İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - LacivertEmre

Sayfa: 1 [2] 3
17
Önce hocanın sitesine girdim , ardından forumunu ziyaret ettim . Eşcinsel tarapilere girmiş , veya eşcinsel dürtü ve isteklerden kurtulmak isteyen insanların yazdıklarıyla doluydu . Önce şu an hatırlamadığım ( bulursam link veririm ) eşcinsel fantazilerle ilgili bir yazı denk geldi ve onu okudum . Nokiacı Sinan vardı yanlış hatırlamıyosam . Fantazileri okurken cinsel isteklerim artmıştı . Kahretsin dedim içimden şu işe bak , eşcinsel duygu ve dürtülerden nasıl kurtulurum diye merak edip girdiğim bir sitede eşcinsel duygu ve dürtüler daha da artıyordu , aman artsın napayım dedim içimden , sanki sitede yazı okumakla eşcinsellikten mi kurtulunurdu .

Nokiacı Sinan'la Lacivert Emre'nin Hikayesini şimdi aşağıda

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=362.msg792#msg792


18
::..Fenaa-Bekaa /Yaşam-Ölüm/ Anne-Tecavüz..::
Dün akşam iş çıkışı
Karşıya geçtim
Nadiren geçerim karşıya
Bu sefer değişiklik olsun dedim.
Kadıköy sokaklarında gezindim.
Bahariye Caddesi'nden geçerken Pinokyo satan dükkana şöyle uzaktan bir baktım.
Ara sokaklara daldım.
Etraftan güzel kokular yayılıyordu.  Şu nargile dumanı da ne güzel de kokar.
Gençler muhabbet ediyorlar.
Az daha ilerledim, hava kararıyor, serinliyor.
 
İlerde Ermeni Kilisesinin önünde millet toplanmış, birşeyler izliyorlar.
Onların arasına girdim.
Bir grup genç, şarkı söylüyor.
görüntüleri tuhaf.
Uzun sakallı, esmer, uzun boylu 20-25 yaşlarında
5-6 erkekten oluşan grup şarkı söylüyor, birinin elinde def var.
Biri gitar çalıyor, diğerleri başka başka müzik aletleri...
 
Durdum, dinliyorum.
bunlar farklı...
Anlamadığım bir dilde söylüyorlar.
Sanırım Zazaca, belki de Sorani yada Kırmançi.
müziğin ritmiyle kendimden geçiyorum
kendimi akışa bırakıyorum, gözlerim kapalı.
Bir taraftan melodileri dinlerken diğer taraftan
zihnimde çeşitli görüntüler oluşuyor...
Kırlar, uçsuz bucaksız kırlar...
Parlak gökyüzü
Derinlik
Ferahlık
Hep devam etsin bu huzur
Sonsuz neşe, mutluluk ...
Hiç bitmesin bu şarkı
Beni alıp götürüyor, bilmediğim diyarlara.
 
Böylece dakikalar geçiyor.
Zaman zaman gözlerimi açıyorum
Bu rüya mı?
Değil
Gerçek.
 
Biri bitiyor diğeri başlıyor.
 
Artık gitmeliyim evime.
ayrılmak zor olsa da
bırakmalıyım
Her şeyin bir sonu var.
her şey gelip geçici.
Etrafımızdaki her şey.
Fani.
Benim sevdiğim herkes bir gün ayrılıcak bu dünyadan
tıpkı
beni seven herkesin ayrılacağı gibi.
Evet
Bu gerçek...
Boşluk
Fani
Fenaa
YOKLUK
***
 
Eve vardığımda
kendimi her zamankinden daha yorgun hissediyordum.
O kadar yormuş ki beni bu düşünceler
Kendimi yatağa atarken
başım yastığa 2 karış kala
Derin ama çok derin bir uykuya dalmışım.
 
***
Sabah her zaman ki
sahte mutluluğum , sahte güler yüzümle
ve etrafıma gülücükler saçarak
işe gittim.
Pozitif enerji veriyorum ki
Evren de bana pozitiflik yansıtsın.
Birlik-beraberlik
Chi enerjisi
Yeşil enerji
Prana
Bağlantılı Nefessss
Zihnini temizle
duyguları serbest bırak
Gülümse
gülümseee
 
Sabah erkenden dükkandayım.
Arkadaşlarla muhabbet ediyoruz,
ordan burdan.
daha iş başlamamış.
Çay içiyoruz.
 
Aklıma geldi dün akşamki
"Simurg Müzik Topluluğu" nun verdiği
sokak konseri
melodiler, akış.
Tekrar yaşamak için
o eşsiz titreşimi
"Simurg"tan aldığım müzik CD'sini
takıyorum bilgisayara
başlıyorum dinlemeye.
Canlı dinlemek başkaydı tabii ki.
aynı etkiyi yapmıyor bilgisayardan dinlemekle.
Yine de duygulandım.
Kendimi verdim anlamadığım dildeki şarkılara.
Zihnimde canladı
Kadın İmgesi
Anne
Annesizlik
Sevgisizlik
Şefkatten uzak geçen çocukluğum
Baba sertliği
Cezalandırıcılık
Otorite
 
Hüzünlendim.
Kalbimi kaplayan hisler
Gözlerimi doldurdu.
Bu hislerle meşguliyetim bitmek üzereyken
birden bu sabah gördüğüm rüyayı hatırlıyıveriyorum.
İrkiliyorum.
 
Sabah ne görmüştüm ben öyle.
Yatağımın bir yanı duvara yaslıymış.
Ben, sırtım duvara dönük yatıyormuşum.
Ve yatağıma bir kadın giriyor.
Büyük göğüslü.
Şişmanca.
Şimdi yatakda bu kadınla yüz yüzeyiz.
Ben kadının önüne deymemek için, arkamı duvara doğru yaklaştırdıkça yaklaştırıyorum
Kadınla temas olmasın diye uğraşıyorum.
Çünkü
Bu kadın, benim Annem.
 
