İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - psikolog

Sayfa: [1] 2 3 ... 104
1
Hüseyin KAÇIN / UÇUP GİDELİM ÖLÜM ÜLKESİNE
« : 02 Temmuz 2025, 10:22:19 ös »
aşk

dünyanın kirli yüzünden
ruhumuzda biriken acılarımızın içinde
kendi kendimize yok olmamak adına
senin derinliklerinden yeşeren buket buket 
rüyalarımızın yamanmasıdır

sen yoksan eğer
yaralı bir kuş olur
ruhum

ellerin ellerimi
hiç bırakmasın
uçup gidelim
ölüm ülkesine


02 Temmuz 2025
22:15
İstanbul

2
Terapi yazısı

3 ay düzenli terapi sonrası “ benim ailem “ adlı bir belgesele konuk oldum. İmam hatip olmam dolayısıyla hem dindar camiayı hemde bu camiayı çok iyi bilen biri olarak çok önemli noktalara temas edip can alıcı eleştirilerde ve çözüm önerilerinde bulundum. 1 aydır belgeselin yayınlanmasını beklerken , belgeselin yayınlanmasından korkulduğunu öğrendim. Çünkü çok ses getirme durumu varmış. Hatta ve hatta kimliğimin açığa çıkarılıp görevden atılma durumum varmış.
Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten. Hastalığın boyutunu ve tehlikesini bilen biri olarak ,
Bu hastalıkla amansız bir mücadeleye girmiş ve tecrübelerini bu hastalıkla mücadele eden kardeşlerine umut olur ümidiyle sadece kendini düşünen değil bütün ümmeti muhammedin derdiyle dertlenen ben ne diyeceğimi bilemiyorum


Devletin eşcinsellikten muzdarip insanlara  gece gündüz demeden tedavi imkanı sunması gerekirken durduk yerde kendini feda eden bana verdiği korku, ne desem ki üç nokta …

Gerçi Kur’an kurslarında yaşanan tecavüzlerde ortalığı ayağa kaldırması gerekirken, olayları örtbas etmeye çalışan devlet beni mi düşünecek?



Ne yapacağımı , nereye gideceğimi gerçekten bilmiyorum. İntihar teşebbüsünü Allahın bir fırsat daha vermesiyle atlaşmış olan ben , galiba gerçekten Allahtan başka dost yok. Bir de ona dost olan Hüseyin kaçın   , Muhammed binici gibi kulları …

Onlarında sayısı diyecem ama bir elin parmaklarını geçmeyen bir kaç kişiyi onlar diye ifade etmekte ne kadar doğru olur bilemiyorum.

Sana sığınıyorum Rabbim. Verdiğim emeğe , mücadeleye , alın terime sen şahidsin.

Korkmuyorum ifşa olmaktan. Ben ifşa olmayı sıraat köprüsünde olmak gibi görüyorum.
Bir gün hepimiz çıkacağız o köprüye.

Her an harama bulaşma ihtimali olan ben , bi tarafı cennet bi tarafı cehhennem olan köprüden geçmeye çalışıyorum.

Gerçekten bu imtihanın ne eşi ne benzeri var. Sürekli insanların seni anlamasını bekliyorsun ama insanlarada ben eşcinsel hastasıyım da diyemiyorsun. Sanki Allah tek açık kapının gökyüzün kapıları olduğunu göstermek için yer yüzündeki bütün kapıları yüzünüze kapatıyor.

Bu hastalıkla mücadele eden bir hoca olarak kendime diyorum ki ;

Eğer Allah seninle beraberse kim senin karşında olabilir.
Eğer Allah senin karşındaysa kim senin yanında olabilir.

Ve unutmaki ;
Kim Allahtan sakınırsa , Allah ona bir çıkış kapısı gösterir ve ona hiç beklemedipi bi yerden çıkış kapısı gösterir…

3
Hüseyin KAÇIN / O
« : 26 Haziran 2025, 12:54:59 ös »
O

ecel şerbetini içmek için
kapısını çaldığımız
bu dünyanın elemlerinden
kime sığınabiliriz ki O'ndan başka

26 Haziran 2025
11:50
İstanbul

4
Merhaba, adım Nalan. Size, 17 yaşındaki kızımın bir süredir kendini cinsiyetsiz diye tanımladığı ve
ailece bir çıkmaza girdiğimiz için ulaşıyorum.

Eşimle evlendikten sonra Manisa’da yaşamaya başladık. Ben memurdum kızıma bakacak kimsem
olmadığı için istifa ettim ve ben baktım. 3 yaşında kreşe başlattım. Küçükken evde televizyonsuz
sadece oyunlar oynayarak, aktiviteler yaparak, resim ve el işleri yaptırarak büyüttüm. Yaşıtlarıyla bir
araya geldiğinde kızımın farklı bir çocuk olduğunu hissetmeye başladım. Bu farklılık diğerlerinden
daha olgun, farkındalığı yüksek ve zeki olduğuydu. Çocuk parklarında diğer çocuklar koşup oynarken,
kızım ağaçlarla vs ingileniyordu.

