Gönderen Konu: İlk terapi , gözlemler , çelişkiler , umutlar , umutsuzluklar ...........  (Okunma sayısı 12915 defa)

umut

  • Ziyaretçi
Çok kısa bir süre öncesine kadar yine kendime erkek arkadaş bulmak veya sanal seks için facede geziniyordum  ( ki halen geziniyorum ne yazık ki )  Hüseyin Hocanın eşcinsel terapi seanslarına rastladım . İlk başta bu seanslara temkinli yaklaştım . Facebookta bir yandan ilgimi erkek arkdş bulma ve sanal seks işine yoğunlaştırırken , bir yandan da Hüseyin Hocanın seansları ilgimi çekiyordu , çünkü iradem , inancım ve özgüvenim yerlerde sürünüyor olsada , eşcinsel duygu ve dürtülerden kurtulmak istiyordum . Önce hocanın sitesine girdim , ardından forumunu ziyaret ettim . Eşcinsel tarapilere girmiş , veya eşcinsel dürtü ve isteklerden kurtulmak isteyen insanların yazdıklarıyla doluydu . Önce şu an hatırlamadığım ( bulursam link veririm ) eşcinsel fantazilerle ilgili bir yazı denk geldi ve onu okudum . Nokiacı Sinan vardı yanlış hatırlamıyosam . Fantazileri okurken cinsel isteklerim artmıştı . Kahretsin dedim içimden şu işe bak , eşcinsel duygu ve dürtülerden nasıl kurtulurum diye merak edip girdiğim bir sitede eşcinsel duygu ve dürtüler daha da artıyordu , aman artsın napayım dedim içimden , sanki sitede yazı okumakla eşcinsellikten mi kurtulunurdu . Burası sadece bilgi edinmek ve terapi görmek isteyenlere yol gösteren bir siteydi . Derken birgün yine eşcinsel duygu ve dürtülerimin arttığı ve bunaldığım bir gün Hüseyin Hocanın telefon numarasına rastladım internette . Telefonumda kontürüm yoktu . Telefon kulübesine gittim ve numarayı çevirdim . Hüseyin Hoca efendim dedi telefonun öbür ucundan . Özgüvenim yoktu onla konuşmaya hemen kapattım telefonu sesini duyar duymaz adamın drank diye . Sonra amaaaan konuşmakla ne kaybederim dedim , adam beni yemiyecek ya telefonun dier ucunda :) , demin arayıp kapatan senmisin diye sorarsa da aradım ama hatlar düştü falan derdim , hem sormazdıda zaten , amaaan ya neleri düşünüyorum , neleri takıyorum ne tedirgin bir kişiliğe sahibim , ne kadar özgüvensizim diye geçirdim içimden , lanet olsun dedim içimden . Her neyse yine aradım , telefonu açtı karşımdaki ses efendim dedi . Merhaba dedim , adımı söyledim , hocam sizin sıkıntınız ne diye sorunca eşcinsel terapilerle ilgili birşeyler okudum sitenizde dedim  . Aslında ne soracağımı bile bilmiyordum , kendi kafam net değildiki ne istediğimi bile bilmiyordum .

bipolar

  • Ziyaretçi
evet umut nickli kardeş...hüseyin hoca hakkında başlarda yaşadığın kuşkular ve kaygılar,msndeki soğuk konuşmaları benimde canımı oldukça sıktı fakat daha sonradan bunların bir tedavi ögesi olduğunu öğrenince bir nebze olsun düzeliyor.bizler msnlerde nasıl konuştuğumuzu iyi biliriz? ondan dolayı bizlere çok itici geliyor.herneyse bu arada ben ilk terapiye gidebildim maddi imkan yetersizliklerinden dolayı gidemedim ama her an tetikte bekliyorum.hocaya gitmek için can atıyorum.Allah büyük hayırlısı ile bir işe girersem ilk işim terapilere düzenlik gitmek...ve bu kaderi paylaşan bincelerce insan olduğunu bilmek hem içimi biraz rahatlatıyor hemde onlarda aynı düşüncelere sahip olduklarından dolayı üzülüyorum.bu arada yazışmak istersen ekleyebilirsin msnden floydroise@hotmail.com...birbirimizi daha iyi takip edebilir belkide yardımcı olabiliriz...selam ve dua ile...

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Merhaba hocam .

