İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - gergin

Sayfa: [1]
1
Ben Ali. 27 yaşındayım. Eşcinsel dürtü ve duygu düşüncelere sahibim. Bir Klinikte Hekim olarak çalışıyorum.  Meseleye aile yapımdan başlayıp kısaca özetlemek gerekirse annem otoriter biridir. Bize sevgi ve ilgi azda olsa gösterirdi, evde otorite oydu, hep onun dediği olurdu. Sürekli uslu terbiyeli olmamızı isterdi, istediği şey yapılmadığı zaman bağırır, bazen döverdi. Babamın ailesine karşı çok öfkeli, kinliydi sürekli babamla bu yüzden kavga ederlerdi. Dindar bir yapısı da var  namaz kılar bize de kılmamızı söylerdi, beni küçük yaşta kuran kursuna gönderdi sonrasında da takip etti vs. yani dindar bir altyapıyı aslında ona borçluyum. Babam ise otorite bakımından  pasif karaktere sahip. Bize çok ilgi, sevgi gösterirdi üzerimize çok düşerdi istediklerimizi yapardı baba konusunda şanslı olduğumu düşünürüm fakat  anneme karşı malesef otoritesi zayıftı hatta yoktu diyebiliriz. Din konusunda da anneme göre daha gevşektir. Cuma namazına gider, orucunu tutar ama fazlasini yapmaz gibi. Benden yedi yaş büyük abim var. Abim benden biraz farklı karaktere sahip. Daha girişken, cesaretli, annemle de benden daha çok tartışır kavga ederdi, evde de pek durmazdı o yüzden. Lisede okurken eve akşam 9 gibi gelir yemek yer uyurdu. Üniversiteyi de il dışında okudu zaten. Bitirdikten 2-3 sene sonra da 25 yaşlarında evlendi. Evlendiği süreçte de yengem ile annem anlaşamadılar, kavga ettiler surekli ve şu an senelerdir konuşmuyorlar. Aralarindaki mevzulara pek müdahil olmayıp, uzaktan izlemis olsamda heteroseksüel kimligime zarar verdi bu süreç malesef.

Eşcinsel dürtü ve duygu düşüncelere sahibim. Doğuştan böyle olmadığını, karşı cinse ilgi duyduğumu hatırlıyor, biliyorum. Tam başlangıç tarihi olarak hatırladığım 11-12 yaşlarında bir cinli korku filmi izleyip çok korktum. Sonrasında o cinler bana musallat olmasın diye  'bir daha porno izlemeyeceğim nolur beni affet, beni koru'  diye Allaha dualar, yeminler ettim. Sonrasında (saçma ama) 'ben erkek-kadın pornosu için izlemiycem diye yemin etmiştim erkek- erkek arası bu kapsama girmez' diye gay porno izlemeye yöneldim. 13-14 yaşlarında da (ilkokul son sınıf-lise başı) eşcinsel dürtü ve duygu düşünceler bende oluşmaya başladı. Bu oluşma safhalarında da aslında bir kız arkadaşım da olmuştu. 1 hafta sürmüştü öyle çocuktuk tabi o zamanlar ama kızlara hala daha ilgim olduğunu hatırlıyorum. Bide bu süreçte 14-15 yaşlarımdayken taciz olayım var ama benim için travmatik, eşcinsel dürtüleri başlatan yada çok arttıran bi durum değil. 50 yaşında mahalledeki esnaf beni birkaç kez elledi. Kendi penisine pantolon üzerinden dokundurtturdu gibi şeyler oldu ama asla tamamen soyunma, cinsel ilişki falan olmadı. En son benim penisimi pantolon üzerinden ellemeye başlayınca dedim bu kadar yeter, iş çirkinleşmeye başladı. Zaten adam iğrenç geliyordu ağzında dişi falan bile yoktu. Bu taciz olayı belki bende şunu güçlendirmiş olabilir ki erkek olan arkadaşlarımın yaptığı şaka yollu elleşme ya da iltifatlarda tenimin pürüzsüz, yumuşak olması, göğüslerimin, bacaklarımın, kalçamın iri, estetik olması, yüzümün güzelliği falan beğenilir. Bunu daha çok farketmiş olmamı sağlamış olabilir.

