Gönderen Konu: EŞCİNSEL KİMLİK : BİR VAROLUŞ ÖYKÜSÜ / AN EXISTING STORY  (Okunma sayısı 3280 defa)

psikolog

  • Global Moderator
  • Hero Member
  • *****
  • İleti: 4100
    • Profili Görüntüle
GİRİŞ

merhaba

hikayeme başlamadan önce kendimi biraz tanıtayım
şuan yaşım 20
üniversitede psikoloji bölümü okuyorum
türkiyenin kaliteli ve köklü liselerinin birinden mezun oldum
ailem emekçi sınıfına mensup
babam ve annem işçi , ablam da okuyor

HİKAYEM....

BİR VAROLUŞ ÖYKÜSÜ
Ernesto 93 yılının Temmuz ayında Türkiye'de hayata gözlerini açtı .
Ernesto yani ben yengeç burcuyum , erkeğim . Burdan çok duygusal olduğum çıkarımı yapılabilinir .
Bebekliğimi doğal olarak hatırlamıyorum ben 5 yaşından itibaren anlatıcam . 5 ve 6 yaşlarımda Arnavutköy'de oturuyorduk . o dönemde yaşadığım bazı ilginç olaylar vardı .Örneğin bizim evin arka bahçesine mahallenin gençleri kız getirip onlarla cinsel münasebette bulunuyordu . Bu sahne aklımda yer etmişti .
Hayatım ev ve bahçesinde sadece ablamın iki arkadaşıyla oynayarak geçiyordu .Alt komşumuzun bir oğlu vardı . birgün onlarda otururken bir olay oldu arkadaşım çok sinirlendi ve henüz daha ben 7 yaşındaydım o 6 yaşındaydı . Annesine sinirlenen arkadaşım yatakodasına girdi ve beni çağırdı . Girdim ve kapının önüne süpürgeyi koyup kapıyı da kilitledi . Birden pantolonunu çıkardı sen de çıkar dedi ve çıkarttım . Yataga yatırdı beni ve üstüme çıktı. Daha yaşımız neydi ki nerden biliyordu bunları ...
Ben bu olayı anlamlandıramamıştım da zaten . Annesine olan sinirini benim üzerimde atıyordu ...
İlkokul yıllarına giriş yapalım . İlk defa ilkokula gideceğim gün önlüğü giydiğimde çok korkmuştum . Okula gidecektim ve ablamdan biliyordum akşama kadar yalnız kalacağımı .
Kapıdan çıktığımızda avazım çıktığı kadar bağırmaya ağlamaya başlamıştım . Annemden kopma korkusu çok etkileyiciydi . Gitmemek için kendimi adeta parçalıyordum. Zar zor ikna ettiler sınıfa girdik ve annem kapıdaydı ben sınıfta da ağlıyordum . Öğretmen '' Çocuğunuzu alın yarın getirin! ''dedi . Ama şans eseri o yarın olmadı çünkü 99 depremi olmuştu ve okullar açıldığı gün 2 ay tatil edildi .
O süreçte biz S.Ç_ği'ne taşındık . Burada başka bi okula gittim doğal olarak . Ama yine aynı sorun vardı . Annemden kopamıyordum ve burdaki birici sınıf hocamın bana annem gibi yaklaşmış olması biraz rahatlatmıştı beni . 2 hafta boyunca annem sürekli okulun bahçesinde bekledi ve tenefüslerde onunlaydım sadece . Bu süreç de iki hafta sürdü ve artık sadece okula getirip okuldan alıyordu annem .
Aynı sokakta oturup aynı sınıfta olduğum bi arkadaşım vardı . Adı S_t ve maço biriydi . İlkokl hayatımda hep beni koruma görevini üstlendi . Farklı bir arkadaşlığımız vardı . Tüm kavgalarda o yer alıyordu ve beni koruyordu . Ben ise ona tüm sınavlarda kopya veriyordum , paramızı beraber harcıyorduk . Genel olarak ben zeka unsuruydum o ise güç . (1)
Birinci sınıfın yazı sokakta hiç sevmediğim bir erkek arkadaşım vardı . Adı E_n . Elime bir mermer taşı aldım ve fırlattım . Tam kafasına geldi ve kanamaya başladı ben kaçtım . İlerki yıllarda bu olay başıma bela oldu. Çocuk bana karşı sürekli kin ve nefret taşıdı ve 4-5 . sınıflarda sürekli mahallede beni aşağılayıcı sözler söylediler . Birçok kez kavgamız oldu ve çoğunda kaçtım . Bu olay da kendimi yetersiz aşağılık görmemde etkin rol oynadı . Sadece o çocuklardan korktuğum için evden çıkmadığım ve çıkmak zorunda kaldığımda gizli gizli hareket ettiğim günler oldu .