Emre Volkan LACİVERTOĞLU
9-Haziran-2012

SÖZLÜK
Fena: (beka'nın zıddı) yokluk. yok olma. * geçici dünya. * geçip gitme. * tasavvufta: kendi varlığından geçmek. * kötü. * devamlı olmayan. * çok kocamış olmak.

Simurg Müzik Topluluğu:
Dün akşam Kadıköy sokaklarında ilk defa dinleme fırsatını bulduğum; Kürtçe, Türkçe ve Ermenice ezgileriyle , yaşayan kültürlerin sesi olmaya çalışan ve 'Sanat Sokakta' sözünü kendine şiar edinen müzik topluluğu.
www.facebook.com/events/262713123801536/

Lacivert Emre'nin Diğer Yazıları
Eşcinsel Tedavi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=360.msg782#msg782
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=360.15

Eşcinsel Oyunları
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=362.msg792#msg792

Eşcinsel Tedavi Seansları II
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=376.msg1924#msg1924

Facebook Yine İptal Etti Hesabımı
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=926.msg1937#msg1937

24/07/2010 tarihli Eşcinsel Terapi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=450.msg1141#msg1141

Eşcinsel Grup Terapisi
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=459.msg1178#msg1178

Fenaa Bir Rüya
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=1002.msg2321#msg2321


19
   

Gacılar, Lubinyalar ! 14 Şubat Tarizler Gününüz kutlu olsun...
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Bugün tarizi olan onunla takılıcak, olmayan en azından koli bulmaya çalışıcak. Onu da bulamayan Hatay'a gidicek.Peki hiç düşündük mü acaba Hatay'a yanlış gitmenin, koli hayatında ve smilyada oluşturduğu madilikler neler?

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) Nedir ?
İlk kez 1998 yılında Dr. Lawrence Sank tarafından tanımlanan; “Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) bazı laçoların ve lubinyaların yatağa yüzüstü (yüzükoyun) pozisyonda uzanarak ve smilyalarını yatağa, yastığa, döşemeye ya da ellerine sürterek "Hatay'a Gitme" alışkanlıklarına verilen isimdir.

Eğer Hatay'a Yanlış Giderseniz, Kolisel Madilik Yaşayabilirsiniz!

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) nedeniyle yapılan başvuruların artması üzerine Kolisel Sağlık Enstitüsü Derneği (KOSED), “Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu” konulu yeni bir basın açıklaması yaptı. Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen KOSED'in basın açıklamasından işte çok çarpıcı başlıklar:

 
Hatay'a Yanlış Gitmek, Madilik Oluşturur

Hatay'a gitmenin , koliselliğin gelişimi için önemli bir ihtiyaç olduğunu ancak doğru gidilmediği takdirde ciddi madilikler oluşturabileceğini ifade eden KOSED Genel Başkanı Cem Gece ; “Kolisel yaşamın gelişimde önemli bir yeri olan Hatay'a gitmek, kişisel keşif yoluyla öğrenilebilen bir kolisel davranış şeklidir. Ülkemizde koliselliğe yönelik tabular nedeniyle laçoların ve lubinyaların çoğunun, Hatay'a gitmeyi keşfetmelerinde ve gitmelerinde yanlışlıklar yaşanabilmektedir.

Ülkemiz insanının, smilyaya verdiği değer oldukça fazla iken, laçonun ve lubinyanın kolisel gelişim sürecinde olması gereken kolisel eğitiminin ihmal edilmesi oldukça ilginçtir. Laçoların ve lubinyaların  Hatay'a gitmeyi yanlış öğrenmesi ve yanlış gitmesi ilerideki koli hayatında çoğu zaman madilik yaşamasına sebebiyet verebilmektedir. Laçoların ve lubinyaların arkalarına yaslanıp smilyalarını bir elleriyle aşağı yukarı sıvazlayarak yaptıkları “Hatay'a klasik gitme”, laçonun ve lubinyanın ileride koli hayatına uyumunu  sağlarken; yatağa yüzüstü (yüzükoyun) pozisyonda uzanarak ve misyoner pozisyonunu taklit ediyormuş gibi smilyalarını yatağa, yastığa, döşemeye ya da ellerine sürterek eğlenceli hale getirmeye çalıştıkları “ Hatay'a Travmatik Gitme” gerçekte smilyada  travma yaratabilen bir metottur.

"Hatay'a Travmatik Giden " laçoların ve lubinyaların ileriki yıllarda kolisel sorunla karşılaşma olasılıkları oldukça fazladır. Yüzüstü bir şekilde Hatay'a gitmek (31)smilyaya ve özellikle de smilya  tabanına aşırı bir baskı uygulanmasına neden olmakta ve giderek alışılan bu etki normal bir koli kesmede aynı şekilde sağlanamamaktadır.

Hatay'a Travmatik Gitme Sendromu (31-TS) tek başına bir kolisel işlev bozukluğuna sebep olmasa bile, ortaya çıkartıcı bir etken olarak rol oynayabilmektedir. (31-TS) yaşayan laçoların ve lubinyaların smilyanın naşlamasıyla ilgili sorunlar yaşamaları, laçoların koli kesmeyi yarım saatten fazla sürdürdükten sonra bile cici naşlatamamaları, smilyaputkadan veya minçodan çıkararak partnerin bacağına ya da yatağa bastırarak cici naşlatmaları mümkündür. Ayrıca partnerlerinin bu durumu rahatsız edici bulmaları nedeniyle ,  çift arasında sorunların ortaya çıkmasına ve çiftin hem koliden hem de birbirlerinden uzaklaşmasına, birbirlerine yönelik öfke duymalarına sebebiyet verebilmektedir. Tüm bunlarla birlikte laçonun veya lubinyanın smilyasına  baskı ve sürtünme yoluyla yaptığı Hatay'a gitme  , smilya damarlarının fizyolojik olarak madilik görme olasılığını artırabilmektedir.” dedi.

