İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - LacivertEmre

Sayfa: 1 2 [3]
31
EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARININ POZİTİF YÖNÜ

Haftalar sonra  yine Taksim'de V.....'ın  yanındayım ve bu sefer kendimi çok güçlü hissediyorum çünkü o oyunlarına başlar başlamaz oyununu görüp durdurdum.  Bütün bunlar olurken herşey kavgasız gürültüsüz gerçekleşti. O yoluna ben yoluma gittim. Evet itiraf etmem gerekiyor bu olumlu gelişmeler  senin yaptığın terapilerin sonuçları kesinlikle.



31 07 2010


Aylar sonra belki de yıllar sonra bu sabah rüya gördüm. Uyanır uyanmaz not aldım çünkü hafızam tüm rüyalarımı siliyor. Uyandığımda çok nadiren hatırlıyor oluyorum onlar da ilk 3-5 saniye içinde imha ediliyordu bu sabaha kadar. Bu sabah ki imha edilmeden önce  sanki izin verildi not almam için. Bu arada  B.......' taki evde kalıp problemle  yüzleşmeye karar verdim. Söylemeyi şimdi hatırladım bu semtin hayatımdaki yeri çok önemli çünkü 20 yıl önce aklımı burda kaybettim. O yüzden buralarda bulma ihtimalim var . Rüyamda annem vardı.

02 08 2010


( Son terapinin finalini annemle yapmıştık   
                                               - ayak fetişzmi ve anne ile sevişme fantezisi arasındaki bağlantı - )

Fetişizm, psikanalitik literatürde tanımlandığı şekliyle vajina, penis ve memelerden ibaret olan "normal" cinsel nesnelerin yerine, başka bir nesneye cinsel nesne olarak yönelme durumudur. Klasik psikolojide bir parafili, yani sapkın-sevgi olarak sınıflandırılır. Fetiş sahibi kişi, birincil cinsel nesnesini cinsel organlardan fetiş objesine kaydırmıştır. "Cinsellik üzerine üç makale" adlı eserinde Freud, spesifik olarak ayak ve ayakkabı fetişini, annenin penisi olmamasına katlanamayan çocuğun, annesinin ayağını penis yerine koyması durumu olarak açıklar ve bu tanım, gizli eşcinselliği ima eder. Yapılan bir takım beyin görüntülemesi çalışmalarında, fetişist bireylerin belirli beyin bölgelerinin fetişist olmayanlara göre daha küçük olduğu tespit edilmiş olsa da, bu bulgular geçerlilik kazanacak kadar tekrarlanamamıştır. Fetişizmin biyolojisi halen gizemini korumaktadır.

Hüseyin Bey; 13 Seans boyunca söylemeyi hatırlayamadığım daha bir sürü şey olabilir.
Şunun da farkındayım terapi sürecini elimden geldiğince dolambaçlı yollara sokarak, uzakmaya çalışıyorum.
Söylemeyi hatırlayamadım diyip işin içinden çıkıyorum böylece :D
Ve bunu da yarı bilinçli yapıyorum. Yani bilinçli olarak planlanmış kurgulanmış bir durum değil.
Evet bu doğru erkeklerden uzaklaşıp kadınlara yakınlaşmaktan öcüden korkar gibi korkuyorum :D
Bu öcü lafı da nerden çıktı şimdi ufak bebeler gibi :D

Emre V. Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com

32
Emre Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com



10. Seans - 10 Temmuz 2010 Cumartesi



Canım sıkkın bu sabah. Hiç keyfim yok.
Dün akşam bir taraftan balkonda film izlerken
diğer taraftan BIRAm(*) ile  muhabbet ettim.
 
"Babam hayatımı kararttı." diyor başka bişey demiyor.
Bu akşam da içiyor her akşamki gibi.
Nasıl zorla babam tarafımdan sevmediği bir kızla evlendirildiğini anlatıyor içksini yudumlarken Bıram.

8 yıllık evlilik hayatının ilk haftadan itibaren tartışmalarla geçtiğinden bahsediyor.
"Babam hayatımı kararttı"
"Okul hayatımın bitmesine de sebep oldu." diyor.
 - Nasıl bitirdi ki okul hayatını?
Bana psikolojik baskı yaparak beni İmam-Hatip'e yolladı.
"Okuyamadım ben orda abi" diyor ve ekliyor:
"Şimdi de bu evliliği devam ettiremîcem."
 
Sohbet bu şekilde devam ediyor. Bir çok şey anlatıyor. "Ben niye kendi kararlarımı kendim veremiyorum abi" diye üzüntüyle soruyor bana?
Ve küçükken babamdan ne kadar kortuğunu anlatıyor.
"O kadar ne sen ne de ablam korkmuştur, babamdan; benim korktuğum kadar." diyor ağlamaklı bir ifadeyle.
 
İktidarsız olduğunu, kadınlarla ilişkiye girmek için viagra ve benzeri ilaçlar kullanması gerektğini de öğreniyorum , dün gece ki muhabbet esnasında.
...
 