O dönemler sürekli zeki olmamla övüyorlardı beni . Hatta iki komşumuz yeni doğan oğullarına E_o ismini koymuşlardı sadece beni çok sevdikleri için . Bir başka söyledikleri ise : '' Ne güzel sessiz sedasız uslu çocuk , bak oğlum sen de e_o abin gibi sessiz olsana ! Ne uslu çocuk annesinin dibinden ayrılmıyor ! ''  Annem , komşumuz ve ben sürekli Arnavutköy'deki eski komşulara gidiyorduk ben sürekli kadınlar içindeydim. Sürekli kadınlarla oturup pasta börek yiyorduk . (2)
İlkokulun 5. senesi tüm arkadaşlarım sünnet olmuştu ama ben olmamıştım bunun üzerime bıraktığı bir utanma duygusu vardı . Ama bunun tek sebebi maddi durumumuzun uygun olmamasıydı . En azından annemden duyduğum sebep buydu . Derken sünnet olduğum yaz geldi . Annemin akrabaları ve komşular vardı . (3)
5. sınıf zamanları ben ve ablam salondaki çekyatlarda yatıyorduk . Ablamı ikna edip arkasına yattım birkaç kere . Pijamasını indirip sürtünme yapıyordum . O da birşey demiyordu . Ertesi gün okula gittiğimde sıramda otururken '' ben ne adi bir insanım şu sınıfta kimse ablasını taciz etmemiştir ama ben yaptım '' düşüncesini aklımdan geçirdiğimi ve utandığımı çok iyi hatırlıyorum . Sonraki isteklerimde ablam beni reddetmişti zaten ..
Ortaokul dönemine geldiğimde okulum değişmişti ve yanımda S_t yoktu . Kendimi korumak için güçlü rolünü oynadım . Okulda bana karışanlara artistlik yapıp korkutuyordum . Cüssemin biraz da iri olması buna katkıda bulunuyordu . Ergenliğe giriş bu dönemde oldu . 6. sınfın sonunda ücretsiz dersane kazandım ve gittim . Yeni bir ortama girdim . 7. sınıfta birkaç çok yakın arkadaşım oldu ve hala da çok yakın arkadaşlarım . Bunlardan birinin adı M_m ' di . O ideal erkekti . Yakışıklıydı ve sevdiği kıza ektup yazıp verecek kadar da cesaretliydi . M_m ile kanka olduk . Okulda , dersanede ve dersaneden sonra boş zamanlarda hep onla vakit geçirdik .  OKS sınavında nerdeyse aynı puanları yaparız ve aynı okula gideriz diye dşündüm ama olmadı ve ben 30 puanfazla yaptım . Derken farklı liselere gittik . Ortaokul döneminde cinsel açıdan bir deneyim yaşamadım .
Lise dönemine geçtiğimizde ben hazırlıkta yurtta kalıyordum . Yalnızlığın dibine vurmuştum çünkü hiç bir eski arkadaşım yanımda değildi ( B_ş hariç ) . Ben M_m'e duyduğum özlemin ilginçliğini kavramaya başlıyordum . Birgün yatağımda yatarken oda arkadaşlarından biri bir cümlenin içinde ''eşcinsel '' kelimesini kullandı . Bende şimşekler çaktı ve '' ben M_m'e aşık mıyım ? ben eşcinsel miyim ? '' gibi düşünceler aklımda her saniye yer almaya başladı .