 İkinci terapiden sonra bazı değişiklikler oldu bende bunları paylaşmak istiyorum ve bana vaktiniz varsa özel bir mesajla yanıt verirseniz sevinirim yarın da verebilirsiniz . İlk olarak ilk terapide biliyorsunuz ki mutluluk hissi uyanmadı sadece anlatarak bir his boşalması yani biraz rahatlama oldu . İkinci terapide ilkinden farklı olarak mutlu oldum ve halen mutlu sayılabilirim . Yani depresif hallerimden en azından şu an için kurtulmuş durumda sayılırım . Boynumdaki sıkışmalar ve iplerin birbirine dolanması hissi ve daralma sürüyor . Son bir boyun filmi çektirip psikolojik olup olmadığına kesin kanaat getirmek istiyorum , gerçi iki doktor psikolojik dedi ama hiç film çekilmedi . ( İlla şüpelenicem ya herşeyden  :) ) Eşcinsel olduğum için mutlu değilim elbette ama mutsuz da deilim . Bu histen bir bakıma memnunum , bir bakıma hiç memnun değilim . Eşcinselliği kabullenmekten korkuyorum , bu umarım yersiz bir korkudur . İlk terapide eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair kuşkularım vardı , bu kuşkular ilk terapide yüzde 80 ise yüzde 50 ye inmişti . 2. terapide artık bu kuşkular yüzde 10 lara indi ve eşcinselliğin kesinlikle psikolojik olduğunu düşünüyorum . Bu bir rahatlama getirdi , madem psikolojik bir sıkıntı demekki düzeltilebilirdi . Bir yandan da var olan tembelliğimi arttırdı . Şöyleki ; madem düzeltilebilirdi , erkeklerden kopmaya çalışmaya gerek yok , bir 6 ay daha böle terapilere gitmeyip erkeklerle beraber olmaya ( kırmızı çizgiyi koruyarak  :D ) devam edip sonra mı tedavi olsaydım , alacaım zevki alıp ? Sonra saçma ve aptalca buldum bunu , hadi ama kaçamazsın bal gibi tedaviyi olmalısın diyor mantığım , tembelliğim rahat ol diyor , kasma diyor ama mutlu gibiyim hocam işte . Okula gitmedim henüz . Elle mastürbasyon meselesini 1 kere denedim ama boşalamadım . Yalnız baya mesafe katettim . Bu yöntemden hiç zevk alamayacaımı düşünürken sertleşme oldu ve bu işi yaparken her an boşalabilirmişim hissine kapıldım . Tembelliğim engel olmazsa  denemeye devam edeceğim . 3. terapiye sanırım Şubat ayının ilk haftasında gelcem , aslında param olsa işte her hafta gelirim . Ama bu konuda sizden günah gitti farkındayım .  Onun için herhanig bir istekte bulunmaya yüzüm yok . Şubattan itibaren 2 haftada bir sizdeyim . Bu duygularımın anlamı nedir , eşcinsel olduğum için mutlu değilim ama mutsuz olmamak beni ürkütüyo , bunu nasıl yorumluyorsunuz kısaca  . İyi akşamlar . Çok değerli bir insansınız ,gerçekten , sizin hakkında bütün önyargılarım yıkıldı okuduklarımın etkisiyle cidden eşcinsel düşmanı olduunu düşünmüştüm eşcinsel dostu Hüseyin Kaçın . Sana bende bir yazdı da olduğu gibi sevgilerimi sunuyorum .