Bu farklılıkları sebebiyle ilkokulda da ortaokulda da arkadaşları tarafından çok anlaşılmayan,
eğlenceye dahil edilmeyen çocuk oldu. Sınıfta diğerlerinden daha çabuk anladığı veya bildiği için
sırasında başka şeylerle uğraşması öğretmenlerini kızdırırdı ve azar işitirdi.
İlkokulda Bilsem’e de gitmeye başladı. Oradaki kendi gibi olan akranlarıyla konuşmak, ders yapmak ve
üstün yetenekli çocuğu anlayan öğretmenlerle olmak çok hoşuna gitti
Bu arada İstanbul’a taşındık

Genel olarak çocuk merkezli bir aile yapımız var diyebilirim.
İstanbul’daki ilk yıllarımız maddi açıdan zorlandığımız yıllar oldu ama yine de öyle çok kavga edilen bir
aile olmadık. Her yıl yaz tatillerine gittik, gezdik. Kızımızın ilgisine göre spor, atölyeler gibi bir çok şeyi
deneyimlemesini sağladık.
Hep kitap okuyan, projeler yapan, bilimle uğraşan, merak eden, müzik dinleyen öğrenmeyi seven bir
çocuktu.

7. ve 8. Sınıfı pandemiyle geçti. O zamana kadar çok ilgilenmediği bilgisayar ortamıyla tanışmış oldu ve
tüm çocuklar artık dışarıda buluşmak yerine bilgisayarda buluşup sohbet etmeye başladılar. 14
yaşında regl oldu ve bu durumu hiç sevmedi ona çok gereksiz geldi, 3-4 ay sonra alıştı
Lise başlar başlamaz kızımda değişiklikler başladı, arkadaşlarından bazı sosyal medyaları ve oyunları
öğretmişti. Bu yıl beni rahat bırakın ders çalışmayacağım dedi, oyunlar, sohbet odaları ve sosyal
medya başlarken; kitap okuma, bilimle uğraşma, merak etme ve araştırmalar bitmişti.
Bazı porno görüntülere, yeni ve ağır küfürlere maruz kaldı. Cinsel yönelimlerin çok farklı olabileceğini
doğduğun cinsiyeti kabul etmek zorunda olmadığını gibi söylemleri başladı. Nereden duyuyorsun
bunları dediğimizde biliyorum işte youtube den dinledim diyordu.
Artık online Amerikan Fransız ve Japon arkadaşları vardı. Bir ara bilgisayarında intihar mektubu gördük
ve çok korktuk. Bu arada göğüs hastalığı sebebiyle tıp fakültesine gittik, oradan adölesan bölümüne
oradan da kendimizi çocuk psikiyatri bölümünde bulduk.

Karşımıza bir profesyonel çıkacak ve bu durumunun geçici olduğunu, ergenlikte kafasının
karışabileceğini falan söyleyecek diye bir beklenti içindeydik. Bu arada kızım hala AVM’lerde takı
mağazalarına giriyor, etek giyiyor, oje sürmek gibi kızsal bazı faaliyetler yapıyordu. Psikiyatrist hemen
ilaç başlattı, biz çaresiz kabul ettik.
Neredeyse ayda bir tıp fakültesindeki randevumuza ailece gidiyorduk. Bu arada kesinlikle kızımızı
yargılamıyor ve sürece güvendiğimizi söylüyorduk, bu arada psikoloğa da başladık çünkü fakültede
terapi yapılmıyordu.

Derslerden uzaktı meme kestirme ameliyatlarını ya da regl durdurma hormon ilaçlarını araştırıyordu
ve onun bulduğu kaynaklarda bunun çok kolay ve güzel olduğu iyi bir hayat olduğu belirtiliyordu.
Bu arada endokrin bölümüne sevk etmek istediler ama biz tıp fakültesi dışında özel bir doktora
götürdük
Doktor hanım bu ilaçları kullanmasını kesinlikle önermedi, bunu psikiyatriste söylediğimizde yanlış
doktora gitmişsiniz bence artık kullanabilir dedi.
O günden sonra ne yapacağımızı bilemez bir durumda iken tıp fakültesini bırakma kararı aldık. Daha
bu tarz konuları araştırma seviyesinde olan ve hocalarının bunu söyle bunu yap dedikleri kişilerle vakit
harcamayalım dedik.

Birkaç ay sonra bir videoya denk geldim, Hüseyin bey tarafından iyileştirilmiş bir genç hayatını
anlatıyordu. Bu video ile umut doldum, Psikolog Hüseyin Beye telefonla ulaştım sağolsun hikayemi
dinledi, neler yapabileceğimizi söyledi. Hatta benimle konuşmaları için hem ebeveyn hem trans
olmaktan vazgeçmiş arkadaşlarla tanıştırdı. Umudum katlanarak çoğaldı.


https://www.instagram.com/reel/C7w-hwji3sm/






5
Hz. İsa’nın kıssasıdır. İncil’de geçer.

Zina yaptığı iddia edilen bir kadını taşlamak için can atan topluluğa Hz. İsa şöyle der: “İlk taşı, günahsız olan atsın”.

https://www.youtube.com/watch?v=m7DsyxSmJkQ&list=PLZQ0do4E84cedNcU6Ax3r0EBP5G9oM4Nc&index=3


