var, bu görmezden gelinemez.

Öncelikli derdi değişmek olmayan müslüman eşcinseller nerde yaşıyorlar eşcinsel yaşamını. Nerede buluşuyorlar? Yine Müslüman eşcinsellerle mi?
Hayır yok öyle bir şey. Şimdi buluştuğum insanın dini inancını sorgulamıyorum. Müslüman değilse onunla görüşmüyorum diye bir şey söz konusu değil. Farklı bir açıdan bakacak olursak Gezi Parkı eşcinsel jargonda bir çark alanı dır. Çoğu eşcinsel internet olmadığı dönemlerde orda buluşuyordu. Hamamlar var mesela. Şimdi artık internet var evinizden konuşuyorsunuz sonra buluşuyorsunuz. Bizim asıl çıkış noktamız: müslümanlar arasında eşcinseller var, bu görmezden gelinemez. Biz bu dernek vasıtasıyla kapalı kalmış dini gruplar arasında eşcinsellerin var olduğunu göstermek istiyoruz. Onlar ayrıca sosyal medya üzerinden grubumuza katılabilirler.

Bu anlattığınız şeyleri dernek dışından kişilerle konuşup tartışabiliyor musunuz?

Hayır eşcinsel olmayan insanlarla bu konuyu konuşamıyoruz. İş hayatında veya sosyal arkadaşlarımızla konuşamıyoruz. Eşcinsellik konusu açıldığında da bilmiyormuş gibi davranıyoruz. Aramızda kamu kurumlarında çalışan kişiler var. Onların çok tedbirli davranması gerekiyor. Eşcinsel olduğunu açıklayan bir hakem vardı. Açıkça bu sebepten ihraç edildi.

Değişmek ve dönüşmek istediğinizden bahsettiniz. Sizin ki gibi hikayelerin artması şuna da hizmet edecek: bir anda ilgiler bu yöne kayacak, neden bu insanlar ısrarla değişmek istiyorlar denecek. Bunu (tedaviyi) konuşmaya zemin hazırlamış olursunuz. Çok teşekkür ederim size.

Biz teşekkür ederiz bizi dinlediğiniz için.
« Son Düzenleme: 25 Kasım 2014, 11:23:15 öö Gönderen: psikolog »