Gönderen Konu: ANNE BABALAR EY MİLLET :KARARVERİCİNİN KARARINA SAYGI DUYUN!  (Okunma sayısı 3248 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Anneler, Babalar, Ey Millet Kararvercinin Kararına Saygı Duyun!
 
İnsanoğlu bazen haddin aşıp burnunu olmayacak işlere sokabiliyor. Kendi vazifesini yapmaktansa Kainatın ve yaradılışın kararvericisi olan Allah´ın işine karışıyor, Allah´a iş öğretmeye, Yaratandan gelen ilahi hediyeyi geldiği gibi kabul etmeyip, dünyaya gözlerini yeni açan bebeklerine, ilk evsahipleri olarak iyi misafir perverlik yapamıyabiliyor.  İnsanlar yeryüzünde Yaratıcının temsicileri oldukları için, ve ilk temsilciler de başta anne-baba olmak üzere hayatın ilk dönemlerinde iletişime geçtiğimiz kişilerin davranışları yeni misafirin, dünya, dünyadakiler, dünyayı Yaratan ve kendisi hakkındaki yargılarında belirleyici ve ilişkilerinde etkileyci faktör olabiliyor.
Toplumumuzda erkek veya kız çocuk niyeti ile bire bismilah diyen anne-babalar,aksi cinsiyette çocuk dünya gelince hayal-i inkisara uğramış olabiliyorlar. Benim için anne-babam kız çocuğumuz olsun diye niyetlenmişler. Niyetleri beni etkilemişmidir bilemem ama, bu niyetlerini annem tarafında dile getirilmiş olması beni muhakkak etkilemiştir. Bu yazıyı yazarken bile bir garip oldum. Düşünsenize annem ve babam benim cinsiyetimi daha doğmadan onaylamamışlar.
5 yaşlarında erkeksi davranışlar sergileyen, kız arkdaşlarına öpüşelim diyen bir kız ile konuşup onu anlamak istedim.  Çocuk bana: ´ annem ile babamın hep kız çoçukları var, hiç erkek çocukları yok. Ben onları ´Keşke bir oğlumuz olsaydı´ diye konuşurken duydum, ben onlar mutlu olsun diye erkek olmak istedim´ dedi. Malum eşcinsel duyguları olan kişilerin kişilik özelliklerinden biri de memnun edici olmak (pleaser). Anne babasının mutsuzluğunu kendi varlığı ve cinsiyeti olduğunu düşünen çocuk, eğer ben dünyada olmasaydım veya anne-babamın istediği cinsiyette olsaydım, onlar çok mutlu olacaklardı. Benim varlığım onların mutsuzluk kaynağı diye beynine iletiler gönderiyor. Eşcinseliğin tanımı diyebileceğimiz, CoS kitabında gecen ´kişinin kendini kendinden ve diğelerinden, özellikle hemcinslerinden ayrıştımasıdır.´ süreci devreye giriyor. Kişi kendi kimliğinden kendini ayrıştırıyor. Onu reddedelerle ne kadar aynı otamı palaşsa da, onlarla kendini ayrıştırıyor. Ayrıyeten başıdan gelen fiziksel veya cinsel taciz ve diğeleri de eklenice (özelikle kadın eşcinselliği için) karşı cinsiyet olsaydım daha güçlü olurdum ve bunlar başıma gelmezdi diye, karşı cinsiyetin rolunu içselleştiriyor. Yani sahte kimlik geliştiriyor.
Tabiki, benim kendimin ya da örnek verdiğim bu çocuğun yaşdıklarını ve ailenin Yaradanın göndediği hediyeyi, olduğu gibi kabul etmediklerini insanlar unutuyor.Ve´benim eşcinselliğim doğuştan, ben 5 yaşında bile kendimi böyle hissediyordum. O yaşta nerden öğrenmiş olabilirim ki diyor ve olayların üstünü örtüveriyor.
Danışmanlık aldığım merkezde ´When to say yes, when to say no . . . to take control of your life´ seminerine katılmıtım. (ilişkilereki sınırlar ile ilgili,benim facebook sayfamda fotograflar kısmında kitabın fotorafı ve eski paylaşımlarımda videosu var) Seminde paylaşım bölümünde, bir baba ben kızımla hiç anlaşamıyorum, yıldızlarımız hiç barışmıyor dedi. Oturumu yöneten danışmanın bir kaç sorusu üzerine baba ben erkek çocuk istiyordum itirafında bulundu. Bilemiyorum tabiki detayları ama, babanın kız çocuğunu ilk göşündeki kabul etmeyişi,ya da aksi cinsiyet bekliyor olmamın verdiği tepki vardı. Bu tepkiye karşı çocuğun BENİ KABUL ETMEYENİ BEN DE KABUL ETMİYORUM deyişi var.


cenkcenkce@yahoo.com