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Salı günü sabah kahvaltımı eder etmez yola çıktım . Ödevim neydi ? Babamın mezarına gitmek . Ah yine şu lanet olası ödev psikolojisi . Öğretmen ödev verdi , yapmam gerekli . Oysa o ödevi öğretmen için yapmayacaksın ki kardeşim veya onu bir ödev olduğu içinde yapmayacaksın ki orda bir ruh arayacaksın sen , orda bir psikoloji var onu yakalaman lazım . Pazartesi günü gidecktim aslında ama erteleme-tembellik hastalığım nüksetti Salı günü gittim . Daha fazla ertelemek lüzum etmez , gideceğim yer oturduğum yerden biraz uzak . Atladım bindim otobüse . 2 saat bir yolculuktan sonra ilçeye vardım . Otobüsten iner inmez bir taksiye binip mezarlığa gideceğimizi söyledim . Derken mezarlıktayım . İçimde hiçbir heyecan yok , babama karşı sanki nötr gibiyim . Ona karşı içimde hiçbirşey hissetmiyorum sanki . Biraz sevgi duyabilsem yok . Biraz nefret o da yok . Deli oluyorum bu hise birisinden birisi azıcıkta olmalı ama babamı kaybedeli olmuş 6 yıl . Şu an 21 yaşındayım . Babam öldüğünde 15 yaşındaydım . Derken babamın mezarının bulunduğu yeri buldum . Oturdum , ne işim burda hissi uyandı off ya babama hiçbirşey söyleyesim yok sanki ama acaba öylemi gerçekten ? Babama karşı birşeyler söyleyebilmem için onu karşımda hayal etmem lazım ve ölmeden önceki hallerini hatırlayabilmem lazım . Bunun için kendimi biraz zorladım , derken kelimeler yavaş yavaş dökülmeye başladı ağzımdan . Oraya aslında babamı affetmek için gelmemiştim , sadece gidelim bakalım ne hissediyorum babama karşı diye denemeye gelmiştim . Babama kendisi hayattaykende , kendisi öldükten sonra da çok acılar çektiğimi başladım anlatmaya . Babam ben 11 yaşındayken hastalandı , kalp krizi geçirdi . Ondan sonra onu doğru düzgün göremedim 3-4 ayda bir belli aralıklarla gördüm açıkçası . Onun beni çok sevdiğini hatırladım bir an ama ben onu neden sevmiyordum ? Ona hataları olduğunu söyledim uzun uzun . Kadınlarında ( teyzem ve annemin ) beni babama karşı dolduruşa getirdiğini hatırladım . Lanet olsun dedim baba aramıza girdiler , aslında benim senle hiçbir alıp veremediğim olamazdı . Ama sende benimle yeterince ilgilenmedin dedim baba , geçim derdine düştün bizi geçindirmek için haklıydın ama bana biraz ilgi gösterseydin de beni kadınların eline bırakmasaydın bu acıları yaşamıycaktım babacığım . Ben eşcinselim baba . Nasıl yani dediğini duyar gibiyim sanki , şaşırdığını , üzüldüğünü , kızdığını duyar gibiyim . Benim suçum değil kızma baba . Bu saatten sonra sizi suçlamakta anlamsız ama geçmişe dönersek senin ve annemin ihmalleri yüzünden böyleyim , sen beni kadınların insafına bıraktığın için böyleyim babacım , doğuştan gelen birşey değil , çocuklukta yaşanan travmaların sonucu bu hale geldim . Aşırı duygusal ve içe kapanık bir çocuktum , utangaçtım .  Diğer erkek çocukları karşısında kendimi ezik hissedince onları zihnimde erotikleştirmemin sonucunda oluştu baba , bilimsel açıklaması bu . Annem benim üzerime o kadar titrediki ; titrememesi gerektiği yerlerde titredi ama beni koruması gerektiğinde koruyamadı baba . Neydi o olay ? Komşu oğlunun tacizi daha 6 yaşındaydım baba . O yaştan sonra kendimi bildim bileli ruhsal olarak korunmasız , zayıflaştım ve kadınsılaştım . Ondan sonra kız gibi olduğumu söyleyenler oldu sürekli çocuklukta ve ergenlikte . Zaten erkek kimliğiyle özdeşim kurmakta zorlanan biri için o laf kabustu baba . Benle dalga geçtiklerinde de birkez olsun gelip sana anlatamadım hep kopuktun benden baba . Bunda senin de suçun var , senin elinde olmayan nedenlerde etkili oldu . Geçmişi çok kaşımanın anlamı yok , sen beni sevmek istedğinde senden kaçtığım için çok pişmanım baba ; BENİ AFFET . ÇÜNKÜ BANA TÜM YAŞATTIKLARINA RAĞMEN BEN SENİ AFFETTİM BABACIĞIM SENİ ÇOK SEVİYORUM .

Eşcinsel olarak kalmıycağım baba , iyileşeceğim söz veriyorum sana . Ama senin eksikliğin hep olacak . Senin adın geçtiğinde hep boğazım düğüm düğüm olacak . Seni çok erken kaybettim babacığım . Yarın öbür gün askere gidince arkamda dağ gibi bir babam olmayacak hiçbir zaman , yada şu hastalıktan kurtulup evlendiğim zaman . Göğsüne yatıp uyuyamıycam , sarılabilceim , öpebilceğim bir güç olmayacak . Sağ olsaydın aramızdaki tüm kopukluğu telafi ederdim . 21 yaşındayım ama bu yaşıma bakmadan kucağına otururdum , seni öperdim sana sarılırdım . Seninle uyurdum baba , ama artık çok geç baba . Meğerse ben sana karşı birşey hiissetmeyen biri değilmişim baba , sana karşı olan duygularımla yüzleşmekten korktum . Öfkeliyim sana ama yinede seni seviyorum . Bundan sonra annem de , kardeşimde bana emanettir . Kendim bir erkeğin sevgisine muhtaçken , ben onların başında olmak , eve erkeklik yapmak zorundayım , kendimi ancak böyle geliştirebilirim ama her zaman bir yanım eksik kalıcak . SENİ HERŞEYDEN ÇOK SEVEN OĞLUN . Bu yazıyı yazmak o kadar zor ki keşke ister istemez ağlıyorum keşke sana sarılabilseydim baba yaptıklarım için beni affet .