Kaynak
Kelavcaya Çeviren
Emre Volkan Lacivertoğlu
14-Şubat-2012

SÖZLÜK
Kelavca: Eşcinsel Jargonu, (Gizli eşcinsel dili)
Tariz: Aşık, sevgili
Koli : 1)Cinsel İlişki 2)Müşteri= Yatak arkadaşı
Koli Kesmek: Cinsel İlişkide bulunmak
Kolisel: Cinsel
Hatay'a Gitmek : Mastürbasyon
Madi: Kötü
Madilik: Kötülük, problem, sorun
Gacı: Kadın
Laço: Erkek
Lubinya: Pasif Eşcinsel.
Smilya: Erkek cinsel organı, Penis
Smilyanın naşlaması: Penisin sertleşmesi, ereksiyon
Cici : Döl, sperm.
Cici naşlatmak : boşalmak
Putka: Kadın cinsel organı, vajina
Minço: Anüs

<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>



20
11-Şubat-2012
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
Hepinizden iğreniyorum
evet hepinizden iğreniyorum
Belki de kendimden de

Siz ne denyo insanlarsınız öyle a.q
pislikler.

nefret ediyorum tüm insanlıktan.
o.ç. ları.

nerden geldiniz bu dünyaya
siktir olup gidin yaw
cehennemin dibine kadar yolunuz var.

iki yüzlü, kaypak, menfaatperest, iğrenç mahlukat.
hiçbirinizi görmek istemiyorum.

sabah 8 de işte olmam gerekiyor.
ve saat gecenin 3ü şu an
ve ben iğrenç ibneler yüzünden bu saate kadar uyuyamadım.

derdiniz ne a.q çocukları
bu saate kadar beni ne diye uyutmuyorsunuz ???

Yine içtim ben a.q
DERDİM NE???

Akşam Beşiktaş'taydım.
Canım sıkıldı öyle gezindim, oralarda.
Sonra geçen hafta face'im kapanmadan önce yazıştığım esmer kaslı balıkçı çocukla telefonlaştım.
Beşiktaş'ta çalışıyordu.
Gece'nin 2 sinde bitiyormuş işi.
Nasıl bir hayat bu böyle.
Nasıl bir sistem?
İnsanları geceyarılarına kadar çalıştırıp, eline 3-5 kuruş tutuşturmak.
Kapitalizm ! Senden iğreniyorum...

Balıkçı çocuğu bekleyemezdim o saate kadar.
Ben de bizim Patatezci arkadaşı aradım.
Onunla 6 aydır tanışıyoruz.
19 yaşında,  esmer ve kaslı.

Aradım aradım durdum, patatezciyi.
Cevap vermedi.
Böyle yapar benim kardeşim
İşine gelince açar telini işine gelmeyince kapar.

Bi de gece yarıları beni yanına çağırma huyu yok mu !
Lan ben gecenin bi vakti nasıl geleyim senin yanına.
Sabahın köründe işe gidiyorum.

Yine açmadı telini.
Zaten hava buz gibi, donuyorum titriyorum.
Ne yapsam ki ?

Telefon rehberime bakıyorum
Bu gece kiminle konuşsam
Yalnızlığımı kimle paylaşsam
Arayacak kimsem yok ki.
Çünkü geçen gün ani bir kararla milleti silmeye başlamıştım rehberimden.
Gerçi yarı yolda vazgeçmiştim.
Silmesem ne olucaktı ki sanki gecenin bu vaktinde yanımda mı olucaklar?
Hepiniz yalansınız, hepiniz sahte, hepiniz ibnesiniz.

Donuyorum hava buz gibi.
Eve dönüyorum.
Yol boyunca Patatezci kardeşimi arıyorum.
Teli meşgül, başka biriyle konuşuyor.
Yoksa beni mi aldatıyor.
muahahahahaa
Aldatmak
muahahahaha

Sanki evliyiz de aldatıcaz birbirimizi.
Bu ibne aleminde herkes aynı alem.
Hepimiz önümüze çıkanla çakışıyoruz işte.

Geçen gün bir şey duydum, çok komiğime gitti.
Gabile diye bir gay sitesinde yazışırken,
17 yaşındaki bir çocuk, gay dünyasını çok merak ettiğini söylüyordu.
Daha hiç olmamış ilşkisi bir erkekle
erkeklere karşı yoğun bir ilgisi varmış.
Ve bir komşusuna aşık olmuş. O da kendi yaşlarındaymış, 18-19.
Sabah akşam onu hayal ediyormuş.
Ben ona aşığım, ömür boyu onun kollarında olmak istiyorum diyordu.
Bir hayali varmış:
O beni sevsin, ben onu seveyim. Mutlu mesut onunla bir ömür geçireyim.

Zavallı çocuk.
Acıyorum ben böyle kezbanlara.
Her gün başka bir erkekle KOLİ KESİCEKSİN.
bu gerçekle yüzleş artık
ÇÜNKÜ
sen bırakmasan onu, o seni bırakıcak.
Kimse senin kahrını 3 günden fazla çekmicek.
Gay Dünyası, Büyük bir KERHANE'den başka bir şey değil.

Şimdi vardım eve. Tam kapadım kapıyı.
Telim çalıyor. arayan Patatezci kardeşim.
Açıyorum teli.
Diyorki:
"Emre gel, bu gece takılalım.Özledim seni"

Ben fenna kızıyorum içimden bu kardeşime . Lan şimdi mi aranır. Saatledir cevap vermedin. Şimdi arıyon, gel diyon. Bu saate kadar başkasıyla konuştun o olmayınca beni cağırıyon.