Eşcinsellik sapıklık ya da hastalık değildir. Toplumun aynasıdır."

https://www.youtube.com/watch?v=tIuRKf4tbpU&list=PLAABaL9f17rX11VATx98ruU7_iIuzgOZK&index=17


Müslüman Bireylerin Eşcinselliğe Bakış Açısı Değişmeli midir?

https://www.youtube.com/watch?v=tZV4aGtbxfQ&list=PLZQ0do4E84ceRROHbOJyaaWvLAEXQyB-1&index=13




6
Sanatçı Ahmet Özhan: ''Cinsel sapkınlık ve cinsiyetsizlik projesi işliyor''
Kocaeli Kongre Merkezi'nde bu yıl 14'üncüsü düzenlenen Kocaeli Kitap Fuarı, okuyucuları ve sevilen yazarları bir araya getirmeye devam ediyor. Fuar, son olarak tasavvuf musikisinin simge isimlerinden sanatçı Ahmet Özhan'ı ağırladı. Özhan, burada son dönemde ivme kazanan cinsel sapkınlıklara değinerek “Gençler üzerinde baskı yaparak, hürriyet olarak göstererek bir cinsel sapkınlık ve cinsiyetsizlik projesi işliyor'' dedi.


Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve bu yıl 14’üncü kez gerçekleştirilen Kocaeli Kitap Fuarı merakla takip ediliyor. Birden çok etkinliğin düzenlendiği fuarda, yazarlar ve okuyucular buluştu.  Son olarak Selim Sırrı Paşa Salonu’nda 'Ses Söz Sevgili' isimli söyleşisinde sanatçı Ahmet Özhan dinleyicileriyle biraraya geldi. Yoğun bir izleyici kitlesi tarafından ilgiyle takip edilen Özhan, son dönemde yükselişe geçen cinsel sapkınlık ve cinsiyetsizlik projesine dikkatleri çekti.

''CİNSİYETSİZLİK PROJESİ İŞLİYOR''
Tasavvuf musikisinin önde gelen isimlerinden Özhan, “Gençler üzerinde baskı yaparak, hürriyet olarak göstererek bir cinsel sapkınlık ve cinsiyetsizlik projesi işliyor. Cep telefonu uygulamalarına bilgiler bile girerken ‘gey misin lezbiyen misin öteki misin’ diye soruyorlar. Bu bir prosedür haline gelmiş. Bu ne dediğinizde ise hemen eleştiriyorlar. Şu anda hem bireysel hem de toplumsal olarak kaybediyoruz. Derhal elimizle, dilimizle müdahale edelim. Bunu da yapamazsak gönlümüzle buğz edelim. Bu da imanın en düşük seviyesidir” şeklinde konuştu.



GAYRET SARF ETMEZSEK...
“Bu inandığımız yolda gayret sarf etmezsek şeytan işini bizden daha iyi yapıyor demektir” ifadelerini kullanan Özhan, “Ekolojik dengeyi bozmamak lazım. Bize düşen ‘ben işe yararım ve Rabbim beni niçin yarattı?’ diye sormaktır. Bu tespit etmek evvela ebeveynin işidir. Sonraki iş eğitim sistemindedir. Gayret ediyorlar. Allah isabet ve feyz nasip etsin. Olumsuzluklara karşı duralım. Bunlara karşı hazırlıklı ve donanımlı olalım” şeklinde konuştu.

https://www.haberyelkeni.com/ahmet-ozhan-cinsel-sapkinlik-ve-cinsiyetsizlik


7
LGBT’NİN TOPLUMA ETKİSİ

Sanatçı Ahmet Özhan: Bu yaradılışa uygun bir şey değildir. Kimse kusura bakmasın. Bunu söylemek benim inancımın icabıdır.


https://x.com/yirmidorttv/status/1571610513997385728


“Böyle bir hürriyet olamaz” diyerek sözlerine başlayan Özhan, şöyle devam etti:
“Erkek ile kadın işlevsel olarak özel yaratılmıştır. Birliktelikleri neslin ve türün devamı için üretkenlik getirir. Ve bunun da sahih yoldan yapılması lazımdır. Ama iki erkeğin ya da iki kadının birlikteliği bir üretkenlik ortaya koymayıp, sadece nefsi birtakım tatmin içeriyor ise bu varlığın bütünselliği paradigmasından koparır. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Kim için? Benim gibi düşünenler için.


"Ben bunu böyle söylemezsem kendime inancımı kaybederim"
Benim gibi düşününler ile yine bu İslam kültürü anlayışı içerisinde ‘güzel davet, sakıncalı olandan uzak durmayı tavsiye’ eder. Bu aynı zamanda inanan insanların görevidir. Bu yaradılışa uygun bir şey değildir. Kimse kusura bakmasın. Ben bunu böyle söylemezsem kendime inancımı kaybederim. Böyle bir özgürlük yok.”




https://www.yenisafak.com/hayat/sanatci-ahmet-ozhandan-lgbt-dayatmasina-tepki-yaradilisimiza-uygun-degil-3859245