Her cuma günü yurttan izin alıp öğlen çıkıyordum ve bu sadece metroda M_m'le karşılaşmak içindi . Her hafta sırf onla yarım saat beraber geçirmek için yurt müdürüyle kavga edip erken çıkıyordum . Hazırlığın yazında bir fabrikanın deposunda çalıştım ve benle yaşıt olan bir çocuk vardı . O çocuğa baktığımda ne kadar çekici ve güzel olduğunu anlayabiliyordum . Her seferinde sanki ona özlem duyuyordum . Bu da eşcinsel olduğumu ve saptığımı apaçık gözler önüne seriyordu .
9. sınıfta babam büyük bir kaza geçirdi . evde bilgisayarda oyun oynarken telefon geldi . MP hastanesine gel baban kaza geçirdi önemli bişeyi yok telaşlanma denildi . Hemen çıktım gittim lakin babam kan revan içinde başında tampon var sedyede koşarak ambulansa götürülüyordu . O an yaşadığım korku büyüktü lakin içimde bir boşluk da vardı . Hemen ben de ambulansa bindim Cerrahpaşa'ya gidiyorduk ve ambulansı sireni babamın o hali büyük bir titreme vermişti bana otobanda son hız giderken ben tir tir titriyordum . Babamın başına büyük bir cisim hızla isabet etmiş iş yerinde ve alnı parçalanmıştı . Derken iki büyük ameliyat geçirdi 3 ay yoğun bakımda kaldı ve toplam tam bir sene hastanede yattı . O süreçte babamın yanında en çok ben ve annem kaldık . Babamın altını bile temizledim çok kez . Ona konuşmayı yürümeyi tekrar öğretmeye çalıştım herşeyine yardım ettim . Annem işe gidiyordu ve yanında hep ben kalıyordum gündüzleri . Okul varken de hasta bakıcı bakıyordu ben okuldan hastaneye gidiyordum .
 Bu süreçte evin reisi konumuna gelmiştim nerdeyse . Aile ekonomisini ben yönetiyordum , ablama harçlık bile veriyordum ve ablama bazı direktiflerde bulunuyordum . Okuldan çıkınca eve gelmiyordu ve bu yüzden iki kere ikaz ettim . 3. de sen bana karışamazsın gibi bi ifade kullandığımda kavga ettik ve fiziksel olarak tam olarak dayak atmıştım . Bu bana ilginç hissettiriyordu . İçimde hiç bir erkeklik olgusu yokken bu erkeklik maskesini takınmam nasıl oluyordu .. Ve bu beni hoşnut etmiyordu ..
 9. sınıfın yazında memlekete gittiğimizde kuzenimle yakın arkadaştık ve cinsel yaklaşmalar yaşadık . Benim isteğimle başladı bu . Onunla köyde gizli bi yere gidip cinsel ilişkiye girme rolü yapıyorduk lakin sadece sürtüyorduk . Bu olayı en az 10 kere yaptık .
Lisede hiç kız arkadaşım yoktu . Ortaokulda da hiç kız arkadaşım yoktu . Hatta ortaokulda bir kıza  , okulun en güzel kızıydı , sinirlendiğim için kafasına basketbol topu atmıştım ve kız uzun bi süre ağlamıştı .  Kızlara yaklaşmak istemiyordum . Onların benden hoşlanma ihtimali olmayacağını düşünüyordum . Kendimi '' çirkin , tatlı ve çekici olmayan , iğrenç '' olarak tanımlıyordum .
Derken 10. sınıfta bir kız arkadaşıma ( ortaokulda dersaneden arkadaşım ) eşcinsel olduğumu ve M_m'e aşık olduğumu açıkladım . İnternet üzerinden fake facebook hesabı açıp yüzlerce gayle konuştum . Bunlar sadece internette tek biriyle gerçek hayatta buluştum o da lisenin sonunda oldu .
11. sınıf dönemi bir dönüm noktasıydı benim için . İnternetten parapsikoloji ile ilgilendiğim zamanlarda forumdan iki kişiyle tanıştım . Biri kız biri erkekti . Kız asexual olduğunu söylemişti ve ben de homosexual olduğumu söyledim . Onlara kendi fotoğrafım diye başka birinin fotolarını gönderdim sürekli yalanlar söyledim ve hiç buluşmadım . Onlara kendimi gizemli , güçlü ve eşcinsel olarak tanıtmıştım . Aklımdan hikayeler yazıp anlatıyordum . Bir erkekle olduğumu nasıl ilişkiye girdiğimizi vs vs aklımda canlandırıp anlatıyordum . Bu da 2 sene sürdü ve 2 sene sonra herşeyi itiraf ettim onlara da  .