Kusura bakma, artık gelemem ben bu saatte.


Emre Volkan Lacivertoğlu
11-Şubat-2012
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Szölük
Koli Kesmek: Cinsel İlişkide bulunmak.
Kezban: Gey alemine yeni düşmüş. Alemin adaplarından cahil, cühela.
Kerhane: Genel Ev : İçinde SERMAYE lerin bulunduğu ev.
Sermaye : offf yaww beni gece gece uğraştırmayın. TDK'nin sözlüğüne bakın bi zahmet öğrenin, bu kelimenin ne oluğunu, ne anlama geldiğini.

YETERRRRRRRRRRRRRRRRRRRR artık uyumak istiyorum, uzayıp gidin artık.

<s3><s3><s3>
Eşcinsel hayatlardan parçalar ve eşcinsel tedavi hakkında
Ayrıntılı Bilgi için aşağıdaki bağlantıyı şimdi tıklayabilirsin
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php#5

ve/veya  Psikolog Hüseyin Kaçın'ı arayabilirsin 0(555) 326 22 91

<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

21
Ben Bir Borderline (Bordırlayn) Kişilik Bozukluğu Geçiren Vak'ayım
Bunun ne demek olduğunu, aşağıdaki yazıyı  6 Şubat 2012 tarihinde okurken daha iyi fark ettim
Emre Volkan Lacivertoğlu
6-Şubat-2012

Duygularda, insan ilişkilerinde, davranışlarda dengesizlik ve aşırı kaybetme korkusu
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

Borderline kişilik genelde çocuklukta yaşanılan önemli bir kayıp, anne-baba ile olan bağın dengesiz olması, travma, kötü muamele yada duygusal olarak yoksun kalmak gibi tecrübelere dayanmaktadır. Oldukça yaygın görülen bir hastalıktır, toplumun yüzde 2 yada 3 ünün sahip olduğu tahmin edilmektedir.

Eğer Borderline Kişilik Bozukluğunuz varsa, sürekli olarak terkedilme duygusunun yarattığı panik ile mücadele ediyorsunuz demektir. Genel olarak davranışlarınız değişken ve ani hareketlerden oluşur. Duygularınız sürekli değişir, insanlarla olan ilişkileriniz ise yoğun ve fırtınalıdır.

Büyük ihtimalle, değer verdiğiniz insanlara tutunmak için çılgınca bir çaba sarfederken bir yandan da kaybetme korkusundan kaçınmak için önemsizleştirmeye çalışırsınız. Yalnızlık duygularını uzaklaştırmak için çevrenizi insanlar ile doldurursunuz, hatta sevmediğiniz yada anlaşamadığınız insanları bile kabul edersiniz. İnsanlar ile olan ilişkilerinizde strese yol açan olaylar, örneğin maddi zorluklar, ilişkide yaşanan problemler vs genelde hastalığı daha da kötüleştirir.

Borderline kişiliğe sahip kişilerin kendine güven duyguları çok kırılgan olduğu için insanlar tarafından kabul edilmeye yada reddedilmeye karşı aşırı derecede hassastırlar. Eğer bu hastalığa sahipseniz, bir ilişkiniz olsa bile kendinizi dışlanmış ve yalnız hissedersiniz. Olası bir kayıp, ayrılık yada terkedilme ihtimali karşısında kendinizi tehdit altında hissederseniz ve genelde hiddet, aşırı öfke, aşağılama yada sözlü saldırılar ile tepki verirsiniz. Borderline kişiliğe sahip insanların duygularını kontrol etmekte zorlandıkları yaygın olarak bilinmektedir. Ayrıca bazı durumlarda yalnızlık ve terkedilmişlik duygularından kurtulmak için alkol, uyuşturucu, yeme bozuklukları, kendine zarar vermek yada intihara teşebbüs etmek gibi davranışlar görülebilir

Belirtiler

     1. İdealleştirme ile aşağılama arasında sürekli değişen bir ilişki
     2. Tehlikeli boyutlarda kendine güven eksikliği ve dengesizlik
     3. Ruh halinde sürekli ve büyük değişimler.
     4. Aşırı ve yoğun öfke
     5. Kızgın ve saldırgan patlamalar
     6. Ayrılıkta yada kayıp anında panik duygusu
     7. Sürekli olarak kendini boş hissetme.


Tedavi

Kişilik hastalıklarının erken yaşlarda gelişiyor olması ve insanların kendilerini bu hastalık ile tanımlıyor olması tedavinin çözümünü zorlaştırmaktadır. Tedavinin başarılı olabilmesi için kişinin kökleşmiş davranış şekline, yaklaşımlarına, bakış açılarına, ilişki yapılarına ve kapasitelerine değinilmesi gerekir. Genelde kişilik problemleri psikoterapi ile çözümlenebilmesine rağmen, uzun zaman içinde yerleşmiş olan bu duygu, düşünce ve davranış alışkanlıklarını değiştirmek yoğun ve sürekli tekrarlanan bir tedavi ve öğrenme süreci gerektirir.

Örneğin, uzun vadeli psikoterapi Borderline kişiliği olanlar için oldukça etkili olabilir. Fakat ilişkilerde yaşadıkları problemleri düşünürsek, terapi sürecinin oldukça değişken olduğunu ve sabit bir iyileşme eğrisi çizmediklerini belirtmek gerekir. Terapi sırasında devamlı değişen duygulara, aşırı ilgi ihtiyacına ve sürekli tekrarlanan krizlere terapistin dayanması gerekir. Her şey yolunda gitse ve terapist her şeyi doğru yapsa bile, Borderline kişilik bir süre sonra terapiyi ve terapisti aşağılamaya başlayacak ve kızgınlıkla aniden tedaviyi sonlandıracaktır. Bir kaç ay sonra yeniden terapiye dönmesi ile aynı süreçler yeniden yaşanacak ve bu şartlar altında tedavi en azından 2-5 yıl arasında sürecektir.

