31
Eşcinsellik - Hayatlardan parçalar, hayata mektuplar (ziyaretçi karalama defteri) / Ynt: EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARI
« : 02 Ağustos 2010, 05:30:44 ös »EŞCİNSEL TERAPİ SEANSLARININ POZİTİF YÖNÜHüseyin Bey; 13 Seans boyunca söylemeyi hatırlayamadığım daha bir sürü şey olabilir.
Haftalar sonra yine Taksim'de V.....'ın yanındayım ve bu sefer kendimi çok güçlü hissediyorum çünkü o oyunlarına başlar başlamaz oyununu görüp durdurdum. Bütün bunlar olurken herşey kavgasız gürültüsüz gerçekleşti. O yoluna ben yoluma gittim. Evet itiraf etmem gerekiyor bu olumlu gelişmeler senin yaptığın terapilerin sonuçları kesinlikle.
31 07 2010
Aylar sonra belki de yıllar sonra bu sabah rüya gördüm. Uyanır uyanmaz not aldım çünkü hafızam tüm rüyalarımı siliyor. Uyandığımda çok nadiren hatırlıyor oluyorum onlar da ilk 3-5 saniye içinde imha ediliyordu bu sabaha kadar. Bu sabah ki imha edilmeden önce sanki izin verildi not almam için. Bu arada B.......' taki evde kalıp problemle yüzleşmeye karar verdim. Söylemeyi şimdi hatırladım bu semtin hayatımdaki yeri çok önemli çünkü 20 yıl önce aklımı burda kaybettim. O yüzden buralarda bulma ihtimalim var . Rüyamda annem vardı.
02 08 2010
( Son terapinin finalini annemle yapmıştık
- ayak fetişzmi ve anne ile sevişme fantezisi arasındaki bağlantı - )
Fetişizm, psikanalitik literatürde tanımlandığı şekliyle vajina, penis ve memelerden ibaret olan "normal" cinsel nesnelerin yerine, başka bir nesneye cinsel nesne olarak yönelme durumudur. Klasik psikolojide bir parafili, yani sapkın-sevgi olarak sınıflandırılır. Fetiş sahibi kişi, birincil cinsel nesnesini cinsel organlardan fetiş objesine kaydırmıştır. "Cinsellik üzerine üç makale" adlı eserinde Freud, spesifik olarak ayak ve ayakkabı fetişini, annenin penisi olmamasına katlanamayan çocuğun, annesinin ayağını penis yerine koyması durumu olarak açıklar ve bu tanım, gizli eşcinselliği ima eder. Yapılan bir takım beyin görüntülemesi çalışmalarında, fetişist bireylerin belirli beyin bölgelerinin fetişist olmayanlara göre daha küçük olduğu tespit edilmiş olsa da, bu bulgular geçerlilik kazanacak kadar tekrarlanamamıştır. Fetişizmin biyolojisi halen gizemini korumaktadır.
Şunun da farkındayım terapi sürecini elimden geldiğince dolambaçlı yollara sokarak, uzakmaya çalışıyorum.
Söylemeyi hatırlayamadım diyip işin içinden çıkıyorum böylece
Ve bunu da yarı bilinçli yapıyorum. Yani bilinçli olarak planlanmış kurgulanmış bir durum değil.
Evet bu doğru erkeklerden uzaklaşıp kadınlara yakınlaşmaktan öcüden korkar gibi korkuyorum
Bu öcü lafı da nerden çıktı şimdi ufak bebeler gibi
Emre V. Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com