Miladı anlatalım . 11. sınıfta M_m'e olan aşkım içimde bir çığ gibi büyüdü çekilmez oldu . Sanki içimde biri ölmüş ve cesedi şişmeye başlamış vücudumu parçalamak için beni alabildiğine zorluyor . Dayanamadım daha fazla ve mesajla ona önce eşcinsel olduğumu sonra aşık olduğumu söyledim . Onun yaptığı ise bana 4-5 mesaj uzunluğunda hakaretlerle dolu bir mesaj göndermek oldu . Orda dünyam başıma yıkıldı ve depresyonun en derin noktasına doğru sürüklendim . Ben dipte yaşarken dünyam gerçekten gıpgriydi . Hiçbirşey güzel değildi . hiçbirşey iyi değildi.
Derken ben eşcinsellikten kurtulmak için araştırma yapmaya başladım . Bilimin çatıştığı bir konuydu ve Türkiye'de bir psikologla tanıştım ki adı H.Kaçın . Adamla msn üzerinden gece en az 3 saat boyunca yazıştık . Ben ailemden para isteyemeyeceğimi istesem de veremeyeceklerini ve benim de paramın olmadığını söylüyordum . O ise ilk terapiye gel bi bakarız falan diyordu . Derken bana ücretsiz terapi teklifinde bulundu ben de hemen kabul ettim lakin terapiyi kendisi değil , asistanı ya da öğrencisi konumundaki M_h idi .
Bu konu çok ince bir konu olduğu için psikoloğun bu konudaki çalışmalarına tepki olarak birçok tehdit almış olması , psikoloğun sitesinin çok gerçekdışı durması gibi etkenler beni korkuya da sevk etmişti . Gitmeden önce aklıma bu kişilerin mafya bile olabileceği gelmişti . Ama ben her şeyi göğüslemeye gerekirse bu yolda çabalarken ölmeye karar vermiştim çünkü değişmeliydim böyle hayat asla geçmezdi ve ailem çevrem bunu asla kabullenemezdi .
Ben herşeyi göze alarak ilk terapiye gittim . M_h ile bazı şeyler konuştuk ve aklımda parlayan bi tablo oluştu . Bu tabloyu oluşturan hocamın ; bunu , beni terapiye çekmek için yaptığını düşünüyorum lakin önemi yok bi şekilde cezbedilmiştim ve terapiye devam edecektim . Bu tabloda şunlar vardı :
I.   Hayatım kadınlar arasında geçti .
II.   Hayatımda hiç babam olmadı .
III.    Annem bana evin babalığı rolünü vermişti .
IV. İçimde tamamen annem vardı .
Bu anlattıklarımı hikayemin buraya kadar olan kısmını okuyup teyit edebilirsiniz ki ben de zaten onun için yazdım . Örneğin ; hayatımdaki güç unsuru ilkokuldaki erkek arkadaşımdı babam olması gereken yerde . Babamla olan anılarımı da hatırlamam gerekirken hatırlayamıyordum çünkü yoktu o sadece çalışıyordu ve ben annemin eteğine yapışmış kadın gezmelerine gidiyordum . Sünnetimde bile babam yoktu yanımda . Ben sünnet olurken en yakın komşumuz ve annemin erkek akrabaları vardı . Babam çalşıyordu 2 saatlik izin bile almamıştı belki almak istedi belki istemedi ..
Bu tablo neden eşcinsel olduğumu büyük oranda açıklayabiliyordu . Derken 2. , 3. , 4. ... terapi gerçekleşti ve ben 11. sınıfın ortasındaydım . Tüm bunların yalan olduğunu değişebilen hiçbir eşcinsel olmadığını düşünürken gece yurtta tek başıma '' Prayers for Bobby '' adlı filmi izledim . Ordaki eşcinsel gencin intihar etmeye kalkışması ve buna cesaret edip köprüden atlaması beni hıçkırıklara boğdu ve yurttan fırladım dışarı . Deniz kenarına gittim kenarlar kayalıktı . M_h 'ya intihar edeceğimi belirten bi mesaj attım . Sadece ona attım çünkü bu dünyada bana yardım eden tek kişi oydu .