Bazı zamanlar, özellikle kriz anlarında kişi intihar teşebüssünde bulunabilir. Bu durumda hastanın kısa bir süreliğine hastaneye yatırılması gerekebilir. Eğer kişinin hastalığı ilerlerse ve evde ihtiyacı olan bakım ve ortam sağlanamıyorsa, daha uzun süreli olarak hastanede kalması istenebilir.

Araştırmalar bazı kişilik sorunlarının kişide devam ettiğini ama bazılarının yok olduğunu göstermektedir. Görünüşe göre hayat tecrübeleri ile birlikte hasta karakterinin temel özelliklerini değiştirmeyi öğreniyor. Tedavi uygulandığı zaman ise hastalığın iyileşmesi hızlanıyor. Özellikle kişi tedaviye gönüllü olarak geliyorsa, iyileşmek için çaba sarfediyorsa ve problemlerinin sorumluluğunu üstleniyorsa hastalığın iyileşmesi daha hızlı oluyor. Ama diğer tarafta kişi sorunlarının başkalarından yada çevresinden kaynaklandığına inanıyorsa, sorumluluğunu üstlenmeyi reddediyorsa ve problemlerini çözemeyecek kadar güçsüz ve zayıf olduğunu iddia ediyorsa iyileşme süreci biraz daha uzun zaman alıyor.

 

Çiğdem Alper, MA
Psikoterapist

http://www.hatunca.net/psikoloji-mainmenu-258/kisilik-bozukluklari-mainmenu-108/315-borderline-kisilik-bozuklugu

22
yukarda yayınladığım çıplak resmimi - bazı arkadaşlar göremiyormuş -forum a üye olduğunda görüceksin
şimdi aşağıdaki linki tıplayarak hemen üye olabilirsin
evet seni bekliyorum canım ;)
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
2-Şubat-2012
Hüseyin Bey;
3 gündür  günümün tamamı uyumak dışında internetde geçiyor
sabah akşam netdeyim.
tamam hesabım iptal edildikten sonra yeni face açmadım kendime ama yine de netde vakit geçiriyorum.
geçmiş e-mail hesaplarımı kontrol ediyorum 7-8 tane var.
geçmişte face e bağlanmak için açtığım e-maiilerimi kontrol ediyorum
bana kim ne yazmış ben ne yazmışım onları okuyorum.
uzun zamandır görüşmediğim eski koli'lerimin e-maillerini tekrar bulup onlara msj atıyorum.
tel no mu veriyorum.
msn ye giriyorum.
gay sitelerinde vidolar izliyorum.
günümün tamamı yatakda geçiyor.
sadece tuvalete gitmek için yatakdan çıkıyorum.

bence bu tedavi yönteminde bi problem var.
Sen bana Face ini iptal et dedin.
tamam işte iptal oldu yenisini açmadım.
ama ben daha beter bağımlı oldum.
şu anda 15 saattit netteyim.
artık uyumam gerekir.

bu tedavi yönteminde bi tuhaflık var ama çözemedim yoksa bana mı öle geliyor.
Facebook'a girmiyorum senin dediğin gibi???
Hani düzelicektim ???
facebook yok ama ben hala bağımlıyım?????

NOT:
3 gün önce Doğal Beslenmeye başladım, sabahları artık kahvaltı yerine 2 avuç fındık, 2 avuç badem,
 8-9 bütün ceviz, 1-2 adet muz, tahin- pekmez, 2 yumurta,  1 kase yoğurt
karanfill, nane, limon kabuğu, biraz zencefil yiyorum. (hatme çiçeğinin mevsimi değilmiş)


Son günlerde
 bana bişiyler oluyoR sabah aksam gay videoları izleyip duruyorum.
Sanki içimde patlama oluyor, enerji patlaması, yerimde duramıyorum.
Hani düzelicektim Hüseyin Bey,
öle demiştin facebook'u bırak ,  demiştin. Bıraktım
Beter oldum.
Sanki içimde Volkan var, lav saçıyorum etrafa, günde 7-8-9 defa boşalıyorum.

NOT 2:
 benimle iletişime geçmek isteyen arkadaşlara
geçmişte kullandığım e-mail adresim
lacivertemre@hotmail  'i verebilirim.
Tedavi hakkında konuşalım tanışalım kaynaşalım
Emre Volkan Lacivertoğlu
2-şubat-2012
Sözlük
Koli = Yatak arkadaşı

23
30 Ocak 2012
Facebook Hesabım İptal Edildi
Bu konuda ne yapabilirim.

Emre V. Lacivertoğlu

Aşağıdaki linkte paylaşıyorum daha detaylı
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=926.0

24
30 Ocak 2012
Facebook Hesabım İptal Edildi
Bu konuda ne yapabilirim.

Emre V. Lacivertoğlu

Aşağıdaki linkte paylaşıyorum daha detaylı
http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=926.0

26
<s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3><s3>
Psk. H. Kaçın'a Sms 

    3 saattir netteyim. 19 yaşında, vücut çalışmış, kaslı, esmer, kısa boylu, doğulu, yakışıklı, kürt, balıkçı garson çocukla konuşurken yine iptal ettiler face hesabımı. Son 1 yilda nerdeyse 8 inci hesabımı iptal ettiler. Yenisini açmak üzereyken kendimi durdurdum. "Boşver açma" dedim ama ben kafayı sıyırırım genç erkeklerle EVCİLİK OYNAMAZSAM :D
    Şimdi napcam??? Face'ye takılmiyim de Şengül Hamamlarına mı takılayım yani?
Emre V. Lacivertoğlu
31-Ocak- 2012
SÖZLÜK
Şengül Hamamı: Oğlanların buluşup ÇaKıŞtığı hamamların halk arasındaki adı.