8
Medya / PKK FETÖ LGBT
« : 27 Mayıs 2025, 02:43:26 öö »
REHBER TV
@RehberOnline
·
13h
📺 HAFTA BAŞI

🗓 26 Mayıs 2025 | Pazartesi

🕣 Saat: 20.30

KONULAR;
- TÜRKİYE'NİN NÜFUS ARTIŞ HIZI DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR
- SAPKINLIK VİRÜSÜ YAYILIYOR
- AHLAKİ YOZLAŞMA DERİNLEŞİYOR
- MANEVİ VE AİLEVİ DEĞERLERLER TAHRİP EDİLİYOR
- ULUSAL VE ULUSLARARASI PROJELERLE AİLE KURUMU HEDEF ALINIYOR

🎙 KONUKLAR:
• Eğitimci/Yazar Dr. Ercan Özçelik  (
@_ErcanOzcelik
)
• Psikolog Hüseyin Kaçın (
@psikologkacin13
)
• Gazeteci/Yazar Muhammet Binici (
@MuhammetBinici
)

❓Muhammed Hadi Aydemir soruyor, konuklar cevaplıyor…

📡 Canlı Yayın – Saat Bugün 20.30’da Ailenizin Kanalı Rehber TV’de!

https://x.com/RehberOnline/status/1927054675565556011

Türkiye'de Dijital Siyonizm Tehlikesi

https://www.youtube.com/watch?v=Pjp1DXd-J4A&list=PLZQ0do4E84cfEx3tfUgt6zn1WwxkCxXul&index=6

Mahşerin Üç Atlısı

https://www.youtube.com/watch?v=rot06PN5le0&list=PLZQ0do4E84cfEx3tfUgt6zn1WwxkCxXul&index=5


Dünya Düzeninde Aile ve İnsan Nerede? Hukuk Toplum Yapısına Etki Eder mi? Tarihten Bugüne...

https://www.youtube.com/watch?v=TB7du82PA_M&list=PLZQ0do4E84cfEx3tfUgt6zn1WwxkCxXul&index=4








9


21/04/2025

5. Terapi sonrası

Beşinci terapi yazısına başlamadan önce bu terapiye kadar geldiğim aşamayı özet geçmek istiyorum

Hüseyin hocanın bizlerden istediği ilk şey genelde pasif fantezileri bırakmak, pornoyu ortadan tamamen kaldırmak, masturbasyon olayını haftada 1-2 ye düşürmek ve tarif ettiği şekilde yapmak olmuştur.

Bu kısım eşcinsel kimliğin gelişmesini önlemek için çok gereklidir.

Ayrıca pasif fantezileri terketmek demek sadece cinsel anlamda ele alınmamalı aynı zamanda sosyal yaşamda da pasif tutumları  terk etmek olarak da düşünülmelidir, en basitinden karşılıklı bi diyalogda sürekli dinleyen onaylayan ve fikrini belirtmekten çekinmek bile pasif bi tutuma örnek verilebilir…

Şuan geldiğim noktada cinsellik konusunda pasif fanteziler kurmuyorum, ilgimide çekmiyor. Aktifle hetero arasında tam olarak niteleyemediğim bi aşamadayım, buda terapi sürecinde olağan bi durum endişelenecek birşey yok yani

İkinci önemli husus ise her türlü korku ve kaygının eşcinselliği güçlendirdiğidir.

Bu süreçte birçok kaygı ve endişe duyduğumuz anlar olacaktır ama asıl bilmemiz gereken bunların olağan ve geçici olduğudur, bakış açımız hep bu yönde olmalıdır

Üçüncü mevzu ise aile konusudur.
Bu forumu ziyaret eden ve cinsel yönelim bozukluğu yaşayan biriyseniz ailenizin bu konuda etkisini yadsımamanız gerekir ve aile ilişkilerinizi tarafsız bir şekilde gözden geçirmeniz lazım
Bende ki durum şöyle;
Mütevazi olmanın ve sürekli birilerine yardım etmenin çok büyük bir erdem olduğunu ve kendini sevmenin ayıp ve bencillik olduğunu düşünen bir babanın ve küçük yaşta yaptığı yanlışları yüzüne vurulan ve bu yanlışları herkese yaymaktan geri kalmayan ayrıca abileri ile kıyaslanan bir annenin özgüveni gelişmemiş, içe kapanık ve kendini sevmeyi öğrenememiş en küçük erkek çocuğu olarak büyüdüm.

Bu durumların üstesinden kısmen geldiğimi aile evinden ayrı yaşadığımı ve ailenin bana karşı olan yanlış tutumlarını değiştirdiğimi düşünüyordum, tabi terapilerden önce bu değişim olmuştu ve bunlar olumlu gelişmelerdi ama terapilerde fark ettiğim şey
 Yukarda bahsettiğim ve bahsetmediğim ailenin yanlış olan tutumlarının şuan bir adama çok yoğun hatta saplantı düzeyinde bağlanmamın nedenlerinden biriymiş..

Şimdi beşinci terapi kısmına geçiyorum
Yazının bundan sonraki kısmı hemcinse duyulan yoğun hisler üzerine olacak.