Deniz kenarı kayalıktı , o zaman yüzmeyi bilmiyordum . Denize girdiğimde ilk enerjiyle ileri gidip orda kalacaktım ve boğulacaktım çünkü yüzmeyi bilmiyordum . Ağladım ağladım ve ağladım . Ama cesaret edemedim bu sinirle telefonu çıkartıp denize fırlattım . İçimden '' Bu dünya o kadar da zor olmamalı her şey benim elimde her şeyi düzeltebilirim '' gibi düşünceler geçiyordu . Yurda döndüm ve hayatıma devam ettim .
 M_h ile terapilerimiz devam etti . Bu süreçte bir kopma yaşadık ben 3 kere üst üste bir mazeretle gitmedim terapiye çünkü korkunç gelmeye de başlamıştı . Bu bahaneleri ben uydurmadım hayat sundu ve ben de kabullendim . Lakin bu terapilere devam etmem gerektiğinin farkına varıp tekrar iletişime geçtim . Bu arada psikoloji okumaya ve insanlara yardım etmeye karar verip sayısaldan eşit ağırlık bölümüne geçtim .
Terapi sürecinde babamla olan sorunlarımı annemle arkadaşlarımla ve kendimle olan sorunlarımı çok net gördüm . Bu konuda en büyük ipuçlarını rüyalarım verdi ve tabi bu ipuçlarını iyi değerlendirmemde bana yardımcı olan M_h . Bir  ilginç nokta da süreç boyunca hiç direktif almadım nerdeyse . Yani terapilerde gözlerimin önüne serdiğimiz tabloya göre ben hareket planımı ayarlıyordum . Sonra süreç boyunca aslında en büyük sıkıntım olan '' kendimi sevmek '' kavramına geçtik . Bu kavram üzerine bireysel ve grup terapilerine devam ediyoruz . Eşcinsellik sorunu tamamen çözüme kovuştu lakin en büyük sorunun bu olmadığını fark ettiğimden dolayı terapilere devam ediyorum .
M_h bana en başaramayacağım , imkansız denen şeyi başartacak güç iradeyi verdiği için ve bana bu yolda rehberlik yaptığı için hayatımda en büyük yeri olan kişilerden biri . Zaman zaman yaşadığımız zorluklar terapilerin bazılarında ağlamış olmam susmuş olmam benim koyduğum zorluklardı lakin sabırla bu zorlukları da aştım . Kendisini cidden çok kızdım bazen telefonlarımı açmaması maillere hiç cevap vermiyor olması vs vs .
Kendimi tanıdığımda hayat çok farklı geldi . Buna ben kimim sorusunun cevabını bulmak da denilebilir . Ama bu cevap kelimlerle açıklanamaz bu bir histir ve insana özgüven verir . Bu açıdan hayatımı anlamlandırmamda bana rehber olan M_h 'ya sonsuz teşekkürler ..
Bu dönemin başı üniversiteye giriş yaptım ve M_y adlı kızla tanıştım 4 aydır her gördüğümde ona karşı olan sevgimi yüreğimde hissedebiliyorum . Arkadaşlık kurdum başta sonra çok vakit geçmeden sevdiğimi söyledim . Ama cevap olumsuzdu . Ondan tamamen ayrılamadım en az on kere konuşmama kararı aldık ama her seferinde birimiz bozdu bu kararı . Kovalamacalar devam etti derken geçen gün cafeye çağırdım . Geldi . Elinden tuttum '' seni seviyorum , benimle olur musun '' dedim . Kabul etti ve şuan beraberiz . Şuan düşünüyorum da 2 sene önce bir kıza karşı böyle bir harekette bulunma ihtimalim yoktu ama terapinin ve zamanın yardımıyla her şey DEĞİŞTİ ....

ERNESTO - BİR VAROLUŞ ÖYKÜSÜ
an existing story :)
« Son Düzenleme: 11 Nisan 2013, 10:14:42 ös Gönderen: psikolog »