İlkokulda derslerde başarılı bir çocuktum. Sportif oyunlarda vs. çok iyi değildim ama kızlarla ip atlama gibi kız oyunları da oynamazdım. Kavga etmeyi pek bilmez, mümkün mertebe kaçardım. Bazen arkadaşlarımdan kız gibisin, karı kılıklı falan diyen olurdu ama ben bunun akran zorbalığı olduğunu düşünüyorum. Feminen davranış, hareketlerim yoktu. Akıllı, uslu, kibar erkek kapsamındaydım bence :)

Liseye geçtiğimizde ise dürtülerim bir erkekle gerçek ilişki düzeyine geçmedi, platonik olarak yaşadım. Bazen yakın arkadaşlarımla şaka yoluyla elleşme, sarılma olurdu o kadar. Lisedeki arkadaşlarımdan nefret ederdim. Onları hiç sevmemem, tamamen olmasa da asosyal bir hayata dönmüş olmam, okulumdaki kızların benden sosyo-kültürel daha yukarda olması, kendimi onlara karşı ezik, değersiz hissetmemi, kızlara karşı körelmemi ve eşcinselliğimi arttırdığını düşünüyorum. Hareketlerim , davranışlarım feminen değildi ama arkamdan bazen gay diye konuştuklarını duyuyordum sebebini de hiç sorgulamadım. Söyleyenler de zaten domuzun önde gideni, karaktersiz tiplerdi. Ben yine akran zorbalığı olduğu düşünüyorum. Liseden çok şükür kurtulduktan sonra üniversite başında (18-19 yaşlarında) dürtülerim yoğunlaştı. Yakın arkadaşlarım sürekli karı-kız muhabbetleri yapıyor ve cinsel ilişki yaşamaya başlıyordu. Ben de onlar gibi olmak istiyordum çevremden de bazen yakışıklı, boylu poslu olduğum söyleniyor potansiyelim olduğunu biliyordum harcansın da istemiyordum ama sorun şu ki ben bu ilişki hayatını erkeklerle yaşamak istiyordum kızlara ilgim körelmişti ama toplumumuz erkek kankilerimin yaptığı zinaları, aldatmaları hoş görebiliyor benim ibne olmamı ise hor, hakir görüyordu. Ben kendimi kankilerimle kıyas yapıyordum ve benim kızlara karşı onlar gibi ilgi duyamamam beni çok bunaltıyordu. Kendimi yol ayrımındaymış gibi hissettim. Birinci yol; dürtülerimi, duygularımı izleyip gizli saklı eşcinsel bir hayat seçmek, ikincisi ise bu dürtülerimden korunup, kurtulmak ve o yüzden dine, maneviyata yönelmek. Ben ikincisini seçtim.

Üniversiteyi kazandıktan sonra evime yakın olduğu için aile evinde yaşamaya devam ettim. Dini bilgim, yönelimim güçlensin diye islami cemaat sohbetlerine gittim, oradan arkadaşlar edindim. Üniversitede de yine cemaatten arkadaşlarlarla da takılıyordum. Lisedeki o iğrenç arkadaş ortamından kurtulmuştum. Sosyalleşiyordum, maddi manevi güçlendiğimi hissediyordum. Hem bu yeni dindar arkadaşlarım da karı kız muhabbetleri yapmıyordu yani onlarla takılmak, özellikle beğendiğim yakışıklı olanlarıyla vakit geçirmek keyifli, eğlenceli  oluyordu benim için. Aynı zamanda buradaki arkadaşlarım daha düzgün, iyi bir insan olmaya çalışan kişilerdi.  Fakat eşcinsel dürtülerim ise gittikçe artarak duruyori gay porno izlemeye devam ediyordum ama din beni bu durumu reel cinsel ilişki seviyesine geçirmemden alıkoyuyordu.
O zamanlarda sonradan yanlış olduğunu anlayacağım şöyle bir kurtulma planı hazırladım. Zaten eşcinsellikten şu an kurtulsam da kızlarla sevgili olmak falan günah olduğu için bir kıza tekrardan ilgi duymaya başlamaya çalışmak gereksizdi ve belki cinsel ilişkiye (zina) girme riski olduğu içinde tehlikeliydi. O yüzden 24 yaşında görücü usulü bir kız bulurum yavaş yavaş da heteroseksüel porno vs. izleyerek de duygularmı geri getirirdim, 25-26 yaşlarında üniversiteyi bitirmiş işe başlamış olup evleniridim. Bu düşünce beni eşcinselikten kurtulmak için çaba sarfetmemi erteletti. Fakat bu süreçte gay porno izlemeye devam ettim engelleyemedim. Yakın arkadaşlarımdan özellikle yakışıklı olanlara ilgi duyuyordum ve daha çok vakit geçirmek istiyordum. Evlenenleri, sevgili yapanları kıskanıyordum. 2 tane yakın arkadaşıma da  malesef aşık oldum ve bu durum beni çok yıpratıyordu.