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Bu hafta bana ne oldu bilmiyorum . Haftanın çok büyük bir bölümünü ne erkeklere nede kadınlara bir cinsel ilgi duymadan geçirdim . ( İstisnalar hariç ) Özellikle bu hafta içerisinde üst üste 2 gün erkeklere karşı hiç ilgi duymadım , gördüğüm en yakışıklı erkekler bile bana hiç çekici gelmedi . Sanki çok derin bir boşluk oluştu içimde . Sürekli okula gittim , sosyal olmaya çalıştım elimden geldiğince ama canımı sıkan , moralimi bozan bir sürü aksilikte yok değil tabiki . Sürekli bu terapinin sonucunu düşünmekten kafayı yiyicem neredeyse , bu yüzden sürece değil sonuca odaklanıyorum . Sürece odaklanmam gerektiğinin farkındayım ama bunu bir türlü başaramıyorum . 5 dakika önce aklımdan kovduğum düşünceler 5 dakika sonra yeniden geliyor . Eşcinselliğin doğuştan olmadığı yüzde 100 çok açık ve net . Bu sıkıntının oluşma sebepleride belli . Bu konuda kafam oldukça berrak , ama bu sıkıntının tedavisi mümkünmü , en azından ben başarabilirmiyim noktasında o kadar tereddütlüyümki , bazen diyorum eminim başarabilirsin , ama 5 dakka sonra ya başaramazsam karamsarlığı kabus gibi çöküyor kısacası günüm bunlarla geçiyor . Eşcinselliğimin oluşma süreci hep kafamda canlanıyor , belki terapinin bir faydasıdır erkeklerden hoşlanamamam , belkide stres nedeniyle oluşan basit bir cinsel isteksizlik bunuda bilemiyorum . Ne msn de erkeklerle sohbet ediyorum , ne face var , ne gay pornosu var uzun süredir . Bunların hiçbirisi yok , ödev olduğu için değil , içimden de gelmiyo bunları yapmak . Erkeklere karşı olan ilgiyi minimuma düşürmek ve bitirmek mümkün gibi . Ama kızlardan hoşlanmak imkansız gibi sanki . Kısacası çok derin bir boşluktayım şu an ne üzüntülüyüm ne sevinçli . Ne kızlara ilgim var ne de erkeklere . Erkekler bazen aklıma geliyor ama bu hafta içinde çoğu zaman onlar yoklar ama kızlarda yok üzerimde derin bir boşluk var alabildiğine derin.






Msnye girmek istemediğimden dolayı buradan yazıyorum siteye ekleyip eklememe noktası size ait.

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle

9.TERAPİYİ GERİDE BIRAKTIM . Gerçi ben mi 9. terapiyi geride bıraktım 9. terapimi beni geride bıraktı orası karışık :D
9. terapide kendime dair öğrendiğim birçok şey var .
Disosyetif kişilk bozukluğum var . Yani benim içinde 2 tane ben var belkide daha fazla .
Bu tacizden sonra ortaya çıkan birşey . 6 yaşında tacize uğramamla alakalı bir durum .
Taciz ve tecavüzlerde ortaya çıkıyor .
Tacize uğrayan çocuk kendi onurunu korumak ve benliğini kurtarmak için onu yapan ben değildim gibi bir yalan uyduruyor .
Sonrada kendisine sahte bir benlik oluşturuyor . O benliğin içinde eriyip gidiyor .
Sürekli zihin olarak dalgınlık ve içedönüklük yapıyor , sürekli bir hayal ve fantezi aleminde yaşıyorum .
Gerçek hayattan kopuğum , kendi kendime felaket senaryoları yazıyorum .
Ve senaryoları gerçeğe dönüştürüp kendi kendime acı çektiriyorum .
Bu yüzden en basit ,işleri bile elime ayağıma dolayıp beceremiyorum .
Aslında kendimi becermemeye odakladığım için beceremiyorum .
Sosyal fobi gibi bir sorunum da var
Aslında şunu giderek anlıyorum ki eşcinsellik sadece bir sonuç .
Hayatımızda eşcinsel olmamıza yol açan birçok sebep var .