Face'min iptal edilme gerekçesi aşağıdaki çıplak resmim
(resmime tıklarsan büyür, tıklamazsan küçük kalır)
(0555 326 22 91 Psikolog Hüseyin Kaçın)

27
Erdal Emre değil kardeşim
Lacivert Emre
LacivertEmre@hotmail.com

28
LacivertEmre@hotmail.com
evet burdan ulaşabilirsiniz bana

29
Bilader var olmadığına inandığın bir Zat'tan nasıl nefret edebiliosun ki?
Hem diosun ki yoktur?
Yok dedikten sonra artık bitmiştir.
Var olmayan bir şeye karşı ne aşk duyabilirsin ne de nefret!

Ya Tanrı'nın varlığına inanıyorsun. "Ve hayatımın bu durumda olmasının musebbibi Tanrı'dır." , diyorsun.
Bundan dolayı onun var olduğunu bildiğin halde yoktur diyorsun. Yani sen kendine karşı bile dürüst değilsin.
Yalancının tekisin?

Yada gerçekten Tanrı yoktur diyorsun. Öyleyse de var olmayan bir şeyi affetmeye çalışıyorsun. Yani gerçeklikten kopmuşsun. Kısaca, akıl mantık ruh sağlığın ciddi derecede bozuk. Ne dediğini bilmez meczubun tekisin?

Son ihtimal ise daha gerçekçi. Aslında senin Tanrı dediğin şey aslında bambaşka bir şey.
Yani affetmeye çalıştığın şey aslında "Tanrı" değil. O sadece metafor.
"Tanrı" ile neyi kasdettiğini bi düşün bakalım.
Tanrı sen misin? Baban mı? Yoksa "Tanrı" babanla senin arasındaki bir tür bağ mı?
Yoksa Bunların ötesin bambaşka bir şey mi?
     Emre V. Lacivertoğlu
     LacivertEmre@hotmail.com


30
Psk. Hüseyin KAÇIN'la
EŞCİNSEL TEDAVİ SEANSLARI
24 Nisan - 15 Ağustos 2010
Tarihleri arasında terapistime yolladığım tüm sms' leri şimdi yayınlıyorum

Emre Volkan Lacivertoğlu
LacivertEmre@hotmail.com
NOT: sms'ler tarih sırasına göre yayınlanmamıştır. telefonumdaki bulanık sıraya göre yayınlanmıştır.
Okuyucalardan bazıları sms'leri tarihe göre düzenleyip e-mail adresime göndermek isteyebilir.
Bu beni sevindirecektir.

SÖZLÜK

Kir : Erkek cinsel organı (kürtçe)
Memleket : Eski külhanbeyi ağzında Taksim ve yöresine verilen isim.
Vartan: Yıllardır Taksim Gezi Parkı'nda tokmakçı arayan , ermeni.
Akın Çığ : Kendini psikolog sanan hipnotör. Her derde çaresi vardır mübarek adamın. Bana eşcinsellikten kurtarmayı vaad ederek beni abudik gubidik hipnoz seanslarına almıştır. Sonucunda bi bok olmadığı gibi var olan psikolojik dengemi alt üst etmiştir. Aradan bir yıl geçse de bu herife kızgınlığım geçebilmiş değildir. (Bütün bunlara rağmen 30 Ağustos doğumlu bu hipnotörün gerçek adını yayınlamıyorum)
Hipnotör : İbnatörle karıştırılmasın ibnelikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Latince bir isim olup hipnoz yapan şahıslara denir ki tam türkçesi hipnozcu dur.
EVL : Emre Volkan Lacivertoğlu

Şimdi yazışmaları okuyabilirsiniz



İşlem tamam. Bi taşıma firmasıyla şimdi sözleşme imzaladım. Yarinsabah 8:30 da taşiniorm.
Söylemeyi şimdi hatırladım 6 yaşındaki yeğenimgideceimi öğrendiğinde dedi ki bana:
Amca sen oaraya gidince ya hırsızlar seni öldürürse !!?
22 Mayıs 2010 14:12

Ve daha ilginci sana yazarken msg, tel süreli ariza verdi bu gece.
Msg ları tamamlamam kolay olmadı.
9 Ağustos 2010 01:50

Bugün gelemicem çünkü kéyfim yoq ve hawa çoq sıcaq.
27 Haziran 2010 11:40

Qandil Mübarek !
Emra Wolqan Laciwerdoğlu
26 Temmuz 2010 20:26

Ben bugün de yarın da gelemicem. Mail göndermeye dewam edicem gelene kadar sana
Emre V.L.
6 Ağustos 2010 15:44

Koşa koşa son saniyede yetiştim vapura. İnşaallah doğru vapura binmişimdir :)
14 Ağustos 2010 14:17

Gelmek için aradim telin kapalıydı.
14 Ağustos 2010 13:19

Bu mübarek gecede sana bol bol blokaj açıcı yeşil chi enerjisi yollicam
kimbilir belki de kendinle çevrenle ve rabbinle daha sağlıklı ilşkiler kurmanın önündeki engeller kalkıverir de
Milton Ericksonculuk oynamaktan vazgeçiverirsin.
Allah seni "Akın Çığ" olarak yarattı ki bunu farkedenlerden olasın diye.
Hoca gecen hayırlı olsun. İnşaallah hacı olursun.