Üniversiteyi bitirdiğimde ise görücü usulü 2-3 kız ile görüştüm ama ya karşı taraf istemedi ya da ben pek beğenmedim. Sonrasında da artık görüşecek kız bile bulamamaya başladım. Görücü usulü piyasası pek umduğum gibi değildi. Araya pandemi vs. girince piyasa iyice durgunlaştı:) Ben de dini cemaate karşı biraz öfke oluşmaya (ama bence biraz yersiz) başladı. Hem sevgili yapmak günah diyorlardı fakat sonra hadi evlilik için yardımcı olun o zaman diyince de görücü usulünde kötü çıkarsa şimdi bizden bilinir mesuliyet almayalım modunu giriyorlardı (hepsi değil). Bende sonrasında bütün çevreme,aileme, evleniceğim  münasip biri var mı diye soruyordum fakat pek üstelemeyirdum ısrar etmiyordum çünkü artık eşcinselliğimin gittikçe kuvvetlendiğini hissediyor evlilikte de problem oluşturacağını, evleneceğim kişiyi mağdur edeceğimi düşünmeye başlıyordum. Yaş 26 olduğunda ise bu zamana kadarki planımın gerçekleşmediğini farkettim. Hala kız arkadaşım yoktu, bekardım, eşcinsel dürtülerim de azalmıyordu. Birgün yakın arkadaşım hadi yeter artık sana kız bulalım dedi ve tinder indirdi. Ben de itiraz etmiyordum böyle şeylere  çünkü kzlara ilgim olduğu çevrem tarafından sanılsın istiyordum. Sonrasında uygulamada şunu farkettim ki burada erkekler de var. Hem de it kopuk gözükmüyorlar benim gibiler. Sonrasında horneti de indirerek iki uygulamayla beraber 3-4 ay takıldım, ilişki aradım. Bu süreçte izlenimlerim ve tecrübelerim şöyle oldu. Erkekler tarafından bana mesaj yağar sanıyordum yağmadı. Zaten benden çok daha yakışıklı kaslı tipler vardı. İlk adımı karşı taraf atar diye umuyordum ama genelde ben attım. (Zaten kızlara ilk adım atmak zor olduğu için bu yolu seçtik, ilk adımı ben atacaksam ne diye bu yola girdik?). Mesajlaşmalar genelde çok kısır oluyordu: selam- selam yazılıp bitiyor. yer yoksa bitiyor(ailemle yaşıyorum yerim yok). Uzak şehirse bitiyor. Kendimin pasif ağırlıklı ap olduğumu düşünüyorum arayışım genelde aktif, eğer yönelimlerimiz uymazsa bitiyor. En çok kanıma dokunan, zoruma giden ise uyar gibi olan, şartların yönelimlerin uygun falan olduğu kişilerin biraz muhabbet edip bazen foto attıktan sonra veya hiçbirşey demeden bir anda silip engellemeleri. İnsan bari beğenmedim der vazgeçtim der öyle siler. Sonrasında 2 kişiyle buluştum sadece kafelerde çay kahve içtik başka buluşma olmadı. 1.sini aslında görünüş olarak beğenmedim de yokluk artık napalım diye önemsemedim. Sonrasında ben uzun ilişki istemiyorum diye beni reddeden mesaj attı. En azından bir anda silip engellemediği için sevindim. İkinci buluştuğumun yönelimi sadece aktifti. Yaşıtımdı, boyu benden kısaydı ama tipi fena değildi. Heyecanlı hoş sohbet biriydi. Her şey pozitifken ben de senin mezun olduğum üniversiteden mezun oldum sizin sınıftan arkadaşlarım var ama adını söylemeyeyim falan diyince aklım çıktı. İfşa mı oldum diye panikledim. Ayrıca ifşa olurum korkusuyla da karşındakiyle her şeyi açık şeffaf bir şekilde konuşamamak ekstra canımı sıktı. Gizlisin dimi? falan diye sordum tabiki dedi ama sonra bi durgunlaştım donuklaştım acaba kimi tanıyor enim arkadaşlarımdan diye. O da bunu farketti herhalde ki ilk buluşmada daha heyecanlı ilgili olmalısın diye tavsiyede bulundu. Biraz konuş seninle çok iyi anlaşıcaz gibi duruyor dedi. Daha önce ilişkileri kızlada erkekle de uzun süreli kısa süreli olmuş. Erkekle olan 2 sene sürmüş. İçimden dedim 'bu beni abaza erkek kankimin kızlara yaptığı gibi kullanıp bırakıp atıcak'. Sonra en can alıcı cümlesi de '1-2 sene sonra evlenicez, o zamana kadar yaşayabileceklerimizi yaşayalım' demesiydi. İçimden 'sen evleneceden de ben evlenemiycem kızlara ilgim köreldi erkeklerle ilişkiye kendi kendimi mahkum ettim' diye düşündüm. Ayrılırken düşünürsün sana uyduysam mesaj atarsın diyip yanağımdan öptü. Ben de çok düşündüm mesaj atsam atmasam mı, bu yola artık girsem mi girmesem mi?.  Karşı taraftan mesaj bekledim eğer o atarsa belki buluşurum dedim. Tabi 1 hafta sonra hiçbir şey demeden mesajlarımızı silip engelledi.
Tam bu hafta içerisinde instagramdan meslektaş bir kız bana mesaj attı. İlerletmek istediği muhabbetten bana yürüdüğünü anladım. Profiline baktığımda tipi, kariyeri falan fena durmuyordu. Madem ilk adımı o attı ne kaybederim diyerek haftaya yüz yüze sohbet etmek istediğimi söyledim Zaten önceki 2-3 kızla buluşma denemem de olduğu gibi heralde yine buluşuruz sonra kimyamız tutmaz ikinci buluşmamız olmaz diye düşündüm. Fakat buluştuktan sonra genel olarak etkilendim kızdan. Değişiik güzel bir enerjisi vardı. Daha önceki buluşmalarım gibi değildi. Yaklaşık 4-5 saat kadar oturduk biraz gezdik. O da benden etkilenmişti. Bunu ertesi gün beni arayıp seni merak ettim, sesini duymak istedim demesinden anlıyordum:) Yaklaşık 2 hafta kadar böyle olumlu geçse de ben bir şeyin daha derinden farkına vardım. Ben bir kızla ilişki istemiyordum. O köprünün altından meğer çok su akmış, kendimi çok köreltmiştim.