Bu sebepleri ortadan kaldırınca bu durumda kendiliğinden bitecek .

Kısacası ben gerçek ben değilim.
Hep başkalarının istediği benim .
Ve Hüseyin Hocam böyle bir benin aslında mümkün olmadığını söyledi .
Kendi fikrime , kendi düşüncelerime , ne istediğime önem vermiyomuşum .
Artık biraz bencil olmanın zamanı geldi diye düşünüyorum .
Artık başkalarına göre şekillenmek yok , kendi doğrularım olmalı bu hayatta .
Gerçek hayatın içinde oldukça gerçek beni yakalayacağım .
Sahte benlikten kurtulunca ne hale gelicem , çok merak ediyorum aslında.
Çünkü kendimi tanımıyorum .
Aptal , işe yaramaz , uyuşuk , tembel , utangaç bir ben varmış bugüne kadar .
Aslında bundan dolayı acı çektim hep .
Kendimi olumsuzluğa göre ayarladığımdan herşey olumsuz gelişti .
Gerçek beni merakla ediyorum .
Umarım içimdeki ideal benliği kısa sürede açığa çıkarır , sonuca doğru emin adımlarla ilerlerim .

Maviadam

  • Newbie
  • *
  • İleti: 5
    • Profili Görüntüle
Kaygı çağında yaşıyoruz,duygu ve düşüncelerimizi önceden tasarlamaya çalışıyoruz.Bu mükemmelliyetçiliğin verdiği bir duygudur.Kusursuz terapi isteriz,en iyi terapi bizim olsun isteriiz,başlarda terapiye ilk biz gelmek isteriz psikolog ilk beni görsün havasındayızdır,zamanla randevu saatleri akşama kayar;yani psikolog en son çıkarken benimle ilgilensin,aklı bende kalsın isteriz.Zamanla diğer danışanları kıskanmaya ve rakip olduğumuzu düşünmeye başlarız.Sonra oyunlar
,kuşkular,ayrılma istekleri birbirini takip eder.Psikologun aslında mükemmel biri olmadığını ya da şöyle diyelim bizi "kurtaracak" kişinin o kadar da mükemmel bir insan olmadığını anlayacağız,suçlamalar başlayacak.Bunlar olacak,doğal şeyler bunlar,sancılıdır ama bir o kadar kişiliğinize etki edecek hamlelerdir.
Küçük bir tavsiye,kendinize bir ODAK NOKTASI bulun,maddi manevi herneyse,ona odaklanın ve sadece onu düşünün,o ana ona o kadar yönelin ki onu düşündüğünüzü bile düşünmeyin,O ve gözleriniz.Bütün algılarınızı kapatın o zaman derin bir sessizlik çökücek.Çocuklar gibi sadece ve sadece yaptığınız işe odaklanın.Bütün kaygıları siktir edin.Bakın islamda da bu düşünce mevcuttur zaten ama çok az insan bunu düşünür,Allah çocuklarıyla ilgilenen babadan o an kendisini düşünmemesini ister sadece çocuklarına odaklanmasını emreder,aynı şekilde ibader ederken de sadece ibadete odaklanmasını ister.Kısaca demek istediğim o an ne iş yapıyorsanız hayatta onu düşünün,kaygıların bir fayda getirmediği aşikar.SIFIR KAYGI VE HUZUR.Deneyin görün.
Eşcinsellikte de durum aynıdır,obsesiflikten ötürü hep geriye yönelik bir pişmanlık ve ileriye yönelik kaygılar vardır.Hepsine FUCK IT deyin