Emre Volkan Lacivertoğlu
26 Temmuz 2010 21:42 (Hipnotör Akın Hoca'ya)

Akın sen var ya sen kusura bakma ama harbiden çok yanlış adamsın
çünkü sözde terapilerinle 1buçuk yıl boyunca benim zamanımı ve paramı almanın yanında
psikolojimi de alt üst ettin.
Kardeşim madem eşcinselliğin kökenlerini ve tedavisini bilmezsin derdin neydide bu işe girersin?
Terapiler hiç bir işe yaramadı ben hala gey'im ve hala erkeklerle yatiorum.
Oysa sana güvenmiştim.
Bence sen bırak allah aşkına bu NLP ve Hipnoz hikayelerini de az kendine gel.
Ben neyin peşindyim diye kendine sor!
Evet Akın sen gerçekte neyin peşindesin?
Bunları senle yüzyüze konuşmak isterdim eskisi kadar kolay olmaz çünkü babamdan ayrıldım
artık tek başıma yaşiom uzak bi semtde.

Emre Vokan Lacivertoğlu
29 Mayıs 2010 10:51 (Hipnotör Akın Hoca'ya)

Çünkü 20 yıllık gardrobu nemden dolayı yerini değiştirmeye çalışrken parçalandı
Kullanlmaz hale geldi.
6 Ağustos 2010 15:49

Kardeşim bu sabah sadece bana haber vererek ve aramızda kalsın diyerek tek başına tatile gitti.
Senin için iyi dior. Aklı başında biri dior.
Tatilden döndükten sonrası için ikna ettim seansa.
Emre V.L.
26 Temmuz 2010 17:39

Hüseyin Bey; Akın'a aşağıdaki kandil tebrik sms ini yolladım :)
Bu mübarek gecede sana bol bol blokaj açıcı yeşil chi enerjisi yollicam
kimbilir belki de kendinle çevrenle ve rabbinle daha sağlıklı ilşkiler kurmanın önündeki engeller kalkıverir de
Milton Ericksonculuk oynamaktan vazgeçiverirsin.
Allah seni "Akın Çığ" olarak yarattı ki bunu farkedenlerden olasın diye.
Hoca gecen hayırlı olsun. İnşaallah hacı olursun.
Emre Volkan Lacivertoğlu
27 Temmuz 2010 15:44

Bu hafta gelicem mi pazar sabahı yüzümü yıkadıktan sonra karar vericem?
Haber ederim sana.
Emre V. Lacivertoğlu
19 Haziran 2010 17:13

Yeni uyandım. Bu hafta deil önümüzdeki hafta sana gelicem. Ok.
20 Haziran 2010 17:02

Ayrıca şunu da söyliym bunları yazarken gayet aklım yerinede senin iddia ettiğin psikotik durumlarda değilim
sadece dolandırılmış olmaktan dolayı öfkeliyim.
Otobüsten inince ararım seni. Oke.
28 Mayıs 2010 22:58 (Akın Hoca'ya)

Hacı sen şimdi beni tedavi ettin öyle mi?
Az önce teli kapatırken bana dedin ki:
Hastalığından dolayı saygısızlık yapma limitini aştın.
Soru şu:
Sen beni tedavi etiysen ben hangi hastalığımdan dolayı bu limite sahibim?
Ayrıca ben hangi davranışımla sagısızlık yapiorum.
Uygulanan seanslardan rahatsızlığımı bildirmek mi saygısızlık?
Hacı rahat ol benim derdim tazminat değil.
Zaten sikilmiş götün davası olmazmış.
belki de eşcinselliğin ONARIMI sabır gerektiriodur
ve kim bilir belki de  tiksinerek iğrenerek terapistlik de
tedavi de olmuyordur.
Hacı bilio musun ben şimdi seni
affetmeyi seçiorm
çünkü sen de
insansın
sen de hata yapabilirsin.
Bu doğru.
Affettim seni.
29 Mayıs 2010 03:10 (Akın Hoca'ya)

Haftalar sonra yine Taksim'de Vartan'ın yanındayım
ve bu sefer kendimi çok güçlü hissediorm
çünkü o oyunlarına başlar başlamaz oyununu görüp durdurdum.
Bütün bunlar olurken herşey kavgasız gürültüsüz gerçekleşti.
O yoluna ben yoluma gittim.
Evet itiraf etmem gerekior
bu olumlu gelişmeler senin yaptığın terapinin sonuçları.
EVL
31 Temmuz 2010 01:54 (İstiklal Caddesinden yollandı)

Hep sölicem her seferinde unutuyorum.
Üskidar'da hani bi anda taşındığım sokağın ismi ne?
"Hüsnüye"
Peki babamın ismi ne? "Hüsnü"
4 Temmuz 2010 19:38

Bu hafta gelemicem. E.V.L.
17 Temmuz 2010 15:38

Kardeşim Ptesi 19:30 da Kadıköy'e gelebilirim diyor.
Size uyar mi, Hüseyin Bey?
17 Temmuz 2010 16:48

Aylar sonra belki de yıllar sonra bu sabah rüya gördüm.
Uyanır uyanmaz rüyamı not aldım
çünkü hafızam tüm rüyalarımı siliyor.
Uyandığımda çok nediren hatırlıyor oluyorum
onlarda ilk 3-5 saniye içinde imha ediliyordu bu sabaha kadar.
Bu sabah ki imha edilmeden önce sanki izin verildi not almam için.
Bu arada Mecidiyeköy'deki evde kalıp problemle yüzleşmeye karar verdim.
Söylemeyi şimdi hatırladım
bu semtin hayatımdaki yeri önemli
çünkü 20 yıl önce aklımı burda kaybettim.
O yüzden buralarda bulma ihtimalim var.
Rüyamda anem vardı.
1 Ağustos 2010 14:09