Hüseyin Hoca bu tür ilişkilerde terapiye gelen kişinin (seven) durumuna ve sevilen kişinin davranışlarına göre bir yol çiziyor bizlere

Eğer sevilen kişi fırsatçı ve sizi sömüren bir insansa yani ilişkiniz toksik bir ilişki ise bu kişiye mesafe koymanızı, ama sevilen kişi sizin iyiliğinizi düşünen art niyetli olmayan biriyse onunla bağlarınızı dostça pekiştirmeyi öneriyor..

Ben ikinci kısımdayım (çok şükür) yani sevilen kişi vicdan sahibi iyi biri ve kendisine olan yoğun muhabbetimden haberi var (haberinin olması da kötü birşey değil bence çünkü platonik olması sizi daha fazla yıpratabilir, içselleştirebilirsiniz)

Yoğun muhabbet duyulan hem cins konusunu biraz daha açmak istiyorum çünkü benim sürecin kilit noktası burdan geçiyor ve en zorlandığım aşama yine burası

sevilen kişi hetero olunca ister istemez beklentiler çatışıyor bi taraftan ona yönelik istekleriniz yoğun hisleriniz, hayalleriniz olurken diğer taraftan ortalama bi hetero hemcinsinizin size yaklaşmanız için belli bir yere kadar müsade edebileceği gerçeği var, yani sizin fantezilerinizi hiç bi zaman tam anlamıyla karşılayamaz ha ne olur belki akıl oyunları oynarsınız onu kendinize bağımlı hale getirmeye çalışabilirsiniz hayatınızda tutmak için ama buda sağlıklı bir şey olmadığı gibi sürdürülebilir bir şeyde değildir
dahası onu kendinize bağımlı hale getirdikten sonra sıkılıp vazgeçebilirsiniz bunun dezavantajı hem karşıdaki kişiye haksızlık edeceğiniz hem de aradığınız aşkı hiç bir zaman bulamayacağınıza ve sürekli bocalayacağınızı düşünmenize sebebiyet verecektir.
Ama ne yalan söyliyeyim sevgi duyulan kişiyi hayatında tutmak için kendinize bağımlı hale getirme meselesini arzulamış olabilirim :) gelin görün ki bizimki bu ucuz numaralara düşecek biri değil bende kalkışmadım hiç o işlere

Bu yazı üçüncü bir kişiye tavsiye niteliği gibi dursada aslında kendime söylüyorum bunları, devam edelim

Saplantı ve bağlanma konusunda öyle bi hale geldim ki artık 7/24 sevilen kişiyi düşünür oldum, işte çalışırken ya da başka insanlarla görüşürken olduğum ortamdan soyutlanıp kafam bi şekilde ona gidiyordu. Onun yanında olmak onu görmek hiç bir şey yapmasakta öylece oturmayı falan arzuluyordum. Gözüm hep onu aradığı için ve oda yanımda olmadığı için çoğu zaman huzursuzlanıyordum. Onunla aram iyiyken herkesle aram iyi oluyordu aramıza biraz soğukluk girmişse içime kapanıp bunu dert ediyordum ve bu da sosyal yaşamımı etkiliyordu.

bu sadece eşcinsellikle alakalı bi konu değil hetero da olsanız bi kadına da aşık olsanız birini saplantı düzeyinde severseniz kaçınılmaz olarak ya bi gün onu kaybedersiniz ya da kendi benliğiniz kalmaz ortada ve sonu gelmeyen bi sancı ile kıvranırsınız..bende bu sevginin bana vermiş olduğu rahatsızlıktan, kendime olan saygımı kaybetmekten korktuğum için ve asla onunla aramda istediğim gibi bi hayat yaşayamacağımı öngördüğüm
için ne kadar seversem seveyim onun hayatından çıkmanın gerektiğini düşünüyordum.
Bu arada onunla aramda olmasını arzuladığım şey aynı evde yaşayıp sürekli cinsellik yaşamak falan değil ama yakınımda olsun gözüm onu görsün gibi gibi….

Evet tam böyle radikal bi karar alıp kendimi depresyona sokmayı düşünürken o esnada hüseyin hoca devreye giriyor :) hüseyin hocanın bu konudaki yaklaşım ve tavsiyelerine geçmeden önce kendisine teşekkür etmek istiyorum gerçekten içinde bulunduğum durumu kimseye anlatamayıp ona anlatabiliyor olmam ve kendisinin de beni iyi anlayıp tavsiyeler verebiliyor olması çok güzel bir şey, hatta beni iyi anlamasını verdiği tavsiyelerden daha önemli buluyorum. Anlaşıldığım oranda kendisine güveniyorum, terapi sürecine olan motivasyonum artıyor ve tavsiyelere uyuyorum.Öbür türlü olsa ben sadece içimi döker bu adam beni anlamıyor diyip devam etmezdim terapilere veya salt teknik bilgi yeterli değil diye düşünüyorum
Birde şöyle bir şey var terapi süreci değişim bunlar zaten zor bi süreç bir de bunun yanında doğunun bir şehrinde yaşayıp kimsenin haberi olmadan istanbula gidip gelmek, biri fark edecek mi diye diken üstünde olmak, fiziksel yorgunluk falan ayrı bi zor süreç.
O yüzden hüseyin hocayla aramızdaki ilişkiyi salt psikolog danışan hizmeti gibi görmüyorum  güvene dayalı bi yol arkadaşlığı desek daha yerinde olur, iyi ki varsınız hocam