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Psikolog Hüseyin Kaçın'la 9 terapi geçirdim . Bu 9 terapide hayata dair pekçok şey öğrendim . İnsan ilişkilerinden , kardeşimle ilişkilerimin nasıl olması gerektiğine , annemle olan ilişkilerime , çocuk yaşta kalp krizinden kaybettiğim babama bakış açıma kadar pek çok şey öğrendim . Buna rağmen insanoğlu nankör , kendine dair öğrendiği en ufak birşeyde 9 terapiyi birden silip olmamış sayabiliyor tıpkı benim yaptığım gibi . Son terapiden sonra başka psikaytırlara gittim . Benim öncelikli sorunum psikosomatik ağrılardı , bu ağrılar hayatımı kabusa çevirmişti . Hüseyin Hoca bunları biliyordu ama onunla bu konuda çok detaylı konuşmamıştık . Benim maksadım ilaçlarla az birşey olsun rahatlamaktı fakat Hüseyin Hocanın ilaç yazmadığını biliyordum . İnternette araştırmaya koyuldum , derken bu işle ilgilenen psikaytır numarasını aldım ve randevulaştık . Eşcinselliğim benim için çok ikincil belkide üçüncül bir problemdi artık önce içinde bulunduğum depresif ruh halinden ve psikosomatik ağrılardan kurtulmalıydım . Bunun için ilaç kullanıyorum şimdilerde , ağrılarım ve depresif ruh halim gitgide azaldı, ve bana dair bir teşhis kondu : OKB . Obsesif Kompülsif Bozukluk . Bu hastalığıma ve bunun yaşantımı nasıl bir kabusa çevirdiğine dair sonra ayrı bir yazı yazıcam ama bu yazımın konusu Hüseyin Hocaya olan öfkemdi , neden bu teşhisi yapamamıştı ? Aslında teşhis konusunda da haksızlık yaptığımı şimdi farkediyorum çünkü bizim 9 terapi boyunca konuştuğumuz konu eşcinsellikti , hal böyleyken bir kişilik testi yapmamışken bunu bilemezdik . Neyse velhasıl kelam ben şimdiki psikayıtrdan eşcinsel olmadığımı , bunun büyük ihtimalle OKB nin bir parçası olduğunu yani takıntı olduğunu , nice OKB li hastaların bu takıntı bitince eşcinsellik sandığı şeyden de kurtulduğunu söyledi . Bende de bu durum yüzde 80 böyleymiş ama kesin olan birşey yok tabiki . Fakat Hüseyin Kaçınla geçirdiğim 9 terapi benim hayatımı değiştirdi ; kardeşimle aramdaki husumet bitti . Artık bir abi kardeş ilişkisi içerisindeyiz ve ben ona baskınım ama zorla bir baskınlık değil abi baskınlığı olması gerektiği kadar . Annemle ilişkilerim düzeldi , artık ona karşı sinirli ve öfkeli değilim , o da bana karşı baskın ve otoriter değil , kendi kararlarımı kendim veriyorum , annem daha birkaç ay önce hayal edemeyeceğim şekilde bu kararları onaylamasa bile saygı duyuyor . Baba tarafıyla aram düzeldi , babamın mezarına gittiğimde babamla olan ilişkilerimi düzelttim ve babamı affettim . Erkeklerle arkadaşlık ilişkilerinde , cinsellik içermeyen duygusal paylaşımlar kurmayı öğrendim . Bunlar benim hayatımı müthiş derecede değiştirdi , fakat Hüseyin Hocaya olan kızgınlığımla yaptığım terbiyesizlik için ( kendisi biliyor ) ondan af diliyorum. Öfke ile yazdıklarım:

"Hüseyin Kaçın iyi bir psikolog falan değildir . Bunu size danışanı olarak söylüyorum . Adama 9 terapi gittim . Sitesinde yazılarımda vardı sildim . Şu an psikaytra gidiyorum eşcinsel değilmişim meğerse OKB varmış yani takıntı bozukluğu . Eşcinsellik sandığım durumda bir takıntıymış şu an ilaçlarla yavaş yavaş düzeliyorum . Bu durumu kendisine msnde söledim eşcinsel olmaman güzel birşey sonuçta dedi verdiği yanıta bak . Bir özür bile dilemedi ve benim kendi kendime koyduğum kişilk bozukluğu ( diyosesyatif ) teşhisini de hiç araştırmadan onaylamıştı insan bir araştırır . Kısacası eşcinsellik gibi bir problemim yokmuş . Eşcinselliğin tedavisi olduğuna inansamda Hüseyin Kaçın sadece oyalanmakmış tavsiye etmiyorum kimseye ."  (26.10.2011)

ve değer bilmezlik sonuçta hepimizin kanında bir parça yok mu . Masum değiliz hiçbirimiz . Sonuç hayatımı değiştiren eşcinsel terapilere ( aslında bu eşcinsel terapisi değil , hayatı yeniden keşfetme terapisi ) devam kararı aldım . İlaç kullanmaya devam edeceğim tabiki ama bu terapileri de ihmal etmemeye çalışacağım elimden geldiğince . Süreci şimdilik bu kadar anımsıyorum ama ayrıntıları da yazacağım aklıma geldikçe ne de olsa kalemim kuvvetli :)
(09.11.2011)