Bu sabah 10. seans için Hüseyin Bey'e gidicem.
Kahvaltı bile yapmadım.
Üstümde uyuşukluk var.
Evden de bi türlü çıkamıyorum.
Ütü de yapmadım.
Banyo yapıp sakal traşı mı olsam?
Ayakkabılarımı boyamaya vaktim var mı?
Yine son dakika da mı evden çıkıcam?
Hava da çok sıcak bu günlerde.
 
...
 
1 saat sonra Kadıköy
Ne traş olabildim, ne banyo yaptım, ne ütü , ne de ayakkabılarımı boyadım.
Son anda kendimi sokağa atıp son dakikada Kadıköy'e vardım.
Hızlı adımlarla Hüseyin Bey'in ofisine gidiorum.
Asansöre binip 4. kata çıkıyorum.
Kapıyı çalıyorum.
 
Kapıyı 30 yaşlarında  bi hanım açıyor.
Ve ahıra girer gibi giriyorum dükkana, selamsız sabahsız.
Uyuz olduğum o kadınla göz teması kurmaksızın yüzümde donuk bir ifadeyle koridora doğru ilerliyorum.
Koridorda ilerlerken ani bir manevrayla sağdaki tuvaletin kapısını açarak bi anda WC'ye giriyorum.
Muhtemelen şaşkınlık geçiriyor o kadın.
Nereye doğru ilerlediğimi merak ediyor.
Belki de "Kimdir bu manyak" diye söyleniyor içinden.

2 dk da kalıp yine donuk bir ifadeyle çıkıyorum
Karşımda yine o kadın, meraklı şaşkın bir şekilde ne için burda olduğumu soruyor.
 
"HÜSEYİN  için geldim" diyorum mekanik bir ses tonuyla. :D
- Hüseyin mi ??? Hüseyin Bey mi ?? Hüseyin Beyle Randevunuz mu vardı ?
- EVET
 
Bekleme salonunda oturuyorum. 35-40 yaşlarında adamın teki 4-5 yaşındaki oğluyla bekliyor.
Beni baştan aşağı süzüyor.
"İbne misin nesin a.q ?"
Beni ne diye süzüyorsun???
 
Elimdeki gazeteye gömüyorum kafamı. Okumaya başlıyorum.
Yine ani bir hamleyle ayağa kalkıp elimi kolumu sallaya sallaya mutfağa gidiyorum.
Hani burası benim kırk yıllık evim ya ondan kimseden izin isteme gereği bile duymuyorum
Çay paketlerini karıştırıp ordan yeşil çay poşetlerini bularak
salona dönüyorum.
Çay bardağına sıcak suyu doldurup. Demliyorum.
Kardeşim !  Rahat olucaksın.
Ben öle mıy mıy insanları sevmiyorum
Gereksiz nezakete ne gerek var.
 
Mutfağın yerini biliyor muyum? Biliyorum
Sıcak suyun yerini biliyor muyum? Biliyorum
Çay ın yerini biliyor muyum? Biliyorum
Öleyse çayı demliceksin kardeşim!
 
10. Seans Başlıyor
 

Paldır küldür giriyorum odaya, hemen oturuyorum bi köşeye
çünkü
benim selamlaşma sorunum var.
Çoğu zaman , selâm vermiyorum kimseye
çünkü nasıl selâm vereceimi bilmiorum.
 
Bugün gerginim.
Uykusuzmum.
Ve kahvaltı da yapmamışım.
 
Günlerimi  gey sitelerinde erkek arkadaş arayarak geçtirdiğimi,  Hüseyin Bey'e anlatmak istemiyorum.
Zaten bu konulara hiç girmek istemiyorum.
Havadan sudan ıvır zıvır şeyler anlatıp duruyorum.
Erkeklerden kopmaktan korkuyorum.
Erkeksiz hayat mı olurmuş  ???
 
Ya gerçekten işe yararsa bu tedavi. Ve ben yapayalnız kalırsam bu dünyada.  >:(
Tek başıma. Kimsesiz. Sevgisiz  :'(
 
5. sınıf sonundaki ilk büyük sınavım gözümün önünde canlanıyor.
Anadolu Liseleri Giriş Sınavı.
 
Sınav için başvuru formu alırken hocamın beni
bu sevdadan vazgeçmem için ikna etmeye çalışması:
"Emre sen Türkiye'de yenisin. Bu daha ilk senen. Bu çok zor bi sınav boşuna katılma  nasıl olsa kazanamazsın" demesi.

(Hadi ordan.
Sana mı kalmış a.q
Benim sınavı kazanıp kazanamîcam.
Hem denemeden bilemem
neyi başarabilecek kapasitede olduğumu.)

 
...
 
(Arkası var da yarın değil)
14 Temmuz 2010 dan beri nerdeyse 3 hafta geçti henüz yazamadım devamını.
Az kaldı yazıcam  2/Ağustos 2010
 
 
Sözlük
BIRA : Birader - Erkek Kardeş
BIRAM : Biraderim - Erkek Kardeşim

Emre Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com
[/font]

Sayfa: 1 2 [3]