Şimdi kaldığımız yerden devam edelim
Tam ben sevdiğim kişinin hayatından çaresizce çıkmam gerektiğini onun hiç bi zaman benim onu sevdiğim gibi sevemeyeceğini düşünüp hayatından çıkmayı düşünürken hüseyin hoca ilişkinin rotasını değiştirdi verdiği tavsiyeler ve kendi yorumum dahilinde şuraya vardık

Birincisi ne olursa olsun kendimi suçlamamam gerektiği konusu çünkü kendimi bu süreçte çok hırpalıyordum, niye sıradan bi insan değilde böyleyim gibi gibi

İkincisi bu ilişkinin seyrini düşünmekten obsesyonlar üretmekten uzak durmam ve 7/24 onu düşünmemeye çalışmam gerektiğidir

Bir diğer husus sevilen kişinin bi hetero olduğunu kabullenmek, onunda evlenip yuva kuracağını bi kadını sevdiğini ve benimde ilerde bi kadına gönül vereceğimi öyle ya da böyle günün birinde evleneceğimi hatta bi kadını sevdiğim zaman hemcinsime olan muhabbetimin şeklininde dostluğa evrileceği ve daha da güçlenebileceğiydi, evet burayı bir kez daha söylüyorum sağlıklı hiç bir hetero kendisini seven eşcinselin bütün duygusal ihtiyaçlarına cevap veremez,vermemelidir bunu istesekte istemesekte kabul etmemiz gerekiyor. O yüzden onun aşkına değil de dostluğuna talip olunabilir

Burayıda biraz açayım kadın, evlilik ve cinsellik konularından çekinen biriyim hele ki hemcinsime olan yoğun duygusal hislerin etkisi altındayken bu konular tam anlamıyla tabuya dönüştü çünkü 7/24 düşündüğüm kişi bir erkekti, uğruna bi çok kez göz yaşı döktüğüm kişi bir erkekti ve bu kafayla ister istemez kadın konusunda gelen teklifleri reddettim, canım gerçekten istemiyordu hala da istemiyorum ama hüseyin hoca bu konuda obsesif olduğumu söyledi çünkü ben kadın konusunda süreci tek parça olarak görüp sıkılıyorum süreci tek parça görmekten kastım işte bi kadını gördüm evlendim sonrası cinsellik ve bu sürekli olan bir şey bu sorumluluğu kaldıramam zaten şuana kadar elle tutulur bi ilişkim olmamış duygusal olarak yalnız yaşamaya bi şekilde alışmışım falanlar filanlar ya salak bi kızla evlenirsem hayatım mahvolursa aklınıza gelebilecek her şeyi  kafamda kuruyor ve meseleden tümüyle sıkılıyorum hocada bunun bi süreç olduğunu bulduğun ilk kişiyle evlenmek zorunda olmadığını tip olarak biraz etkilendiysen görüşmeyi falan reddetmemeyi bi adım atman gerektiğini söyledi, ben de farkındayım bunların hatta terapi sürecinin bi noktasında karşı cinsle duygusal bi ilişkinin kaçınılmaz olduğunu da biliyorum veya ömrümün sonuna kadar bekar kalmayacağımı da biliyorum hatta teorik olarak hayatı paylaşacağım birini içsel olarak bi tarafım istiyor da
çünkü yalnız yaşayan biri olarak bunun eksikliğini hissediyorum ve sosyal medyada görüyoruz işte 1+1 evde yalnız yaşamak çok övülüyor çok güzel bir şeymiş gibi gösteriliyor ama öyle övülecek bi yanı yok bence artıları var eksileri var o kadar.
Hatta bi itirafta bulunayım iki günde bir mutlaka eve bi arkadaşımı davet ederim ve bunda tek başıma yemek yemeyi istememenin payıda vardır :)
Yani mutlu bi yuva kurmayı tek başına yaşamaya tercih ederdim.
Bunun haricinde dürüst olmak gerekirse baba olmayıda çok istiyorum ama işte ilk adımı atmaktan çekiniyorum, tırsıyorum :))
Ben istiyorum ki ilk görüşte deli gibi aşık olacağım bi kadın olsun ya da öylesine muhteşem biri karşıma çıksın ki ben ha tamam okey bununla evlenirim diyebileyim :) oda zor biraz.
Yani uzun lafın kısası eşcinsel dünyadan bi s*kim olmayacağını anlayıp öyle ya da böyle hetero yaşam tarzına ayak uydurmamın gerektiğini anladığım noktadayım

Not: eşcinsel dünyadan bi cacık olmaz deyişimede aldırmayın çünkü ne eşcinsel yaşamı tecrübe edebildim ne de hetero dünyasını yaşayabildim ikisi arasında platonik sancılarla kıvrandım durdum
Şuan yaşım 26 evlilik olarak pek geç kalmadım ama üniversite zamanlarında karşı cinsle duygusal ilişki yaşasaymışız iyi olurmuş madem orayı ıskaladık bundan sonra  vakit kaybetmemek gerekiyor, boşa geçen her süre aleyhime işliyor :)

Burayıda halledicez inşallah


Bi başka konu ise kendime değer katmam gerektiği meselesi
mesleki anlamda olsun başka konularda olsun yani boş bi insan olmamamız gelişime açık vizyon sahibi biri olmamız gerektiğidir. Bu hepimiz için böyle değil mi zaten karşımızda duygusal sancılar çeken birini değilde ayakları yere sağlam basan güçlü birini görmek isteriz.