( psikoterapide/ terapi süreçlerinde  aktarım - karşı aktarım konusunu
  merak edenler araştırabilirler )

« Son Düzenleme: 10 Kasım 2011, 09:46:22 öö Gönderen: psikolog »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
27 Mart 2011 Pazar akşamı TV5 Ana Haber Bültenindeki söyleşide
"eşcinsellik hakkında"
gündemdeki eşcinsel parti adaylarının varlığını konu alarak konuşma yaptı.

http://www.youtube.com/watch?v=u1iMl9dDm-o&feature=related  tıklayınız


http://www.youtube.com/watch?v=tYzUWd-BFag&feature=related tıklayınız


26/12/2011 tarihli Radikal Gazetesinde sitemiz ve eşcinsel terapiler hakkında
yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayınız

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1073587&Yazar=PINAR_OGUNC&Date=26.12.2011&CategoryID=97#

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
Siz ilk adımı atarsanız, binlerce adımlık yol yürünebilir hale gelir.

Bence terapi; bir gemi yolculuğudur. Bu yolculukta geminin nereden kalktığı ve nereye varacağı hem danışan hem de terapist tarafından bilinmektedir. Ancak bu seyahatte nerelere uğranacağı önceden bilinemez. Terapisttir kaptan ama rotayı danışan çizer. Deniz bazen sakindir bazen dalgalı. Her limanda alınacak birşeyler vardır. Alınan her şey hem danışana hem terapiste yeni ufuklar açar. Son limanda inen danışan artık daha iyidir. Danışan yolculuğa çıkarken boş olarak yanına aldığı bavulunu problem çözme becerileri ile doldurmuş olarak gemiden ayrılır. Artık sorunları ile başa çıkabilecek her türlü silaha sahiptir. Bundan dolayı daha güçlü hisseder kendini ve daha mutlu ve daha bilgili... Seyahat etmek güzel şeydir. Siz ilk adımı atarsanız eğer, binlerce adımlık yol yürünebilir hale gelir.

03 Nisan 2012

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
   
DEĞİŞİMİ BAŞARMAK / ( TERAPİ ve İYİLEŞMEK )

Merhaba arkadaşlar , sizlere öncelikle ayrıntılı hayat hikayemi anlatmayı istiyorum . Ben iki çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak İstanbul'da dünyaya gözlerimi açtım .  Annem beni dünyaya getirmeden evvel 5 yıl boyunca çocuk sahibi olamamış , bu yüzden annem ilk çocuk olmamdan kaynaklı üzerime çok fazla düşerdi , benim kendimi ifade etmeme ve kendimi gerçekleştirmem önünde hep bir engel olarak çıkmıştır , annemden küçükken sevsemde çok korkardım , yaptığım yaramazlıklarda yediğim dayaklar ve bu dayakların dozu bende çocuk yaşlarda büyük bir içe kapanmaya, korkaklığa ve duygusallığa itti beni . 5-6 yaşlarımda genelde erkek çocuklarla erkeksi oyunlar oynama yerine kızlarla oynamayı tercih ederdim . Annemden bu yüzden de ''ne biçim erkeksin'' baabında dayaklar yediğimi halen unutmuşta değilim . İlkokul yıllarımda da bu özgüvensizliğin ve sinikliğin etkisiyle kendimi gerçek anlamda hiçbir zaman bir birey olarak hissedemedim , hemcinslerimle aramda uçurum vardı , tabiri caize ayrı dünyalarda yaşıyorduk onlarla , onlar gibi sevinmiyor , onlar gibi bağıramıyor, onlar gibi oyunlara katılamıyor yaramazlık yapamıyordum , bendeki içe kapanıklık ve duygusallık ilkokul öğretmenlerimden tutunda herkesin dikkatini çekmesine ve bu yönde aileme binbir uyarı gelmesine rağmen onlar hiçbir zaman benimle bu anlamda ilgilenmeyi tercih etmediler . Çocukluk yaşlarında daha narin ve beceriksiz olmakla beraber kadın ilkokul öğretmenimden de çok fazla , gururumu zedeleyici şekilde , insanların önünde dayaklar yedim . Yine bu yaşlarda ilk ''cinsel tecrübemi'' yaşadım , komşumuzun benden büyük oğlu bana erkeklerin o işi nasıl yaptığını göstermişti , benden penisimi açmamı istemişti ve penislerimizi birbirine sürtmüştük , ben tabi çocukluğun verdiği saflıkla ve temizlikle bunu bir oyun olarak algıladım , fakat bu durumdan şüphelenen anneme durumu çocuk saflığımla açınca annemin bunu yapan komşumuzun oğlunun annesine durumu söylemesiyle bu çocuğun hem kendi annesinden hemde babasından bir ton dayak yediğini duydum , bana yapılan şeyin boyutunu o yaşımda tam olarak sezemesemde , kötü birşeyler olduğunu ve bunun güzel bir oyun olmadığını yüreğimin derinliklerinde hissetmiştim .