13dk sonra orda olarım. 15:41 de yani
24 Temmuz 2010 15:31

Şimdi senn verdiğin eğitime göre bi kere karar verince o yolda ilerlemek gerekior.
Ve ben seanslara gelip gelmeme  sonlandırma konusunda
nerdeyse her seans sonunda
artık yeter daha gelmicem bu terapiye diom.
Hatta Nerdeyse 8 seanstan sonra kararımı vermiştim.
Bitti artık demiştim.
Aynı şekilde geçen hafta da dedim.
Belki nokta değil virgül koyucaktım
olmadı yapamadım.
Bunu yazarken sinirimden ağlamak üzereyim.
Eve gidip yatip dinleneyim
randevu alıcam buğün öğleden sonra senden.
İçimden küfürler ederek yaptığın şu terapilere.
Çünkü bi parçam kurtulmak isterken
diğer parçam erkeklerle daha fazla ilgili geçmişe kıyasla.
7 Ağustos 2010 05:36

İşlem tamam 2ay sonra nihayet evden internete bağlandım.
Emre.
24 Temmuz 2010 20:53

Hüseyin Bey;
bu haftasonu gelemeyebilirim
çünkü yeni bi ev bakiorm.
Yine de belli olmaz
aklıma eser gelebilirm seansa.
23 Temmuz 2010 17:36

Bugün saat 2 veya daha sonraki saate randevu verebilir misiniz?
12:30 uyanıp aricam ve yola çıkıcam.
Not: Bi dah memlekete gitmek istemiorm.
Kendimi kirLenmiş hissediorm.
E.V.L.
18 temmuz 2010 09:43

Şimdi bugün Terapi Olmaya gelicem. 15:30
24 Temmuz 2010 09:09

Kntrm bitti
7 Ağustos 2010 12:15

Tamam geliorm yarın 1de kadıköye.
MP3 çalarım Mecidiyeköy'de kaldı. Ses kaydnı alırım sonra senden.
9 Temmuz 2010 21:21

Müsaitsen arayabilirsin çünkü yarım kaldı ve kntrm bitti.
7 Ağustos 2010 12:16

Kardeşimle konuştum 6buçukta dükkandan çıkıcakmış.
7buçukta kadıköyde olarız.
E.V.L.
19 Temmuz 2010 12:21

Yav böyle bir şey ancak türk filmlerinde olabilirdi.
Son 2 günde psikolojik olarak en yoğun en çalkantılı ve en acı verici günlerimi yaşıyorum.
Ve vücudumda kırmızı lekeler beliriyor.
Doktor yoğun stresten teşhisi koyuyor.
Akşam babamı ziyart ediom.
Annem hakkını helal etmior.
Babam evden kovuyor.
Bram eşini terkedior.
Yeğenim ayrılık acısından ağlıyor.
Babamı resmen çökertiorm.
Ev gelip çok uzun yazmak istiom sana.
Ve sürpriz...
Ekran da bi yazı.
Hattınız borcundan dolayı kullanıma kapanmıştır.
Bu işte bi ibnelik var ama hadi hayırlısı.
Çözüm:
Telden kredi kartıyla borç ödeme ve dakka da aciolar.
Ama internet yok.
Sebep?
9 Ağutos 2010 01:34

Biz yola çıktık 7:30 orda olarız.
Kardeşim gelmekten vaz geçmişti
çünkü
gece hiç uyumamış ve karısı evi terk etmiş.
İkna ettim kardeşimi. Yoldaiz.
EVL
19 Temmuz 2010 18:20

Sadece babam karışmış değil bu evliliğe
karışmayan kalmamış.
Kayınpederler baldızlar bacanaklar
hepsi işin içinde.
İç içe geçmiş ailele ve ilişkiler.19 Temmuz 2010 18:41

Kardeşimin bi sürü kadınla ilişkisi var.
Dün gece bana dedi ki:
Viagra kullanmadan ilişkiye giremiorum.
Yengenle ise hiç ilişkim yok
çünkü
ona karşı viagra bile fayda etmio.
Hüseyin Bey bu gece memleket gidiom
dönüşte orda yaşadıklarımı
9. seansa bağlayarak uzun uzun yazıcam.
10 Temmuz 2010 20:42

Bölüm 2:
Çünkü bağlı bulunduğum şebeke de bakım çalışması var
4 saat sonra internet açılıcak.
Müştri temsilcisine soriorm ne zaman bakıma girdi.
söylediği saat tam eve adımımı attığım saniyeyi işaret edior.
Cenabet deilim ya.
Tamam bugün mesi saatinde bi çocuğun evien gittim takılmaya.
Ve sonra baba evinde gusül abdesti aldım.
CENABET değilim.
Bu kadarı artık nedir?
9 Ağustos 2010 01:46

Ve Final
15 Ağustos sabahı Hüseyin Bey'e Yolladığım e-mail
Mübarek Gün
Hüseyin Bey;
Sizinle 24 Nisan'da başlayan serüvenimiz
Şu mübarek 15 Ağustos sabahında devam ediyor.
Bi taraftan Türk Telekom 'a küründen travma raporlarımı yollarken
diğer taraftan sizin eşço sitesinde , bi süredir ara verdiğim yazılarımı yayınlarken
İçimden oh be diyorum
Ben 20 yıldır kendimi boşu boşuna eşcinsel sanmışım.
Meğerse Sado-Mazoşist bir familyanın üyesiymişimde haberim yokmuş.
 
Derin çok derin bir rüyadan uyanır gibiyim :D
 
Evet, evet bu iyi bişiy.
Bu doğru.
 
Ben ne eşcinselmişim
ne de annem benim sevgilimmiş.
 
İşte bunu farkına vardığıma sevindim.
Acı vermekten haz almaya gayret eden bir türmüşüm.
Onu da beceremiyorum a.q
Ahh bi becerebilseydim.
Elime düşen çocuklara nasıl analarından emdikleri sütü burunlarından getirirdim.
Hayal dahi etmek istemiyorum.
 
 
 
Not: Bu arada sözlük yazmaya devam ediyorum yeni yazımda.
 
Emre Volkan Lacivertoğlu
LacivertEmre@homail.com


Sayfa: 1 [2] 3