Sevilen kişiyle aramızda mutualist bi ilişki var gibi hissediyorum çünkü iyileşmemin yolu bi anlamda ondan geçiyor onunla ideal erkek erkeğe dostluk ilişkisine evrildiğim zaman iyileşmiş olacağıma inanıyorum onun avantajı ise kimsenin kimseyi pek önemsemediği şu dünyada her koşulda onu sevecek ve yanında olacak bi dost kazanacak.

sevme konusunda en prime dönemimi yaşadığım bu süreç bana aynı zamanda
 bi insanı nasıl ve ne kadar sevebileceğimi öğretti..cinsel kimlikleri ortadan kaldırdığımızda insanın özünü sevebilmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu öğretti… işin obsesyon sancılı ve erotik kısmı  geçip gidecek allahın izniyle, hatta işin sonunda sevdiğim adamda ortada kalmayacak belki ama hayatımda sevmek duygusunu tecrübe ettim diyebileceğim…

hatta hüseyin hocanın bu konu üzerine yazdığı ve kendi meselemde bana rehber olan sözünü eklemek istiyorum.

“İslamiyet’in ideal insan portresi eşcinsellerdir fakat bi şartla erkek erkeğe güçlü duygu bağlarını  erotize etmeden asla seks ilişkilerine dönüştürmeden sevmeyi sevilmeyi tecrübe ettikleri takdirde aşk karakterine erişmeleri mümkün olacaktır”

İşin özeti bu aslında..

10
Hüseyin KAÇIN / İDAMINA HÜKMEDİLDİ
« : 18 Nisan 2025, 09:34:44 ös »
İDAMINA HÜKMEDİLDİ

namertlerin dünyasıdır bu dünya
yenildiğinde üzülmeyeceksin
gözünden yaşlar aksa kimse silmeyecek
bunu bilmiş olmalısın
kavganı kendi başına vereceksin
sırtını da yaslayacağın dostların yoktur
bu dünya namertlerin dünyasıdır

alın teri yoktur yüreklerin kirlenmiş sevdaların
namusunu da yitirmiş eski aşklar

idamına hükmedildi
ali'lerin hamza'ların
yiğit adamların

insanlık öldü diyorlar

18 Nisan 2025
21.30
İstanbul

11
Genel Tartışma / Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı
« : 16 Nisan 2025, 01:23:48 ös »
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı


Selamlar,

Psikolog Hüseyin Kaçın’ı hedef alan lgbt lobicisi bir şahıs tarafından şikayette bulunulması üzerine Fatih Kaymakamlığı ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından 8 aydır ofisi mühürlenmiş ve hakkında soruşturma açılmıştır. Hem kendisi hemde danışanları mağdur edilmiştir. Lütfen bu haksız muameleye maruz bırakılan Psikolog Hüseyin Kaçın adına devletimizin destek ve yardımlarını talep ediyorum. Kendisi onlarca, yüzlerce genci lgbt batağına düşmekten kurtarıp eşcinsellikten kurtararak hem ailelerine hemde topluma kazandırmıştır.

Devletimizden gereğini yapıp eşcinsellik alanında dünyada sayılı birkaç kişiden biri olan Sayın Hüseyin Kaçın gibi eşcinselliğin tedavi edilebilirliğini ispatlayan bir değerin ardında durmasını ve Sağlık Bakanlığı tarafından açılan bu haksız hukuki davanın düşürülmesini arz ve talep ediyorum.

Not: Eşcinsellikten kurtulmuş danışanlarına şahidim.

Saygılarımla

H A

12
Seven kişi seviyor olmaktan dolayı sevdiği kişi tarafından nasıl olsa hep sevecek vehmiyle her ne kadar küçümsense de seviyor olmak her zaman için üstün bir vasıftır. Sevilen kişi aslında sevenin sevgisini asla ve asla layıkıyla hak etmiş olmayacaktır.
Sevenler ruhlarındaki aşırılıkların dışa yansımasından dolayı derinden bir ızdırap yaşasalar bile bir müddet sonrasında ruhlarında büyük bir servet ve sonsuz bir özgürlük kazanacaklardır. Aşk yolunda sevenler bazen çaresizlik yaşayıp intihar edecek kadar yıpransalar bile pes etmedikleri takdirde aşkın mavi göklerinde yağan nisan yağmurlarının bereketiyle gönüllerinde cennet bahçeleri yeşerecektir.
Ne mutlu ki aşk var.

Psikolog Hüseyin KAÇIN

https://www.instagram.com/reel/DH4JG8lulO0/?igsh=M2Jrd2UzZmcwbGFm

13
İnsan tüm nankörlüğüyle yarın kötü olabilir ihtimalini sürekli düşündüğü müddetçe bugün yaşadığı iyilikler adına şükretmeyi aklından ve kalbinden umarsızca çıkartmaktadır. Buna rağmen Yüce Yaradan o kadar çok merhametlidir ki

“Rahman ve Rahim Olan Allah'ın İsmiyle!