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=982.0 tıklayınız
« Son Düzenleme: 09 Nisan 2012, 08:59:05 öö Gönderen: psikolog »

LacivertEmre

  • Newbie
  • *
  • İleti: 32
    • Profili Görüntüle
Önce hocanın sitesine girdim , ardından forumunu ziyaret ettim . Eşcinsel tarapilere girmiş , veya eşcinsel dürtü ve isteklerden kurtulmak isteyen insanların yazdıklarıyla doluydu . Önce şu an hatırlamadığım ( bulursam link veririm ) eşcinsel fantazilerle ilgili bir yazı denk geldi ve onu okudum . Nokiacı Sinan vardı yanlış hatırlamıyosam . Fantazileri okurken cinsel isteklerim artmıştı . Kahretsin dedim içimden şu işe bak , eşcinsel duygu ve dürtülerden nasıl kurtulurum diye merak edip girdiğim bir sitede eşcinsel duygu ve dürtüler daha da artıyordu , aman artsın napayım dedim içimden , sanki sitede yazı okumakla eşcinsellikten mi kurtulunurdu .

Nokiacı Sinan'la Lacivert Emre'nin Hikayesini şimdi aşağıda

http://www.huseyinkacin.com/forum/index.php?topic=362.msg792#msg792

« Son Düzenleme: 09 Haziran 2012, 01:22:23 ös Gönderen: LacivertEmre »

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle

hocam işte hayatta hiçbirşey çabasız emeksiz elde edilemiyo . bazen kişilğini ve kimliğini kazanmak için bile çabalamak zorundasın ama sizin katkılarınız ve kendim 1-2 yıldır yaşadıklarım sayesinde ben şunu öğrendim
bu her zaman için kötü bişe deil
yani hep ağlayarak sızlayarak şikayet ederek olmuyor

Hüseyin Kaçın diyor ki:
yazılarına devam et ozaman
yeni çabalarını da
yazmış olursun
yazılar malum ışık oluyor
bu eğilimlerden çıkış arayanlara

kral okan diyor ki:
yazmanın getirisi güzel arada katettiğin mesafeyide görüyon . şanssızlığım terapileri bırakmak oldu işte kendi kendime çaba gösterdim
yarım yamalakta olsa yaptıım şeylerde var yapamadıklarım da var
terapi güzel işe de yarıyor ama en güzeli tabi sağlam bi anne bana güven dolu bi ortamda yetişmek
böle olsa bunlarada ihtiyaç kalmaz
herşeyde aile var işte kökeninde ama onları da suçlayamıyosun işte
irade dşı gelişen süreçler var çnkü

Hüseyin Kaçın diyor ki:
kendi başına olan çabalarını da yazabilirsin
sayfan duruyor
orda malum

kral okan diyor ki:
ben ne kendi çabalarımın nede terapilerin boşa gittiğini
asla düşünmüyorum
hepsninin çok özel yeri var hocam
geçmişe üzülmek fayda etmez
ben sadece yaşayamadığım bir ergenlik dönemi var
ergen olmadan
olgun bir erkek olmak zorunda kaldım
daha doğrusu öle olmaya çalışıyorum
oysa yaşayamadıım süreçler var bence çok büyük eksiklik
ordaki boşluklar dolmayınca sağlam basamıyorum
adımlarımı
güvensizlik oluyo her zaman
ergenlik dönemini güzel yaşamak çok önemli işte hocam biliyosunuzki ailevi sorunlardan dolayı
özellikle baba yokluğu
benim o dönem çok boşlukta ve çöküntülü geçti
şimdi neden böle oldu die sormak yerine toparlamaya çalışıyorum
bunları sitede de yazacam

kral okan diyor ki:
ama toparlaması o kdr da kolay değil