Artık gay uygulamalarında da uygun kimse bulamamaya başladım. Tinderda sağa kaydırınca artık eşleşecek kimse bulunamadı yazıyordu. Bunalıma girmeye başladım. Ne erkeklerle eşcinsel hayatı tam istediğim gibi yaşayabiliyordum (çünkü burada da umduğumu bulamamıştım.) Ne de kızlarla yaşayabiliyordum çünkü onlara da ilgim körelmişti ve adım atmak  benim için çok zordu. Yakın arkadaşlarıma hafiften söyler gibi olmaya başladım eşcinselliğimi ve bunalımımı. En yakın arkadaşım zaten ilk olarak sorunun ney, eşcinsel misin? dedi. Ben de hayır dedim ama tamamiyla da reddetmedim. Aslında ona söyleyebilirdim ama bu neyi değiştirecekti ki? Bütün bunları hep kendi içimde yaşamak, arkadaşlarımla konuşup dertleşememek beni ekstra yoruyordu. Artık profesyonel destek almanın, bir psikoloğa gitmenin zamanının geldiğini düşündüm. Gideceğim psikolog dindar olmalıydı çünkü malum eşcinselliği kabullen diyen psikiyatrist-psikolog da olabilirdi. Bende dindar tıpçı bir arkadaşıma, psikoloğa gitmek istediğimi(eşcinselliğimi söylemeden) bana güvendiği birini bulmasını söyledim. O da araştırdı etti ve Bora hocayı önerdi. (HK'yı da az çok internette görmüştüm ama sırf bu alanda uzman olduğu için  bekleme salonunda falan bir yerlerde tanıdıkla karşılaşırım, ifşa olurum korkusundan kendisini eledim, gitmek istemedim)

Sayfa: [1]