Bir hayrı açıklar ya da gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız, şüphesiz Allah, affedicidir, güç yetirendir.” Nisa Suresi, 152. Ayet


Psikolog Hüseyin KAÇIN

https://www.instagram.com/p/DH1gpHDCwNE/?igsh=dXFlOHB2aG14aGVv

14
Yok sayılmak kadar hislerini yok saymak da insana zarar verirmiş ben bunu yeni öğrendim. Eşcinsel hisleri yok sayanlar ilişkiden kaçan değil terapiden kaçanlardır.

Yok ya iyileştim artık ben zaten ne konuşucaz ki HK ile diyip oraya vericeğim para ile şunu öderim bunu öderim derken aynı dişçiye gittiğinde ağrının geçmesi gibi erkeklere olan cinsel hislerimi yok saydım .Zamanla  tekrar uygulamalara döndük ve hayali olarak cinsel ilişkileri düşlerimizde yaşamaya basladik bile.Sabahlari uyanırken bile birine yatakta pasif olduğumu düşlüyerek günlerime başlıyorum.Şuanda ilişki yaşamamam hetoro olduğum için değil Nakşibendi olduğum için ama erkeklere olan hislerimi yok saymak ve yaşama devam etmeye çalışmak kan kaybından ölmek kendine tecavüz etmektir. Peki nasıl hislerimi yok sayabildim kendimi nelerle geçiştirdim avuttum paylaşmak istiyorum. Mesela Başarılı olursam eşcinselliğe dönerim diyordum ama başarılı olursam neden eşcinsel olayım ki
Yakışıklı giyinir tarz yaparsam ilişki yaşarım
Param olursa eşcinselliğim ya artarsa
benim olayimda buydu
Zihnimde her konuyu bir başka konuyla denk getirmek veya kaygı hasebiyle eşleştirmem sonra eslestirdigim şeyi de zararlı gibi görmem başarili olmak eşcinselliği getirir ozaman eşcinsel olmamak için başarısız giyimine önem vermeyen paradan kaçan biri  evet eşcinsel ilişkisi şuanlik yok ama normal ilişkimde yok en başta KENDİM İLE  ama nereye kadar tekrar geri dönme vakti yok sayilmak kadar zarar verir imiş hislerini yok saymak
İnanirmisiniz 2 sene sonra ciddi ciddi ilk defa terapi yazısı yazacak kadar kendimi kötü hissettim ve yazıyı yazmaya baslıyınca kafamdaki seslerin hepsi kesildi tüm düşüncelerim ve hislerim sessiz kuzular oldu .Bundan sonra Hemcinslerime olan cinsel isteklerimi yok saymiyorum gerekeni yapıyor HKnin kapısını çalıyorum

15
Genel Tartışma / Kim Sahtekar Psikolog?
« : 25 Mart 2025, 02:18:08 ös »
Sahtekar demek yerine kendisininde meslektaşı olarak bu konuda görüşme yapmanız, fikir alış verişi yapmanız daha yerinde olurdu…
Neticede Hüseyin bey on beş küsür yıldır bilhassa bu alanda çalışmalar yapmış birisidir..
Kendisine cinsel yönelim bozukluğu şikayetiyle gelen danışanlarına bu doğuştandır, kaderiniz budur ve buna alışın dememiş, yardımcı olmaya çalışmış..

Sahtekar falan diyorsunuz ama  çalışmalarını gizli saklı yapmamış koskoca bi forum kurmuş ve yüzlerce dönüşümü başarmış kişilere kendi hikayelerini yazmalarını önermiştir…dileyen gidip bakabilir

Ülkenin en iyi psikolog psikiyatristleri ile çalıştığınızı varsayarak bende size şunu sormak istiyorum

Genç yaşta travma yaşayan taciz ve tecavüz mağduru biri ilerde cinsel yönelim bozukluğu şikayetiyle size geldiğinde ve size deseki ben travma yaşamadan önce cinsel yönelimimde bir anormallik yoktu sonrasında böyle oldu ben hiçbir şekilde eşcinsel hayat tarzını benimsemek istemiyorum derse sizde kendisine  bunun doğuştan olduğu yalanını atarken vicdan azabı çekmeyecek misiniz?

Trans bireylerin hayatlarında ne gibi ürolojik sıkıntılar yaşadıklarını, ömürlerinin nasıl azaldığını bile bile danışanınıza geri dönüşü olmayan cinsiyet değişikliği ameliyatı önerirken vicdan azabı çekmeyecek misiniz ?

Yetişkin yaştaki kişilerin internette bazı uygulamalarda henüz 18 yaşına bile girmemiş kişilerin akıllarına girip kendilerinden cinsel birliktelikler teklif ettiklerini gördüğünüz halde bunları cinsiyet eşitliği, özgürlük kavramlarıyla açıklamaya çalışırken vicdan azabı çekmeyecek misiniz?

https://www.instagram.com/reel/DGlTtC6oSAY/?igsh=MXZ1eWRsYmRlaHNhaw==

Sayfa: [1] 2 3 ... 104